Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Beyin Kanaması Tedavisi

Beyin Kanaması Tedavisi Türleri
Beyin Kanaması Tedavisi Öncesi
Beyin Kanaması Tedavisi Sonrası
Sık Sorulan Sorular

Beyin kanaması toplumda sık karşılaşılan ve ciddi sonuçları olan bir sağlık problemidir. Yüksek tansiyon, travmalar, damar tıkanıklıkları, anevrizmalar ve beyin tümörlerine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Beyin kanaması geçiren hastalarda konuşma güçlüğü, bilinç kaybı, denge kaybı, koordinasyon sağlayamama, kollarda uyuşukluk ve karıncalanma, kusma, görme bozukluğu ve çok şiddetli baş ağrısı şikayetleri görülebilir. Bu tarz şikayetleri olan hastaların mutlaka hızlı bir şekilde doktora gitmeleri gerekir. Beyin kanaması geçiren hastalara zamanında ve doğru müdahale edilmesi hayati önem taşır. Erken müdahale hastanın yaşama ihtimalini artırırken kanamadan dolayı oluşabilecek kalıcı hasar riskini de azaltır.

Tedavi yöntemine karar vermeden önce hastaya tanı konulması ve beyin kanaması geçiriyor ise durumun ayrıntılı şekilde öğrenilmesi için çeşitli tanı yöntemleri kullanılır. Bunlar; beyin anjiyografisi, bilgisayarlı tomografi – anjiyografi, manyetik rezonans görüntüleme ve anjiyografidir. Bu görüntüleme yöntemleri sayesinde kanamanın beynin hangi bölümünde olduğu ve büyüklüğü gibi hayati önem taşıyan bilgiler elde edilir.

Beyin kanamasında hastaların ve hastalığın durumuna göre üç farklı tedavi uygulanır. Beyindeki kanama odağına göre hastalar sadece takip edilebilir, cerrahi tedavi uygulanır veya endovasküler yani damar içi tedavi yöntemi uygulanır. Bu tedavi yöntemi belirlenirken hastanın yaşı, kanamanın büyüklüğü ve yeri, tedavinin riskleri gibi etkenleri göz önünde bulundurularak hasta için en uygun tedavi belirlenir. Beyinde anevrizma küçük ve kanama anlamında düşük riskli ise takip ve gerekirse ilaç tedavisi uygulanır. Endovasküler tedavi açık cerrahi operasyona göre daha az risk ve komplikasyon barındırır ancak cerrahi operasyonla yapılan tedavilerde de kalıcı çözüm sağlanması ve beyinde bulunan diğer anevrizma gibi problemlere müdahale edilebilmesi avantajlıdır. Tedavi sonrası süreçte hasta gözlemlenmeli ve olası bir yan etki durumunda doktora danışılmalıdır.

İnceleyen ve Onaylayan : Doç. Dr. Aşkın Şeker

Beyin Kanaması Tedavisi Türleri

Beyin kanaması geçiren bireylerin tedavilerinde oldukça hassas davranmak gerekir. Bu hassasiyet kişinin yaşına ve sahip olduğu hastalıklara göre değişir. Uzman hekimlerin görevi bu değişkenleri olabilecek en iyi hassasiyet ile tespit edip uygun tedavi yöntemini belirlemektir. Gelişen tıp teknolojisi sayesinde kişiye özel olarak en uygun çözümün bulunması oldukça kolay hale gelmiştir.

Bebeklerde Beyin Kanaması Tedavisi

Beyin kanaması her yaştan insanda görülebileceği gibi bebeklerde de görülebilir. Bebeklerde görülen beyin kanamasının nedenleri doğum sırasında oluşan bir hasar, annede bulunan yüksek kan basıncının bebeği etkilemesi, hamilelik sırasında karna alınan darbe, beyin tümörü, karaciğer hastalıkları, kan hastalıkları, K vitamini eksikliği ve bebeğin belirli bir kilo altında doğması olabilir. Beyin kanaması geçiren bebeklerde iştahsızlık, uyku hali, boş bakma, kusma, göz kayması, yutmada zorlanma ve bıngıldakta şişlik görülür. Beyin kanaması geçiren bebeğe erken müdahale çok önemlidir. Beyin kanaması geçirdiği fark edilip erken müdahale edilen bebeklerde kalıcı hasar olmadan düzelme yetişkinlerden dört kat fazladır. Bilgisayarlı beyin tomografisi ve manyetik rezonans görüntüleme yöntemleri ile kanamanın yeri gibi önemli bulgular elde edilir. Kanamanın durumu ve bebeğin genel sağlık durumu tedaviyi belirlemede etkilidir. İçinde bulunulan duruma bağlı olarak bebeğe ilaç tedavisi veya daha ciddi durumlarda cerrahi tedavi uygulanır.

Yüksek Tansiyon Hastalarında Beyin Kanamaları

Yüksek tansiyon hastaları beyin kanaması geçirme ihtimali bakımından risk grubundadır. Yüksek tansiyon hastalıklarında tansiyonun kontrol altına alınmaması ve ani tansiyon yükselmesi sonucu beyindeki küçük atardamarlarda yırtılma ve kanama oluşur. Yıllar içinde tansiyonun yükselmesine bağlı damarlarda zayıflama meydana gelir. Bu damarlarda meydana gelen zayıflama sonucunda tansiyonun kontrol altına alınması zorlaşabilir ve damarlarda yırtılma, beyin kanaması ortaya çıkar. Beyin kanaması geçiren hastada ense sertliği, vücutta nörolojik bozukluklar oluşur. Ayrıca doktor tarafından yapılan göz dibi muayenesinde kanama olduğu görülebilir. Hipertansiyon hastalarında beyin kanamasını önlemek için mutlaka tansiyonu düzenlenmeli, ilaçlarını düzenli kullanmalı, beslenmesine dikkat etmeli ve tansiyonu aniden yükseltecek şeylerden uzak durulmalıdır.

