Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Renk Körlüğü

Renk Körlüğü Hakkında
Renk Körlüğü Nedenleri
Renk Körlüğü Tanı Ve Teşhis Yöntemleri
Renk Körlüğü Belirtileri
Renk Körlüğü Risk Faktörleri
Renk Körlüğü Komplikasyonları
Renk Körlüğü Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Renk körlüğü sık görülen bir görme bozukluğudur. Gözün bir ya da iki rengi ayırt edememesiyle karakterizedir. Genetik olabildiği gibi çeşitli göz ve sinir hastalıklarından da kaynaklanabilir. Bazı genetik sebeplerden ötürü doğuştan renk körlüğü erkeklerde, kadınlardan 20 kat fazla görülür. Bu sorun oluşum nedeni araştırılmadan tedavi edilemez.

Renklerin yeterince iyi algılanamamasının nedeni retinanın orta kısmındaki hassas reseptörlerin işleyişinde bir bozulma olmasıdır. Burada renk algılamasında önemli sinirler bulunur. Bu sorun kalıtsal ya da edinilmiş olmak üzere iki şekilde ortaya çıkabilir. Edinilmiş renk körlüğü, genetikle ilgili değildir. Bu daha çok dış göz yaralanmaları sonucu ya da başka hastalıkların bir komplikasyonu olarak ortaya çıkar.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Sezgin Ceylan

Renk Körlüğü Hakkında

Renk körlüğünden mustarip kişiler renklerin mavi-sarı ya da kırmızı- yeşil olup olmadığını söylemekte zorlanabilir. Hastaların gördüğü rengin yanlış olduğu çevresi tarafından belirtilebilir. Aslında bu kişiler bazı renklere karşı tamamen kör değildir. Çünkü bu hastalar renkleri görür fakat renk algıları zayıf ve yanlıştır. Bu da kafa karıştırıcı olabilir.

Yaygın inanışın aksine renk körü hastalarının çoğu siyah beyaz görmez. Bu durum çok nadirdir. Çoğu hasta bazı renkleri soluk görür ve bu eksikliğe bağlı olarak renkleri birbirine karıştırabilir. Normalde tüm renkleri görürken sonradan görme sorunları yaşanıyorsa doktora başvurmak gerekir. Bu durum bir hastalığın belirtisi ya da bir travmanın sonucu olabilir. Doktor muayenesinde yapılan renk testleri renk körlüğünün türünü belirlemeyi sağlar.

Renk Körlüğü Nedir?

Tipik olarak, sağlıklı bir insan üç renge duyarlı pigmente sahiptir. Bu renkler kırmızı, mavi ve yeşildir. Sadece iki rengi algılamak dikromat, üç ana rengi de algılamamak trikromat olarak adlandırılır. Hangi renk pigmentinin gözde azaldığına bağlı olarak tanımlamalarda yapılabilir. Renk algısının tam yokluğu daha nadir görülen bir sorundur. Bu hastalar renkleri siyah beyaz filtrelenmiş gibi görür. Diğer türlerde tüm görüntüleri kırmızı ve yeşilin tonlarında algılamak da mümkündür. Renk körlüğü yaşayanlar renklerin ton farklılıklarını algılayabilir. Bu sayede günlük yaşamlarının kalitesini büyük ölçüde düşürmez. Ancak bazı meslekler ve günlük işler için sorun oluşturabilir.

Renk Körlüğü Çeşitleri Nelerdir?

Renk körlüğü çeşitleri göz doktorunun uygulayacağı basit bir test ile anlaşılabilir. Hasta temel renklerden birini ya da üçünü birden algılayamıyor olabilir. Fakat siyah beyaz görme çok daha nadir görülen bir sorundur.

