Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Şizofreni

Birçok kaynakta bahsedildiği gibi bölünmüş kişilik ya da kişilik bozukluğu, bu hastalığın gerçek ifade ediliş biçimi ya da tanımı değildir. Şizofreni, gerçeklik ve hayal algısını bir arada tutan ve kişinin düşüncelerini, duygularını kontrol altına alan bir psikoz hastalık biçimidir. Ömür boyu devam eden ancak tedavi yöntemleri ile birlikte kontrol altında tutulabilen bir hastalık olduğunu da ifade eder. Şizofreni hastası kişi kendini kısa sürede belli eder. Duygu değişimi çok daha yoğundur ve aldığı kararları ok fazla sorgulama yetisine de sahip değildir. İletişim konusunda zayıf ve her geçen gün daha asosyal bir kimlik yaratır. Bununla birlikte verdiği tepkiler de değişkenlik gösterecektir ve sosyal ortamlarda uzun süre bulunması da pek mümkün değildir. Hasta, her geçen gün bu ortamlardan biraz daha uzaklaşacaktır.

İnceleyen ve Onaylayan : Uzman Dr. Güler Mocan

Şizofreni Hakkında

Şizofreni ile ilgili bilinen en önemli yanlışlardan bir tanesi tedavi edilebildiğidir. Bu konuda bir açıklama yapmak gerekiyor. Tedavi edilebilen bir hastalık olmasına rağmen ömür boyu devamlılığını da koruyor. Bu tedavi yalnızca hastalığın hafifletilmesini ve kontrol altında tutulmasını sağlıyor. Şizofreniden tam manasıyla kurtulmak bu bağlamda mümkün değildir. Doktor tedavisi için çok farklı alternatif yöntemler karşınıza çıkacaktır ancak belirlenecek yöntem, şizofreninin seviyesine göre değişiklik gösteriyor, bu yüzden tetkiklerin de eksiksiz bir şekilde yapılması gerekiyor. Hastalığın kontrol edilmesi, kişinin yeniden hayata tutunmasında önemli rol oynuyor.

Şizofreni Nedir?

Düşünceleri, duyguları, hareketleri ve ifade şeklini kontrol altına alan ve ani tepkilere sebebiyet veren ciddi bir beyinsel rahatsızlık olarak şizofreni hastalığını tanımlamak mümkündür. Şizofreni hastaları arasında ve bu kişilerin yakınları arasında yapılan bir araştırma, hastaların sosyal ortamlarda çok fazla barınamadığını ve kendilerini yalnız hissettiğini ortaya koyuyor. Tedavi edilebilen bir hastalık olmasına rağmen kesin sonuç elde etmek mümkün değildir. Şizofreni, kişilik bozukluğu değildir ya da yazımızın başında bahsettiğimiz gibi kişilik bölünmesi olarak tanımı yapılamaz. Beyin fonksiyonları görevini tam manasıyla yerine getiremez ve kişiyi kontrol altında tutan farklı bir benlik varmış gibi hareket eder.

Şizofreni Türleri

Hastalığın seviyesi, türlerine bağlı olarak değerlendiriliyor. 5 farklı şizofreni türü var ve her türün kendi içerisinde ortaya koyduğu belirtileri de farklıdır. Bunu hastanın belirlemesi tahmin ederseniz ki mümkün değildir. Yapılacak kontroller ve tetkikler neticesinde hastalığın hangi seviyede olduğu ve hangi tür hastalık grubunda ele alınacağı daha net bir şekilde tespit edilecektir. Şizofreni türüne bağlı olarak tedavi yöntemi de değişiklik gösteriyor. Tek bir tedavi yöntemi uygulanarak farklı hastalık türlerini ortadan kaldırmak mümkün değil! Bu konuda doktorunuza güvenebilirsiniz ve yapılacak tetkikler ile birlikte hastalığın türü belirlendikten sonra en uygun tedavi yöntemi seçilecek ve buna göre hareket edilecektir.

Paranoid Şizofreni

Yanlış inançlara sahip olan ve bu inançların peşinden giden hastalar için paranoid şizofreni teşhisi konulabiliyor. Elbette tek başına yeterli değil ve hastalığı daha detaylı incelediğimizde bunu net bir şekilde göreceğiz. Bu hastalık türüne sahip olan kimseler, zulüm gördüklerini iddia etmenin yanı sıra birileri tarafından cezalandırıldıklarını ve bunun kendilerine zarar verdiğini düşünüyorlar. İlginç olan kısım ise bu hastalık türüne sahip olan kimselerin diğer şizofreni hastalarına kıyasla hareketleri çok daha normaldir. Aynı şekilde konuşmaları, üslupları, hal ve hareketleri de normal bir insana benzer şekildedir. Tespit edilmesi oldukça zor bir tür ve kişi bu durumu kendine itiraf edebildiği takdirde süreç çok daha kolay ve tedavi de daha sağlıklı bir hal alıyor.

Hebefrenik Şizofreni

Hebefenik şizofrenide hastaların davranışları kararlılık göstermez ve tutarsızlık durumu da söz konusudur. Bununla birlikte daha çocuksu düşünce yapısına sahiptirler ve hal ve hareketleri de bu doğrultuda ilerlemektedir. Düzensizlik, hayatlarında büyük bir yer edinmiş ve iş hayatlarını da olumsuz etkilemektedir. Gündelik hayattaki çok basit eylemler bile onlar için fazlasıyla yorucu ve zordur. Duş almak ya da kıyafet değiştirmek gibi basit eylemlerde bile uzunca süre düşünmek ve bir süre sonra bundan vazgeçmek gibi garip düşüncelere sahiptirler. Tepkileri daha yoğundur ve paranoid şizofreni hastalığı ile kıyaslandığında bu türün ortaya çıkartılması çok daha kolay ve hızlı bir süreci beraberinde getiriyor.

Katatonik Şizofreni

Fiziksel semptomların en yoğun hissedildiği ve bununla birlikte davranışlar neticesinde de ortaya çıkan bir hastalık türüdür. Reaksiyon vermeleri çok daha uzun zaman alır ve sakin görüntüleri ile de dikkat çekerler. Tepki verdiklerinde ise karmaşık duygular gün yüzüne çıkıyor ve bu tepkiler ya çok abartılı sert ya da çok yumuşak oluyor. Katatonik şizofreni hastaları kendilerini sürekli bitkin ve yorgun olarak tanımlıyor. Hastalığın ortaya çıkardığı birtakım alışkanlık ve tik adı verilen rahatsızlıklar da söz konusudur. Dışarıdan söylenen bir kelime ya da cümle hasta tarafından sessiz ya da sesli bir şekilde tekrar edilir. Bunu alışkanlık haline getiren hasta, bir süre sonra odaklanma problemi de yaşayacaktır.