Travmaya Bağlı Beyin Kanamaları

Beyin kanamasına sebep olan birçok etken vardır ve travma da bu etkenlerden biridir. Beyin kanaması her yaştan ve cinsiyetten insanın başına gelebilir ancak travmaya bağlı beyin kanaması görülen hastalar daha çok çocuk ve erkeklerdir. Travmaya bağlı beyin kanaması hastanın başına ani darbe alması, kaza, düşme ve çarpma gibi dış etkenler sebebi ile ortaya çıkar. Bu tür nedenlerle kafa travması geçiren hastaların beyin kanaması ihtimaline karşı mutlaka sağlık kuruluşuna gitmesi gerekir. Kafa travmasına bağlı beyin kanaması geçiren hastalarda da erken müdahale hayati önem taşır. Travmaya bağlı beyin kanaması geçiren hastalarda kusma, burun kanaması, kulaktan kan gelmesi, konuşma bozukluğu ve bilinç kaybı gibi belirtiler görülür. Bu belirtiler görüldüğü takdirde hiç vakit kaybedilmeden hastaya müdahale edilmesi gerekir.

Travma sonrası oluşan beyin kanamaları meydana geldikleri yere göre farklılık gösterir. Kafatası ile beyin zarı arasında oluşan epidural kanamalar, beyin zarı ile beyin arasında oluşan subdural kanamalar, beyin zarları arasındaki subaraknoid kanamalar ve beyin içi kanamalar olarak bilinir.

Tedavi Seçenekleri

Beyin kanaması geçiren hastalarda baş ağrısı, görme bozuklukları, konuşmada güçlük, kusma, denge kaybı ve kollarda güçsüzlük gibi belirtiler görülür. Bu şekilde sağlık kuruluşuna getirilen hastaya kanamanın yerini, şiddetini ve hastanın durumunu anlamak için beyin anjiyografisi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme yöntemleri kullanılır. Elde edilen sonuçlarla hastanın yaşı, genel sağlık durumu, kanamanın beyinde etkilediği bölgeler gibi etkenler değerlendirilerek tedavi yöntemine karar verilir. Beyin kanaması tedavisinde üç farklı tedavi seçeneği vardır. Hastanın kontrol altında tutulup gözlemlenmesi, cerrahi tedavi ve damar içi tedavi olmak üzere üç farklı tedavi seçeneği bulunur.

Gözlem veya Cerrahi Olmayan Tedavi (Yalnızca Takip)

Beyin kanaması beynin çok hassas bir bölgesinde, ulaşılması zor bir yerde ise veya oluşan pıhtı boyutu küçük ise cerrahi tedavi yerine hastanın gözlemlenmesi uygun bir tedavi seçeneği olabilir. Hastada anevrizma bulunması durumunda da anevrizmanın bulunduğu bölge ve büyüklük bakımından kanama ihtimali düşükse yine hasta gözlemlenir ve ihtiyaç duyulan durumlarda buna ek olarak ilaç tedavisi de uygulanabilir. Bu tedavi yöntemi belirlenirken beyindeki anevrizmanın boyutu ve nerede bulunduğu, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, genetik yatkınlığı ve tedavinin riskleri göz önünde bulundurulur. Gözlemlenmesine karar verilen hasta çok iyi takip edilir ve belirli aralıklarla anjiyografi, BTA ve MRG gibi görüntüleme yöntemleri ile anevrizmanın durumu takip edilir.

Boyut ve Yerleşim Yeri

Hastanın cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilmesine karar verilirken anevrizmanın boyutu ve beynin hangi bölgesinde bulunduğu önemlidir. Anevrizmanın boyutu belirli bir büyüklüğün altında ise cerrahi olmayan yöntemle tedavi edilmesi hasta için daha az riskli olabilir. Bunun dışında anevrizmanın beynin çok hassas bir bölgesinde bulunması da cerrahi tedavi uygulanmasına engel olabilir. Bu tür durumlarda da hastanın gözlemlenmesi ve anevrizmanın boyutunda herhangi bir değişiklik olup olmadığının takip edilmesi gerekir.

Yaş ve Hastanın Sağlık Durumu

Anevrizmaya bağlı beyin kanaması toplumdaki her yaştan insanda görülebilen bir sağlık sorunudur. Ancak otuz yaş üzeri insanlarda anevrizma görülme ihtimali daha yüksek olmakla beraber kişinin yaşı ilerledikçe anevrizma görülme ihtimali de doğru orantılı bir şekilde artış gösterir. En çok görüldüğü yaş grubu elli altmış yaş arasıdır. Ayrıca tedavi yöntemi belirlenirken hastanın genel sağlık durumunun incelenmesi gerekir. Bazı hastalar yaşları ve genel sağlık durumları itibari ile beyinde gerçekleşecek cerrahi bir operasyonu kaldıramayacak durumda olabilirler. Böyle durumlarda hastaya en uygun tedavi doktorlar tarafından hastanın ve yakınlarının da görüşü alınarak belirlenecektir.

Aile Hikayesi

Anevrizma kanamalarında aile hikayesi önemli yer tutar. Ailesinde daha önce anevrizma teşhisi konmuş biri olan bireylerde anevrizma görülme ihtimali toplumdaki diğer bireylerden daha fazladır. Ailedeki anevrizma tanısı konulmuş birey sayısı arttıkça diğer aile bireylerinde anevrizma görülme riski de artar. Bir ailede birden fazla anevrizma teşhisi konulan birey olduğu durumlarda aile üyelerinin belirli aralıklarla radyolojik görüntüleme yöntemleri ile anevrizma oluşumuna karşı kontrol edilmeleri önerilir.

