Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Diş Çürümesi

Diş Çürümesi Hakkında
Diş Çürümesi Nedenleri
Diş Çürümesi Belirtileri
Diş Çürümesi Teşhis Ve Tanı Yöntemleri
Diş Çürümesi Risk Faktörleri
Diş Çürümesi Komplikasyonları
Diş Çürümesi Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Diş çürümesi yaş ya da cinsiyet fark etmeksizin pek çok kişi tarafından karşılaşılan bir durumdur. Ağızda ve dişlerde farklı alanlarda olduğu gibi mikroorganizmalar ile karşılaşmak mümkün olabilmektedir. Gün içinde tüketilen yiyecekler içecekler ya da sigara alkol tüketimi ise diş çürüklerinin hızlanmasına da neden olabilmektedir. Diş üzerinde oluşan plaklar ise tamamen bu faktörlerden dolayı kaynaklanmaktadır. Diş üzerinde bulunan plaklar ise doğru bir şekilde fırçalanmadığında zaman içinde diş çürümelerine neden olmaktadır. Diş minesini tahrip ettikten sonra çok daha derinlere işleyen bu çürükler ise zaman içinde ağrı ya da sızıya neden olabilmektedir.

Diş çürümesine sebep olabilecek birçok durum vardır. Normalde uzmanlar tarafından tavsiye edilen diş fırçalama tekniği günde 3 defadır. Gün içinde tüketilen yiyeceklerden sonra dişler fırçalanmadığında ise diş tahribatı yavaş yavaş başlar. Diş çürümesinin önüne geçebilmek için ise düzenli olarak dişler fırçalanmalı ve diş ipi kullanımı gerçekleştirilmelidir. Diş çürümesinin genetik olduğuna dair de görüşler bulunmaktadır. Hatta anne ya da babada diş çürüğü söz konusu ise çocuklarda da görülebilmektedir. Bu nedenle pek çok kişinin daha çok erken yaşlarda dişlerinde çürümeler görülmektedir. Bu çürükler ise ön dişlerde olabileceği gibi kök dişlerde de gerçekleşebilmektedir.

Çürükler dişlerde boşluklara yol açan bir süreçtir. Bu, ağızdaki bakteri, emayeyi ve dişlerin iç kısmını sardığında ortaya çıkar. Çürükler tedavi edilmezse ağrıya, enfeksiyona ve diş kaybına neden olabilir. Profesyonel diş temizliği ve muayenesi, şekerde yüksek gıdalardan kaçınma, düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanma ile diş çürümesini kolayca önleyebilirsiniz.

Bakterilerin ve gıda kalıntılarının temasa geçmesi çürüğe neden olur. Dişler üzerinde plak denilen yapışkan madde bakteri içerir ve diş ve diş etlerinde oluşur. Bakteriler yediğiniz yiyeceklerde şeker ile beslenir ve asit üretirler. Asit yedikten sonra 20 dakika içinde dişleri parçalamaya başlar. Çocuklara da çürümeye neden olabilen bakteriler, ağız yolu ile geçebilmektedir. Bu durumlar genellikle aynı tabakta bulunan yemekler üzerinde ortaya çıkmaktadır. Bu, kaşık, çatal veya çocuklu yemek paylaştığınız zaman da olabilmektedir. Bu bulaşıklar üzerinde tükürük oluşur ve tükürüklerin üzerinde de bakteriler çoğalmaya devam etmektedir. Öpüşmeye bağlı olarak da çürüklerin sahip olduğu bakteriler, sağlıklı bireylere geçebilmektedir. Eşinizin bu durumda korunması için dişlerini sık sık fırçalaması ve diş ipi kullanması gerekmektedir. Bu gibi durumlar yalnızca eşlerde değil, çocuklarda da olabilmektedir. Farklı kültürlerde çocukları dudaktan öpme gibi bir alışkanlık bulunmaktadır. Bu alışkanlık bazen kötü sonuçlara yol açabilmektedir. Vücut salgıları ile bulaşabilen hastalıkların tamamı, bunun gibi durumlarda bulaşmaktadır. Eğer diş çürüğünüz bulunuyorsa, yakın temastan uzak kalınmalıdır. Aksi takdirde diş sağlığı çok iyi olan kişilere de bu bakterileri bulaştırabilirsiniz.

İnceleyen ve Onaylayan : Dt. Mustafa Sercan Akat

Diş Çürümesi Hakkında

Diş çürümesi genellikle asitli ya da şekerli gıdaların tüketilmesinden kaynaklanmaktadır. Diş minesi bu asit ve şeker birikimi yüzünden hızlı bir şekilde zarar görmekte ve sonrasında farklı derecelerde diş çürükleri oluşmaya başlamaktadır. Bazı diş çürükleri dışarıdan bakıldığında görülmemekte; ancak dişte sızı ya da ağrı olabilmektedir. Bu durumda dişin içten çürüdüğünden şüphelenebilirsiniz. Farklı bir diş çürüğü dişin zamanla renk değiştirmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu tür çürüklerde koyu kahverengiye çalan bir renk ile karşılaşılmaktadır. Bir sonraki aşamada ise diş çürüğü yavaş yavaş yayılmakta ve dişi tamamen ele geçirmektedir. Eğer bu tür çürüklere zamanında müdahale edilmez ise diş kayıpları yaşamak mümkündür.

Diş çürüğü genellikle birkaç ay veya yıl içinde ortaya çıkmaktadır. Bu durum, bakterilerin işlerini oldukça yavaş bir süreçte yapmalarından kaynaklanmaktadır. Disintegrasyon, yani ağızda bulunan bakteri sayısı yemekten sonraki ilk 20-30 dakika içinde arttığında başlar. Bakteriler, dişin sert mineral tabakasını aşındıran bir asit üretir. Dişlerdeki boşluklar, asitlerin neden olduğu hasardan, dişin geri yüklenebileceği aşınmadan oluşur. İlk aşamada çürük oluştuğunda, lezyon alanı küçüktür ve diş yüzeyine nüfuz etmez. Çürük diş bakımı ile durdurulabilmektedir. Buna örnek olarak diş hekiminiz diş üzerinde flüorür uygulayabilir. Çürükler dişin içine girdiğinde ve bir çukur oluşturduğunda, çürümeyi durdurdurmak için bir diş dolgusuna ihtiyacınız olacaktır.

Dişin yumuşak dokuları parçalanmaya başlarsa, diş büyük ihtimalle ölecektir çünkü yumuşak dokular dişleri besleyen sinirleri ve kan damarlarını içerir. Çürük dişler öldükten sonra kökün sonunda bir apse oluşabilir. Apseye bağlı olarak dişin bulunduğu damakta ve yanakta şişmeler oluşur. Bu şişlik esnasında hasta herhangi bir ağrı hissetmez ancak diş köküne baskı uygulandığında şiddetli bir ağrı oluşmaktadır. Bunun sebebi ise diş çürümesinin, diş köküne kadar ilerlemiş olmasıdır. Bu durumda dişin çekilmesi en sağlıklı tercih olacaktır. Tedavi edilmeyen çürükler daha ciddi sorunlara neden olur ve dişeti hastalığına yol açabilir. İnsan vücudunun ürettiği tükürük, çürüme sürecinin ilerlemesini yavaşlatmakta ve hatta engel olmaktadır. Tükürük genel anlamda diş çürümelerinin önlenmesine yardımcı olur. Bu, bakterileri besleyen yapışkan tatlı yiyecekleri yıkayarak asit tarafından oluşan diş hasarını azaltır.

Tükürükte bulunan mineraller de dişin geri kazanılmasına yardımcı olur. Ancak bu süreç doğal bir tedavi olarak nitelendirilse de ilaç tedavisi ya da cerrahi bir operasyon gerektirebilir. İlerlemiş olan diş çürükleri genellikle doktorun uygulayacağı kanal tedavisi, implant ya da diş çekimi ile çözülmektedir. Ancak dişlere iyi bakılması ile bu sorunların önüne tamamen geçilebilmektedir. Diş çürükleri tıpta aşamalar halinde değerlendirilir. Her hekim ise bu aşamalara göre tedavi yöntemi uygulamaktadır. Dişin ne kadar oyulduğu ya da ne kadar çürüdüğü ise tedavi yönteminin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.

Diş çürümesini tedavi edebilmek için kanal tedavisi ya da dolgu gibi pek çok yöntem yaygın olarak kullanılmaktadır. Uzun yıllardan beri uygulanan dolgular çok da sağlıklı olmadığından kanal tedavisi daha çok tercih edilmektedir. Dişler için implant gibi tedavi yöntemlerinden de bahsetmek mümkündür. Özellikle diş kayıpları yaşandığında oluşan oyuklar için implant uygulaması da oldukça yaygındır. Damak üzerine yerleştirilen bir vidanın, önce vücut tarafından kabul edilip edilmeyeceği test edilmekte ve sonrasında uygulamaya geçilmektedir. Yani diş çürüğü nedeniyle kayıplar yaşayan kişiler bu alternatiflerden faydalanarak dişlerini kurtarabilmektedir.

Diş Minesi Nedir?

Diş minesi, dişin en üst tabakasıdır ve son derece kuvvetlidir. Ağza giriş yapan mikroorganizmalar kısa bir zaman içinde diş minesini kemirmeye başlayarak çürük oluşumunu ilerletir. Aslında diş minesi son derece dayanıklıdır; fakat dişlerin bakımları düzenli bir şekilde yapılmadığında mine bir süre sonra dayanıksızlaşmaya başlayacaktır. Hatta pek çok kesim dişinin çürüdüğünün farkına bile varmaz. Bu durumun nedeni ise diş çürümesi başladığında, diş minesinden sonra dentin adı verilen tabakaya ulaşmaktadır. Dentin tabakası ise mine kadar güçlü olmadığından çürük oluşumu daha da hızlanır. Diş minesi yalnızca belli alternatifler ile koruma altına alınabilmektedir. Bunlar ise düzenli ve devamlı olarak sağlanan ağız bakımlarıdır. Her yemekten sonra dişlerin fırçalanması diş ipi kullanımı şekerli ve asitli gıdalardan uzak durmak ise çürük oluşumunu engellemek konusunda önemli faktörler arasında yer alır.

Diş minesi, pek çok faktörden dolayı zarar görebilmektedir. Kısa bir süre içinde zarar görebilen bu yapı zaman içinde çürüklere neden olmakta bu durum da zaman içinde ağrı ve sızıları beraberinde getirmektedir. Diş çürümesini tamamen ortadan kaldırmak elbette mümkün değildir. Çünkü genetiğin de çürük üzerinde etkisi oldukça fazladır. Özellikle süt dişleri değişmeden önce genetik faktörlerden etkilenebilmekte ve diş çürükleri ile karşılaşılabilmektedir.

