Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Retina Yırtılması Tedavisi

Göz hastalıklarının büyük bir çoğunluğu büyük ya da küçük görme problemleri yaratırken, retina yırtılmasını diğer göz hastalıklarından ayrı tutmak gerekir. Bunun nedeni ise retina yırtılması hastalığının tedavi edilmemesi durumunda direkt olarak körlüğe neden olmasıdır. Bireyin gözünde bir yere odaklandığında ortaya çıkan belirsiz ve uçan cisimler, retina yırtılmasının en büyük belirtileri arasında yer alır.

Her hastalıkta olduğu gibi retina yırtılmasında da erken teşhis hastalığın seyri için büyük rol oynar. Erken teşhis durumunda retina yırtılmasının boyutu ve göze etkileri ciddi oranda düşüş gösterirken, hastanın cerrahi operasyonlarla karşılaşmama ihtimali de yükselir. Ülkemizde retina yırtılmasının tedavisi adına yeterli imkânlar varken, hastalığın erken teşhis oranı da oldukça düşüktür. Bu durum hastaların retina yırtılması belirtilerini önemsememesi ve belirtileri geçici sorun olarak görmelerinden kaynaklı bir durumdur.

Lazer tedavisi veya kriyoterapi gibi farklı şekillerde tedavi edilebilen retina yırtılması, bunun yanı sıra çok ilerlemesi durumunda cerrahi tedaviyle de tamamıyla tedavi edilebilir. Yapılan tetkikler, retina yırtılmasının tedavisi konusunda net bir bilgi verirken, hasta için en az risk taşıyan ve hastaya en uygun olan tedavi seçeneği tercih edilir.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Sezgin Ceylan

Retina Yırtılması Tedavisi Hakkında

Retina yırtılmasının tedavisi konusunda 3 farklı seçenek bulunurken, lazer tedavisi ve kriyoterapi tedavisi, cerrahi tedaviye göre daha az risk taşır. Yırtık retinayı doğrudan onarma yoluna giden bu tedavi seçenekleri, haliyle hastanın cerrahi operasyon geçirip olası göz sorunlarıyla karşılaşmamasına yardımcı olur.

Lazer tedavisinde retinanın bir miktar yakılması söz konusuyken, kriyoterapi tedavisinde ise retina yırtığının etrafını dondurur. Her iki tedavi seçeneğinde de uygulanan ufak işlemler sonucunda yırtığın yeniden iyileşmesi sağlanır. Yırtığın boyutu ileri derece değilse ve hastanın göz sağlığında retinadan başka bir problem yoksa her iki tedavi seçeneği de büyük oranda başarı verir. Retina tedavisinde lazerin ya da kriyoterapinin uygulanıp uygulanmayacağı doktor tarafından yapılan muayeneye göre verilen bir karardır.

Retina yırtılmasının tedavisi konusunda hastanın erken davranması hem uzman doktorun hem de tedavi sürecinin kolaylaşması açısından büyük bir avantajdır. Geciken tedavi nedeniyle yırtığın boyutu artarak, tedavi sürecinin uzaması ve daha da zor bir şekilde ilerlemesi söz konusu olur. Bununla birlikte hastanın retina yırtılması nedeniyle karşılaşmış olduğu semptomlar da şiddetini giderek arttıracağı için hastanın mutlaka bir uzmana başvurması gerekir. Tedavinin genel olarak ağrısız olurken, hastanın zorlanmayacağı rahatlıkla söylenebilir.

Retina yırtılması tedavisinin en geniş kapsamlısı, hastanın en çok zamanını alan ve hastayı gündelik hayatından en çok alıkoyan tedavi şekli cerrahi operasyondur. Cerrahi operasyon iyileşmesi zaman alan, enfeksiyon riski yüksek, hastanın belirli bir süre tam görememesine neden olan bir tedavi türüdür. Tüm bunlara rağmen gerekli bir tedavi şekli olduğunu unutmamak önemlidir.

Retina Yırtılması Nedir?

Gözün içerisinde yumurtanın beyazı kıvamında ve tamamıyla gözü kaplayan bir vitreus jeli bulunur. Bu jel gözün korunması ve alınan görüntünün beyne iletilmesi konusunda çok büyük önem taşır. Vitreus jeli son derece dayanıklıdır ve yapı olarak bozulması oldukça zordur. Homojen yapısının olması, dayanıklılığının en büyük nedenlerinden biri olarak bilinir. Ayrıca yapısı son derece sıkıyken, bu sıkı yapının bozulmaya uğraması neredeyse binde bir ihtimal olarak değerlendirilebilir.