Tedavi Riskleri

Beyin kanaması veya anevrizma varlığında önemli olan uygun tedavinin zamanında uygulanmasıdır. Kanamanın veya anevrizmanın yerine, boyutuna, hastanın yaşına ve sağlık durumuna bağlı olarak tedavi çeşitli risk unsurları içerir. Bazı durumlarda anevrizma beynin çok hassas bir noktasında olabilir veya boyutu itibari ile müdahale edilmesi riskli olabilir, hastanın yaşı ve mevcut sağlık durumu cerrahi operasyonu kaldırmayacak durumda olabilir; bu tarz durumlarda hastanın cerrahi operasyon yapılmadan gözlem altında tutulması gerekir.

Cerrahi Tedavi ve Anevrizmanın Kapatılması

Cerrahi tedavi beyin kanamaları ve anevrizma tedavilerinde uzun zamandır uygulanan bir yöntemdir. Cerrahi tedavide hasta genel anestezi verilerek uyutulur ve kafatasında kesi açılır. Burada hastanın beynindeki kanamaya veya anevrizmaya ulaşabilecek kadar yer açılması için kafatasından bir parça çıkarılır ve beyin zarı da kesilerek sorunlu bölgeye ulaşılır. Burada anevrizma ile damar arasına klip adı verilen bir materyal takılarak anevrizmaya kan girişi engellenir ve böylece anevrizma kapatılır. Diğer damarlardaki kan akışı kontrol edilir, herhangi bir problem yok ise kesilen beyin zarı dikilir ve kafatasından çıkarılan parça da yerine yerleştirilerek ameliyat bitirilir. Anevrizmayı kapatmak için kullanılan klip hastanın beyninde kalır ve bu yöntem genellikle kalıcı sonuç verir.Ameliyat ile kapatılan anevrizmalar beyin dokusuna belirli bir basınç uygulamaktadır. Eğer ameliyat beyin kanaması sonrası yapılması gerekirse, kanamanın temizlenmesi hastanının iyileşme sürecine olumlu yönde yansıyacaktır. Hastalarda oluşan kafa içi basıncın düşürülebilmesi de cerrahi tedavinin olumlu yanlarındandır. Ancak açık ameliyat olması sebebi ile hastada çeşitli komplikasyonlar yaratabilir ve operasyon sırasında müdahale edilen bölgeye çevre dokularda ve damarlarda hasar oluşma riski olabilir.

Damar İçi (Endovasküler) Tedavi ile Stentleme veya Tıkama

Damar içi (endovasküler) tedavi günümüzde teknolojinin gelişmesiyle uygulanabilen bir yöntemdir. Endovasküler tedavi anjiyografi yardımı ile yapılır. Bu tedavi açık ameliyat şeklinde değildir; hastanın kasık bölgesinde bulunan bir damardan girilerek beyindeki damara ulaşılarak yapılır. Bu nedenle hastada herhangi bir kesi olmaz ve yan etkileri açık ameliyata göre daha azdır. Endovasküler tedavi yapılırken operasyonu gerçekleştiren uzman anjiyografi cihazı ile her aşamayı izler. Endovasküler tedavi uygulanırken hastaya genel anestezi veya sedasyon verilir. Hastanın kasık bölgesindeki bir damardan girilerek bir kateter ile ilerlenir, beyin damarlarına gelindiğinde ise daha küçük bir kateter ile anevrizmaya gelinir. Burada anevrizmanın içi doldurularak veya anevrizma stentle kapatılarak içerisine kan girişi engellenir ve tedavi tamamlanır.

Damar İçi Tedavi-Koillemenin Avantaj ve Dezavantajları

Günümüzde damar içi tedaviler açık ameliyatlara oranla daha fazla tercih edilmektedir. Ancak damar içi tedavilerinin hem avantajları hemde dezavantajları bulunmaktadır. Endovasküler tedavi kapalı bir yöntem olması nedeniyle hem iyileşme kolaydır hemde hastada ileride iz kalacak bir kesi olmayacaktır. Operasyon ve sonrasında hastada enfeksiyon gibi komplikasyonlar neredeyse görülmez. Endovasküler tedavinin bir diğer avantajı tedavi edilen bölgenin çevre dokularına herhangi bir hasar gelmemesidir. Bu tedaviden sonra hastanın iyileşmesi ve evine dönmesi de daha kısa sürer. Bu avantajların yanında bu tedaviden sonra bazı anevrizmaların tekrar etme riski vardır ve bu nedenle tekrar tedavi ve uzun bir süre gözlem gerekebilir.

Beyin Kanaması Tedavisi Öncesi

Beyin kanaması geçiren hastaların tedavi öncesinde geçirdikleri dönem oldukça kısadır. Ölüm riski oldukça fazla olduğundan dolayı bu sürenin oldukça kısa tutulması için gereken her türlü fedakarlık yapılır. Beyin kanamasının beynin hangi bölgesinde olduğu ve şiddeti gibi bilgileri almak için gerekli görüntüleme teknikleri kullanılır. Görüntüleme teknikleri beyin üzerindeki anlık durumu büyük bir hassasiyetle doktora aktarır.

Tanı Yöntemleri

Beyin kanamasında tanı doktorun muayenesi ve bazı görüntüleme yöntemleri ile yapılır. Doktorun yaptığı nörolojik muayene sonrası yapılacak görüntülü yöntem sıralamasına karar verilir. Bu görüntüleme yöntemleri beyin anjiyografisi, bilgisayarlı tomografi – anjiyografi (BTA), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve manyetik rezonans anjiyografi (MRA) yöntemleridir. Bu görüntüleme yöntemleri ile beyin kanaması veya anevrizmanın yeri, büyüklüğü ve kanama durumu tespit edilerek hastanın takibi yapılır ve tedavi yöntemine karar verilir.

