Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Kılcal Damar Tıkanıklığı

Kılcal Damar Tıkanıklığı Hakkında
Kılcal Damar Tıkanıklığının Nedenleri
Kılcal Damar Tıkanıklığının Belirtileri
Kılcal Damar Tıkanıklığının Tanı Ve Teşhisi
Kılcal Damar Tıkanıklığının Risk Faktörleri
Kılcal Damar Tıkanıklığının Komplikasyonları
Kılcal Damar Tıkanıklığı Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Vücuttaki çoğu dokuda yer alarak atardamar ve toplardamar arasında köprü görevini gören damarlar, kılcal damarlar olarak tanımlanır. Dokular arasındaki oksijen ve besin maddelerini taşma görevini üstlendikleri gibi kan akışını yavaşlatarak vücutta gerekli olduğu şekilde işlemesini sağlarlar. Kılcal damar tıkanıklığı durumunda, kılcal damarların görevlerini başarılı şekilde yerine getiremedikleri görülür. Dokuların sadece kılcal damarlarla besleniyor olması nedeniyle kılcal damar tıkanıklığı yaşanması durumunda iç organlar için belirgin seviyede fark yaşanabilmesi mümkündür. Kalp ve beyin gibi organların haricinde, vücudun diğer noktalarında gözle görülür seviyede tıkanıklık sonuçları oluşabilir. Kalpte ya da beyinde gözle görülür sonuçlar mevcut değildir. Yapılan kontrollerin sonrasında bu bölgelerde kılcal damarlarla alakalı sorun olup olmadığı anlaşılır.

Kılcal damar tıkanıklığı, hem atardamar hem de toplardamarda problemlere yol açabilir. Kılcal damar tıkanıklığı temel olarak, damar duvarında çeşitli maddeler ve yağ birikmesi nedeniyle oluşur. Zaman geçtikçe ilerleyen bir durum olması nedeniyle, etkilerini daha yoğun seviyede hissettirmeye başlar. Belirli bir zamanın ardından damarın içindeki çapın giderek daralması ve kılcal damarların görevlerini yerine getirememesi durumu ortaya çıkar. Diğer hastalıklarla bağlantılı olarak sıklıkla görülebilir. Vücudun hangi bölgesinde yaşandığına bağlı olarak kılcal damar tıkanıklığı dolayısıyla farklı sonuçların oluşabilmesi söz konusu olur. Vücudun her noktası, farklı bir işlevi yerine getiriyor olduğundan dolayı kılcal damar sorunu yaşanacak olan bölgede ciddi sonuçların meydana gelebildiği tespit edilmiştir.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. Murat Dikmengil

Kılcal Damar Tıkanıklığı Hakkında

Kılcal damar tıkanıklığı, kılcal damarların yapısının farklı nedenlerden kaynaklı olarak bozulmasına bağlı olarak gelişir. Tedavisine geç başlandığı durumda bireysel anlamda hayati fonksiyonları etkileyebilecek bir durumdur. Kılcal damarların sahip olduğu işlevlerin yerine getirilememesine neden olmasından kaynaklı olarak, başlangıç seviyesinde belirtileri görüldüğü andan itibaren tedavi edilmesi gerekir. Kılcal damarlar vücudun her bölgesini sarmış durumda olmalarıyla beraber sağlıklı şekilde hayatı sürdürebilmek adına işlevlerini her zaman yerine getirmelidirler. Kılcal damarda tıkanıklık oluşması durumunda bariz belirtilerle kendisini gösterir. Toplumda kılcal damar tıkanıklığına dair yanlış bilinen en önemli konu, sadece bacaklarda görülebileceği görüşünün bulunması durumudur. Kılcal damar tıkanıklığı sadece bacaklarda oluşan bir tıkanıklık olmadığından dolayı vücudun pek çok farklı noktasında doğrudan etki edebilecek özelliktedir. Farklı seviyelerde görülebilecek olması nedeniyle bireysel açıdan kılcal damar tıkanıklığı oluştuğu durumda hayat standartlarını düşürebilmesi söz konusu olur. Hem erkek hem de kadınlarda görülebilir. Oluşumunu tetikleyici etkenler arasında yanlış beslenme düzeni ve hareketsiz yaşam en önemli kriterler olarak ön plana çıkar. Oluştuğu bölgede fonksiyon kaybına neden olmasından kaynaklı olarak, tedavi edilmesi zorunlu olan kılcal damar tıkanıklığının sebep olduğu sorunlar ortaya çıktığı bölgeye göre değişir. Orta yaşlı insanlarda daha sık görüldüğünün belirlenmiş olmasıyla beraber, daha genç ve daha yaşlı bireylerde de görülebilmesi mümkündür.

Kılcal Damarın Yapısı ve İşlevi

Vücudun her noktasında bulunan, oldukça ince çaplı damarlardır. Kanın taşıdığı oksijen ve besin maddeleri, kılcal damarların çok ince olan çeper yapılarından süzülerek dokuların hücrelerine aktarılır. Kılcal damarların kalınlığı ortalama olarak milimetrenin 5/1000’i kadar olduğu raporlanmıştır. Kılın ince görünümünden daha ince yapısı vardır. Tıbbi açıdan incelendiğinde, kapiller olarak adlandırılır. Kan ve dokular arasındaki geçişleri sağlamaya yönelik olan mevcut işlevleriyle beraber oldukça ince seviyede ağ oluştururlar. Kılcal damarların örüntü halinde oluşturduğu ağ, vücudun hayati işlevlerini sürdürebilmesi adına gerekli olan geçişlerin dokular ve damarlar arasında yapılmasında etkilidir. Hücrelerin ihtiyaç duydukları oksijeni ve aynı zamanda besin maddelerini alabilmelerine olanak sağlıyor olmasının yanı sıra üretilen karbondioksitle birlikte atık besin maddelerinin dolaşım sistemine girmesini kılcal damarlar sağlar. Kılcal damarların sorumlu oldukları işlevlerden birisi de ısı değişimleridir. Vücudun içerisinde bulunduğu şartlara göre vücut sıcaklıklarının ayarlanması adına çeperleri genişleyebilir ya da daralabilir. Ellerde ve ayaklarda bulunan kılcal damarlar, yüzeye en yakın olan kılcal damarlar konumunda yer alırlar. Vücut sıcaklığından farklı olarak dış hava şartlarından etkilenebilme olasılığını da beraberinde getirirler. Yüzeye en yakın kılcal damarlar olarak dış etkenlerle sıklıkla temas halinde olduklarından dolayı, vücudun dış ortama göre sıcaklığını ayarlanmasını başlatılmasını sağlayan kılcal damarlardır.

Kılcal Damar Tıkanıklığı Nedir?

Vücuttaki en küçük damarlar olan kılcal damarların çeşitli nedenlere bağlı olarak fonksiyonları yitirmesi durumu kılcal damar tıkanıklığı olarak tanımlanır. Kılcal damarların tıkanıklığa yol açmasını tetikleyecek farklı hastalıkların bulunur. Kılcal damar tıkanıklığı oluşması nedeniyle vücuttaki kılcal damarların fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirememesi durumu, pek çok sağlık sorununa da yol açar. Kılcal damarlar dokuların beslenmesinde temel olarak görev yapan damarlar olduklarından dolayı hayati fonksiyonları direkt olarak etkilerler. Kılcal damar tıkanıklığı farklı seviyelerde yaşanabilir. Her bireyin, sağlık durumu farklı olduğundan dolayı mevcut olan tıkanmalarla beraber belirgin seviyede sorun yaşanabilmesi veya daha hafif semptomlarla ortaya çıkabilmesi mümkündür. Kılcal damarların tıkanması durumunda görevlerini tam anlamıyla yerine getiremiyor olmalarının yanı sıra son derece etki seviyelerinin yüksek olması da olumsuz sonuçları ön plana çıkarır. Vücudun her bölgesinde bulunmuyor olmalarından kaynaklı olarak, tıkanıklık yaşanabilecekleri bölgelerde etkilerini zaman içerisinde gösterirler. Kılcal damar tıkanıklığı, damar tıkanıklığına oranla daha az görülür. Hayat standartlarını olumsuz anlamda etkilediği gibi sağlık açısından da istenmeyen bir durum olarak kabul edilir.