Diş Nasıl Çürür?

Diş çürümesi, diş minesinden başlamakta ve zamanla diş köküne kadar ilerlemektedir. Hatta dişin tamamen tahrip olması ise zaman içerisinde gerçekleşmektedir. Mineden başlayarak dentine, oradan da diş köküne yayılan mikroorganizmalar zaman içinde tamamen diş yıkımına neden olabilmektedir. Aslında dişte tahribata neden olan maddeler; karbonhidratlı gıdalar, kola, çikolata ya da şekerlemelerdir. Tüm bu yiyecekler yüzünden oluşan hasarlar, diş çürüğü anlamına gelmektedir. Bu nedenle de dişlerin düzenli olarak bakımının yapılması tavsiyeler arasında yer alır.

Diş çürükleri yaygın olarak küçük yaşlarda başlar. Bunun en büyük nedeni ise çocukların diş fırçalama alışkanlığının olmaması ve şeker ya da çikolata gibi gıdaları çok tüketmelerinden kaynaklanmaktadır. Süt dişleri değiştikten sonra da bu alışkanlıklar devam ettiği takdirde aynı sorunlar yineleyecektir. Dişlerinizin çürümemesini ya da diş kaybı oluşmamasını istiyorsanız mutlaka florürlü diş macunları tercih etmeli ve kimyasal bulunan diş macunlarından kaçınmalısınız. Dişin çürümesinde bir diğer etken ise hamilelik döneminde yaşanan kalsiyum eksikliğidir. Bebeğin kalsiyumu tamamen ya da kısmen emmesi sonucu dişler güçsüz kalmakta ve diş çürükleri ortaya çıkmaktadır. Diş çürüklerinin oluşumunun engellenebilmesi için hamilelik döneminde kadınların mutlaka kalsiyum takviyesi almaları gerekmektedir. Diş çürümesinin temelini oluşturan mikroorganizmalardan tamamen kurtulabilmek için ise mutlaka düzenli bakımın yapılması gerekmektedir. Ağız kokusu ve ağız boşluğu ile ilgili diğer problemler genellikle ağızda bakteriyel büyümeye neden olur. Sorunun zamanında giderilmemesi diş kaybına ve diş eti enfeksiyonlarına yol açabilir. Tüm ciddi sağlık problemleri gibi, oral problemleri önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. Eğer diş ve diş etlerinin sağlığını korumak isterseniz, bu bakterilerin enfeksiyonlarını önleyecek birkaç adım atmak en iyisidir. Uygun diş sağlığının ilk kuralı dişlerinizi günde iki kez fırçalamaktır. Yemekleriniz de önemlidir. Diyetiniz şeker ve işlenmiş gıdalarla doluysa, size hiçbir şeyin yardımcı olmayacağını söylemeliyiz. Şeker, dişlerin ve ağız sağlığınızın birinci düşmanıdır. Dişlerinizi zamanla yavaşça bozar ve bakterilerin iltihap ve enfeksiyonlara neden olmasını sağlar. Ağız sağlığını korumak için, çeşitli fındık tohum ve tahıllarda bulunabilen diyetinize A ve D vitaminleri eklemeniz gerekir. Ancak öncelikle içlerindeki fitik asit içeriğini ortadan kaldırmak ve dişleriniz için daha güvenli hale getirmek için suya batırmak gereklidir. Dişlerinizi düzenli olarak fırçalamıyorsanız ve diş ipi kullanmıyorsanız, diş plağı ve bakterileri dişlerinizde büyür. Günde iki kez dişlerinizi fırçalamak ve günde bir diş ipi kullanmak, plağı dişlerin yüzeyinden, dişlerin arasından ve diş etlerinin altından çıkarmaya yardımcı olur. Plak küçüldükçe, daha az bakteri dişlerinizi aşındıran bir asit üretir. Diş hekimi profesyonel temizlik eksikliği de baskının büyümesine izin verir. Bunun yanı sıra tartar oluşumunun da önüne geçilmektedir. Diş hekimine temizlik ve muayene için düzenli olarak yapılan ziyaretler diş çürümesinin önlenmesine yardımcı olabilir; ayrıca, diş problemlerini ciddi hale gelmeden önce erken bir aşamada önleyebilir.

Şeker ve diğer karbonhidrat oranı yüksek olan pişirme usulü yapılan yemekler, tahıl, makarna ve ekmek tüketmek çürüğün sebep olduğu bakterilerin daha hızlı çalışmasını ve çürüğün bölgeye daha hızlı bir biçimde yayılmasını sağlar. Bakteriler bu tip yiyeceklerden beslenirler ve bu nedenle çok fazla sayıda ürün tüketmek diş çürümesini hızlandırır.

Kilolu olan insanlar genelde çok fazla yiyecek tüketmektedir. Kiloya neden olan şekerli ve yağlı yiyecekler, bakteriler için oldukça elverişli bir ortam sağlamaktadır. Buna bağlı olarak diş temizliğine de önem verilmiyorsa, dişin çürümesine sebep olan bakteriler, olağan dişi çürüttükten sonra sağlam dişlere de bulaşmaktadır. Flüorür diş çürümesini önler dişleri asitlere karşı daha dirençli hale getirir. Yerel su kaynağınız suyu florlaştırmıyorsa veya yeterince florlaşmıyorsa, flüorür içeren bir diş macunu kullanın. Ayrıca diş hekiminizle flüorür düzeyinizi arttırmanın diğer yolları hakkında konuşun.

Flüorür genel olarak diş minesini ve diş kökünü besleyen kalsiyum içeriklerine sahiptir. Bu madde aynı zamanda yoğurt peynir ve süt gibi ürünlerde de bolca bulunmaktadır. Diş sağlığının korunması için süt ürünlerinin tüketilmesi doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir. Bu sebeplerin yanı sıra bazı insanlarda ağız kuruluğu şikâyeti de ortaya çıkmaktadır. Ağız kuruluğu bir hastalık olarak nitelendirilmekte ve vücudun gereğinden daha az tükürük üretmesine sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak çürüme aşamasında bulunan bir diş, tükürüğe maruz kalmadan ağız içerisinde hızlı bir şekilde çoğalmakta ve çürütmekte olduğu dişi kısa bir sürede kullanılamaz hal getirebilmektedir.

Bu hastalık genellikle yaşlı bireylerde ortaya çıkmaktadır. Yaşın ilerlemesi ile vücut fonksiyonları körelir ve işlevini getiremez hale gelir. Bu durumdan tükürük bezleri de etkilenmektedir. Tükürük bezlerinden salgılanan tükürük, gereğinden az olduğu takdirde ağız içerisinde nem oranı azalmaktadır. Bu durumda bakteriler rahat bir şekilde çoğalabilmektedir. Bu hastalığın yanı sıra kullanılan bazı ilaçlar da ağız kuruluğu yapabilmektedir. Reçeteli ya da reçetesiz olan ilaçlar, tükürüğün azalmasına sebep olabilmektedir. Soğuk algınlığı, anti depresan ya da yüksek tansiyon hastaları kullandıkları ilaçlara bağlı olarak bu sorun ile karşı karşıya kalmaktadır. Bunun için hastaların kullanacakları ilaçlara prospektüsü dikkatli bir şekilde okuması ve doktor tavsiyesi ile ilaç kullanımı yapmaları gerekmektedir.

Ayrıca bazı insanların burnunda oluşan et, burundan nefes almayı kısmen engellemektedir. Bu hastalığa maruz kişiler, burundan nefes aldıklarında akciğerlere yeterli oksijen gitmez ve nefes darlığı yaşamaktadır. Bunun için de ağızdan nefes almak zorunda kalmaktadırlar. Burundan alınan nefes ile ağızdan alınan nefes aynı yapıya sahip değildir. Ağızdan alınan nefeste tüm mikroplar vücuda giriş yapmaktadır. Ancak burundan alınan nefeste bazı mikroplar ve havada uçan nesneler burun kıllarına takılarak vücuda giriş yapamaz. Burunda üretilen mukus da bu nesnelerin ve mikropların tutulması için oluşturulan bir salgıdır. Bu salgı sayesinde mikrop, vücuda giriş yapamaz ve işlevsiz hale gelir.

Diyabet hastaları da bu durumdan fazlasıyla etkilenebilmektedir. Diyabet hastaları, kan şekerini düzenlemek için yapay şeker iğnelerini vücutlarına uygulamaktadır. Olağan şeker düzeyi aşıldığında kişi fenalaşmakta ve kalp atışları hızlanmaktadır. Bu duruma bağlı olarak vücutta oluşan şeker, çürüme sürecinde olan dişi olumsuz yönde etkiler. Şeker yalnızca gıdalar yolu ile değil tüketilen ilaçlar ve yapay şeker takviyeleri ile de elde edilebilmektedir. Çürümekte olan diş şekere maruz kaldığında mikropların üreme süreci hızlanır ve dişi normalden daha kısa bir süre içerisinde tüketmektedir. Sonucunda diş kullanılamaz hale gelir ve şiddetli ağrılara sebep olur.

Derinliklerine Göre Çürükler

Diş çürümesi derinliklerine göre sınıflandırılmakta ve bu sınıflandırmalara göre de tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Uygulanacak olan bu yöntem belirlendikten sonra hasta için artık tedavi aşamasına biran önce başlanmış olunacaktır. İlk seviye çürükler diş minesinde oluşur ve kişiler tarafından çok fark edilmez. Sadece hafif bir siyahlık görülmekte ve bu çürükler kişileri fazla rahatsız etmemektedir.

Bir sonraki seviyede oluşan diş çürükleri ise diş minesinden dentine geçmektedir. Biraz daha kuvvetli olan bu seviyede diş minesi çoktan delinmiştir ve çürük yavaş yavaş alt dokulara inmeye başlar. Bir sonraki aşama, dentin adan pulpaya varan diş çürükleridir. Bu aşamada diş en fazla tahribatı görmüştür ve mutlak suretle müdahale edilmesi de gerekmektedir. Pulpaya inen diş çürüklerinde çok daha farklı tedavi yöntemlerine başvurulmaktadır. Dişin kurtarılması ise dişte polip oluşumuna göre farklılık gösterebilmektedir.

E1 Aşaması

Diş çürümesi için yapılan tedavilerde E1 aşaması, mine seviyesinde olan diş çürükleri için uygulanmaktadır. Bu çürükler kişiler tarafından çok fazla fark edilmediğinden dolayı büyük sorunlar da ortaya koymamaktadır. Diş minesinde oluşan ufak çaplı çürüklerde dolgu önemli bir tedavi yöntemidir. Dentine varmamış olan çürükler özel cihazlar ile temizlendikten sonra dolgu malzemesi sürülerek dişin çok daha ileri safhalarda çürümesine engel olunmaktadır. Özellikle yüzeysel çürükler bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Dolgu rengi olarak siyah ya da beyaz tozlar kullanılır. Dolgunun altına tükürük kaçması sonucu dolgu tutmayabileceğinden mutlaka dikkat edilmeli ve uzman bir hekim tarafından uygulanması gerekmektedir.