Sorunun çeşitleri algılanamayan renge göre belirlenir. Kırmızı, yeşil ve mavi üç ana renktir. Diğer tüm renkler bunların karışımıyla oluşturulabilir. Nesnelerden yansıyan ışık gözdeki koni denen hücrelere çarpar. Konilerin çarpan renkle alakalı olanları reaksiyona girer ve bilgileri beyne iletir. Renk körlüğü yaşan insanlarda ise bu süreçte bir sorun oluşur. Hangi renkte sorun varsa ona göre çeşitlendirilir.

Kırmızı Renk Körlüğü (Protanopia)

Kırmızı renk körlüğü en yaygın görülen türdür. Hastalar kırmızı ve tonlarını tam olarak algılayamaz. Diğer renklerle karıştırabilir. Protonopia anormalliği koni hücrelerinin L tipindeki sorundan kaynaklanır. Bu tip hastalara az ışık altında yeşil, sarı, turuncu ve kahverengiler çok benzer renklermiş gibi görünür. Hastalar özellikle kırmızı metne siyah arka plan konduğunda farkı algılayamadığı için okuyamayabilir. Benzer şekilde hastalar mavimsi renkler, morlar, pembeler ve gri tonları arasındaki farkı da algılayamayabilir. Yaygın görülen bu soruna yönelik geliştirilen gözlükler hastalara yardımcı olabilir.

Yeşil Renk Körlüğü (Deuteranopia)

Yeşil renk körlüğü deuteranpoia adıyla da bilinir. Bu durum kırmızıyı algılayamama durumundan daha az görülür. Yeşili algılamadaki sorun bu rengin tüm tonları için geçerlidir. İçinde yeşil barındıran ara renklerdeki yeşil de tam olarak algılanamaz. Bu tür de, renk körlüğü için üretilen gözlüklere olumlu cevap verir. Bazı yerlerde daltonizim olarak da bilinir. Bu isim John Dalton’dan gelir.

Tam Renk Körlüğü (Anopia Monokromatik)

Tam renk körlüğü daha nadir görülen bir türdür. Bunu yaşayan hastalar renkleri hiç algılayamaz ve bazen görüş netliği ile ilgili sorunlar yaşayabilirler. Bu tip renk körlüğü iki türe ayrılabilir. İlk tür koni monokromitesidir. Gözde normal olarak üç koni hücresi foto pigmenti bulunur. Bunlar üç ana rengi temsil eder. Koni monokromitesi yaşayanlarda bu üç koni hücresi foto pigmentinden ikisi çalışmaz. Bu sadece kırmızı, sadece yeşil veya sadece mavi pigmente sahip olmak anlamına gelebilir. Hastalar renkleri birbirinden ayırt etmede zorlanırlar. Çünkü beynin renkleri görmesi için, gelen sinyallerin farklı koni tipleriyle karşılaştırılması gerekir. Bu hastalık otozomal resesif bir hastalıktır.

Diğer bir tür de akromatopsidir. Bu tip renk körlüğü çok nadir görülür ve en ciddi renk körlüğü halidir. Doğuştan gelen bir sorundur. Koni hücrelerinin hiçbiri işlevsel foto pigmentlere sahip değildir. Bunu yaşayan insanlar tüm görüntüleri siyah, beyaz ve gri tonlarında görür. Aynı zamanda hastalar fotofobik eğilim gösterirler yani ışığa karşı fazla hassas olur ve fazla ışıktan, aydınlıktan rahatsız olurlar. Akromatopsi de otozomal resesif bir hastalıktır. Yani annenin de babanın da hastalığın genini taşıyor olması sonucunda çocuğa aktarılır. Akraba evliliklerinde hastalığın ortaya çıkma ihtimali daha fazladır.

Göz Renkleri Nasıl Algılar?