Tıkanıklığın Seyri

Tıkanıklığın seyri ani başlangıçlı olmaz. Kılcal damar, zaman içerisinde tıkanabildiğinden dolayı hastalığın oluşması ve aynı zamanda kendisini göstermesi belirli bir süre içinde mümkündür. Kılcal damar tıkanıklığının seyri, hafiften başlayarak ağırlaşan sonuçlara kadar uzanır. Tıkanıklık oluştuğu ilk anda vücut daha küçük sinyaller verirken, zamanla damar tıkanıklığını ileri seviyeye ulaşması durumunda vücudun daha fazla sinyal verdiği görülür. Kılcal damar tıkanıklığının tedavi edilmemesi durumunda tamamen tıkanma yaşanabilir. Tedavi aşamasında da hastalığın seyrinin izlenerek, tedavi yönteminin buna göre belirlenmesi büyük fark yaratan etmenlerden biri olur. Tedavi edilebilir bir hastalık durumu olmasıyla beraber, tedavi edilmediğinde düşünülenden daha zararlı durumları oluşturabileceği gibi tıkanıklığın seyrinde de değişmeler yaşanabilmesi muhtemel hale gelir. Kılcal damar tıkanıklığının seyrine pozitif ya da negatif etki eden temel unsurlar, beslenme düzeni ve yaşam tarzı olarak bilinir. Kılcal damarlarda meydana gelen tıkanma durumunda, tıkanıklığın seyrinin kontrol altında tutulması her zaman büyük öneme sahip olur. İlerleyerek daha ciddi sorunlar oluşturmasının önüne geçilmesi sağlanır. Kılcal damar tıkanıklığının seyri adım adım farklı seviyede devam eder.

Damar Duvarında Kolesterol Birikmesi

Damar duvarında geçişlerin başarılı şekilde sağlanmasının önüne geçen en önemli faktörlerin başında damar duvarında kolesterol birikmesi durumu gelir. Kolesterol, damar duvarını tamamen tıkayabileceğinden dolayı kılcal damarın taşıyıcı rolüne son verebilir. Damar duvarı olarak tanımlanan bölgede kolesterol birikmesi durumu, tıkanıklığın seyrinin negatif devam etmesine yol açar.

Damarın Tıkanması

Her insan için damar tıkanması yaşanması durumu olasıdır. Damarlarda zaman içerisinde daralma görülmesinin ardından son adım olarak damarın tamamen tıkanması söz konusudur. Kılcal damar tıkanıklığının seyrinin ileri safhalarda olduğu durumlarda damar tıkanması görülür. Damarın tamamen tıkanması, sağlık açısından belirgin seviyede risk faktörünü oluştururlar. Tıkalı halde olan damar işlevini yerine getirememesinden kaynaklı olarak baskı altında kalır. Yoğun seviyede basınç oluşabilmesine neden olur. Kılcal damar tıkanıklığının seyrinin iyiye gitmediğinin işaretçisi olan damarların tıkanması durumunda, en kısa süre içerisinde müdahale gerçekleştirilmesi gerekir. Damarın tıkanması durumu, damarın işlevini tamamen yerine getirememesine sebep olduğu gibi aynı zamanda yüksek seviyede risk seviyesini oluşturur.

Kan Akımının Durması

Vücudun hayati fonksiyonlarının çalışmasını sağlama amacıyla, kan sürekli olarak hareket halindedir. Kılcal damar, atardamar ve toplardamarın ortak kesişim noktaları olduğundan dolayı madde alışverişinin sağlanmasında rol oynar. Kılcal damar tıkanıklığının seyrine bağlı olarak kan akımının durması mümkün durumlardan birisidir. Toplardamar ve atardamar faaliyetlerini yerine getirebilmesi adına kılcal damara ihtiyaç duyulur. Kılcal damarların sahip olduğu işleyişlerin yerine tam anlamıyla getirilemiyor olması, kan akımında bozulmalara ve zaman içerisinde durmaya neden olur. Tıkanıklığın seyri olumsuz anlamda ilerlemeye devam ettiği süre boyunca kan akışının durmasıyla karşı karşıya kalınabilir. Kılcal damarlarda tıkanıklık oluşması durumunda hastalığın seyrinin kötüye gittiğinin işaretçisi olan kan akımında durma, nadiren de olsa atardamar ve toplardamar fonksiyonlarına da etki edebilir. Tıkanıklığın seyrine bağlı olarak yaşanabilecek olan sorunların farklılaştığı görülür. Kan akışının durmasına neden olan kılcal damar tıkanıklığı, hayati fonksiyonlar için risk faktörünü oluşturan durumlardan biridir. Kılcal damar tıkanıklığının seyrine bağlı olarak kan akımının kısmi veya tamamen durması olasılığı bulunur.

Tedavi Yöntemleri

Kılcal damar tıkanıklığı, kesinlikle tedavi edilmesi gereken sağlık sorunlarından biridir. Tedavisinin gerçekleştirilmediği durumlarda ilerleme gösterebilmesi muhtemel olduğundan dolayı farklı tedavi yöntemlerinin tercih edilerek, tamamen hastanın iyileştirilebilmesi olasılığı söz konusudur. Geçmiş yıllarda tedavi yöntemleri kılcal damar tıkanıklığı için yetersiz kalabilmekteydi. Günümüzdeyse gelişen tıbbın bir getirisi olarak kılcal damar tıkanıklığı için tedavi yöntemleri farklı alternatiflerle uygulanabilir durumdadır. Kılcal damardaki tıkanıklık seviyesine bağlı olarak, hangi tedavinin yönteminin uygulanmasının gerekliliğinin tespit edilerek ardından kısa süre içerisinde tedavi başlatılır. Tedavi yöntemleri gelişmiş alternatiflerden oluşuyor olmasıyla birlikte, kılcal damar tıkanıklığı sorunu yaşayan her bireyde farklı tedavinin tercih edilebilmesi olasılığı bulunur. Hastalığın seyrinin ne durumda olduğunun incelenmesinin ardından kılcal damar tıkanıklığı tedavi yöntemleri uygulamasına başlar. Hasta için gerekli tedavi yönteminin seçilebilmesi adına öncelikli olarak tıkanıklığın seyrinin nasıl devam ettiği belirlenir. Hasta için gerekli olan şartlarda tedavi yöntemlerinin uygulanması sayesinde her açıdan pozitif sonuçların alınabilmesi olanağı mümkündür. Her tedavi yönteminin uygulaması farklı olduğu gibi hastaya göre karar verilmesi sağlanır. Kılcal damar tıkanıklığı durumunda tercih edilen tedavi uygulamasının başarı oranı oldukça yüksektir. Tedavinin eksiksiz olarak gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak seçilen tedavi yöntemiyle beraber, doğru bir şekilde tedavinin yürütülmesi kılcal damar tıkanıklığı problemini tamamen ortadan kaldırarak sağlıklı hayat şartlarına sahip olabilmeyi mümkün kılar. Kılcal damar tıkanıklığı tedavi yöntemleri arasında değerlendirilen her yöntem, oldukça özel sonuçları ortaya çıkardığı gibi bir o kadar da büyük fark yaratır. Günümüz standartlarına uygun olarak gerçekleştirilen tedavi yöntemleri arasında; ilaçlı balon, stent, anjiyo, aterektomi ve lazer tedavisi bulunur. Uygulama esnasında nokta atışı olacak şekilde kılcal damara müdahale edebilmeyi sağlayan yöntemlerin başarı oranının yüksek olması hastalar açısından da sağlık standartlarının pozitif anlamda etkilenmesi açısından önem taşır.

