Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Obezite Tedavisi

Obezite Tedavisi Hakkında
Obezite Tedavi Türleri
Obezite Tedavi Öncesi
Obezite Tedavi Sonrası
Sık Sorulan Sorular

Obezite çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biridir. Obezite ile mücadele tüm dünyada büyük önem arz etmektedir. Dünya Obezite Cerrahisi Derneği ve Avrupa Obezite Cerrahisi Derneği’nin yayınladıkları istatistiklere göre dünya nüfusunun %10’dan fazlası obezite ile mücadele etmekte ve obezite sorunu yaşamaktadır. Ülkemizde de nüfusun %17’si fazla kiloludur. Bu oldukça yüksek orandadır. Obezite tedavisinde bazı ilaçlar ve bazı bitkisel ürünler kullanılmaktadır. Obezite hastalığının kontrol altına alınmasında kalıcı olarak obezite sorununun çözülmesi %3 olarak gerçekleşmektedir. Kişi geçici olarak 10-15 kilo arasında kilo verebilir. Ancak tekrar obezite halini alabilir. Bu nedenle obezitenin etkili bir şekilde tedavi ettirilebilmesi çok önemlidir. Günümüzde obezitenin en etkili tedavi yöntemi cerrahi tedavi yöntemleridir. Bu tedavi yöntemleri geçmişe nazaran daha düşük riskle yapılabilmektedir. Ancak takdir edilmelidir ki sıfır risk hiçbir cerrahi operasyonda yoktur. Fakat kabul edilebilir, düşük riskler de bu operasyonlarda mevcuttur. Bu riskleri daha da azaltmak için çeşitli tedavi yöntemleri, çeşitli teknikler, çeşitli önlemler alınmalıdır. Gün geçtikçe de bu risk ortadan kalkmıştır. Obezite tedavisinde ülkemizde ve Amerika Birleşik Devletleri’nde en sık uygulanan ameliyat yöntemlerinin başında tüp mide ameliyatı gelmektedir. Tüp mide ameliyatında midenin %80’lik bir kısmı çıkarılmakta ve kişi daha az gıda almasına rağmen doyar hale gelir. Aynı zamanda çıkarılan mide kısmı, işlek hormonunun salındığı bölgedir. Bu nedenle kişi iştah azalması yaşamakta ve tokluk duygusu çok gelişmektedir. Yapılacak ameliyattan sonra birinci ay 15 kilogram, ikinci ay 8-10 kilogram, üçüncü ay 5-6 kilogram kaybedilebilmekte ve ameliyattan 6 ay sonra 40-45 kilogram verilebilmektedir. Bu ameliyat yöntemi ile kişi daha sağlıklı ve ideal kilosunu kavuşmaktadır. Tüp mide ameliyatı için kişi 3 ya da 4 gün hastanede yatırılır. Ameliyattan sonraki ilk gün ise ağızdan beslenmeye geçilir. Bunun için bazı testler yapıldıktan sonra beslenme programı hazırlanmaktadır. Tüp mide hastalarının tek istisnası şeker hastalığını da tedavi edici bir yöne bulunur. Burada bahsedilen tip 2 dediğimiz sonradan ortaya çıkan şeker hastalığıdır. Doğuştan gelen şeker hastalığı için böyle bir yöntem söz konusu değildir. Obezite ameliyatı uygulanan kişilerde, ameliyattan birkaç ay geçtikten sonra kilo kaybı hiç olmuyorsa hatta üzerine kilo alınıyorsa uzman doktoruna kesinlikle başvurması gerekir.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Mehmet Toprak

Obezite Tedavisi Hakkında

Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sorunlarından biridir. Vücutta biriken fazla yağ kütlelerinin insan vücuduna verdiği zararlar açısından ciddi bir hastalıktır. Kişilerin yetersiz aktiviteleri sonucunda yağ kütlelerinin artması sonucu aşırı sağlıksız kilo alırlar. Vücut kitle endeksinin 35 ve üzeri olan kişiler aşırı obez olarak nitelendirilir. Obezitenin önüne geçmek için düzenli olarak spor yapılmalı, daha sağlıklı beslenme ve uzman doktor kontrolünde bazı cerrahi ameliyatlar yapılarak kişi fazla kilolarını verebilir.

Obezite nedir?

