Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Özgüven Sorunu Tedavisi

Etrafınızdaki kişilere aslında hiçbir konuda hayır diyemiyorsanız, sosyal ortamlarda bulunamıyor, ilişkilerinize sınır koyamıyorsanız, kendinizi yetersiz ve değersiz hissediyorsanız özgüven sorunu yaşıyorsunuz denilebilir. Bu sorun toplumda fazla önemsenmese de çocukluktan yetişkinlik çağına kadar sürebilir, kişide sosyal fobi, depresyon gibi bazı rahatsızlıklara neden olabilir. Fakat bu konuda umutsuz olmamak gerekir. Özgüven sorunu tedavisi yapılabilir bir sorundur. Ancak tedaviden önce özgüven sorununun hangi düzeyde olduğunun belirlenmesinde yarar vardır.

Özgüven kişinin kendine güvenme duygusu olarak açıklansa da aslında özgüven mutlu ve başarılı bir yaşamın kilidini açabilecek bir anahtardır. Kişi kendini ve olayları kontrol edebileceğine inanıyorsa, kendiyle ilgili olumlu yargıları varsa, kendini seviyorsa, değerlerinin farkında ise yeterli olduğunu düşünüyorsa, yalnızlığa meyilli, kendinden şüphe duyan, eleştirilere hassas olan, boyun eğen, depresyon, güvensizlik duyguları içindeki kişi ile arasında özgüven farkı vardır.

Özgüven her insan için oldukça önemli ve temel bir duygusal gerekliliktir. Kendimize biçtiğimiz öz değer oranında özgüvenimiz vardır denilebilir. Bir anlamda özgüven kendimizi ne kadar değerli bulduğumuzun ve kendimize ne kadar değer verdiğimizin göstergesi olarak kabul edilebilir. Fakat özgüven durağan ve değişmeyen bir durum ya da duygu hali de değildir. Kişiler farklı dönemlerde, farklı durumlarda, ortamlarda farklı düzeyde güven ya da güvensizlik yaşayabilirler. Ancak herkes kendini her ortamda, her durumda rahat olmak, kendini her zaman iyi hissetmek ister. Bazı kişiler yeni bir işe giriştiğinde yetenekleri ve performansı ile sınırlarını zorlar, aşağılık duygusunun kendilerini etkilememesine çalışır, diğer kişilerle iyi ilişkiler kurmak için uğraşır. Ancak bazıları da aynı süreçlerden geçse de aynı performansı göstermek istese de bunları yapmakta zorluk çeker. Kendine güvensizlik ve özgüven sorununun doğuştan geldiğine inanırlar ve bunu kabul ederler.

Özgüven bilinenin aksine doğuştan gelen bir özellik değildir. Zaman içinde kişinin çabası ile gelişim gösterir. Özgüven sorununun nedenleri ise genellikle çocukluk çağına dayanır. Uzmanlara göre özgüven sorununun temeli ailedir. Çocukluk çağında yeterince onaylanmayan, sevgi eksikliği yaşamış, yaşamında elde ettiği başarıları yeterince taksir görmemiş, devamlı ailesinin müdahalesine maruz kalmış olan kişilerde özgüven sorunu yaşanması daha yüksektir. Bu durum bireyin benlik yitimi sorunu yaşamasına neden olmaktadır. Diğer yandan aşırı serbest aile geçmişi olan kişilerde de özgüven sorunu olanlar da bulunmaktadır. Yani ailedeki tutarsız davranışlar, aşırı serbest olmaları ve aşırı kontrolcü olmaları özgüven sorununun temelini atmaktadır.

Özgüven sorunu yani özgüven eksikliği nedeniyle gelişen aşağılık duygusu ve yetersizlik zaman içinde yaşanan olaylar sonucunda da oluşabilir. Ailenin kişiyi birey olarak kabul etmemesi, duygularına ve düşüncelerine önem vermemesi, kişinin sevildiğini hissetmemesi gibi etkenler özgüven sorununa dönüşebiliyor.

Aileden sonra okulda ya da çevrede yaşananlar bunları destekler şekilde sürerse özgüven sorunu ortaya çıkabilir. Özgüven doğuştan gelen bir yetenek değildir. Bu özellik kişilerde bebeklikten itibaren gelişim gösterir. İlerlemesi yukarıdan aşağıya olmaz. Aksine kazanılabilen ve geliştirilebilen bir özellik olarak kabul edilir. Her davranış değişebilir, özgüven sorunu da tedavi edilebilir.

Özgüven sorunu tedavisi sırasında uygulanacak kolay tedavi aşamaları vardır. Bunlardan ilki bilinçaltına yapılacak telkinlerdir. Çünkü özgüven sorununun nedenleri arasında bilinçaltı da vardır. Kişinin bilinçli olarak algılayamadığı pek çok olayı bilinçaltı detaylı şekilde depolar. Bilinçaltı çocuğun doğumuyla birlikte vardır. İlk anda yaşama dair olan boş sayfaları bulunur. Sayfaların en önemli ilk yerlerini aile doldurur. Küçükken ailede devamlı olumsuz davranışlar gösterilir, olumsuz cümleler kurulur ise özgüven sorununun en önemli sebebi bu olabilir. Bilinçaltı her olumsuz hareketi depolar. Kişi zamanla özgüvensiz biri haline gelir. Bir çocuğa büyüyünceye kadar ailesi tarafından olumsuz cümleler kurulursa birey özgüveni olmayan, çekingen, utangaç biri olur.

