Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Rektum (Bağırsak) Kanseri Ameliyatı ve Tedavisi

Ameliyat Özeti
Anestezi Türü: Genel Anestezi
Ameliyat Süresi: 4 - 5 Saat
Hastanede Kalma Süresi: 7 - 14 Gün
İşe Dönme Süresi: 1 - 2 Ay

Ameliyat ve tedavi süreçleri, kişiden kişiye farklılık arz edebilir. Ameliyat.com tedavi ve ameliyat özetlerinde, ortalama değer niteliği taşıyabilecek örnek tablolardan yararlanılmıştır.

Rektum Kanseri Ameliyatı Ve Tedavisi Hakkında,
Rektum Kanseri Ameliyatı Ve Tedavisi Öncesi
Rektum Kanseri Ameliyatı Ve Tedavisi Sonrası
Sık Sorulan Sorular

Kalın bağırsağın makata vardığı bölümüne rektum denir. Kuyruk sokumunu oluşturan kemiğin yakınında konumlanır. Rektum üç bölüme ayrılır. Üst rektum, makat bölümünden 10 santimetre üstte bulunur. Orta rektum alt kısımdan sonra 6 ve 10 santim aralığındaki bölüme denir. Alt rektum da makattan hemen sonra gelen 5 santimlik bölgeye denir. Bu üç bölümden herhangi birinde doğan kansere rektum kanseri denir. Alt kısımda oluşan kanser genellikle makat kanseriyle karıştırılsa da ikisi birbirinden farklıdır.

Rektum kanseri kalın barsakta oluşan kanserlerdendir. Erkeklerde, kadınlardan daha çok rastlanır. Erken yaşlarda sık rastlanmaz. Hastalığa yakalananların büyük kısmını 50 yaşın üstünde olan kişilerde görüldüğü belirlenmiştir.

Hastalığa yakalanma oranını yükselten bazı etkenler bulunur. Lifli besinlerin az, hayvansal yağların fazla tüketilmesi hastalığa yakalanma ihtimalini arttırır. Sigara kullanımı ve sık sık alkol tüketilmesi çoğu kanseri olduğu gibi rektum kanserini de tetikler. Çeşitli sebeplerle safra kesesinin alınması, yaşın 50’yi geçmesi, ailede hastalığı geçiren başkalarının da olması hastalık olasılığını arttırır.

Tanı konulduktan sonra, hastalığın ve hastanın durumuna uygun olacak şekilde tedavi süreci planlanır. Tümörün yeri, yayılma durumu, kanserin tipi gibi etkenlere göre tedavi de değişir.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Mehmet Toprak

Rektum Kanseri Ameliyatı ve Tedavisi Hakkında,

Rektum kanserinde, diğer kanser hastalıklarında olduğu gibi, erken teşhis büyük avantaj sağlar. Erken evrelerde tanısı konmuş ve tedavisine başlanmışsa tedavi süreci hastayı hem mental hem de bedensel olarak daha az yorar, başarı şansı yükselir.

Hastalığın başlıca tedavi yöntemi ameliyattır. Tümörün bölgeden uzaklaştırılması için ameliyat bugün için tek seçenek olur. Hastalığın durumuna göre çeşitli ameliyat teknikleri tercih edilebilir. Uygulanabilecek teknikler koloanal anastomoz, abdomino-perineal rezeksiyon, lokal eksizyon, transanal endoskopik mikro cerrahi, aşağı antrerior rezeksiyon şeklinde sıralanabilir. Ameliyattan önce veya sonra ek tedaviler uygulanır. Ek tedaviler; kemoterapi ve radyoterapi hastalığın durumuna göre farklı sürelerle ve tekniklerle uygulanır. Tümör sebebiyle bağırsak tıkandıysa endoskopik stentleme ile bu problem çözülebilir.

Ameliyatlarda mümkün olduğunca kapalı teknikler tercih edilir. Bazı hallerde açık operasyon yapılması gerekebilmektedir. İşlemler sıklıkla 4-5 arasında tamamlanır. Sonrasında ortalama bir hafta hastanede kalmak gerekir.

Hastalığın sağ kalım oranı, gelişen teknolojiyle birlikte artmıştır. Son yıllarda bu oranın %65’i bulduğu gözlenir. Erken teşhis oranı %90’a kadar çıkarabilir. Kadınlar, sağ kalım konusunda erkeklerde daha avantajlı olur. Hastanın protein seviyesinin yüksek olması da kanseri yenme konusunda avantaj sağlar.

Rektum Kanseri Nedir?

Kalın bağırsağın makata vardığı bölümüne rektum denir. Kuyruk sokumunu oluşturan kemiğin yakınında konumlanır. Rektum üç bölüme ayrılır. Üst rektum, makat bölümünden 10 santimetre üstte bulunur. Orta rektum alt kısımdan sonra 6 ve 10 santim aralığındaki bölüme denir. Alt rektum da makattan hemen sonra gelen 5 santimlik bölgeye denir. Bu üç bölümden herhangi birinde doğan kansere rektum kanseri denir. Alt kısımda oluşan kanser genellikle makat kanseriyle karıştırılsa da ikisi birbirinden farklıdır.

Rektum kanseri kalın bağırsakta oluşan kanserlerdendir. Kalın bağırsak kanserlerinin üçte biri rektum kanseri şeklinde gözlenir. Hastalığa yakalananların birçoğunda hiçbir belirti gözlenmez. Bu yüzden erken teşhis edilmesi zorlaşır. Kabızlık görülen belirtilerden biridir. Bölgedeki tümörün beş santimetreden büyük hale gelmesi, kanserin lenflere sıçraması ve uzak organlara yayılması gibi durumlarda belirgin kabızlık yaşanır. Hastalığa yakalananların %60’ında makattan kan gelir. Dışkı gözle görülür biçimde ya da gizlenmiş şekilde kanlı olabilir. Dışkı atılırken sümüksü bir tabakayla birlikte çıkabilir. Dışkılamada köklü değişiklikler yaşanabilir. Hastaların bazılarında ishal bazılarında kabızlık gözlenir. Bunların dışında dışkılamanın zorlaşması, dışkının tamamen atılamaması, karın ağrısı, tıkanıklık, idrar yaparken yaşanan sıkıntılar, demir eksikliği ve kansızlık, iştahsızlık, kalçada ağrı gibi belirtiler de bazı durumlarda rektum kanserinin belirtisi olarak gözlenir.

Kimlerde Görülür? Risk Faktörleri Nelerdir?

Rektum kanserine yakalanma ihtimali arttıran bazı etkenler vardır. Fakat hastalığa yakalananların %75’inde bu etkenlerin hiçbiri gözlenmez. %25’lik kısımda gözlenen risk faktörleri çok çeşitlidir. İlerleyen yaş, lif yönünden fakir beslenme, protein fazlalığı, kalsiyum eksikliği, sigara ve alkol tüketimi, hareketsiz yaşam, ailesel yatkınlık, safra kesesinin alınması, kolon iç duvarında iltihap gibi durumlar rektum kanserine yakalanma ihtimalini arttırır.