Güçlü bir yapıya sahip olan vitreus jeli göz için diğer birçok görevini yerine getirirken, tüm bunların yanı sıra retinanın da destekler. Vermiş olduğu desteğin yanı sıra koroid ve sklera gibi yapılara retinanın ulaşmasını sağlar. Vitreus jelinin bu önemli görevler ve güçlü yapısı karşısında bozulması ise zor bir ihtimal dahi olmasına karşın kısmi olarak gerçekleşebilir. Vitreus jelinin yapı olarak bozulabilmesi adına gözün çok ciddi ve ani hasarlar alması gerekir. Bunun yanı sıra miyop ve intraoküler inflamasyon da vitreus jelinin yapı olarak bozulmasında etkili olan unsurlardır. Yapı olarak bozulan ve yumurta akı kıvamından çıkan vitreus jeli daha sıvı bir hal almaya başlar. Vitreus jelinin sıvı kıvama geçmesi ise başta kendisinin ve retinanın, sonrasında ise göz içerisinde bulunan birçok yapının kısmi bozulmalar yaşamasına neden olur. Jelin yoğun kıvamdan daha sıvı bir kıvama geçişi, yavaş yavaş retinanın vitreustan ayrılmasına sebebiyet verir.

Vitreus jelinin retinadan ayrılması sırasında, retinanın belirli ya da birden çok bölümünü çekmesi söz konusu olabilir. Jelin retinayı çekmesi ise retinanın yırtılmasının temel sebebidir. Sıvı kıvama gelen jel, retinayı yırtmakla da kalmayarak, yırtıklardan içeri girerek retinanın yapı olarak da zarar görmesine neden olur. Jelin sıvılaşması ve retinayı yırtmasına retina yırtılması adı verilirken, belirtiler kendini ilk defa gösterdiği an uzman bir doktora başvurulması gerekir.

Retina yırtılması aksatılmaması ve direkt olarak uzman kontrolünden geçmesi gereken bir göz hastalığıdır. Hastanın acilen doktora görünmesindeki en temel sebep ise hastalığın ilerleyen süreçlerde istisnasız körlüğe doğru ilerlemesidir. Retina, jelin iyice sıvılaşması ve ayrılmaya başlamasıyla birlikte belirli oranda zarar görür. Söz konusu duruma müdahale edilmemesi durumunda ise retina ve etrafındaki dokularda hücreler ölür.

Hücrelerin ölmesi geri dönüşü olmayan bir yola girilmesine neden olurken, retina yırtıklarından içeri giren vitreus sıvısı da gözün merkezine doğru ilerlemeye devam eder. Gözün merkezine giderken geçtiği her bölgeye zarar veren bu sıvı, gözün merkezine ulaşmasıyla birlikte gözün görmesinde etkili olan tüm fonksiyonel yapıları bitirmeye başlar. Haliyle erken tanı ve erken tedavinin önemi son derece büyüktür.

Retina Yırtılmasının Sebepleri Nelerdir?

Retina yırtılması, yaşanan travmalar, miyopluk, genetik faktörler ve daha birçok sebepten kaynaklanabilir. Retinanın herhangi bir şekilde yırtılması konusunda yaş faktörünün, özellikle travma gibi durumlarda çok önem taşımadığı söylenebilir. Kişinin yaşı ne olursa olsun yaşanan travma, retina yırtılmasına doğrudan sebep olabilir. Bu nedenle çocuklarda, gençlerde ve orta yaşlı insanlarda retina yırtılması durumu oldukça normaldir.

Halk arasında retina yırtılmasının genç yaştaki kişilerde görülmeyeceği yönünde bir yargı olsa da özellikle alınan darbeler konusunda yaşın hiçbir önemi kalmaz. Retinayı destekleyen vitreus jeli, zaman zaman darbeler karşısında yeteri destek veremez. Bazı gözlerde retina son derece sıkı ve güçlü bir yapıdayken, bazı gözlerde retinanın kendiliğinden yapı olarak belirli bölgelerinde zayıf kısımlar olabilir. Bu zayıf kısımlar, retinanın vitreus jelinden ayrılmasına daha yatkın oldukları için alınan darbeler retina yırtılmasına sebebiyet verebilir. Darbenin şiddeti arttıkça retinanın yırtılma oranı da artacaktır. Bu nedenle zayıf bölgeleri az olan retinalarda bile şiddetli darbeler alınması durumunda retina yırtılmaları görülebilir.

Retina yırtılması özellikle göze alınan yumruk, top değmesi, kafayı herhangi bir yere çarpmak ve benzeri travmalar nedeniyle oluşur. Göze alınan darbe esnasında vitreus jeli ani hareketlenmeler yaşayacağı için retinayı çekerek yırtılmasına sebebiyet verir. Bunların yanı sıra miyopluğun da retina yırtılmasına büyük oranda sebep olur. Miyop bir kişinin gözleri, normal bir bireyin gözlerine oranla daha uzun bir yapıya sahiptir. Gözün uzun olması, vitreusun az da olsa yetersiz kalması ve retinanın uzayarak daha zayıf bir hal almasına neden olur. Özellikle 4 ve 6 derece civarlarında gözlük kullanan bireyler risk grubu içerisinde yer alırlar. Bu bireylerin retinaları gittikçe zayıfladığı için herhangi bir nedenden ötürü zaman içerisinde retina yırtılması gerçekleşebilir.