Bu sorunun çözümünde uygun telkin CD’leri kullanılabilir. Bilinçaltını etkileyen en önemli çalışma telkinlerdir. Yoğun olarak doğru telkinler dinlenirse kişi bilinçaltındaki sorunları çözümleyebilir. Özgüven sorunu tedavisinde telkinlerin önemli bir yeri vardır.

Özgüven sorunu tedavisi içinde ikinci aşama kişinin kendini sevmesidir. Çünkü özgüven eksikliği olan kişiler genellikle kendilerini sevmez. Devamlı olarak kötü yönlerini düşünür ve olumsuz düşüncelere kapılırlar. Bu süreç kişinin cesaretini kırar. Bu davranış şekli zaman içinde kişinin otomatik olarak yaptığı bir duruma dönüşür. Her eyleminde devreye girer ve cesaretini kırar. Bu nedenle tedavide en önemli unsurlar arasında kişinin kendini sevmesidir. Kişi kendini sevmediği sürece otomatik düşünce biçimleri gelişir ve devamlı cesareti kırılır. Kişinin kendini sevmesi olumlu yönlerine odaklanması ile gerçekleşir. Özgüvenli ve başarılı kişiler genellikle kendini sevme kuralını doğru uygular.

Özgüven sorunu tedavisindeki diğer aşama sınır tanıma kuralıdır. Bu kural pek çok iş adamı girişimciler tarafından uygulanır. Zihnimizde bazı yaşamsal değerlere göre sınırlar vardır. Bu sınırlar bazıları tarafından aşılır, bazıları da sınırların içinde kapalı kalırlar. Bu nedenle özgüven sorununun aşılmasında sınır tanımamak gerekir. Kişi korkularının, olumsuz düşüncelerinin üzerine gitmelidir.

İnceleyen ve Onaylayan : Uzman Dr. Güler Mocan

Özgüven Sorunu Tedavisi Hakkında

Toplumda kişilerin kendileri ile ilgili duygu ve düşünceleri farklılık göstermektedir. Arkadaşlara karşı yaklaşım, sınavlardan elde edilen başarı, başkalarının tavırları, olaylara yaklaşım, duygusal iniş çıkışlar gibi durumlar herkeste farklı etkilere neden olabilir. Bunlar bazıları tarafından pozitif, bazıları tarafından da yaşamda olumsuz etkiler yapacak davranışlara yol açabilir.

Bunlar geçici olmalarına rağmen, sadece olaylar karşısında tutum olsa da herkeste etkisi farklı olabilir. Özgüven bunların dışında temel bir olgu olarak kabul edilir. Özgüven sorunu olmayanlar bu durumlardan dolayı fazla etkilenmez. Özgüven sorunu olanlar ise duygusal dalgalanmalar meydana gelir, kişinin kendini nasıl gördüğü, nasıl kabul ettiği ciddi oranda etkilenir. Bu yüzden özgüven sorunu tedavisi bu kişilere tavsiye edilmektedir. Böylece sağlıklı ve başarılı bir yaşam sürdürülebilir.

Özgüven sorunu olan kişilerde yaptıkları ile bağlantılı şekilde kendileriyle ilgili düşünceler oluşur. Üzülmelerine yol açan duygularını engellemek dışarıdan gelen pozitif deneyimlere bağlıdır. Yani arkadaşlardan gelen övgü, kendine saygı gösterilmesi deneyimler olabilir. Yaşama motive olabilmek için her zaman destek arayışında olurlar. Bunlara rağmen düşünceleri gelip geçicidir. Bunu sürdürmeyi başaramazlar.

Özgüven kişinin doğumuyla birlikte toplumdaki diğer kişilerle yaşadığı deneyimler, aktiviteler neticesinde yarattığı ve kendini yansıtan bir imaj gibi gelişir. Özgüvenin oluşması, şekillenmesi çocukluk döneminden itibaren başlar. Elde edilen başarılar, başarısızlıklar karşısında ailenin, arkadaşların, öğretmenlerin ve diğer kişilerin verdiği tepkiler, davranışları özgüvenin oluşmasına etki eder.

Özgüven sorunu her zaman fark edilmez. Bazı durumlar değerlendirilir ise bu sorun ortaya çıkabilir. Bazı kişiler mutlu ve başarılı olmalarına rağmen hata yapmaktan korkar ve çekinir. Devamlı olarak kendini başarılı olmak için zorlar. Bu da başkaları ile yarış içinde olma, mükemmeliyetçi olma ya da her şeyi silme derecesinde sorun haline gelebilir.

Bazı kişilerde yaşamlarında önemli ve güçlü olmalarına rağmen kendileri ile ilgili fikirleri ve düşünceleri önemsemiyormuş gibi davranırlar. İçlerindeki öfke kendilerini iyi hissetmelerine engel olur. Sürekli başkalarını yargılar, hükümlerini dikkate almadıklarını gösterirler. Bu da kişilerde başkalarını suçlama, otoriteye karşı gelme, toplum kurallarını çiğneme gibi sorunlara yol açabilir.

