Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Üretra Darlığı Tedavisi

Üretra Darlığı Tedavisi Hakkında
Üretra Darlığı Tedavi Türleri
Üretra Darlığı Tedavi Öncesi
Üretra Darlığı Tedavi Sonrası
Sık Sorulan Sorular

Üretra; mesane, diğer adıyla idrar kesesinden idrar çıkış deliğine kadar uzanan, erkeklerde 24-26 cm arası, kadınlarda ise ortalama 4 cm uzunluğunda olan, vücudumuzun idrar çıkış borusu olarak da tanımlayabileceğimiz organdır. İki ucu açık bir tüp şeklinde nitelenebilecek üretra, idrarın insan vücudundan atılma aracıdır. Erkeklerde ise kadınlardan farklı olarak idrar dışında prostat bezi sıvıları ile meni de üretra yolu ile vücuttan atılır.

Üretra darlığı, bahsi geçen idrar çıkış borusunun herhangi bir sebeple daralması ve bunun sonucunda idrar çıkışında güçlük yaşanması rahatsızlığıdır. Vücudumuzun üretra ve mesane ikilisinden oluşan alt üriner sistemi, idrarın uygun hız ve basınçla depolanması, yine yeterli seviyede basınçla dışarı atılması görevinden sorumludur. Alt üriner sistemde işlevsel, anatomik veya sinirsel sebepli bir aksaklık meydana geldiği takdirde bu durum kişide idrarı dışarı atma problemleri oluşması sonucunu doğurabilecektir.

Erkeklerdeki ortalama üretra uzunluğunun kadınlardakine oranla yaklaşık 6 kat daha fazla olması sebebiyle üretra darlığı erkeklerde çok daha yoğun şekilde görülmektedir. Tıbbi veriler incelendiğinde kadınlarda görülen üretra darlığı vakalarının önemli bir kısmını hormonal sebepler oluştururken, erkeklerde oluşan üretra darlığı vakalarının hem genetik nedenler hem de sonradan oluşan nedenlerden kaynaklanabildiği görülmektedir.

Ürolojik hastalıkların en bezdiricilerinden biri olan üretra darlığı, tedavi edilmediği takdirde %100’e yakın bir oranda ve daha şiddetli bir biçimde tekrarlar. Nitekim tedaviyi reddeden üretra darlığı sahibi hastaların neredeyse tamamının belirli bir süre içerisinde şiddetlenen ağrı ve diğer semptomlarla geri dönerek tedavi talep ettiği gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra üretra darlığı, kusursuz bir tedavi ile giderilse dahi %10 gibi korkutucu bir tekrarlama oranını haizdir.

Düzgün biçimde tedavi edilmemiş cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ve kasık bölgesine darbe gelmesi suretiyle travma etkisi yaratabilecek trafik kazası vb. olaylar, herhangi bir sebeple doğru biçimde takılamamış bir sonda, çocuğun idrar yaptığı deliğin penisin ucunda değil de altında olması da olarak tanımlanabilecek hipospadias onarımı esnasında oluşabilecek ufak bir komplikasyon, sert geçmiş bir prostat ameliyatı veya sistoskopik işlem sonradan üretra darlığına neden olabilecek unsurlar olarak sayılabilir. Bunun yanında bazı doğumsal anomaliler de üretra darlığına neden olabilir. Bu durum kadında üretra ucunda darlık, erkekte ise üretra başlangıcında bir kapakçık olarak kendini gösterir.

Üretra darlığı kendini pratik hayatta sıklıkla gösterecek belirtilere sahiptir. Kişinin idrar tazyikinde azalma ve idrarın olağandan ince çıkması, idrar çıkışı esnasında yanma hissi yaşama, idrarın çatallı bir biçimde çıkması, idrarın son aşamada fazladan damlama yapması, tam olarak boşalamama hissi üretra darlığının semptomları arasında sayılabilecekken, basıncın alt üriner sistemce doğru bir biçimde sağlanamaması sebebiyle idrar tazyikinde azalma bunların en sık karşılaşılanıdır.

Nitekim anılan belirtilerle beraber hastada idrar yapmada zorlanma, idrar kaçırma, hassas ve kızarık penis ucu, penis ucundan iltihabi akıntı ve idrar ile menide kan gibi şikâyetler söz konusu olacaktır. Hasta bu belirtileri kendisinde gözlemlediği takdirde en kısa zamanda bir üroloji uzmanına görünmelidir.