Yaş faktörünün de retina yırtılması konusunda birtakım etkilerinin olduğu bilinir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte gözün yapısında ufak çaplı yıpranmalar meydana gelebilir. Bu yıpranmalar retina yırtılmasına zemin hazırlarken, yapılan her türlü hareket retina yırtılmasına ilerleyen yaşlarda sebep olabilir. Bunun nedeni ise herhangi bir hareket esnasında göze verilen yüksek basınçtır. Kişi spor yaparken, ağırlık kaldırırken, hapşırırken, öksürürken ve daha birçok eylem içerisindeyken farkında olmasa da göze belirli miktarda basınç verir. Retinada ilerleyen yaşın vermiş olduğu zayıflıklar, gelen bu basınç nedeniyle yırtılmalara sebep olur. Gençlerde veya çocuklarda göze normalin biraz üstünde basınç yüklenmesinin ardından herhangi bir yırtılma söz konusu olmazken, ilerleyen yaşlarda bu durum gün yüzüne çıkar. Ayrıca retina ve vitreus jeli ilerleyen yaşlarda bozulmalara daha yatkın olur.

Retina Yırtılmasının Belirtileri Nelerdir?

Retina yırtılmasının belirtileri anlamak son derece kolaydır ve bu sayede hasta erken tedaviyle retina yırtılmasını kolaylıkla atlatabilir. Retinanın vitreus jelinden ayrılmasıyla birlikte bu belirtiler kendini gösterirken, birey gözün eskisi gibi görmediğini rahatlıkla anlayabilir. Uçan cisimler görmek, retina yırtılmasının en çok şikâyet edilen belirtileri arasında yer alır. Bunların yanı sıra görme bulanıklığı da başlar ve hasta özellikle karanlıkta ciddi problemler yaşar. Işık çakmaları ve görme alanında gri siyah perdeler görmek de retina yırtığı belirtileri arasında yer alır. Retina yırtılmasının boyutuna göre bu belirtiler değişiklik gösterirken, yırtılma boyutu arttıkça belirtilerin sayısı ve hepsinin aynı anda görülme ihtimali de artabilir.

Işık Çakmaları

Işık çakmaları, retina yırtılmasının en çok şikâyet edilen ancak bu nedenle en az uzman hekime başvurulan belirtileri arasında yer alır. Bireyler ışık çakmalarını gayet doğal bir durummuşçasına karşılar ve herkeste aynı olayın olduğunu düşünür. Bu durum da haliyle retina yırtığının daha da çok ilerlemesine ve iyileşme sürecinin de daha çok uzamasına neden olur. Özellikle aydınlık bir ortamdan aniden karanlık bir ortama geçilmesi durumunda ışık çakmaları sıklıkla görülür. Bununla birlikte ışık çakmaları sadece retina yırtığı nedeniyle kaynaklanmazken, miyop veya diğer göz hastalıklarından ötürü de kaynaklanabilir.

Uçan Cisimler Görmek

Uçan cisimler görmek, sadece retina yırtıklarında ortaya çıkan bir göz problemi değildir. Sağlıklı bir gözün dahi bazı durumlarda uçan cisimler gördüğü söylenebilir. Retina yırtılmasıyla birlikte uçan cisimlerin sayısı ve görüş alanında kapladıkları yer, normale oranla kat kat artar. Hasta önceden bu cisimleri belirli durumlarda görüyorken, yırtılmayla birlikte sürekli olarak görmeye başlar. Bu cisimler yağmur damlaları, örümcek ağı, düzenli veya düzensiz çizgiler, sinek ve daha birçok görüntüye benzetilebilir.

Görme Alanında Gri Siyah Perde

Retina yırtılmasının ilerlemesiyle birlikte uçan cisimler ve ışık çakmalarının yanı sıra görme alanının bir kısmının kararması ya da grileşmesi gibi bir durum söz konusu olabilir. Özellikle gözün üst kısmında oluşan bu gri veya siyah perde, hastanın gündelik hayatta ciddi sorunlar yaşamasına neden olur. Özellikle loş ışıklı ortamlara girildiği zaman daha çok etkisini gösteren bu perde, en önemli retina yırtılmalarından biri olarak bilinir. Retina yırtılmasının bir ileri boyuta geçtiğini gösteren bu perde, hastanın acilen tedavi edilmesi gerektiğinin en önemli habercilerinden biridir.

Perdenin bazı durumlarda kaybolması söz konusuyken, çoğu hasta bu belirtiyi de gayet normal bir şekilde karşıladığı için tedavi gecikir

Görme Bulanıklığı

Retina yırtılması zamanla gözün diğer yapılarına zarar vererek, belirli miktarda görme kaybına veya bulanıklığına yol açabilir. Genel olarak hastalar, görme alanında siyah perde, uçan cisimler görme veya ışık çakmaları gibi belirtilerden çok, görme bulanıklığıyla uzman bir doktora başvururlar. Görme bulanıklığının başlaması, retina yırtılmasının boyutunu gözler önüne seren önemli belirtiler arasında yer alır. Hasta özellikle yazıları okumakta büyük zorluk yaşarken odaklanmama, cisimleri tespit edememe ve karanlıkta yeteri kadar görememe gibi problemlerle karşılaşabilir.

Kimler Risk Altında?