E2 Aşaması

Diş çürümesinin ikinci aşaması ise E2 aşamasıdır. Bu aşamada diş çürüğü mine seviyesindedir. Mine seviyesinde olan diş çürükleri, jel kullanımı sağlayarak kurtarılabilmektedir. Bu tür çürüklerin tedavisinde önce diş yüzeyinde bulunan çürükler uzaklaştırılmakta ve sonrasında uygulamaya geçilmektedir. Özellikle kullanılan jellerin en büyük avantajı, dişin çok kısa bir süre içinde kurtarılabilmesidir. Jel tabaka halinde sürüldükten sonra belli bir süre beklenmekte ve diş belli bir süre sonra kendisini yenilemektedir.

D1 Aşaması

Dentin seviyesindeki çürükler D1 aşamasında yer alır. Bu aşamada diş çürüğü artık dentin seviyesine ulaşmıştır. Diş çürümesi bu aşamada tam olarak gerçekleşmiş sayılır. Dentin aşamasına ulaşmış olan çürüklerde fissür örtücü kullanılabilirken jel kullanımı da sağlanabilmektedir. Bu iki yöntem de dişi kurtarmaya yardımcı olmaktadır. Fakat bu aşama, dolgu yapmadan kurtarma sağlanabilecek tek aşamadır. Yeni başlayan diş çürüklerinde yaygın olarak kullanılan bu yöntem kısa bir süre içinde çözüm sağlayabilmektedir. Bu nedenle de pek çok uzman tarafından daha çok bu yöntem tercih edilmektedir.

D2 Aşaması

Dentinin derinliklerine kadar uzanmış; fakat henüz pulpaya ulaşmamış olan diş çürümesi D2 aşaması olarak değerlendirilir. Bu aşamada genellikle dolgu uygulaması yapılmaktadır. Dişte genel anlamda ağrı ya da zonklama gibi durumlardan bahsedilebilir. Hatta pek çok kişi gece uykuya yattığında sızı ve zonklama şikâyeti ile diş hekimlerine başvururlar. Özellikle uzun zaman müdahale edilmeyen diş çürüklerinde bu tür şikâyetler daha da yaygındır. D2 aşamasında diş çürüğü belli malzemeler ya da ekipmanlar ile dişten kazınır ve çıkarılır. Çürükten temizlenen bu bölgeye uzmanlar tarafından hazırlanmış olan dolgu malzemesi enjekte edilir. Donması beklenen bu malzeme, hem ağrıyı hem de hassasiyeti azaltırken aynı zamanda dişin yeniden çürümesini de engeller. Kanal tedavisine ihtiyaç duyulmayan diş çürüklerinde genellikle bu yönteme başvurulmaktadır.

D3 Aşaması

Diş çürümesi pulpaya kadar vardığında D3 aşaması gerçekleştirilmektedir. Bu aşamada çürükler artık son tahribatları ortaya koymaktadır. Pulpaya varan çürüklerde tek tedavi şekli kanal tedavisidir. Kanal tedavisi, son aşamaya gelen çürükler için uygulanan tedavi yöntemidir. Bu tedavi yönteminde diş içindeki tüm çürükler profesyonel ekipmanlar yardımı ile oyulur ve içerisine pamuk ile birlikte özel bir sıvı doldurulur. Hatta dişte bulunan sinirler de alınarak tam tedavi sağlanmaktadır. Bu sayede ileride oluşabilecek diş çürüklerinin ve kırılmaların da önüne geçilebilmektedir. Diş çürümesine karşı uygulanan kanal tedavileri uzmanlar tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Bunun nedeni ise en doğru ve kaliteli tedavi yönteminin kanal tedavisi olmasıdır.

Diş Çürüğü Tedavisi

Diş çürümesi sonucunda uzmanlar dişin çürük aşamasına göre tedavi yöntemleri belirlemektedir. Bu tedavi yöntemleri ise dişin tahrip olma durumuna göre farklılık göstermektedir. Dentine ulaşmamış ve sadece yüzeyde kalmış olan diş çürükleri için jel tedavisi uygulanabilirken, dentine ulaşmış olan çürüklerde dolgu tavsiye edilmektedir. Son aşama olan pulpaya varıldığında ise genellikle kanal tedavisi tercih edilmektedir. Uzmanlar öncelikli olarak dişin durumunu değerlendirmekte kategorize etmekte ve sonrasında ne yapılacağı konusunda hastayı bilgilendirmektedir. Çürümenin başlaması üzerinden ne kadar zaman geçtiği ya da hastalığın hangi aşamaya kadar ilerlediği gibi durumlar da elbette tedavi yöntemlerini etkiler. Artık tamamen tahrip olmuş ve kanal tedavisi ile kurtarılamayacak derecede ilerlemiş olan çürüklerde ise diş çekimi gerçekleştirilebilmektedir. Elbette bu son çaredir ve pek çok hekim tarafından gerek duyulmadıkça tekrarlanmaz. Diş çürümesinde kanal tedavisi esnasında tüm çürükler temizlenmekte ve dişteki sinir alınmaktadır. Bu sayede hasta, tedavi esnasında ağrı ya da sızı hissetmediği gibi sonraki aşamalarda da sorun ile karşı karşıya kalmamaktadır. Tedaviden sonra batma ya da ağrı gibi yan etkiler ise tamamen geçicidir. Dişe alışma evresi atlatıldıktan sonra çürük ile ilgili herhangi bir sorun kalmaz.

Diş çürümesi için en çok tercih edilen yöntemlerden bir diğeri de hiç kuşkusuz dolgudur. Dolgu, siyah ya da beyaz renkli yapılabilir. Bu renk ise içerdiği maddeye göre farklılık göstermektedir. Dolgu yapımı esnasında diş arasına tükürük kaçması ya da dolgu yapılan alanın ıslanması gibi nedenlerden dolayı dolgu ilerleyen dönemlerde düşebilmektedir. Hatta bu işlem uygulandıktan sonra hastaların sert gıdalardan ya da yapışkan gıdalardan uzak durmaları gerekir. Bu tür durumlar dolguların yerinden çıkmasına neden olabilir.

Diş çürümesinin tamamen ortadan kaldırılması çeşitli tedavi yöntemleri ile sağlansa bile tamamen harap olan dişler için tek yöntem dişin çekilmesidir. Pek çok kişi ise dişini kaybetmeyi istemediğinden dolayı bu alternatifi tercih etmemektedir. Özellikle uzun yıllar diş çürüğü ile mücadele etmiş ve diş kayıplarına uğramış olan kişilerin kesinlikle tercih nedeni değildir. Diş çekildikten sonra arada oluşan boşluk için implant seçeneği de yer almaktadır; fakat implant için kullanılan vidalar çene tarafından kabul görmeyebilir. Bu gibi durumlarda ise çenede bulunan boşluğun o şekilde kalması gerekmektedir. Yağ ile dişleri durulama yöntemi uzun zaman boyunca kullanılan bir diş çürüğü tedavisi yöntemidir. Bu eski teknik, bakterileri yok etmek ve ağız sağlığınızı iyileştirmek için ağızda küçük bir hindistan cevizi yağı kullanılmasını içerir. Ağız boşluğunu 20 dakika boyunca durulamak, sonra tükürmek ve ılık su ile durulamak gerekir. Bu uygulamanın en başlarında 20 dakika oldukça uzun bir süre olarak nitelendirilmektedir. Başlarda kendinizi alıştırmak için kısa süreler ile başlayın ve süreyi gittikçe artırmaya çalışın. Yağ dişlerde bulunan zararlı maddeleri en rahat temizleyen ve dişleri arıtan maddeler arasında yer almaktadır. Dişlerinizin sağlığı için, bu yöntemi uygulayabilirsiniz.

Doktorların önerilerine göre şeker vücutta ihtiyaç duyulan ancak fazlasının oldukça zararlı olduğu bir maddedir. Şeker dişleriniz ve diş etleriniz için ciddi bir problemdir. Bu yüzden ondan uzak durmanız gerekir. Şeker, dişlerinizi içeriden zayıflatarak çürümeye zemin hazırlamaktadır. Ayrıca ağzınızda bulunan bakterileri sulandırır ve bu da hızla çoğalmaya neden olabilir. Şeker tüketildiği takdirde ağzın çalkalanması ve şeker tadının giderilmesi, olağan çürüme hızını oldukça yavaşlatacaktır.

Çeşitli besin maddelerinden zengin gıdalar tüketmek dişlerinizi ve diş etlerinizi güçlendirir. çürümeyi ve diş kaybını önler. Diyet süreçlerinde tüketilen yeşil yapraklı sebzelerin yanı sıra fındık, tohum, tahıl, hindistancevizi yağı ve avokado ekleyin. Belirtilen ürünleri bulamayanlar ise, şeker düzeyi az olan sebze ve meyveleri tercih edebilmektedir. Sebze sınıfında yer alan domates ve salatalık, sulu olmasının yanı sıra şeker açısından eksik olan sebzelerdir. Ancak sahip olduğu bu açıkları, sulu yapısı ve ağızda oluşturacağı tükürük miktarını artırması ile bilinmektedir. Ancak limon, portakal ve elma gibi meyvelerden uzak durulmalıdır. Bu meyvelerde şekerin yanı sıra asit de bulunmaktadır. Özellikle limonda fazlasıyla sitrik asit bulunduğundan, dişe vereceği zarar oldukça fazladır.

Diş çürümesi tedavisi açısından bu besinlerin tüketiminden uzak kalmak, en sağlıklı tercih olacaktır. Bu durum hiç tüketmemek değil, az tüketim olarak önerilmektedir. Sonuç olarak insan vücudunun her türlü vitamine ve maddeye sahip olması gerekmektedir. Bunların yanı sıra karbonat da dişlerin beslenmesinde ve güçlenmesinde önemli bir role sahiptir. Karbonat yapısı itibariyle az da olsa kalsiyum içermektedir. İçerdiği kalsiyum diş minesini ve diş kökünü besler ve çürüklere karşı koruma sağlamaktadır. Karbonatın sık kullanımı zarara yol açtığından bir çay kaşığının çeyreği kadar karbonat ile dişleri fırçalamak bu zararın önüne geçecektir.