Üretra darlığı teşhisi konulabilmesi adına hasta ilk olarak hekimce fizikî muayeneye alınacaktır. Muayene esnasında hekimce idrar kanalı dış ağzına bakılacak ve bölgede önceden geçirilmiş ve üretra darlığını tetiklemiş olabilecek ameliyat izleri aranacaktır. Ardından hastanın idrar akış hızı üroflowmetri denilen cihaz yardımıyla ölçülür ve kişiye tam idrar analizi yapılır. İdrar hız testi ile beraber hekimde yeterli şüphenin oluşması durumunda retrograde üretrografi de denilen ilaçlı üretra röntgen çekimi ve endoskopik-sistoskopi görüntüleme yöntemi ile üretra darlığının varlığı kesin olarak teşhis edilir. Hastalığın yalnızca varlığının tespiti teşhis açısından yeterli olmayıp, uygulanacak tedavinin tercihi açısından da darlığın uzunluğunun öğrenilmesi de zarurîdir. Hem mesane bölgesine hem de sondaya ilaç verilmek suretiyle X-Ray cihazında yapılacak bir görüntüleme ile üretra darlığının uzunluğu da tespit edilir.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. Temuçin Şenkul

Üretra Darlığı Tedavisi Hakkında

Üretra darlığı birden çok başarıyla uygulanabilir tedavi yöntemi bulunan bir hastalıktır. Üretra darlığının ilaçla tedavisi günümüz koşullarında mümkün olmayıp, mevcut tüm tedavi opsiyonları cerrahi yöntemlerden oluşmaktadır. Hastanın üretra darlığı tedavisi için kendisine uygulanacak tedavi yöntemini seçme alanı birçok hastalığa nazaran çok daha geniştir.

Üretra Darlığı Tedavisi Nedir?

Üretra darlığı tedavileri arasında ilk olarak kapalı yöntemlerle tedavi de denebilecek üretrotomi intern gelir. Üretrotomi intern de kendi içerisinde soğuk bıçak yöntemi ve üretra darlığı lazer tedavisi olacak şekilde hastaya iki seçenek sunmaktadır. İkinci bir yöntemse kateter yolu ile tedavi olarak da tanımlanabilecek üretral dilatasyondur. Üretra bölgesine yerleştirilecek üretral stentlerse bir üçüncü üretra darlığı tedavi yöntemidir. Üretra darlığından mustarip bir hastanın başvurabileceği son yöntemse açık ameliyat, tıbbî adıyla üretroplasti yöntemidir.

Üretra Darlığı Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Üretra darlığı rahatsızlığının giderilmesi adına birçok tedavi yöntemi bulunmakla beraber; maliyet, zorluk, darlığın uzunluğu, hastanın psikolojik durumu gibi birçok unsur hesaplanarak uygun tedavi yönteminin seçilmesi, hastaya tedavi yöntemlerinin avantaj ve dezavantajlarıyla detaylı bir biçimde uzman hekimce anlatılması kritik bir önemi haizdir. Tüm bu tercihler cerrahi yöntemlerden oluşuyor olmasına rağmen hasta açısından farklı rehabilitasyon süreci, farklı maliyet ve farklı başarı oranlarına sahiptirler.

Üretra Darlığı Tedavi Türleri

Üretra darlığı vakalarında daha kolay ve daha az maliyetli olması sebebiyle sıklıkla üretrotomi intern ilk tercih edilen yöntemdir. Üretrotomi intern ile başarı sağlanamayan veya başarı sağlansa dahi tekrarlayan operasyonlar sonrası tercih edilen yöntemse genelde daha maliyetli ve zor bir operasyon olan açık ameliyat yöntemidir. Nadir vakalarda ise üretral dilatasyon yöntemi üretra darlığının giderilmesi için tercih edilebilir.

Üretrotomi İntern

Üretrotomi intern, üretra darlığı tedavisinde sıklıkla ilk tercih edilen yöntemdir. Bunun sebepleri arasında kapalı ameliyat usulünün halkın gözünde daha az korkunç bulunduğu gerçeği, üretrotomi internin diğer yöntemlere göre daha basit bir operasyon ve ardından çok daha kısa süreli bir taburcu olma ve rehabilitasyon sürecine sahip olması, yine bu kapsamda daha az maliyeti haiz olması gibi etkenler sayılabilir.

