Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Kanal Tedavisi

Diş yapısının tıp literatüründeki genel tanımlarına göre ağız içerisinde görülen kısımlara “kuron” ve diş eti kısmında gömülü olan kuronun devamındaki kısımlara ise “kök” adı verilir. Diş yapısının kuron bölgesi, dişeti ile çevrelenmiş olur. Bütünü ile kompleks bir yapısı olan dişler, bir takım sert ve yumuşak dokulardan oluşmaktadır. Kuron bölgesi, diş yüzeyini oluşturan mine ve altında bulunan dentin kısmından meydana gelerek sert bir dokuya sahiptir. Kurondan diş etinin içerisine doğru uzanan kök bölgesinde ise; dış bölgede sement ve altında da dentin dokusu bulunur. Mine, sement ve dentinden meydana gelen sert yapının iç kısmında damarlar ve sinirleri barındıran bağ dokusundan meydana gelen bir boşluk bulunur. Pulpa ise damarların ve sinirlerin bulunduğu bu boşluğa verilen isimdir. Bu yapının genel amacı dişin gelişimini, beslenmesini ve savunmasını sağlamak olup dişe canlılık veren bölge olma özelliği taşır. Dişteki canlılığın gerçekleştiği pulpa bölgesinde birçok nedene bağlı olarak iltihaplanma ve enfeksiyon görülebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda diş ağrıları ile seyreden bir takım semptomlarla karşılaşılır ve diş sağlığının olumsuz yönde ilerlediği tespit edilir. Bu durumun giderilebilmesi için pulpa dokusu dışarı çıkarılır ve kanal boşluğunun temizlendikten sonra şekillendirilmesi ve dokuya uygun dolgu materyalleri ile doldurulması gerekir. Diş sağlığının tekrar yerine getirilmesi için yapılan tüm bu işlemlere “kanal tedavisi” ismi verilir. Diş dokusunda meydana gelen rahatsızlıkların giderilmesinde yaygın olarak başvurulan ve sıklıkla da başarılı sonuç olan kanal tedavisi yöntemi, oldukça kolay ve sağlıklı bir işlemdir. Bu sürecin ilk etabında hasta diş yapısıyla ilgili olarak bir rahatsızlığı sezinler ve enfeksiyona ya da iltihaplanmaya bağlı olarak diş ağrısı, diş etinde şişlik veya çürük ile karşılaşılır. Bu belirtilerle diş hekimine başvurulduğunda ilk olarak hekim tarafından dişin durumu incelenir ve gerekli görülürse kanal tedavisi önerilir. Kanal tedavisinin önerilmesinin ardından bir endodontist tedavi sürecini başlatır ve bir veya birkaç seans içinde tedavi tamamlanır. Endodontist ilk etapta bölgenin uyuşturulmasını sağlar ve bu uyuşturma sayesinde operasyon esnasında bir ağrı hissedilmez. Uyuşturma sonrasında tedavinin uygulanacağı dişte eğer bir çürük varsa bu çürük temizlenir ve diş içerisinde sinirlerin bulunduğu pulpa bölgesine ulaşmak için kuron bölgesinden dişte açıklık oluşturulur. Bu noktada bir röntgen filmi çekilir ve dişin kanal uzunluğu incelenir. Sinirlerin bulunduğu pulpa dokusu çıkarılır ve temizlenme süreci başlatılır. Temizlik operasyonu ile birlikte pulpaya çeşitli araçlar yardımı ile şekil verilir. Pulpanın dezenfekte edilmesi ile enfeksiyona yol açabilecek unsurlar ortadan kaldırılır ve kanallar çevresinde bulunan dokulara uygun bir materyal aracılığıyla doldurulur. Bu uygulamanın tamamlanması kimi durumlarda 1 veya 3 seans olarak sürebilir. Eğer tedavi uygulanan dişin canlı olmadığı tespit ediliyorsa ve kök uçlarında enfeksiyon ya da iltihaplanma varsa bu bölgedeki kanalların içerdiği bakterilerin ortadan kaldırılması için ilaç uygulaması yapılabilir. İlacın etkili olabilmesi için kanal içinde 1 haftaya kadar durması gerekir ve bu süreçte açıklık geçici dolgu ile örtülür. Eğer bölgede oluşan iltihaplanmanın şiddetinin çok yüksek olduğu tespit ediliyorsa bu durumda diş hekimi oral yoldan ilaç kullanımı da tavsiye edebilir. Kanal tedavisinin tamamlanmasının ardından tedavi uygulanan dişte ağrı ve hassaslık oluşabilir ancak bu durum kısa sürede geçer. Ağrının şiddetinin artmaması ve tedavinin tam olarak uyum gösterebilmesi için iyileşme sürecinde ilgili dişin olduğu bölgenin kullanılmaması önerilir ve zaten kısa bir süre sonra ortaya çıkan ağrı ve hassasiyet durumu da ortadan kalkar. Kanal tedavisi uygulanmış olan diş, daha önce hiç tedavi görmemiş olan bir diş gibi işlev kazanır. Kanal tedavisi uygulanan diş, diğer dişler gibi çürüyebilir, kırılabilir ya da diş etinde yeniden bir enfeksiyon ile karşılaşabilir. Bu nedenlerle kanal tedavisi sonrasında diş sağlığı konusunda hassas davranılması gerekir. Kanal tedavisi gören kişilerin ağız hijyeni konusunda hassasiyet göstermeleri, dişlerini düzenli olarak fırçalamaları, asitli içeceklerden ve sigaradan kaçınmaları, diş ipi kullanmaları önerilir.

