Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Lyme Hastalığı Tedavisi

Lyme hastalığı tedavisine geçmeden önce lyme hastalığı hakkında kısaca bilgi vermek faydalı olabilir. Lyme hastalığı borrelia burgdorferi adlı bakterinin keneler aracılığı ile insan vücuduna taşınmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalık insana bulaştıktan sonra deride kızarıklık, yorgunluk, baş ağrısı, ateş gibi belirtiler gösterir. Türkiye’de bilinirliği az olan bir hastalıktır. Lyme hastalığı, hem az bilinen bir hastalık olması dolayısı ile hem de belirtileri başka hastalıklarla karıştırıldığı için zor teşhis edilir. Hastalık erken teşhis edilmediğinde hastada kalp rahatsızlıkları, eklem rahatsızlıkları ve nörolojik problemler ortaya çıkar. Lyme hastalığı tedavi edilmezse hastada kalıcı problemlere sebep olabilir. Kene gibi kan emici canlıların bulunduğu bölgelerde çalışmak durumunda olanlar, dağcılık gibi aktiviteler yapanlar, çalılık ve ormanlık alanlara pikniğe gidenler dikkatli olmalı ve bu tür canlılara karşı önlem almalı; bu bölgeden ayrıldıktan sonra da vücutlarını kontrol etmeliler. Ayrıca üzerine kene yerleşebilecek evcil hayvanı olanlar da hayvanlarını mutlaka aşılamalılar.

Lyme hastalığına sahip hastalara antibiyotik tedavisi uygulanır. Tedavi hastalığın evrelerine göre ve hastanın durumuna göre farklılıklar gösterebilir. Hastalık genellikle üç farklı evre biçiminde ilerler. Hastalığın ilk evresinde erythema migrans olarak adlandırılan çoğunlukla yuvarlak olan kızarıklıklar görülür. Bu belirti herkeste görülmemekle beraber lyme hastalığının teşhisi için önemli bir belirtidir. Bunun yanında baş ağrısı, ateş, eklem ve kas ağrıları, yorgunluk, baş dönmesi ve titreme gibi farklı belirtiler de gözlemlenebilir. Hastalığın ikinci evresi bir yıldan daha az süre devam eden semptomları hafif olan evredir. Üçüncü evre ise hastalığın kronikleştiği ve ciddi semptomların ortaya çıktığı dönemdir. Hastalık bir yıl geçmesine rağmen teşhis edilmemiş ise immun sistem bozuklukları ve nörolojik bozukluklar meydana gelebilir. Hastalığın ne kadar zamandır aktif olduğuna ve vücudun diğer sistemlerini ne kadar etkilediğine bağlı olarak hastalık şiddeti hastadan hastaya değişir. Bu evrede bazı hastalarda tekrarlayan artrit, beyin tutulumları ve kalp problemleri görülür. Belirtiler hastalara göre farklı olmakla beraber; eklem ağrı ve iltihabı, yorgunluk, kas ağrıları, konsantrasyon sorunları, anksiyete, depresyon, konuşmada zorluk, uykusuzluk, denge kaybı, kalpte çarpıntı ve ritim bozukluğu da bu dönemde görülen belirtiler arasındadır.

İnceleyen ve Onaylayan : Uzman Dr. Mehmet Karahan

Lyme Hastalığı Tedavisi Türleri

Lyme hastalığında hastaya ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavisinin programı doktor tarafından hastanın mevcut durumu, hastalık öyküsü ve genel sağlık durumu incelenerek belirlenir. Tedavinin ne kadar süreceği hastalığın hangi evrede teşhis edildiğine bağlı olarak farklılık gösterir. Hastalık vücudun başka sistemlerini de etkilemiş ise tedavi süreci buna bağlı olarak uzamakta ve tedavi başarısı da etkilenmektedir. Tedavi sürecinde hastada başka enfeksiyonların olması, sürekli alkol kullanımı ve uyku bozukluğu gibi durumlar tedavinin başarı ihtimalini azaltabilir. Lyme hastalığı farklı birçok hastalığa benzetilir, hatta bu yüzden büyük taklitçi olarak da adlandırılır. Bu durum hastalığın teşhisini zorlaştırabilir. Ülkemizde lyme hastalığı kliniği ve bu konuda uzman azdır; bu durumun aşılması için bazı yetkililer tarafından çeşitli çalışmalar yapıldığı bilinmekte.