Üretrotomi intern birbirine çok benzer iki şekilde gerçekleştirilebilir. Bunlardan ilki ve yoğunlukla tercih edilen soğuk bıçak yöntemidir. Bu işlemde ucunda bir kamera ve bir adet ışık kaynağı bulunan spesifik cihazlar yardımıyla idrar deliğine girilerek üretra darlığının oluştuğu noktaya kadar bu aygıt yardımıyla ilerlenerek cerraha direkt olarak görüş sağlanması, bu kapsamda darlığın soğuk bir bıçak ile kesilerek açılması ve idrar borusunun bu suretle rahatlatılması söz konusudur. Soğuk bıçak yöntemi hastanın durum ve/veya tercihine göre genel anestezi veya belden bölgesel uyuşturma da diyebileceğimiz spinal anestezi altında gerçekleştirilebilir. Ortalama kalem büyüklüğünde, yaklaşık olarak 30 cm uzunluğunda denebilecek metal bir tüp idrar girişi yolundan penis içerisine sokularak üretra darlığının oluştuğu bölgeye doğru ilerletilir. Bahsi geçen metal tüp içerisinden yıkama sıvılarının geçmesine olanak sağlamakta ve aynı zamanda bu sıvıların akışını kontrol altında tutmaya yarayacak kapaklara sahip, aynı zamanda bir ışık kaynağı görevi gören, gerektiği takdirde optik bir sistem vesilesiyle bölgedeki tüm doku, damar vb. unsurları görebilen, operasyonu engelleyebilecek kan damarlarını yakabilen, soğuk bıçak ile daralan kısımları kesmeye izin veren rezektoskop isimli aletin de kullanılabilmesine ve bu kapsamda üretra darlığının giderilmesine olanak sağlar. Operasyon boyunca darlığın giderilmesi adına kesilecek dokular ve kanın temizlenmesi gerekmekte olup, bu nedenle metal tüp vasıtasıyla operasyon boyunca sıvı akıyor olacaktır. Operasyon sonrası ise üretradan mesane bölgesine kadar uzanan, idrar sondası da denebilecek bir kateter, yani yumuşak kauçuk bir tüp birkaç gün boyunca burada kalmak üzere yerleştirilir. Anlatılan yöntemin birebir aynı şekilde uygulanması, fakat üretra darlığının giderilmesi adına doku ve sıkışıklıkların soğuk bıçak değil, lazer yöntemiyle kesilmesinin tercih edilmesi durumu ise lazer yöntemi ile tedavi gerçekleştirilmesidir.

Üretrotomi intern işlemi darlığın tipine göre 20 dakika ile bir saat arasında sürmekte olup, basit bir işlem oluşundan ötürü oldukça ilerlemiş durumda olmayan üretra darlığı vakalarında genellikle ilk tercih edilen tedavi yöntemi olur. Hasta çoğunlukla ameliyat olduğu gün hastaneden taburcu edilmekte, ameliyat sonunda kendisine takılan idrar sondası ise ortalama 3 günlük bir süre sonunda çıkartılmaktadır. Rehabilitasyon süreci hasta için oldukça basit ve ağrısız geçecek, idrar sondasının çıkartılmasıyla beraber derhal normal hayatına dönebilecektir. Lâkin yine de önlem amaçlı olarak üretrotomi intern yöntemi ile tedavi edilen hastaların en az iki haftalık bir süreçte cinsel ilişkiye girmemesi ve ağır spor vb. bölgede hasara yol açabilecek işlem yapmaması hekimlerce tavsiye edilir.

Üretrotomi intern, uygulanması ve rehabilitasyon süreci açısından oldukça tatmin edici bir yöntem olmasına rağmen başarı oranının aynı tatmin edicilikte olduğunu söylemek kesinlikle mümkün değildir. Nitekim 1 cm’yi aşmayan üretra darlıklarının üretrotomi intern yolu ile tedavilerinde kısa dönem hasta geri dönüşlerinde %50-%85 arası bir başarı oranı mevcut gibi gözükse de uzun vadede başarı oranının %6-%28 arası gibi hasta açısından hiç de tatmin edici olmayan bir başarı oranı mevcuttur. Geçtiğimiz süreçte tıp dünyasında bu başarı oranını artırmak adına çeşitli denemeler yapılmıştır. Ameliyatın sonunda takılan idrar sondasının takılı kalma süresi 6 haftaya kadar çıkartılmış, ancak tıbbî veriler ışığında idrar sondasının takılı kalma süresi ile üretra darlığının nüksetmesi arasında herhangi bir bağ bulunamamış ve idrar sondasının takılma süresinin artırılmasının rahatsızlığın nüksetmemesi adına bir faydası olmadığı kanısına varılmıştır. Yine operasyon esnasındaki kesme işlemleri için soğuk bıçak yerine lazer kullanılmasının da istatistiklere yansıyacak herhangi bir sonuç vermediği gözlemlenmiştir.

Düşük bir başarı yüzdesi olsa dahi işlemin kolaylığı ve rehabilitasyon sürecinin kısalığı sebebiyle üretra darlığı 1 cm’yi aşmayan hastalara hekimlerce ilk olarak üretrotomi intern yöntemi önerilmektedir. Üretrotomi intern yönteminin başarılı olamadığı veya operasyon başarılı geçse dahi darlığın nüksettiği durumlardan tekrardan bir üretrotomi intern gerçekleştirilmesi söz konusu olamayacak ve hastanın rahatsızlığın giderilmesi adına diğer tedavi yöntemlerini göz önünde bulundurması gerekecektir.