İnceleyen ve Onaylayan : Dt. Mustafa Sercan Akat

Kanal Tedavisi (Endodonti) Hakkında

Diş sağlığının bozulmasına bağlı olarak gerçekleştirilen kanal tedavisi, diş tedavisinde en sık uygulanan tedavi tekniklerinden birisidir. Dişin pulpa isimli dokusunda meydana gelen iltihaplanma ve enfeksiyonun giderilmesinde kalıcı tedavi yöntemlerinden birisi olan kanal tedavisinde, pulpa çıkarılır, temizlenir ve şekillendirildikten sonra diş ve diş eti dokusuna uyumlu bir madde ile dolgu yapılmak suretiyle tekrar yerine takılır. Uygulama sonrasında bölgedeki enfeksiyon ya da iltihaplanmanın şiddetine bağlı olarak bu bölgeye ilaç uygulaması da gerçekleştirilebilir. Tedavi sonrasında hasta kısa süre içerisinde diş sağlığına yeniden kavuşur. Kanal tedavisi işlemi diş kökünün ve kuron bölgesinin içinde bulunan damar ve sinir yapısının temizlenmesi sonucunda yaratılan boşluğun uygun materyallerle sızdırma yapmayacak şekilde doldurulması ile tamamlanır. Sıklıkla diş dokusunun içinde bulunan pulpaya kadar geçmiş olan çürük vakalarında kanal tedavisine başvurulur. Ayrıca diş dokusunda travma sonucunda meydana gelen deformasyon neticesinde de diş kesimi yapılacakken kanal tedavisi yapılabilmekte. Kimi vakalarda hastanın farkında olmaksızın diş apsesi ile karşı karşıya olduğu görülebilir ancak bir ağrı ortaya çıkmadığı için hasta bunun bilincinde olmaz. Kanal tedavisi sonrasında hastaların altı aylık periyotlarla hastaneye giderek röntgen çektirmeleri ve ağız içi muayenenin yapılması gerekir. Kanal tedavisi yöntemi ile diş tedavisi gören kişilerde en sık karşılaşılan şikâyet uygulama sonrasında diş renginde meydana gelen bozulmadır. Dişin kanal tedavisi ile yeniden yapılandırılmasında hassas olunması ve çalışma sürecinde hiç çürük kalmadığı kanıtlanmalı. Kanal tedavisi görmüş olan dişlerde diş dokusu büyük ölçüde sıvı kaybettiğinden diğer canlı dişlere kıyasla daha kırılgan bir hale gelir bu nedenle de yapılacak olan uygulama sürecinde tetkiklerin kapsamlı olarak incelenmesi ve buna göre bir uygulama yolunun seçilmesi gerekir. Kanal tedavisi ile tedavi edilmiş ve pulpa dokusundan enfeksiyon ve iltihap atılmış olan dişlerin tekrar bir rahatsızlıkla karşılaşma olasılıkları unutulmamalı. Öte yandan kanal tedavisinin yapılmasında bir hata olması durumunda da bakteriyel enfeksiyonlarla karşılaşılabileceğinden tekrar kanal tedavisi yapılması gerekebilir.