Beyin Anjiyografisi

Beyin kanamasında beyin anjiyografi işlemi hasta uyanıkken yapılan bir işlemdir. Hasta yatırılır, hastaya kasıktan ince bir iğne ile atardamara girilir, sonrasında küçük bir kateter damar içine yerleştirilir ve röntgen ışınları ile birlikte kateterin geçişi gözlemlenir. Beyin atardamarlarına damar içi boya maddeleri verilir ve röntgen görüntüleri kaydedilir. Hastalar beyin anjiyografisinde genelde ağrı hissetmezler. Anjiyografi sonrası kateterin çıkarıldığı bölgeye kanama ihtimaline karşı baskı ile pansuman uygulanır. Beyin anjiyografi sonrasında hastalarda damarda tahribat veya işlem esnasında kullanılan sıvı boyaya karşı alerjik durumlarla karşılaşılabilmektedir.

Bilgisayarlı Tomografi-Anjiyografi (BTA)

Bilgisayarlı tomografi – anjiyografi işlemi için hastaya koldan damar içi boya maddesi verilir ve hasta tomografi cihazının içine sokulur. Bilgisayarlı tomografi cihazı beyindeki görüntüleri bilgisayara aktarır ve üç boyutlu görüntüler oluşturulur. İşlem yirmi dakika ile altmış dakika arasında sürer. Hastalarda boya maddesi verildikten sonra kolda kısa süreli bir yanma hissi ve bulantı olabilir. Tomografik anjiyografi gebelerde, böbrek hastalığı olanlarda, ilerlemiş şeker hastalığı olanlarda, damar içine verilen kontrast maddeye karşı alerjisi olanlara ve genel durumu kötü olan hastalara uygulanmaz.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)

Manyetik rezonans görüntüleme diğer görüntüleme yöntemleri gibi radyasyon içermeyen büyük mıknatıslarla oluşturulmuş güçlü manyetik alan içinde radyo dalgaları kullanılarak organların, yumuşak dokuların, kemiklerin ve vücudun diğer tüm yapılarının incelenmesi işlemidir. Manyetik rezonans işlemi radyasyon içermediği için gebelerde, bebeklerde ve küçük çocuklarda güvenle kullanılabilir. Gebelik döneminde mecbur kalınmadıkça ilk üç ay yapılması önerilmez. Manyetik rezonans görüntüleme işlemi uyumlu anestezi cihazları ile içerde hareketsiz kalamayacak kişilerde, bebeklerde, çocuklarda ve kapalı alan korkusu olan kişilerde güvenli bir şekilde yapılabilir. Manyetik rezonans işlemi, migren, baş ağrısı, epilepsi, spor yaralanmaları, eklem rahatsızlıkları, beyin tümörü şüphesi, nörolojik hastalıklar, kalp hastalıkları, göğüs ve batın iç organ hastalıkları, göz, kulak, çene eklemi sorunları, kemik yapı sorunlarında tanı koymak ve değerlendirmek için yapılır. Manyetik rezonans işlemi için herhangi bir ön hazırlık gerekmez. Hastaların işlem öncesinde üzerlerinde bulunan manyetik alanda etkilenen eşyaları dışarıda bırakması gerekir. Manyetik rezonans görüntüleme işlemi ortalama on beş ila kırk beş dakika sürer ve hasta bu sürede hareketsiz yatmalıdır. İşlem esnasında hastaların hareket etmesi görüntülerin bozulmasına neden olur. Bazı hastalarda görüntüyü netleştirmek ve daha doğru tanı konmasını sağlamak için özel tasarlanmış kontrast maddeler enjekte edilir. Manyetik rezonans görüntüleme işlemi vücudunda metal protez bulunan hastalarda uygulanmaz. Bunun nedeni ise işlem esnasında mıknatıslar protezi yerinden oynatabilir. Vücudunda metal protez olan hastaların doktorlarını bu konuda bilgilendirmeleri gerekir. Ayrıca kapalı alan korkusu olan hastalar için açık cihazlar da bulunmaktadır.

Anjiyografi (MRA)

Manyetik rezonans görüntüleme işlemi ile anjiyografi işleminin birlikte yapılmasına manyetik rezonans anjiyografi denir. Manyetik rezonans anjiyografi işleminde kateter uygulaması yapılmaz, hastalara kontrast madde verilerek yapılır. Manyetik rezonans anjiyografi anevrizma, damar yumakları, damar hastalıkları, damarlardaki tıkanıklık ve darlığın teşhisinde, böbrek damarlarının görüntülenmesinde ve nakil sürecinde değerlendirme amaçlı yapılır. Manyetik rezonans anjiyografi gebelerde zorunlu olmadıkça yapılması önerilmez. İşlem sırasında verilen kontrast maddeye karşı alerjik reaksiyon gelişebilir, önceden bu maddeye karşı alerjisi olup olmadığı hastaya sorulmalıdır. Manyetik rezonans anjiyografi işlemi yaklaşık bir saat kadar sürebilir.

Beyin Kanamasında Zamanlama

Beyin kanaması meydana geldiği andan itibaren çok hızlı müdahale edilmesi gereken bir hastalıktır. Beyin kanamasının nedeni ve büyüklüğüne göre ortaya çıkan semptomlar kalıcı olabilir, beyin hücrelerinde oluşan baskı ile hücrelerde geri dönüşümsüz hasarlar meydana gelebilir ve ölümle sonuçlanabilir. Beyin kanaması geçirdiğini düşündüğünüz kişiyi hızlı bir şekilde sağlık kuruluşuna ulaştırmanız geri dönüşümsüz sonuçları ortadan kaldırmak ve ölüm riskini azaltmak için çok önemlidir. Bazen zamanında yapılan bir müdahale beyin kanaması geçiren hastanın hayatını kurtarabilir ya da hastada kalıcı hasar oluşmasını engelleyebilir.