Üretral Dilatasyon

Üretral dilatasyon, üretra darlığının diğer tedavi yöntemlerinden farklı olarak doktorun yanı sıra hasta tarafından kendi kendine de uygulanabilen bir yöntemdir. Bu işlemde üretra, sert bir sonda veya buji aracılığıyla düzenli olarak genişletilmektedir. Üretral dilatasyon, tıp dünyasında bir dönem boyunca üretrotomi intern sonrası düzenli olarak kullanılarak üretra darlığının nüksetmesinin önüne geçilmesi adına kullanılmış, ancak tıp dünyasındaki yeni çalışma ve araştırmalar üretral dilatasyon işleminin doktor veya hasta tarafından haftada 2 olacak şekilde düzenli olarak bir yıl süreyle gerçekleştirilmesinin dahi üretra darlığının nüksetmemesi adına herhangi bir katkısı bulunamadığını göstermiştir. Yine de uzun bir süre uygulama alanı bulan üretral dilatasyonun hiçbir işe yaramadığını söylemek yanlış olacaktır, nitekim üretral dilatasyon işleminin düzenli gerçekleştirildiği takdirde darlığın gelişmesine kadar olan süreci uzattığı gözlemlenebilmiştir. Üretral dilatasyon işlemi, içerisinde bölgesel anestezik ilaçlı madde bulunan spesifik jeller yardımıyla hekim tarafından veya evde bizzat hasta tarafından gerçekleştirilir. Uzun dönemde bir başarı oranı gözlemlenemeyen üretral dilatasyon, yine de hastanın uygulama sonrası derhal olağan hayatına herhangi bir aksaklık yaşamdan dönebilmesi ve herhangi bir ilaç kullanma gerekliliğini haiz olmaması sebebiyle birçok hasta tarafından açık ameliyat opsiyonu yerine tercih edilmektedir.

Üretral dilatasyon işlemi her ne kadar üretra darlığı oluşumunu geciktiriyor olsa da belirli bir süreçte defalarca tekrarlanması yaranın sertliğini artıracak ve bu durum ileride üretra darlığını gidermek adına zarurî olabilecek bir açık ameliyatının da daha zor hale gelmesini sağlayarak başarı oranını düşürebilecektir. Bu kapsamda hastanın ilgili hususta hekim tarafından uyarılması, düzenli üretral dilatasyonun tedavi niteliği olmadığı ve ileride gerçekleşecek muhtemel bir tedavi açısından da zorluk teşkil edebileceği bilgisinin kendisine mutlaka anlayacağı bir dilde anlatılması oldukça önemlidir.

Üretral Stentler

Hem görüntü hem de işlevsel anlamda kalp stentlerine benzeyen üretral stentler, üretral darlığa içeri kısımdan yerleştirilen genişleyebilir bir kafes yapı yoluyla idrarın idrar borusundan rahat bir şekilde akışını sağlayacak yapay bir kanal yaratılmasına hizmet ederler. Üreteral stentlerin kullanımı daha ziyade kısa ve derinliği az olan üretra darlıklarında yaygındır.

Yaklaşık olarak 30 dakika süren ve ameliyat esnasından herhangi bir komplikasyona rastlanmayan üretral stent takılma işlemi sonunda hastaya genellikle idrar sondası takılmaz. Hasta sıklıkla aynı gün hastaneden taburcu olabilecek ve derhal olağan hayatına dönebilecektir. Tıpkı üretrotomi internde olduğu gibi basit işlem, hızlı ve rahat rehabilitasyon süreci gibi özellikleriyle hastayı bu açıdan memnun eden üretral stentler, maalesef aynı başarıyı yine tıpkı üretrotomi internde olduğu gibi hastalığın nüksetmemesi anlamında gösterememiştir. Nitekim tıbbî veriler incelendiğinde uzun dönemde üreteral stent takılmış hastaların memnuniyet oranının %30’un altında olduğu görülmektedir.

Açık Cerrahi

Açık cerrahi yöntemi, birçok hasta için ilk bakışta oldukça korkulacak ve belki de son tercih olarak görülecek olsa da günümüzde üretra darlığı tedavisi adına kalıcı olarak önerilen yegane yöntemdir. Nitekim açık cerrahi yöntemi, üretra darlığı tedavisinde sayılan diğer tedavi yöntemlerinden hiçbirinin yanına dahi yaklaşamadığı %85 gibi yüksek bir başarı oranını haizdir.