Çürüme Başlangıcı

Diş çürümesi her ne kadar uzun bir zaman içinde oluşuyormuş gibi görünse de aslında kısa bir zamanda tamamlanmaktadır. Diş minesinden başlayan çürüklere zamanında müdahale edilmediği takdirde hemen dentine inecek, sonrasında ise pulpaya vararak tüm dişi tahrip edecektir. Bu nedenle diş çevresinde ya da üzerinde bir siyahlık ya da kahverengilik fark edildiği takdirde hemen bir uzmana başvurulması gerekir. Bazı çürükler ise aslında hiç yokmuş gibi görünür; fakat içten çürümeler gerçekleştiğinden dolayı hastalar fark etmeden dişi içten fetheder. Hatta bu tür çürüklerde sızı ve ağrı vardır; fakat hastalar dişin dış görünüşüne bakarak uzmanlara görünmeyi reddeder. Genellikle bir şey yerken, çürükten dolayı zayıflayan dişler kırılır ve çürük olan alan meydana çıkar. Bu gibi durumlarda ise iş işten geçmiş demektir.

Çürüme başlangıcının hem kişiler hem de uzmanlar tarafından en iyi şekilde takip edilmesi önemlidir. Çünkü bir ihmal durumu oluştuğunda diş çürümesi hat safhalara ulaşacak ve gereken önlemler de alınamayacaktır. Pek çok kişi ise ihmal nedeniyle dişlerinin çürümesine göz yummakta ve bunun sonucunda diş kayıpları ile karşı karşıya kalmaktadır.

Çürük Dokunun Uzaklaştırılması

Diş çürümesi sonucu tedavi seçeneklerinden birini tercih eden uzmanlar, öncelikli olarak diş çürüğünü dokudan ayırmak durumundadır. Bu durum, tedaviden sonra çürüğün içten içe yayılmasını ve dişi tamamen tahrip etmesini engellemektedir. Bu nedenle özel malzemeler kullanılarak çürük olan parça tamamen dişten kazınmaktadır. Dolgu ve kanal tedavisinde önce uyuşturucu iğneler vurularak hastanın acı ya da sızı çekmesi önlenmektedir. Bu işlemin ardından anguldruva adı verilen bir alet ile diş çürüğü tamamen temizlenir ve sonrasında hangi tedavi yöntemi uygulanacaksa uygulama aşamasına geçilir. Diş çürüğünün dişten uzaklaştırılması aslında meşakkatli bir iştir. Tabakalaşmış ve kalınlaşmış olan doku, kazıma yöntemi ile dişten çıkarılmaktadır. Bunu yapabilmek için ise profesyonel ekipmanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Diş çürümesini tamamen ortadan kaldırabilmek için kazıma işleminin de en iyi şekilde sağlanması gerekmektedir. Aksi takdirde tam bir işlemden söz etmek yanlış olur. Çürük doku dişte kalır ya da unutulursa tedavi başarısız olacak ve kalan çürük doku nedeniyle diş içten içe çürümeye devam edecektir. Eğer bu durum fark edilmez ise dişi kurtarmak da mümkün olmayacaktır.

Diş çürümesinin en önemli faktörlerinden biri de pulpaya varmış olmasıdır. Pulpaya varan diş çürüklerinde polipler oluşabileceğinden dolayı tedaviyi gerçekleştirmek ve çürük dokuyu dişten ayırmak da zorlaşmaktadır. Hatta tamamen tahrip olan dişlerde dişin çekilmesine kadar varabilmektedir. Tüm duvarları yıkılmış olan dişlerde damağın yarılması ile birlikte diş kökü çıkarılmakta ve tedavi en hızlı şekilde tamamlanmaktadır. Çürük işlemi genellikle yavaştır ve başlangıç, emayenin yüzeyinde küçük bir oyuğun oluşmasına yol açan beyaz bir leke görünümü ile işaretlenir. Bu sayede bakteri, mineden daha az sert bir doku olan dentine hızla ulaşır ve bu nedenle bakteriler tarafından üretilen asitler ile daha kolay çözülür. Hastalığın erken evrelerinde (küçük boşluklar) belirgin semptomlar saptanmaz. Bununla birlikte, daha ilerlemiş aşamalarda (daha derin boşluklar), şikayetler artan hassasiyet ve kötü nefes ile rahatsızlık, farklı uyaranların varlığında (sıcak, soğuk veya tatlı) ve hatta daha karmaşık durumlarda bile rahatsızlık yaşayabilir. Çok yoğun bir spontan ağrının ortaya çıkışı olarak adlandırılabilir. Bu olgularda çürükler dentin seviyesine ulaşmıştır ve semptomların daha da kötüleşmesiyle daha da kötüleşir.

Bir oyuğun veya dişin bir kısmının yokluğunu hissettiğinizde, büyük olasılıkla gelişmiş bir diş çürüğü lezyonuna sahip olacaksınız.

Çürüklerin erken dönemde saptanması kolay değildir ve genellikle sadece diş hekimleri tarafından yapılabilir. Eğer dişler (çukurları ve çatlak) üstündeki beyaz lekeler, sarımsı, kahverengi veya siyah gibi herhangi bir renk değişimi, fark ederseniz, diş hekiminize danışmalısınız. Diş ipleri diş ipi geçirerek, yakalandığı veya kaldığı zaman, dişler arasındaki çürük lezyonlar potansiyel olarak tespit edilebilir.

Diş Temizliği

Diş çürümesinin tamamen ortadan kaldırılabilmesi için uzmanlar tarafından temizlik aşamasına geçilmektedir. Bu aşama ise çürük olan doku ayrıldıktan sonra sağlanmaktadır. Çürük yapı, özel aletler ile diş içerisinden tamamen çıkarılır ve dişin içi özel ilaçlar ile yıkanır. Son derece meşakkatli olan bu aşamada hiçbir çürük parçanın kalmaması da oldukça önemlidir. Eğer çürük bir parça kalır ise kısa bir zaman sonra dişte içten içe çürümeler gerçekleşir. Bu durumun temel nedeni ise uzman olmayan hekimler tarafından işlem uygulanmasıdır. Diş temizliği aşaması da en iyi şekilde sağlandıktan sonra kalan tek nokta dişin doldurulmasıdır. Burada ise en uygun olan malzemeler tedavi yöntemine göre seçilmektedir.

Diş çürüğü yeteri kadar temizlenmez ise ağızda enfeksiyon gelişimi de oluşabilmektedir.

Bu nedenle işlemi yapacak olan kişinin son derece dikkatli ve deneyimli olması da önemlidir. Özellikle daha önce dolgu ya da kanal tedavisi yapmış olan ve bu alanda uzmanlığını tamamen kanıtlamış kişilerin bu işi yapması çok önemlidir.

İleri Evre

Diş çürümesi adı verilen durum, belli aşamalardan oluşmaktadır. Diş minesinden başlayarak zamanla pulpaya kadar varan bu olayda diş tamamen tahribata uğradığında ve kurtarılamaz duruma geldiğinde ileri evreye geçilmiş olur. Dişin kurtarılamadığı dönem ise dişin duvarlarının tamamen yıkıldığı ve son aşama olan kanal tedavisine geçişin yapılamadığı dönemdir. Özellikle uzun yıllar diş bakımı yapmamış ve diş tedavisini aksatmış olan kişilerde bu durum sıklıkla görülür. İleri evrede kanal tedavisi yapılamadığından ya da diş kökünde poliplere rastlandığından dişin çekilmesi uygun görülmektedir. Hatta çekilen dişten sonra oluşan boşluklar için çene ya da kemik yapısı uygun ise implant tedavisi uygulanabilmektedir. Diş çekimi tamamen uyuşturma işlemi yapıldıktan sonra dişin damaktan ayrılması işlemidir. İşlem yapılırken hastalar herhangi bir ağrı ya da sancı hissetmemekte ve operasyon başarılı bir şekilde tamamlanmaktadır. Hastaların en çok korktuğu nokta ise diş çekme işlemi gerçekleştirildikten sonra oluşacak boşluktur. Boşlukların doldurulması için ise farklı tedavi yöntemlerinden bahsetmek mümkündür.

Fissür Örtücü Uygulaması

Diş çürümesinin küçük yaşlardan itibaren önlenebilmesi için uygulanan diş aşısına fissür örtme işlemi adı verilmektedir. Fissürün ne olduğundan bahsedecek olursak, diş üzerinde bulunan girinti ve çıkıntılardan söz etmek mümkündür. Dişçiye gitmekten korkan ya da erken yaşta çürük oluşmasını istemeyen ebeveynler bu uygulamayı sıklıkla gerçekleştirmektedir. Fissürün üzerine kompozit adı verilen bir reçine uygulanmakta ve bu reçine sayesinde diş çürüklerinin önüne geçilmektedir. Fissür adı verilen tabakanın üzerine uygulanan reçineler genellikle 3 yaşından sonraki dönemde uygulanmaktadır. Özellikle süt dişlerinin çürümemesi ve ileride daha büyük problemler doğmaması için de son derece etkili yöntemler arasında yer alır. Fissürün üzerine uygulanan reçine tamamen sızdırmayı önlemek ve diş çürümesini engellemek için gerçekleştirilmektedir. Hatta bu anlamda yapılan çalışmaların kalitesi de çok önemlidir. Eğer uzmanlar sağlıklı bir örtme işlemi gerçekleştirmezse yüksek bir ihtimal ile dişlerde çürümeler daha da hızlanacaktır.

Dolgu

Diş çürümesi sonucu uzmanlar tarafından belli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinden biri ise hiç kuşkusuz dolgudur. Dolgu sayesinde çürükler dişten tamamen temizlendikten sonra doldurma işlemi uygulanmaktadır. Doldurma işlemi tamamlandıktan sonra ise çürüme tekrarlanmaz. Kanal tedavisinin çok da gerekli olmadığı durumlarda genellikle bu yönteme başvurulmaktadır. Siyah ya da beyaz dolgu içeriği nedeniyle farklı diş çürüklerine uygulanmaktadır. Hangi tip dolgunun uygulanacağı ise uzmanlar tarafından belirlenir. Dolgu, kullanılan malzeme ile ön plana çıkan tedavi yöntemlerinden biridir. Özellikle hekimler diğer tedavi yöntemlerinden çok öncelikli olarak bu yöntemi tercih etmekte ve uygulamaktadır.