Beyin Kanaması Tedavisi Sonrası

Beyin kanaması tedavisinden sonraki süreç de tedavi süreci kadar önemlidir. Tedaviden sonra hastanın gözlemlenmesi ve olası bir yan etkiye karşı dikkatli olunması gerekir. Beyin kanaması sonrası cerrahi tedavi uygulanan hastalarda görme kaybı, işitme kaybı, bilinç kaybı, vücudun bir bölümünün felç olması ve hastanın hayatını kaybetmesi gibi riskler vardır. Bu nedenle hastaların tedavi sonrası bir süre gözetim altında tutulmaları ve doktorun tavsiyelerine uygun hareket etmeleri gerekir.

Hastanın İyileşme ve Taburcu Olma Süresi

Beyin kanaması geçiren hastalarda cerrahi tedavi sonrası hasta kendini iyi hissederse üç ila beş gün sonra, endovasküler tedavi sonrası ise bir ila iki gün sonra taburcu edilir. Hasta anevrizma kanaması geçirmiş ise bu süreler yedi günü bulabilmektedir. Cerrahi tedavi sonrası hastalara bir ay kadar ev istirahati önerilir, normal hayatlarına dönmeleri iki ay kadar sürebilir. Cerrahi tedavi geçiren hastaların en az iki ay araç kullanması önerilmez, işe dönüş süresi ise doktor tarafından belirlenir. Endovasküler tedavi sonrasında hastaların normal yaşantılarına ve işe dönmeleri on ila on beş günü bulabilir. Beyin kanamasına bağlı gelişmiş olan bir komplikasyon olması durumunda bu süreler değişkenlik gösterir.

Cerrahi Tedavi Sonrası Görülebilecek Yan Etkiler

Cerrahi tedavi sonrası görülebilecek yan etkiler kanamanın nedeni, etkilenen bölge, hastanın yaşı ve müdahale edilme süresine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Cerrahi tedavi sonrası hastalarda, ikinci bir kanama, kol ve bacaklarda ödem, yara yerinde enfeksiyon, yaranın geç iyileşmesi, bilinç kaybı, yüz felci, vücudun herhangi bir bölgesinde felç, denge bozuklukları, görme ve işitme kayıpları gibi yan etkiler ortaya çıkabilir. Hafıza kayıpları bir yıl kadar sürebilir veya kalıcı olabilir. Beyin kanaması ameliyatından sonra oluşan yan etkiler kalıcı olabilir, hastalar yardıma muhtaç ve yatağa bağımlı kalabilir.

Görme ve İşitme Kayıpları

Beyin kanaması ameliyatı sonrasında görme ve işitme kayıpları geçici veya kalıcı olabilir. Beyin kanaması beyin zarı ve bağlar üzerinde oluştuysa ve bu bölgedeki hücrelerde geri dönüşümsüz hasarlara neden oldu ise görme ve işitme kaybı kalıcı olabilir. Eğer hücrelerdeki hasar geri dönüştürülebilir ise görme ve işitme sorunları zamanla normale dönecektir.

Bilinç Kaybı

Beyin kanaması esnasında oluşan bilinç kaybı cerrahi müdahale sonrası da oluşabilir ve kalıcı olabilir. Beyin kanaması sırasında geç müdahale sonucu kalıcı bilinç ve hafıza kaybı gelişebilir. Bilinç kaybının oluşmaması için cerrahi müdahale sırasında ve sonrasında hekim tarafından gerekli önlemler alınsa da bazen yeterli olmayabilir. Hastaların ameliyat sonrası ilaçlarını düzenli alması, beslenmesine dikkat etmesi, moral ve motivasyonunun yüksek olması bilinç kaybı yaşama ihtimalini azaltabilir.

Felç Kalma Riski

Felç beyin kanaması sırasında veya cerrahi operasyon sonrasında olabilir. Cerrahi operasyon sonrasında damarlarda meydana gelen büzülmeye bağlı felç meydana gelebilir. Cerrahi operasyon sonrası oluşan bu durum yapılan bazı araştırmalara göre beyin kanaması geçirildiği sırada yeterli miktarda kanın beyne gitmemesi nedeniyle ortaya çıkar. Bazı bölgelerde meydana gelen felçler düzenli fizik tedavi yöntemleri ile büyük oranda iyileşebilir.

Ölüm Riski

Her ameliyatta olduğu gibi beyin kanaması ameliyatlarında da ölüm riski vardır. Beyin kanaması ameliyatlarında kanamanın fark edilmemesi ve geç müdahale edilmesi sonucu ölüm riski artar. Geç müdahale edilen durumlarda hastalarda ölüm ve kalıcı hasar ihtimali artar. Beyin kanaması geçiren kişinin yaşı, başka sağlık problemlerinin olması da ölüm riskini artıran diğer faktörlerdir. Ameliyat sonrasında hastanın vücut direncinin düşmesine bağlı enfeksiyon geçirmesi sonucu da ölümler meydana gelebilir. Bu enfeksiyonlardan hastayı korumak için gerekli tedbirler alınmalı ve hasta ziyaretleri olabildiğince az olmalı.

Ödem Oluşumu

Beyin kanaması ameliyatı sonrasında beyinde ödem görülebilir. Ödem hücrelerde su birikmesi ile ortaya çıkan şişliktir. Beyin ödemi belirti vermeden büyüyebilir. Büyüyen ödem solunum ve dolaşım sistemi belirtileri, göz çevresinden başlayan baş ağrıları ile ortaya çıkar. Bu belirtiler kafa içi basıncın artmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Hastaların düzenli kontrollere gitmesi ödemin fark edilmesi için önemlidir.