Açık cerrahi yönteminde hekim, idrar kanalında darlığa yol açan problemli kısmı bölümü çıkartarak sağlam uçları birbiriyle yeniden birleştirme işlemini gerçekleştirir. Bu sayede idrar kanalındaki darlık tamamen giderilmiş olacak ve alt üriner sistem tarafından akış ve gerekli basınç tekrardan sağlanabilerek idrarın doğru şekilde vücuttan çıkışına imkân tanınacaktır. Bazı vakalarda darlığın uzun olması sebebiyle sağlam olan iki ucu birbirine bağlamak mümkün olmayabilecektir. Bu tür durumlarda vücudun başta ağız içini kaplayan cilt dokusu olan mukoza olmak üzere çeşitli yerlerinden doku alınarak ilgili bölgeye yama yapılarak arada kalan boşluk kapatılır ve sağlam uçların birbirine bu şekilde bağlanması ve hastaya ameliyat sonunda idrar sondası takılması imkânı yaratılır.

Gerek bölgesel gerek genel anestezi yöntemi ile yapılabilecek açık cerrahi yöntemi, üretra darlığının uzunluğuna göre değişmek üzere ortalama 1 saat ile 2,5 saat arasında sürmektedir. Hasta operasyonun ardından genellikle bir geceliğine hastanede yatırıldıktan sonra ertesi gün hekim tarafından antibiyotik ve ağrı kesici verilerek taburcu edilir. Operasyonun zorluğu ve hastanın rehabilitasyon hızına göre takılan idrar sondası 10 gün ile 21 gün arasında çıkartılacak ve hasta rutin hayatına tamamen ve rahatça dönebilecektir.

Diğer üretra darlığı tedavi yöntemlerine kıyasla daha zorlu bir operasyon ve nispeten uzun bir rehabilitasyon süreci sunmasına rağmen açık cerrahi, %85’i bulan memnuniyet oranıyla en parlak yöntem olarak kendini göstermektedir. Yine de açık cerrahi yöntemi ile tedavi edilen üretra darlığına sahip hastalarda ameliyat sonrası sertleşme bozukluğu, kanama, enfeksiyon ve penis eğriliği gibi şikâyetler söz konusu olabilmektedir.

Üretra Darlığı Tedavi Öncesi

Üretra darlığının tedavisi için hangi tedavi yönteminin ne ideal olduğunun tespiti önemli bir husustur. Bu kapsamda hastanın öncelikle düzenli veya ara sıra kullandığı ilaçların tümünü içeren bir listeyi hekime iletmesi gerekir. Nitekim tansiyon ilaçları, kan sulandırıcı ilaçlar, antibiyotik vb. birtakım ilaçlar cerrahi operasyonun gidişatını etkileyerek hasta için hayatî risk oluşmasına neden olabilecektir. Yine hemen her ameliyatta olduğu gibi hastanın ameliyat öncesi periyotta alkol ve sigara tüketimi yapmaması gerektiği hastaya hekimce hatırlatılmalıdır. Üretra darlığını etkileyen özel bir durumu tespit edilmemiş olsa da alkol ve sigara tüketiminin, ameliyat öncesi periyotta gerçekleştirildiği takdirde başarı oranını düşürdüğü istatistikî verilerle ispatlanmıştır.

Hastanın Durumunun Analiz Edilmesi

Hastanın yaşı, sağlık durumu ve tercihleri tedavi yönteminin belirlenmesinde elbette rol oynayacaktır, ancak tedavi tercihinde başrol şüphesiz darlığın uzunluğu olacaktır. Bu kapsamda hangi cerrahi operasyonun analizinin hekim tarafından sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için darlığın uzunluğunun tespiti adına radyolojik görüntüleme ve üretrosistoskopi yöntemleri kullanılır.

Radyolojik Görüntüleme

Radyolojik görüntüleme, hastaya idrar çıkışı deliğinden radyolojik görüntüleme yapılmasını sağlayacak kontrast bir madde verilerek yapılan işlemdir. İdrar çıkış deliğinden verilen kontrast madde bu bölgeden üretra bölgesine kadar ulaşır ve bu işlemin ardından radyolojik görüntülemeye sokulan hastanın sahip olduğu darlık hekimce incelenir. Radyolojik görüntüleme ile darlığın uzunluğu detaylı bir biçimde incelenerek hekime operasyon öncesi analiz imkânı tanır.

Üretrosistoskopi

Üretrosistoskopi, hastanın idrar kanalına ışık ve kamera destekli bir kablonun sokularak üretra darlığının olduğu bölgeden görüntüleme alınması işlemidir. Hekim, üretrosistoskopi esnasında darlığı direkt olarak görebilecek ve bu kapsamda uzunluğunu da göze alarak doğru tedavi yönteminin tercih edilmesi adına analizini gerçekleştirebilecektir.