Kanal Tedavisi

Diş çürümesi sonucunda değerlendirilebilecek bir diğer yöntem ise kanal tedavisidir. Kanal tedavisi, artık tamamen harap olmuş ve kurtarılamayacak duruma gelmiş olan dişlerde tercih edilmektedir. Bu işlem yapılırken uyuşturucu iğneler kullanılmakta ve bu iğneler ile damak tamamen uyuşturulmaktadır. Sonrasında ise oyma işlemi gerçekleştirilerek çürük olan bölge dişten tamamen uzaklaştırılır. Bir diğer önemli nokta ise sinirin alınmasıdır. Uzmanlar çürük olan dişe ait siniri çıkarmakta ve tedaviye sonrasında devam etmektedir. Kanal tedavisinde, çürük olan diş tamamen dişten uzaklaştırıldıktan sonra içerisine farklı dolgu malzemeleri yerleştirilmekte ve sonrasında dondurma işlemi başlatılmaktadır. Kanal tedavisi diş çürüğünün tedavisinde son derece etkili yöntemlerden biridir. Diğer dişler ile aralarında farklılık olmaması için düzleme aşaması da tamamlanmaktadır.

Diş Çürümesi Nedenleri

Diş çürümesi nedenleri arasında en çok gıdalar yer almaktadır. Asitli, şekerli ya da karbonhidratlı gıdalar diş çürümesine neden olmaktadır. Bu gıdalar diş üzerinde bir tabaka oluşturmakta ve zaman içinde diş minesini oymaya başlamaktadır. Sonrasında ise diş çürükleri meydana gelir. Bakımı yapılmayan dişlerde ise zaman içinde diş çürükleri pulpaya kadar iner ve diş tamamen tahrip olabilir.

Alkol ya da sigara kullanımının da yine diş üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Hatta bu iki maddenin diş çürümesindeki etkisi oldukça yüksektir. Bu çürükler ise tedavi edilmediği takdirde tamamen dişin kaybedilmesinden bahsetmek söz konusu olabilmektedir. Diş çürüğü, ağız kokusuna neden olabileceği gibi kötü bir görüntüyü de beraberinde getirmektedir. Bu sebeple de çürük tedavileri hep geç kalınmış tedaviler olarak kişileri karşılamaktadır.

Asitlerin Diş Minesinde Çözünmeye Neden Olması

Diş çürümesinin en önemli nedenlerden biri asitlerin diş minesinde çürümelere neden olmasıdır. Özellikle kola gibi asit bazlı içerikler zaman içinde diş minesinin zarar görmesine ve çürümenin alt tabakalara kadar yayılmasına neden olmaktadır. Asit adı verilen maddeler kısa bir süre içinde değil, zaman içinde çürümelere neden olmaktadır. Yeterli önlemler alınmaması ise tamamen çürümelere sebebiyet vermektedir. Bu nedenle de diş hekimleri her zaman hastalara diş ipi kullanımı ve florürlü diş macunu tavsiye etmektedir. En azından ağızda bulunan ve diş aralarına yerleşen gıdalar bu yöntemler sayesinde uzaklaştırılabilmekte ve diş çürümesi de engellenebilmektedir. Alkol de yine asit düzeyi yüksek olan içecekler grubunda yer alır. Düzenli olarak alkol kullanımı gerçekleştiren ve yeterli temizliği sağlamayan kişiler de zaman içinde diş çürükleri ile karşı karşıya kalabilmektedir.

Diş Çürümesi Belirtileri

Diş çürümesi belli belirtiler ile kendini göstermektedir. Diş üzerinde oluşan değişimler, diş renginin değişmesi, ağrı, sızı ya da zonklama gibi pek çok faktör diş çürümesinin belirtileri arasında yer almaktadır. Bazı kişilerde ise çürüme tamamlanana kadar ağrı ya da sızı görülmez. Özellikle çok ileri safhalarda bu durumdan bahsetmek söz konusu olabilir. Hastalık ile mücadele eden kişiler belirtileri fark ettikleri takdirde mutlaka uzman bir diş hekimi ile iletişime geçmeli ve kısa zamanda tedaviye başlamalıdır. Hastalığın sık görülen belirtileri ise aşağıda yer almaktadır.

Dişte Siyahlaşma

Diş çürümesi ilk olarak dişte siyahlaşma ile ortaya çıkmaktadır. Aşınan ve asitler yüzünden zarar uğrayan diş, tıpkı meyve ve sebzelerde olduğu gibi yüzeysel olarak çürümeye başlar. Hafif diş çürüklerinde bu lekeler son derece azdır; ancak önlemler alınmadığı takdirde siyahlaşmalar giderek daha da artmaktadır. Özellikle yeni çürüyen dişlerde 1-2 mm büyüklüğünde siyah lekeler ile karşılaşmak mümkündür. Diş çürümesinin tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için diş köküne kadar varması gerekir. Fakat diş yüzeyinde oluşan lekeler de diş çürüğü olarak nitelendirilmektedir.

Sıcak ve Soğuk İçeceğe Karşı Hassasiyet

Diş çürümesi sonucunda kişiler soğuk ya da sıcak içecekler ya da yiyecekler tükettiklerinde ufak sızlamalar yaşanabilmektedir. Bu durum artık diş kökünün yavaş yavaş hasasslaşması ve ortaya tahribatların çıkmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle yeni çürümeye başlayan dişlerde bu durum ile karşılaşma olasılığı çok daha yüksektir. Diş çürümesi ile birlikte oluşan diş hassasiyetlerinin önlenebilmesi için kişilerin mutlaka sağlıklı bir şekilde diş bakımlarını gerçekleştirmeleri önerilmektedir. Uzun bir zaman boyunca diş bakımını aksatmış olan kişiler soğuk içeceklere maruz kaldıklarında bu hassasiyet daha da artacaktır. Diş macunları ya da diş pastası ise daha çok hassasiyetlerin giderilmesini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.

Sızlama

Sızlama, diş çürüklerinde en yaygın görülen problemlerden biridir. Özellikle çürüklerin her geçen gün daha da yaygınlaşması ile birlikte sızılar da artmaktadır. Sızlamanın temel nedenleri diş minesinin zayıflamasından ya da tahrip olmasından kaynaklanmaktadır. Sızı durumunda kişilerin mutlaka soğuk ya da içecek kullanımını bırakması ve çürük tedavisi için harekete geçmesi gerekir. Sızlama için tedavide bulunmayan kişilerin çürükleri her geçen gün daha artmaktadır. Bu nedenle erken tedavi oldukça önemlidir.

Ağrı Hissi

Diş çürümesi belli bir zaman sonra ağrıya neden olmaktadır. Ağrılı olan diş çürükleri ise genellikle pulpaya kadar varmış olan çürüklerde görülmektedir. Dentine kadar gelmiş olan çürüklerde de ağrı görülebilir. Özellikle ağrı kesici kullanımı gerçekleştirmek belli bir süre çözüm sunmakta ve sonrasında ağrılar yeniden başlamaktadır. Diş çürümesi sonucunda oluşan ağrıların önüne geçebilmek için erken tedavi oldukça önemlidir. Erken tedavi ile hastalık kontrol altına alındığı takdirde ağrıların da önüne geçilebilmektedir. Ağrının temel nedeni çürüklerin diş sinirlerine ulaşmış olmasından kaynaklanmaktadır. Sinirler ile karşı karşıya kalan dişler yemek yendiğinde ya da bir şeyler içildiğinde ağrı yapmaya başlamaktadır.

Ağız Kokusu

Diş çürümesi sonucunda ağız kokusu yaygın olarak görülmektedir. Çürüyen dişler zaman içinde siyahlaşmakta ve mikroorganizmaların yayılması nedeniyle ortaya ağız kokusu çıkmaktadır. Ama bu durum sadece çürük dişlerde meydana gelir diye düşünülemez farklı bir sebepten dolayı da ağız kokusu olabilir. Bunun nedeni ise çok daha farklıdır. Mide kaynaklı problemlerden dolayı da ağız kokusu ile karşılaşmak mümkün olabilmektedir. Çürük dışında oluşan ağız kokuları ile mideden kaynaklanan ağız kokuları birbirine karıştırılmamalıdır. Bu gibi durumlarda ise kişilerin mutlaka uzman bir diş doktoruna başvuruda bulunarak kokunun kaynağını tespit etmeleri gerekmektedir.

Diş Çürümesi Teşhis ve Tanı Yöntemleri

Diş çürümesinin teşhis edilmesi iki yol ile yapılır. Bilindiği üzere diş çürüdüğünde hastaya çeşitli belirtiler verir. Bunlar ağrı, iltihaplanma, diş fonksiyonlarında kayıplar ve renk değişimleri olarak kendini gösterir. Bu şikayetler ile doktora başvurulması, diş çürümesinin teşhis edilmesi sürecinin başlangıcıdır.


Doktor, hastanın ilgili şikayetlerle kendisine başvurmasından sonra göz ile muayeneye başlar. Diş çürüğünün en azından görünen bölgelerdeki en net belirtisi bölgeyi kahverenginden siyaha varan şekilde renk değişimine uğratmasıdır. Bu belirtinin göz ile görülebiliyor olması, diş çürüğü tanısının koyulabilmesi için yeterlidir. Bu aşamadan sonra diş doktoru, çeşitli araçlar kullanarak çürük bölgesinde yumuşama olup olmadığını kontrol eder. Eğer yumuşama da varsa çürüğün yüzeysel olmadığı ortaya çıkar.

Bazı durumlarda çürüğün renk belirtisi vermemesi söz konusu olabilmektedir. Ağrı, diş fonksiyonlarında kayıplar gibi belirtilerin varlığı durumunda diş röntgeninin çekilmesi gerekir. Dişin içten çürüyüp çürümediği ancak bu röntgen sayesinde belli olmaktadır. Tanının doğru ve tam olarak yapılamadığı durumlarda çürük, dişin sinir yapısına doğru ilerleyerek çok büyük ağrılara sebep olur.

Diş Röntgeni

Göz ile yapılan muayenede ortaya çıkarılamayan çürüklerin tespit edilmesi amacıyla uygulanan görüntüleme tekniğidir. Göz ile yapılan muayenede çürük tespit edilse dahi birçok hastadan diş röntgeni istenmektedir. Çekilen röntgen ile diş yapıları, çene yapısı ve dişetleri ile ilgili tam bilgi elde edilir. Sağlıklı diş yapıları açık tonlu iken çürük diş yapıları koyu tonlu olarak görülür. Bu görüntüleme tekniği sayesinde elde edilen bilgiler doğrultusunda çürümenin varlığına dair kesin kanıtlar elde edilmiş olur.

Çekilen röntgenin verdiği görüntüler hastalığın tam ve doğru olarak tedavi edilebilmesi için hayati önem taşır. Çürükler genelde yayılmacı olduğundan dolayı tüm çürük yapısının tek seansta veya birkaç seansta temizlenmesi gerekmektedir. Film sayesinde uygulanacak seans sayısı da büyük ölçüde belli olur. Eğer kanal tedavisi gibi ileri tekniklere ihtiyaç var ise bu yöntem ayrı ayrı dişler için röntgen çekilmesi şeklinde de cereyan edebilir.