Diş

Ağız içerisinde tiplerine göre kişiden kişiye değişen dişler bulunur. Yetişkin ve sağlıklı olarak tüm dişlerini çıkarmış olan kişilerde toplamda 32 diş olması beklenir. Kesici dişler, yiyecekleri kesmeyi ve büyük ölçüde parçalamayı sağlayan keskin ön dişlerdir. Köpek dişleri, yiyecekleri parçalama ve ağız içinde tutmayı sağlayan uçları sivri bir şekilde uzanan dişlerdir. Küçük azı dişlerinin görevi ağıza alınan yiyecekleri ve parçaları ezmek ve parçalamak görevini üstlenir. Azı dişleri ise ağzın geri kalan kısmında uzanan öğütme ve çiğneme görevini üstlenen dişlerdir. İnsan vücudunda herkeste ağız yapısının içinde bulunan dişler, kalıcı olanlar ve süt dişleri olarak birbirinden ayrılır. Süt dişleri totalde 20 dişten meydana gelir ve doğumdan önce oluşumları başlar. Hamileliğin 15. Ve 17. Haftaları ile birlikte gelişim göstermeye başlayan süt dişlerin tamamen ağızda çıkması 36 ay içinde tamamlanır. Dişlerin ilk defa diş etinden dışarıya uzanması 6. Ve 9. Ayda kendisini gösterir ve 2 yaşına bastıktan sonra bu süreç tamamlanır. 6 yaşına geldikten sonra ise bu süt dişleri alt kesici dişlerden başlamak suretiyle düşmeye başlar ve kalıcı dişler çıkar. 12 yaşına gelindiğinde süt dişlerin tamamı düşmüş olur. Diş dokusu çeşitli bölümlerden meydana gelir. Diş minesi dişin en sert ve dış kısmını oluşturan bölgesi olmakla beraber toplam olarak vücutta bulunan mineralin en fazla olduğu bölge diş minesidir. Dentin, diş minesinin altında yer alan ve mine tarafından korunan diş dokusudur. Minede meydana gelen çürük, ilerlediğinde dentine hasar verir ve dentinin içerisinde direkt olarak pulpa dokusuna ilerleyen milyonlarca kanal bulunur. Pulpa, dişin içerisinde yer alan ve dişin iç kısmında sinir dokusunun bulunduğu yumuşak alana verilen isimdir. Diş çürüğü mineyi aşıp dentine ve ardından pulpaya ulaştığında diş ağrısı ile karşılaşılır ve böyle bir durumda da kanal tedavisi ile bu ağrıya neden olan faktörlerin giderilmesi ve kanalın tekrar kapatılması gerekir.

Sağlıklı Diş

Diş minesinde bir hasar meydana gelmemiş, çürük oluşmamış ise dişin sağlıklı olduğu düşünülebilir. Diş minesinin yapısı deforme olmadıkça ve buradan dentine ve doğrudan pulpaya bir açıklık meydana gelmediği müddetçe dişte bir enfeksiyon veya hasar meydana gelmesi beklenmez.

Çürük Diş

Diş çürüğü diş minesinde asit etkiler nedeniyle meydana gelen aşınma sonucunda ortaya çıkar. Bireylerin ağızlarında sağlığı tehdit etmeyen çok sayıda bakteri bulunur. Sağlığı tehdit etmemelerine karşın düzenli olarak temizlenmeyen bu bakteriler bir süre sonra diş yüzeyinde birikirler ve plak isimli tabakaları meydana getirirler. Plak, bil hassa dişteki kırık noktalarda, çürük sonrası oluşan boşluklarda ve diş aralarında, dişin arka kısmında yer alan yarık bölgelerde, diş eti çizgisinin etrafında birikir. Kimi bakteriler, tüketilen besinlerden alınan şeker ve karbonhidratları asidik yapıya dönüştürür. Biriken asitli yapı ise diş yüzeyinde bulunan mineralleri yok ederek mikroskobik bir takım delikler yaratırlar. Ortaya çıkan çürük faktörü diş etinin çekilmesi sonucunda diş kökünde veya doğrudan diş minesinde oluşabilmekte. Çürük oluşumu mine tabakasını geçtikten sonra dentine ve daha sonra ilerleme kaydederek pulpaya ulaşabilir. Çürük nedeniyle diş dokusunda bir ağrı hissedilir ve bu ağrının nedeni genel olarak bakteriler nedeniyle ortaya çıkan iltihap ve kök yüzeyinin ortaya çıkması ile ilişkilendirilir. Çürük oluşumu ilk etapta kendisini göstermeyebilir ancak çürük mine tabakasını aştığında şekerli gıdalar tüketildiğinde ve soğuk/sıcak geçişlerinde hassasiyet hissedilebilir. Diş kontrolü için diş hekimine başvurulduğunda çürük söz konusu olup olmadığı kolayca öğrenilir. Diş hekimleri rutin kontrollerde çürük oluşumunu kapsamlı olarak inceler ve eğer bir deformasyon varsa röntgen talep edilebilir. Çürük oluşumunun ne kadar süre etki göstermeye devam edeceğinin tespiti diş çürüğünün hangi etapta olduğuna bağlı olarak gerçekleştirilir. Çürük eğer mine dokusunu etkileyemedi ve ilerleyemediyse beyaz noktalar görülür; bu durumda asit nedeniyle oluşan hasar engellenir ve dişin rejenerasyonuna müsaade edilir. Eğer mine tabakası çürük tarafından deforme edilmişse bu durumda artık dişin geri dönmesi mümkün olmaz ve tedaviye başvurulması gerekir.

Kanal Tedavisi Nedir?

Kanal tedavisi çürüme nedeniyle veya çeşitli nedenlerle dişin pulpa dokusunda meydana gelen enfeksiyon ve iltihaplanmaların uygun yöntemlerle çıkarıldıktan sonra temizlenip, şekillendirilip bir materyal ile doldurularak yeniden yerleştirilmesi işlemidir.