İlaç Tedavisi

Hastaya lyme hastalığı teşhisi konulduktan sonra ilaç tedavisine başlanır. Bu tedavinin süresi ve şekli hastaya göre değişiklik gösterir. Hastalık erken evrede teşhis edilmiş ise oral yolla alınan antibiyotikler ile daha kısa bir sürede tedavi edilebilir, çoğu hastada tamamen iyileşme sağlanabilir. Ancak hastalığın teşhis edilmesi uzun sürmüşse ve kronikleşmişse tedavi de buna bağlı olarak belirlenir. Lyme hastalığı ileri evrede beyin, kalp ve eklemler gibi vücudun birçok farklı bölgesini etkileyebilir. Hastanın buna bağlı farklı şikayetleri oluşmuşsa lyme hastalığı tedavisi yanında bu problemlerin çözümü için de ek tedaviler uygulanması gereklidir. Kullanılan ilaçlar da hastalığın gösterdiği belirtiler, hastanın ilaçlara karşı herhangi bir duyarlılığının olup olmaması, farklı sağlık sorunlarının varlığı gibi etkenlere göre hastaya en uygun şekilde düzenlenir.

Antibiyotikler

Antibiyotikler, bakteri kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılan, bakterilerin çoğalmasını durduran ve bakterileri öldürebilen önemli ilaçlar olarak bilinir. Antibiyotiklerin pek çok farklı çeşidi bulunur ve vücuttaki bakteri tipine göre uygun antibiyotik seçimi yapılır. Antibiyotiklerin doğru kullanımı çok önemlidir. Virüsler üzerinde bir etkisi olmayan antibiyotikler gereksiz kullanıldıklarında fayda göstermemekle beraber bazı yararlı bakterilerin yok olmasına sebep olabilmekte, hastanın böbrek, karaciğer ve bağırsaklarına zarar verebilmekte. Bu nedenle hastalığın doğru teşhisi ve antibiyotiklerin doktor kontrolünde kullanılması çok önemli.

Lyme hastalığının tedavisinde erken dönemde oral yolla alınan antibiyotiklerle kısa dönemde olumlu sonuçlar alınabilir. Ancak teşhisi uzun süren vakalarda damar içi antibiyotik tedavisi de gereklidir. Hastalığın vücudun çeşitli sistemlerine yayıldığı durumlarda antibiyotik kombinasyonları uygulaması da görülür.

Lyme hastalığı tedavisinde kullanılan antibiyotiklerden bazıları; Rifampisin, Metronidazol, Cefuroxime, Telitromisin, Doksisiklin, Amoksisilin ve Penisilindir.

Doksisiklin

Doksisiklin bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan geniş etki alanına sahip bir antibiyotik çeşididir. Doksisiklinin kullanıldığı hastalıklar arasında zatürre, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, solunum yolu enfeksiyonları, genital enfeksiyonlar, yumuşak doku enfeksiyonları, bit ve keneler aracılığı ile bulaşan hastalıklar sayılabilir. Doksisiklin grubu antibiyotiklerin kullanımı karaciğer yetmezliği olanlarda, hamilelerde ve sekiz yaşın altındaki çocuklarda önerilmez. Hamilelikte doksisiklin kullanımı ile ilgili insanlar ile ilgili yeterli çalışma olmamasına karşın hayvanlar üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre fetüsün iskelet gelişimini etkilediği söylenmektedir. Doksisiklin sekiz yaşın altındaki çocuklarda diş gelişimi tamamlanmadığı için diş minesinde gelişim geriliğine ve sararmaya sebep olur. Doksisiklinin ciddi yan etkileri arasında nefes alma güçlüğü, dilde ve yüzde şişme, kanlı ishal, göğüs ağrısı ve güneşe karşı cildin hassaslaşması buna bağlı ciddi güneş yanıkları oluşması sayılabilir. Diğer ilaçlarda olduğu gibi bulantı, kusma, ishal, dişlerde sararma gibi yan etkiler görülür.