Obezite, kişinin vücudundaki yağ miktarının normalden fazla olması halidir. Bayanlarda vücuttaki yağ oranının %30’ dan fazla olması, erkeklerde ise %25’ inden daha fazla olmasına obezite denmektedir. Vücut kitle endeksi sayesinde kişinin obezite hastası olup olmadığı daha kolay anlaşılır. Vücut kitle endeksi kişinin ağırlığının boyuna iki defa bölünmesi ile ölçülmektedir. Vücut kitle endeksi 20 ile 25 arası olan kişiler normal kilolu, 25 ve üzeri olan kişiler ise fazla kilolu, 30 ve üzeri ise obezite hastası olduğuna işarettir. Vücut kitle endeksi 40 ve üzeri olan hasta grubu ise ameliyata aday kişilerdir. Obezitenin kendisi birçok hastalığa da neden olmaktadır. Özellikle karaciğer yağlanması, insülin direnci, diyabet, hipertansiyon gibi birçok hastalığa neden olmaktadır. Obezite cerrahisi ile bu hastalıkları önlemek daha kolaydır. Obezite tedavisi ile kişinin yaşam süresini ve yaşam kalitesi artmaktadır. Obezite önlenmediği takdirde yaşam süresini ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Hatta bu durum ölüme kadar varabilir. Obezite aynı zamanda psikolojik sorunları da beraberinde getirmektedir. Yapılacak diyet tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, fiziksel aktivitenin arttırılması, ilaç tedavisi ve yapılacak cerrahi girişimler obezite için önemli noktalardandır. Cerrahi tedavi yöntemi obezite de en son yapılacak iştir. Uzmanlar dışında önerilen hiçbir şey yapılmamalıdır. Kısa sürede çok hızlı kilo kaybı sağlayan, şok diyetler kesinlikle uygulanmamalıdır. Bu kişinin sağlığını daha da bozar.

Obezite yaygınlığı nedir?

Teknolojinin gelişmesi sayesinde daha hareketsiz bir günlük yaşam ve insanların oturdukları yerden daha zararlı yiyecekleri tüketmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’ nün yaptığı araştırmalara göre son 35 yılda obeziteye yakalanan insan sayısı iki katına kadar çıkmıştır. Yaklaşık olarak 2 milyar insan fazla kilolu, 600 milyona yaklaşık insan ise obezite kategorisinde yer almaktadır. Dünya nüfusunun çoğu obezite hastalığı yüzünden ölmektedir. Ülkemizdeki duruma bakıldığında ise her üç kişiden biri fazla kilolu, her beş kişiden biri ise obezdir. Erkeklerde %15, kadınlarda ise %25 oranında obezite hastalığına yakalanmaktadır. Ülkemizde yaklaşık üç milyona yakın insan obezite yüzünden tedavi görmektedir.

Obeziteye neden olan durumlar nelerdir?

Obeziteye neden olan durumların başında genetik faktörler gelmektedir. Beyinde doyma merkezinin bulunduğu bölgede travma, tümör gibi nedenlerle doyma merkezinin ortadan kalkması ile kişi aniden kilo alır ve obezite hastalığına yakalanabilir. Hormonal bozukluklar sonucu obezite hastalığı kişide daha kolay görülebilir. Tiroit bezlerinde sorun olan kişilerde de obezite görülür. Kişinin kullandığı ilaçlarda problem yaratmaktadır. Özellikle psikiyatrik alanlarda kullanılan ilaçlar, kortizon tedavisi ile kullanılan ilaçlarda obeziteye neden olmaktadır. Kişinin gün içinde hareketsiz kalması, egzersiz yapmaması, zararlı yiyecekleri tüketmesi obeziteye neden olacaktır. Bu yüzden daha sağlıklı beslenmeli ve gün içinde egzersiz hareketleri yaparak obeziteye karşı kendimizi koruyabiliriz.

Dengesiz beslenme

Dengesiz beslenme, herhangi bir besinin vücudun gereksinim düzeyinden az alınması sonucunda oluşan yeterli enerjinin alınmaması halidir. İnsan vücudu her besini belirli oranda almaya ihtiyaç vardır. Vücuda gerekli olan besinlerin alınmaması ve dengesiz olarak tüketilen yiyecekler kişiye zarar vermektedir.

Yetersiz fiziksel hareket

Günlük hayatta teknolojinin de gelişmesi sayesinde insanlar oturdukları yerden çalışmalarını gerçekleştirmektedir. Fiziksel olarak hareketsiz kalınca kişinin yağ oranı da artmaktadır. Yağ oranı artan kişi sağlıksız olarak kilo almaya başlar. İlerleyen zamanlarda önlem alınmazsa bu obeziteye dönebilir. Bu yüzden gün içinde en az yarım saat de olsa yürüyüş yapmalıyız. Hareketsiz kalan vücut iç organlarda yağlanmaya neden olacağından dolayı organlara da zarar verecektir. Bu yüzden en azından yürüyüş yapmamız bizim için faydalı olacaktır.

Bazı endokrin hastalıklar

Endokrin hastalıkları çoğu zaman çocuklarda görülen durumdur. Endokrin hastalıkları obeziteye neden olmaktadır. Endokrin hastalıklarından olan basit obezite günümüzde en çok karşılaşılan hastalıktır. Çocukların aşırı besin tüketimi ve enerji tüketiminin azlığından kaynaklanmaktadır. Eğer bir çocukta boy kısalığı ile beraber kilo fazlalığı varsa mutlaka endokrin hastalıkları açısından değerlendirmeleri gerekir. Bunların en sık görüldüğü durumlar ise büyüme hormonu eksikliğidir.