Bazı kişiler de yaşamlarında aciz görünür, sorunlarla başa çıkamayacakları düşüncesini yaratarak, başkalarının yardım etmesini bekler. Kendilerine acıyarak sorumluluk alırlar, yaşamını değiştirmede duyduğu korkuyu adeta koruyucu bir kalkan gibi kullanırlar. Sürekli başkalarının kendilerini yönlendirmesini beklerler. Bu da kişilerde iletişim, bağımlı olma, başarısızlık gibi sorunlara neden olabilir.

Özgüven sorunu yaşayan kişiler için bu yıkıcı bir durumdur. Endişe, stres, yalnızlık hissi gibi duyguların oluşumunda etkendir. Bu kişilerin arkadaşlık ve duygusal ikili ilişkilerinde de sorun yaşanır. Akademik kariyerde, iş yaşamında aksamalar ortaya çıkar. Bu yüzden özgüven sorunu tedavisi kolay bir süreç değildir. Kişinin bu sorunu aşacağına inanması ön koşuldur. Başarı kazanması için bazı aşamalardan geçmesi gerekir.

Özgüven sorunu tedavisinde ilk koşul kişinin içinden gelen sese aldırış etmemesi gerekir. Özgüveni geliştirmek ve yükseltmek için kendisine sürekli olarak negatif talimatlar veren iç seslerine aldırış etmemelidir. Bu talimatlara meydan okumalıdır. Bununla daha rahat başa çıkabilmek için talimatlara uygun tepkiler vermelidirler.

İç ses insafsız şekilde kırıcı oluyorsa kişi herkesin yaptıklarını beğendiğini düşünmeli, yaptıklarının mükemmel olmasa da çok çabaladığına inanmalıdır. Yaptıkları kişinin gurur kaynağı olmalıdır. İç ses hayalci üslupla genelleme yapıyor ise kişi başarısız bile olsa çalışmasını sorunsuzca tamamladığını düşünmeli, kalan eksikleri de çalışarak tamamlayacağına inanmalıdır.

İç ses saçma sapan fikirler veriyor ise kişi bunu üstüne almamalı, gerekirse muhatabı olduğu kişilerle açıkça konuşmalı, iç sesinin yönlendirmesi ile hareket etmemelidir. İç sesi kıyamet habercisi gibi mesajlar veriyorsa kişinin karamsarlığa kapılmaması, yaşananların her şeyin sonu olduğunu düşünmemesi, kendilerine güvenerek yoluna devam etmesi gerekir.

Özgüven sorunu tedavisinde kişinin iç sese kulak asmadan yoluna devam etmesi önemli bir aşamadır. Fakat tek başına yeterli değildir. Bunu desteklemek için kişi kendine merhamet etmelidir. Bu başkaları ile ilişkilerinde kendi davranışlarına empati kurmasını sağlar. Bunu başaran kişi arkadaşı zorda olduğunda ona yardımcı olur, destekler ve ilgisini eksik etmez. Kişi bunu başardığında kendisinin de bunları hak ettiğini kavrayabilir. Zor günlerden geçen kişiler kendini anlamalı, ilgi göstermeli, yapamadıkları olduğunda kendini affetmeyi öğrenmelidir. Kişi kendini eleştirmek yerine hata yapabileceğini düşünerek kendine karşı daha nazik bir yaklaşım sergilemelidir. Kendini kötü hissettiğinde duygularını göz önüne alarak orantılı şekilde kendini serbest bırakmalıdır.

Özgüven sorunu tedavisinde kişinin başkalarından destek alması da önemlidir. Ancak bu oldukça zordur. Bu sorunu yaşayanlar genellikle başkalarından destek almaz. Bu desteği hak etmediklerine inandıklarından başkalarına yardım talebinde bulunmaz. Kişi bu desteği almayı başarabilirse geçmiş deneyimlere dayanan negatif iç seslere karşı daha kolay mücadele edebilir. Özgüven sorununu aşmak için bu avantaj iyi değerlendirilmelidir.

Özgüven Sorunu Nedir?

Özgüven sorunu çocukluk çağından itibaren gelişim gösteren bir problemdir. Uzmanlar okul dönemindeki başarısızlığın en önemli sebebinin özgüven sorunu olduğunu belirtmektedir. Çocuktaki ben yapamam, başaramam gibi inançların olması özgüven sorununa dayanmaktadır. Bu dönemde çocukların yaşamında bir kez bile öğrenilmiş çaresizlik ile karşılaşması özgüvenini zedelemektedir. Özgüvenin geliştiği çocukluk döneminde aileye, öğretmenlere önemli görevler düşmektedir. Çocuklarının kendilerine güvenmelerini sağlamaları onlar için yapacakları en iyi iyilik olacaktır. Özgüven çocukların ileride duygusal gelişimlerinde, sosyal yaşantılarında, kişilik yapısında önemli bir etki yapacaktır.

Kişinin kendine inancı, bunu gerçekleştirebilmek için kendi yeterliliğine inanması özgüven olarak tanımlanabilir. Bu yaşam boyu gereken ve önemli bir yere sahip bir etkendir. Dış dünyadaki yerimizi, kişilerle iletişimimizi sağlayacak önemli bir güvencedir. İç sesine kendisinin yeterli olma duygusunu kabul ettiren kişi kendini de sevecektir. Bu kişiler başkalarını da sevmekte zorlanmaz. Bu da kişinin sosyalleşmesinde etkili olur. Özgüven çocuklukta oluşmaya başlar. Bu temel sağlam olursa çocuklar yetişkinlikte daha başarılı bireyler olabilirler.