Renkleri görmek ışığın farklı özelliklerini algılamak için birlikte çalışan göz ve beyne bağlı bir olaydır. Burada ışığın büyük bir önemi vardır. Işığın rengi dalga boyuna göre belirlenir. Daha uzun dalga boyu kırmızı ışığa denk gelir. Daha kısa dalga boyu mavi ışığa karşılık gelir. Yani örneğin kırmızı renkteki bir nesne ışığın bazı dalga boylarını yansıtır ve diğerlerini emer. Yansıyan ışık renk olarak algılanır. Dolayısıyla çileği kırmızı görürüz çünkü yüzeyi sadece kırmızı olarak gördüğümüz dalga boylarını yansıtır ve diğerlerini emer. Bir nesne tüm dalga boylarını yansıttığında beyaz, tüm dalga boylarını emdiğinde siyah görünür.

Görme eylemi ışık göze girdiğinde başlar ve kornea, mercek ve retinanın üzerine odaklanır. Gözün arkasında foto reseptör denen ve ışığa duyarlı milyonlarca hücre içeren bir tabaka bulunur. Bazı foto reseptörler çubuk, bazıları koni şeklindedir. Her gözde çubukların sayısı konilerden fazladır. 6 milyon koniye 120 milyon çubuk karşılık gelir. Fakat iki tip hücre de ışığı emdiğinde kimyasal bir değişim geçiren foto pigment molekülleri içerir. Bu kimyasal değişim, daha sonra retinadan beynin görsel kısmına iletilen elektrik sinyallerini tetikleyen bir açma-kapama gibi hareket eder.

Çubuk ve koni hücreleri ışığa farklı şekillerde tepki verir. Çubuklar loş ışığa daha duyarlıdır. Bu da gece görüşü için faydalıdır. Koniler ışığın bol olduğu gündüz vaktinde olduğu gibi parlak ışığa daha duyarlıdır. Bir diğer önemli fark da tüm çubuk hücrelerinin yalnızca bir foto pigment içermesidir. Buna karşılık koniler ışığın uzun (kırmızı), orta (yeşil) ve kısa (mavi) dalga boylarına karşı duyarlıdır. Her biri görsel alanın farklı kısmına duyarlı üç tür foto pigmentin varlığı bize zengin bir renk vizyonu verir.

Üç çeşit foto pigment memeli canlılar arasında fark oluşturduğumuz noktalardan biridir. Köpekler dahil çoğu memelide yalnızca 2 foto pigment vardır. Fakat bu durumun aksine kelebek gibi bazı canlılarda üçten fazla foto pigment bulunur. Bu da onlara bizim sadece hayal edebildiğimiz renkleri görebilme yeteneği verir.

İnsanların çoğunda üç koni foto pigmenti bir arada bulunur. Bu sayede birbirine çok benzer bir görme deneyimi paylaşılır. Ancak insan gözü ve beyni birlikte çalışarak ışığı renge çevirdiği için her birimiz renkleri biraz farklı görürüz. Yani birimizin gördüğü maviyi diğerimiz daha mavi görebilir. Renk körlüğü durumunda ise birinin kahverengisi, renk körü kişi için yeşil ya da kırmızı olabilir.

Koniler

Koniler gözün arka kısmında bulunan hücrelerin bir kısmını oluşturur. Çubuk tiplerine göre daha az sayıda bulunur. Fakat onlardan farklı olarak 3 dalga boyuna karşılık gelen foto reseptörler içerir. Bunlar aydınlık ortamda renkleri ayırt etmeyi sağlar.

Çubuklar

Çubuklar sadece bir pigmente karşılık gelirler. Konilerden çok daha fazla sayıda bulunurlar. Loş ortamda çalışabildikleri için gece görüşünde önemli avantajlar sağlarlar.

Renk Körlüğü Nedenleri

Renk körlüğü, gözün retina kısmındaki ışığa duyarlı hücrelerin ışığın dalga boylarındaki değişikliklere uygun şekilde yanıt vermemesiyle oluşur. Bu hücreler normalde insanların renk dizisini görmesini sağlar ve ışığın farklı dalga boylarına uygun şekilde yanıt verir.