Cefuroxime Axetil

Cefuroxime axetil bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan sefalosporin grubu bir antibiyotiktir. Pnömoni, bronşit, yumuşak doku enfeksiyonları, orta kulak iltihabı, sinüzit, genital enfeksiyonlar, erken lyme hastalığı, ürogenital enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Cefuroxime axetile karşı veya penisilin grubu ilaçlara karşı hassasiyeti olan hastalara önerilmez. İlacın ciddi yan etkileri arasında kanlı ishal ve anafilaksi sayılabilir. Hastalığın bakteri kaynaklı olmaması nedeni ile ilaca karşı direnç gelişebileceği için mutlaka emin olunmalıdır. İlaç kullanımı sırasında mantar enfeksiyonu ve süper enfeksiyon gelişme riski de bulunmaktadır. (Süper enfeksiyon: vücudumuzda var olan mikroorganizmaların iyileşmeden ikinci bir enfeksiyona sebep olması.)

Amoksisilin

Amoksisilin penisilin türevi geniş etkili bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir antibiyotik çeşididir. Amoksisilin sinüzit, orta kulak iltihabı, bronşit, pnömoni, sistit, gonore, pyelonefrit, septik abortus, yumuşak doku enfeksiyonları, menenjit gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Amoksisilin grubu antibiyotikler penisilin alerjisi olan hastalarda anaflaksi riski nedeni ile önerilmez. Uzun süreli ilaç tedavisinde böbrek ve karaciğer fonksiyonları takip edilmeli, süper enfeksiyon açısından hasta izlenmeli ve gerekirse tedavi kesilmelidir. Amoksisilin kullanımı sırasında alerjik reaksiyonlar, bulantı, kusma, ishal, trombositopeni, nadir olarak da ajitasyon, uyku problemleri, ajitasyon, anksiyete görülebilir.

Penisilin

Penisilin bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir antibiyotik çeşididir. Penisilin bakteri kaynaklı zatürre, eklem romatizması, romatizmal kalp hastalıkları, menenjit, böbrek ve mesane enfeksiyonu, farenjit, tonsillit gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Penisilin alerjisi ölümle sonuçlanabilen ciddi reaksiyonlar gösterebilir. Alerjik reaksiyon ihtimali yüksek olan penisilin için hastalara test yapılmakta ancak bazı hastalarda birçok kez uygulanmasına karşın yirminci dozda bile alerjik reaksiyon gösterebilmekte.

Lyme Hastalığı Tedavisi Öncesi

Tedavinin başarılı olabilmesi için tedavi öncesi dikkat edilmesi gereken birtakım konular vardır. Hastanın mevcut şikayetlerinin neler olduğu, şikayetlerinin ne zamandan beri devam ettiği, kene gibi bir canlı tarafından ısırılıp ısırılmadığı, kırsal bölgelerde bulunup bulunmadığı ve lyme hastalığına ait herhangi bir belirti gösterip göstermediği gibi önemli bilgiler edinilmelidir. Bu bilgiler tedavinin şeklini ve süresini belirler. Bu bilgiler ışığında hastaya birtakım testler yapılır ve hastalığın kesin teşhisi konulur.

Tedavi öncesi önemli olan bir diğer konu da tedavinin içeriği. Hastanın hastalığın hangi evresinde olduğu, herhangi bir antibiyotiğe karşı alerjisi olup olmadığı, hastadaki bakterinin herhangi bir antibiyotiğe dirençli olup olmadığı, hastanın vücudunda başka bir enfeksiyonun varlığı, hastalığın kalp, beyin ve eklemler gibi diğer organları etkileyip etkilemediği uygulanacak tedaviyi şekillendirir. Tüm bu bilgiler ile birlikte doktor hastaya en uygun tedaviyi oluşturur.