İnsan doğası gereği kabul görmek, kendilerini oluşturmak ve onaylanmak ister. Doğumdan itibaren başlayan bu süreç ölüme kadar sürer. Bu insanın var olma savaşı gibidir. Bu duyguların birleşimi özgüvenin temelini oluşturur. Devamlı şekilde eleştirilen, yargılanan, aşağılanan kişiler kendilerinin yetersizliğine inanarak kendilerine güvenmeyi kaybeder. Önemli becerilere sahip çocuklar bunu göstermek için çabalamazlar. Aileler ve öğretmenler çocukların bu durumuna anlam veremez. Çocuk çevresinde kendine inananların olduğunu hissettiği takdirde öğrenmeye karşı isteği de artar.

Yaşamın başlangıcında çocukların başarısızlıktan çekinmesi söz konusu değildir. Devamlı öğrenmek ve deneyimlerini arttırmak isterler. Yürümeyi düşe kalka da olsa büyük bir gayretle öğrenirler. Normalde düştüklerinde bunda başarısız olduğunu düşünmeyen bir çocuğa başarısızlığını anne ve babası lanse eder. Çocuklar ise her hareketinde onay istemeye başlar. Onaylanmayan hareketinin başarısız olduğunu düşünürler. Çocukların yanındaki kişiler tarafından teşvik edilmeye ihtiyaçları vardır. Bu onların ustalaşması, öğrenmesi açısından gereklidir. Buna sahip olan çocuklar öğrenme ve uygulama sırasında daha fazla gayret gösterebilirler.

Başlangıçta insanlar korkuyu bilmeseler bile büyüdükçe kabul görmeme, onaylanmama, reddedilme gibi davranışlar nedeniyle başarısızlık korkusu ile tanışır, harekete geçmekten korkmaya başlarlar. Özgüven sorununun tedavi edilebilmesi için kişinin değerli olduğunu, var olduğunu, sevildiğini bilmesi, deneyerek her şeyi başarabileceğini öğrenmesi gerekir. Bu etkenler çocukluk ve yetişkinlik döneminde bireylerin motivasyonunu arttıracaktır. Bir alanda başarıyı yakalamış olan kişiler değerlendirildiğinde yüksek özgüvene sahip oldukları görülebilir. Çünkü yaşamda başarılı olmanın temeli özgüven ile atılır.

Özgüven sorunu tedavisi için kişinin yapabilecekleri de küçümsenmemelidir. Kişinin önce kendini sevmesi ve kabullenmesi gerekir. Bunu başardığı takdirde başarısızlığının olmadığı sadece başarısızlık sonuçları olduğunu görebilir. Böylece başarısızlık olarak görülenler gayret ve çaba ile düzeltilebilir. Kişi iç sesine daha fazla güvenir ve özgüvenini arttırabilir. Bir iş eğer herhangi biri tarafından yapılabiliyor ise bunu başka kişilerde yapabilir.

Kişilerin potansiyel güçleri her zaman kullanılmalıdır. Bunu yapabilmek için özgüven yardımıyla bunların dışa vurulması gerekir. Geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler yeniden denendiği takdirde başarıyla sonuçlandırılabilir. Bu da kişinin bunu yapabileceğine inanması sonucunda olabilir. Bu kişinin özgüveni ile harekete geçmesi sonucunda gerçekleşebilir.

Motive olmak için kişinin kendine güvenmesi gerekir. Bu durumda kişi önce kendine inanırsa, başkaları da ona inanır. Özgüven sorununun aşılması için kişinin kendini iyi tanıyarak yapabileceği kadarını hedeflemesi gerekir. Yani kişiler sınırlarını fazla zorlamadan genişletmelidir. Bu durumda istedikleri başarıyı elde edebilirler. Özgüveni sağlamak için kişi kendini ve içsel kaynaklarını iyi tanımalıdır. Özgüven başarının anahtarıdır. Fakat çalışma becerisinin elde edilmesi için biraz gayret gösterilmelidir.

Çocuklarda Özgüven Sorunu Belirtileri Nelerdir?

Çocukluk döneminde özellikle ilk yıllarda özgüven gelişimi önemlidir. Ailenin tutumu, çocuğu yetiştirme tarzı, çocuğun kendi hakkındaki duygularının oluşumu ve özgüven derecesi bakımından önemlidir. Bunun ardından arkadaş ve sosyal çevreden alınan tepkiler özgüvene etki ediyor. Çocukların çevresinden aldığı tepkilerle orantılı şekilde olumlu ya da olumsuz benlik algısı gelişiyor. Çocuklarda özgüven sorunu varsa bunu bazı belirtilerle ortaya koyabilir. Çocuğun ana babaya bağımlı olması, içine kapanık ve utangaç olması, yeni aktiviteleri yapmakta isteksiz davranması, diğer çocuklarla kaynaşmakta zorluk çekmesi bu belirtiler arasındadır.