Diş Çürümesi Risk Faktörleri

Diş çürümesi genellikle küçük yaşlarda daha sık görülmektedir. Şeker, çikolata, karbonhidratlı gıdalar ya da asit oranı yüksek olan içecekleri tüketen çocukların dişleri çok daha hızlı bir şekilde çürümektedir. Bu nedenle de diş çürükleri, erken yaşta ağız kokusu ya da ağrıya neden olabilmektedir. İleriki yaşlarda diş çürümesi olmayacağına dair bir durumdan bahsetmek de mümkündür. Diş bakımlarını yeterince yapmayan ve diş ipi kullanımı gerçekleştirmeyen erişkinlerde de bu durum sıkça gözlenir. Diş çürümesi hamilelik dönemindeki kadınlarda da fazla görülmektedir. Bebeğin, annede bulunan kalsiyumu emmesi ve annenin yeteri kadar kalsiyum takviyesi almaması sonucunda diş çürükleri meydana gelebilmektedir. Diş çürümesi ile başa çıkmak isteyen anne adaylarının ise mutlaka bu dönemde kalsiyum takviyesi almaları gerekmektedir. 40 yaş ve üzeri kişilerde de diş çürümesi gözlenebilir. Daha farklı hastalıklar ya da kalsiyum açısından eksik beslenmeler, bu dönemlerde çürümeleri ortaya çıkarabilmektedir. Diş çürümesi konusunda diğer risk faktörleri ise aşağıda detaylı bir şekilde yer almaktadır.

Tüketilen Besinler

Tüketilen besinlerin diş çürüğü üzerinde çok büyük bir etkisi bulunmaktadır. Karbonhidratlar, asitler ve şekerler en hızlı şekilde diş çürümesine neden olmaktadır. Beslenmenin diş üzerindeki etkilerinden bahsedecek olursak mutlaka dengeli ve düzenli beslenmesi, sonrasında ise tüm ağız bakımlarının da en düzenli şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Diş çürümesi ile başa çıkmanın en kolay ve etkili yolu, daima tüketilen besinlere dikkat etmek şeklinde olacaktır.

Dişleri Temizlememek

Dişlerin temizliğinin yeteri kadar sağlanmamasından dolayı diş çürükleri meydana gelebilmektedir. Diş ipi ya da diş macunu kullanımı gerçekleştirmemek, ağız bakımının yeterli derecede yapılmadığı anlamına gelmektedir. Bu nedenle tam olarak önlem alabilmek için öncelikli olarak ağız bakımının sağlanması gerekmektedir. Ağız bakımı için sadece diş ipi ya da diş macunu kullanmak da yeterli değildir. Ağız için özel olarak üretilmiş olan gargaralar kullanılırken, dil temizliği de tam olarak sağlanmalıdır. Ağız temizliği günde 3 defa yemeklerden sonra gerçekleştirilmelidir. Kaliteli ve içeriği zengin olan hem florürlü hem de kalsiyumlu diş macunları tercih edilmelidir. Diş etlerinin kanamaması ve mikroorganizmaların yerleşmemesi için orta sertlikte diş fırçası kullanılması gerekmektedir. Bu tür uygulamalar uzun vadeli koruma sağlayabileceği gibi çürümelerin de önüne geçebilmektedir. Diş çürümesi yaygın olan problemler arasında bulunduğu için kesinlikle tüm önlemlerin alınması gerekmektedir.

Stres

Stres, diş çürümesinde oldukça önemli faktörler arasında yer almaktadır. 18 yaş altındaki çocuklar stresten kaynaklı olarak içlerine kapanmakta ve ağız bakımlarını ihmal etmektedir. Bu nedenle de diş çürükleri çok daha hızlı bir şekilde ilerlemekte ve dişleri ele geçirmektedir. 18 yaş üstündeki hastalarda ise strese bağlı ağız kuruluğu oluşmakta ve bu kuruluklar nedeniyle diş üzerinde koruyucu tabaka oluşumu gerçekleşmemektedir. Bunun sonucunda ise dişler çok daha hızlı bir şekilde çürümeye devam etmektedir. Diş çürümesi ile stresin yakından alakalı olduğu pek çok uzman tarafından açıklanmıştır. Strese bağlı diş çürükleri ise bakım yapılmamış diş çürüklerine oranla çok daha fazladır.

Diş Çürümesi Komplikasyonları

Çürüğün oluşmasından sonra hastalarda belli komplikasyonlar gelişebilmektedir. Bu komplikasyonlar ise belli bir dönem rahatsızlık vermeye başlamaktadır. Hatta bu komplikasyonlar diş tedavi edilene kadar da varlığını sürdürmeye devam eder. Yaygın olarak gözlenen komplikasyonlar ise aşağıda detaylı bir şekilde yer almaktadır.

Ağrı

Diş çürümesi sonucu en yaygın görülen komplikasyonlardan biri ağrıdır. Ağrı, hem dentine hem de pulpaya varmış olan çürüklerde yaygın olarak görülmektedir. Çürüklerin aşaması ise ağrının boyutunu da ortaya koyar. Hafif siyah olan ve sadece diş minesinde görülen çürüklerde ağrı gözlenmez. Fakat dişin çürüğü derinlere varmaya başladıkça ağrının şiddeti daha da artmaktadır. Diş çürüğünün içine yemek kaçması ve çürük olan bölgeye bası uygulanması sonucunda, yemek o alandan çıkarılana kadar ağrı sürmeye devam eder. Hatta bazı zamanlarda çürük olan bölgeye yemek kaçmadığı halde ağrı gözlenebilmektedir. Ağrıların en yaygın olduğu zamanlar ise gece saatleridir. Zonklama ile başlayan ağrılar zaman içerisinde çok daha şiddetli bir hal almakta, sonrasında ise dayanılamayacak bir duruma gelmektedir. Bu tür durumlarda ise vakit kaybetmeden bir hekime danışmak oldukça önemlidir.

Enfeksiyon

Diş çürümesi sonucu hastalarda belli enfeksiyonlar oluşabilmektedir. Bu enfeksiyonlar ise dişten ziyade daha çok diğer organlarda görülür. Böbrek ya da kalp ise enfeksiyon riski taşıyan organlar arasında yer almaktadır. Diş çürüklerinden doğan mikroplar böbreklere yerleşerek böbrek yetmezliği gibi hastalıklara neden olabilirken, kalbe yerleşerek miyokard adı verilen çok daha farklı hastalıklara neden olabilmektedir. Diş çürümeleri kendi başına da enfeksiyon riski taşımaktadır. Apse ya da iltihaplar da yine tamamen çürüğün tedavi edilmemesinden kaynaklı olarak ortaya çıkar. Bu durum da ilerleyen dönemler için belli risklerin oluşmasına neden olabilmektedir.

Diş Çürümesi Nasıl Önlenir?

Diş çürümesi önüne geçilebilen rahatsızlıklardan biridir. Fakat diş çürüklerini önleyebilmek için ise bazı önlemlerin de alınması gerekmektedir. Kişiler bu tür problemler ile başa çıkabilmek için önlemlerini aldıkları takdirde herhangi bir çürük sorunu ile de karşı karşıya kalmaz. Önlem alabilmek için yapılması gerekenler ise aşağıda detaylı bir şekilde yer almaktadır.

Diş Macunu / Diş Jeli Kullanmak

Diş çürüklerine önlem alabilmek için mutlaka yapılması gerekenler arasında ilk sırayı diş macunu ya da diş jeli kullanmak alır. Kaliteli ve florürlü diş macunları çürüğün engellenebilmesi için oldukça etkilidir. Diş macunu seçimi yaparken uzmanlar dinlenmeli ve en uygun olan diş macunu seçimi gerçekleştirilmelidir. Bu sayede erken yaşlarda diş çürüklerinin önüne geçebilmek de mümkün olabilmektedir. Orta sertlikte bir diş fırçası ile kullanılabilecek uygun diş macunları hem dişi hem de ağız sağlığını korumak için yeterli olmaktadır.

Bu nedenle kişiler mutlaka eczanelerden ya da uzmanlardan alınan diş macunlarını kullanarak diş sağlığını koruma altına almalıdır.

Diş İpi Kullanmak

Diş ipleri, diş eti ve diş arasında birikmiş olan artıkların temizlenmesi için oldukça önemlidir. Bu nedenle kişilerin mutlaka bir diş ipi satın alması ve bu diş ipi ile her yemekten sonra düzenli olarak temizlik işlemini sağlamaları gerekmektedir. Diş ipleri markaya ya da modele göre farklılık göstermektedir. Satın alınacak olan diş ipi mutlaka kaliteli olmalı ve temizlik aşamasında kesinlikle kopmamalıdır. Bu sayede tam bir temizlik ve diş sağlığından da bahsetmek mümkün olacaktır.

Ağzı Temiz Tutmak

Ağzı temiz tutmak, diş çürümesinin önüne geçebilmek için etkili yollardan biridir. Her gece, sabah ve öğlen dişlerin fırçalanması ağız hijyeninin başında yer almaktadır. Uzmanlar günde 3 defa dişlerin fırçalanması gerektiğini sürekli olarak hatırlatmaktadır. Ağzı temiz tutabilmek için dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise diş ipi kullanımı sağlamaktır. Diş ipleri ile hem diş eti hem de diş arasında sıkışan artıklar tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. Ağız bakım suları özellikle uzun süreli ağız hijyeni için oldukça önemlidir. Ağız suyu adı verilen ürünler eczanelerde ya da süper marketlerde satılmakta ve kolay bir şekilde kullanılabilmektedir. Bir başka dikkat edilecek olan husus ise kişinin gargara yapmasıdır.

Çok Sıcak / Çok Soğuk Yiyecek / İçecek Tüketmekten Kaçınmak

Diş çürümesini tetikleyen faktörler arasında çok soğuk ya da çok sıcak yiyecek ve içecekler de yer almaktadır. Özellikle çürüme esnasında bu tür gıdalardan uzak durmak da faydalı olacaktır. Dişin çürümesinin tamamen engellenebilmesi için ise sıcak ya da soğuk gıdalar kesinlikle tüketilmemelidir. Diş minesinin çatlamasına neden olan bu gıdalar aniden çürük oluşumuna da sebebiyet vermektedir. Bu sebeple de uzmanlar hastaları bu konuda şiddetle uyarmaktadır.

Beslenme

Beslenme, diş çürümesinden korunmak için önemli faktörler arasında yer almaktadır. Dengeli ve sağlıklı beslenmek uzun vadeli ağız koruması sağladığı gibi çürük oluşumunu da en aza indirmektedir. Beslenmenin dengeli olabilmesi için ise mutlaka kalsiyum açısından zengin gıdalara ağırlık verilmesi gerekir. Diş çürümesinin önüne geçmede en önemli unsur süt ve süt ürünlerinin tüketimidir.