Kalıtımsal Nedenler

Kalıtsal renk körlükleri bu sorunun en yaygın sebebidir. Genellikle belirli bir koni hücresi türünün eksikliği ya da tam yokluğu şeklinde görülür. Normal bir gözde 6-7 milyon kadar renk görmeye özelleşmiş koni hücresi bulunur.

En yaygın renk körlüğü sorumlusu genler X kromozomu üzerinde bulunur. Bu da erkeklerin bu durumdan daha fazla etkilenmesine neden olur. Kadınlarda X geni iki tane olduğu için biri diğerinin eksikliklerini giderebilir. Diğer yandan bazı renk körlüğü türleri otozomal resesiftir. Yani hem anne hem de babanın genleriyle renk körlüğü taşınmıştır. Böyle anne babaların erkek çocuklarında 2’de 1 ihtimalle hastalık görülür. Kız çocukları ise 2’de bir ihtimalle hastalığın taşıyıcısı olur. Böyle bir durumun yaşanma ihtimali akraba evliliklerinde daha fazladır. Kalıtsal renk körlüğü doğuştan olabildiği gibi ilerleyen yaşlarda da ortaya çıkabilir.

Kafa Travması

Görme işleminde beynin görsel kısımları ve göz birlikte çalışır. Beynin bu bölümlerini etkileyen bir darbe alındığında ya da bir ameliyat, hastalık sonucunda etkilendiğinde renkleri doğru algılamada sorunlar yaşanabilir. Görme süreci aksayabilir.

Kimyasal Maddelere Maruz Kalma

Uzun süre ya da aşırı düzeyde kimyasala maruz kalma beyni ya da diğer görme mekanizmalarını kötü etkileyebilir. Görmede işlevi olan herhangi bir yapı hasar gördüğünde bu tür bozukluklar meydana gelir.

Yaşlanma

Yaşın ilerlemesiyle hücresel düzeyde bir dizi değişiklik meydana gelir. Yaşlanma süreçleri nedeniyle retinadaki hücreler zarar görebilir. Bunlara renk algılamayı sağlayan koniler de dahildir. Benzer şekilde beynin görsel kısımlarını etkileyen bir hastalık da renk körlüğüne neden olabilir.

Bazı Epilepsi İlaçları

Epilepsi tedavisinde kullanılan Tiagabin adıyla bilinen ilacın hastalarda böyle bir etki yaptığı görülmüştür. Hastaların yaklaşık %41’inde renk görme oranı azalmıştır. Ancak ilacı kullanmayı bıraktıktan sonra bu sorun ortadan kalkmaktadır.

Renk Körlüğü Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Göz doktorları renk körlüğünden şüphelenildiğinde bunu teşhis etmek için çeşitli testler kullanırlar. Bu testler renk körlüğünün tipini ve derecesini anlamada yardımcı olur. Hızlı şekilde gerçekleştirilebilir.

Göz Muayenesi

Renk körlüğü şüphesi olan kişiler en yakındaki göz doktoruna başvurarak bunun testini yaptırabilir. Bazı meslekler için bu testler zorunlu olarak yaptırılır. İlk muayene sırasında, vakit kaybetmeden ishihara gibi testler uygulanabilir.

İshihara Testi

İshihara testi sık görülen kırmızı- yeşil renk körlüğü için en yaygın kullanılan testtir. Test sırasında her biri farklı renk ve boyutlarda noktalardan oluşan bir plaka koleksiyonu hastaya gösterilir. Noktalardan oluşan çemberin içinde normal renk görme özelliği olanlara açıkça görülebilen sayı veya harfler bulunur. Ancak kırmızı- yeşil renk körlüğü olanların bunları görmesi zordur ve bazıları için imkânsızdır.