50 Yaşın Üzerinde Olmak

Rektum kanserinin erken yaşlarda ortaya çıkma olasılığı düşüktür. Hastaların sadece %1’i, 20-34 yaş aralığında yer alır. Hastalığın görülme riski 35 yaşından sonra artmaya başlar. Genellikle 50 yaşından sonra ise ciddi anlamda artar. En sık görülen yaş grubu 70 yaş sonrasıdır. Sonuç olarak hastaların büyük bir kısmını 50 yaşını aşmış kişiler oluşturur.

Lif Bakımından Fakir Beslenme

Lif içeren besinlerin az, hayvansal yağ içeren besinlerin fazla tüketilmesi dışkıyı katılaştırır. Bu durum kanser riskini arttırır. Lifli besinlerin fazla ve hayvansal yağların az tüketilmesi ise kansere karşı koruma sağlar.

Kalsiyum ve Folik Asit Eksikliği

Vücutta yeterli kalsiyumun bulunmaması kanser riskini artırabilir. Bunun yanında kalsiyum fazlalığı da D vitamininin etkisini baskılar ve zararlı hale gelir. Yeteri kadar kalsiyum almak asitlerin bağırsağa zarar vermesinin önüne geçer. Kansere karşı koruyucu görev yapar. Folik asit hücre yenilenmesinde ve alyuvarların korunmasında etkili olur. Eksikliği veya fazlalığı kötü sonuçlar doğurur. Bilinçsizce tüketilen vitamin takviyelerinde bulunması çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Bu yüzden baklagillerden veya turunçgillerden, doğal yollarla alınması önem taşır.

Yağ ve Protein Fazlalığı

Protein eksikliği kanser ameliyatlarından sonra anastomoz kaçağı riskini arttırır. Bağırsaktan karın boşluğuna sızıntı olması anlamına gelen bu durumun tedavisi için ek tedaviler gerekir. Protein fazlalığı ise yağ fazlalığı ile birlikte kanser riskini arttırır. Bu dengeyi sağlamak için lif açısından zengin, hayvansal yağ açısından fakir beslenmek gerekir.

Alkol ve Sigara Kullanımı

Sigara ve alkol tüketimi her türlü kansere yakalanma riskini ciddi anlamda arttırır. Günde 30 gramdan fazla alkol almak, tütün mamulleri tüketmek rektum kanseri riskini de arttırır.

Egzersizlerden Yoksun Bir Hayat Tarzı

Kalınbağırsak kanserlerinden olan kolon ve rektum kanserinden korunmak için hareketli bir yaşam tarzı benimsemek gerekir. Hareketsizlik vücutta yağlanmayı arttırır, hormon dengesini bozar, kimyasalların kalınbağırsağı daha fazla etkilemesine yol açar. Bağırsak hareketlerini yavaşlatır. Diğer yandan akciğere veya başka organlara pıhtı atılmasına da yol açabilir. Bu yüzden 4 saatten fazla hareketsiz kalmamak gerekir.

Kalın bağırsak Kanseri Öyküsü

Hasta dana önceden kalın bağırsak kanseri tedavisi gördüyse hastalık nüks edebilir, tamamen ortadan kaldırılamayan kanser hücreleri yayılabilir. Bu hastalığın önüne geçmek için farklı tedavi yöntemleri önerilmektedir. Doktor kontrolleri devam eder.

Ailesel Yatkınlık

Rektum kanseri teşhisi konana kişilerin %10’luk kısmında ailesinde kalın bağırsak kanseri geçirenler vardır. Ailesel yatkınlık tespit edilirken birinci dereceden yakınlık aranır. Ailede kalın bağırsak kanseri görüldüyse, aile bireylerinin 40 yaşından itibaren düzenli olarak doktor kontrolüne gitmesi gerekir. Diğer yandan kalıtsal olarak aktarılan FAP hastalığı kalın bağırsak kanserlerinin küçük bir bölümünü oluşturur. Ailesinde FAP öyküsü olan kişilerinde kanser taraması yaptırması önerilir.

Safra Kesesi Ameliyatı

Çeşitli sebeplerle safra kesesinin alınması rektum kanseri riskini arttırır. Çünkü safra kesesi yokken, safra asitleri bağırsağa daha fazla geçer. Bu da bölgedeki dokulara zarar verir.

Kolon İç Duvarında Oluşan Kronik Bir İltihabi Hastalık

Rektum kanserine yakalananların %1’inde bağırsak iltihabına rastlanır. Bağırsaktaki iltihaplanma 8 yılı aşkın süredir devam ediyorsa düzenli aralıklarla kontrol edilmesi gerekir. Bu kontrollerde hücrelerde kansere benzer değişimler görülürse müdahale etmek gerekir.

Rektum Kanserinin Görülme Sıklığı Nedir?

Herhangi bir kişinin hayatı boyunca rektum kanserine yakalanma ihtimali %5-6 arasında seyreder. Kalın bağırsakta ortaya çıkan kanserlerin üçte birini rektum kanseri oluşturur. Erkeklerde kadınlardan daha çok görülür. Hastalığa yakalanma ihtimali 35 yaşını geçtikten sonra artar. 50 ve 70 yaşlarını geçtikten sonra da risk belirgin olarak artar. Erken yaşlarda hastalığa yakalanma ihtimali %1’i geçmez. Tüm dünyada yılda kaydedilen rektum kanseri tanısı, 1,2 milyondur.

Rektum Kanseri Belirtileri

Rektum kanseri hiç belirti vermeden de gelişebilen bir hastalıktır. Bu durumda erken teşhis edilmesi zorlaşır. Yine de belirti verdiği durumlarda yaşanabilecekler sıralanabilir.

Dışkılama düzeni ve yapısında değişimler görülebilir. Sebebi anlaşılamayan kabızlık veya ishal yaşanabilir. Dışkı normalden daha ince veya kanlı olabilir. Dışkılama sırasında güçlük çekilebilir. Kabızlık, rektuma yerleşen tümörün 5 santimi geçmesi, kanserin evresinin ilerlemesi, metastaz yaşanması gibi durumlarda karşılaşılır. Kanser, villöz tip ise ishal ve bununla beraber potasyumda düşme yaşanır. Bununla birlikte iştahsızlık görülme ihtimali de vardır.