Flor Uygulaması

Flor uygulaması, diş çürüklerinin önüne geçmede oldukça etkilidir. Özellikle flor açısından zengin diş macunları bu dönemde sıklıkla tercih edilmelidir. Diş macunu ile günde en az 3 defa fırçalanan ve ağız bakımı yapılan dişlerde çürük gözlenmesi oldukça düşük bir olasılıktır. Uzun dönemler boyunca flor kullanımı gerçekleştirmiş olan kişilerde diş çürüklerine rastlanmamıştır. Uzman diş hekimleri ise bu anlamda kullanım gerçekleştirilmesi için devamlı olarak yönlendirme sağlamaktadır.

Diş Kontrolü

Diş çürümesinin önüne geçebilmek için bir diğer husus ise diş kontrolleridir. Hem çürük hem de diğer diş hastalıklarının önüne geçebilmek için en az 6 ayda 1 diş kontrolü yaptırılması gerekmektedir. Bu sayede olası çürükler ortadan kaldırılmakta ve bu sorun da kökten çözülmektedir. Hastaların büyük bir kısmı hem diş ve ağız bakımlarını yapıyor hem de diş kontrollerini sağlıyor ise çürük oluşumunu engellemek çok daha kolaydır.

Sık Sorulan Sorular

Diş çürükleri ile karşı karşıya kalan kişiler, uzmanlara pek çok soru yöneltmekte ve bu soruların cevaplarını aramaktadır. Hastaların sık sık sormuş oldukları sorular ise aşağıda detaylı bir şekilde yer almaktadır.

Diş Çürüğü Evde Nasıl Temizlenir?

Diş çürümesi her insan için başlı başına sorun niteliği taşır. Bu sorunlar ise zaman içinde belli şikayetlerin oluşmasına neden olabilmektedir. Evde diş çürüklerini temizlemenin yolları bulunmaktadır; ancak bu durum sadece yüzeysel olan ve daha yeni başlayan çürükler için mümkün olmaktadır. Meşe kömürü ve tuz karışımının, çürüğün başlamış olduğu yüzeye sürülmesi ve bu yüzeyin ovulması sonucunda zaman içinde diş çürükleri yok olmaktadır.

Diş çürükleri için doğal bir tedavi yöntemi olan meşe kömürü ve tuz uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Pek çok kişi dişlerinde bulunan çürükleri kazımaya çalışarak çürüklerden kurtulmayı denemektedir. Bu durum ise diş minesinin daha çok zarar görmesine ve bu durumdan kaynaklı olarak diş çürüklerinin ilerlemesine neden olmaktadır.

Çürük Diş Şişer Mi?

Diş çürümesi sonucunda belli enfeksiyonlar ya da komplikasyonlar oluşabilmektedir. Dişlerde oluşan şişlikler ise tamamen çürüklerden kaynaklı olarak oluşabilmektedir. Apse adı verilen diş şişlikleri tamamen çürüklere bağlı olarak gelişmektedir. Çürük dişlerde şişmeler meydana geldiği takdirde diş için herhangi bir tedavi uygulanamamaktadır. Tedavi sürecinde ise ilk yapılması gereken dişte bulunan şişliklerin indirilmesi yönündedir. Bunun için ise genellikle antibiyotik uygulaması gerçekleştirilmektedir. Antibiyotik ile yapılan tedaviler neticesinde dişte bulunan apseler inmekte ve sonrasında hekim tarafından uygun görülen tedavi yöntemine geçilmektedir. Bu aşamada diş çekimi düşünülürse bu işlem için de yine şişlikler indirilmek durumundadır.

Diş Çürüğü Ağrısı Nasıl Geçer?

Diş çürümesi sonucu kişilerde ağrı oluşumu da gerçekleşmektedir. Çürükler sonucunda oluşan şiddetli ağrılar ise belli zamanlarda şiddetlenmektedir. Diş çürüğünün ağrılarının geçirilebilmesi için ise belli yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlere şimdi detaylı bir şekilde değinelim. Diş ağrısı için ilk yöntem elbette uzmanların uygun gördüğü ağrı kesicilerdir. Bu ağrı kesiciler sayesinde diş ağrısını kontrol altına alabilmek mümkündür; ancak herhangi bir tedavi uygulanmaz ve ağrının nedeni ortadan kaldırılmaz ise ağrı da devam edecektir. Diş çürümesi sonucu oluşan ağrılar için bir diğer alternatif ise karanfildir. Karanfil çiğnemek ya da karanfili ağrılı olan bölgeye yerleştirmek, hastaları bir nebze olsun rahatlatmaktadır.

Diş çürümesi sonucu oluşan ağrılar için sarımsak da kullanılabilmektedir. Hastalar 1 diş sarımsağı çiğnedikten ya da ezdikten sonra ağrının bulunduğu noktaya yerleştirmelidir. Antibiyotik özelliği bulunan sarımsaklar ağrıyı kesme konusunda oldukça etkilidir.

diş ağrısını ortadan kaldırmanın bir diğer yolu ise diş içinde biriken artıkların ortadan kaldırılmasıdır. Artıklar genellikle yoğun ağrıya neden olmaktadır. Diş ipi kullanımı gerçekleştirerek ağrının dindirilmesi de sağlanabilmektedir. Gece vakti ortaya çıkan diş ağrılarını ortadan kaldırabilmek için yüksek yastıklar tercih edilebilmektedir. Yüksek yastık kullanımı, ağrıların azalmasına olanak sağlayacaktır.

Soğuk kompres, ağrıların tamamen yok edilmesine de olanak sağlamaktadır. Bunun için ise buz torbası kullanımı sağlanabilir. Yanak bölgesinden uygulanabilecek buz tedavisi ile ağrıların önüne tamamen geçilebilmektedir.

Oksijenli su ile yapılacak gargaralar diş ağrısı için oldukça etkilidir. Su ve oksijenli su karıştırıldıktan sonra yapılması gereken tek şey gargara uygulamaktır.

Diş Çürüğü Ağızda Yara Yapar Mı?

Diş çürümesi belli bir zaman sonucunda diş etinde enfeksiyonlara ve yaralara neden olabilir. Fakat her zaman ağız yaraları çürükten kaynaklanmaz. Aslında ağız yaralarında daha çok kırık, yamuk dişler neden olur. Diğer yandan aft gibi sorunların çürüklerle çoğu zaman bir ilgisi yoktur. Bunlar genellikle sindirim sistemine yerleşebilen bazı bakteriler, ülseratif kolit, çölyak, behçet, zayıf bağışıklık sistemi, SLS (Sodyum Lauril Sülfat) içeren gargara ve macunlar, vitamin eksiklikleri, asitli veya sıcak yemekler nedeniyle oluşur. Böyle bir sorun yaşandığında uzman bir hekime danışmak ve uygun olan tedavi yöntemini uygulamak ise bu noktada en doğru karar olarak düşünülmektedir.

Diş Çürümesinin Sebep Olduğu Ağız Kokusu Nasıl Önlenir?

Diş çürümesi nedeniyle pek çok kişi ağız kokuları ile karşı karşıya kalmaktadır. Ağız kokusunun temel nedeni ise ağızda bulunan artıkların diş içerisine yerleşmesine ve burada bakteriler üretmesine neden olmasıdır. Oluşan bu bakteriler ise diş fırçası ulaşamadığından ve temizlenemediğinden dolayı ağız kokusuna sebep olmaktadır. Ağız kokusunu önlemenin en önemli yolu elbette çürük tedavisi uygulamaktır. Çürük tedavisi tamamlandıktan sonra oluşabilecek kokular ortadan kaldırılmakta ve tamamen dişten arınmaktadır. Diş çürümesi nedeniyle oluşabilecek kokuların önüne geçici bir süre ile geçebilmek için ise ağız spreyleri de kullanmak mümkündür. Ağız kokuları sadece dişten değil, zaman zaman mideden de kaynaklanabilmektedir. Mideden kaynaklı olan kokular ise kesinlikle diş çürükleri ile karıştırılmamalıdır. Bu gibi durumlarda ise gastroenteroloji uzmanlarından yardım talep edilebilmektedir.

Diş Çürümesinin Doğal Tedavisi Var Mıdır?

Diş çürümesinin doğal bir çözümü olup olmadığı pek çok kişi tarafından sorulmaktadır. Diş çürümesi için doğal çözüm olarak meşe kömürü ve tuz kullanılmaktadır. Elbette bu maddeler yalnızca yüzeysel olan çürüklerde uygulanabilmektedir. Diş çürümesinin pulpaya kadar vardığı noktalarda bu maddeler herhangi bir işe yaramayacaktır. Yüzeysel olan çürüklerde meşe kömürü ve tuz karışımı rahatlıkla kullanılabilmektedir. Bunun için ise iki malzeme karıştırılmalı ve yüzeysel çürüğün bulunduğu diş iyice ovulmalıdır. Bu işlem de uygulandıktan sonra zaman içinde dişte bulunan kararmalar da yok olacaktır.

Diş Çürümesi Durdurulabilir Mi?

Diş çürümesini durdurmak aslında mümkün değildir. Çünkü bir defa hasara uğramış olan bir diş, zaman içinde daha da yıpranmaya başlayacaktır. Bu noktada yalnızca dişlerin daha fazla tahrip olmaması için ağız bakımı uygulanabilir. Böylece dişe nüfuz etmiş olan bakterilerin çalışmaları yavaşlayacak ve bunun sonucunda da çürümelerde gecikmeler oluşacaktır. Dişin tamamen çürüklerden arındırılması ise bu noktada ne yazık ki mümkün değildir.

Diş çürümesini durdurmak, sadece diş jelleri ile mümkün olabilmektedir. Bu jeller ise diş yüzeyine sürülmekte ve sonrasında diş yüzeyinde bulunan çürükler az da olsa giderilebilmektedir. Diş çürümesini durdurabilmenin bir diğer yolu ise küçük yaşlarda uygulanan fissür örtücülerdir. Reçine kıvamındaki bir madde ile fissür örtülmekte ve bu alanlarda oluşabilecek çürümelerin de önüne geçilebilmektedir. İleriki yaşlarda dişlerinin çürümesini istemeyen bireyler bu uygulamadan faydalanabilmektedir.

Tedavi Edilen Diş Tekrar Çürüyebilir Mi?

Tedavi edilen dişin yeniden çürümesinin mümkün olup olmayacağı çok sorulmaktadır. Tedavisi tamamlanmış olan bir dişin yeniden çürüyebilmesi için tedavinin doğru ve tam olarak yapılmamış olması gerekmektedir. Bu durumda ise tamamen alınmayan çürük doku zaman içinde diş arasından ilerlemekte ve daha da büyük çürüklerin oluşumuna neden olmaktadır. Kanal tedavisinde bu durumlara pek rastlanmaz; ancak dolgu tedavisinde doğru teknikler kullanılmadığından dolayı yeniden çürükler ile karşılaşmak mümkün olabilmektedir. Dişin tamamen kurtarılması için kesinlikle alanında uzman olan kişilerden yardım alınması gerekmektedir.