Çocukların yeni durumlara uyum sağlayamaması, davranışlarının olumlu yönde düzeltilmesinden rahatsız olması, kendini aşağı görmesi, anne babaya bağımlı olmasına rağmen onlardan korkması da belirtiler arasındadır. Çocuğun bireysel kimliği gelişmedi ise hakkını korumada kendini savunmada başarısız olur. Davranışlarının tutuk olması, sıkça okuldan kaçma eğilimi göstermesi de özgüven sorununun belirtileri arasındadır.

Özgüven Sorunu Nedenleri Nelerdir?

Özgüven sorununun temeli çocukluk çağında atılır. Ailenin çocuğu birey olarak görmemesi, çocuğun aşırı şekilde olumsuz deneyimlere ve başarısızlıklara odaklanması, gerçek olmayan hedefler belirlemesi, olumsuz taraflarını öne çıkarması, yeteneklerini eleştirmesi, geçmişteki olumsuz deneyimlerin yeniden yaşanma korkusu gibi nedenler özgüven sorununa işaret edebilir.

Bireye Yeterince Güvenilmemesi

Bireye yeterince güvenilmemesi özgüveni zedeleyici bir nedendir. Özgüven gelişiminin başladığı çocukluk döneminde anne babanın, öğretmeninin, arkadaşlarının güvenini elde edemeyen bireyin özgüveni yeterince gelişemez. Bu ilerideki yaşamında özgüven sorunu yaşamasına neden olabilir.

Başarının Ödüllendirilmemesi

Başarının ödüllendirilmemesi bireyin kendine güvenini zedeleyici bir unsurdur. Başarısı ödüllendirilen birey başarısızlıklarla daha kolay başa çıkabilir. Başarısızlıkları engellemek için daha fazla çaba sarf edebilir.

Ceza Odaklı Davranışlar

Ceza odaklı davranışlara sıkça maruz kalan bireyler yeni bir şey yapmaktan, yeteneklerini sergilemekten çekinir hale gelebilirler. Yaptıkları işlerin, hareketlerin cezalandırılacağı düşüncesi bilinçaltına yerleşir. Bu nedenle bireyde özgüven sorunu gelişebilir.

Özgürlüğün Kısıtlanması

Özgürlüğün kısıtlanması kişinin yeni bir eylem yapmasına, diğer kişilerle kaynaşmasına, sosyal yaşamın içinde olmasına engel olur. Kişi bağımsız bir birey olarak hareket edemez hale gelir. Sürekli ebeveynlerine bağımlı olur. Bu özgüveni zedeleyen ciddi bir nedendir.

Yalnız Bırakılma

Kişinin yalnız bırakılması, çevresinden destek görmemesi halinde geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimlerle başa çıkamaz hale gelebilir. Yalnız kalma kişinin desteklenmemesi anlamını taşır. Bu yüzden özgüvenin azalması ile içe kapanma, sosyalleşmekten uzaklaşma gibi sorunlar yaşanabilir.

Özgüven Sorunu Hangi Yaşlarda Ortaya Çıkar?

Özgüven bireyin kişiliğinin temelini oluşturmaktadır. Çocuğun yetiştirilmesi sırasında öncelikli konular arasında çocuğa özgüven duygusu kazandırmak vardır. Anne babaların pek çoğunun akademik başarıyı daha üstün tutması söz konusu olsa da gerçekte bireyin kişilik yapısı ve özgün duygusunun gelişimi ön planda tutulmalıdır. Uzmanlara göre yaşamın ilk iki yılında özgüvenin temelinin atıldığı öngörülmektedir. Bu nedenle anne bebek ilişkisi de çok önemlidir. Annenin çocuğunun ihtiyaçlarına duyarlı olması, onu ihmal etmemesi durumunda çocuğun huzur ve güven duygusu yerleşir. Bunlara uyulmaması halinde tam aksi şekilde huzursuzluk ve güvensizlik duygusu etkili olur. Bebeklik çağı özgüven sorunu açısından kritik bir önemdedir. Gelişim ergenliğin sonuna kadar sürdüğünden bu çağa kadar çocuklara karşı yaklaşıma dikkat edilmelidir.

Özgüven Sorunu Tedavi Türleri

Özgüven sorunu tedavi türleri kişinin kendisi hakkında olumsuz düşüncelerinin değiştirilmesi, kendine olan güveninin arttırılması amacını taşır. Bunun için bazı psikoterapi uygulamalarına başvurulur. Tedavi sırasında kişinin buna yaklaşımı ve tedavi olmayı istemesi de oldukça önemlidir.

Bilişsel Davranışçı Psikoterapi

Bilişsel davranışçı terapi bilimsel ilkelerin psikoterapi alanına uygulanması ile gerçekleşir. Özgüven sorununda kişide başarısız olmak, güzelliği, kilosu, tembellik, saçları gibi bazı özelliklerine karşı olumsuz düşünceler gelişmektedir. Bu durumda kişinin kendisi hakkındaki düşünceleri, başkalarının onların hakkındaki düşünceleri ile gelecekleri hakkındaki düşünce ve inançları etkili olmaktadır. Psikoterapide kişinin olmayı istediği kimlik ile olduğunu düşündüğü kimlik önemlidir. Kontrastın büyüklüğü ölçüsünde kişide özgüven sorunu da büyük olur. Bu durum kişinin kendisi hakkında olumsuz düşüncelere sahip olmasına neden olur ve hedeflerine ulaşmasını engeller. Kendilerini eleştiriler ve cezalandırırlar. Bu kişiler kendi başarılarını bile görmez ve çıkmaza girerler. Bilişsel davranışçı psikoterapi tedavisinde kişilerin bu düşüncelerden arınması amaçlanır.