Pulpa Hasarının Sebepleri

Dişin can damarını barındıran pulpa dokusunda meydana gelebilecek hasarın çok sayıda nedeni olabilir. Bunlar arasında en yaygın olarak karşılaşılanı çürük nedeniyle bu bölgeye doğru açılan boş kanallardan pulpaya hücum eden bakteriler ve bakteriler nedeniyle oluşan enfeksiyondur. Kimi zaman dişin dışarıdan bir travmaya (sert darbe, düşme) maruz kalması sonucunda da pulpa yapısı hasar görebilir. Bu yapının iç kısmında milyonlarca damar ve sinir bulunduğundan oldukça hassas olması nedeniyle hasar görebilmesi mümkün. Diş minesi oldukça güçlü bir doku olmasına karşın, zamanla hasar ve tahribat etkisi artık direnci zayıflatmış olabilir ve pulpa her türlü risklere karşı açık bir hale gelerek hasar görmüş olabilir. Hasarın oluşumunda etkili olabilecek bir takım tanımlanmış durumlar vardır.

Çatlak Diş

Dişe özellikle beklenmedik bir dış darbenin gelmesi, sert bir besinin ısırılması gibi durumlar dişte kırılma ve çatlamaya neden olabilir. Böyle bir durumda bölgesel olarak diş minesi koruması ortadan kalkar ve tıpkı duvarları yıkılmış bir kale gibi dişin hem dentin hem de pulpa dokusu savunmasız kalır. Diş çatlamalarında ve kırılmalarında hasar ister görünür bölgede isterse diş eti altında gerçekleşmiş olsun mutlaka bir diş hekiminin görülmesi ve bu bölgede oluşan hasarın giderilmesi gerekir. Öte yandan oluşacak olan açıklıktan pulpaya doğru açılan güvensiz kanaldan bakteri ve mikropların geçiş yapması, diş içerisinde tespit edilemeyen bir çürüğe ve zamanla dişin ciddi bir enfeksiyonla karşı karşıya kalmasına sebep olabilir.

Derin Çürük

Dişin üzerinde biriken plaklar zamanla asit bir yapıya bürünür ve zamanla diş minesini aşındırarak başta dentine doğru çok sayıda küçük kanallar açarlar. Bu çürüme süreci zamanla asit ve şekerli gıda tüketimine bağlı olarak ilerleme kaydeder ve dentin dokusunu da aşan bakteriler pulpaya kanal yaratır. Oluşan bu kanal derin çürük olarak tanımlanır ve pulpa böyle bir durumda bakterilere karşı savunmasız hale gelir. Pulpa, dişin canlı kalmasını sağlayan damar ve sinirlerin merkezi olan yumuşak bir dokudur ve çürüğün bu bölgeye yayılması buradaki canlı dokuda enfeksiyona neden olabilir.

Dişte Hasar

Diş dokusunda travma veya çürüğe bağlı olmayan bir takım başka hasarlar da görülebilir. Hasarın şekli ne olursa olsun minenin veya dentinin savunmasız hale geldiği durumlarda hasar doğrudan pulpaya ilerleyecek ve dişte inflamasyona sebep olacaktır.

Kanal Tedavisinin Aşamaları

Kanal tedavisi için ilk etapta fiziksel kontrol ve radyoloji sonuçları incelenir. Dişte meydana gelen hasarın boyutu ve kanalın derinliği görüntülenerek pulpada durum ele alınır. Ardından hasta uygulama gerçekleştirilmek üzere anesteziye alınır. Lokal olarak uygulanan anestezi ile hastanın tedavi sürecinde ağrı hissetmemesi sağlanır. Ardından tedavi uygulanacak olan diş çevre dokulardan izole edilir ve endodontik kavite hazırlanarak kök kanallarına erişim sağlanır. Tedavinin bu aşamasından sonra kök kanalı boşluğu tekrar şekillendirilir ve boşluk temizlenerek dezenfekte edilir. Ortaya çıkan temizlenmiş ve şekillendirilmiş sağlıklı kanal dokuya uygun bir materyal ile düzgün bir şekilde doldurulur.