Hastalığa sahip kişilerin %20’sinde ağrı yaşanır. Sebebi anlaşılamayan karın ağrısı, kalın bağırsağın bir bölümünün tıkanmasından kaynaklanıyor olabilir. Bağırsağın, büyüyen tümör nedeniyle tamamen tıkanması da mümkündür. Bu durum hastaların %10’unda görülür. Eğer hastalık çevredeki sinirlere yayıldıysa kalça kemiği ağrıyabilir. Hastalık komşu organları tuttuysa idrar yaparken çeşitli sorunlar yaşanabilir. Yanma hissi, tuvalete sık çıkma gibi durumlar gözlenebilir.

Hastaların büyük çoğunluğunda makat bölgesinden kan gelir. Kan, fark edilebilir düzeyde olabileceği gibi dışkı içinde gözle görülmeyen şekilde de olabilir. Dışkı, mukus ile beraber çıkabilir.

Erken Teşhisin Önemi Nedir? Hangi Durumlarda Sağlık Kuruluşuna Başvurmak Gerekir?

Kanserin ilk evrelerde fark edilmesi tedaviyi kolaylaştırır, başarı ihtimali artar ve daha fazla sağlıklı doku korunabilir. Bölgenin işlevinde kayıpların yaşanma ihtimali düşer. Tedavilerin ciddi yan etkileri, çok daha az yaşanır. Rektum kanseri, uzun süre belirti vermeden gelişebilir. Belirtiler bir süre önemsenmeyebilir veya kanser ihtimalini düşündürmeyebilir. Erken teşhisin avantajlarından faydalanabilmek için risk faktörlerinden herhangi birini yaşayan kişiler dikkatli olmalıdır. Ailesinde kanser görülen, daha önce kanser atlatan veya safra kesesi ameliyatı geçirenler doktor kontrollerine düzenli olarak gidebilir. Sigara ve alkolden uzak durulabilir. Uzun süre kullanıldıysa bir kontrolden geçilebilir. Bunların yanında dışkılama ile ilgili problemler ciddiye alınmalı ve bir uzmana danışılmalıdır.

Rektum Kanseri Tedavi Yöntemleri

Hastalığın başlıca tedavi yöntemi cerrahi işlemdir. Tümörün tamamen çıkarılması hastalığın kesin tedavisi için başat rol oynar. Cerrahiden önce veya sonra radyoterapi veya kemoterapi gibi uygulamalar devreye girer. Ameliyatlar, üç şekilde gerçekleştirilebilir. Lokal eksizyon, total mezorektal eksizyon, minimal invaziv cerrahi bu hastalık için uygulanabilir. Kanserin durumuna göre en uygun cerrahi işleme ve diğer tedavilere karar verilir.

Ameliyatla Tedavi Yöntemleri

Rektum kanserinin tedavisinde ameliyat en önemli aşama sayılabilir. Ameliyatlar her zaman aynı şekilde uygulanmaz. Kanserin evresi, hastanın durumu, metastaz gibi etkenlere göre en uygun ameliyat tekniği tercih edilir. Ameliyatlar, üç şekilde gerçekleştirilebilir. Lokal eksizyon, total mezorektal eksizyon, minimal invaziv cerrahi bu hastalık için uygulanabilir.

Lokal Eksizyon

Lokal eksizyon ameliyatı erken evredeki kanserler için uygulanan bir işlemdir. Tümörün çıkarılmasını amaçlar. Bölgenin işlevinde kayıp yaşanması veya komplikasyon görülmesi, diğer işlemlere göre daha az görülür. İyileşme süreci daha hızlı atlatılır.

Nasıl Yapılır?

Ameliyat ile tümörlü bölge, alt rektum bölgesinden çıkarılır. Kanserli bölge dairesel olarak kesilir. Kanserden etkilenmemiş bir santimetrelik kısım alınmaz. Alınmayan sağlıklı dokular dikilerek işlem bitirilir. İşlem anal yoldan gerçekleştirilir.

Kimler İçin Daha Uygundur?

İşlem, erken evre tümörler için uygundur. Rektum bölgesinde 8 santim ilerideki, boyutu 3 santimi aşmamış tümörlerin tedavisinde kullanılır. Polip tümörler ve kanserin lenf bezlerini etkilemediği durumlarda tercih edilir. Bunlar dışında eğer hastanın genel sağlık durumu ağır ameliyatları kaldırmayacaksa bu işlem tercih edilebilir.

Avantajları ve Dezavantajları

Lokal eksizyon işlemi ile tedavisi sağlanan hastalar daha hızlı bir iyileşme dönemi atlatır. Ameliyattan sonra dışkıyı tutabilme işlevini tamamen kaybetmez. Makat korunur, çıkarılmaz. İşlem sonrasında ameliyattan kaynaklanan yan etkilerle daha az karşılaşılır. Hasta için daha rahat bir tedavi süreci sağlamaktadır.

İstatistikler ve Başarı Oranları

Lokal eksizyonun tercih edildiği tedavilerde hayatta kalma oranı %65-100 arasında seyreder. Hastalık eğer lenf bezlerine sıçradıysa %20 ihtimalle bölgesel nüks yaşanır. Hastalık tekrar ederse, çevre organların alınması söz konusu olabilir. Bunlar genellikle prostat bezi, vajina, üreter, yumurtalık, rahim, kuyruk sokumu kemiği gibi yapılar olur.

Fiyatları

Kanser ameliyatları devlet hastanesinde gerçekleşecekse SGK tarafından karşılanır. Özel hastaneler içinse fark ödemek gerekir. Fiyatların ne kadar olacağı şehir, kurumun fiyat politikası, ameliyatın türü ve hastanede kalış süresi gibi etkenlerle değişir. Bu konuda en net bilgi başvurulan kurumdan alınır.

Hastane Şartları

Lokal eksizyon işlemi için bir süre hastanede kalmak gerekebilir. Bu yüzden hasta ameliyata gelirken duruma uygun önlemleri alır ve hazırlıklarını yapar.

Refakatçi Gerekir mi?

Hastanede bir süre kalmak gerekeceğinden hastaya yardımcı olacak bir yakınının bulunması faydalı olabilir.

Anestezi Gerekir mi?

İşlem bölge uyuşturularak gerçekleştirilir. Spinal veya genel anestezi uygulanabilir.

Yoğun Bakım Gerekir mi?

İşlemden sonra hastanın yoğun bakıma alınması genellikle gerekmez. Beklenmeyen bir durum oluşursa tercih edilir.

Total Mezorektal Eksizyon

Total mezorektal eksizyon, rektum kanserinde en sık tercih edilen ameliyattır. İşlemden sonra hastalığın nüks etme ihtimali daha düşük olur. Geçmiş yıllarda ameliyattan sonra mesane ve cinsel organlarda işlev kaybı görüldüğü için günümüzde daha farklı tekniklerle uygulanır. Asıl olarak sol kolonun mobilizasyonu ve yüksek ligasyon, mezorektal eksizyon ve rekonstrüksiyon şeklinde üç aşamada tamamlanır.

Nasıl Yapılır?