Retina yırtılması her bireyin başına gelebilme ihtimali bulunan bir göz problemidir. Miyoplar ve ailesinde retina dekolmanı olan kişiler, retina yırtılması konusunda en riskli grupta yer alırken, sistemik hastalığı olanlar ve travmalara maruz kalan kişilerin de belirli oranda retina yırtılması sorununa yakalanma ihtimalleri bulunur. Miyopların ve ailesinde retina dekolmanı olanların, daha fazla risk altında olduğu söylenebilir. Travmalardan tamamıyla korunmak mümkünken, sistemik hastalıklar da belirli ölçüde önlenebilir. Bu sayede retina yırtılması riski büyük ölçüde ortadan kaldırılabilir.

Miyopların ve aile bireylerinin herhangi birinde retina dekolmanı olan kişilerin, her iki durumda da retina yırtılmasını önleme şansları oldukça azdır. Miyoplarda ve genetik olarak retina yırtılmasına yatkın olan kişilerde retina, sağlıklı bir göze oranla çok daha hassastır. Haliyle bu iki grupta yer alan kişiler her an retina yırtılması sorunuyla karşı karşıya kalabilirler.

Miyoplar

Miyop, gözün tüm yapısını önemli ölçüde etkileyen ve retinaya da ciddi oranda zarar veren bir hastalıktır. Miyop nedeniyle gözün uzaması ve haliyle retinayı daha çok gerdirmesi söz konusu olur. Gergin olan ve vitreus jelinden ayrılmaya daha çok yatkın olan retina, en ufak bir travma, basınç ve daha birçok nedenden ötürü yırtılabilir. Bununla birlikte miyop derecesinin ilerlemesi de retina yırtılmasında etkin bir rol oynayabilir. Miyopların yaptıkları hareketlerde, gözlük kullanımında, travmalarda ve daha birçok durumda büyük dikkat göstermeleri gerekir. Aksi halde retina yırtılması kaçınılmaz bir son olarak nitelendirilebilir.

Ailesinde Retina Dekolmanı Olanlar

Genetik faktörler her hastalıkta olduğu gibi retina yırtılmasında da etkin rol oynar. Aile bireylerinden herhangi birinde retina dekolmanı bulunuyorsa, bireyin de retina yırtılmasına karşın büyük bir risk altında olduğu söylenebilir. Bunun nedeni ise bireyin doğuştan gelen hassas bir retinaya sahip olma ihtimalidir. Hassas bir yapıda olan retina, en ufak bir travma, basınç, göz sorunu ve daha birçok nedenden ötürü vitreus jelinden ayrılabilir.

Travmaya Maruz Kalanlar

Aşırı derecede sağlıklı olan bir gözün bile retina yırtılmasıyla karşı karşıya kalma ihtimali bulunur. Bu ihtimali kuvvetlendiren durum ise yaşanan ya da yaşanabilecek olan travmalardır. Travmalar esnasında göze veya çevresine alınan darbeler, göze aşırı derecede basınç yüklenmesine sebep olur. Bu aşırı basınç doğrudan retinaya zarar vermez ancak vitreus jelinin yapı olarak bozulmasına sebebiyet verebilir. Vitreus jelinin yapı olarak bozulması da haliyle zaman içerisinde retinayı etkiler. Travma nedeniyle daha akışkan bir hal alan vitreus jeli, retinayı da tam olarak destekleyemediği için retina yırtılmasına sebep olur. Bu nedenle travmaya maruz kalan kişilerin, kısa veya uzun vadede risk grubu içerisinde yer aldıkları söylenebilir.

Sistemik Hastalığı Olanlar

Sistemik hastalıkların büyük bir çoğunluğu, retina yırtılması ihtimalini kuvvetlendirebilir. Kalp-damar hastalıkları, dolaşım sistemi hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, cilt hastalıkları ve benzeri daha birçok hastalık, retina yırtılmasına doğrudan sebep olabilir. Sistemik hastalıkların damar problemlerine yol açması, retinanın ve gözün yapı olarak etkilenmesine neden olur. Bunun nedeni ise gözün tüm yapısının damarlardan beslenmesi ve çevresinde yoğun bir damar ağının bulunuyor olmasıdır.

Retina Yırtılması Tedavi Türleri

Retina yırtılması, cerrahi tedavi, lazer tedavisi ve kriyoterapi gibi 3 farklı şekilde tedavi edilebilir. Retina yırtılmasında cerrahi tedavi en son aşamada tercih edilir. Öncelikle lazer tedavisi ve kriyoterapi üzerinde durulur. Lazer tedavisi ve kriyoterapide hastanın iyileşme süreci daha kısayken, cerrahi tedaviye göre daha az risk taşırlar. Tamamıyla retina yırtılmasının hangi safhada olduğuna bağlı olarak seçilen tedavi türleri, yüksek oranda başarı sağlar.

Cerrahi Tedavi

Retina yırtılmasında cerrahi tedavi büyük önem taşır. Bunun nedeni ise retina yırtılması ameliyatının teferruatlı, tecrübe ve beceri isteyen bir ameliyat olmasıdır. Gözün son derece hassas olması, retina ve vitreus arasındaki bağın bozulmaması gibi durumlar nedeniyle retina yırtılması ameliyatlarında dikkatli olunması gerekir. Operasyonu gerçekleştirecek doktor, mutlaka önceden ameliyatla ilgili eğitim almış olmalıdır. Ayrıca ameliyat sırasında kullanılan malzemeler, yüksek teknolojiye sahip ve mikro cerrahiye hitap eden cihazlardan oluştuğu için uzman doktorun bu konudaki hâkimiyeti de büyük önem arz eder.