Hastanın Durumunun Ayrıntılı Analizi

Tedaviye başlamadan önce yapılacak ilk şey hastanın mevcut durumunun analiz edilmesi ve hastalık öyküsünün öğrenilmesi. Hastalığın doğru ve erken teşhisi, tedavi için en önemli bulgulardan biridir. Lyme hastalığı birçok farklı belirti göstermekte ve farklı birçok hastalık ile karıştırılmakta. Bazı hastalar kene tarafından ısırıldığını fark etmemekte bu da hastalığın teşhisini zorlaştırmakta. Hastalığın doğru teşhisinin yapılabilmesi için hastanın hikayesinin eksiksiz bir şekilde bilinmesi, hastalık belirtilerinin incelenmesi ve bazı laboratuvar testlerinin uygulanması gerekir. Lyme hastalığı teşhisinde serum örnekleri incelemesi, ELISA testi ve western blot testi yaygın olarak yapılır. Bu testlerde de zaman zaman yanıltıcı sonuçlar alınabildiğinden hastanın klinik bulgularının mutlaka incelenmesi gerekir.

Serum Örneklerinin İncelenmesi

Lyme hastalığının tanısının konulabilmesi için izlenen yollardan biri serum örneklerinin incelenmesidir. Bu incelemede alınan sonuç tek başına yeterli bir veri sayılmaz. Elde edilen sonuç pozitif ise veya ara bir değerde pozitif çıkmış ise hastalığın varlığını kesinleştirmek için western blot gibi testler uygulanır. Hastalığın bazı evrelerinde serum örneklerinden yanlış negatif sonuçlar çıkabilir. Böyle durumlarla karşılaşmamak için tanı koyma sürecinde hastanın klinik bulgularının da incelenmesi gerekir.

ELİSA Testi

ELİSA testi dendiğinde çoğunlukla akla ilk HIV testi gelir. Ancak ELISA testi farklı birçok hastalığın tespit edilmesinde kullanılır. Hastadaki enfeksiyon, protein, antikor varlığı ve miktarı ELISA testi ile ölçülür. Ancak ELISA tek başına yeterli bir yöntem değildir. Bazı durumlarda yanlış pozitif ve yanlış negatif sonuçlar da verir. ELİSA testinin uygulamasında hastadan kan örneği alınır ve incelenmesi için laboratuvara yollanır. Herhangi bir hazırlık gerektirmeyen, düşük maliyetli ve sonucu hızlı alınan bir testtir.

Western Blot

Hastanın durumunun analiz edilmesi için uygulanan testlerden biri de western blot testidir. Maliyeti yüksek, özel ekipman ve konusunda uzman görevli gerektirdiği için her laboratuvarda yapılmaz. Western blot daha önce yapılan testlerden alınan pozitif sonuçların doğrulanması için yapılır. Yanlış pozitif ve yanlış negatif sonuç alındığı durumlarda teşhise kesinlik kazandırması açısından önemlidir. Western blot testi diğer yöntemlere göre güvenilirliği yüksek olarak tanımlanır.

Hastaya Uygun Antibiyotiğin Seçilmesi

Lyme hastalığı tedavisinde doğru antibiyotik kullanımı çok önemlidir. Hastalığın erken evresinde ve ileri evresinde kullanılan antibiyotik çeşitleri, kullanım süreleri ve dozları farklılıklar gösterir. Ayrıca hastalığın vücudun diğer bölgelerine yayılmış olması durumunda bu antibiyotiklere ek tedaviler veya antibiyotik kombinasyonları da uygulanan bir yöntem. Lyme hastalığına sebep olan bakteri bazı antibiyotik türlerine dirençli olabilir, ilaç seçiminde bu bilgi de göz önüne alınır. Tedavi öncesi uygulanan testler yardımı ile hastalığın hangi evrede olduğu ve bakterinin türü gibi önemli bilgiler elde edilebilir. Hastanın ilaçlara karşı herhangi bir alerjisi olup olmaması ve genel sağlık durumu da ilaç seçiminde etkilidir.

Lyme Hastalığı Tedavisi Sonrası

Lyme hastalığı tedavisi sonrası hastanın dikkat etmesi gereken bazı konular vardır. İlaç tedavisinin ardından hastalar belirli bir süre hastalığın tekrarlama ihtimaline karşı kontrole giderler. Bunun yanında hastalar tekrar böyle bir hastalıkla karşılaşmamak için çeşitli önlemler almalı ve dikkatli olmalılar.