Hasta uyutulduktan sonra gerekli pozisyona alınır. Kesi açılır. Bağırsaklar karın bölgesinin sağ üst kısmına alınır ve üzeri kapatılır. Kanserli dokular, yakındaki lenflerle birlikte çıkarılır. Böylece mezorektal doku bütünüyle çıkarılmış olur. İhtiyaca göre rektumun bir kısmı veya hepsi çıkarılabilir. Mesane işlevinin ve cinsel işlevin korunması amaçlanır.

Kimler İçin Daha Uygundur?

Lokal eksizyonun yetersiz olacağının düşünüldüğü tümörlerde, nüks ihtimalini azaltmak için total mezorektal eksizyon devreye girer. Genellikle üst ve orta rektumda odaklanan kanserler için aşağı anterior eksizyon, tümör anüse yakınsa APR tekniğiyle uygulanır.

Avantajları ve Dezavantajları

Lokal eksizyona göre bölgesel nüks ihtimali daha düşüktür. Son yıllardaki gelişmelerle birlikte nüks ihtimali %4-8 arasında seyreder. Çevre yapıların işlevlerinin korunması amaçlanır. Cinsel işlev ve mesane işlevi büyük oranda korunur. Bunun yanında ameliyattan sonra anastomoz kaçağı %15 civarında görülür.

İstatistikler ve Başarı Oranları

Ameliyatın deneyimli ellerle uygulanması başarı şansını arttırır. İşlemden sonra hastalığın nüks etme ihtimali %4-8 arasında seyreder. Bu, diğer işlemlere göre başarılı bir oran olur. İşlem sonrası komplikasyon görülme riski de gerekli önlemlerin alınmasıyla düşürülür. Karın içi kanama ihtimali %3, enfeksiyon riski %9, akciğer enfeksiyonu riski %9 oranında görülür.

Fiyatları

Kanser ameliyatları devlet hastanesinde gerçekleşecekse SGK tarafından karşılanır. Özel hastaneler içinse fark ödemek gerekir. Fiyatların ne kadar olacağı şehir, kurumun fiyat politikası, ameliyatın türü ve hastanede kalış süresi gibi etkenlerle değişir. Bu konuda en net bilgi başvurulan kurumdan alınır.

Hastane Şartları

Hastalar operasyondan bir gece önce hastaneye çağırılır ve yatışı sağlanır. İşlemden sonra bir süre hastanede kalmak gerekebilir.

Refakatçi Gerekir mi?

Hastanede bir süre kalmak gerekeceğinden hastaya yardımcı olacak bir yakınının bulunması faydalı olabilir.

Anestezi Gerekir mi?

Bu ameliyatın genel anestezi ile yapılması gerekmektedir. Hasta ameliyat boyunca uykuya benzer bir vaziyette olur. Herhangi bir şey hissetmez.

Yoğun Bakım Gerekir mi?

Ameliyattan sonra yoğun bakım rutin bir durum değildir. Ameliyat sırasında ters giden bir durum olduysa gerekebilir.

Minimal İnvaziv Cerrahi

Minimal invazic cerrahi çok küçük kesilerden bölgeye girilerek gerçekleştirilen kapalı bir yöntemdir. Hastaneden daha kısa sürede taburcu olmak ve daha hızlı iyileşmek mümkün olur. Ameliyat robotik teknikle gerçekleşirse daha kolay gerçekleşir ve açık ameliyata dönme zorunluluğu daha az yaşanır.

Nasıl Yapılır?

Minimal invaziv cerrahide karın bölgesine 4 küçük kesi açılır. Buralardan görüntüleme cihazları ve ameliyat için gerekli aletlerle girilir. Kanserli dokular büyük kesiler açılmadan çıkarılmış olur. İşlem görüntüleme cihazlarının ulaştığı görüntülerin ekran takip edilmesiyle gerçekleşir.

Kimler İçin Daha Uygundur?

Ameliyat çok büyük tümörler için uygun olmaz. Bölge daha önceden ameliyat geçirdiyse yoğun yapışıklık sebebiyle açık ameliyata dönülebilir. Aynı şekilde kanama meydana geldiyse de işleme devam edilemez. Görüntüleme cihazları çeşitli sebeplerle organları görüntüleyemiyorsa işlem gerçekleşemez.

Avantajları ve Dezavantajları

Diğer ameliyatlara göre çok daha kısa süre iyileşme ihtimali sunar. Hastanede kalış süresi kısalır. Bağırsak faaliyetleri daha çabuk başlar. Enfeksiyon riski daha düşük olur. Ağrılar daha hafif yaşanır. İşlem sırasında daha az kan kaybı gözlenir. Hasta kısa süre içinde ağızdan beslenmeye başlayabilir. Diğer yandan robotik olmayan bir teknikle uygulandığında hareket kabiliyeti daha sınırlı olur. Bu yüzden işlem esnasında açık ameliyata dönmek daha sık tercih edilir. Her evre ve tümör tipi için uygun olmaz.

İstatistikler ve Başarı Oranları

İşlem için hasta uygunsa, ameliyat büyük oranda başarıya ulaşır. Açık ve kapalı cerrahinin avantajlı yönlerini büyük oranda sağlar.

Fiyatları

Kanser ameliyatları devlet hastanesinde gerçekleşecekse SGK tarafından karşılanır. Özel hastaneler içinse fark ödemek gerekir. Fiyatların ne kadar olacağı şehir, kurumun fiyat politikası, ameliyatın türü ve hastanede kalış süresi gibi etkenlerle değişir. Bu konuda en net bilgi başvurulan kurumdan alınır.

Hastane Şartları

Minimal invaziv cerrahide de bir süre hastanede kalmak gerekir. Bu süre diğer tekniklerden daha kısa olur.

Refakatçi Gerekir mi?

Hasta bir süre hastanede kalır. Bu süreçte ona yardımcı olacak bir yakınının bulunması faydalı olur.

Anestezi Gerekir mi?

Hasta işlem boyunca uykuya benzer bir vaziyette olur. Herhangi bir şey hissetmez. Ameliyat bitiminde uyandırılır.

Yoğun Bakım Gerekir mi?

İşlemden sonra yoğun bakım normal bir prosedür değildir. Genellikle gerek duyulmaz. Ameliyatta ters giden bir durum yaşanırsa tercih edilebilir.

Diğer Tedavi Yöntemleri

Rektum kanseri ile karşılaşıldığı durumlarda hastalara çok büyük oranda ameliyat önerilmektedir. Fakat hastalığın nüks etme ihtimalinin düşürülmesinde, kanserin tamamen ortadan kaldırılmasında, cerrahide alınamayan kan hücrelerinin yok edilmesinde kemoterapi ve radyoterapi önem taşır. Bunlar ihtiyaca göre ameliyattan önce veya sonra tercih edilebilir.