Ayrışmamış Şizofreni

Şizofreninin bu türü için net bir karar vermek pek de mümkün olmuyor. Yukarıda bahsi geçen türlerden herhangi biri hastayı yansıtmıyorsa genellikle ayrışmamış şizofreni teşhisi konuluyor. Net olmamakla beraber birçok hekim bu kanıya varıyor ve tedavi yöntemi de bu doğrultuda belirleniyor. Çok sık görülen bir tür değildir ancak tedavisi mevcuttur. Tedaviden kasıt ise hastalıktan tamamen kurtulma durumu değil, hastalığın kontrol altına alınması durumudur. Bu sayede hasta gündelik ve sosyal hayata daha kısa sürede adapte olabilecek ve en azından zorluk çekmeyecektir. Ayrışmamış şizofreni teşhisi konulmadan önce de yapılacak birçok farklı tetkik mevcuttur ve bu konuda doktorunuz da sizleri bilgilendirecektir.

Kalıntı Şizofreni

Delüzyonlar, halüsinasyonlar ve diğer şizofreni türlerinde görülen birçok semptom, bu türde daha az ve zayıftır. Diğer şizofreni türleri ile kıyaslandığında hastaların çok daha rahat oldukları ve sosyal hayata adapte olma konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadıkları gözlemleniyor. Kalıntı şizofreni hastalığı da çok sık görülen bir hastalık değildir ancak şizofreni türleri arasında yer aldığı için bizler de sizinle paylaşmak istedik. Kalıntı şizofreni, diğer türler arasında en zayıf olanı ve kontrol altına alınması en kolay olanıdır. Tetkikler neticesinde türün kesinliği belirlenir ve ilgili tedavi yöntemi ile birlikte hastalığın kontrol altına alınması da mümkün hale gelecektir.

Kimlerde Görülür?

Buluğ çağına kadar olan dönemde görülme oranı bir hayli azdır ve yapılan araştırmalar da bunu daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Erkek ve kadınlarda görülme riskini değerlendirecek olursak erkeklerin risk grubunda çok daha fazla yer edindiğini söyleyebiliriz. 20 yaş sonrası her cins bu hastalığın çemberine giriyor. 5 yaş üzeri çocuklarda da görülebilir ancak bu geçici bir durumdur ve endişe etmeye gerek yoktur. Şizofreni hastalığı belirtileri kişi tarafından tespit edildiğinde vakit kaybetmeden bir uzmandan yardım almakta fayda var çünkü her geçen gün biraz daha ilerliyor ve kişiyi psikolojik olarak da olumsuz etkiliyor. Tedavi ile birlikte bu etkiden kurtulmak ve sosyal hayata daha kolay bir şekilde adapte olmak mümkündür.

Tedavisi

Antipsikotik adı verilen ilaç gruplarından yardım alınarak tedavi mümkündür. Bununla birlikte psikoterapi çalışmaları da tedavi için gereklidir. Yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi bu tedavinin asıl amacı, hastalığı kontrol altında tutmak ve hastayı biraz olsun rahatlatabilmektir. Şizofreniden tam manasıyla kurtulmak gibi bir durum söz konusu değildir. Hastalığın birçok farklı türü var ve bu türlere bağlı olarak ilgili tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. İlaç tedavisi birçok uzman tarafından olumlu değerlendirilirken birçok uzman da ilaç tedavisinin hastayı daha bitkin ve daha zayıf hale getirdiğini ifade ediyor. Psikoterapi ise her hastada aynı sonucu vermiyor.

İlaç Tedavisi

Şizofreni hastalığının tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerden biri olarak karşımıza çıkan ilaç tedavisi, az önce de belirttiğimiz gibi birçok uzman tarafından tavsiye edilmemektedir. İlaçlar gerçekten ağır ve yan etkileri de fazla. Eğer psikoterapi desteği ile hastalık kontrol altına alınabiliyorsa ilaç tedavisini tercih etmemekte fayda var. Tek yol ilaç tedavisi ise farklı bir alternatifiniz bulunmuyor. İlaçlar, yapılacak tetkikler neticesinde doktorunuz tarafından belirlenecek ve reçete halinde sizlere sunulacaktır. İlaç tedavisinde önemli olan şey ise düzenli ve doğru kullanımdır. Bununla birlikte ilaç bitiminde doktor kontrolleri de devam edecek ve iyileşme süreci ile ilgili sağlıklı bir değerlendirme yapılacaktır.

Psikososyal Terapi

Konuşmak, insana her zaman iyi gelmiştir ancak bir uzman ile konuşmak, tedavi konusunda çok daha başarılı sonuçlar doğurabilir. Şizofreni hastalarının alması gereken tedavilerden bir tanesi de psikososyal terapidir. Belirlenecek seanslar üzerinden tedavi kısa bir süre içerisinde başlıyor ve düzenli olarak kendinizi anlatıyorsunuz. Sizi iyi hissettirecek ve sorununuzu hafifletecek cümleler kuran bir uzmandan fayda sağlamanız mümkündür. Birçok hasta ne yazık ki bu tedavinin işe yaramayacağını söylüyor ancak düzenli katılım ve takip ile birlikte sonuç elde etmek mümkündür. İlaç tedavisi ile birlikte yürütüldüğü takdirde alacağınız sonuçlar çok daha olumlu ve çok daha sağlıklı olacaktır. Doktorunuz da ilgili süreci sizinle paylaşacak ve bilgi aktarımında bulunacaktır.

EKT

EKT, tam adı ile ‘’Elektrokonvulsif tedavi… Psikiyatrik hastalıkların tedavi edilmesinde uygulanan ve son dönemde çok daha popüler hale gelen tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Güvenli ve bunun yanı sıra etkili bir tedavi yöntemi olduğunu da eklemek gerekiyor. Tedavinin başarı oranı da bir hayli yüksek ve hali hazırda bu uygulama için hizmet veren kliniklerin sayısı da bir hayli fazla… Elektroşok ya da bir diğer adı ile şok tedavisi olarak da bilinen tedavi yöntemi, beyne elektrik uyarısında bulunuyor ve kişinin sahip olduğu olumsuz düşüncelerin geri plana atılması hedefleniyor. Uygulama için doğru klinik tercihi ile birlikte doğru hekim tercihi de bu bağlamda büyük bir önem taşıyor.

Beyin Cerrahisi

Anoreksiya nervoza, hareket bozuklukları ve şizofreni hastalarında beyin cerrahisi operasyonları dikkat çekici bir hal almış durumda. Belirli bölgelerin uyarılması ile birlikte atılan ilk adımlar, önemli bir seviye kaydetmiş durumda ancak henüz bir gelişmişlik durumu söz konusu değil. Başlangıç aşamasında olan bu tedaviler ile birlikte şizofreni hastalığının tedavi edilebileceği ifade ediliyor fakat birçok uzman bunun henüz mümkün olmadığını dile getiriyor. Şizofreni hastalarının tedavisinde hali hazırda en önemli tedavi yöntemleri ilaç ve psikoterapi tedavisidir. Cerrahi yöntemler için bir netlik bulunmuyor ve belki ilerleyen zamanlarda bu müdahaleler ile birlikte tedavi de kesin sonuçlar doğurabilir.