Dinamik Yönelimli Psikoterapi

Dinamik yönelimli psikoterapi tedavisinde kişinin kendi olmak için kendisi ile çalışmasına yardımcı olunur. Bu tedavide terapistten ziyade danışan kişi daha aktiftir. Kişideki özgüven sorununun tedavisinde sorunun zararlı etkileri, hataları ortaya konularak tedavide buna yönelik bir program uygulanır. Dinamik yönelimli psikoterapide yaklaşım kişinin düşüncesi, duygusu, ailesi, davranışı, sosyal ve kültürel yapısı bir arada ele alınır.

Özgüven Sorunu Tedavi Öncesi

Özgüven sorunu tedavi öncesinde kişilerin bazı desteklere ihtiyacı olacaktır. Özgüven diğer kişilerle iletişimde, çalışma ve eğitim alanında, yeni ortamlara girildiğinde, aşk yaşamında yani her yerde gerekli bir unsurdur. İş yaşamında kendine güvenemediğinden girişimde bulunamayan, karşısındakilerle kendisinden emin şekilde konuşamayan, başkaları ile dostluk kuramayan kişiler istediklerine kavuşamaz. Kişinin çekingenliği, utanması ve susması kendine güven duymamasından kaynaklanır. Bu nedenle özgüven sorunu tedavisinden önce kişilerin tedaviyi başarıyla sonuçlandırması için desteklenmesi gerekir.

Psikolojik Destek

Özgüven sorun yaşayan kişilere tedaviden önce psikolojik destek verilmelidir. Kişiler yaşamında özgüvenleri eksik olduğundan çeşitli sorunlar yaşayabilirler. Bunu aşmak için bir desteğe ihtiyaçları olacaktır. Duygularını, düşüncelerini bir dengede tutmaları gerekir. Özgüveni yükselen kişiler konuların üzerinde nasıl duracağını iyi bilirler. Duygularını yönetebilir ise özgüvenlerini daha kolay kazanabilirler. Bilinçaltı kişilerin yaşamını şekillendirir. Çocukluk çağında kişiye layık olduğu şeyin ne olduğu hissettirilir ise kendine ve çevresine ait duygular neyse ileri yaşamında da bu duyguları yaşar.

Psikolojik destek sırasında kişiye bilinçaltına çocukluk döneminde yerleşen olumsuz duygular değiştirilmeye çalışılabilir. Çocuklukta iyi yaşam süremeyen, bilinçaltına doğru düşünceler, duygular işlenmeyen kişilerde özgüven sorunu gelişebilir. Ancak bu kişilerde özgüven sorunu tedavi edilerek daha sonraki yaşlarda özgüven geliştirilebilir. Doğru eğitim, tedavi olmayı istemek özgüvene doğru atılacak önemli bir adımdır. Kişinin özgüveninin olması demek kişi nasılsa öyledir demektir. Kendisi olmayı beceren kişi yer, mekân, zaman önemi olmadan her yerde aynı olur. Alacakları psikolojik destek kişilerin tedaviye kendi istekleri ile başlamasına ve tedaviden olumlu sonuç alınmasına yardımcı olacaktır.

Özgüven Sorunu Tedavi Sonrası

Özgüven sorunu tedavi sonrası kişilerin bazı şeyleri uygulayarak yaşamlarına bu şekilde devam etmesi gerekir. Hayatta daha başarılı olmak, özgüveninin devamını sağlamak ve geliştirmek için bazı önlemler alınmalıdır.

Olumlu Yanlarının Keşfedilmesi

Özgüven kişilerin mutlak başarıyı elde etmesinin en önemli unsurudur. Kişi tedaviden sonra özgüvenini yeniden kazanır. Bu sayede başarabileceklerinin ve başaramayacaklarının farkına varabilir. Bunun için çaba gösterebilir, değiştiremeyecekleri için kabullenmeyi öğrenir, kendisini bu şekilde sevmeyi başarır. Bir beklentisi olmasa da kişi olumlu düşüncelerini sürdürebilir. Ayrıca sınırlarının ve yeteneklerinin farkına varır. Olumlu yanlarına odaklanarak başkasının desteğine, onayına gerek duymadan başarıyı elde edebilir.

Başarı Listesi Oluşturmak

Başarmak belki de en güzel duygulardan biridir. Bu kişinin kendini mutlu hissetmesine yardımcı olur. Özgüven sorunu olan kişiler başardıkları ile mutlu olmayı başaramadıkları gibi daha mutsuz hissederler. Tedaviden sonra kişiler başarı listesi oluşturarak kendilerini motive edebilirler. Bu listeden seçim yaparak özgüvenini geliştirmek için çaba sarf etmeleri gerekir. Kişi başarılı olduğu kadar mutlu olur. Daha dengeli bir yaşamı olur, kendini daha iyi hisseder. Yaşamdan haz almak için kişinin özgüveni olmalıdır. Aksi halde yaşam çekilmez bir hal alabilir.