Cerrahi operasyonun başlangıcı, gözün dışından mikro cerrahi ameliyatlarla gözün arka kısmında yer alan vitreus boşluğuna girilmesiyle olur. Görüntüleme sistemlerinin yardımıyla da bölgede zarar görmüş olan dokular ve özellikle retinanın yırtılmış olan kısımları onarılır. Bazı hastalarda retinanın yırtılması nedeniyle kanama, şişme ve kabarma gibi sorunlar oluşabilir. Bu sorunlar da giderilmesinin ardından retinanın normal yapısına dönmesi amaçlanır.

Lazer Tedavisi

Lazer tedavisi, retinada yırtığın oluştuğu bölgenin etrafında uygulanan ve büyük oranda başarı sağlayan bir tedavi yöntemidir. Lazer tedavisinde öncelikle retina etrafında birtakım yaralar oluşturulur ve bu yaralar, lazer ışınlarının oluşturduğu ufak çaplı yanık yaraları olarak bilinir. Retina, her ne kadar yırtılmış olsa da kendini besleyebilen ve geliştirebilen bir yapıdadır. Haliyle yanık yaraları oluşturulduğunda, bu yaralar hem kendini hem de daha önce ortaya çıkmış olan retina yaralarını da iyileştirecektir.

Retina iyileşmeye başladıktan sonra tekrar vitreus jeliyle birleşmeye başlar ve bu sayede göz eski sağlığına kavuşabilir. Lazer tedavisi öncesinde ise vitreusun durumu iyi bir şekilde incelenir ve lazer tedavisinin uygun olup olmadığı vitreusun durumuna göre netleşir. Eğer vitreusun akışkanlığı aşırı fazlaysa, uygulanan lazer tedavisinin herhangi bir etkinliği olmaz.

Kriyoterapi

Mantık olarak lazer tedavisiyle aynı olan ancak uygulanış bakımından daha farklı ve daha sağlıklı olan kriyoterapi, retina yırtıklarının tedavi edilmesi hususunda en çok kullanılan tedavi yöntemlerinden biri olarak bilinir. Kriyoterapinin temel amacı, retina etrafında oluşan yırtıklara soğuk hasarı vermek ve bu sayede soğuk yaraları oluşturmaktır. Soğuk yaraları, bir müddet sonra kendiliğinden iyileşmeye başlayacağı için retina yırtıklarının da bu süreçte iyileşmesi sağlanır.

Özel bir dondurucu ile uygulanan kriyoterapi, retinanın göz duvarına sabitlenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda daha akışkan hale gelmiş olan vitreus jeli de hemen hemen normal değerlerine döner. Bu sayede retina yırtılması tedavi edilir ve vitreus da normal haline döndürülerek, tedavi edilmiş retinanın zarar görme ihtimali azaltılır.

Retina Yırtılması Tedavisi Öncesi

Retina yırtılmasının tedavi edilmesi için öncelikle hastanın detaylı bir muayeneden geçmesi gerekir. Öncelikle hastanın şikâyetleri dinlenir ve ne gibi göz problemleri yaşadığı anlaşılır. Hastanın vermiş olduğu bilgiler ve şikâyetler neticesinde, sorunun retina yırtılması mı yoksa başka bir göz problemi mi olup olmadığına karar verilir. Retina yırtılmasının tespit edilebilmesi adına birtakım tetkikler uygulanır. OCT, floresan anjiyografi ve retina fotoğrafı, uygulanacak tetkikler olarak sıralanır.

Göz Muayenesi

Göz muayenesi esnasında hastanın şikâyetlerinin dinlenmesinin ardından, göz doktor tarafından dışarıdan kontrol edilir. Öncelikle hastanın görme kaybı yaşayıp yaşamadığı veya görüşünün ne durumda olduğu tespit edilmeye çalışılır. Bunun için de hastanın gözüne ufak çaplı bir basınç uygulanır ve sonrasında alınan reaksiyonlara bakılır. Eğer retinada ciddi bir yırtık varsa, uygulanan bu ufak çaplı basınç bile gözün farklı tepkiler vermesine neden olur. Bununla birlikte gerekli görülmesi durumunda ise göze bir miktar damla uygulanır ve göz bebeğindeki büyümenin durumuna bakılır. Göz bebeğindeki büyümede anormal bir gözlem saptanırsa, retina yırtığının üzerinde daha çok durulur.

Göz muayenesinde göz tansiyonu ve biyomikroskopla da belirli değerlendirmeler yapıldıktan sonra, hastanın neler gördüğü ve herhangi bir acı hissedip hissetmediği de önemlidir. Özellikle muayene esnasında hastanın yoğun bir ışıkla karşılaşması söz konusu olabilir ve retina yırtılması nedeniyle karşılaştığı belirtilerin şiddeti muayene esnasında daha fazla olabilir.