Renk körlüğünün çeşidini ve derecesini belirlemek için kullanılan daha gelişmiş testler de mevcuttur. Fakat bunların bazıları ülkemizde çok yaygın değildir. Testler genellikle belli bir alana odaklanmış plakalarla gerçekleştirilir.

Renk Körlüğü Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Göz doktorları renk körlüğünden şüphelenildiğinde bunu teşhis etmek için çeşitli testler kullanırlar. Bu testler renk körlüğünün tipini ve derecesini anlamada yardımcı olur. Hızlı şekilde gerçekleştirilebilir.

Göz Muayenesi

Renk körlüğü şüphesi olan kişiler en yakındaki göz doktoruna başvurarak bunun testini yaptırabilir. Bazı meslekler için bu testler zorunlu olarak yaptırılır. İlk muayene sırasında, vakit kaybetmeden ishihara gibi testler uygulanabilir.

İshihara Testi

İshihara testi sık görülen kırmızı- yeşil renk körlüğü için en yaygın kullanılan testtir. Test sırasında her biri farklı renk ve boyutlarda noktalardan oluşan bir plaka koleksiyonu hastaya gösterilir. Noktalardan oluşan çemberin içinde normal renk görme özelliği olanlara açıkça görülebilen sayı veya harfler bulunur. Ancak kırmızı- yeşil renk körlüğü olanların bunları görmesi zordur ve bazıları için imkânsızdır.

Renk körlüğünün çeşidini ve derecesini belirlemek için kullanılan daha gelişmiş testler de mevcuttur. Fakat bunların bazıları ülkemizde çok yaygın değildir. Testler genellikle belli bir alana odaklanmış plakalarla gerçekleştirilir.

Renk Körlüğü Belirtileri

Renk körlüğü terimi çoğu zaman yanıltıcıdır. Çünkü çoğu hastalar renkleri görür fakat renk algıları sınırlı ya da yanlıştır. Renk görme eksikliğinin en sık görülen şekli kırmızı ve yeşil renklerin yanlış algılanmasıdır. Bu durum çoğu zaman kafa karıştırıcıdır.

Çevredeki Cisimlerin Renklerini Farklı Algılama

Renk körlüğünün tipine bağlı olarak hastaların ayırt etmekte zorlandığı renkler değişir. Zannedilenin aksine siyah, beyaz, gri görme sorunu çok nadirdir. Hastalar genellikle bir renk pigmentini algılayamaz. Bu da renler arası farkları algılamada sorunlar doğurur. Hastaların gördüğünü düşündüğü renklerin aslında farklı olması söz konusu olabilir. Bazı türlerde renklerin soluk görünmesi sebebiyle ayırt etme güçlüğü yaşanabilir. Bu da trafik lambaları gibi renklere bağlı işaretleri yanlış anlamaya yol açabilir.

Yazıları Silik Görme

Renk körlüğünün tipine ve derecesine bağlı olarak silik görme sorunu yaşanabilir. Genellikle hastalar az algıladıkları renkleri silik görürler. Ya da renk körlüğüne genel bir sorun da eşlik edebilir. Renklerin parlaklığını algılamada sorunlar yaşanabilir.

Renk Körlüğü Risk Faktörleri

Renk körlüğünün yaşanma ihtimalini artıran bazı faktörler vardır. Bunlar doğrudan hastalığın nedeni değildir. Fakat risk grubundaki kişilerde daha sık görülmesi söz konusudur. Bu nedenle aşağıdaki gruplardan birine dahil olanların daha dikkatli olması önerilir.

Parkinson Hastalığı

Parkinson hastalığı nörolojik bir hastalıktır. Beyin hücrelerini kötü etkiler. Bu durum sonucunda retinada ışığın dalga boyuna göre yanıt oluşturan hücreler zarar görebilir veya düzgün çalışmayabilir.