Dış Görünüşte Değişim

Özgüven sorunu tedavisi gören kişilerin dış görünüşüne önem vermesi gerekir. Dış görünümde değişim kişinin kendini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Bunun için kiminle birlikte olduğunuz ya da nereye gittiğiniz önemli olmamalı. Kişi bakımlı olduğunda, dış görünüşü iyi olduğunda içsel olarak kendisini daha iyi hissedecektir. Bu da özgüvenin gelişmesine yardımcı olacaktır.

Hobi Ve Sosyal Çevre Edinilmesi

Kişinin özgüven sorunu tedavisinden sonra hobi ve sosyal çevre edinmesi özgüveninin gelişmesine yardımcı olacaktır. Sanat ya da spor dallarından biriyle uğraşmak kişiye iyi gelecektir. Spor ile uğraşmak kişinin fiziksel sağlığına iyi geldiği gibi ruhsal zindelik açısından da iyidir. Bu özgüveni arttıran bir etkendir. Enstrüman çalmak, resim yapmak, ebru sanatı gibi hobiler kişinin kendini ifade etmesine yardımcı olur. Bu nedenle kişi açısından olumlu bir geri bildirimdir. Kişinin sosyal çevre edinmesi de onun için iyi bir uğraş olacaktır. Bu şekilde diğer kişilerle iletişimi sağlayacak, daha aktif olacaktır. Bu özgüvenin gelişimine olumlu etki yapabilir. İnsanlarla iletişimde olmak, onlardan destek almak pek çok olumsuz düşüncenin değişmesini sağlayacaktır.

Hedefler Belirlemek

Özgüven sorunu tedavisi gören kişilerin yaşamlarında bazı değişimler yapması gerekir. Öncelikle kendilerine hedefler belirlemek için çabalamalıdır. Ancak kişilerin aşırı hedefleri baz almaması gerekir. Kişi başkalarının kendileriyle ilgili beklentilerini değil kendi beklentilerini ön planda tutmalıdır. Önemli olan kişinin kendi beklentileridir. İlerlemeyi hızlı bir şekilde değil adım adım yapmakta yarar vardır. Hedeflerinizi gerçekleştirdikçe kendinizi de ödüllendirmeyi ihmal etmemelisiniz. Bu kişinin kendinden memnun olmasını destekleyecektir.

Sık Sorulan Sorular

Özgüven sorunu tedavisi hakkında makalemizde geniş bir bilgiye yer verdik. Özgüven sorununun tedavi yaklaşımı, bu sorunun nedenleri gibi bilgileri değerlendirebilirsiniz. Bu bölümde özgüven sorunu tedavisi hakkında merak ettiğiniz soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.

İdeal benlik ve gerçek benlik arasındaki fark nedir?

Benlikler kişinin kendisine ait düşünceleri kapsamaktadır. Gerçek benlik şimdiye kadar olan yaşantılarımız ve tecrübelerimiz ile sahip olduğumuz benliktir. İdeal benlik sahip olmayı istediğimiz yani o olmayı istediğimiz kişinin benliğidir. Bu iki benlik arasında doğru bir denge kurulmalıdır. Gerçek benlik ve ideal benlik arasındaki makasın açılması halinde kişinin ruhsal durumu kötüleşebilir. Kişilerde duygu durum bozuklukları ortaya çıkabilir.

Özgüven sorunu depresyona neden olur mu?

Çocuklukta itibaren gelişim gösteren özgüven bireyin yetişkinlik döneminde sağlıklı ve başarılı olmasını sağlar. Ancak özgüven sorunu bulunan kişilerde yetişkinlik döneminde sosyal fobi, depresyon gibi sorunlar yaşanabilir. Bu nedenle özgüven sorunu zamanında tedavi edilmelidir.

Özgüven sorunu olan kişilerde okulda ve işyerinde insan ilişkileri nasıl olur?

Özgüven sorunu olan kişiler çevresindeki kişilerle ilişki kurmada sorun yaşarlar. Bu nedenle kişilerin okulda ve işyerinde bulunan kişilerle sağlıklı bir iletişimi olmaz. Kişi başkalarının yardımı bile isteyemez.

Hayır diyememek özgüven sorunu ile ilgili midir?

Toplumda hayır diyememek yaygın bir sorundur. Bu ayrıca öğrenilen ve başkasına öğretilebilen bir beceridir. Bunun eksik olması bazı kişiler için sorun haline de gelebilir. Özgüven sorunu olan kişiler hayır diyemez. Bunun bazı nedenleri olabilir. Karşısındaki kişiyi kırmamak, karşısındakini incitmek istememek için hayır demek istemezler. Fakat hayır diyememek kişilik bozukluğuna işaret etmez. Bu kişinin aşırı duygusal olduğunu, pasif bir yapıda olduğunu gösterebilir. Kişi hayır diyemedikçe kendi içinde çelişir ve öfke patlaması yaşayabilir. Bu kişide sorun yaratırsa mutlaka psikolojik destek alınması gerekir.

Özgüven sorunu yaşayan kişiler olaylardan nasıl etkilenir?

Özgüven sorunu kişinin yaşamını olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu yüzden kişilerin benlik saygısı olmaz. Özgüven sorununun uzman kişilerin yardımıyla ortadan kaldırılması gerekir. Özgüven sorunu yaşayan kişiler olaylardan olumsuz etkilenirler. Olaylara karşı karamsar yaklaşırlar, başkaları tarafından önemsenmezler. Olaylardan daha hızlı etkilenir, daha kolay tepki verirler. Diğer kişilere göre olaylar onları daha fazla etkiler.