Hastaya Uygun Tedavi Yönteminin Seçilmesi

Hekim, kullanılan görüntüleme yöntemleriyle beraber darlığın uzunluğu tespit ettikten sonra bu veri, hastanın yaşı, sağlık durumu gibi diğer verilerle birleştirilerek hastaya uygun tedavi yöntemi belirlenecektir. Uzunluğu 1 cm’yi aşmayan darlıklarda hekimce genelde üretrotomi intern yöntemi önerilmekte, uzunluğu 1 cm’yi aşan veya üretrotomi intern yöntemiyle tedavi edilmesine rağmen nükseden darlıklarda ise genelde kesin çözüm adına açık ameliyat yöntemi önerilmektedir.

Üretra Darlığı Tedavi Sonrası

Nüksetmeye oldukça yatkın bir rahatsızlık olan üretra darlığı, bu bakımdan tedavi sonrası hastanın konuya yüksek ölçüde özen göstermesini gerektirir. Rehabilitasyon sürecinin hızlı olması ve hastanın rutin hayatına pek zorlanmadan dönmesi sebebiyle unutulabilecek olsa da kontrollerin aksatılması veya hastanın hekimce konulan belirli kurallara uymaması sonucu bölgede yeniden oluşacak bir darlık ve/veya bu darlığın geç teşhisi hastayı belki de daha zorlu bir yeniden tedavi sürecine girmek durumunda bırakabilecektir. Hal böyle olunca, tedavi sonrası kontrollerin aksatılmadan yaptırılması ve hastanın belirli kuralları istisnasız uygulaması operasyonun başarı oranını etkileyecektir.

Kontrol Süreci

Hastanın tedavi sonrası hekimce düzenli olarak kontrol edilmesi kritik bir önemi haizdir, nitekim özellikle sık tercih edilen üretrotomi intern yöntemi ile tedavi edilen üretra darlıklarının oldukça yüksek bir kısmının nüksettiği gözlemlenmiştir. Bu kapsamda hastanın idrar akış hızının kontrolü ve bilhassa görüntüleme yöntemleriyle yeniden bir darlık oluşumu başlayıp başlamadı gözlemlenmelidir. Cerrahi operasyonun ardından 4 ay geçmesiyle beraber herhangi bir nüksetme eğilimi görülmediği takdirde tedavinin başarılı sonuçlandığı varsayılabilecektir.

Hastanın Yapması Gerekenler

Tedavi sonrası hastaya düşen en büyük görev rutin kontrollerini aksatmamak olacaktır. Bunun dışında hastanın özellikle operasyon sonrası ilk 2 haftalık süreçte bölgede tekrardan travma oluşmasına neden olabilecek ağır spor vb. hareketlerden kaçınması gerekir. Yine aynı süreçte cinsel ilişkiye girmemesi de hekimin hastaya önerecekleri arasında olacaktır. Hastanın operasyondan sonraki 6 haftalık süreçte hastanın sıvı ağırlıklı ve doğal beslenmesi, sonraki altı haftalık süreçte ise hekim gözetiminde katı besinleri de öğünlerine dahil etmesi yine genellikle önerilen unsurlardandır. Hekimce hastaya düzenli olarak üretral dilatasyon yöntemini uygulaması belirtildiyse, hasta hekimin belirttiği periyotlar kapsamında üretral dilatasyon yöntemini aksatmadan uygulamalıdır.

Sık Sorulan Sorular

Üretra Darlığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Üretra darlığı tedavi edilmediği takdirde hastada sık sık idrar yolu enfeksiyonları, idrar yapmada zorlanma, mesanede taş oluşumları, idrar yapma esnasında kanama ve/veya yanma, mesanedeki idrarın boşaltılamamasından kaynaklı taşma şeklinde idrar kaçırma, hidronefroz da denen böbreklerin idrar basıncının artması sonucu şişmesi, ilerlemiş vakalarda böbreklerde kalıcı hasar veya fonksiyon kaybına ve hatta direkt olarak böbrek kaybına yol açabilecektir.

Üretra Darlığı Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Üretra darlığı tedavisi, yani cerrahi operasyonun ne kadar süreceği tamamen darlığın durumuna ve elbette uygulanacak tedavi yöntemine bağlıdır. Üretrotomi intern yönteminin ortalama 20 dakika ile 60 dakika arası, üreteral stent yöntemi ortalama 30 dakika, açık cerrahi yönteminin ise ortalama 1 ile 2,5 saat arası sürdüğü söylenebilecek olmasına rağmen, birçok zaman bu sürelerin darlığın durumu itibarıyla fazlasıyla aşılabildiği görülmüştür.

Tedavi Sürecinde Alkol ve Sigara Kullanımının Sakıncası Var Mı?