Radyoterapi (Işın Tedavisi)

Radyoterapi esasen, hastaya kontrollü olarak radyasyon verilmesiyle kanser hücrelerini öldürmeyi veya gelişimini durdurmayı amaçlayan tedavi yöntemidir. Kanser tanısı konulduktan sonra tek başına ya da kemoterapi ve cerrahiyle birlikte uygulanabilir.

Radyoterapinin vücudun neresine, ne kadar süreyle uygulanacağı hastalığın durumuna göre değişir. Tedavi, kanser hücrelerini azaltırken sağlıklı hücrelere de kötü yönde etki edebilir. Son yıllarda yan etkiler azaltılsa da tümüyle ortadan kalkmamıştır.

Radyoterapide hasta bir cihazın içine yerleştirilir. Burada kanserli bölgeye bir süre, kontrollü olarak iyonize radyasyon verilir. Tedavi hastalığın durumuna göre 40-60 gün sürer ve neredeyse her gün uygulanır. Hafta sonları tedaviye ara verilir. Seanslar 15-20 dakika kadar sürer. İşlem içeriden veya dışarıdan uygulanabilir. Bazen iki yöntem birbirini takiben kullanılabilir. Radyasyon olabildiğince kanserli dokuya yönlendirilir ve yan etkilerin azalması sağlanır. Seans sonrasında hasta radyasyon yaymaz, çevresi için bir sakınca oluşturmaz.

Ek Tedavi midir?

Radyoterapi kanser tedavilerinde başlıca yöntemlerden sayılır. Hastalığın durumuna göre ameliyat öncesi veya sonrası uygulanabilir. Cerrahiye ek olarak gerçekleştirilir. Fakat kanser tedavilerinde oldukça gerekli görülür.

Sadece Radyoterapi ile Kanser Tedavisi Mümkün müdür?

Bazı kanser türlerinin çok erken evrelerinde radyoterapi tek başına tedavi edici olabilir. Fakat rektum kanseri için genellikle böyle bir durum mümkün olmaz. Bu hastalıkta tümör fark edildiği zaman onun cerrahi işlemle çıkarılması esastır. Radyoterapi ameliyattan önce veya sonra tercih edilir.

Kimlere Yapılır?

Radyoterapi neredeyse tüm kanser hastalarına uygulanır. Hastalığın ve hastanın durumuna göre uygulama süresi, uygulanacak bölge değişiklik gösterir.

İstatistikler ve Başarı Oranları

Radyoterapi kanser hücrelerinin yok edilmesinde etkisi yüksek bir tedavidir. Genellikle tek başına uygulanmaz. Kemoterapi ile etkisi güçlendirilir. İkisi birlikte kanserin yayılmasını yavaşlatabilir, durdurabilir ve nüks ihtimalini azaltır.

Fiyatları

Radyoterapi, devlet hastanesi veya özel hastane fark etmeksizin ücretsiz gerçekleştirilir. Hasta istediği kurumda tedavisine devam edebilir.

Kemoterapi

Kemoterapi ilaçlı bir tedavi yöntemidir. Genellikle tek başına kullanılmaz. Rektum kanseri tedavisinde ameliyat ve radyoterapiye ek olarak uygulanır. Sıklıkla, kullanılma amacı radyoterapinin etkisini arttırmak olur. İşlemin bazı yan etkileri de vardır.

Kanser, kontrolsüz gelişen, çoğalan ve büyüyen hücreler ile oluşur. Kemoterapi sorunlu hücrelerin öldürülmesi ya da büyümesinin engellenmesinde kullanılan ilaçlı bir tedavidir. Seanslar halinde uygulanır. Hastanın ihtiyacına göre seanslar artar ya da azalır.

Sorunlu hücreleri öldürmeyi amaçlayan kemoterapi ilaçları kan yoluyla vücuda yayılır. Burda problemli hücrelerin yanında sağlıklı hücrelere de zarar verebilir. Sağlıklı hücrelerin zarar görmesi kalıcı bir hasar oluşturmamaktadır.

Ek Tedavi midir?

Kemoterapi kanser tedavilerinde başlıca yöntemlerden sayılır. Hastalığın durumuna göre ameliyat öncesi veya sonrası uygulanabilir. Cerrahiye ve radyoterapiye ek olarak gerçekleştirilir. Fakat kanser tedavilerinde oldukça gerekli görülür.

Sadece Kemoterapi ile Kanser Tedavisi Mümkün müdür?

Kemoterapi kanser tanısı konulduktan sonra sıklıkla uygulanan tedavi yöntemlerinden biridir. Tek başına veya radyoterapi, cerrahi gibi yöntemlerle birlikte kullanılabilir. Fakat rektum kanseri için cerrahi gerektiğinden, tek başına uygulanmaz. Bazı durumlarda radyoterapiden beklenen sonuç alınamadığında tercih edilebilir. Ameliyattan ya da radyoterapiden sonra uygulandığında kanserin tekrar etme olasılığını azaltması amaçlanır. Diğer tedavilerden önce uygulanıyorsa kanser oluşan bölgeye uygulanan diğer yöntemlerin etkisini arttırmak hedeflenir.

Kimlere Yapılır?

Kemoterapi neredeyse tüm kanser hastalarına uygulanır. Hastalığın ve hastanın durumuna göre uygulama süresi, uygulama yöntemi değişiklik gösterir.

İstatistikler ve Başarı Oranları

Kemoterapi kanser hücrelerinin çoğalmasının engellenmesinde etkisi yüksek bir tedavidir. Genellikle tek başına uygulanmaz. Radyoterapi ve cerrahinin etkisini arttırmak için kullanılır. Radyoterapi ile birlikte kanserin yayılmasını yavaşlatabilir, durdurabilir ve nüks ihtimalini azaltır.

Fiyatları

Kemoterapi devlet hastanesi veya özel hastane fark etmeksizin ücretsiz gerçekleştirilir. Hasta istediği kurumda tedavisine devam edebilir.

Rektum Kanseri Ameliyatı Hangi Uzmanlık Alanına Girer?

Rektum kanserinin tedavisinin planlanmasında farklı disiplinler bir arada çalışabilir. Genellikle genel cerrahi ve cerrahi onkoloji bir arada çalışabilir.

Rektum Kanseri Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Kanser, kontrolsüz yayılan bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde yayılmaya devam eder. Rektum kanserinde de ilk olarak komşu doku ve organlara sıçrar. Onların da işlevini bozar. Lenfleri tutar ve buradan uzak organlara yayılır. Bu duruma metastaz denir. Uzak organlara yayıldıktan sonra tedavi zorlaşır. Başarı şansı düşer. Hasta hayatını kaybedebilir.

Rektum Kanseri Ameliyatı ve Tedavisi Öncesi

Rektum kanseri tanısı konurken bazı tektiler geçekleştirilir. Hastalığın tanısının konulması, ameliyatın planlanması açısından bunlar önem taşır. Kanser varsa, yayılma durumu ve tam konumu hakkında da bilgi toplanır.