Kontrol Süreci

Lyme hastalığı tedavisi özellikle ilerleyen vakalarda oldukça uzun ve yıpratıcı olabilir. Bazı hastaların tedavisi birkaç yıl sürebilir. Hastaların tamamen tedavi edilene kadar düzenli şekilde doktora gitmeleri gereklidir. Lyme tedavisi biten hastaların da bir süre dikkatli olmaları gerekir çünkü hastalığın tekrarlama ihtimali olduğu bilinen bir gerçek. Bunun yanında bazı uzmanlar tedavi bittikten sonra üç yıl içerisinde lyme hastalığı tekrar etmez ise hastanın tamamen iyileştiğini söylemekteler.

Hastanın Yapması Gerekenler

Tedavi sonrası hastanın yapması gereken şeyler de vardır. Bunlardan biri hastalığın tekrarlama ihtimaline karşı dikkatli olmak ve şüphelenildiğinde doktora gitmek. Dikkat edilmesi gereken bir başka konu kenelerin ve diğer kan emici canlıların bulunduğu çalılık, ormanlık alanlardan ve kırsal bölgelerden uzak durmak; eğer böyle bir yerde bulunulacaksa buna uygun kıyafetler giymek ve koruyucu sprey kullanmak. Bunların yanında önemli iki husus da bu tür yerlerde bulunduktan sonra vücudu kontrol etmek ve eğer evcil hayvan var ise aşılatmak.

Sık Sorulan Sorular

Lyme hastalığı tedavisi, tedavi öncesi ve tedavi sonrası süreç hakkında bilgi sahibi olmak hastanın bu süreçleri daha bilinçli atlatmasına katkı sağlar. Bu tür bilinirliği az hastalıkların tedavisi hakkında bilgi edinmek hastayı da sürece hazırlar. Bu nedenle lyme hastalığı tedavisi ile ilgili sık sorulan sorular ve cevaplarını bir araya getirdik.

Lyme Hastalığı Tamamen Tedavi Edilebilir Mi?

Lyme hastalığının tedavisi farklı olaylara bağlı olarak değişiklik gösterir. Erken teşhis ve tedavi tamamen iyileşme için en önemli etkendir. Hastalık erken evrede teşhis edilir ve gerekli tedavisi yapılır ise kısa zamanda tamamen iyileşebilir. Ancak teşhis edilmesi bir yıllık süreyi aşan ve kronikleşen hastalarda tamamen tedavi edilme olmayabilir. Hastalık ilerleyen evrelerde vücuda yayılır ve farklı birçok problem ortaya çıkar. Lyme hastalığı tedavisi yanında ortaya çıkan bu bozuklukların da tedavi edilmesi gerekir. Bu hastaların tedavisi uzun sürmekle beraber kalıcı nörolojik problemler ve tekrarlayan artrit gibi sorunlar da gözlenebilir.

Tedaviden Sonra Hastalık Tekrar Bulaşabilir Mi?

Lyme hastalığı geçiren hastalarda bağışıklık oluşmaz yani tedavi edildikten sonra hastalık tekrar bulaşabilir. O yüzden hastalığa tekrar yakalanmamak için dikkatli olunması önerilir. Bunun için yapılacaklardan biri; kenelerin bulunduğu bölgelerden uzak durmak, işi gereği veya yaptığı aktiviteler gereği bu tür bölgelerde bulunan insanların uzun kollu ve bacaklı açık renkli kıyafetler giyinmesi. Bir diğer önlem de açıkta kalan vücut bölgelerine koruyucu spreyler sıkmak. Bu tür yerlerde bulunduktan sonra kene olup olmadığını kontrol etmek ve varsa evcil hayvanların aşılanması da önlemler arasında.

Sigara Ve Alkol Kullanmak Tedavinin Etkisini Azaltır Mı?