Sık Sorulan Sorular

Beyin kanaması herkesin karşılaşabileceği çok ciddi bir sağlık problemidir. Beyin kanaması hastalarda ölüm, nörolojik bozukluklar ve felç gibi çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Yüksek tansiyon hastaları, genetik yatkınlığı bulunanlar, sigara ve alkol kullananlar gibi bazı gruplarda beyin kanaması görülme riski daha yüksek olabilir. Beyin kanamasına zamanında ve doğru müdahale edilmesi hastanın hayatını kurtarabilecek önemli bir olgudur. Bu nedenle beyin kanaması tedavisi ve tedavi sonrası süreçle ilgili bilgi sahibi olunması önem taşır. Bu konu hakkında sık sorulan sorular ve cevaplarının incelenmesi süreç hakkında bilgi sahibi olunması açısından fayda sağlayacaktır.

Beyin Kanaması Ameliyatı Kaç Saat Sürer?

Beyin kanaması ameliyatlarında hastanın yaşı, durumu, kanamanın yeri, büyüklüğü, ameliyat sırasında hastanın genel durumu, ameliyatta oluşan komplikasyonlar gibi sebepler süreyi değişken hale getirir. Beyin kanaması ameliyatları en az altı saat sürebilir, bazı ameliyatlar ise yirmi dört saatten uzun olabilir. Ameliyat için saydığımız nedenlerden dolayı net bir süre vermek mümkün değil.

Beyin Kanaması Geçirenler Neden Uyutulur?

Beyin kanaması geçiren kişilerde bazen bilinç kaybı ve koma söz konusu olabilir. Beyin kanaması geçiren hastalarda tedavi amacı ile doktor tarafından uyutma tercih edilebilir. Hastaların uyutulması değişen metabolizma nedeniyle beyinde enerji tüketimini engellemek ve daha iyi tedavi sağlamak amacıyla yapılır. Beyin kanaması geçiren hastalarda beyinde oluşan hasarı tespit etmek amacı ile de hastanın uyutulması önemlidir. Hastaların uyandırılmasına doktor tarafından karar verilir. Hastaya verilen ilaçlar kesildiği zaman hastalar uyanır.

Beyin Kanaması Geçirenlerin İkinci Bir Kanama Geçirme Riskleri Nedir?

Beyin kanaması geçirip hayatta kalan hastaların tekrar kanama geçirmeleri söz konusu olabilir. Bazı durumlarda beyin kanaması sızıntı şeklinde olabilir ve sızıntı noktasında oluşan bir pıhtı kanamayı durdurarak hastayı hayatta tutabilir. Daha sonra bu noktadan tekrar kanama olma ihtimali vardır. Örneğin bir anevrizmanın ilk kanamadan sonra iki hafta içerisinde ikinci kez kanama ihtimali yüzde yirmi oranındadır. Hastanın ilk kanamadan sonra geçirdiği her beyin kanaması hayatta kalma ihtimalini düşürür. Bu nedenle beyin kanaması geçiren hastalara hemen müdahale edilmeli ve yaşanabilecek ikinci bir kanama ihtimaline karşı hasta gözlem altında tutularak tedavi edilmelidir.

Beyin Kanamalarında Cerrahi Müdahale Ne Zaman Yapılır?

Beyin kanamalarında etkili tedavi yöntemlerinden biri cerrahi tedavidir. Ancak her hastaya hemen cerrahi tedavi uygulanmaz. Beyin kanamasının nedeni, hastanın beyninin hangi bölgesinde olduğu, hastada hangi komplikasyonlara neden olduğu tedavi seçeneğini belirlemek için değerlendirilir. Sağlık kuruluşuna başvuran hastaya anjiyografi, manyetik rezonans görüntüleme, bilgisayarlı tomografi – anjiyografi gibi görüntüleme testleri uygulanarak kanamanın durumu tespit edilir. Bunun sonucunda oluşan kanama yüzeysel ve müdahale edilebilir bir yerde ise, beyinde oluşan pıhtının hacmi on ila otuz ml ise, hastanın beyninde ödem oluştu ise cerrahi müdahale yapılması gerekir. Cerrahi operasyon ile oluşan pıhtı temizlenir ve kanama durdurularak tedavi tamamlanır. Ayrıca hastanın beynindeki kanama tümör, kist ve avm gibi nedenlerle olmuşsa cerrahi tedavi ilk yöntem olarak düşünülüyor.

Beyin Kanamalarında Ameliyat Hangi Durumlarda Yapılmayabilir?

Beyin kanamalarının birkaç farklı tedavi yöntemi vardır, ameliyat tek çare değildir ve beyin kanaması geçiren tüm hastalar ameliyat edilmez. Hastanın özellikleri ve kanamanın durumuna bakılarak gerektiği takdirde cerrahi uygulanır. Hastanın yaşı cerrahi bir operasyonu kaldırmayacak durumdaysa, kanama veya pıhtı beynin çok hassas veya ulaşılması zor bir bölgesindeyse, beyinde oluşan pıhtının boyutu on ml altında veya otuz ml üzerindeyse, hasta ameliyata gerek kalmadan gözlem altında tutularak veya daha az riskli yöntemlerle tedavi edilebilecek durumdaysa ameliyat yapılmaz.

Beyin Kanaması Geçiren Kişiler Tedavi Sonrası Normal Yaşantılarına Geri Dönebilir mi?