Tetkikler

Oküler koherens tomografi, retina fotoğrafı ve floresan anjiyografi olmak üzere 3 farklı tetkik yöntemi bulunur. Bu tetkik yöntemleri, görüntüleme ve göz haritası oluşturma konularında son erecek net sonuçlar verir. Haliyle tetkikler sonucunda hastanın retinasındaki yırtığın ne boyutta olduğu ve bu yırtığa hangi şekilde müdahale edilebileceği daha net bir şekilde ortaya çıkar. Retina yırtığının boyutuna göre bazı tetkikler gerekli görülmeyebilir.

OCT (Oküler Koherens Tomografi)

Lazer ışınlarından yardım alınarak, retinanın ve gözle retina arasındaki bağlantıların incelenmesinde OCT (Oküler Koheren Tomografi) kullanılır. Parça parça görüntü sağlayan OCT, gözün incelenmesi için oldukça kaliteli bir görüntüleme sistemi olarak nitelendirilebilir. Herhangi bir zararı olmamasıyla birlikte, hastayı yüksek dozda radyasyona maruz bırakmaması, OCT tanı yönteminin en büyük avantajlarından biridir.

OCT’nin uygulanabilmesi adına hastanın gözüyle herhangi bir şekilde temas edilmesi söz konusu olmaz. Bununla birlikte son derece hızlı bir tanı yöntemi olması ve 2-3 dakika içerisinde gerçekleştirilebiliyor olması, OCT tanı yönteminin en büyük avantajları olarak bilinir. Bazı tetkik yöntemlerinde, gözdeki damarlara ilaç verildiği için bu durum bir nebze de olsun sakıncalıdır. OCT tanı yönteminde ise göz damarlarına herhangi bir ilaç verilmiyor olması, en çok tercih edilen tanı yöntemi olmasının en büyük nedenlerinden biri olarak bilinir.

OCT, sadece retinanın görüntülenmesi konusunda değil, retinanın yapısı ve kalınlığı hakkında da detaylı bilgi verir. Bu durum hastaya müdahale edilirken, daha iyi kararlar verilmesine yardımcı olur ve ameliyat sonrasında da durum incelemesi için büyük önem taşır. Öte yandan retina yırtıklarının göze ne denli zarar verdiğinin anlaşılabilmesi adına da yine OCT yönteminin önemi oldukça büyüktür.

Retina Fotoğrafı

Retinanın net görüntüsünü alabilmek ve yırtığın hem nerede olduğunu hem de ne boyutta olduğunu anlayabilmek adına retina fotoğrafı en etkin sonuç veren teşhis yöntemlerinden biridir. Fundus kameralar kullanılarak yapılan çekimlerde, neredeyse gözün her türlü ince ayrıntısı net bir şekilde ortaya çıkar. Fundus kameranın bir diğer önemli avantajı ise retinanın renkli görüntüsünü verebiliyor olmasıdır.

Göz hastalıklarının teşhis edilmesinde kullanılan fundus kameralar, yine retina yırtıklarının tedavi haritasının oluşturulmasında etkin rol oynarlar. Kamera mantığının birebir aynısı olan fundus kameralar, çok daha mikroskobik çekimler yaparlar. Retina yırtığının hangi safhada olduğu da bu sayede daha net bir şekilde anlaşılmış olur.

Floresan Anjiyografisi

Floresan anjiyografi, retina yırtıklarının teşhis ve tedavisi için yıllardır süregelen bir yöntem olarak kullanılır. Öncelikle göz içerisinde bulunan ve retinaya uzanan damarlar tespit edilerek, bu damarlara belirli miktarda boya verilir. Bu boyaların vücut içerisinde hemen atılması söz konusuyken, göze yüksek oranda zarar vermesi gibi bir durum söz konusu değildir. Kontrast etkisi yaratan bu boyalar, alınacak görüntünün netliği, retinanın yapısı ve damarların durumuyla ilgili en detaylı bilgiyi verir.

Damarlar vasıtasıyla retinaya verilen boyalar tam olarak yerini aldığında çekimler yapılır ve çekim yapan kamera sadece verilen boyanın görüntüsünü algılayabilir. Retinaya ve etrafına büyük ölçüde yayılan bu boya da retina profilinin detaylı bir şekilde çıkarılmasına yardımcı olur. Boyanın genel olarak kolda bulunan damarlardan verildiği bilinirken, boyanın damalardan arınma süresi 15 dakikadır. Öte yandan verilen boya sonrasında idrarda veya ciltte çeşitli renk değişiklikleri görülebilir. Bu durum son derece doğal ve hastanın panik haline kapılmaması gereken bir durum olarak nitelendirilebilir.

Söz konusu boyanın vücuttan hızlı bir şekilde atılabilmesi adına hastanın bol bol su içmesi gerekir. Zaman zaman bazı kişilerin vücudu boyaya karşı alerjik reaksiyon gösterebilir ancak bu reaksiyonların boyutu büyük değildir.

Retina Yırtılması Tedavi Sonrası

Retina yırtılması tedavisi sonrasında hastalığın tekrardan nüksetme durumu ihtimaller arasında yer alır. Bunun nedeni ise göze alınabilecek darbeler, operasyonun başarılı geçmemesi, hastanın gözüne gerekli özeni göstermemesi vb. durumlardır. Hasta tedavilerden sonra mutlaka doktor talimatlarına uymalı ve verilen ilaç programını eksiksiz bir şekilde kullanmalıdır. İyileşme süreci genel olarak 1-2 hafta arasında değişim gösterirken, hastanın bu süreçte göz becerilerini belirli miktarda kullanmama ihtimali bulunur. İyileşme sürecinin ardından ise hasta günlük yaşamına rahatlıkla dönebilir.

Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tedavi sonrasında göz sağlığının hemen hemen eskisine döneceği rahatlıkla söylenebilir. Göz tedavi sonrasında kendi kendini zaten iyileştirmeye başlar. İlaç tedavisi de gözün daha korunaklı, daha hızlı ve daha sağlıklı bir şekilde iyileşmesine neden olur. Bununla birlikte tedavi esnasında kullanılan bazı malzemelerin, hemen tedavi sonrasında çıkarılması mümkün olamayabilir. Bu nedenle hastanın ilerleyen süreçte tekrar bir operasyon geçirebilme ihtimali vardır.

Ameliyat sonrasında göz kapağında şişlik, göz çevresinde renk değişimleri, kızarma vb. durumlar görülebilir. Bu durumlar nedeniyle hastanın endişe etmesine gerek yoktur. Son derece normal olan bu belirtiler, ilerleyen dönemlerde kendiliğinden iyileşir. Operasyonlar sonucunda hastanın gözüne bir şey kaçmışçasına gözünü kaşıma isteği olabilir. Bu durum her hastada görülür ancak hastanın kesinlikle gözüne müdahale etmemesi gerekir. Zaten söz konusu kaşınma, ilerleyen süreçlerde hafifleyecek ve tamamıyla geçecektir. Eğer doktor tarafından göz damlası ya da benzeri ilaçlar verilirse, bu ilaçların kullanımı kesinlikle aksamamalıdır. Söz konusu ilaçlar gözü erken iyileştirirken, aynı zamanda gözün enfeksiyondan korunmasına yardımcı olur.

Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

Ameliyat sonrasında gerekli görülmesi durumunda hasta 1 gün boyunca hastanede tutulur. Genel olarak hastaların ameliyat gününde taburcu edilmesi söz konusu olur. Gözün tedavisi konusunda kullanılan malzemeler, ameliyat sonrasında bir müddet gözde kalabilir. Haliyle bu durumda göze aşırı derecede hassas davranılması gerekir. Bu nedenle uzman doktor, hastanın ne şekilde uyuyacağını, nelerden korunması gerektiğini ve daha birçok önemli talimatı hastaya anlatır. İyileşme sürecinde gözün herhangi bir şekilde darbe almaması ve iyi bir şekilde muhafaza edilmesi gerekir.

Ameliyat sonrası iyileşme süreci 1 haftadan 3 haftaya kadar uzayabilir ve bu süreçte hastanın günlük hayatına dönmesinden çok, evde istirahat etmesi önerilir. Özellikle iyileşme sürecinin tamamen atlatılmasından sonra hasta motorlu taşıt kullanabilir. İyileşme süreci bitmeden hastanın araç kullanması ya da benzeri bir iş yapması kesinlikle önerilmez. Göze fazla basıncın yüklenmemesi ve tedavide kullanılan göz içinde bulunan malzemelerin zarar görmemesi adına hastanın yüksek rakımlara çıkması önerilmez. Özellikle havayolu seyahatlerini belirli bir süre boyunca gerçekleştirmemesi tavsiye edilir.

Ameliyat sonrasında bir süre boyunca göz bandıyla durması gerekir ve bu süre doktor kararına göre değişim gösterir. Bununla birlikte beslenme, ilaç kullanımı ve gözün korunması, iyileşme sürecinde hastaya büyük katkı sağlayacak olarak bilinir.

Sık Sorulan Sorular

Retina yırtılması hakkında sık sorulan sorular, iyileşme süreci, ameliyat süreci, hastalığın etkileri ve daha birçok konu hakkında size katkı sağlar. Özellikle hangi durumlarda ameliyat gerektiği, hangi tedavilerin uygulanabileceği, tedavilerin neye göre uygulanacağı ve daha birçok detay, sık sorulan sorular vasıtasıyla aklınızda soru işareti olarak kalmayacaktır.

Retina Yırtılması Görme Kaybına Neden Olabilir Mi?

Retina yırtılması görme kaybına neden olan bir göz hastalığıdır. Görme kaybına neden olmaması adına acilen tedavi edilmesi gerekir. Eğer hastalık tedavi edilmezse, yavaş yavaş hastanın görme yetisinde bozulmalar meydana gelir. Belirli bir süre sonra ise hastanın görme fonksiyonu tamamen kaybolur.

Doğuştan Olabilir Mi?

Retina yırtılmasının doğuştan olması gibi bir durum ancak doğum esnasında yaşanan bir problemden kaynaklı olarak oluşabilir. Doğum esnasında göze alınan aşırı sert bir darbe retina yırtılmasına düşük bir ihtimalle sebep olabilir. Bunun dışında bireyin doğuştan retina yırtılması hastalığına sahip olması gibi bir durum söz konusu olmaz. Retina, doğuştan zayıf bir yapıyla gelebilir ve bu nedenle hasta ilerleyen süreçlerde retina yırtılması gibi bir sorunla karşılaşabilir.