Lyme hastalığı tedavisi sırasında alkol ve sigara kullanılması tedaviyi olumsuz etkiler. Hasta tedavi sürecinde birçok ilaç kullandığı için karaciğer olumsuz etkilenir. Bunun yanında alkol kullanılması karaciğere bu süreçte daha çok zarar verebilir. Lyme hastalığı hastanın bağışıklık sistemini bozar, buna ek olarak alkol alındığında alkolün vücut savunma sistemini baskılaması hastanın vücudunu iyice savunmasız bırakır. Lyme hastalığı sırasında bazı hastalarda alkol kullanımı sonrası abartılı belirtiler ortaya çıkabilir. Sigara kullanımının da vücuda çok zarar verdiği bilinen bir gerçektir ve bağışıklık sisteminin güçsüz olduğu böyle bir dönemde kullanımı çok daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı uzmanlar lyme hastalığı tedavisi sırasında alkol ve sigara kullanılmasını önermezler.

Tedavi Ne Kadar Sürer?

Tedavinin ne kadar süreceği her hastaya göre farklılık gösterir. Hastalığın hangi evrede teşhis edildiği, vücudun başka sistemlerini etkileyip etkilemediği, hastanın vücudunda herhangi başka bir rahatsızlığın varlığı, bakterinin antibiyotiğe dirençli olması gibi durumlar dikkate alınarak tedavi programı oluşturulur. Hastalık erken evrede teşhis edilmiş ise oral antibiyotik tedavisi ile bir iki aylık bir sürede iyileşme sağlanabilir. Ancak hastalığın teşhisi ileri evrede olmuş ise tedavi süresi de buna bağlı olarak uzar. İleri evrede oral antibiyotiğin yanında damar içi antibiyotik uygulaması yapılır. Ayrıca gerekli durumlarda antibiyotik kombinasyonları yapılır, tedavinin ilerleyişine göre ilaçların dozu ve çeşidi değiştirilir. Bu evrede hastalığın tedavisi sekiz ile on altı ay arasında sürebilir. Kronikleşen hastalıklarda ise tedavinin yıllarca sürme ihtimali vardır.

Hastalık Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Lyme hastalığı tedavi edilmediği zaman ilerler ve çok ciddi problemlere neden olur. İleriki evrelerde hastanın vücudundaki çeşitli organları etkiler. Kalp, beyin, eklemler, immun sistem bunlardan bazılarıdır. Hastanın kalp ritminde bozulmalar, eklemlerde iltihap, konuşmada zorluk, düşünmede zorluk, konsantrasyon problemleri, unutkanlık, sinirlilik hali, depresyon, psikoz, anksiyete, görme bozuklukları, işitmede problemler, denge sağlamada problemler, titreme, yüz felci, uykulu olma durumu, mide ve bağırsak sorunları ve cinsel sorunlar hastalığın ilerlemesi durumunda görülebilen sağlık sorunlarıdır.

Hastalık Hangi Hayvanlardan İnsana Bulaşır?

Lyme hastalığına borrelia burgdorferi adında bir bakteri sebep olur. Bu bakteri doğada bulunan yabani hayvanlarda; fare, tavşan, keçi, sincap gibi memeli hayvanlarda, kuşlarda; şehirde yaşayan kediler ve köpeklerde görülebilir. Sivrisinek, bit ve kene gibi kan emen canlılar tarafından taşınır. Bu kan emen canlılar borrelia burgdorferi sahibi hayvanların üzerine yerleşir ve daha sonra bir insanı ısırır; böylece bakteri hayvandan insana bulaşır ve genellikle yirmi dört saat içerisinde insan vücuduna yayılır. İnsanların bu tür hayvanlarla temas ederken dikkatli olmaları onların yararınadır. Evcil hayvanı olan insanların da önlem olarak hayvanlarını aşılamaları önerilir.

Lyme Hastalığı Teşhisi İçin Yapılan Testlerin Sonuçlanması Uzun Sürer Mi?