İlaçlı Balon

Balon tedavisinin daha gelişmiş bir seçeneği olan ilaçlı balon tedavisi, kılcal damar tıkanığı sorunlarının tamamen çözülebilmesini sağlayan fark yaratan yöntemler arasında bulunur. Son yıllarda geliştirilmiş olan en etkili tedavi yöntemlerinden birisi olması sayesinde, etkili bir uygulama olarak kabul edilir. Kılcal damarların işleyişinin yeniden aktif olarak sağlanabilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen ilaçlı balon uygulaması, her zaman başarılı sonuçların elde edilebilmesinde rol oynar. İlaçlı balon tedavi yönteminin tercih edilmesi yoğun olarak mevcut olan bir durumdur. En önemli avantajı damar içerisinde hiçbir şey bırakmaması olarak kabul edilir. Kılcal damara giriş yapabilmeyi sağlıyor olması sayesinde ilaçlı balon uygulaması, normal balonların üzerine ilaç kaplanmasıyla mümkün olur. Tıkalı olan damara kılcal damarın içerisine nüfuz eden ilaçlı balon, damar içerisindeyken şişirilerek damarın tamamen temizlenebilmesi olanağını sağlar. Tedavinin gerçekleştirilmesinin ardından ilaçlı balon dışarıya çıkarılır. İlaçlı balonun amacı, kılcal damarın tıkanmasını engellemektir. Balon üzerine entegre edilen ilaç sayesinde kılcal damar uzun süreli olarak açık kalır.

Stent

Kılcal damar tıkanıklığında uygulanan tedavi yöntemlerinden biri olan stent uygulaması, cerrahi olmayan bir müdahaledir. Damarlarla alakalı olarak risk oluşmasına yönelik olarak gerçekleştiriliyor olduğu gibi etkili sonuçlar sağlar. Küçük metal kafesten oluşan bir tüp olarak tasarlanmış olmasıyla beraber damar içerisine yerleştirilmesi yöntemine dayanarak uygulanır. Kılcal damar tıkanıklığı yaşandığı durumda, tıkanıklığın açılmasını sağlama amacına dayanan tedavi yöntemi olmasıyla beraber en sık tercih edilen uygulamalardan birisi olarak tanımlanır. Stent yöntemi, kılcal damar tıkanıklığı tedavisinde ilaçlı olarak da uygulanabilmesi mümkün tedaviler arasında bulunur. Kılcal damar tıkanıklığında stent tedavi yönteminin ilaçlı olarak gerçekleştirilmesiyle beraber, kılcal damarın açılmasını sağlama hedefiyle işlem yapılır. İlacın sahip olduğu etkiyle beraber tıkalı halde olan kılcal damarın açılmasını sağlar. Gelişmiş stent yöntemi olarak bilinen ilaçlı uygulama aynı zamanda eriyen ilaçlı stent olarak da tercih edilebilir. Kendiliğinden erimesiyle birlikte hasta için hiçbir şekilde fark edilmeden ve ekstra işlem yapılmasına gerek kalmadan kılcal damar tıkanıklığına yönelik olarak tedavi olarak tercih edilebilmesi mümkündür. Uygunluk şartlarına sahip olan kılcal damar tıkanıklığı yaşayan her hasta için tercih edilebilecek etkili tedavi yöntemlerinden birisi olması sayesinde fark yaratır. Stent, kolaylıkla uygulanabilecek kılcal damar tıkanıklığı tedavileri arasında yer aldığı gibi sağladığı etkilerle bir o kadar da büyük ayrıcalığa sahip olmayı mümkün kılar.

Anjiyo

Kılcal damar tıkanıklığına sahip olanlar için en sık tercih edilen tedavi yöntemleri arasında anjiyo yer alır. Anjiyo uygulamasına başlanmadan önce hastalar için belirli bir hazırlık süreci bulunur. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından anjiyonun yapılacağı odaya hastaların alınmasıyla birlikte, uygulamaya başlanır. Lokal anestezi altında uygulanan bir tedavi yöntemidir. Gerekli görüldüğü durumda hastaya rahatlatıcı ilaçların verilebilmesi anjiyo öncesinde mümkündür. 10-15 dakika boyunca süren bir uygulama olmasıyla beraber kılcal damar tıkanıklığında, kılcal damarın açılmasını sağlama amacıyla gerçekleştirilir. Kol, bilek veya kasıktan uygulamanın gerçekleştirilebilmesi mümkündür. Anjiyonun yapılacağı noktanın belirlenmesinin ardından başlatılan tedavide, uygun olarak seçilen noktaya tüp takılır. Tüpün içinden daha ince olacak şekilde bir tane daha tüpün, kılcal damar tedavisinin gerçekleştirileceği alana kadar ilerletilmesi sağlanır. Vücuttaki tüm damarların birbiriyle bağlantılı olmasından dolayı, zorlanmadan istenilen kılcal damara ulaşılabilmesi mümkündür. Tıkalı olan kılcal damara ulaşılması ve işlem yapılması aşaması monitörden izlenir. İstenilen noktaya gelinmesinin ardından vücuda ilaçlı sıvının enjekte edilmesi sağlanarak, tıkalı olan kılcal damarın açılmasına yönelik olarak uygulama tamamlanır. Anjiyo uygulaması son derece kolay bir işlem olduğu gibi aynı zamanda hastalar açısından da oldukça avantajlı konumunda bulunur. Vücudun her bölgesinde yaşanabilecek olan kılcal damar tıkanıklığının çözüme kavuşturulmasına yönelik olarak gerçekleştirilen bir işlem olması sayesinde etki seviyesinin yüksek olduğu görülür. Kılcal damar tıkanıklıklarının çözüme kavuşturulabilmesinde sağladığı etkiyle popüler tedavi yöntemleri arasında sınıflandırılır.

Aterektomi

Aterektomi kılcal damar tıkanıklığı için uygulanan yeni tedavi yöntemlerinden biri olarak ön plana çıkar. Modern tedavi yöntemleri arasında bulunuyor olmasıyla beraber, aterektomi tedavi yöntemi uygulaması yapılmasının öncesinde bazı kan tetkikleri yapılır. Hasta için yapılan kontrollerle birlikte, ilaç kullanımının bir hafta öncesinde bırakılması önerilerek tedaviye uygun zemin hazırlanması aşamaları yürütülür. Kılcal damarda yaşanan tıkanıklık sorununun daha iyi değerlendirilebilmesini sağlamak adına bazı görüntüleme yöntemleriyle tedavi öncesinde tetkik yapılabilmesi söz konusudur. İşlem öncesi 8-12 saatlik sürede yeme ve içme tamamen kesilir. Aterektomi işlemi sırasında hastaya hafif seviyede sakinleştirici ve ağrı kesici verilerek, lokal anesteziyle uygulamaya başlanır. Kasıktan işlem yapılması yöntemine dayanıyor olmasıyla birlikte, klavuz tel yardımıyla kılcal damarın tıkanıklığının açılabilmesine yönelik olarak müdahale yürütülür. Damarın içinin açılmasını sağlayan cihaz, döner başlığa sahip olarak tıraşlama ve kazıma yöntemiyle hareket eder. Aterektomi uygulaması temel olarak üç farklı türe sahiptir. Rotasyonel aterektomi, direksiyonel aterektomi ve transluminal aterektomi türleriyle incelenir. Uygulamanın yapılması aşamasında kılcal damarın tamamen açılması hedef alınarak, uygulanacak olan aterektomi türünün belirlenmesi olanağı bulunur. Etkili bir yöntem olarak yeni nesil kılcal damar tıkanıklığı tedavilerinden biri olarak ön planda bulunuyor olmasıyla, tedavi sonrasında hastaların hastanede kalmaları istenir. 2 günlük süre boyunca hastaların kontrol altında tutulurlar. Taburcu edilen hastalar belirli periyotlarda kılcal damar tıkanıklık durumlarının görülebilmesi için kontrollerden geçerler.

