Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi

Birbirini tamamlayıcı özellikler gösterseler de plastik ve rekonstrüktif cerrahi ile estetik cerrahi birbirinden ayrılmaktadır. Plastik ve rekonstrüktif cerrahi vücut yüzeyinde doğuştan veya sonradan edinilmiş her türlü anomalinin, şekil ve fonksiyon bozukluklarının tedavi edilmesini amaçlar. Temel amacı şekil ve fonksiyon bozukluğu mevcut ise bunu uyguladığı yöntemler ile tedavi ederek normal seviyelere çekmektir. Estetik cerrahi ise sağlığı bozan herhangi bir durum olmamasına rağmen mevcut durumun daha iyi hale getirilmesini amaçlar.

Plastik ve rekonstrüktif cerrahinin ilgilendiği anomaliler ve şekil bozuklukları deriyi, deri altı bölgeyi ve kemikleri etkileme potansiyeline sahip durumlardır. Estetik cerrahinin ilgilendiği durumlarda ise böyle bir durum söz konusu değildir. Plastik ve rekonstrüktif cerrahinin ilgilendiği alanları örneklemek gerekirse; yarık dudak – damak, yüz bölgesindeki asimetriler ve yarıklar, meme yokluğu verilebilir. Sonuç olarak plastik ve rekonstrüktif cerrahinin temel amacının mevcut bozukluğu veya yok olma durumunu doğala en yakın dokular sayesinde normal seviyeye çekmek olduğu söylenebilir.

Estetik cerrahinin temel motivasyonunu oluşturan nokta herhangi bir sağlık problemi değil, estetik kaygıdır. Bu estetik kaygı mükemmele ulaşma amacını yanında getirir. Söz gelimi herhangi bir doku kaybı, anormali ya da şekil bozukluğu olmasa dahi vücudun belli bölgelerine çeşitli teknikler kullanarak mükemmeli yakalamak amacıyla müdahale etmek estetik cerrahinin konusu içine girmektedir. Estetik cerrahi, plastik ve rekonstrüktif cerrahinin alt dalı olarak gösterilebilir. Estetik cerrahinin ilgilendiği alanları örneklemek gerekirse; burun bölgesindeki şekil bozukluklarının düzeltilmesi, yüz ve cilt gençleştirme, saç ekimi olarak sayılabilir.