Kanal Tedavisi (Endodonti) Öncesi

Diş rahatsızlığı yaşamaya başlandıktan sonra veya düzenli periyotlarla kontrole giden kişilerde kanal tedavisinin gerekliliği açıklanmış ve bu durum netleştirilmişse artık hastanın belirli bir süreci izlemesi gerekir. Kanal tedavisinin gerekli olduğu durumlarda diş pulpasında bir hasar var demektir ve enfeksiyon kısa bir süre sonra ortaya çıkacağı anlaşılabilir. Bu nedenle kanal tedavisi için bekleme süresi kısa tutulmalı ve tedavi derhal gerçekleştirilmeli. Aksi halde diş dokularında daha fazla basınç ve şişlik oluşarak, tat dokusu hasar görerek ağızda uyuşma hissedilecektir. Öte yandan yayılma sürecine giren enfeksiyonun buradaki damarlar ve sinirler üzerinden doğrudan kalp gibi organlara da ilerlemesinin mümkün olduğu unutulmamalı. Tedavi öncesinde diş hekimi enfeksiyonun ilerleme sürecine ve durumuna göre bir antibiyotik reçetesi verir. Bu antibiyotikler ile diş dokusunda meydana gelen bakteriyel enfeksiyonun hafifletilmesi ve giderilmesi amaçlanır. Eğer kontrol sonrasında diş hekimi tarafından derhal kanal tedavisi öneriliyorsa hastanın tedaviyi ertelememesi gerekir çünkü ilerleyen vakalarda diş dokusunda ciddi bir zarar ve hatta genel sağlığı tehdit eden riskler ortaya çıkabilir.

Dişe Kanal Tedavisi Yapılması Gereken Durumlar

Kanal tedavisi diş hastalıklarında yaygın olarak başvurulan bir tedavi yöntemi olmasına karşın, bazı durumlarda kesin olarak uygulamanın gerçekleştirilmesi gerekir. Bu durumlar genellikle pulpa dokusunun ciddi hasar gördüğü ortamlar veya dişte canlılığın kaybedilip enfeksiyonlu kanalların oluştuğu hallerdir. Hastaların bu tip durumlarda kanal tedavisini geciktirmeden gerçekleştirmesini sağlaması gerekir. Aksi halde bu durumlarda meydana gelen ağız içi enfeksiyonlar çeşitli organlara yayılım göstererek genel sağlığı ciddi seviyelerde tehdit edecek sorunlara yol açabilirler.

İlerlemiş Diş Eti Hastalıkları

Kanal tedavisi yalnızca dişin görünen kısmında meydana gelen hasarlar sonucunda karar verilen bir tedavi tekniği değil. Diş hekimi genellikle kontrollerde röntgen talep eder ve dişin kapsamlı fiziksel muayenesini gerçekleştirir. Diş eti dokusunda enfeksiyon söz konusu olup olmadığı da hem hastanın göstereceği semptomlara hem de elde edilen fiziksel klinik bulgulara bağlı olarak ortaya çıkarılır. Eğer burada dişin kök bölgesinde meydana gelen bir enfeksiyon tespit edilirse; enfeksiyonun giderilebilmesi ve diş eti sağlığını tehdit eden unsurun ortadan kaldırılabilmesi için kanal tedavisi tercih edilir.

Kök Kırıkları

Fiziksel bir travma veya sert bir besinin ısırılması nedeniyle dişin kök kısmında meydana gelen kırıkların tedavi edilebilmesi ve kırıkların dolgu ile kapatılabilmesi için kanal tedavisine başvurulur. Kökte meydana gelen kırık dişin diş eti etrafında biriken plaklara karşı savunmasız hale gelmesine sebep olur böyle bir durumda da olası enfeksiyon riskleri yine ortaya çıkar ve hastanın genel sağlığını tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilir.

Pulpanın Hasar Görmesi

Çürükler, kırıklar, çatlaklar ve diğer etkenler nedeniyle dişin mine dokusunun ve dentin dokusunun bakteriler tarafından aşılması sonucunda, dişi canlı tutan sinirlerin ve damarların bulunduğu pulpa odasının enfekte olması durumunda kesin olarak kanal tedavisine başvurulması gerekir. Kanal tedavisinde pulpa dokusu tamamen temizlenir ve dezenfekte edilir. Ardından yeniden şekillendirildikten sonra uygun bir madde aracılığıyla doldurulur ve bu hasara bağlı riskler ortadan kaldırılır.

20lik Diş Çekimlerinde Oluşan Hasarlar

20 yaş dişleri evrime bağlı olarak insanların artık çıkaramadıkları ve sıklıkla diş etinde gömülü kalan dişleridir. Diş etinde en arkada üstte ve altta ikişer tane çıkan ve hatta çıkamayan bu dişlerin artık ihtiyaç duyulmayan dişler olması nedeniyle çekilmesi söz konusu olur. Zira kendisine yer bulamayan ve doğru şekilde gelişemeyen 20’lik dişleri doğrudan çürümeye meyilli, işlevsiz ve sıklıkla sağlıksız dişlerdir. Bu dişlerin ağrılı ve enfekte olduğu hallerde çekilmeleri gerekir ancak çekilme sonrasında çevre bölgelerindeki dişlerde hasara neden olduklarıyla sık sık karşılaşılır. Böyle bir durumda 20’lik dişlerin çekimi sonrasında bu dişlere kanal tedavisi ile müdahale edilerek ortaya çıkan hasar giderilir ve diğer dişlerin sağlığı korunur.