Metabolik sendrom

Metabolik sendrom, merkezinde insülin direncinin olduğu, eşlik eden parametrelerle açığa çıkan bir hastalıktır. Kişinin hayatından en az 10-15 yılını çalan obeziteyle birlikte karşımıza çıkar. Kan şekerinin yüksekliği, yüksek tansiyon, kan damarlarında tıkanma, kan yağlarında bozukluk, karın çevresinde yağlanma, iyi kolesterolün kadınlarda 50, erkeklerde 40’ ın altında olması gibi birtakım komplikasyonları vardır. Zaman içerisinde hastayı hem hayat konforu açısından hem de hayat süresi açısından oldukça sıkıntıya sokacak bir tablodur. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artmaktadır. Düzensiz beslenme, masa başında çalışma, egzersiz yapmama ve yoğun stres altındaki ortamlarda çalışma ile birçok kişide bu hastalık görülmeye başlar.

Diyabet

Diyabetin diğer adı şeker hastalığıdır. Sağlıklı bir kişide tüketilen besinlerin içinde bulunan nişasta yani şekerler ilk olarak ağzımızda sindirime uğrar. Daha sonrasında yemek borusu ile mideye ulaşır. Mide öz suyuyla karışıyor ve daha sonra ince bağırsaklara ulaşıyor. Karaciğer ve pankreas tarafından salgılanan bazı enzimler tarafından sindiriliyor ve kana geçebilecek boyuta kadar burada küçültülüyor. Tükettiğimiz her yiyecek kana geçebilecek kadar küçültülmektedir. Bu küçültülen kısma da glikoz adı verilir. Glikoz ise vücudumuz için enerji kaynağıdır. Glikozdan enerji elde edebilmek için hücre içine girmesi gerekmektedir. Şeker hastalığı olan bireylerde insülin düzeyinin yetersiz olması veya tamamen insülinin yokluğu nedeniyle glikoz hücre içine girememektedir. Enerji elde edilemez. Diyabet hastalığı fark edilmez veya tedavisi tam olarak uygulanmazsa ciddi komplikasyonlara neden olur. Diyabet tedavisinde kan şekerini yükselmesinin yanında bu komplikasyonların oluşumunu da önlemektedir. Diyabet hastalığı en çok genetik durumlarda ortaya çıkar. Bunun dışında obez olan bireylerde, yaşı ilerlemiş olan kişilerde diyabet daha sık görülür. Diyabet tiplerine göre 4’ e ayrılır. Bunlar; tip 1, tip 2, gestasyonel ve özel tiplerdir. Diyabet hastalığını önlemek için doktorun vereceği diyet programını uygulamanız size fayda sağlayacaktır.

Hipotiroidi

Hipotiroidi, tiroit bezine ait bir hastalıktır. Tiroit bezi boynumuzun orta kısmında bulunan bir bezdir. Tiroit hormonu burada bulunmaktadır. Tiroit bezinden tiroit hormonunun salgılanmasının azlığı doğuştan olabilir veya sonradan edimsel olabilir. Doğuştan olarak tiroit bezi bulunduğu yerde hiç olmayabilir. Tiroit bezinin hiç gelişmediği durumlar doğuştan sebeplerden dolayıdır. Yeterli tiroit hormonu sağlanmıyorsa kişi obezite hastalığına da yakalanabilir. Aynı zamanda zekâ geriliği, nörolojik bozukluklar, zihin fonksiyonlarında bozukluklar ortaya çıkar. Bunun için çocuğun doğumundan sonraki ilk 1 hafta içinde mutlaka topuk kanından bu hormonu tayin etmek gerekmektedir.

Polikistik over sendromu

Polikistik over sendromu kadınların adet düzeyini, çocuk sahibi olma yeteneğini, hormonlarını, dış görünüşlerini etkileyen bir hormonal bozukluktur. Kadınlarda görülen adet düzensizliği, erkeklerde ise erkeklik hormonlarının fazlalığından kaynaklı sivilceli bir cilt yapısı hormonların fazla çalışmasından kaynaklı görülebilecek durumlardır. Polikistik over sendromu sayesinde kişiler çok kolay kilo alabilirler. Karın bölgesinde yağlanma, zor kilo verme, kan şekeri yüksekliği, kolesterol yüksekliği gibi problemler sık görülür.

Büyüme hormonu yetmezliği

Büyüme hormonunun eksikliği belirgin olarak büyüme geriliğine yol açar. Büyüme hızında yavaşlama vardır. Çocuğun kemik yaşında gerilme söz konusudur. Boyu yaşıtlarına göre daha kısadır. Sadece çocuklarda görülen bir durum değildir. Yetişkinlerde de büyüme hormonu yetmezliği görülebilir. Yetişkinlerde ise kemik kırıklarında artış, hayat kalitesi düşme, göbek çevresinde yağlanmanın artması, kalp krizi riski ve erken yaşta ölüm gibi birçok komplikasyonları da beraberinde getirir.