Lazer Tedavisi

Lazer tedavisi, kılcal damar tıkanıklığı için uygulanan modern tedavi yöntemlerinden biri olarak tanımlanır. Tıkanıklığın tamamen açılabilmesine yönelik olarak sağladığı etkiyle beraber oldukça etkili bir uygulama olan lazer tedavisi, her hasta için tercih edilebilir. Lazerler, kılcal damarın içinden geçen ve kanda bulunan maddeyi aktif olarak etkilerler. Yeni nesil etkili ve kusursuz tedavilerden birisi olmasıyla beraber oldukça kolay şekilde, tedavi noktasına özel olarak lazer başlığı seçilerek uygulanır. Bir kılcal damar ne kadar genişse o kadar iyi şekilde fonksiyonel işlemini yerine getirir. Kalın damarlara oranla kılcal damarların lazer tedavisinden etkilenme oranlarının yüksek olduğunun bilinmesi önemli bir avantajı sağlar. Kılcal damar tıkanıklığına yönelik olarak lazerle gerçekleştirilen tedavi sayesinde elde edilen sonuçların pozitif olduğu görülür. Her bölgede bulunan kılcal damarlar için uygulanabilir olmasıyla birlikte, farklı seviyedeki tıkanıklıklar için de tercih edilebilir. Kolaylıkla tamamlanan bir tedavi olarak ön plana çıkan kılcal damar tıkanıklığı lazer tedavisi seanslık olarak uygulanır. Bölgeye bağlı olacak şekilde 2 ila 6 hafta arasında değişkenlik gösterebilecek lazer tedavisi sonucunda, kılcal damardaki tıkanıklık tamamen ortadan kaldırılarak fark yaratan sonuçlar elde edilir. Kılcal damarlarda kalıcı ve uzun vadeli bir çözüm olarak aktif olarak uygulanıyor olmasıyla beraber pek çok hasta için ilk tercihlerden birisi konumunda bulunur.

Kılcal Damar Tıkanıklığının Nedenleri

Her hastalıkta olduğu gibi kılcal damar tıkanıklığını oluşturan belli başlı sorunların olduğu tespit edilmiştir. Hastalığın nedenlerinin iyi bilinmesi, bireysel anlamda hangi durum dolayısıyla kılcal damar tıkanıklığı oluştuğunun değerlendirilebilmesinde rol oynar. Kesin olarak tanının koyulması ve hastanın hikâyesinin dinlenmesiyle beraber hastalığa sebep olan faktör uzman doktor tarafından konulur. Kılcal damar tıkanıklığı sık görülen bir sağlık sorunu olduğu gibi hastalığın nedenlerinin değişkenlik gösteriyor olmasıyla, her hastada farklı şekilde incelenir.

Yüksek Tansiyon: Kılcal damar tıkanıklığının nedenleri arasında bulunan yüksek tansiyon, kanın basıncının yükselmesine yol açar. Kan basıncında mevcut olan artış nedeniyle kılcal damarlarda sorun yaşanabilmesi olasılığı artış gösterir. Risk faktörlerinden birisi olarak kabul görür.

Sigara İçmek: Vücuttaki tüm damarlara zarar verebilen sigara, zamanla kılcal damarların tamamen deforme olabilmesine yol açar. Düzenli olarak sigara içen kişilerde kılcal damar tıkanıklığının sürekli olarak yaşandığı bilinir. Kılcal damar tıkanıklığının sigara nedenine dayanması dolayısıyla görüldüğü durumda, sadece bir bölgede değil çeşitli bölgelerde tıkanıklık yaşanabilmesi söz konusudur.

Obezite: Aşırı kiloya sahip olma vücutta ekstra yağ ağırlığının ortaya çıkmasına sebep olur. Çok fazla yağ olması demek, kılcal damar tıkanıklığı yaşama riskinin yükselmesi demektir. Obezite nedeniyle kılcal damarlarında tıkanıklık yaşayan çok sayıda hasta bulunur.

Hareketsiz Yaşam: Gün içerisinde hareketsiz yaşama sahip olanlar kılcal damar tıkanıklığı yaşama durumuyla karşı karşıya kalırlar. Uzmanlar tarafından gün içerisinde belirli süre boyunca mutlaka hareket edilmesi önerildiği gibi hareketsiz yaşam nedeniyle kılcal damarların tıkanabilmesi söz konusudur.

Yaş: Yaş ilerledikçe vücutta kılcal damar oluşması riski de yükseliş gösterir. Genetik ve çevresel faktörlerin bir arada görülebilmesi durumunu oluşturan yaş nedeniyle kılcal damar tıkanıklığının oluşabilmesi olası sonuçlar arasında bulunur.

Genetik Faktörler: Ailede damar tıkanıklığı geçmişi olan birey mevcutsa, genetik faktörler devreye girerek kılcal damar tıkanıklığı yaşanması riskine elverişli ortam hazırlanabilmesini ortaya çıkarır. Kalıtsal olarak yaşanan sorunların önüne hareketli yaşam ve düzenli doktor kontrolleriyle geçilebilmesi mümkündür.

Beslenme: Doğru beslenme damar sağlığı açısından büyük fayda sağlar. Düzensiz ve yanlış tercihlerden oluşan beslenme düzeni kılcal damar tıkanıklığı yaşanmasına tetikleyici etmenler arasında bulunur. Yaşa uygun olarak, abur cubur ve yüksek düzeyde yağ olmadan planlanan beslenme programı oluşturulmalıdır. Beslenmesine dikkat etmeyen hastaların kılcal damar tıkanıklığının ilerleme göstermesi de kaçınılmaz durumlar arasında değerlendirilir.

Damar Duvarında Çeşitli Maddelerin Birikmesi

Damar duvarı, kılcal damarın sınırını belirlendiği bölge olarak açıklanır. Her kılcal damar belirli bir iç hacme sahip olmasıyla beraber, damar duvarında çeşitli maddelerin birikmesi bu hacmi daraltır. Tıkanıklığa sebep olabilecek en önemli nedenlerden birisi, damar duvarında çeşitli maddelerin birikmesi durumudur. Damarın açık olarak işlevini yerine getirmesi iç hacminin yeterli seviyede olmasıyla mümkündür. Kılcal damar duvarında bulunan maddeler nedeniyle daralan iç hacim, zaman içerisinde tamamen tıkanma dolayısıyla kılcal damarın kullanılamaması durumunu beraberinde getirir. Dolayısıyla damar duvarında çeşitli maddelerin birikmesi, kılcal damarın tıkanmasına yol açan en önemli faktörler arasında bulunur.

Kılcal Damar Tıkanıklığının Belirtileri

Kılcal damar tıkanıklığı yaşandığı dönemde, hastalığın belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Tıkanıklık durumunun hangi seviyede olduğuna bağlı olarak belirtilerin belirginlik seviye değişir. Kılcal damarlardaki tıkanıklık dolayısıyla temel fonksiyonların yerine getirilemiyor olması durumunda morluk ve kızarıklık sorunları oluşur. Net şekilde dışarıdan vücuda bakıldığında görülebilir olması nedeniyle hastalık belirtisi olarak tanımlanır. Kılcal damarlar vücudun her bölgesinde bulunuyor olduğundan dolayı, bazı bölgelerde belirtiler gözle görülebilir durumda değildir. Ağrı şeklinde ortaya çıkan ve zorlanmalara sebep olan hastalık belirtilerinin görülebilmesi söz konusudur. Kalple birlikte beyinde yaşanan kılcal damar tıkanıkları için özellikle hastalık belirtilerinin farklı hastalıkların belirtileriyle aynı şekilde ortaya çıkabildikleri görülmüştür. Hastalığın teşhisinin koyulabilmesi için doktor kontrolünden geçilmesi doğru sonuçları elde edebilmede etkilidir. Hastalığın belirtilerinin net şekilde görüldüğü durumlarda direkt olarak doktor kontrolünün sağlanması, tedaviye erken başlama ve olumlu sonuç alma olasılığını artırmaya zemin hazırlar. Hastalığın belirtilerinin görüldüğünde, hiçbir zaman doktora gitme işlemi ertelenmemelidir.

Vücutta Kızarıklık ve Morluk

Vücutta kızarıklık ve morluk yaşanması, damar tıkanıklığında en çok görülen durumlardan birisi konumda bulunur. Kol ve bacak gibi bölgelerde kılcal damar tıkanıklığına bağlı olarak sıklıkla ortaya çıkan kızarık oluşumuyla birlikte morarmalar görünüm açısından istenmeyen sorunları beraberinde getirdiği gibi aynı zamanda belirginliklerini korur. Beyinle birlikte kalp bölgesinin haricinde vücudun pek çok farklı noktasında yaşanan değişimler kılcal damar işaretçisi olabildiğinden dolayı yüksek seviyede farklılık oluşturur. Fonksiyonunu kaybeden damarın yerine getiremediği işlev dolayısıyla ortaya çıkardığı belirtileri her zaman dikkate alınmalıdır. Gözle görülebilir seviyede meydana gelen kızarıklıklar ve morluklar zaman içerisinde daha yoğun şekilde görülebilecekleri gibi aynı zamanda mevcut bölgelerinden daha farklı bölgelere doğru dağılım gösterebilirler.