Kanal Tedavisi Gerektiren Şikâyetler

Günümüzde normal şartlar altında her bireyin 6 ayda bir diş hekimini ziyaret etmek suretiyle diş sağlığını takip etmesi gerekir ancak bu kurala uyan kişi sayısı oldukça düşük olduğundan kanal tedavisinin gerekli olup olmadığının anlaşılması ancak hastalarda bir takım bulguların oluşması ile olur. Bu bulgular ile karşılaşan hastaların en kısa süre içerisinde diş hekimine giderek kontrollerini gerçekleştirmeleri ve eğer gerekiyorsa kanal tedavilerini başlatmaları gerekir.

Gece Ağrıları

Belirli bir dişte özellikle gece saatlerinde bir ağrı sezinleniyorsa dişin dokularında bir hasar olduğu düşünülür. Gün içerisinde kendisini belli etmeyen bu hissin nedeni hem odağın oluşmaması hem de gün içerisinde bu kanalın sürekli olarak kapalı kalmasıdır. Ancak gece saatlerinde dişin kullanımsız anlarında meydana gelen ağrılar dişin içerisinde doğru ilerleyen riskli bir kanalın varlığına işaret ediyor olabilir.

Sıcak ve Soğuk Yiyeceklerle Tetiklenen Ağrı

Dişte pulpa dokusuna doğru ilerleyen bir kanal oluştuğunda sıcak ve soğuk yiyeceklerin tüketildiği anlarda buradaki sinirlere ve damarlara temas eden bu ısı geçişleri hassasiyete neden olur. Eğer sıcak ve soğuk yiyecek ve içecekler tüketilirken dişte hassasiyet hissediliyorsa kanal tedavisinin gerekli olduğu düşünülebilir.

Diş Etlerinde Görülen Şişlik

Pulpa dokusunda veya diş köklerinde meydana gelen bir enfeksiyon ya da iltihaplanma varsa diş etleri zamanla şişmeye başlayarak ağrılı bir hale gelecektir. Böyle bir durum dişte meydana gelen enfeksiyonun şiddetli bir biçimde yayıldığına işaret eder ve mutlaka en kısa süre içerisinde bir diş hekiminin ziyaret edilerek tetkikler konulduktan sonra gerekli tedavinin başlatılması gerekir.

Dişte Fistül

Herhangi bir nedenle dişin özellikle orta noktasından içeriye doğru uzanan bir oyuk oluşumu varsa buna fistül adı verilir. Fistül, dişin pulpasına kadar uzanan bir kanal olabileceği gibi çok derin olmayan bir oyuk olarak da tanımlanabilir. Her iki durumda da diş minesinin aşıldığı anlaşılır ve bu oyuk sebebiyle pulpanın tehlike altında olduğu görülür. Böyle bir durumda da kanal tedavisine başvurularak enfeksiyon ortaya çıkmadan pulpanın temizlenip, şekillendirilip kapatılması gerekir.

Kanal Tedavisi (Endodonti) Sonrası

Kanal tedavisi tamamlandıktan sonra hasta hekim tarafından ilgili süreç hakkında bilgilendirilerek eğer gerekli görülüyorsa ilaç reçete edilerek taburcu edilir. Tedavi sonrasındaki süreçte sağlığına kavuşan dişin tekrar bir enfeksiyon ve iltihaplanma ile karşılaşması olası olduğu gibi bu yeni diş tıpkı sağlıklı diğer dişler gibi çok uzun yıllar işlevini korumaya devam eder. Ancak hastanın kanal tedavisi sonrasında bir takım unsurlara karşı dikkatli olması gerekir.

Kanal Tedavisi Yapıldıktan Sonra Oluşan Ağrılar

Kanal tedavisinde diş anestezi ile ağrısız hale getirilir ancak anestezinin etkisi kalktıktan sonra genellikle bir miktar ağrı ve sızı hissi oluşur. Böyle durumlar genellikle aynı gün içerisinde sona erer. Ancak yine de ağrı beklenenden uzun sürüyorsa basit bir ağrı kesici ile durumun bastırılması gerekebilir. Öte yandan dolgunun hatalı yapılmış olması riski de bulunabileceğinden eğer ağrı 1-2 günden uzun sürüyorsa mutlaka diş hekimine başvurulması gerekir. Uygulama sonrasında buraya yerleştirilen materyalin doku ile uyum sürecinden kaynaklanan ağrı hissinin de olabileceği unutulmamalı ve bu bölgenin bir süre kullanılmaması önerilir.

Kanal Tedavisi Yapılan Dişi Kullanım Süresi

Kanal tedavisi gören dişin tedaviden sonraki 1-2 günün ardından tamamen uyumu beklenir. Bu süreçten sonra ise 1 haftalık süreçte bu bölgeden sert bir çiğnemenin yapılmaması, asitli içecek tüketilmemesi önerilir. Ardından diş tamamen doku uyumunu tamamlar ve dişin sağlıklı dişler gibi kullanımı başlar. Bu dişin kullanımı cansız olmasına karşın diğer sağlıklı dişlerle aynı olur.