Obezite Tedavi Türleri

Obezitenin günümüzde en çok tercih edilen yöntemlerinden birisi cerrahi yöntemlerdir. Aynı zamanda diyet tedavisi, ilaçlar, besin destekleri gibi yöntemlerde kullanılmaktadır. Kişi aşırı kiloluysa ilk başta hayat tarzlarını değiştirmeleri önerilir. Eğer kişinin yaşamını engelleyecek, hareketsiz kalacak şekilde kilo alırsa cerrahi yönteme başvurulur. Yapılacak cerrahi tedavi, işlemin tarzı ya da tipi hastanın mevcut metabolik durumu ile ilişkili ya da beraberinde olan yandaş hastalıklarla ilişkilidir. Tüp mide ameliyatı da günümüzde çok tercih edilen bir tedavi türüdür. Mide katlama ve mideye kelepçe vurma gibi yöntemlerde vardır fakat bu ameliyatların yapılabilmesi için hastanın bazı kontrollerden geçmesi ve bu ameliyata hazır olmaları gerekmektedir.

Cerrahi tedavi

Obez hastalarının kilo vermesinde yardımcı olmak amacıyla sindirim sistemlerine cerrahi bir müdahale yapmak alternatifler arasındadır. Buna aynı zamanda obezite cerrahisi de denir. Yapılacak cerrahi tedavi genel olarak kalıcı bir etki sağlar. Bu kalıcı etkinin ameliyat sonrasında da devam edebilmesi için kişi beslenmesine dikkat etmeli ve her gün egzersiz hareketleri yapması lazımdır. Cerrahi tedavi yöntemi ile ameliyat olan kişilerin kilo verme hızları çok yüksektir. Bu verilen kiloların korunması daha da önemlidir. Bu yüzden cerrahi tedavi şu anki koşullarda oldukça güvenli olmakla birlikte en fazla yapılan yöntemdir.

Kısıtlayıcı ameliyatlar

Dünya Obezite Cerrahisi Dergisinin halen geçerli olarak kabul etmekte olduğu mide bandı ameliyatı obezite tedavisinde cerrahi olarak atılan ilk adımlardan biridir. Diğer bir tedavi yöntemi ise mide balonu tedavisidir. Bu ameliyatlar hacmimize kısıtlar ve tokluk hissi yaratır. Günümüzde daha çokça rağbet gören ve tercih edilen ameliyatlardan biri de tüp mide ameliyatıdır. Cerrahi operasyon sayesinde obez hastalar daha hızlı bir şekilde kilo verirler.

Mide kelepçesi

Diğer adı mide bandı ameliyatıdır. Yaklaşık 1 santim kalınlığında 10 santim uzunluğunda silikon bir bandın kapalı yöntemle karın içerisinden mide ve yemek borusunun birleştiği noktanın yaklaşık 2-3 santim altına kelepçenin çevrilip kilitlenmesi şeklinde yapılan bir ameliyattır. Silikon bandın iç yüzünde bir balon vardır. Dışardan ayarlanabilmesi için cilt altına yerleştirilen bir aparatı ile birlikte vücuda yerleştirilir ve bu hastanın midesinin girişine yerleştirilen bu bant, gerektiği zamanlarda bir sıvı ile şişirilip azaltılarak mideden geçiş kolaylaşır. Bu yöntem ile midenin ilk girişinde ceviz büyüklüğünde bir cep oluşturulur. Gıda geldiği zaman ilk önce bu cebin içerisine girer. Burası dolduktan sonra gıdalar midenin içerisine girer. Dolayısıyla o cep dolduğunda hastada erkenden bir doyma hissi oluşur. Bu yöntemde yaklaşık 18 ay içerisinde hasta fazla kilosunun %60-75' ini verebilir. Bu yöntemin tercih edileceği hastalar çok önemlidir. Genel olarak obezite cerrahisinde tercih edilecek hasta kriteri bütün cerrahi yöntemler için standart olan durumlardır. Mide kelepçesi ameliyatına gerek duyulmayan hastalar bu ameliyatı olamazlar. Bu ameliyatı olan insanlar genel olarak 3 yıl boyunca doktor kontrolünde diyet ve spor yapmış ve bu yapılan uygulamalardan başarısız çıkmış bir hastayı kabul etmek bu ameliyat için daha uygundur. Böyle bir hastada vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde ise ya da 35’in üzerinde olup diyabet gibi ek bir hastalığı varsa mide kelepçesi ameliyatı olmaya uygundur. Mide kelepçesi için bunların haricinde eğer hastanın sıvı ve tatlı gıdalara karşı yatkınlığı, alışkanlığı, bağımlılığı varsa bu yöntem bu kişiler için uygun olmayan bir yöntemdir. Çünkü sıvı gıdanın mide kelepçesinden rahatlıkla geçeceği bilinmektedir. Ayrıca mide kelepçesinde bir diğer uygulanabilecek hasta kriteri süper obez dediğimiz vücut kitle endeksi 55’ in üzerinde olan hastalarda tek ameliyat yeterli gelmeyebilir. Bu hastalarda tek ameliyatın risklerini de düşürmek için ilk önce mide kelepçesi yerleştirip hastanın belli bir kiloya inmesi sağlanır sonra ise ikinci ameliyatla asıl kilosuna inmesi sağlanabilir. Bu gibi hastalarda da mide kelepçesi tercih edilebilir.