Ayaklarda Şişlik

Ayaklarda şişlik oluşması durumu, genel olarak bacak bölgesinde yaşanan kılcal damar tıkanıklığı nedeniyle görülür. Şişen ayaklar genel olarak daha farklı hastalıklarla karıştırılabildiğinden dolayı, damar tıkanıklığı akla en son gelen sonuçlar arasında yer alır. Damarın kan akışını tam anlamıyla sağlamaması nedeniyle şişen ayaklar, tedavi edilmediği sürece aynı görünüme sahip halde olacakları gibi aynı zamanda yürürken de yüksek seviyede zorluk yaşanabilmesine neden olurlar. Ayaklarda şişlik oluşmasıyla kendini gösterebilecek olan kılcal damar tıkanıklığı son derece tehlikeli hale gelebilmesi muhtemel durumlardan biridir. Özellikle orta yaşın üzerinde olanlar için kılcal damar tıkanmasının belirtisi olarak ayaklarda şişlik durumunda yürürken ağrı yaşanabilmesi veya hiç yürüyememe gibi durumlar zaman içerisinde oluşabilecek istenmeyen sonuçlar olarak değerlendirilir.

Nefes Darlığı

Kalp dokusunda mevcut olan kılcal damarların tıkanması, gözle görülebilir belirtiler oluşturmaz. Damarın tıkanmasına bağlı olarak farklı şekilde belirtilerin oluşabilmesi kalp bölgesinde sıklıkla görülen durumlardandır. Nefes darlığı, kalpte yer alan kılcal damar tıkanmasına bağlı olarak en sık rastlanan sonuçlar arasında yer alır. Efor sarf edildiğinde yoğun olarak ortaya çıkan nefes darlığı aynı zamanda gün içerisinde farklı zaman dilimlerinde de oluşabilir. Nefes darlığı belirtisiyle ortaya çıkan kılcal damar tıkanıklığı, kalp bölgesinde sorun olduğunun işaretçisidir. Gözle görülebilir sonuçları olmadığından dolayı nefes darlığına yönelik olarak çeşitli tetkiklerin uygulanması sağlanır. Farklı hastalıkların da nefes darlığına sebep olabilmesi dolayısıyla tetkikler sonucunda kılcal damar tıkanıklığının olup olmadığı görülür.

Kalp Çarpıntısı

Kalp çarpıntısı, kılcal damar tıkanıklığı için belirtilerden biridir. Çarpıntı farklı süreler boyunca devam edebildiği gibi aynı zamanda gün içerisinde farklı zaman dilimlerinde görülür. Gözle görülemeyecek belirtilerden birisi olmasıyla beraber, kılcal damar tıkanıklığını belirtisi olması akla ilk gelen durumlardan birisi değildir. Kalp dokusundaki kılcal damarlarda sorun yaşandığına işaret edebilen kalp çarpıntısı durumu, kesin olarak tespit edilebilmesi için uzman tarafından kontrol edilmelidir. Kalpte çarpıntı olması durumu kısa aralıklarla devam edebileceği gibi uzun süreli olarak da görülen bir durumdur. Çarpıntı yaşanmasına neden olan temel etken, kılcal damarın tıkanması sebebiyle kalbin üzerine yoğun olarak baskı oluşturması durumudur. Kalp hızının 140’ın üzerine çıkmasıyla beraber görülen çarpıntı, kılcal damar tıkanıklığı belirtisi olduğunda yoğun olarak hissedilir.

Kılcal Damar Tıkanıklığının Tanı ve Teşhisi

Damar tıkanıklığına neden olabilecek belirtiler ve durumlar farklılıklar gösterdiğinden dolayı, teşhisinin net olarak yapılabilmesi için bazı tetkikler zorunlu olarak gerçekleştirilmelidir. Teşhisin bireysel olarak konulabilmesi çoğu zaman mümkün olmadığından dolayı uzman doktor kontrolünün gerçekleştirilmesi doğru teşhis için zorunludur. Teşhisin net olarak yapılmasıyla beraber kılcal damar tıkanıklığında uygulanacak olan tedavi planlamasının yapılabilmesi kolaylaşır. Teşhis aşamasında her hasta kendi özelinde değerlendirilmektedir. Her kılcal damar tıkanıklığının hikâyesi farklı olabildiğinden dolayı, iyileşme odaklı sonuçların oluşturulabilmesinde teşhisin koyulması aşamasında eksiksiz olarak değerlendirme gerçekleştirilmesi önem arz eder. Teşhisinin yapılmasının ardından tedavi süreci başlayabilen kılcal damar tıkanıklığına dair şüpheli durum yaşandığında, doktora başvurmalısınız.

MR

MR yöntemi, kılcal damar tıkanıklığı için teşhis konulabilmesinde etkilidir. En zararsız görüntüleme yöntemleri arasında bulunuyor olmasıyla birlikte, damar tıkanıklığını net şekilde gösteren teknolojiyi sunar. Kılcal damar tıkanıklığının doğru teşhisinin yapılabilmesi açısından yüksek düzeyde sağladığı faydayla beraber, her zaman doğru sonuçları veriyor olması da etkilidir. MR cihazıyla birlikte tanısal amaçla güvenli şekilde uygulanır. Her yaş için tercih edilebilecek yöntem olmasıyla beraber avantajlı sonuçları elde edebilme noktasında fayda sağlar. Son teknolojiyi içeren bir cihazla uygulanmasıyla beraber sonuçlarda sapma gibi durumların yaşanabilmesinin önüne geçer. Kılcal damar tıkanıklığının dışarıdan görülemediği durumlarda derinlemesine inceleme sağlanabilmesi olanağını beraberinde getiriyor olması sayesinde vücudun her noktasından görüntülenme alabilmesi olanağına sahiptir. Her hastada teşhisin gerçekleştirilmesi için kullanılabilecek yöntemlerden biri olarak kabul görür.

ABI

Ayak bileği-kol indeksi olarak tanımlanabilecek ABI, kılcal damar tıkanıklığı tanı yöntemlerinden birisidir. Bacaktaki ve koldaki atardamar basınçlarının kıyaslanmasını sağlar. Her iki kolla birlikte bacaktan tansiyonların ölçümü gerçekleştirilir. Yapılan ölçümler için standart olarak stetoskop kullanılmaz. El Doppler’i kullanılmamasıyla birlikte istenilen sonuçların elde edilebilmesi avantajı sağlanır. ABI, son derece hassas ve bir o kadar da hassas teşhis yöntemleri arasında yer alır. Güvenilir olarak uygulanabilir durumda olması, yüksek düzeyde fayda sağlar. Kılcal damar tıkanıklığının sağlanabilmesi adına uygulanan ABI; damar tıkanıklığının yerini, tıkalı damar sayısını ve tıkanıklığın türünü gösteremez. Kılcal damarda tıkanıklık yaşanıp yaşanmadığına dair kesin olarak sonuçların alınmasını yüzeysel olarak sağlar.

BT

BT, gelişen tıbbi teknolojinin en önemli örneklerinden biridir. Kılcal damar tıkanıklığının görülebilmesine doğrudan etki eder. Bilgisayarlı Tomografi açılımına sahip olan BT, çalışma mantığı olarak incelendiğinde X-ışınları yardımı ile vücutta incelenen bölgede kesitsel görüntü oluşturur. Radyolojik yöntemlerden birisi olarak tanımlandığından dolayı, radyasyon içerir. Günümüz teknolojisi standartlarına göre üretilen görüntüleme cihazı sayesinde son derece güvenli ve kontrollü şekilde uygulanabilir. Kılcal damardan görüntü alabilme olanağını sağlıyor olması sayesinde aynı zamanda oldukça da kısa süre içerisinde işlem yapabilme avantajını sağlar. Vücudun tüm bölgelerini ince kesitlerle tarayabilme avantajına sahip olmasıyla birlikte, bilgisayarda kesitlerin detaylı olarak incelenebilmesi mümkündür. 3 boyutlu olarak görüntüleme yapabilme olanağını sağlayan BT yöntemiyle, kılcal damar tıkanıklığı teşhisinin konulabilmesinde avantaj elde edilir.