Şizofreni Nedenleri

Şizofreni hastalığının birçok nedeni mevcut ve tetkikler ile birlikte öncelikli olarak bu nedenler tespit ediliyor. Eğer hastalığı tetikleyen farklı bir unsur varsa bu unsurun tedavi edilmesi için de ilgili tedavi yöntemleri belirleniyor. Genetik faktörler bu hastalığın en önemli nedenlerinden bir tanesidir ve yapılan araştırmalar da bunu daha net bir şekilde gösteriyor. Çevresel etkenler de ruh sağlığının bozulmasında ve psikolojinin olumsuz etkilenmesinde önemli bir yere sahip ve birçok şizofreni hastasında bu durum mevcuttur. Hastalığın nedenleri arasında beyin kimyası da yer almaktadır ve bozuk olan beyin kimyası da kişinin psikolojisini olumsuz anlamda etkileyebiliyor. Az önce de ifade ettiğimiz gibi bu nedenler belirlendikten sonra en uygun tedavi yöntemi belirleniyor ve hiç vakit kaybetmeden tedavi süreci başlıyor.

Genetik Faktörler

Şizofreni hastaları arasında yapılan bir araştırma neticesinde en belirgin etkenin genetik faktörler olduğu ispatlanmıştır. Eğer ailenizde bu hastalığa sahip olan biri var ise sizler de risk grubunda yer alıyorsunuz demektir. Ne yazık ki bu hastalığın kesin bir tedavisi yok. Ömür boyu devam eden anca doktor tedavisi ile birlikte kontrol altına alınabilen bir hastalık türüdür. Psikolojik olduğu ifade ediliyor ve beyin kimyasının bozuk olması da bu hastalığın en büyük nedenleri arasında gösteriliyor. Teşhis konulduktan sonra vakit kaybetmeden harekete geçmekte fayda var çünkü hastalık, müdahale edilmediği takdirde seviye atlıyor ve daha sıkıntılı bir süreci de beraberinde getiriyor.

Beyin Kimyası

Beyin kimyasında yaşanan bozukluklar ve ruhsal sorunlar, şizofreni hastalığının nedenleri arasında gösteriliyor. Yapılacak tetkikler neticesinde bu durum daha net bir şekilde ortaya çıkacak ve gerekli tedavi için harekete geçilecektir.

Çevresel Faktörler

Çevrenizde yaşanan birçok olay sizi etkilemiyor gibi görünse de hafızalarınızda mutlaka yer edinir ve bu olay bir şekilde tepki vermenize neden olur. Bu tepkiyi kimileri fiziksel olarak verirken kimileri de zihinsel travma şeklinde veriyor. Şizofreni hastalarının büyük bir kısmı çevresel faktörlerin etkisi ile bu hastalığa yakalanıyor. Bulunduğunuz ortam, yer aldığınız çevre ve yaşadığınız yer bile bu hastalığa sebebiyet verebilir.

Şizofreni Belirtileri

Kişilik değişiklikleri ve beceri değişiklikleri gibi farklı nedenleri ortaya koyan semptomların ele alınması ile birlikte hastalığın teşhis edilmesi de daha kolay bir hal alıyor. Hasta, farklı zamanlarda farklı tepkiler ile sorunu daha net bir şekilde ifade edebiliyor. Hastalığın ilk evrelerinde semptomlar çok daha belirgindir ve bunun yanı sıra daha şiddetli bir hal alacağını da eklemek gerekiyor. Pozitif, dezorganize ve son olarak negatif belirtiler olmak kaydı ile 3 farklı grupta bu belirtileri ele almak mümkündür ve zaten doktorunuz da bu grupları takip edecek ve yönetecektir. Her gruptaki semptomlar da farklılık gösteriyor ve dilerseniz detayları da hep birlikte inceleyelim.

Pozitif Belirtiler

Delüzyonlar ve halüsinasyonlar başlıkları altında inceleyebileceğimiz semptomlara hep birlikte göz atalım… Pozitif belirtiler altında kişi, garip inançlara sahiptir ve bu inançların peşinden gidecektir. Hastalık boyunca kendisinin farklı kişiler ya da kimseler tarafından yönetildiğini iddia edebilir. Bununla birlikte tanrı olduğunu ya da bu dünyadan olmadığını iddia ettiği de gözlemlenebiliyor. Halüsinasyonlarda yine bu grupta ele alınabilir. Kişi, ilginç ve garip sesler duyduğunu ve bu sesler yüzünden hayatına devam edemediğini söyleyebiliyor. Bu seslerin yanı sıra birileri tarafından takip edildiğini ve onların sesleri ile yönlendirildiğini de iddia edebiliyor. Pozitif belirtiler ele alındığı takdirde hastalığın türü de çok daha kolay bir şekilde ortaya konulacaktır.

Delüzyonlar

Az önce de belirttiğimiz gibi kişi, garip inançları doğru buluyor ve bu inançların peşinden gitmenin yanı sıra insanlığı da kendi yanında görmek istiyor. İnandıkları, düşündükleri ve yaşadıkları her zaman farklıdır ve bununla birlikte birileri tarafından yönetildiğini iddia etmektedir. Bu inanç biçimi, elbette gerçeğe dayanmayan bir inanç biçimidir ancak buradaki en ilginç olan şey ise kişinin bu inancı inanılmaz güçlü bir şekilde savunması ve insanları da inandırmaya çalışmasıdır. Verdiği tepkiler her zaman için daha katı ve daha serttir. Ilımlı anları da gözlemlenir ancak ani ruh ve duygu değişimi ile birlikte bu tepkilerdeki ölçüsüzlük de kısa süre içerisinde dikkat çekici bir hal alacaktır.

Halüsinasyonlar

Garip kokular alıyor olmak, garip sesler duymak ve sürekli temas ediliyormuş hissini yaşamak… Kişi, gerçek olmayan birçok şeyi gördüğünü iddia eder ve bunlarla birlikte yaşamaya devam eder. Şizofreni hastalarının büyük bir kısmı gün içerisinde farklı sesler duyduklarını ve ilginç kişiler ile temasta olduklarını dile getirir. Bu sesle ve kişiler onları yönetir ya da taciz eder. İntihar ile sonuçlanan vakalar da genellikle bu yüzdendir. Kişi, bir başkasının emirlerinin altına girmiştir ve bu emirleri uygulayarak hayatına devam eder. Hastalar için en sıkıntılı detaylardan bir tanesi kesinlikle budur ve bununla baş etmek de gerçekten zordur.