Beyin kanaması geçiren hastaların tedaviden sonra normal yaşantılarına dönme durumları değişkenlik gösterir. Bunda hastanın yaşı, genel sağlık durumu, kanamanın beynin hangi bölgesinde oluştuğu ve nereleri etkilediği, kanamaya erken müdahale edilip edilmediği gibi konular belirleyici olur. Beyin kanaması geçiren hastaların bir kısmı hayatını kaybeder, bir kısmında kalıcı hasarlar oluşur ve bir kısmı da normal yaşantısına dönebilir. Beyinde oluşan kanamanın beynin hangi noktasını etkilediği tedavi sonrası hayatı etkiler. Örneğin temporal lobda oluşan kanamalarda hastada konuşma bozukluğu veya sara nöbetleri görülebilir, oksipital lobda kanama olursa görme bozuklukları olabilir, arka beyin bölgesinde kanama olursa kol ve bacakta güçsüzlük veya felç olabilir ve beyin sapında kanama olması hastayı komada bırakabilecek kadar ciddi risk taşır. Bazı hastalarda oluşan hasarlar kalıcı değildir ve tedavi sonrası rehabilitasyon süreci ile hastanın durumunda düzelme olabilir.

Beyin Kanamalarında Ölüm İstatistiği Nedir?

Beyin kanamaları ölümle sonuçlanabilen sağlık sorunlarıdır. Beyin kanamasının ölümle sonuçlanmasında en büyük etken zamanında müdahale edilememesi olarak bilinir. Bunun yanında hastanın yaşı ilerlemişse, genel sağlık durumu kötüyse, kanama beynin çok hayati bir bölgesini etkilemişse ve hastanın geçirdiği ilk beyin kanaması değilse hastanın kurtulma ihtimali düşer. Yapılan incelemelere göre oluşan beyin içi kanamalarda hastaların yüzde kırk dördü ilk bir ay içinde hayatını kaybediyor. Anevrizma kaynaklı beyin kanamalarında hastaların neredeyse yarısı kurtarılamıyor. Anevrizma tedavi edilmediğinde oluşan ikinci bir kanamada on hastadan sekizi kurtarılamıyor. Hastalarda gerçekleşen her yeni kanama hastanın hayatta kalma ihtimalini düşüyor.

Beyin Kanaması Geçiren Hastalar Ameliyat Sonrası Kaç Saat Sonra Uyanır?

Beyin kanaması geçiren hastaların ameliyat sonrası süreçleri de oldukça önemlidir. Beyin kanaması ameliyatı olan hastaların uyanma süreleri hastaya, kanamanın durumuna ve yapılan ameliyatın derecesine göre farklı olabileceği için kesin bir zaman söylemek zor olur. Ameliyattan sonra hastalar anestezinin geçmesini beklemek için uyanma odasına oradan da yoğun bakım servisine götürülerek gözetim altında tutulurlar.

Beyin Kanaması Geçiren Hastaların Ameliyat Sonrası Takibi Nasıl Yapılır?

Beyin kanaması geçiren hastaların ameliyat sonrası süreçte çok iyi takip edilmeleri gerekir. Beyin kanaması çok ciddi bir sağlık sorunudur ve kanama sonrası yapılan ameliyat da oldukça ağırdır. Beyin kanaması ameliyatı sonrası hastalar önce yoğun bakım ünitesine oradan da normal odaya alınır. Hastaların belirli aralıklarla tansiyonları, nabızları ve bilinç durumları kontrol edilir. Ameliyat sonrası genelde hastalar bir hafta kadar hastanede kalır. Hasta hastaneden ayrılmadan önce beyin tomografisi çekilerek durumu kontrol edilir. Hastaların ameliyat nedeni ile oluşan yaralarının iyileşmesi iki üç ayı bulabilir. Bu süreçte hastaya ağır kaldırmaması, stresten uzak durması, yorucu sporlar yapmaması, düzenli beslenmesi ve kafa içi basıncı artıracak aktivitelerden uzak durması önerilir.

Beyin Kanaması Geçiren Çocuklara Nasıl Bir Tedavi Uygulanır?

Çocuklar gün içinde çok aktif ve hareketli olduğu için düşme ve kafalarını çarpma sonucu kafa travması geçirmeye oldukça müsaitler. Kafa travması sonucu oluşan beyin kanamalarının en çok görüldüğü iki gruptan biri çocuklardır. Beyin kanaması geçiren çocuklarda kusma, bilinç kaybı, gözlerde kayma, denge kaybı, baş ağrısı ve uyku hali gibi belirtiler gösterir. Bu tür belirtiler gösteren çocuğun hemen bir sağlık kuruluşuna götürülerek gözetim altına alınması gerekir. Beyin kanaması geçiren çocuğa uygulanacak tedavi kanamanın hangi bölgede olduğuna ve büyüklüğüne göre farklılık gösterebilir. Çocuğun durumuna bağlı olarak cerrahi tedavi ve gözlem altında tutma yöntemlerinden biri uygulanır.

Hamile Bir Kadın Beyin Kanaması Geçirirse Bebek Zarar Görebilir mi?

Hamile bir kadının beyin kanaması geçirmesi durumunda bebeğin zarar görme ihtimali vardır. Burada beyin kanamasına ne zaman müdahale edildiği, hamileliğinin kaçıncı ayında olduğu gibi faktörler durumu etkileyebilir. Küçük gebeliklerde anneye beyin kanaması tedavisi için verilen ilaçlar veya ameliyat durumunda anestezi verilmesi bebeği etkiler. Bazı durumlarda bebek doğup hayatta kalabilecek kadar gebelik ilerledi ise bebeğin sezaryenle alınması ve anneye beyin kanaması tedavisi uygulanması da söz konusu olabilir. Ancak bunların yanında beyin kanaması geçiren anneye zamanında müdahale edilemediği durumlarda vücut fonksiyonlarında bozulmalar meydana geleceği için bebeğin de zarar görme ihtimali yüksektir.

Beyin Kanaması Ameliyatlarından Sonra Vücutta Dengesinde Değişim Gözlenir mi?