Renkli Doppler Ultrasonografi

Ses enerjisinden faydalanılarak oluşturulan Renkli Doppler Ultrasonografi, radyasyon içermediğinden dolayı tüm hastalarda kullanılabilecek teşhis yöntemlerinden biri olur. Dokulara ait tanısal işlemin gerçekleştirilebilmesini sağlıyor olması sayesinde son derece yüksek etkiye sahiptir. Özel donanıma sahip olan cihazlarla gerçekleştirilen Renkli Doppler Ultrasonografi sayesinde kılcal damar tıkanıklığına dair detaylı olarak bilginin alınabilmesi olanağı bulunur. Vücut içerisindeki herhangi bir hareketli dokuya ses gönderilerek geri dönüş alınması prensibiyle çalışır. Ses dalgaları arasında mevcut olan yansıma hızının farkına bağlı olarak damarda tıkanıklık olup olmadığına dair bilgi elde edilebilmesi mümkündür.

Efor Testi

Kalp-damar hastalıkları için sıklıkla uygulanan bir testtir. Efor testi kılcal damarlarda tıkanıklık olup olmadığının teşhis edilebilmesinde uygulanan etkili teşhis yöntemleri arasında sıralanır. Kalp yükünü giderek artırarak egzersiz yapılması yöntemini destekliyor olmasıyla beraber, EKG sürekli olarak izlenerek kayıt altında tutulur. Koşu bandı veya bisiklet üzerinde belirli sürede belirli hızla yapılır. Yan etki bakımından incelendiğinde, diğer yöntemlerle arasında belirgin seviyede fark bulunur. Efor sarf etmesini sağlıyor olmasıyla beraber erken tanı ve teşhiste de önem taşır. Damar tıkanıklığının yaşanıp yaşanmadığına dair incelemeler efor testi sonuçlarının incelenmesinin ardından gerçekleştirilir. Net sonuç alabilmeye doğrudan etki ettiği gibi kolaylıkla tamamlanan bir test olarak tanımlanır.

Kılcal Damar Tıkanıklığının Risk Faktörleri

Kılcal damar tıkanıklığında belirgin seviyede olan risk faktörleri bulunur. Risk faktörlerinin belirgin hale gelmesi sebebiyle hastalığın ortaya çıkma süreci hızlanır. Her zaman damar tıkanıklığı yaşamadan önce risk faktörlerinin göz önünde bulundurularak, bu risk grubunda bulunan etmenlerden kurtulabilmeye yönelik olarak hareket edilmesi büyük önem taşır. Kılcal damar tıkanıklığı için mevcut olan risk faktörlerinin her biri değişkenlik gösterir. Risk oluşumu açısından farklı seviyelerde etki ederler. Kılcal damarın bir kez tıkanmasının ardından mutlaka tedavinin gerçekleştirilmesi gerektiğinden dolayı risk faktörleri üzerinde durulması önemlidir.

Diyabet

Pankreasın insülin üretmemesi veya üretilen insülinin gerekli olduğu gibi kullanılmaması durumunda diyabet oluşur. Kılcal damar tıkanıklığı için risk faktörlerin arasında yer alıyor olmasıyla beraber, kanda glukoz seviyesinin üzerine çıktığı gözlenir. Diyabet hastalığına sahip olan bireylerde kılcal damar tıkanıklığı oluşması durumuna rastlanma ihtimali oldukça yüksektir. Kanın olması gereken değerlerden farklı değerlere sahip olması durumu nedeniyle oluşturduğu sonuçlar kılcal damar için baskı yapabilir seviyeye gelebilir. Bu nedenle damarda daralma ve sonucunda da tıkanmaya giden sonuçların görülebilmesi olasılığı söz konusu olur.

Buerger Hastalığı

Orta ve küçük çaplı atar-toplardamarlarda sigara kullanımına bağlı olarak gelişen bir hastalık olarak tanımlanır. Kol bölgesiyle birlikte ayak bölgesinde yer alan kılcal damarlarda tıkanıklığa yol açtığı görülür. Ağrılı yaralara sebep olması muhtemeldir. Buerger Hastalığı şiddetli belirtilere sahip olan bir hastalık olduğu gibi aynı zamanda kılcal damar tıkanıklığı için de risk faktörlerinden birini oluşturur. Hem fiziksel açıdan görülebilen etkisiyle hem de gözle görülemeyen noktalar olan damarlardaki etkisiyle birlikte hayat standartlarını oldukça aşağı seviyeye çeker. Buerger Hastalığı nedeniyle oluşabilecek kılcal damar tıkanıklığı, kan akışının yüksek seviyede yavaşlamasına neden olabilir.

Sigara ve Alkol

Pek çok hastalık için temel etkenler olarak tanımlanan sigara ve alkol, kılcal damar tıkanıklığına yol açabilen sonuçları oluşturma noktasında vücuda doğrudan etki ederler. Zararlı maddeleri içeriyor olmalarından kaynaklanan sebeplerle zaman içerisinde kılcal damar tıkanıklığını farklı bölgelerde oluşturabilme durumuna etki ederler. Hem sigara hem de alkol kullanımı dolayısıyla yaşanan damar tıkanıklığında, tüketim durumuna bağlı olarak yaşanan tıkanıklığın seviyesi farklılık gösterir. Her birey için damar tıkanıklığının seviyesinin değişimine neden olabilecek faktörler birbirlerinden ayrılıyor olduğu gibi sigara ve alkol tüketimi de her bireyde farklı seviyelerde görülür. Kılcal damar tıkanıklığı için temel risk faktörlerini oluştururlar.

Vaskülit

Kan damarlarında iltihap ve yangı oluşması sonucuna bağlı olarak bir grup hastalığı ifade eden tanımdır. Vaskülit durumunda hayatı tehdit edici sonuçların ortaya çıkabilmesi olasılığı bulunduğu gibi aynı zamanda farklı komplikasyonların oluşumu da söz konusudur. Damar tıkanıklığı, vaskülit dolayısıyla ortaya çıkabilecek sonuçlardan birisi olarak bilinir. Dokuların yeterli şekilde beslenememesi durumundan kaynaklı olarak vaskülit damarda tıkanmaya kadar uzayabilen sonuçları oluşturabilecek bir hastalıktır. Farklı türlerde değerlendirilen vaskülit bulunuyor olmasıyla beraber her türde, kılcal damarların tıkanması sorunu yaşanabilmesi mümkündür.

Damar Sertleşmesi

Damar sertleşmesi, kılcal damar tıkanıklığı için risk faktörleri arasında sınıflandırılır. Sağlıklı bireyler için damarların yapısı esnek olarak tanımlanır. Vücut içerisinde yaşanan değişimlere göre damarların daralabilmesi veya genişleyebilmesi esneklik sayesinde mümkündür. Damar sertleşmesi durumunda, damarların esnekliğini kaybettikleri görülür. Esnekliğin kaybolmasına bağlı olarak aterom plakları zaman içerisinde kılcal damarın tıkanmasına neden olur.

Yüksek Tansiyon

Genetik yatkınlık ve aşırı tuz tüketimine bağlı olarak gelişen yüksek tansiyon, kılcal damarlar için tıkanıklık riskini oluşturan durumlar arasında yer alır. Damar içerisinde dolaşımda olan kanın damar duvarına yüksek basınç yapması durumunda yüksek tansiyon oluşur. Kanın yaptığı etki nedeniyle damar iç yüzeyinde hasar yaşanması söz konusu olduğu gibi aynı zamanda organları besleyen kılcal damarlarda tıkanma sorunu yaşanabilir.

Kılcal Damar Tıkanıklığının Komplikasyonları

Kılcal damar tıkanıklığının beraberinde getirdiği komplikasyonlar hayati seviyede risk faktörlerini oluşturur. Hastalığın kontrol altında tutulması tedavi uygulaması kadar büyük önem taşır. Damar tıkanıklığı dolayısıyla yaşanan önemli komplikasyonlar ani başlangıçlıdır. Hayatın her anında yaşanabilir olmalarından dolayı, beklenmeyen anlarda görülebilmeleri söz konusudur. Komplikasyon oluşum riski her hasta için farklı şekilde tanımlanıyor olsa da, her zaman bir risk olduğu belirtilir.