Tüp mide

Tüp mide ameliyatı, vücut kitle endeksi 35’in üzerinde olup diyabet, hipertansiyon gibi ek hastalığı olan hastalara veya vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan hastalara uygulanmaktadır. Kapalı yöntemle yapılan bir ameliyat olduğundan dolayı hastalar bu ameliyatı geçirdikten 1.gününden itibaren masa başı işlerine dönebilirler. Daha ağır iş yapan hastalar ise evinde 1 hafta istirahatten sonra iş başı yapabilirler. Ameliyat sonrasında hastanın vücudunda iz kalmamaktadır. Tüp mide ameliyatından sonra sarkmaları minimuma indirmek için hastanın protein desteği alması ve ameliyatın birinci ayından itibaren düzenli egzersiz, üçüncü ayından sonra ise kas güçlendirici egzersizler yapması önerilir. Tüp mide ameliyatı olduktan sonra hastaların yoğun bir şekilde çikolata veya alkol gibi aşırı kalori içeren gıdaları tüketmeleri kilo vermelerinde azalmalara veya kilo alımına sebep olabilir. Bu yüzden tüp mide ameliyatı olduktan sonra doktorun verdiği diyet programının dışına çıkılmaması gerekir. Ameliyat sonrası hastanın midesi küçüldüğünden dolayı beslenme alışkanlığınızda hem düzene girecektir hem de daha tercih edilebilir düzeye gelecektir. Tüp mide ameliyatından sonra iştahımız azalmaktadır. Tüp mide ameliyatından sonra ideal kiloya ulaştıktan sonra kilo verme işlemi durur. Tüp mide ameliyatından sonra düzenli olarak bol bol yürüyüşler yapılmalı, ilerleyen zamanlarda da spor yapılarak tekrardan kilo almanın önüne geçilir. Kapalı bir şekilde olan tüp mide ameliyatında ameliyat sonrası ağrı çok çok azdır hatta hastalar ameliyatın üçüncü saatinde rahatlıkla yürüyebilirler. Tüp mide ameliyatında midenin yaklaşık %70’lik kısmı alınır. Alınan kısımla birlikte hastanın iştahı kesilir. Mide hacmi de küçüldüğü için hastanın kilo vermesi daha çok kolaylaşır. Tüp mide diğer bir adı ile mide küçültme ameliyatları süre olarak 45 dakika ile 1 buçuk saat arasında süren cerrahi ameliyatlardır. Çok kısa ve zorlayıcı bir ameliyat değildir. Tüp mide ameliyatı olacak kişi alkol ve sigarayı en az 1 hafta öncesinden bırakması önerilmektedir. Hasta bu ameliyatı olduktan sonra bir sıkıntı ile karşılaşılmadığı sürece ortalama hastanede 2 gün kaldıktan sonra taburcu edilmektedir. Günümüzde hem kolaylığından hem de iyi sonuçlar verdiğinden dolayı tüp mide ameliyatı çok tercih edilen ameliyat türlerinden birisidir.

Mide katlama

Mide katlama ameliyatı, midenin kesilerek içe doğru kendi üzerine katlanıp daraltılmasına dayanır. Bu ameliyat ile amaçlanan durum besin geçiş hızını en aza indirmek olur. Bu ameliyat vücut kitle endeksi diğer ameliyatlara göre nispeten daha düşük olan 30 ile 35 arasında orana sahip olan kişilerde uygulanır. Bu operasyonda diğerleri gibi kapalı ameliyat şeklinde uygulanır. Bu operasyon sayesinde besinlerin mide de olan yeri küçültülür. Herhangi bir kesilme işlemi yapılmadan kilo verilir. Kişi bir şey tükettiği zaman erken doyma hissiyatı oluşur. Bu da sağlıklı beslenmesine neden olur. Bu ameliyat sırasında mideye herhangi bir yabancı bir cisim yerleştirilmez. Mide katlama ameliyatı diğer operasyonlara nazaran maliyeti en düşük operasyondur. %70 düzeylerinde mide de küçülme olur. Eğer sağlıksız beslenip diyet programına uymazsak katlanan mide tekrardan genişler. Genişlediği takdirde yine mide katlanabilir.

Kısıtlayıcı ve emilim bozucu ameliyatlar

Bu yapılan ameliyatlar genel olarak obezite hastalarını ilgilendiren ve onların eğer obezite haricinde başka bir hastalıkları bulunuyorsa bunları gidermek amacıyla yapılan ameliyatlardır.

Roux N-y gastrik bypass

Bu işlem sırasında midenin üst kısmı ikiye ayrılır. Daha sonrasında ise ince bağırsak ikiye ayrılır. Ayrılan bağırsağın bir bölümü yeni oluşturulan mide ile bağlanır. Geride kalan ince bağırsakta ince bağırsağın 150-200 cm ilerisine bağlanır. Gastrik bypass bu şekilde çalışmaktadır. Bu operasyon ile uzun süreli kilo kaybı yaşanır. Yiyecekleri daha az sıklıkla tüketiriz. Tokluk hissi sayesinde her şeyi yiyemeyiz. Verilen kilo kaybı kolay kolay eskisi halini almaz. Oldukça başarı oranı yüksek bir ameliyat tipidir. Bu ameliyatın birtakım riskleri de vardır. Kanama, enfeksiyon, damar içi pıhtı oluşması, dikiş hattı sızıntısı gibi birtakım rastlanan komplikasyonlara rastlarız. Bunlar ameliyat sonrasında çok fazla da görülmese de karşımıza çıkarsa çok önemli bir şey olmadığını bilmenizde yarar vardır.