Tetkikler

Rektum kanseri ameliyatından önce genellikle ultrason, biyopsi, tomografi, MR, idrar ve kan tahlili gibi tetkikler uygulanır. Ameliyattan önce yapılan tetkikler hangi yöntemin uygulanacağına, işlem öncesi ve sonrası tedavilere, işlemin seyrine karar verilmesinde belirleyicidir. Hastanın genel sağlık durumu, istekleri, tümörün konumu, kanserin yayılma durumu bu tetkiklerden elde edilen bulgular ışığında değerlendirilir.

Ultrason

Ultrason, radyasyon içermeyen ve eş zamanlı görüntü alınabilen bir işlemdir. Vücudun incelenmek istenen bölgesine ses dalgaları vererek görüntüsünü oluşturur. Görüntüler ez zamanlı olarak ekrandan izlenir. Kanserin durumunu incelemede sıkça kullanılan yöntemlerden biridir. Hasta, görüntüleme sırasında herhangi bir ağrı sızı hissetmez.

Biyopsi

Rektum kanserinde biyopsi anoskopi, rektoskopi, sigmoidoskopi ya da kolonoskopi ile gerçekleştirilir. Kanserli bölgeden örnek alınır ve patoloji incelemesi yapılır. Bu tetkik tümör ile ilgili ayrıntılı bilgi sağlar.

Tomografi

Rektum kanseri araştırılırken genelde bilgisayarlı tomografi kullanılır. Bilgisayarlı tomografi ile beraber, vücudun problemli alanlarının görüntülenmesi sağlanır. Ayrıntılı incelemeler için uygundur. Bu işlem esnasında vücuda verilen kontrast madde ile beraber kodular arasında ayrım yapılmasına ve daha net görüntü elde edilmesine neden olmaktadır. Rektum kanserinde de dokuların durumunu incelemek için sıkça kullanılır. Göğüs ve karın bölgesinde metastaz olup olmadığını anlamada yardımcı olur.

MR

Manyetik rezonans görüntüleme (MR) ile beraber organlardaki problemlerin tamamı ile ilgili bilgi edinilmektedir. Manyetik alan ve radyo dalgalarını kullanılır, bu sebepten dolayı hasta radyasyon almaz. MR cihazı, güçlü bir mıknatıs gibidir. Hasta cihazın içerisine girdikten sonra belirli bir süre içerisinde görüntüleri oluşturulur. Radyolog, görüntüleri bilgisayar kullanarak değerlendirir. Sonrasında doktorla paylaşır. Hasta MR çekilirken herhangi bir hazırlık yapmasına gerek kalmayacaktır. Bunlara ek olarak da MR çekilirken hastanın ağrı yada sızı çekmesi gibi bir durum söz konusu değildir. MR, rektum kanserinin incelenmesinde de önem taşır. Kanserin, rektuma yakın organlara yayılıp yayılmadığı araştırılır. Kanserin lenfleri tutup tutmadığı büyük oranda anlaşılabilir.

Anestezi Kontrolü

Rektum kanseri ameliyatlarında genel anestezi uygulanır.Ameliyat olmadan önce veya ameliyat sonrasında oluşabilecek risklerin önüne geçebilmek adına hastaların anestezi muayenesi olması gerekmektedir. Genel sağlık durumu hakkında bilgiler alınır. Anestezi muayenesi esnasında hastaların daha önceden geçirmiş oldukları hastalıklar ve ameliyatlarla ile ilgili bilgi alındıktan sonra düzenli kullandıkları ilaçlar öğrenilir ve ameliyat planlaması buna göre yapılır. Hasta için en güvenli anestezi yöntemini belirlemek adına her ameliyat için riskleri ortadan kaldırmak adına belirlenen kan testleri yapılmaktadır. Hastanın zarar görmemesi için anestezi kontrolleri büyük önem taşır.

Fiziki Muayene

Rektum kanseri şüphesi olduğunda doktor ilk etapta fiziki muayene gerçekleştirir. Makattan parmaklar kullanılarak ya da anoskopi yardımı ile bölge incelenir. Fiziki muayenede makatta itibaren 8 santimetre içerisine kadar ulaşılabilir. Daha detaylı araştırmalar görüntüleme testleriyle mümkün olur.

Kan Testi

Kanser tanısı konurken kan sayımı yapılması önem taşır. Hastalardan alınan kan örnekleri laboratuvarda çalışıldıktan sonra sonuçları uzman hekimlere iletilmektedir. Hastalığın şüphesine göre bir kaç tüp kan örneğinin alınması mümkündür. Hematoloji, biyokimya testleri ile devam eden bir süreçtir.Bu testler neticesinde genel sağlığınız ile ilgili olarak detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Hastalıkların tanısının konulabilmesi için ameliyat öncesinde yapılması gerekli olan bir süreçtir.

İdrar Tahlili

İdrar tahlilleri hastaların idrar örneklerinin laboratuvar ortamında çalışılması ile hastalıklar hakkında detaylı bilgi edinilmesini sağlamaktadır. Bu testlerinin bütününe bakılarak hastanın genel analizi çıkarılmış olur. Laboratuvar ortamında idrarın detayları incelenerek, sonuca ulaşılmaya çalışılır. Var olan hastalıklarınız ile tanı koymada, idrar örnekleri günümüzde yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. İdrar tahlili ile beraber bir çok hastalığın tanısı konulabilmekte olup, bunlardan başlıcaları diyabet, idrar yolu hastalıkları ve böbrek hastalıkları sıralanabilmektedir.

Diğer Rutin Testler

Bunlar dışında, rektum kanseri araştırılırken dışkıda kan ve DNA araştırması, ilaçlı kalın bağırsak röntgeni, tümör testleri, karaciğerin fonksiyonlarını değerlendiren testler ve PET scan gibi tetkikler tercih edilir.

Rektum Kanserinin Evrelendirmesi

Rektum kanserini evrelemek için birçok sınıflandırma yapılmıştır. Fakat kabul gören sınıflamalardan biri 1932’de İngiliz bir patoloğun kullandığı sınıflamadır. Buna göre:

  • Dukes A: Rektumun içinde gelişen, dışına çıkmayan kanser
  • Dukes B: Rektumun dışına yayılmış kanser
  • Dukes C: Kanserin bölgedeki lenfleri de tutması
  • Dukes D: Rektumdan uzak organlara yayılmış kanser

Şeklinde sınıflama yapılabilir. Bunun dışında ileriki yıllarda Amerikan Kanser Komitesi tarafından daha ayrıntılı bir sınıflandırma yapılmıştır. Buna göre tümörler büyüklüklerine göre T0, T1, T2, T3, T4 olarak sıralanır. Kanserin lenf düğümlerine yayılması N0, N1, N2, N3 şeklinde sınıflandırılır. Kanserin metastaz(uzak organlara yayılma durumu) M0,M1 şeklinde değerlendirilir. Bunlara göre de bazı evreleme tanımları yapılır. Evreler 1 ile 4 arasında tanımlanır.