Kanal Tedavisinin Başarısız Sonuçlanması

Dişe uygulanan kanal tedavisi kimi zaman başarısız sonuçlanabilir. Bu durumun nedeni pulpada meydana gelen çürümenin ve enfeksiyonun şiddetli olmasına bağlı olabileceği gibi uygulanan dolgu malzemesinin doku ile uyum göstermemesi de olabilir. Böyle bir durumda kanal tedavisi aynı şekilde yinelenebilir.

Kanal Tedavisi Sonrası Ağız ve Diş Bakımı

Kanal tedavisi gören dişin bir süre hassasiyet göstermesi söz konusu olabilir. Böyle bir durum ile ilgili olarak diş hekimi kanal tedavisi sonrasında hastayı bilgilendirir ve süreci açıklar. Öte yandan tedavisi tamamlanan hastanın asitli içeceklerden, şekerli ve karbonhidratlı besinlerden kaçınması, sigara kullanımından kaçınması ve düzenli olarak dişlerini fırçalaması gerekir. Mümkün mertebede diş ipi ile diş eti boşluklarının temizlenmesi ve plakların giderilmesi gerekir.

Sık Sorulan Sorular

Kanal Tedavisi Uygulanmayan Durumlar Nelerdir?

Kanal tedavisinin uygulanabileceği şartlar; pulpada enfeksiyon, diş dokusuna ciddi zarar vermeye başlayan çürük, dişte çatlak ve kırığın oluşması, diş etinde meydana gelen şişme ve enfeksiyon, bir defa sonuç vermeyen kanal tedavisidir. Bu şartlar genel anlamda diş hekimi tarafından incelendikten sonra kanal tedavisi gerçekleştirilir. Kanal tedavisinin gerçekleştirilmesine yönelik olarak genel sağlığında sakınca bulunan kişilere kanal tedavisi uygulanmaz ve alternatif yöntemlere başvurulur.

Kanal Tedavisi Yapıldıktan Sonra Ne Gibi Semptomlar Oluşabilir?

Kanal tedavisi sonrasında genellikle maksimum 1-2 gün kadar süren hafif ağrı ve sızı beklenir. Ancak kimi hastalarda dolgu malzemesinin yetersiz kalması, tutmaması, enfeksiyonun tam olarak giderilememesi gibi nedenlerle kanal tedavisinin işlevsiz kalması da söz konusu olabilir. Bunlar haricinde genel olarak kanal tedavisi sonrasında hastanın diş sağlığının normal şartlara dönmesi beklenir.

Kanal Tedavisi Yapılan Diş Tekrar Ağrı Yapabilir mi?

Kanal tedavisi sonrasında pulpanın enfeksiyondan arındırılması ve şekillendirme sonrası dolgu uygulanması ile 1-2 günlük ağrı beklenir bu süreçten sonra diş sağlığı normale döner. Ancak çeşitli hallerde kanal tedavisinin etkisiz olması, enfeksiyonun giderilememesi ve fark edilememesi gibi durumlar ağrı görülmesine neden olabilir. Tüm bunların yanında kanal tedavisi başarılı sonuçlandıktan sonra da tıpkı diğer sağlıklı dişlerde olabileceği gibi kanal tedavisi gören dişte yeniden bir enfeksiyon, çürüme ve ağrı görülebilir.

Hamilelere Kanal Tedavisi Uygulanabilir mi?

Kanal tedavisi lokal anestezi gereken bir tedavi yöntemi olduğundan hamile olan hastalarda uygulamanın belirli standartlar altında ve dikkatli bir şekilde gerçekleştirilmesi, anestezi maddesinin özel olarak seçilmesi gerekir.

Kanal Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Kanal tedavisi işlemi genellikle yarım saat ile bir saat arasında tamamlanabilen tek seanslık bir operasyon olmasına karşın kimi durumlarda hekim görüşüne bağlı olarak birkaç seansta da tedavi tamamlanabilir.

Kanal Tedavi Tehlikeli midir?

Modern tekniklerle gerçekleştirilen kanal tedavisi operasyonunun genel sağlık açısından herhangi risk oluşturan bir yönünün olmadığı görülmekte.

Kanal Tedavisi Çene Kemiğine Zarar Verir mi?

Kanal tedavisi operasyonu dişin pulpa dokusunda gerçekleştirilen şekillendirme ve doldurma işlemi ile tamamlandığından çene kemiği ile hiçbir ilişkisi olmaz ve çene kemiğine zarar verilebilecek bir ortam oluşmaz.

Her Çürük Diş Kanal Tedavisi İle Kurtarılabilir mi?

Kanal tedavisine uygun olduğu tespit edilen tüm çürük dişler kanal tedavisi ile temizlenip şekillendirilir ve dolgulanarak tedavi tamamlanabilir.

Kanal Tedavisi Kaç Seansta Yapılır?