Ağrı Yapar Mı?

Retina yırtılması nedeniyle herhangi bir ağrının oluşması nadiren de olsa görülebilir. Daha çok ışık çakması, göz önünde uçuşan cisimler vb. belirtiler retina yırtılmasında görülür. Yırtılma nedeniyle ağrılardan şikâyetçi olan hasta sayısının son derece az olduğu söylenebilir.

Ameliyat Ücretleri Ne Kadardır?

Retina yırtılması ameliyatının hastaneden hastaneye, doktordan doktora ve daha birçok duruma göre değişim gösterdiğini söylemek mümkündür. Her hastane farklı bir fiyat verebilir ve hastanın durumu da bu konuda büyük önem taşır. Genel olarak bu konuda 2500 TL – 3000 TL arasında bir fiyat alınması söz konusuyken, bazı hastaneler daha düşük, bazı hastaneler ise daha yüksek fiyatlar verebilir.

Lazer Tedavisi Başarı Oranı Kaçtır?

Lazer tedavisinin başarı oranının %80-90 arasında olduğu rahatlıkla söylenebilir. Lazer tedavisinde başarılı bir sonuç elde edebilmek adına hastanın lazer tedavisine uygunluğu büyük önem taşır. Cerrahi tedavi olması gereken bir hastaya, lazer tedavisi uygulanırsa, başarı oranında ciddi düşüşler yaşanabilir. Eğer hasta lazer tedavisine uygunsa, başarı oranı son derece yükselecektir.

En Çok Hangi Tedavi Yöntemleri Kullanılır?

En çok kullanılan tedavi yöntemleri lazer tedavisi ve ardından kriyoterapi olarak bilinir. Retina yırtılmasında bu iki tedavi seçeneği de son derece hızlı ve daha az risk taşıyan operasyonlar olarak bilinir. Bunun yanı sıra başarı oranlarının da yüksek olması, haliyle söz konusu tedavi seçeneklerinin daha sık bir şekilde tercih edilmesine neden olur.

Risk Faktörleri Nelerdir?

Retina yırtılması, sağlıklı bir gözün bile karşı karşıya gelebileceği bir hastalıktır. Bunun en büyük nedenlerinden biri yaşanan travmalardır. Travmalar, retinaya ve diğer göz yapılarına ciddi oranda zarar verir. Bununla birlikte kişinin genetik olarak retina yırtılmasına yatkınsa, yaşanan en ufak bir travma, direkt olarak retina yırtılmasına sebep olur. Ayrıca miyopluk, retina yırtılmasını tetikleyen en önemli diğer göz hastalıklarından biri olarak bilinir.

Nasıl Önlenir?

Retina yırtılmasının önlenebilmesi adına bireyin travmalardan kesinlikle korunması şarttır. Bununla birlikte gözlük kullanan hastaların da mutlaka gözlük kullanımını aksatmamaları ve miyop derecesini ilerletmemeleri gerekir. Özellikle aileden başka bir bireyde retina yırtılması varsa, diğer tüm aile bireyleri göz konusunda dikkatli olmalıdırlar. Hatta ailede başka bireyde retina yırtılması varsa, diğer aile bireylerinin de en kısa zamanda göz muayenesine gitmesi önerilir.

Tedavide İlaç Kullanımı Var Mıdır?

Tedavide duruma göre ilaç kullanımı söz konusu olabilirken, damla kullanımı oldukça sık bir şekilde gerçekleşir. Ağrı kesici ve retina yırtılmasını önleyici ilaçların kullanımı da tedavi esnasında söz konusu olur. Bunun yanı sıra ameliyat sonrasında enfeksiyon riskini düşürebilmek adına da birtakım ilaçlar kullanılabilir. İlaç kullanımı tamamıyla hastanın genel sağlık durumuna ve doktorun kararına bağlı olan bir durumdur.

Her İki Göze Aynı Anda Lazer Tedavisi Uygulanabilir Mi?

Her iki göze aynı anda lazer tedavisinin uygulanması, hastanın iyileşene kadar büyük oranda görme kaybı yaşamasına neden olur. Bu nedenle öncelikli olan hangi gözse, o göze lazer tedavisi uygulanır ve herhangi aciliyet gerektiren bir durum yoksa lazer uygulanan göz tamamen iyileştikten sonra diğer göze lazer tedavisine başlanır.

Retina Yırtılması Tedavisi Olunmazsa Ne Olur?

Görme fonksiyonunun keskinliği ve devamlılığı için retina olmazsa olmazdır. Işık kümelerinin gözün arka bölümüne sağlıklı şekilde iletilebilmesi retina sayesinde mümkündür. Retinanın tamamen kaybı, görmenin de tamamen kaybedilmesi anlamına gelecektir. Retina yırtılması sonrasında kısmi kayıp söz konusudur. Bu kayıpların ortadan kaldırabilmesi ve gözün eski sağlığına kavuşabilmesi için retina yırtığının tedavi edilmesi mecburidir. Edilmediği takdirde görme fonksiyonunda ciddi kayıplar yaşanacaktır.

İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar
İlgili Hastalıklar