Beyin Kanaması

Beyni besleyen kılcal damarların birinde veya birkaçında kanın dışarıya doğru sızmasına bağlı olarak, beyin işlevinin yerine getirilememesi durumuna bağlı olarak beyin kanaması oluşur. Beyin dokusunu besleyen kılcal damarlarda mevcut olan tıkanıklığın oluşturabileceği hayati derecede risk arz eden komplikasyonlar arasında yer alır. Beyin kanamasının başlangıcı ani olarak gerçekleşir. Kılcal damarlardan birisinin veya birden fazlasının doku besleyememesine sebep olan tıkanıklığın ölümcül sonuçlar oluşturabilmesi söz konusudur.

Kalp Krizi

Vücudun her noktasına ulaştıkları gibi kalbe de ulaşan ve besleyici olan kılcal damarların tıkanması durumunda kalp krizi yaşanması olasılığı vardır. Kalp fonksiyonlarının ani şekilde yerine getirilmemeye başlamasıyla beraber oluşan kalp krizi, kılcal damar tıkanıklığının komplikasyonlardan birisi olarak sınıflandırılır.

Kılcal Damar Tıkanıklığı Nasıl Önlenir?

Her hastalığın olduğu gibi kılcal damar tıkanıklığının da önlenebilmesi için belirli önlemlerin alınabilmesi söz konusudur. Damarda tıkanıklık oluşmadan önce nasıl önleneceğine dair bilgi sahibi olunması ve günlük hayatın yeniden düzenlenmesi sayesinde sağlıklı kılcal damarlara sahip olunabilmesi olasılığı bulunur. Kılcal damar tıkanıklığıyla karşı karşıya kalmamak adına hem hayatın hem de alışkanlıkların yeniden düzenlenmesiyle beraber istenilen sonuçların elde edilebilmesi mümkündür. Doğru adımlar atıldığında kolaylıkla önlenebilir olması sayesinde her zaman fark yaratan sonuçların alınabilmesi tamamen yapılacak olan tercihlere bağlıdır. Kılcal damarlar, vücut için doku besleyici görevini üstleniyor olmaları nedeniyle her zaman sağlıklarının korunmasına yönelik olarak adımların atılması hayatı pozitif anlamda etkileyen sonuçları beraberinde getiren sonuçları elde edebilmede etkilidir.

Beslenme

Beslenme, hayat standartlarını doğrudan etkilediği gibi aynı zamanda kılcal damar tıkanıklığının önlenebilmesinde de yüksek düzeyde etkiye sahiptir. Beslenmenin doğru şekilde planlanması ve bununla birlikte istenilen sonuçların elde edilebilmesi mümkündür. Damar sağlığı için faydalı besinlerin düzenli olarak tüketilmesiyle beraber özellikle pozitif sonuçların alınabilmesi olasılığı bulunur. Kılcal damar tıkanıklığı oluşmaması adına özel bir beslenme programının yapılması ve programa uyulması önem teşkil eder.

Sigara ve Alkol Kullanmama

Sigara ve alkol kullanmak damar sağlığı açısından olumsuz pek çok etkiyi beraberinde getirebildiği gibi zaman içerisinde tıkanma yaşanabilmesine de sebep olur. Hem sigara hem de alkol kullananlar için risk faktörünün daha da artıyor olmasıyla beraber, damar sağlığının korunması için bu zararlı alışkanlıklara tamamen son verilmesi gerekir.

Düzenli Egzersiz

Düzenli egzersiz yapmak vücudun daha sağlıklı olmasını sağlar. Kan basıncının düzenlenmesine vücudun faaliyetlerini başarılı şekilde yerine getirebilmesine olanak sağlayan düzenli egzersiz, kılcal damar tıkanıklığının önüne geçer. Damar sağlığının korunması için yüksek düzeyde gösterdiği etkiyle beraber herkes için düzenli egzersiz yapılması sonucunda başarılı sonuçların alınabilmesi mümkündür. Hayatın içerisine entegre edilmesi gereken egzersiz aktiviteleri yaşa göre farklı tempolarda gerçekleştirilebilir.

Sık Sorulan Sorular

Sık sorulan sorular, her bireyin aklına takılabilecek olan genel sorulardan oluşur. Doğru yanıtların bulunmasıyla birlikte damar tıkanıklığına dair herhangi bir sorunun zihni meşgul etmesi önlenebileceği gibi aynı zamanda istenilen bilgiye kolaylıkla erişim sağlanabilir.

Damar tıkanıklığı ölüme sebep olabilir mi?

Damar tıkanıklığının oluşturduğu komplikasyonlar nedeniyle ölüme kadar uzanan sonuçların ortaya çıkabilmesi olasılığı bulunur. Damar tıkanıklığına bağlı olarak gelişen ani başlangıçlı kalp krizi ve beyin kanaması gibi durumlar ölüm riskinin en yüksek olduğu sonuçlar arasında sınıflandırılır. İlerleyen safhalarda ölümcül olarak kabul edilebilen bir hastalık olmasıyla beraber, erken tedavisinin gerçekleştirilmesi durumundaysa sağlık açısından pozitif sonuçların alınabilmesi mümkün olur. Damar tıkanıklığı direkt olarak ölüme sebep olmasa da, tedavi uygulamaları gerçekleştirilmediğinde yaşanacak sorunlar nedeniyle ölümlü sonuçların oluşabilmesi olasılığı bulunur.

Tedavi edilmezse ne olur?

Tedavi edilmediği durumda damar tıkanıklığı mevcut olan tıkanıklık seviyesinden daha fazla tıkanmaya neden olur. Erken tedavi damar tıkanıklığının tamamen ortadan kaldırılabilmesinde etkili sonuçları oluşturmada etkilidir. Damar tıkanıklığı belirtileri görüldüğünde doktora başvurularak tedavi sürecinin başlatılması büyük öneme sahip olur. Tedavi edilmediği durumda damarın tamamen tıkanabilmesi ve vücudun farklı bölgelerinde yer alan organların beslenememesi durumu oluşur. İleri seviyede yaşanan damar tıkanıklıkları dolayısıyla ölümcül sonuçların görülebilmesi olasıdır.

Damar tıkanıklığı şüphesiyle hangi kliniğe gitmeliyim?

Damar tıkanıklığının belirtilerinin görüldüğü anda direkt olarak doktor kontrolüne başvurulması önem taşıdığı gibi, şüphe edildiği durumda başvurulacak olan klinik kalp damar cerrahisi bölümüdür. Gerekli olan testlerin uzman tarafından sağlanmasının ardından damar tıkanıklığına dair net sonuçların görülebilmesi mümkün olur.

Hastanın alkol ve sigara kullanmasının sakıncaları nelerdir?

Hastalığın teşhisi net olarak konulduğu durumda alkol ve sigara kullanılması damar tıkanıklığının ileri safhaya ulaşabilmesine neden olacak etkenler arasında sınıflandırılır. Damar tıkanıklığı için tedavi aşamasında kesin olarak zararlı alışkanlıklara son verilmesi gerekir. Aksi takdirde damarın zararlı alışkanlıklar nedeniyle tamamen tıkanabilmesi olasılığı söz konusu olur.

En etkili tedavi yöntemi nedir?

Damar tıkanıklığı için uygulanabilecek tedavi yöntemleri birbirlerinden farklı şekilde kategorize edilir. En etkili tedavi yöntemi, hastanın damarlarının tamamen açılmasını sağlayacak olan tedavidir. Her hasta farklı yüzdeli tıkanıklığa sahip olabileceğinden dolayı, mevcut olan tıkanıklık durumunun değerlendirilmesinin ardından tedavi yöntemi seçilir. En etkili tedavi yöntemi günümüzde modern cihazlarla gerçekleştirilen tedavilerdir. Etkili şekilde damara direkt olarak müdahale edilerek damarın açılabilmesi sağlanır.

Damar tıkanıklığı tedavisi zor mudur?