Diş Dolgusunu Yenilemek Gerekir Mi?

Diş çürümesi sonucu yaptırılan dolgular için kişiler bazı soru işaretleri ile karşı karşıya kalır. Diş dolgusunu yenilemek gerekli mi gerekli değil mi? sorusu ise en sık sorulan sorulardan biridir. Dolgu zamanla kırılırsa ya da yüzeyde aşınmalar meydana gelirse dolguyu yenilemek gerekebilir. Elbette bu durum dişin durumuna göre uzmanlar tarafından analiz edilmektedir. Bazı durumlarda ise dolgunun değişmesine gerek dahi bulunmaz. Eğer dolgu düşmüşse ve hava almaya başlıyorsa mutlaka müdahale edilmesi gerekmektedir. Bu durumun nedeni ise hastanın daha fazla ağrı çekmemesi ve bir an evvel yan etkilerden kurtulmasıdır.

Çürük Diş Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Diş çürümesi tedavi edilmediği takdirde çok daha büyük tahribatlar oluşabilmektedir. Bunun nedeni ise mikropların ve mikroorganizmaların çok daha hızlı bir şekilde yayılması ve dişi kökten uca fethetmesinden kaynaklanmaktadır. Çürük dişin tedavisi için pek çok yöntem bulunmaktadır. Uzmanlar, hastalar için en uygun yöntemi bulabilmekte ve tedavi sürecine başlayabilmektedir.

Diş çürüğü tedavi edilmediği ve en ileri evreye vardığı noktada tek çözüm ise dişin çekilmesidir. Elbette hiçbir uzman dişin kurtarılma olasılığı söz konusu ise bu yöntemi uygulamamaktadır. Diş çekimi her zaman en son ihtimal olarak değerlendirilmektedir. Diş çekimi gerçekleştirildikten sonra boş kalan kısım için implant alternatifi de bulunmaktadır. İmplant, diş çekildikten sonra oluşan boşluklara yapay diş konulması işlemine ise implant adı verilmektedir.

Diş Çürümesi Sosyal Hayatı Nasıl Etkiler?

Diş çürümesi genellikle ağız kokusu nedeniyle sosyal hayatı derinden etkilemektedir. Bu durumun nedeni ise yakın ilişkilere girilememesinden kaynaklanmaktadır. Özellikle ağız kokusunu fark eden kişiler hastanın yüzüne bu durumu vuruyorsa, özgüven eksiklikleri de oluşabilmektedir.

Bir diğer önemli faktör ise diş çürümesi sonucu yaşanan ağrılar nedeniyle sosyal hayata odaklanamamaktan kaynaklanmaktadır. Kişiler sürekli olarak diş problemi yaşamakta ve pek çok işten geri kalmaktadır. Sosyal çevre ile yapılan aktivitelerden ise keyif almak ne yazık ki mümkün değildir.

Sigara İçmek Diş Çürümesine Neden Olur Mu?

Diş çürümesi sadece gıdalardan değil, pek çok farklı faktörden de kaynaklanmaktadır. Sigara ise bu faktörler arasında ön sıralarda yer alır. Sürekli ve düzenli olarak tüketilen sigara dumanı dişlerin üzerinde bir tabaka oluşturmaktadır. Bu tabaka ise zaman içinde sertleşmekte ve oluşan mikroplar diş minesini çatlatmaya başlamaktadır. Hali hazırda bir diş çürüğü varsa ve sigara kullanımı devam ediyorsa, bu durum dişlerin çok daha hızlı bir şekilde çürümesine neden olabilmektedir. Sigara kullanan kişilerin sigara kullanımı gerçekleştirirken aynı zamanda diş pastası ya da buna benzer ürünler kullanması da tavsiye edilmektedir. Çünkü sigara kullanımı esnasında diş için belli ürünlerin kullanımı çürüklerin önüne geçme konusunda oldukça etkilidir.

Diş Çürüğü Ne Kadar Sürede İlerler?

Diş çürümesi çok hızlı ilerlemekte ve diğer dişleri de etkisi altına alabilmektedir. Diş çürümesinin hızlanması, ağız bakımının aksatılması ile doğru orantılıdır. Özellikle başlamış olan bir çürüğün tedavi aşamasında ağız bakımı sağlanmadığı takdirde çok daha geniş çaplı problemlerden bahsedilebilmektedir.

Diş çürümesinin tamamen önüne geçmek mümkün olmadığından dolayı düzenli diş bakımları yapılmalı ve diş hekimleri de ziyaret edilmelidir. Özellikle rutin ziyaretler sonucunda çürüksüz dişler ile hayata devam edebilmek de mümkün olmaktadır. Diş çürümesi yaklaşık olarak 6 ay gibi bir süre içinde pulpaya kadar yerleşmektedir. Eğer bu dönemde ağız bakımı sağlanıyorsa çürüğün yayılması mümkün olmayacaktır. Hiç bakım yapılmayan dişlerde çürüğün yayılması daha hızlıdır.

Dişleri Sık Sık Fırçalamak Dişin Çürümesini Engeller Mi?

Dişlerin çürümesini engellemek için sürekli olarak dişlerin fırçalanması gerektiğinden bahsedilmektedir. Bunun temel nedeni ise diş yüzeyinde bulunan artıkların uzaklaştırılması ve uzaklaştırma neticesinde ortada herhangi bir mikroorganizma kalmamasıdır. Dişin yüzeyinde oluşan mikroplar, hızlı bir şekilde dişe nüfuz etmekte ve diş uçtan köke kadar çürümektedir. Diş çürümesini engelleyebilmek için dişlerin mutlaka günde en az 3 defa fırçalanması gerekmektedir. Bu sayede çürükleri önlemek mümkün olur. Fakat bazen genetik yatkınlık veya başka hastalıklar nedeniyle dişlerde çürüme devam edebilir. Bu durumda çürük dişlerin yanlarındaki dişleri çürütmemesi için zamanında tedavi olmak gerekir.

Hangi Mineraller Diş Çürümesine Neden Olur?

Diş çürümesini ortaya çıkaran minerallerden bahsetmek söz konusu değildir. Diş çürümesinin temel sebebi bakteriler tarafından salgılanan asitlerdir. Bu asitlerin diş minesine zarar vermesi ile çürükler gelişir. Eğer kalsiyum tuzları eksik ise diş çürümesi kolaylaşmakta, eksik değil ise de zorlaşmaktadır. Sadece bu açıdan diş çürümesine sebep olan minerallerden bahsedilebilir.

Diş Çürümesi Hangi Yaşlarda Olur?

Diş çürümesine sebep olan faktörlerin yaşla herhangi bir ilgisi bulunmaz. Ağız içerisinde diş yapısının oluşmuş olması, dişlerin çürümeye başlaması için yeter sebeptir. Bazı durumlarda dişlerin damaktan çıkmasına dahi gerek yoktur. Diş çürümesinin yaşla bağlantılı olmasını sağlayan şey ise beslenme alışkanlıklarıdır. Orta yaşlardan itibaren dişlerin de yapı olarak zayıflaması daha ileri yaşlarda dişlerin daha fazla çürümesine sebep olmaktadır. Genel olarak ise iki – üç yaşından itibaren diş çürümeleri ile karşılaşılır.

Diş Çürümesi Neden Olur?

Diş çürümesinin temel sebebi, yiyeceklerin sindirilmesi için bakteriler tarafından salgılanan asidin dişin alt katmanlarını tahrip etmeye başlamasıdır. Bakteriler tarafından daha çok asit salgılanmasına sebep olan ya da doğrudan asitli olan yiyecekler tahribatın boyutunu artırır. Özellikle dişlerini fırçalamayan insanlarda bakteri plağının çok etkili olması, diş çürüğü riskini artırmaktadır. Ayrıca dişin yenilenmesini sağlayan minerallerin az alınması ya da hiç alınmaması; genetik olarak zayıf diş yapısına sahip olmak da diş çürümesi riskini artırmaktadır.

Diş Çürümesi Neyin Belirtisidir?

Diş çürümesi, diş sağlığına yeteri kadar önem verilmediğinin belirtisidir. Sağlıklı dişlere sahip olmak için uygun bir beslenme düzenine sahip olunması gerekir. Şeker, asit ve diğer bazı maddeler dişin çabucak yıpranmasını sağlamaktadır. Sağlıklı bir beslenme düzenine düzenli diş hekimi kontrolleri, dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanımı ve gargara yapılması da eşlik etmelidir. Diş çürümesi ortaya çıkmış ise bunlardan birinde ihmal var demektir.

Diş Çürümesi Genetik Midir?

Bazı insanların dişleri diğer insanlara göre çok daha dayanıklıdır. Bazı insanların dişleri ise diğer insanlara göre daha dayanıksızdır. Sağlıksız beslenme şekli ve diş sağlığına dikkat edilmemesi durumu ile genetik bazı faktörler birleştiğinde diş çürümesinin yaygın olarak ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Diş çürükleri doğrudan genetik sebeplerle kaynaklanmasa da riski artıran faktörlerin başında genetik gelmektedir.

Gebelikte Diş Çürümesi Neden Olur?

Uzun bir dönem boyunca gebeliğin diş sağlığını olumsuz yönde etkilediği zannediliyordu. Sebebi de gebelik döneminde değişen hormon salgılarının tükürük bezlerini de etkilediği idi. Tükürük, bakteri faaliyetleri ve diğer bazı durumların çürükleri artırması olası gibi görülse de istatistiksel çalışmalar hamile kadınlarda, hamile olmayanlara göre anlamlı bir çürük oluşum farkı ortaya koymamaktadır. Hamileliğin başından itibaren ağız hijyenine dikkat edilmesi ile bu kritik süreç kolayca atlatılabilir.

Bebeklerde Diş Çürümesi Neden Olur?

Bebeklerde diş çürümesinin temel sebebi beslenme alışkanlıkları değil, anne sütünün kalitesidir. Dişlerin oluşması, sağlamlaşması ve kendini yenilemesi için kalsiyum mineralinin yeteri kadar alınması gerekmektedir. Bu mineral bir şekilde alınamadığında ise diş çürükleri ortaya çıkmaktadır ki bebeklerdeki diş çürüklerinin temel sebebi de budur. Ayrıca bazı diş ve diş eti hastalıkları da bebeklerde gelişebilmektedir. Yine bu hastalıkların sonucu olarak da diş çürükleri oluşabilir.