Lyme hastalığının teşhisi için birçok test yapılır. Test sonuçlarının alındığı süre testin türüne göre farklılık gösterir. Hastadan doku alınarak yapılan cilt kültürü testinin sonuçları birkaç hafta sonra gelebilir, bu nedenle antikor testleri daha çok tercih edilir. Uygulanan testlerden biri olan ELİSA testinde makro ELİSA ve mikro ELISA yöntemleri uygulanır. Hastanın verdiği örnek makro ELISA yöntemi ile incelenecek ise sonuç bir iki saat içinde çıkar. Eğer örnek mikro ELISA yöntemi ile incelenecek ise de örneğin verildiği gün içinde çıkar. Yani ELISA testinin sonucunu her durumda kan verdiğiniz gün alabilirsiniz. Lyme hastalığının teşhisinde kullanılan bir başka test de western blot testidir. Western blot diğer testlere göre daha güvenilir bulunur; ancak gerek özel ekipman kullanılması gerek maliyetli olması gerek de deneyimli personel gerektirmesi sebebiyle her laboratuvarda uygulanmaz. Hastadan western blot testi için kan alındıktan sonra bir gün içinde sonuçları çıkar.

Tedaviye Ne Zaman Başlanmalıdır?

Lyme hastalığı tedavisinde tedaviye ne zaman başlandığı önem taşır. Erken evrede uygulanan tedavilerde kısa sürede tamamen iyileşme sağlanabilir. Hasta birtakım şikayetlerle enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurduğunda hastaya bazı testler uygulanarak lyme hastalığı olup olmadığına bakılır ve test sonuçlarına göre uygun tedavi belirlenerek uygulanır. Ancak lyme hastalığı her zaman aynı belirtileri göstermeyebilir veya testlerin sonuçları bazen yanıltıcı olabilir. Eğer hastanın kene ısırma öyküsü var ise ve vücudunda erythema migrans oluşmuş ise doktor vakit kaybetmeden lyme hastalığı tedavisine başlamayı önerebilir.

Lyme Hastalığı Evde Tedavi Edilebilir Mi?

Lyme hastalığı tedavisinde sürecin nasıl işleyeceği hastanın durumuna, hastalığın hangi evrede olduğuna ve ne tür belirtiler gösterdiğine göre belirlenir. Örneğin erken evrede teşhis edilen lyme hastalığı hastada çok ciddi semptomlara sebep olmaz ve oral yolla alınan antibiyotikler yardımı ile tedavi edilir. İleri evrelerde olan hastalıklarda hastanın durumuna bağlı olarak tedavinin ne şekilde yapılacağı doktor tarafından belirlenir.

Hastalık Kendiliğinden Geçer Mi?

Lyme hastalığı tedavi edilmeden kendiliğinden geçebilen bir hastalık değildir. Kene ısırdıktan sonra ortaya çıkan deri döküntüleri bir süre sonra kaybolabilir ve yapılan testlerde sonuç negatif çıkabilir. Bazı hastalarda eklemlerde görülen artrit gibi belirtiler de zamanla kaybolabilir ancak bir süre sonra aynı eklemde tekrar ortaya çıkar. Belirli bir süre belirti görülmemesi de hastalığın iyileştiği yanılgısını yaratmamalıdır. Hastalık tedavi edilmediğinde hastanın tüm vücudunu etkileyebilecek çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Hastanın vücudunun farklı bölgelerine yayılarak zamanla daha şiddetli belirtiler gösterebilir. Hastanın kalbini, ruhsal durumunu, zihinsel süreçlerini, bağırsak ve midesini, günlük işlerini olumsuz etkileyebilecek bir süreç gelişebilir. Bu nedenle eğer lyme hastalığı şüphesi varsa hasta mutlaka bir uzmana görünmeli ve tedaviye başlamalıdır. Hastalığın erken teşhisi ve tedavisi büyük önem taşır.

Hastalığın Sebep Olduğu Ağrıya Karşı Ağrı Kesici Kullanılabilir Mi?

Erken teşhis ve tedavi edilmeyen lyme hastalığı kronik hastalığa dönüşebilir. Kronikleşen lyme hastalığında hasta özellikle eklem gibi bölgelerde çok fazla ağrı hissedebilir. Bu tür durumlarda hastanın ağrılarının azaltılması için doktor ağrı kesici ilaçlar verir.

Lyme Hastalığı Şüphesiyle Hangi Kliniğe Başvurulmalı?