Ameliyat Yönteminin Belirlenmesi

Rektum kanseri ameliyatlarında yöntem cerrah ve onkolog ile birlikte belirlenir. Tedavi süreçleri farklı uzmanlık alanlarından bir heyetin ortak kararı olarak belirlenir. Cerrahinin yöntemini belirlemede de kanserin durumu belirleyicidir. Kanserin evresi, yayılma durumu ve hızı, varsa sıçradığı diğer organlar, oluştuğu bölge, hastanın genel sağlık durumu ameliyat yönteminin belirlenmesinde etkili olur.

Operasyon Planı ve Tedavi Sürecinin Netleştirilmesi

Ameliyattan önce yapılan tahlil, tetkik ve görüntüleme testlerinin asıl amacı hastalarda bulunan hastalıkları ortaya çıkarmak ve operasyonun daha güvenli ortamda yapılabilmesini sağlamaktır. Kanserli dokunun konumu, yayılma durumu, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu planlamada belirleyici olur. İşlemin yöntemine karar verilir. Ameliyattan sonra uygulanacak tedavi ve rehabilitasyon süreci belirlenir.

Hasta ile Mutabakat ve Bilgilendirme

Bu testlerin ışığında hastanın sağlık bilgileri incelenerek en uygun tedavi planı uygulanmaya çalışılacaktır. Ameliyatı gerçekleştirecek olan hekim veya anestezi uzmanı tarafından ameliyat öncesi ve ameliyat sonrasındaki süreç ile ilgili olarak hasta ve hasta yakınları bilgilendirilmesi gerekmektedir. Hasta ve hekim, ameliyat ve tedavi sürecinde ortaklaşır.

Ameliyat Öncesi Sigara ve Alkol Tüketimi

Rektum kanserinin başlıca sebepleri sigara ve alkol tüketimidir. Bu yüzden gırtlak kanseri ameliyatlarından sonra sigara ve alkol tüketilmemelidir. Tedavinin başarını etkileyen en önemli unsurlardan bir tanesi de ameliyat sonrasındaki süreçte hastaların sigara ve alkol kullanımına son vermesidir. Ameliyattan önce de sigara ve alkol tüketmek sakıncalı olur. Olabilecek en erken vakitte sigara ve alkolü bırakmak gerekir.

Kullanılan İlaçların Hekim ile Paylaşılması ve Ameliyat Öncesinde Kullanımı

Anestezi uzmanı görüşmesinde, hastalar mutlaka kullandıkları ilaçlar ile ilgili bilgi vermesi gerekmektedir. Ameliyat öncesinde kullanılabilecek halk arasında basit görülebilecek ilaçlar ameliyatta bazı riskler oluşturabilmektedir. Bu yüzden kullanılan ilaçlar hakkında doktora bilgi verilmeli ve doktor gözetiminde kullanılmaya devam edilmesi gerekmektedir. Ameliyat öncesinde ilaç kullanımları hastaların sağlık durumuna ve ilacın vücutta yarattığı duruma göre 1 hafta öncesinden bırakılması gerekebilmektedir. Ameliyattan sonra da yine doktor kontrolünde tekrar başlanabilir. Bu ilaçlar ile ilgili en çok endişe edilen durum, kan sulandırıcı niteliği bulunan ilaçların göz ardı edilerek ameliyatta beklenenden fazla kanama meydana gelmesidir.

Kan Sulandırıcı İlaçlar

Başka bir hastalığınız ile ilgili olsa bile kullandığınız bütün ilaçları doktorlarınıza iletiniz. Halk arasında basit ilaç grubunda yer alan ağrı kesici ilaçlar dahi atlanmamalıdır. Özellikle kan sulandırıcı ilaçlar büyük önem arz etmektedir. Kan sulandırıcı ilaçların etkisi dahilinde aşırı kanamalar meydana gelebilmektedir. Bu tarz ilaçlar ile ilgili daha detaylı bilgi vermek gerekirse, aspirin türevi, tansiyon ilaçları ve E vitamini yoğunluğu bulunan ilaçlara dikkat edilmelidir. Devamlı olarak ilaç kullanımı gerçekleşiyorsa ameliyat sonrasında, hap olarak veya hastanın durumuna bağlı olarak damar yolundan hastalar tedavilerine devam etmelidirler.

Antibiyotik Kullanımı

Operasyon öncesinde kullanılan antibiyotikler konusunda da doktorlarınızı bilgilendirmeniz gerekmektedir. Çünkü antibiyotikler işlem esnasında, sizlere verilecek olan anestezik ilaç gurubu ile etkileşime girebilmektedirler. Bu yüzden başınıza gelebilecek istenmeyen herhangi bir durumla karşılaşmamak adına öncesinden bilgilenmeniz önemlidir.

Diğer İlaçlar

Bunlara ek olarak, sporcu takviyeleri içeren steroidler, idrar söktürücü ilaçlar ve sakinleştiriciler ameliyat öncesinde mutlaka bırakılması gerekmektedir. Sporcu takviyesi yerine geçen steroidler, bazı hormonların salgılanmasında problem doğurabilmektedir. Ameliyatın doğal literatüründe yer alan stresi arttırmanın anlamı yoktur. İdrar söktürücüler, potasyum ve sıvı kaybedilmesine yol açar. Bu da işlem esnasında hastayı tehlikeye sokabilir. Sakinleştirici ilaçlar kan basıncını düşürür. Böyle bir durumda da hasta şoka girebilir. Düzenli kullanımı gereken ağrı kesici ilaçlarınız içinde aynı durum geçerli olup, ameliyat öncesinde doktorunuzun belirttiği tarihte bırakmanız önerilmektedir.

Alınan Tedaviler ve Hastalık Geçmişinin İncelenmesi

Bu bilgiler ameliyatta doğabilecek risklerin önlenmesi için büyük önem taşır.

Ameliyata Hazırlık

Ameliyat günü ameliyatın türüne göre ameliyathane hazırlanır. Ameliyat ekibi hazır bulunur ve sterilize olur. Hasta için gerekli hazırlıklar yapılır ve işlem başlar.

Ameliyathanenin Hazırlanması

Ameliyatın türüne göre gerekli alet ve cihazlar getirilir. Çalışır durumda oldukları kontrol edilir. Gerektiği şekilde temizlenir. Ameliyatta kullanıma hazır olacak şekilde yerleştirilir.

Ameliyat Ekibinin Hazırlanması

Ameliyatta görev yapacak uzman ekip gerektiği gibi sterilize olur. Kıyafetlerini giyer.