Dezorganize Belirtiler

Kişinin verdiği tepkiler genellikle anlamsızdır. Bir dakika önce söylediği şey kısa bir süre sonra değişebilir ve bunu kendisinin söylemediğini de iddia edebilir. Sahip olduğu düşünce kısa sürede değişebilir ve bu değişiklik sosyal ortamlarda yaşadığı sıkıntıların en önemli nedenlerinden bir tanesidir. Gürültü ve farklı seslerden garip anlamlar çıkarabilme de yine bu belirti grupları arasında yer alan detaylardan bazılarıdır. Kişi, karar verme konusunda büyük sorunlar yaşar ve genellikle çevresindekilerden yardım alma ihtiyacı duyar. Bu ihtiyacın yanı sıra çok çabuk etkilenir ve fikir değişikliğindeki asıl sebeplerden bir tanesi de budur. Anlık değişimler, az önce de belirttiğimiz gibi kişinin sosyal hayatına da olumsuz etki edecektir.

Anlamsız Konuşma

Kişinin söyledikleri tutarlı değildir ve bununla birlikte anlamsız şeylerden bahsetmek onun için bir alışkanlık haline gelmiştir. Normal bir insan, şizofreni hastası bir insanı dinlediğinde ürperebilir. Düşündükleri ve anlattıkları her zaman garip değildir ancak belli dönemlerde yorumlamaları bile kişiyi kısa sürede ele verecektir. Anlamsız konuşmalar, anlamsız yorumlar ve daha da önemlisi anlamsız düşünceler, kişinin hayatını her geçen gün daha sıkıntılı ve daha zor bir hale getirecektir. Bu zorluklardan kurtulamadığı takdirde gündelik hayatında daha büyük sıkıntılar çekebiliyor. Doktor tedavisi sayesinde düşünceler bir nebze de olsa kontrol altında tutulabiliyor ve buna müdahale etmek de mümkün hale geliyor. Vakit kaybetmeden bir hekimden yardım alınmalı ve tedavi için harekete geçilmelidir.

Bir Düşünceden Diğerine Hızlı Geçiş

Kişi, anlatmaya başladığı bir olayı tamamlamadan ya da tamamladıktan sonra alakasız bir konuya geçiş yapabilir. Bu durum yaptığı yorumlar için de geçerlidir. Çok fazla anlamlı şeyler değildir ve kurulan cümleler de bu anlamsızlıktan nasibini alır. Anlatmak istediği şeyi tam manasıyla anlatamaz ya da anlatmak için büyük çaba sarf eder. Bunu yaparken yorulur ve zihinsel yorgunluk onu her anlamda olumsuz etkileyen detaylardan bir tanesidir. Dakikalar içerisinde çok farklı konula geçiş yapabilir ve hiçbir konu sonuca ulaşmadan sohbet tamamlanabilir. Şizofreni hastalarını gün yüzüne çıkartan en önemli detaylardan bir tanesi de ani düşünce değişikliği olarak biliniyor.

Yavaş Hareketler

Şizofreni hastası kimselerin yavaş hareketleri ve davranışları da dikkat çekici bir hal alıyor. Bir karar aldıktan sonra sonuca gitmek ve bu kararı eyleme dökmek onlar için çok daha zor ve sıkıntılıdır. Yavaş hareketler de yine şizofreni hastalarını ele veren detaylardan biri olarak gösteriliyor. Tek başına yeterli bir neden değildir çünkü bu bazen karakteristik bir özellik olarak da karşımıza çıkabiliyor ancak diğer belirtiler ile bir araya geldiği takdirde bir an önce tedavi olmakta fayda vardır. Doktor kontrollerinde bu durum daha net bir şekilde tespit edilecektir ve hasta genel değerlendirme ile birlikte tedaviye uygun hale getiriliyor.

Karar Verme Yetisinin Çalışmaması

Karar verme mekanizması ne yazık ki çok zayıf işliyor. Kişi, karar verme konusunda zorlanıyor ve çevresinden yardım talep ediyor. Çok basit bir olayda bile tek başına karar alma konusunda yeterli değildir ve kişinin hayatını zorlaştıran en önemli detaylardan bir tanesi de budur. Kalabalık ortamda sürekli fikir almak ister ve yapacağı şeyin karşı taraftan nasıl tepki alacağını da merak eder. Aslında karar verme sorunu biraz da buna bağlıdır ve kişilerin onaylayacağı şeyi yapmaya gayret edecektir. Yukarıda belirtilen sorunlar ile bir araya geldiği takdirde tedavi için doktorunuzun kapısını çalmanızda fayda var. Hastalık her geçen gün biraz daha ilerliyor, bu yüzden vakit kaybetmemek sizlerin lehine olacaktır.

Anlamsız Yazma

Kişinin aldığı notlar ve yazdığı yazılar göz önünde bulundurulduğunda anlam bütünlüğü içermediği daha net bir şekilde görülüyor. Yazı ile birlikte kurulan cümleler de benzerlik gösterecektir. Kişi, bu yazılanların ya da anlattıklarının kendine göre mantıklı olduğunu iddia edebilir. Bunun nedeni de farklı düşünmesi ve farklı hissetmesidir. Anlamsız yazılar da yine şizofreni hastalığının belirtileri arasında yer alıyor. Birçok belirtinin bir araya gelmesi durumunda hastanın gündelik hayatı da sekteye uğrayacaktır bu yüzden erken tedavi ile birlikte gündelik hayata adapte olmak çok daha mümkün görünüyor. Aksatmamakta fayda var ve az önce de söylediğimiz gibi hastalık her geçen gün seviye atlayabiliyor ve daha zor bir süreci karşınıza çıkartabiliyor.

Unutma

Hafıza zayıflığı ve söylenen bir şeyi kısa sürede unutma durumu… Şizofreni hastalarının yaşadığı en önemli sıkıntılar arasında gösterilen bu durum, kişinin gündelik hayatına da olumsuz etkide bulunuyor. Önemli günler ya da önemli uyarıları hatırlamadığını iddia edebilir ve bu bir bahane değildir. Gün içerisinde çok fazla şey düşündüğü için artık hafızada yer bulamayacak ve farklı şeylere yoğunlaşacaktır. Unutkanlık durumu hastalığın ilerleyen seviyelerinde daha belirgin bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu durum kişinin iş hayatında başarısız olmasına sebebiyet verebiliyor ve dengelerini de belli oranda bozmaya yeterli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Daireler Çizerek Yürümek

Şizofreni hastalarının birçok takıntı ile gündelik hayatlarını işkenceye dönüştürdüklerini de ifade etmek gerekiyor. Bunlardan bir tanesi de daireler çizerek yürümektir. Kişi bunu bir istek çerçevesinde yaptığını düşünür ve buna göre hareket eder. Aksi bir yürüyüş ya da eylem sergilediğinde daha fazla rahatsız olur. Buna benzer takıntıların sayısı her geçen gün artmaktadır ve tedavi edilmediği takdirde daha rahatsız edici boyuta ulaşabilir. Bu tür tavırlar sergiliyorsanız ya da belirtiler sizi rahatsız etmeye başladı ise hiç vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmanız gerekiyor. Yaşadığınız sorunları detaylı bir şekilde anlatmalı ve teşhis sürecini de daha hızlı hale getirmeniz tavsiye ediliyor.