Beyin kanaması ameliyatları oldukça ağır ve ciddi ameliyatlardır. Ameliyat sonrası hastalar iyileşebileceği gibi bazı komplikasyonların görülme ihtimali de vardır. Ameliyattan sonra hastada görme bozuklukları, konuşma bozuklukları, baş ağrısı ve hafıza kaybı gibi etkiler görülebilir. Bunların yanında kanamanın beyin damarlarına verdiği zarara bağlı olarak hastada denge kaybı da yaşanabilir.

Beyin Ameliyatları Sonrasında Hastalar Spor Yapabilir mi?

Beyin ameliyatı sonrasında hastaların sportif faaliyetlerini ne zaman yapacağı doktor tarafından belirlenir. Ameliyattan sonra kafa içi basıncı artıracak aktivitelerden kaçınmak, ağır kaldırmamak ve yorucu sporlar yapmamak gerekir. Hastalara ameliyattan sonra ortalama bir saatlik kısa yürüyüş önerilebilir.

Hava Güneş Gibi Dış Etkenler Beyin Kanamasına Sebep Olabilir mi?

Sıcak havalarda çeşitli nedenlerle beyin kanaması riskinin arttığı söylenmektedir. Aşırı sıcağa maruz kalan bireylerde kan basıncında ani yükselmeler olabilir bu da ciddi problemlere neden olur. Sıcak hava hastaların tansiyonlarında birden ve denetimsiz şekilde yükselmelere neden olabilir. Özellikle tansiyon hastalarının aşırı sıcak havaya maruz kalması beyin kanaması görülme riskini artırır. Konunun uzmanları insanlara ve özellikle de yüksek tansiyon hastaları gibi yüksek risk grubunda olan insanlara aşırı sıcaklardan korunmalarını, özellikle de öğlen saatlerinde güneşe maruz kalmamalarını önermekteler. Güneşe çıkacak insanların şapka gibi koruyucu önlemler alması, öğlen vakti güneşe çıkılmaması, bol sıvı tüketmesi, yüksek tansiyon gibi hastalıkları olanların ilaçlarını düzenli kullanması sıcağa bağlı beyin kanaması riskini düşürür.

Şeker Tansiyon Gibi Hastalıkları Olan Kişiler Beyin Kanaması Geçirirse Ameliyat Edilebilir mi?

Şeker tansiyon gibi hastalıkları olan bireyler beyin kanaması geçirdikleri takdirde ameliyat edilebilirler. Beyin kanamasının sebepleri arasında şeker ve yüksek tansiyon hastalıkları da vardır ve yüksek tansiyon hastaları beyin kanamalarında risk grubundadır. Bu hastaların şeker ve tansiyon gibi hastalıkları kontrol altına alınıp tedavi edilmez ise kan basıncının yükselerek beyne baskı yapması sonucu beyin kanamasına sebep olabilir. Şeker ve tansiyon hastaları beyin kanaması geçirdiğinde diğer hastalar gibi erken müdahale edilmesi önem taşır. Hastanın ve kanamanın durumuna bağlı olarak da en uygun tedavi yöntemi belirlenerek uygulanır.

Beyin Kanamasında Cerrahinin Başarı Oranı Nedir?

Beyin kanaması geçiren hastalara üç çeşit tedavi yöntemi uygulanır; hastanın gözetim altında tutulması, endovasküler tedavi ve cerrahi tedavi. Bu tedavi yöntemlerinden hangisinin uygulanacağı çeşitli etkenlere göre belirlenir. Bu yöntemler arasında cerrahi tedavi uzun yıllardır uygulanmaktadır. Cerrahi tedavi her hastada aynı sonucu vermez bu nedenle başarı oranı değişkenlik gösterir. Tedavinin uygulandığı sağlık merkezi ve ekipmanları, operasyonu gerçekleştirecek olan cerrahın bilgi ve tecrübesi, ameliyat ekibinin bilgi ve tecrübesi, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, beyin kanamasının beynin hangi bölgesini etkilediği, kanamanın şiddeti, kanamaya ne zaman müdahale edildiği gibi çok önemli değişkenler vardır. Cerrahi tedavinin başarısı da bunlara göre belli olur. Teknolojik olarak donanımlı bir sağlık kuruluşu, alanında uzman ve tecrübeli bir doktor ve ameliyat ekibi beyin cerrahisinde olumlu sonuçlar alınmasını sağlar. Ayrıca beyin kanaması geçiren hastaya erken müdahale edilmesi her zaman tedavide başarı ihtimalini artırır.

Beyin Kanaması Tedavisi Fiyatı Nedir?

Beyin kanamaları akut gelişen, önceden tahmin edilmeleri mümkün olsa da önlem alınması zor olan sorunlardır. Doğal olarak ameliyatlar da aciliyet içeren koşullar altında gerçekleştirilir. Beyin kanamalarının başarıyla tedavi edilmeleri oldukça güçtür, ameliyatı gerçekleştirebilen doktor sayısı sınırlıdır. Fiyatı etkileyen temel unsur da budur. Sonrasında ise hastane koşulları, hastanın sigorta kapsamı gibi durumlar fiyatı etkiler. Fiyat için kesin bir şey söylemek ne yazık ki mümkün değildir.

Beyin Kanaması Tedavisi Var Mı?

Beyin kanamaları genelde beynin ortasındaki damarlardan başlayan kanama şeklinde gelişir. Yine de çok farklı bölgelerden kaynak alan kanamalar ile de karşılaşılması söz konusudur. Tedavinin asli unsurunu da kaynağın tamiratı oluşturur. Beyin kanamalarından sonra ölüm gibi ciddi riskleri engellemek için hızlıca cerrahi girişimler yapılır. Bu girişimlerde kafa içi basınç dengelenir, kan çekilir ve kanamanın olduğu damar tamir edilir. Sonrasında ise duruma göre bir – iki haftalık suni komalarla süreç desteklenir. Yani evet, beyin kanaması tedavisi vardır ve bu tedavi cerrahidir.