Mini gastrik bypass

Mini gastrik by pass ameliyatı da tıpkı roux N-y gastrik by pass ameliyatı gibi aynı işlevleri sağlarlar. Fakat mini gastrik by pass ameliyatında bazı farklı komplikasyonlar vardır. Bunların başında safra reflüsü gelir. Kör mide sorunu, mide boşalma güçlüğü gibi yan etkilere de sahiptir. İnce bağırsakta yapılacak işlemler yüzünden hasta olan kişiler ishal ya da kabız olabilirler. Kusma ve bulantı ameliyat sonrası görülür. Bağırsaklar tıkanabilir, makat çevresinde kızarıklıklar ve enfeksiyonlar görülebilir.

Diyet

Obez hastaları için ameliyat sonrası en önemli yapılacak işlerden biri doktorun verdiği diyet programına günü gününe uymasıdır. Diyet verilen kiloyu koruyan ve daha sağlıklı beslenmemizi sağlayan en önemli şeydir. Diyet dışında çıkılıyorsa tekrardan hızlı bir şekilde kilo alınmaya tekrardan başlanabilir.

İlaç tedavisi

Bazı hastalar için de ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavisinde amaç hastanın obezite haricinde başka rahatsızlıkları varsa ilaç tedavisi kişinin hem obeziteden hem de başka hastalıklarından korur. Günü gününe içilmesi gereken ilaçları tüketmeliyiz.

Fiziksel egzersiz

Kilo kaybı sonrasında göbeğimizde oluşacak yağ sarkıntılarını egzersiz yaparak giderebiliriz. Bu yüzden en azından günde 1 saat yürümeliyiz.

Psikolojik tedavi

Kişinin kendisinin ve ailesinin çok önemli bir role sahiptirler. Obez olan hastaların yakınları bu hastalık için bilgi almaları gerekir. Sosyal hayatının azlığından dolayı psikolojisi bozulan insanlar psikolojik tedavi alırlar.

Obezite Tedavi Öncesi

Obezite tedavisi olunmadan önce eğer kişi ciddi kilo almışsa ve yaşantısını kiloları nedeniyle zor idare ediyorsa uzman doktorlar ile iyi bir tedavi sürecine girilmelidir. Genellikle çocuklarda bu tedavi öncesi durum daha belirgin hal alır. Aşırı fast food tüketimi çocuklarda obeziteye neden olacaktır. Bu yüzden bu yaşlarda bu gibi yiyecekleri tüketilmesi önerilmez. Kişinin bu süreç içinde korkularını yenmesi gerekmektedir. Ameliyata hazır halde bulunması onu daha iyi hissettirecektir.

Fiziki muayene

Obezite hastaları tedavilerine başlanmadan önce fiziki muayene testi uygulanır. Bu teste genel olarak kişinin yağ oranına bakılır. Eğer yağ oranı kilosuna göre çok fazla oranda çıkarsa obezite tedavisi uygulanmaya başlanır. Burada kişinin yaşı da önemli derece rol oynar. Fiziki muayene de kalp ritmine, kişinin başka bir hastalığı olup olmadığına da bakılır. Obezite hariç başka bir hastalığı da varsa tedavi yöntemleri ona göre değişmektedir.

Beden kitle endeksi ölçümü

Bir kişinin obez olup olmadığını en kolay şekilde anlamamız için o kişinin vücut kitle endeksi oranına bakarak anlayabiliriz. Beden kitle endeksi 25 ve daha fazla olan kişiler birer obezite adayıdır. Risk altındadırlar. 30’ un üzerinde ise şişman, 40’ın üzerinde ise aşırı şişman olarak nitelendirilir. Bu gibi durumlarda cerrahi operasyonlar kaçınılmazdır. Kişinin boyu ve kilosu ile hesaplanabilen bir yöntemdir.

Obezite Tedavi Sonrası

Tedavi sonrasında yapılacak en önemli adımlardan biri verilen kilo kaybını korumak olacaktır. Yapılan operasyonlar sonrasında kilo kaybı çok çok hızlı olursa bazı hastalıkları tetikleyebilir. Bu yüzden iyi bir beslenme programı ile sağlıklı ve hızlı kilo kaybı olur.

Kilo kontrolü

Obezite tedavisi uygulandıktan sonra kişinin kilosunun düzenli olarak kontrol etmesi gerekmektedir. Eğer verilen tedavilere, egzersizlere ve ilaçlara uyulmadığı takdirde kilo kaybı olmaz. Bu yüzden tedavi sonrasında kilomuzu normal değerlere getirmek istiyorsak verilen uygulamalara uymak gerekir. İki veya üç ayda bir doktora giderek kilonuzu, yağ oranınızı, vücut kitle endeksinizi ölçtürerek nasıl bir gelişme gösterdiğinize bakabilirsiniz.