Ses ve Görüntüleri Anlamlandıramama

Ses ve görüntüler, şizofreni hastaları için farklı bir kimlik taşımaktadır. Birçokları bu detaya anlam yüklerken birçokları da farklı bir etki ile karşı karşıya geldiğini söylüyor. Şizofreni hastalarının algıları, normal insanlara nazaran çok daha açık ve bu da rahatsız edici durumlardan bir tanesidir. Şizofreni hastalığının tespit edilmesinde bu detay da büyük bir önem taşıyor. Yukarıda bahsi geçen belirtiler ile buluştuğu takdirde vakit kaybetmemekte fayda vardır. Şizofreninin farklı aşamalarında ve farklı türlerinde de görülebilen bir sorun olduğunu söyleyebiliriz. Ses ve görüntü, sıradan bir insan için hiçbir şey ifade etmezken şizofreni hastaları için çok farklı ve ilginç şeyleri anlatabiliyor.

Negatif Belirtiler

Şizofreni hastalığı farklı belirti grupları altında ele alınabiliyor ve hastalığı bu şekilde incelemek çok daha doğru olacaktır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi tek bir sorun, belirti olarak algılanmayabilir ancak diğer sorunlar ile birlikte değerlendirildiğinde hastalığı tespit ve teşhis etmek de daha kolay bir hal alıyor. Negatif belirtiler başlığı altında değerlendireceğimiz çok fazla belirti var ve bu belirtilerin bir kısmının görülmesi ile birlikte her biri de ayrı ayrı hastada gözlemlenebiliyor. Şikayetlerinizi doktorunuza detaylı bir şekilde iletmenizde fayda var ve bu sorunları aktarırken çekinmenize ya da utanmanıza gerek yoktur. Şizofreni hastalığından bu şekilde kurtulabilirsiniz ve en azından gündelik hayatlarınıza adapte olmanız da bu sayede çok daha kolay bir hal alacaktır.

Duruma Uymayan Duygular

Şizofreni hastası kişinin vereceği ani tepkilere hazırlıklı olmanız gerekiyor. İlgili duruma vereceği tepki de duygu değişimi ile alakalıdır. O an çok farklı bir tepki gösterebilir ve bu bazen yumuşak bazen de çok sert olabiliyor. Durumla alakası olmayan duygu ve düşünceler, hastaları ele veren en önemli detaylardan bir tanesidir. Kişinin ruh hali de değişkenlik gösterecektir ve en mutlu anında hiç farkında olmadan mutsuzluğa dönüşebilen bir ruh hali söz konusudur. Tepkilerin boyutu da değişiklik gösteriyor ve sıradan bir olaya çok daha büyük tepkiler verilebiliyor ya da ilginç bir olaya basit ve sıradan bir tepki de söz konusu olabilir. Bu değişim, istemsiz gerçekleşen olaylar silsilesidir.

Sosyalleşememe

Hasta, her geçen gün sosyal hayattan biraz daha kopar ve bu kopukluk bir süre sonra kişiyi yalnız biri haline getirir. Kimi şizofreni hastaları bu durumu bilinçli bir şekilde gerçekleştirirken kimileri de bu durumdan fazlasıyla rahatsızdır. İletişim kurma yetisi zamanla kaybolur ve hastalıktan haberdar olmayan yakın çevre de ani tepkilere karşı olumsuz bir tutum sergileyecektir. Sosyalleşmeme ve kişinin kendini eve kapatması durumu bu tür hastalarda çok daha belirgin bir hal alıyor. Sosyal hayatın yanı sıra gündelik hayat da her geçen gün biraz daha sekteye uğruyor ve daha zayıf bir görüntü çiziyor.

Düşük Enerji

Kişi gün içerisinde kendini çok bitkin ve yorgun hissedecektir. Heyecanını kaybetmiş bir görüntü sergilemesi de yine bu hastalığın belirtilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Düşük enerji, kişinin yapmak istediği şeyleri yapmasına da engel oluyor ve onu daha zayıf biri haline getiriyor. Yapılmak istenen çok fazla şey vardır ancak sürekli olarak ertelenir ve bunun en önemli nedeni de az önce bahsettiğimiz gibi düşük enerjidir. Bu durum kişinin motivasyonunun da düşürür ve bir süre sonra iş hayatındaki başarısızlıklar da gün yüzüne çıkar. Bununla birlikte sosyal hayattaki birçok konu da ertelenir. Buluşmalar, görüşmeler, konuşmalar ve çok daha fazlası için de aynı durum geçerlidir.

Motivasyon Eksikliği

Ruhsal değişim ile birlikte duygu değişimleri de kişinin motivasyonunu düşürebiliyor. Güne çok enerjik uyanan kişi, kısa bir süre sonra kendini sebepsiz bir şekilde mutsuz hissedebiliyor. Bu mutsuzluk durumu motivasyonu etkileyen en önemli faktörler arasında yer alıyor. Motivasyonun düşük olması kişinin enerjisini düşürüyor ve sosyal hayat her geçen gün biraz daha zayıflarken iş hayatı da daha başarısız bir hal alıyor. Özellikle yoğun tempoda çalışan şizofreni hastaları için bu durum gerçekten büyük bir işkenceye dönüşüyor. Tedavi ile birlikte bu durumu aşmak mümkündür ve en azından hastalık kontrol altına alınarak kişinin motivasyonu da daha yüksek tutulabilir.

Temizlik Alışkanlığını Kaybetme

Normal insanlara nazaran şizofreni hastaları temizlik konusunda da oldukça zayıftır. Enerji düşüklüğü ve motivasyonun yitirilmesi, kişiyi gündelik ihtiyaçlardan da uzaklaştırıyor ve bu uzaklaşma temizlik detayını da geri plana itiyor. Duş almak ya da iç çamaşırlarını değiştirmek bir süre sonra kişiye zor gelmeye başlıyor ve bu tür gündelik işler de sürekli olarak erteleniyor. Tek başına bir belirti olarak ele almak elbette doğru olmayacaktır ancak yazımızda yer alan diğer başlıklar ile bir araya getirildiğinde şizofreni hastalığını tespit etmek çok daha kolay hale geliyor. Bu tür sorunlar ile karşı karşıya iseniz hiç vakit kaybetmeden doktorunuz ile iletişim kurmalı ve sorunlarınızı da bir uzman ile paylaşmalısınız.