Katarakt

Katarakt en basit haliyle gözün doğal lensinin bulanıklaşmasıdır. Hastalarda renk görünümü daha az parlak hale gelebilir. Bu durumda da renkleri eskisi gibi net algılamak zorlaşır. Fakat katarakt ameliyatları ile bu bulanık lens çıkarılır ve yerine yapay bir lens takılır. Böylece renk sorunu da ortadan kalkar.

Leber’in Kalıtsal Optik Nöropatisi

Leber’in kalıtsal optik nöropatisi özellikle erkekler arasında yaygındır. Hafif renk körlüğünden başka semptom göstermeden hastalığın taşıyıcılarını da etkileyebilir. Kırmızı veya yeşil renk görmedeki kusurlarda bu durumun varlığı düşünülür.

Kalman Sendromu

Kalman sendromu kalıtsal bir durumdur. Kişideki bazı genlerin ergenlik dönemine geçmeye engel olması şeklinde ortaya çıkar. Yani hastalar cinsel gelişim açısından eksik kalırlar ve daha başka vücut yapılarında da eksiklikler görülür. Erkeklerde daha sık görülse de her iki cinsiyette de yaşanabilir. Hastalarda koku duyusunun olmaması, renk körlüğü gibi sorunlar görülebilir. Tedavisi mümkün olan bir sorundur.

Renk Körlüğü Komplikasyonları

Renk körlüğü ilerleyen bir hastalık değildir. Çoğu zaman genetik nedenlerle ortaya çıkar ve doğuştan gelir. Çoğu zaman beraberinde herhangi bir hastalık getirmez. Dolayısıyla sağlık açısından bir komplikasyonu yoktur. Bunun yanı sıra eğer sağlıklı bir görme süreci varken sonradan bazı renkler görülemez hale geldiyse acilen doktora başvurmak gerekir. Çünkü bu durum başka bir hastalığın habercisi olabilir.

Yaşam Kalitesinin Düşmesi

Renk körlüğü bazı görsel figürlerde farklı renklerle ifade edilen değerlerin algılanamamasına neden olabilir. Örneğin hastalar çubuk veya pasta grafiklerindeki renkleri ayırt edemeyebilir ve yanlış anlayabilir. Eğitim materyalleri genellikle renklere dayalı olduğu için henüz renk körlüğü tanısı konmamış çocuklar bu konuda çok zorlanabilir. Kırmızı- yeşil renk körlüğü olan çocuklar yeşil tahta üzerine sarı renkte yazılmış yazıları okumakta zorlanırlar. Benzer şekilde uygun boya kalemi renklerini seçmeyi gerektiren sanat dersleri bu çocuklar için zor olabilir. Çocuklar genellikle bozukluklarını saklama eğilimindedir. Bu yüzden hastalık erken fark edilmeyebilir. Özellikle ailede renk körlüğü yaşayan biri varsa çocukların da test edilmesi önemlidir. Çocuklarda teşhis konulduktan sonra onlara yardım istemeyi öğretmek ve öğretmenlerine bilgi vermek gerekir.

Yetişkinlerde ise renklerin doğru algılanamaması basit günlük işleri zorlaştırabilir. Örneğin etin istenen renge ulaşıncaya kadar pişmesi, olgun meyvelerin renklerine göre seçilmesi onlar için daha zordur. Aynı şekilde trafik ışıkları da bu kişiler için sorun oluşturur. Yetişkinlerde bu sorun harita okumada, renkleri eşleştirerek kıyafet almada sıkıntı çıkarabilir. Fakat birçok hasta bu duruma uyum sağlar.

Renk Körlüğü Nasıl Önlenir?

Renk körlüğüne başa alınan darbeler ve bazı hastalıklar neden olabilir. Böyle oluşan bir sorunu önlemek için söz konusu hastalıklardan ve travmalardan korunmaya çalışmak gerekir. Fakat bazı genetik sendromların önüne geçmek her zaman mümkün olmayabilir.