Alkol ve sigara kullanımının üretra darlığı tedavisi özelinde tespit edilmiş bir handikapı olmamasına rağmen, her standart cerrahi operasyon öncesi önerilmediği gibi üretra darlığı tedavisi öncesinde de alkol ve sigara kullanımının kesilmesi gerekmektedir. Alkol ve sigaranın üretra darlığı tedavisi sonrası kullanımının rahatsızlığın nüksetme oranını artırdığı gibi bir sonuç tıp dünyasınca gözlemlenememiştir.

Tedavi Günlük Hayatı ve İş Hayatını Nasıl Etkiler?

Üretra darlığı tedavisinin tamamlanmasıyla beraber hasta en fazla birkaç gün içerisinde olağan hayat akışına geri dönebilecek olup, yalnızca ortalama 2 haftalık bir süreyle ağır spor, cinsel ilişki vb. bölgede travma yaratabilecek faaliyetlerden uzak durması önlem amaçlı önerilmektedir.

Hasta Üretra Tedavisinden Sonra Ne Zaman Cinsel İlişkiye Girebilir?

Hasta üretra tedavisinin tamamlanması ve ameliyat sonrası ise takıldı ise ortalama 3 gün içerisinde sondanın idrar yolu kanalından çıkartılmasıyla normal hayatına dönebilecek olsa da yine de uzmanlar tarafından önlem amaçlı olarak en az 2 hafta süreyle bölgeyi olası travmalardan korumak adına hastanın cinsel ilişkiye girmemesi önerilir.

Tedaviden Sonra Çocuk Sahibi Olmak Mümkün Mü?

Üretra darlığı tedavisi kısırlığa yol açmamakta, dolayısıyla tedavi sonrası hastanın çocuk sahibi olmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. Açık ameliyat yöntemi ile tedavide belirli komplikasyonlarda üreme açısından problemler görülebilmekte olsa da bu problemler kişide kısırlık ortaya çıkmasından değil, meninin vücuttan dışarı atılmasında belirli etkenler ortaya çıkabilmesindendir. Nitekim üretra darlığı tedavisinde en çok tercih edilen yöntem olan üretrotomi internin de üreme açısından herhangi bir yan etkiye yol açmadığı tıbbî verilerle de ispatlanmıştır.

Tedavinin Riskleri Nelerdir?

Üretra darlığı tedavisi sonrası hastada bir süre kanama olması, alerjik reaksiyonlar, kanamalı idrar, enfeksiyon, idrar yolu enfeksiyonu, ödem, çeşitli anestezi komplikasyonları görülme ihtimalleri mevcuttur. Yine de hasta adına en talihsizi şüphesiz üretra darlığının nüksetme ihtimalidir.

Üretra Darlığı Tedavisinde En Çok Başvurulan Yöntem Hangisidir?

Üretrotomi intern, halk arasında bilinen adıyla kapalı ameliyat yöntemi; diğer tedavi yöntemlerine göre daha basit bir operasyon niteliği taşıyor oluşu, bu kapsamda hasta adına daha kısa bir taburcu olma ve seri bir rehabilitasyon sürecine sahip olması, dolayısıyla daha az maliyeti haiz olması gibi sebeplerle üretra darlığı tedavisinde istatistiksel olarak en çok başvurulan tedavi yöntemidir. Burada önemle belirtmek gerekir ki en çok tercih edilen tedavi yöntemi olması üretrotomi interni kesinlikle en başarılı tedavi yöntemi yapmamaktadır. Nitekim kısa vadede hastada memnuniyet sağlıyor gibi gözükse dahi uzun vadede üretrotomi intern ile tedavi olan üretra darlığı hastalarının memnuniyet oranının yalnızca %6-%28 arasında olduğu saptanmıştır. Üretra darlığı tedavisinde en çok başvurulan yöntem üretrotomi intern iken uzman hekimler tarafından kesin çözüm için önerilen yöntemse belirli bir darlık seviyesini aşmış vakalar için açık ameliyat yöntemidir.

Üretra Darlığı İlaçla Tedavi Edilebilir Mi?

Üretra darlığının uygulanabilir birçok tedavi yöntemi vardır, ancak bunların tümü cerrahi operasyonlardan ibarettir. Tıp dünyasının günümüzde eriştiği noktada üretra darlığının ilaç vesilesiyle tedavisi henüz mümkün değildir.

Üretra Darlığının Bitkisel Tedavi Yöntemi Var Mıdır?

Alternatif tıbbın birçok hastalıkta çözüm sürecine katkı sunduğu görülebilmiş olsa da üretra darlığı tedavisinin herhangi bir ilaçlı tedavisi olmadığı gibi başarılı olduğu gözlemlenmiş herhangi bir bitkisel tedavi yöntemi de mevcut değildir. Hal böyle olunca üretra darlığı şikâyeti olan bir hastanın şifayı bitkisel tedavi yöntemlerinde değil, alanında uzman hekimce detaylı bir biçimde analiz edildikten sonra kendisine sunulacak cerrahi tedavi imkânlarında araması şarttır.