Damar tıkanıklığının tedavisi günümüzde oldukça kolay hale gelmiştir. Gelişen tıbbi teknoloji ve aynı zamanda ilaçların artış gösteren etkisi sayesinde, damar tıkanıklığı tespit edildikten sonra başlatılan tedavi yöntemlerinin hastaya uygun olmasıyla hastalıktan tamamen kurtulabilmek mümkündür.

Damar tıkanıklığı tedavisi sonrası hastanın dikkat etmesi gerekenler nelerdir?

Hasta bireyler, tedavilerinin gerçekleştirilmesinin ardından tekrar damar tıkanıklığı durumuyla karşı karşıya kalmamak ve aynı zamanda hayat standartları yukarıya çekmek adına bazı dikkat edilmesi gereken durumlara sahip olurlar. Tedavi sonrası hasta için öneme sahip olan faktörlerin her biri damar sağlığının korunabilmesi adına ön plandadır. Damar tıkanıklığı tedavisinden sonra sigara kullanmamak, alkol kullanmamak, beslenmeye dikkat etmek ve aktif olarak egzersiz yapmak tavsiye edilir.

Damar tıkanıklığı tedavisinin riskleri nelerdir?

Damar tıkanıklığı mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık durumu olmasıyla beraber tedavi riskleri günümüzde minimum seviyededir. Cihazlarla yapılacak olan müdahaleler kesin olarak sonuç verdiği gibi ilaçlı tedavide, ilacın oluşturabileceği yan etkiler risk faktörü olarak değerlendirilir. Damar tıkanıklık tedavisinin riskleri kontrol altında tutulabilecekleri gibi, kolaylıkla çözüme kavuşturulurlar.

Damar tıkanıklığı bitkisel yöntemlerle tedavi edilebilir mi?

Bitkisel tedavi yöntemleriyle beraber damar tıkanıklığı belirli seviyeye kadar tedavi edilebilir. Kesin sonuçların alınmasını çoğu durumda sağlamıyor olduğundan dolayı bitkisel tedavi damar tıkanıklığı için genel olarak önerilmez. Damar tıkanıklığı belirtilerine rastlanıyorsa mutlaka doktor kontrolünden geçilmesi ve bireysel olarak tedavi yöntemlerine başvurulmaması gerekir.

Damar tıkanıklığı ağrıya sebep olur mu?

Farklı belirtilerle kendisini gösteren damar tıkanıklığı ağrıya sebep olabilecek bir sağlık sorunudur. Damarın tıkanması durumundan kaynaklı olarak dokuların yeteri kadar beslenememesi beraberinde ağrıyı getirir. Özellikle ayak bölgesinde damar tıkanıklığı yaşanması durumunda ağrının şiddeti artış gösterebilir. Ayaklardan farklı olarak vücudun farklı noktalarında da ağrı oluşabilmesi söz konusudur.

Damar tıkanıklığı hangi problemlerle karıştırılabilir?

Damar tıkanıklığının çoğunlukla karıştırıldığı bazı problemler mevcuttur. Bireylerde farklı bir hastalık oluştuğu düşünülürken, yapılan tetkikler sonucunda damar tıkanıklığı olduğunun görülebilmesi olasılığı muhtemel durumlardan biridir. Akciğer problemleri ve mide problemleriyle sıklıkla karıştırılması mümkündür. Etki ettiği bölgeye bağlı olarak farklı düşüncelerin oluşabilmesi söz konusu olmakla beraber, nihai sonuca varılabilmesi adına gerekli olan şartların sağlanması gerekir.

Damar tıkanıklığı kalp krizine sebep olur mu?

Tıkanan damar nedeniyle kalbin işlevini doğru şekilde yerine getirememesi durumu oluşur. Damar tıkanıklığı dolayısıyla kalp krizi yaşanabilmesi muhtemel sonuçlardan biridir. Ancak yüzde olarak damarın az miktarda tıkanmış olması durumunda direkt olarak kalp krizi görülmez. İleri seviyede damarın tıkanmasına bağlı olarak kan taşınamamasına bağlı olarak kalp dokusunun tam anlamıyla görevini yerine getirmemesi, damar tıkanıklığı dolayısıyla kalp krizine sebep olan temel etkendir.

Damar tıkanıklığı tedavi edildikten sonra sağlıklı hâline döner mi?

Damar tıkanıklığının tedavi edilmesiyle beraber sorunlu olan damarın açılması hedeflenir. Gelişmiş tıbbi teknoloji doğrultusunda tamamen açılabilir olmasının yanında tedavinin ardından sağlıklı sonuçlar elde edilir. Hastanın hangi tedaviye nasıl cevap vereceğinin tespit edilmesinin ardından başlatılan uygulamalarla beraber damar tıkanıklığının açılması sonrasında bireylerin aynı sorunu tekrar yaşamamaları için dikkatli olması gerekir. Doktor tarafından verilen tavsiyelerin tamamına uyulması sayesinde damar sağlığının korunabilmesi mümkündür. Damar tıkanıklığı tedavisinden sonra hayat düzenine dikkat edilmediği durumda tekrar aynı olumsuzluklar yaşanabilmesi olasıdır.

Damar tıkanıklığı EKG ile teşhis edilebilir mi?

Damar tıkanıklığı teşhis yöntemlerinden birisi EKG’dir. EKG sayesinde kalpteki kasılmalar ve gevşemelerde yaşanan biyoelektriksel güçler kağıt üzerine eksiksiz olarak aktarılır. EKG çekimi sayesinde damar tıkanıklığı sorunu başta olmak üzere daha farklı sorunlar bulunup bulunmadığının net olarak anlaşılabilmesi olanağı söz konusudur. Tedaviye başlama durumunun nasıl olacağının belirlenmesi olanağını beraberinde getiren EKG, damar tıkanıklığının başarılı şekilde teşhis edilebilmesinde avantaj sağlar. Her birey için özel olarak gerçekleştirilebilir olduğundan dolayı, damar tıkanıklığına dair gerekli olan her bilgiyi detaylı şekilde öğrenebilme olanağını sağlar.

Hastalığın doğru teşhis edilmemesi nelere sebep olur?

Hastalığın doğru şekilde teşhis edilmesi başarılı tedavi yöntemlerine kısa süre içerisinde başlama avantajını beraberinde getirir. Doğru teşhisin olmadığı durumlarda tedavinin başlatılabilmesi mümkün olmadığından dolayı, bununla birlikte hastalar için zorlu bir sürecin yaşanabilmesi olasılığı ortaya çıkar. Damar tıkanıklığının yaşanması durumunda teşhisin doğru şekilde gerçekleştirilebilmesini sağlayan çeşitli yöntemler bulunur. Her yöntem kendi özelinde fark yaratan bilgileri elde edebilmede ön plana çıkıyor olması sayesinde oldukça etkili sonuçların oluşması ayrıcalığını sunar. Damar tıkanıklığının teşhisinin doğru şekilde yapılmaması nedeniyle hastalık ileri seviyeye ulaşabilmesi olasılığı söz konusudur. Ölümcül risklere kadar uzanabilen ileri seviye damar tıkanıklıkları nedeniyle genel sağlık durumu olumsuz anlamda etkilenir. Hastalığın pek çok farklı hastalıkta karıştırılabiliyor olmasından dolayı, uzman kontrolleri belirli cihazlarla birlikte gerçekleştirilmelidir. Hastalığın doğru teşhis edilememesi dolayısıyla hastalarda damar tıkanıklığının etkileri ileri seviyeye gelene kadar belirli periyotlarda belirgin olarak kendini gösterir.

Kılcal damar tıkanıklığı neden olur?

Dolaşım sisteminin en uç parçaları olan kılcal damarlar üzerinde bölgesel tıkanmalarla sık sık karşılaşılsa da bu tıkanmalar geçicidir. Kalıcı damar tıkanmaları ile ise nadiren karşılaşılır. En temel sebep kılcal damarları etkisi altına alan iltihaplı hastalıklardır. Sonrasında ise kandaki yağların bir bölgeyi aşırı etkilemesi gelir. Şeker hastalığına bağlı tahribatlar da kılcal damar tıkanıklığını ortaya çıkarabilmektedir.

İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar
İlgili Tedaviler