Akraba Evliliklerinin Önlenmesi

Kalıtsal nedenler renk körlüğünü ortaya çıkaran en yaygın etkenlerdir. Ebeveynlerden birinin bu geni taşıması çocukta hastalığın görülme olasılığını artırır. Akraba evliliklerinde ise anne ve baba benzer gen özelliklerine sahiptir ve bunları çocuğa aktarılır. Bu nedenle çekinik sorunlu genler de çocukta daha büyük olasılıkla açığa çıkar. Akraba evlilikleri renk körlüğünden başka daha ciddi sağlık sorunlarının da aktarılmasına neden olur.

Sık Sorulan Sorular

Renk körlüğü kimlerde görülür?

Bu sorun erkekte de kadında da ortaya çıkabilir. Fakat kalıtımsal olarak ortaya çıkma olasılığı erkeklerde daha fazladır. Çünkü hastalık X geni üzerinden çocuğa aktarılır. Bunun yanında bazı hastalık ve sendromlar yaşanma ihtimalini artırabilir. Son araştırmalar Kafkasyalı erkeklerde bu sorunun çok daha sık yaşandığını ortaya koymuştur.

Renk körlüğünün tedavisi var mı?

Renk körlüğü eğer katarakt gibi tedavi edilebilir bir sorundan kaynaklanmıyorsa genellikle kesin olarak tedavi edilemez. Fakat hastaların günlük yaşantılarını kolaylaştıracak önlemler geliştirmek mümkündür. Çoğu insan renk algılama sorununa adapte olur. Ancak renk algısının yanlış olması bazı mesleklerde sorun yaratır. Sorunun teşhisinin erken konulması bu dezavantajlarla başa çıkmayı kolaylaştırır. Öğrenme, eğitim süreçlerinin aksamasını önler. Yaygın olan kırmızı- yeşil renk körlüğü için geliştirilen lens ve gözlük camları mevcuttur. Bunlar hastaların renk algısını artırabilir. Ayrıca sorunun genetik çözümleri için de araştırmalar devam etmektedir.

Renk körlüğü zamanla tamamen görme kaybına dönüşür mü?

Bu durum tek başına yaşandığında ilerleyen bir hastalık değildir. Zamanla daha iyi ya da kötü hale gelmez. Gözdeki farklı hastalıklar nedeniyle farklı sorunlar yaşanabilir.

Renk körlüğü nasıl fark edilir?

Renk körlüğü çocuklarda cisimlerin, boya kalemlerinin, şekillerin renklerini ayırt etmede zorlanma olduğunda fark edilebilir. Ya da kişinin gördüğünü düşündüğü rengin aslında başka bir renk olması dolayısıyla far edilebilir. Doğuştan gelen sorunları fark etmede anne ve babaya büyük rol düşer.

Renk körlüğü tedavi edilmezse ne olur?

Renk körlüğü tamamen tedavi edilemez. Fakat teşhis edilmemesi kişinin eğitim hayatını, günlük aktivitelerini kötü etkileyebilir. Onu savunmasız hale getirebilir. Bir şüphe varsa doktora gitmek ve renk körlüğünün tipini, derecesini öğrenmek gerekir. Daha sonra buna uygun önlemler alınır, çocuğun okuluna durun bildirilerek renklere dayalı olmayan bir öğrenme sistemi kurulur. Hastanın renkli işaretlere adapte olması sağlanır.

Renk körlüğü olanlar ehliyet alabilir mi?

Son düzenlemelere göre renk körlüğü sorunu olan kişiler ehliyet alabilir. Trafik işaretlerini kendilerine göre tekrar öğrenerek veya lens, gözlük gibi materyaller kullanarak trafiğe çıkabilir.

Renk körlüğü yaşamak polisliğe engel mi?

Renk körlüğü yaşayan kişiler polis ve askerlik gibi meslekleri yapamamaktadır. Bu mesleklere başvururken yapılan sağlık kontrolleri sırasında renk körlüğü de test edilir.