Dengesizlik

Hastanın hal ve hareketleri genellikle tutarsızdır. Az önce savunduğu şeyi dakikalar sonra savunmayabilir. Yaptığı yorumlar da bu bağlamda tutarsızlık gösterecektir. Verdiği tepkiler çok sert ya da çok yumuşak olabilir ancak bunun ortası yoktur. Dengesizlik durumu hayatının her alanında onu rahatsız edecek seviyeye ulaşabilir. Bu yüzdendir ki erken müdahale ile birlikte hastalığı kontrol etmek ve kişiyi gündelik hayata yeniden adapte etmek gerekiyor. Dengesizlik durumu iş hayatında olduğu gibi kişinin sosyal hayatında da sorunlar yaratabiliyor ve birçok konuda hem kişiye hem de çevresine zarar verebiliyor.

Katatoni

Şizofreni hastalarının büyük bir kısmında gözlemlenmez ancak ileri seviye şizofreni hastalarında bu durum net bir şekilde görüntülenebiliyor. Katatoni, basit bir anlatımla ‘’Kişinin uzun süre sabit kalması/hareketsiz kalması’’ olarak tanımlanabilir. Bu bir hastalık ancak şizofreni hastalarında çok daha belirgin bir şekilde karşımıza çıkıyor. Hareketsiz kalma durumunun belli bir dönemi ya da aralığı yoktur. Herhangi bir şeyle uğraşırken ya da konuşurken kişi bir anda hareketsiz kalabilir ve farklı şeyler düşünürken etrafa bakınır. Katatoni durumunu tespit etmek gayet kolay ve bu sorun kişinin gündelik hayatına zarar verecek bir boyuta ulaşabiliyor. ,Tedavi ile birlikte bu sorundan uzaklaşmak mümkün ve en azından sosyal çevrenizde sıkıntı yaşamayacaksınız. Hareketsiz kalma durumu ile birlikte kimi zaman kişinin bakışları da sabitleniyor.

Şizofreni Teşhis ve Tanı Yöntemleri

Fiziksel muayene ile birlikte hasta detaylı bir şekilde dinlenecektir. Laboratuar testi gibi bir test ne yazık ki mümkün değildir ve birebir konuşma ve aktarım ile tanı konulacaktır. Bu hastalığa sebebiyet veren farklı hastalıkların mevcut olup olmadığını tespit etmek için kan testi ve birtakım tahlillere ihtiyaç duyulabilir. Psikotik hastalık açısından yapılacak genel bir değerlendirme neticesinde hastanın vereceği tepkiler, tanı konulması için yeterli olacaktır. Semptomların en az 6 aylık süre zarfında görülmesi ve tekrar edilmesi, tanı için önemli bir detaydır. Hastalık türü belirlendikten sonra uygun tedavi yöntemi de doktor tarafından belirleniyor ve süreç ile ilgili bilgilendirme de detaylı bir şekilde yapılıyor.

Şizofreni Risk Faktörleri

Genetik faktörlerin yanı sıra bu hastalığı tetikleyen çok daha farklı unsurlar var ve bu unsurlara da başlıklar altında göz atmak istedik. Şizofreni hastalığının herhangi bir yaş sınırlaması yok ancak ergenlik dönemine kadar olan dönem, en az riskin olduğu dönem olarak karşımıza çıkıyor. 20 yaşını geçmiş olan her erkek ve kadın bu riski barındırıyor ve tetikleyici faktörler de göz önünde bulundurulduğu takdirde geniş bir yelpazeye ulaşabildiğini görüyoruz. Risk faktörlerini ve tetikleyici unsurları azaltmak sizlerin elinde ve uyarıları göz önünde bulundurduğunuz takdirde hastalıktan uzak kalmak da çok daha mümkün olacaktır.

Kentsel Yerleşim Alanlarında Yaşamak

Çevresel faktörler, şizofreni hastalığını tetikleyici unsurlardan bir tanesidir. Kentsel yerleşim alanları, çok sayıda farklı insanı bünyesinde barındıran bir oluşumdur ve şehir hayatının getirdiği stres ve sıkıntı insanı daha kısa sürede etkisi altına alabiliyor. Şizofreni hastaları arasında yapılan bir araştırma, bu kişilerin genellikle şehirde yaşadığını ortaya koyuyor. Önemli bir detay olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda var ve sizler de şehirde yaşıyorsanız en azından daha dikkatli ve temkinli olmalısınız. Şehir hayatı çok daha stresli ve karşı karşıya geleceğiniz farklı insan toplulukları da bunu belli oranda tetikliyor. Sakin bir hayat süren insanlarda bu hastalığın görülme riski çok daha az diyebiliriz.

Ailede Hastalık Öyküsünün Olması

Genetik faktörler başlığı altında sizinle paylaştığımız detaylar, bu başlık için de geçerlidir. Eğer ailenizde ya da akrabalarınızda bu hastalığı yaşayan birileri varsa ne yazık ki sizler de risk grubunda yer alıyorsunuz demektir. Genetik faktörler, şizofreni hastalığında önemli bir yere sahip ve birçok şizofreni hastası da bu sebeple hastalığa yakalanmaktadır. Ailede hastalık öyküsü varsa eğer incelemeler de bu doğrultuda yapılmalı ve tedavi yöntemi de yine bu doğrultuda belirlenmelidir. Genetik faktörler bazı hastalarda tek başına yeterli olabiliyor ancak bazı hastalarda diğer faktörlerin de ele alınması gerekiyor. Bu konuda doktorunuza güvenebilirsiniz ve uygun tedavi yöntemi de yine doktorunuz tarafından en doğru şekilde belirlenecektir.

Uyuşturucu Kullanımı

İnsan beynine ve sinirlerine ne çok zarar veren zararlı maddelerden bir tanesi de uyuşturucudur. Ne yazık ki son dönemde gençlerin büyük bir kısmı uyuşturucu kullanımını normalleştirmiş durumda. Şizofreni hastalığına sebebiyet veren detaylardan biri olarak uyuşturucu kullanımını da söyleyebiliyoruz. İnsan vücuduna farklı konularda da zarar veren bu zehirli maddenin kullanımı vücudu büyük ölçüde yıpratıyor ve farklı hastalıklara da sebebiyet verebiliyor. Uyuşturucu kullanan insanın bir süre sonra farklı düşünmeye başladığı tespit edilmiş ve algıların açılması ile birlikte sinir sistemi de her geçen gün biraz daha bozuluyor. Beyin uyuşmaya başlıyor ve düşünceler daha anlamsız ve saçma bir hal alıyor. Şizofreniyi en çok tetikleyen unsurlardan bir tanesidir ve muhakkak dikkat edilmesi gerekir.