Lyme hastalığı belirtileri farklı birçok hastalıkla benzer hatta bu nedenle hastalığa büyük taklitçi de denir. Bazı hastalar kene tarafından ısırıldığını fark etmez, bu da hangi hastalıktan şüphelenilmesi gerektiği ve hangi kliniğe başvurulması gerektiği konusunda belirsizlik yaratır. Tüm bunlara rağmen hastada lyme hastalığına yakalandığı şüphesi var ise hastanelerin enfeksiyon hastalıkları ve mikrobiyoloji kliniklerine başvurmak gerekir. Hastalığın tanısını koymada mikrobiyoloji laboratuvarlarından yararlanılır.

Lyme Hastalığı Aşısı İnsanlara Uygulanır Mı?

Lyme hastalığı aşısı insanlara uygulanmaz ve maalesef lyme hastalığına bağışıklık kazanılmaz. Bu nedenle insanların yapması gereken bazı durumlarda dikkatli olmaktır. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan yani işi gereği borrelia burgdorferi bakterisi taşıma ihtimali olan hayvanlarla aynı ortamda bulunan; dağcılık, avcılık gibi aktivitelerle uğraşan insanlar, kırsal bölgelerde yaşayan insanlar, evinde evcil hayvan bakan insanlar çeşitli önlemler alarak kendilerini bu hastalıktan koruyabilirler. Vücudun kol ve bacaklarını beyaz renkli kıyafetlerle kapatmak, açıkta kalan yerlere kenelerden ve sineklerden koruyucu sprey sıkmak, hayvanlarla veya çalılıklarla temastan sonra herhangi bir kene ısırığı olup olmadığını kontrol etmek ve evcil hayvanını aşılamak lyme hastalığından korunmak için alınacak önlemlerdir.

Lyme Hastalığına Hangi Doktor Bakar?

Kene ısırması sonucu bulaşan hastalıklardan birisi olan lyme hastalığı tedavi edilmediği ya da geç fark edildiği durumda oldukça tehlikelidir. Kenenin görülmesinden ya da hastalığa dair belirtilerin tespit edilmesinden sonra eğer var ise enfeksiyon hastalıkları bölümüne; bu bölüm yok ise de iç hastalıkları bölümüne başvurulmalıdır. Eğer hastalık ileri evrelere geçmiş ise sevk işlemleri ilgili bölümlere gerçekleştirilecektir.

Lyme Hastalığı Cinsel Yolla Bulaşır Mı?

Lyme hastalığının insandan insana bulaşma yolları arasında tıp doktorları arasında ve enfeksiyon uzmanları arasında ciddi tartışmalar yaşanmaktadır. Bir kısım uzman lyme hastalığının cinsel yolla bulaşamayacağını söylese de bir kısım doktor buna karşı çıkarak örnekler sunmaktadır. Sunulan örnekler lyme hastalığının cinsel yolla bulaşıp bulaşmadığı konusunda kesin bir veri sunmasa da şüphe için yeterlidir. Doğal olarak lyme hastası olanların cinsel birleşmeden uzak durması tavsiye edilmektedir.

Lyme Hastalığı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Ortaya çıkan belirtiler ile tedavi prosedürü arasında yakın bir ilişki bulunur. Eğer hastalık erken evrede ise basit antibiyotik tedavileri ile hastalık ortadan kaldırılabilir. Üç haftalık kritik süre boyunca tedavi gerçekleştirilmemiş ve hastalık ağır belirtilerini vermeye başlamış ise uzun dönemli ve geniş spektrumlu antibiyotikler ile tedavi yürütülür. İleri seviyelerde hastaneye yatış yapılarak da tedavi gerçekleştirilebilir.

Lyme Hastalığı Testi Nerede Yapılır?

Kene ısırmasından sonra lyme hastalığının hemen ortaya çıkması söz konusu değildir. Yapılan antibiyotik tedavileri önleyici amaçlıdır. Üç haftalık süreden sonra ise enfeksiyon hastalıkları bölümünde hastalığın varlığına, tedavinin işe yarayıp yaramadığına yönelik testler gerçekleştirilir.