Normal şartlar altında kanal tedavisi tek seansta tamamlanabilen kolay bir operasyon olmasına karşın kimi vakalarda pulpada meydana gelen enfeksiyonun sağlıklı bir şekilde temizlenebilmesi ve dolgunun düzgün bir şekilde yapılabilmesi için bir veya iki ekstra seansa ihtiyaç duyulabilir.

Kanal Tedavisi Sonrası Akut Alevlenme Nedir?

Kanal tedavisinde pulpanın şekillendirilip dolgu uygulamasının yapılmasından sonra dolgu için kullanılan materyalin buradaki dokular ile uyum sağlaması beklenir. Bu durumda vücudun otoimmun sistemi, canlı doku ile temasa geçen bu yeni materyalin ve uygulama esnasında pulpanın temizlenip şekillenmesine bağlı olarak reaksiyon vermeye meyilli olur ve kimi vakalarda akut alevlenme görülür ve hastanın ateşi yükselir. Bu durum genellikle 1-2 gün sürer.

Kanal Tedavisi Sonrası Burun Akıntısının Sebebi Nedir?

Kanal tedavisi sürecinde hastada diş dokusunda oluşan kanallar bir ilaç ile temizlenir. Uygulanan bu ilacın diş köklerinden sinüse ulaşması durumunda mukozalar harekete geçerek bu ilacın atılması için mukus üretir ve burundan akıntı gerçekleşir. Bu durum kısa süreli karşılaşılan doğal bir semptom olarak algılanır.

Kanal Tedavisi Yapılırken Acı Duyar mıyım?

Kanal tedavisi sırasında hastaya lokal anestezi uygulanır ve ağrı duymaması sağlanır bu nedenle de acı duyulması mümkün olmaz.

Kanal Tedavisi Yapıldıktan Kaç Saat Sonra Yemek Yiyebilirim?

Kanal tedavisi sonrasında hastanın dişini tıpkı sağlıklı dişlerinde olduğu gibi hemen kullanabilmesi mümkün olmasına karşın, bölgesel olarak yapının oturma süreci gerektiğinden aşırı sıcak veya soğuk besinlerin tüketilmemesi ve gıdaların bir süre kanal tedavisi gören dişin olduğu tarafta çiğnenmemesi önerilir. Eğer mümkünse 1-2 günlük periyotta yalnızca sıvı gıdaların tüketilmesi hasta açısından daha sağlıklı olur.

Kanal Tedavisinin Maliyeti Nedir?

Kanal tedavisinin masrafı genellikle 300 TL’den başlayan fiyatlarla tutmakta.

Kanal Tedavisini Devlet Hastanelerinde Yaptırabilir miyim?

Kanal tedavisi devlet hastanelerinde de gerçekleştirilen bir operasyondur.

Kanal Tedavisinde Hangi Malzemeler Kullanılır?

Kanal tedavisinde uygulanan dolgular kişiden kişiye değişebilir. Uygulanacak olan dolgunun hangi malzemeden olacağı hekim tarafından çürüğün büyüklüğünün ve uygulanacak olan malzemeye alerjiniz olup olmadığının tespit edilmesinden sonra belirlenir. Uygulanacak olan dolgu için kullanılan güncel malzemeler arasında; altın, porselen, kompozit, reçine ve amalgamdır. Kimi uygulamalarda; cıva, bakır, kalay, çinko alaşımlarına da başvurulabiliyor.

Kanal Tedavisi Olan Dişlerde Hassasiyet Oluşur mu?

Kanal tedavisi uygulanan dişler canlılıklarını kaybettiklerinden diğer dişlere kıyasla daha hassasiyetsiz olurlar ancak yine de dokunun canlı diş eti ile temas kurduğu noktaya yeni bir kanalın oluşması durumunda hassasiyet hissedilebilir. Bu hassasiyet diş ağrısı ve sızısı şeklinde değil diş etinde meydana gelen bir inflamasyonla kendisini belli eder.

Kanal Tedavisi (Endodonti) Ne Zaman Yapılmalıdır?

Her diş çürüğü kanal tedavisi gerektirmez. Diş kökünün tehlikeye girdiği durumlar kanal tedavisi için yeter şart olmakla birlikte, kanal tedavisini gerektirecek durumlar şunlardır:

  • Diş yüzeyinden başlayıp diş köküne kadar inen ve hatta diş kökünü tehdit eden çürükler,
  • Dolgu uygulamasından sonra dişteki ağrının ortadan kalkmaması,
  • Kökte meydana gelen kırılmalar ve yıpranmalar,
  • Pulpa hasarı gözlemlenmesi,
  • Dişlerin yeniden şekillendirilmesi sırasında,
  • Kist operasyonlarından sonra kanal tedavisi uygulanabilir. Yani kesin bir süre vermek için hastanın dişlerine ve ağız sağlığına bakılması gerekmektedir.
İlgili Bölümler
İlgili Hastalıklar