Doğum Öncesi ve Sonrası Stres Faktörleri

Stres, insan vücuduna zarar veren en önemli olgulardan bir tanesidir. Özellikle doğum öncesi ve sonrası stres ve sıkıntı durumu, kişiyi farklı düşüncelere itebiliyor. Şizofreniyi tetikleyen unsurlardan bir tanesi de budur. Doğum öncesi dönemde anne adayının psikolojik destek alması tavsiye ediliyor ve bu sayede süreci çok daha kusursuz ve sağlıklı bir şekilde atlatabilecektir. Aynı durum doğum sonrası dönem için de geçerlidir. Kadınlar çok daha hassas varlıklar oldukları için duygu değişimleri ve geçişleri de çok daha güçlü oluyor. Bu değişim bir süre sonra düşünce yapısına ve psikolojiye de belli oranda etki ediyor.

Şizofreni Komplikasyonları

Şizofreni hastalığının tedavisinden sonra birtakım riskler karşımıza çıkabiliyor ve ne yazık ki bu listede intihar isteği de yer alıyor. İlaçların bu tür bir yan etkisi var ancak psikoterapi yöntemi ile gerçekleştirilen tedavilerde bu riskin en aza indirgendiğini de belirtmek gerekiyor. Komplikasyonları ortadan kaldırmak pek mümkün değil fakat en aza indirgemek için doktorunuzun uyarılarını dikkate almanızda fayda var diye düşünüyoruz. Bu konuda doktorunuz da sizleri bilgilendirecek ve tedavi öncesi dönemde olduğu gibi tedavi sonrası dönemde de yine sizinle iletişim halinde olacaktır. Yapmanız gereken şey, tedavi sonrası karşı karşıya geldiğiniz sorunları doktor kontrolleri esnasında paylaşmanız ve sorunlarınızı detaylı bir şekilde aktarmanız olacaktır.

İntihar Girişimi

Şizofreni hastalarının tamamı olmasa da büyük bir kısmı ne yazık ki intihara meyilli hastalardır ve kullanılan ilaçlar da bu eğilimi tetikliyor. İntihar girişimi, hastaların büyük bir kısmında mevcut ancak tedavi ile birlikte bu eğilimi azaltmak da mümkündür. İlaçların dozunu da bu bağlamda iyi ayarlamak gerekiyor ve doktora büyük sorumluluklar düşüyor. Tedavi sürecinde doktorunuzdan olduğu gibi yakınlarınızdan da yardım almanızda fayda var ve bu sayede iyileşme sürecini daha sağlıklı bir şekilde geçirebilirsiniz. Karşılaştığınız sorunları da yine doktorunuz ile paylaşmalı ve ilaçlar bittiği takdirde bunun bilgisini de vermelisiniz.

Şizofreni Nasıl Önlenir?

Şizofreni hastalığını tamamen ortadan kaldırmak gibi bir durum söz konusu değildir. Tedavi yöntemlerinin işe yarar kısmı ise kişinin hayatını daha kolay hale getirmek ve hastalığı bir nebze olsun kontrol altında tutabilmektir. Şizofreni hastaları ne yazık ki yaşam isteğini zamanla kaybediyor ve bu durum onları hızlı bir şekilde mutsuzluğa itiyor. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu ise tedavilerdir. Tetkikler ile birlikte hastalığın türü ve seviyesi en doğru şekilde belirleniyor ve sonrasında ilgili tedavi yöntemi uygulanıyor. Doktor ve hasta iletişimi bu bağlamda büyük bir öneme sahip ve tedavi öncesi ile birlikte tedavi sonrası dönemde de doktorunuz ile iletişimde olmanız tavsiye ediliyor. Hastalığın önlenmesi, doğru tedavi yöntemi ile birlikte mümkündür.

Sık Sorulan Sorular

Hastalıklar hakkında çok fazla bilgi kirliliği var ve özellikle online dünya bu bağlamda başı çekmeye devam ediyor. Hastaların büyük bir kısmı da verilen yanlış bilgiler nedeniyle tedavi olmaktan kaçınıyor. Endişe edeceğiniz bir durum yok çünkü şizofreni tedavisinde gayet basit yöntemler tercih ediliyor ve doktorunuz da aldığı sorumlulukların farkındadır. Sizler için sık sorulan soruları ve yanıtlarını başlıklar halinde incelemeye aldık ve bu sayede hatalı bilgileri de ortadan kaldırmış olacağız. Doğru ve sağlıklı bilgiye ulaşmak adına doktorunuzdan da yardım alabilirsiniz. Klinik ziyaretlerinizde, merak ettiğiniz tüm sorular daha net bir şekilde yanıtlanacak ve aklınızdaki soru işaretleri daha kısa süre içerisinde giderilecektir.

Şizofreni Tamamen İyileşebilir mi?

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi şizofreni hastalığı ne yazık ki tamamen ortadan kaldırılamıyor. İlaç tedavisi ve psikoterapiler ile birlikte hastalık kontrol altına alındıktan sonra hastanın yaşam konforu bir nebze de olsa arttırılabilir ancak hastalıktan tam manasıyla kurtulmak söz konusu değildir. Şizofreni hastası olduğunuzu düşünüyorsanız ya da ilgili belirtiler sizde endişe uyandırıyorsa hiç vakit kaybetmeden doktorunuz ile iletişime geçmenizi tavsiye ediyoruz. Hastalık her geçen gün ilerleme özelliği barındırıyor. Gündelik hayatlarınızda yaşadığınız sıkıntılar günden güne artacak ve sosyalleşme sorunu ile birlikte sosyal hayattan da uzaklaşmaya başlayacaksınız. Tedavi ile birlikte bu sorunu bir nebze de olsa ortadan kaldırmak mümkündür.

Şizofreni Hastaları Tehlikeli midir?

Her şizofreni hastası için tehlikeli ibaresini kullanmak kesinlikle hatalı bir söylem olacaktır. İleri seviyedeki hastalar ise kimi zaman tehlikeli olabiliyor. Bazıları kendine zarar verirken bazıları çevresine de zarar verebiliyor. Bu durum sözlü tehlikenin yanı sıra fiziksel olarak da karşımıza çıkabiliyor. Özellikle ileri seviyedeki hastalar birileri tarafından yönetildiğini düşünüyor ve bir süre sonra bu yönetilme durumu onları bir işkenceye sürükleyebiliyor. İntihar etmelerinin sebebi de bu yüzdendir. Hiç vakit kaybetmeden bir zamandan yardım almak ve tedavi için harekete geçmek gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık intihar girişimi ile de sonlanabilir ve bu da isteyeceğimiz en son şey olacaktır.

Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Şizofreni hastalığı tedavi edilmediği takdirde her geçen gün kişinin yaşam kalitesi biraz daha düşecek ve yaşadığı sorunlar da artacaktır. Bu artış bir süre sonra hem iş hayatını hem de sosyal hayatı etkiliyor ve kişi yalnızlaşmaya başlıyor. Bazı hastalarda intihar düşüncesi daha yoğun bir şekilde yer aldığı için intihar ile de sonuçlanabiliyor. Yazımızın büyük bir bölümünde belirttiğimiz gibi tedavisi mümkündür ve hastanın gündelik hayata adapte olması sağlanır. Hastalığı tamamen ortadan kaldırmak gibi bir durum mümkün değil ancak tedavi ile birlikte kontrol altına alınması mümkündür ve amaçlanan da kesinlikle budur.