Kendini önemsiz hissetme duygusu nasıl yenilir?

Kendini önemsiz hissetme duygusu kişinin özgüven sorunu yaşadığınız gösterir. Bu kişilerin öncelikle kendilerini sevmesi ve kendilerini değerli hissetmesi sağlanmalıdır. Bunun için gerekirse psikolojik destek alınmalıdır. Kişi öncelikle iç sesine karşı direnmeli, iç sesinin yönelttiği olumsuz düşüncelere karşı koymanın yollarını bulmalıdır. Ayrıca bu kişilerin başka kişilerden destek alması sağlanmalıdır. Diğer kişilerin desteğini kabul etmek bile özgüvenin gelişimde önemli bir etkendir.

Özgüven eksikliği testi nedir?

Özgüven eksikliği testi bilimsel bir test değildir. Bu testin amacı kişilerin özgüven eksikliği yaşayıp yaşamadığı hakkında fikir edinmesine yardımcı olabilir. Test özgüven sorunu teşhisinde tanı amaçlı kullanılmamaktadır. Testin içeriğinde olan sorulara kişiler genellikle doğru yanlış seçeneğini tercih ederek cevap verirler.

Mükemmellik takıntısı özgüven eksikliğine neden olur mu?

Mükemmellik takıntısı kişilerde endişe ve panik gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Mükemmel çocuklar, mükemmel ev, mükemmel bir vücut görünümü, mükemmel iş, mükemmel bir okul yaşamı, sosyal yaşam kısaca kişinin yaşamında her şey mükemmel olmalıdır. Ancak mükemmellik takıntısı kişide başarısızlıkların nedeni olabilir. Bu sorun nedeniyle kişide özgüven eksikliği gelişebilir. Kişi mükemmel olanın peşinde koşturduğunda kendisinden, başkalarından, yaşamdan kusursuzluk, eksiksizlik, ideallik bekler. Bu nedenle girişimlerinde başarısızlıkla karşılaşabilir.

Özgüven sorunları olan çocuklarda ailenin tutumu nasıl olmalıdır?

Özgüven sorunları olan çocuklarda ailenin çocuktan yaşına uygun beklentilerinin olması gerekir. Çocuk kendisinden bir şey beklenmediği takdirde görev almayı istemez ve kendisini geliştirmek için desteklenmez. Aynı şekilde çocuktan kapasitesinin üzerinde beklentilerde bulunmak ta hatalıdır. Bu durumda çocuk yanlış yapmaktan çekineceği için kendini geliştiremez.

Çocuklar kendi becerilerinden emin değilse yetişkinlerin desteğine gereksinim duyarlar. Yeni bir şeyi deneyeceği zaman onu cesaretlendirmek, işi yapabileceği konusunda yol göstermek çocuğun işini kolaylaştıracaktır. Aile 'sen işi yapmaya başla, yardıma gerek duyarsan biz burada olacağız' gibi çocuğu cesaretlendirecek, adım atmasını sağlayacak bir tutum izlemelidir.

Özgüven sorunu olan çocuklara küçük sorumluluklar vererek başarının ne olduğu konusunda çocuklara deneyim kazandırılmalıdır. Ayrıca ailenin çocuklarının varlığı nedeniyle çok mutlu olduğunu çocuklarına hissettirmelidir. Çocuklara onlara olan sevgilerinin başarılarına ya da başarısızlıklarına bağlı olmadığını, onları koşulsuz bir şekilde seveceklerini söylemeleri önemlidir.

Ailenin çocuklarına ilgi alanları ve yetenekleri ile ilgili faaliyetlere, aktivitelere katılması konusunda destek vermesi gerekir. Bu şekilde çocukların var olan yetenekleri daha kolay ortaya çıkabilir, kendilerine güvenmeleri sağlanabilir.

Ailelerin çocuklarından beklentileri onların seviyesini aşmamalıdır. Çocuklara ulaşabilecekleri hedefler koyarak, başarılı olmaları desteklenmelidir. Evin içinde herkesin birbirine rahatça güvenebileceği, hayal kırıklıklarını, üzüntülerini, başarısızlıklarını, başarılarını paylaşabilecekleri güvenli bir ortam oluşturulmalıdır. Bu sayede çocukların özgüven sorunu daha kolay aşılabilir.

Özgüven eksikliği hangi sorunlara yol açar?

Özgüven eksikliği olan kişiler sosyal ilişkilerde kendini yeteri kadar ortaya koyamaz. Daha yüzeysel ve yetersiz ilişkiler yaşar. Bu nedenle çevresi için ilgi çekici biri olamaz. Dolayısıyla iletişimleri yüzeysel olur. Ruh sağlığı diğer kişilere göre daha risklidir. Yaşamı stresli olur, olaylar karşısında mücadele etme gücü azalır. Akademik durumlarda performansını ortaya koymada zorluk çeker. Bu nedenle normal kapasitesinin altında başarı elde eder. Özgüven eksikliği bulunan kişiler olaylar karşısında risk almaz. Yaşamında aşırı derecede temkinli olmaya eğilimli olur. Bu yüzden ayağına gelen fırsatların çoğunu kaçırır.

İlgili Bölümler
İlgili Hastalıklar