Renk körlüğü olanlar askerlikten muaf oluyor mu?

Renk körlüğü yaşayan eğer başka bir sorunları yoksa askerlikten muaf olmazlar. Yani onlar için de askerlik zorunludur. Fakat renk körlüğü yaşayan askerlere silahlı görev verilmez veya nöbet yazılmaz.

Renk körlüğü olanlar engel raporu alabilir mi?

Renk körü olanlar herhangi bir düzeyde engelli raporu almaz. Bazı mesleklerde bu durum sorun olabilse de renk körlüğü yaşayanlar birçok dalda çalışma hayatına kolayca dâhil olabilir.

Renk körlüğü hangi vitamin eksikliğinden olur?

Renk körlüğünün ortaya çıkmasında vitamin eksikliğinden söz edilemez. Doğuştan ortaya çıkan ve tüm vakaların yaklaşık olarak yüzde doksan dokuzunu oluşturan kısımda ise A vitamini eksikliğine bağlı olarak renk körlüğünün bir miktar daha ilerlemesi söz konusudur. Bu ilerleme aynı tondaki bazı renklerin ayrımında ciddi sıkıntılar çıkmasına sebep olabilir. A vitamini eksikliği renk körlüğüne yaptığı ufak katkının yanında esas olarak gece körlüğüne sebep olmaktadır.

Renk körlüğü hangi kromozomla taşınır?

Renk körlüğü çok büyük oranda genetik geçişlidir. Sinirlere ve pigmentlere zarar veren tedaviler dışında renk körlüğü kromozomlar yoluyla taşınmaktadır. İlgili kromozomlar anne geçişlidir. İstatistiksel olarak kadınlarda çok az görülen renk körlüğünün taşıyıcısı da kadınlardır. X kromozomu üzerinde taşınan genlerin renk körlüğüne sebep olduğu bilinmektedir. Annede renk körlüğü iki adet X kromozomu verdiğinden ötürü hastalık kolayca bebeğe de geçmektedir.

Renk körlüğü kaç yaşlarında belli olur?

Günümüzde dahi renk körü olduğundan bihaber gezen insanların olduğu düşünülürse renk körlüğünün ne zaman belli olacağı konusunda fikir edinilmiş olur. Renk körlüğünün fark edilebilmesi için renklerin bilinmesi gerektiğinden dolayı hasta renklere dair fikirlerini beyan edebileceği bir ortam bulmadan renk körlüğü belli olmaz. Genelde ehliyet için yapılan muayenelerde ya da buna benzer, renk körlüğünün olup olmadığının araştırılması gereken muayenelerde hastalık ortaya çıkmaktadır.

Renk körlüğü ne gibi şeylere engeldir?

Renk körlüğü orta seviyeli bir görme kusuru olarak kabul edilmektedir. Hatta günümüzde oluşan toplumsal bilinç sayesinde yaşam alanları renk körlerinin de kolayca yaşayabilmesine yönelik olarak dizayn edilmektedir. Eskiden ehliyet alınmasına ya da bazı mesleklerin yapılmasına engel olan renk körlüğü günümüzde bu sorunları kısmen aşmıştır. Yine de bazı meslekler hala renk körü olanları kabul etmemektedir.

Renk körlüğü genetik bir hastalık mıdır?

Renk körlüğü X kromozomu üzerinden geçen genler yüzünden ortaya çıkmaktadır. Taşıyıcı konumunda olan annelerden geçme ihtimali yüzde seksen ve üzerindedir. Tüm erkek nüfusunun yüzde yirmisi değişen oranlarda ve değişen renklere karşı körlük yaşamaktadır. Kadınlarda ise bu oran yalnızca yüzde yarımdır. Tüm renk körlüğü vakalarının yüzde biri ise uygulanan bir tedavi ya da travma sonrası pigment sorunu yaşamalarından dolayı renk körüdürler.