Beslenme alışkanlıklarının değişmesi

Tedavi sonrasında kişinin en fazla dikkat etmesi gerektiği konu beslenmesidir. Sağlıksız yiyecekler kesinlikle tüketmemesi gerekir. Obez olmasına sebebiyet veren daha önce çokça tükettiği yiyecekleri yememesi tedavi sonrasında işine yarar. Aşırı yağlı yiyecekler, fast-food besinler, şekerli ürünler gibi zararlı olan her şeyi bırakması lazımdır. Bu alışkanlıklarını değiştirerek kilo kaybını koruyacak besinler tüketmelidir. Daha çok öğün ile daha sağlıklı yiyecekler yenilmelidir. Doktorunuzun verdiği diyet programına uyulmalıdır.

Doktor kontrolleri

Düzenli olarak üç ayda bir doktor kontrollerine gidilmesi zorunludur. Bu kontrollerde kişinin yağ oranına, kilo kaybının ne kadar olduğuna, cerrahi operasyonun kişiye ne kadar uyum sağladığına bakılır.

Obezitenin sağlık üzerine etkileri

Eğer obezite ameliyatı başarısız bir şekilde gerçekleşiyorsa bu durum da ciddi sağlık sorunları ile karşılaşılır. Başarılı bir operasyon geçiren hastalar kendi sağlıkları açısından önemli ve iyi bir adım atmış olurlar. Çünkü verilen kilo kaybı sayesinde daha sosyal ve kendilerine olan güvenleri daha yerinde olacaktır. İyi ve güvenilir bir şekilde yapılan operasyonlar sonrasında kişi sağlıklı bir şekilde kilo verir.

Obezitenin psikolojik etkileri

Obez olan bir hastanın en önemli sorunlarından birisi de psikolojik olarak kendini çok kötü hissetmesidir. Aldığı zararlı kiloları bir türlü veremeyen ve gitgide kilo alan bir hastada psikolojik sorunlar daha da artacaktır. Fakat belli bir operasyon veya iyi bir diyet programı sonrasında verilen kilolar sayesinde kişinin psikolojisi de yerine gelecektir.

Obezite ameliyatlarında başarı oranı

Obezite ameliyatları genel olarak %70 oranında başarı sağlanmaktadır.

Sık Sorulan Sorular

Hem obez hastaları için hem de yakınları adına insanların kafalarında birçok soru işareti vardır. Gelin bu sorulara beraber bakalım.

Ameliyat Öncesi Yapılması Gereken Testler Nelerdir?

Ameliyat öncesi en önemli testlerden birisi vücut kitle endeksi testidir. Daha sonra kan testi yapılır. Kişinin ameliyata hazır olup olmadığı bu testler sonucu ortaya çıkar. Eğer testler sonucunda ameliyatı risk taşıyacak olan kişilere cerrahi operasyon yapılmaz.

Obezite Ameliyatları Ne Kadar Sürer?

Obezite ameliyatları genel olarak ortalama 1 saat kadar sürmektedir.

Ameliyat Sonrası Hastanede Kaç Gün Kalınır?

Yapılacak ameliyat sonrası kontrol amacı ile 3 gün hastanede kalınabilir. Fakat çok zorlu bir ameliyat olmadığından dolayı kişi hemen ayaklanabilir.

Ameliyat Sonrasında İz Kalır Mı?

Cerrahi operasyonlar genel olarak lazer yöntemi ile kapatıldığından dolayı ve içten kapalı şekilde olacağından dolayı kişinin vücudunda herhangi bir iz kalmaz.

Hasta Ameliyat Sonrası Kaç Gün Sonra Normal Hayatına Dönebilir?

Ameliyat sonrası kişi hemen ayağa kalkabilir. Çok zorlu geçmeyen bir ameliyatta kişi ilk gün içerisinde normal yaşantısına devam edebilir fakat 3 gün müşahede altında tutulur.

Ameliyat Sonrasında Ne Zaman Kontrole Gidilir?

Yaklaşık olarak 3 ay sonra kişi tekrardan kontrole gelmelidir.

Ameliyat Sonrası Diyet Uygulamak Gerekir Mi?

Evet. Ameliyat sonrası verilen diyeti uygun bir şekilde yerine getirmek çok önemlidir.

Obezite Tedavisinde En Başarılı Yöntem Hangisidir?

En başarılı ve en çok uygulanan yöntem tüp mide ameliyatı tedavisidir.

Obezite Hastaları Hangi Egzersizleri Yapmalıdır?

En önemli yapılacak egzersiz yürüyüş olacaktır. Daha sonra hafif kilolar ile başlayıp daha sonra arttırarak ağırlık kaldırabilirler. Bisiklet sürebilirler. Genel olarak gün içinde mutlaka spor yapmaları gerekmektedir.

Obezite Hastaları Hangi İlaçları Kullanmalı?

Obezite hastaları ilaç olarak genellikler doktorunun önerdiği ilaçları kullanır. Thincal, Xenical gibi ilaçlar daha çok doktorlar tarafından tavsiye edilen ilaçlardır.