Üretra Darlığı Tedavisi Ağrılı Mı Geçer?

Üretra darlığı tedavisi hasta açısından pek ağrılı olmayan bir süreç olarak nitelenebilecektir. Hemen her ameliyatta olduğu gibi hasta ortalama 12 saat kadar ağrı hissedecek, ardından ağrılar hafiflemeye başlayarak birkaç gün içerisinde tamamen yok olacaktır. Bu süreçte ameliyat sonrası ağrıların giderilmesi adına hekim tarafından hastaya ağrı kesici ilaç yazılabilir.

Tedaviden Sonra Hastanede Yatış Önerilir Mi?

Üretra darlığı tedavisi gerçekleştirildikten sonra hasta genelde aynı gün taburcu edilmekte, uygulanacak tedavi yöntemi ve vakanın durumuna göre doktor tarafından bir günü aşmayacak şekilde hastanede yatış önerilebilmektedir.

Hamilelik Döneminde Üretra Darlığı Tedavisi Uygulanabilir Mi?

Hastanın hamilelik döneminde olması üretra darlığı tedavisi uygulanması adına tek başına bir engel teşkil etmemekle beraber, uygulanacak tedavi tercihi yönteminin belirlenmesinde rol oynayabilir. Örneğin hamile bir hastada hekim, açık cerrahi yöntemini sıra dışı bir durum söz konusu olmadığı müddetçe önermeyecek, hamilelik döneminde tedavi gerekliliği görüldüğü takdirde daha ziyade üretral stent ile tedavi yöntemine yönelmesi çok daha muhtemel olacaktır.

Üretra Darlığı Tedavisi Hangi Yaş Grubuna Uygulanabilir?

Üretra darlığı hastalığı doğası gereği hemen her yaşta kişide ortaya çıkabilen bir rahatsızlık olup, üretra darlığı tedavisi de yine her yaş grubuna uygulanabilmektedir. Hastada yaşın ilerlemesiyle kişide operasyon sonrası bölgede doku fazlası oluşması vb. durumlar görülmesiyle beraber darlığın nüksetme ihtimalinin fazlalaştığı gözlemlenmiştir. Nitekim genç yaştaki hastaların hastalığa cevap verme oranı ile rehabilitasyon hızının daha yaşlı hastalara oranla oldukça yüksek olduğu da tıp dünyasınca ortaya konulmuştur.

Tedaviye Ne Zaman Başlanmalı?

Üretra darlığı hekimce teşhis edildiği anda derhal müdahale edilme zorunluluğu olmak durumunda değildir, ancak bu kararın darlığın durum ve derinliği ile hastalının durumu analiz edildikten sonra hekime ait olmalıdır. Yine de darlık genişledikçe tedavi için gerçekleştirilecek cerrahi operasyonun hacmi de aynı ölçüde büyüyeceğinden genellikle en kısa sürede tedavi yönteminin belirlenerek faaliyete geçilmesi önerilir.

Üretra Darlığı Kendiliğinden Geçer Mi?

Üretra darlığının bir kere meydana geldikten sonra kendiliğinden geçme ihtimali tıbben mümkün olmayıp, bir aşamada mutlaka cerrahi operasyon ile müdahale edilmesi gerekir.

Üretra Darlığı Nasıl Tedavi Edilir?

Akut olarak gerçekleşen ve mesanede ciddi bir idrar problemi yaratan darlıklarda sondalar veya kataterler kullanılır. Penisten veya vajinadan sonda; karın üzerinden de katater yerleşimi yapılabilir. Bu ilk şok atlatıldıktan sonra ise cerrahi girişim ile darlık ortadan kaldırılır. Sonda ve katater on dakikada yerleştirilir. Cerrahi girişimler ise yarım saat kadar sürer ve genel anestezi altında yapılır.

Üretra Darlığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Üretra darlığının kesin tedavisinde üç yöntem bulunur. Bunlardan birincisi kapalı cerrahi iken ikincisi açık cerrahidir. Kapalı cerrahi de kendi içerisinde ikiye ayrılarak toplam üç yöntemin ortaya çıkmasını sağlar.

  1. Lazer yönteminde uygun noktadan girilerek kanal genişletilir.
  2. Kapalı cerrahide dört – beş adet delikten girilerek darlaşan nokta mekanik olarak açılır.
  3. Açık cerrahi ise nadiren uygulanır ve darlığın iz düşümünden geniş bir kesi açılarak yapılır.
İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar
İlgili Hastalıklar