Şizofreni, İş Yaşamını Nasıl Etkiler?

Şizofreninin olumlu tetiklediği ya da etkilediği herhangi bir durumdan bahsetmek kesinlikle mümkün değildir. Gündelik hayatı ve sosyal yaşantıyı olduğu gibi iş hayatını da olumsuz etkilemektedir. Şizofreni hastalarının enerjileri genellikle düşük olur ve bununla birlikte motivasyon konusunda da sorun yaşarlar. Düşük enerji ve motivasyon ile iş hayatında başarılı olmak mümkün değildir ve akılda dolanan garip düşünceler ile birlikte iş arkadaşları ile de doğru ve sağlıklı iletişim kurması pek mümkün değildir. Her zaman söylediğimiz gibi tedaviyi reddetmemek ve tam aksine tedavi için vakit kaybetmeden harekete geçmek gerekiyor. Bunu başarabildiğiniz takdirde hayatlarınıza adapte olmanız çok daha kolay olacak ve iş hayatında da daha sağlıklı çalışmalara imza atabileceksiniz.

Kullanılan İlaçların Yan Etkileri Var mıdır?

Birçok hastalığında tedavisinde ilaç tedavisi yöntemi tercih ediliyor. Her ne kadar başarılı sonuçlar elde edilse de bu ilaçların yan etkilerinin olduğunu da unutmamak gerekiyor. Doktorlar bu konuda gerekli bilgilendirmeleri yapıyor ve bu bilgilendirmelerin yanı sıra yan etkilerden de detaylı bir şekilde bahsediyorlar. Şizofreni hastalarına yazılan reçeteye bakıldığında ilaçların büyük bir kısmının yan etkilerinin olduğunu görebiliyoruz. Doz arttırıldığı takdirde bazıları intihar girişimini de tetikleyebiliyor. Bu bağlamda doktorlara büyük bir sorumluluk düşüyor ve hastanın genel sağlık durumunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. doğru ilaç tedavisi ile birlikte başarılı sonuçlar elde etmek mümkün ve bu konuda doğru tetkikler de büyük bir öneme sahiptir.

Şizofreni Hastalarına Nasıl Davranılmalıdır?

Onlara acıyarak bakmanız ya da sürekli alttan almanız ne yazık ki onların hoşuna giden bir tutum değildir. Onlara hasta olduklarını hissettirmemeniz gerekiyor ancak bunu yaparken yapmacık tavırlardan da uzak durmanızda fayda vardır. Onlarla iletişim kurmaya çalışın ve anlattıklarını dinleyin. Özellikle sosyalleşme konusunda yardımlarınıza ihtiyaçları olacaktır ve bu konuda onların yanında yer alabilirsiniz. Tedavi ile birlikte hasta yakınlarının yapması gereken birtakım hususlar da mevcut ve ilgili hekim bu konuda bilgi paylaşımında bulunacaktır. Yapmanız gereken en önemli şey ise ekstra anlayışlı olmak ve onlara hayatı daha kolay kılabilmek adına yapıcı bir tutum sergilemek olacaktır.

Şizofreni hangi yaşlarda görülür?

Şizofreni oldukça karanlık bir hastalıktır. En azından bazı şizofreni türlerinin hangi sebeplerden kaynaklandığı, hangi belirtilerle ortaya çıktığı ve hangi yaşlarda görüldüğü tam olarak bilinmemektedir. Hastaları birçoğunun uzun süre boyunca belirtilerini saklamaları da istatistiksel verilerin güvenilir olmamasına sebep olmaktadır. Genel olarak ergenlik dönemi ile otuzlu yaşlar arasında şizofreni tanısında artış olduğu söylenebilir. Ancak birçok faktör bu yaşı ileri ya da geriye itebilmektedir.

Şizofreni nasıl anlaşılır?

Şizofreni hastalığının anlaşılmasında ilk done hastanın verdiği belirtilerdir. Bu belirtilerin birçoğunun dışarıdan anlaşılması mümkün olmadığı için hastanın kendiliğinden belirtilerin farkına varması gerekir. Sonrasında ise psikiyatrik testler ile şizofreni tanısı kesin olarak konabilir. Bazen kan testlerinden ve görüntüleme tekniklerinden de yararlanılabilir. Hem doktorun hem de hastanın bakması gereken belirtiler şunlardır:

  • Olmayan bir varlığın ya da bir olayın olduğunun düşünülmesi.
  • İfade bozuklukları ve bağımlılığa yatkınlık.
  • Motor hareketleri düzensiz ve kontrolsüz bir görünüm sergiler.
  • Hijyen eksikliği ve tepkisizlik hali.
  • Hayat düzeninde bozulmalar.

Şizofreni ne hastalığıdır?

Şizofreni tamamıyla beyni etkisi altına alan ciddi bir hastalıktır. Hastalık duyulara giden nöronların etkilenmesiyle ortaya çıkar ve yayılır. Halüsinasyonların ve diğer sorunların başlıca sebebi de tam olarak bu nörolojik durumdur.

Şizofreni genetik mi?

Ailesinde şizofreni öyküsü olanlarda şizofreninin gelişme ihtimali oldukça yüksektir. Hastalık çekinik olarak bulunsa bile bir süre sonra yaşam akışı içerisindeki stresten dolayı bir anda ortaya çıkması mümkündür. Kısacası şizofreni genelde genetik bazen de çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar ki en büyük çevresel faktör duygusal travmalardır.

Şizofreni düzelir mi?

Şizofreni hastalığının çeşitli türleri bulunmaktadır. Bazı şizofreni hastalıklarının kendi kendilerine ya da tedaviyle düzelmeleri imkan dahilinde değildir. Tedavinin amacı da hastanın belirtilerini hafifletmek üzerine kurulmuştur. Bazı şizofreni hastaları ise ilaç tedavileri ek olarak uygulanan psikoterapiler ile kolayca topluma karıştırılırlar. İyi bir tedavi süreciyle hastalığın atak dönemleri arasına yıllar eklenebilir. Yani evet, şizofreni hastalığı düzelebilmektedir.

Şizofreni sonradan mı olur?

Şizofreni hastalığının ortaya çıkmasında genetik yatkınlık çok önemli bir yer kaplar. Ancak çevresel faktörlere bağlı olarak halüsinasyon gibi etkilerin çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkması da mümkündür. Örneğin bir kazada tüm ailesini kaybeden insanlarda şizofreniye çok benzer belirtiler oldukça hızlı bir şekilde gelişebilmektedir.

İlgili Bölümler
İlgili Tedaviler