Obezite Hastaları Nasıl Beslenmeli?

Obezite hastaları için beslenme çok önemlidir. Dışardan çok fazla yağlı ve aşırı kalorili yiyecekleri kesinlikle tüketmemeleri gerekir. Çok öğün ile daha sağlık ve daha doyurucu şeyler tüketmelerinde fayda vardır. Muhakkak bir diyet programı yapıp ona uymaları gerekir.

Obezite Hastalığı Hangi Hastalıklara Yol Açar?

Vücut kitle endeksi çok fazla yüksek olan hastalarda obezite ile beraber bazı hastalıklarda tetiklenir. Şeker, diyabet, kolesterol gibi hastalıklar obezite sayesinde gelişen diğer komplikasyonlardır.

Obezite Hastaları Psikolog Yardımı Almalı Mı?

Sosyal hayatını engelleyecek kadar kilolu olan obez hastaları kesinlikle psikolog desteği almalıdır. Çünkü alınan o kilolar sayesinde obez olan birey kendini yalnız ve çaresiz hissetmektedir. Bu yüzden uzman kişilerce alınan yardımlar sayesinde kilo vermeleri de daha kolay olacaktır.

Obezite Hastalarının Günlük Hayatta Yaşamış Olduğu Sorunlar Nelerdir?

Günlük hayatta birçok zorluklar ile karşılaşırlar. Spor gibi aktiviteleri olmadığından dolayı yaşıtları gibi dışarlarda top veya voleybol oynayamazlar. Küçük yaşta obez olan bir kişi kendi yaşıtları tarafından alay konusu olurlar. Çok fazla hareket zorluğu çekeceklerinden dolayı sosyal aktiviteleri sınırlıdır.

Obezite Tedavi Edilmezse Ölümle Sonuçlanabilir Mi?

Tedavi edilmeyen obezite hastaları ileri boyutlarda ölümle karşı karşıyadırlar. Bu yüzden en kısa zamanda tedavilerine başlanılması gerekir.

Obezite Tedavi Seçeneklerinden Hangisi Önerilir?

Uzmanlar tarafından en çok tercih edilen ve önerilen yöntem cerrahi operasyonlardır. Ameliyata hazır olan kişiler cerrahi operasyon geçirerek en kısa sürede kilo kayıpları vererek istedikleri kiloya düşebilirler. Bu yüzden cerrahi operasyonlar daha çok önerilen seçeneklerdendir.

Obezite Hastalığının Alternatif Tıpla Tedavisi Var Mı?

Alternatif tıpla tedavisi yoktur. Çünkü obezite ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Uzman kişiler tarafından obezitenin neden kaynaklandığı ve ne gibi tedavi yolları izlenilebileceği uzman doktorlar sayesinde yapılmalıdır.

Obezite Hastaları Hamile Kalabilir Mi?

Obezite her zaman hamileliği engelleyici bir durum teşkil etmez. Ama tabi ki bazı istisnalar olabiliyor eğer evlenen kişi uzun zamandan beri hamile kalmamışsa bunun sebebini aşırı kilo olduğu söylenebilir. Bu yüzden dünya sağlık örgütü verilerine göre obez statüsünde yer alıp hamile olmak isteyen anne adaylarının mutlaka diyet ve egzersiz programları ile beraber kilo vermeleri önerilmektedir.

Obezite Hastaları İçin Toplum Kuruluşları Var Mı?

Evet vardır. Türk Diyabet ve Obezite Vakfı, Türkiye Obezite Araştırma Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı gibi kuruluşlar obezite hastaları için yardımcı olan ve onları destekleyen kurumlardır. Obezite hastaları genellikle bu gibi kuruluşlara üyedirler.

Obezite Tedavisi İçin Hangi Bölüme – Doktora Gidilir?

Obezite hastaları oldukça uzun bir süredir fazla kilo problemi yaşadıklarından ya da obeziteye sebep olan sorunla uzun süredir mücadele ettiklerinden dolayı halihazırda zaten hastalığın takibi yapılmaktadır. Obezite şüphesiyle ya da kilo verme amacıyla hastalar ilk önce bir diyetisyene başvurmalı; fazla kiloların altında çok daha kompleks bir sebep yatıyorsa da dahiliyeye yönlenmelidir. Çoğu zaman ilk başvuru ya da dahiliyeye ya da diyetisyene yapılmaktadır. Obezitenin takibi ve tedavisinde birçok bölümden birçok doktor görev alabilir.

Obezite Tedavisinden Sonra Hamile Kalınır Mı?

Obezitenin tedavisinde cerrahi olmayan, cerrahi sayılmayan ve cerrahi olan tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Hiçbir tedavi yönteminde de üreme kapasitesine müdahale gerçekleştirilmez. Fazla kiloların ortadan kalkmasından ve gebeliğe dair risklerin azalmasından sonra hastaların hamile kalmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. İdeal kiloya yaklaşıldıkça gebeliğin kalitesi artmakta; gebeliğe dair riskler ise azalmaktadır.