Hastanın Hazırlanması

Hastanın son tahlilleri ve kontrolleri yapılır. Genellikle elin üst kısmından veya koldan damar yolu açılır.

Damar Yolu Açılması

Damar yolu ameliyat başlamadan önce açılır. Genellikle elin üst kısmından ya da koldaki damarlardan gerçekleştirilir. Ameliyatta kana karıştırılacak ilaçların verilmesi için kullanılır.

Ameliyattan 8-10 Saat Önce Yeme ve İçmenin Kesilmesi

Anestezi alacak olan hastanın mutlaka midesinin boş olması gerekmektedir. Bunun sebebi olarak anestezi uygulanan hastalarda eğer midesi doluysa, mide içerisindeki gıdalar ve mide öz asidinin, nefes borusuna kaçma riski bulunmaktadır. Bu yüzden işlemden önceki gece yarısından itibaren yeme içme kesilmelidir. Ancak ameliyatın saatine bağlı olarak, öğleden sonra gerçekleştirilecek operasyonlar için hastanın sabahtan doktorunun belirlediği miktarlarda sıvı almasına izin verilebilmektedir. Bunun dışına çıkmak hayati tehlike oluşturur.

Hastaneye Yatış

Ameliyattan bir gece önce hastaneye yatış yapılır. Hasta burada belli bir saatten itibaren yeme ve içmeyi keser. Varsa sakal ve bıyığın da kesilmesi gerekir. Ameliyat günü hasta, ameliyat ekibi ve ameliyathane hazırlıkları tamamlanır. İşlemden sonra da bir süre hastanede kalmak gerekir.

Ameliyat Öncesi Beslenme ve Diyet

Rektum kanseri ameliyatından önce başka tedavilerin uygulanması iştahsızlık yapabilir. Ayrıca hastalık bazı durumlarda kilo kaybettirmiş olabilir. Ameliyat öncesinde ve sonrasında yeteri kadar ve sağlıklı besin almak önemlidir. Yeme düzenini aksatmamak, iştahsızlık varsa dahi yemek ya da yutkunma güçlüklerini aşmaya çalışmak hastalığın atlatılmasında büyük fayda sağlar. Bu konuda uzmanlardan yardım almak da kimi durumlarda gereklidir. Fakat ameliyatta midenin boş olması için bir süre önceden yeme ve içmenin kesilmesi gerekir. Bu süre yetişkinler ve çocuklarda farklılık gösterir.

Tüketilmesi Gereken Besinler

Hastanın ameliyat olacağı kesinleştikten sonra protein, vitamin ve mineralleri yeteri kadar aldığına emin olması faydalı olur. Sağlıklı beslenme ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırır. Doktorun belirttiği beslenmeyle ilgili başka hususlar varsa uygulanır.

Uzak Durulması Gereken Besinler

Ameliyatlardan önce kan sulandırma etkisi olan besinler tüketilmemelidir. Zencefil ve sarımsak böyle etkileri olan besinlerdendir. İşlem sırasında kanama riskini artırabilir. İşlemden önceki aç kalma süresince sakız çiğnemek mide asidini arttırır. Bu yüzden çiğnenmemelidir. Sigara ve alkol mümkün olduğunca erken bırakılmalıdır.

Rektum Kanseri Ameliyatı ve Tedavisi Sonrası

Rektum kanseri ameliyatı ortamla 4-5 saat sürer. Ameliyat sonrası komplikasyonlar %20 ihtimalle görülür. İşlemden sonra bir hafta ile on gün arasında hastanede kalmak gerekir. Bu süre ameliyat yöntemine göre artabilir veya azalabilir.

Ameliyat Günü

Ameliyat günü hasta anestezinin etkilerinden yavaş yavaş kurtulmaya başlar ve uyandırılır. Ameliyattan sonra gerekli kontrolleri yapılır.

Ağrı

Uygulanan ameliyat tekniğine göre ağrı düzeyi de değişir. Kesilerin küçük olması ağrıyı hafifletir. İlk gün anestezinin ve ağrı kesicilerin etkisi geçtikçe ağrı hissedilir. Bunu kontrol altına almaya yönelik ilaçlar verilir.

Ayağa Kalkma

Hasta ameliyat günü veya sonraki gün ayağa kaldırılır ve yürütülür. Kan dolaşımının sağlanması için erken yürümek önem taşır. Ancak ameliyatın saatine bağlı olarak, öğleden sonra gerçekleştirilecek operasyonlar için hastanın sabahtan doktorunun belirlediği miktarlarda sıvı almasına izin verilebilmektedir.

Hareket Kabiliyeti

Ameliyatta açılan kesilerin boyutu ve işlemin neyi kapsadığına göre hastanın hareketlilik düzeyi değişir. Küçük kesilerle yapılan mikro cerrahi gibi uygulamalardan sonra hasta daha kısa sürede hareketlerini serbestçe yapabilecek durma gelir. Fakat ameliyattan sonra bir süre ağır aktivitelerden uzak durmak gerekir.

Dren-Stepler Kullanımı

Dren, ameliyat bölgesindeki kanın dışarı çıkarılmasını sağlayan ve bölgeye yerleştirilen hortum benzeri malzemelerdir. Ameliyattan bir süre sonra çıkarılır.

Yardımcı Materyal Kullanımı

Ameliyattan sonra bağırsak fonksiyonları tekrar çalışana kadar bazı önlemler alınır. Beslenme bir süre serumlarla sağlanır. Bazı durumlarda ileostomi ve ya kolostomi gerekebilir. Bunlar dışkının kalın bağırsaktan atılmasına yönelik alternatif yollardır. Dışkı özel bir torbaya boşaltılır.

Pansuman ve Kontrol

Hastanın hastanede geçirdiği süre boyunca yaraların gerekli kontrolü burada sağlanır. Taburcu olduktan sonra yaranın üzerinde pansuman olmaz. Bölge açık bırakılır. Bu haldeyken de duş almada bir sıkıntı oluşmaz. Bölgede herhangi bir anormallik gözlenirse doktora başvurmak gerekir.

İlaç Kullanımı

Hastanede kalınan süre boyunca gerekli ilaçlar hastaya düzenli olarak verilir. Eve döndükten sonra kullanılmak üzere gerekli ilaçlar reçete edilir. Bu ilaçlar ağrı kesici, antibiyotik veya dışkılamayı kolaylaştıran ilaçlar olabilir. Ameliyat sonrasında iyileşme sürecini hızlandırmak adına doktorunuzun reçetede yazdığı ilaçların saati saatine alınması önem arz etmektedir.

Beslenme ve Diyet

Ameliyattan sonraki ilk zamanlar ağız yoluyla beslenme kesilebilir. Bunun yerine serumla beslenme söz konusu olur. Ağızdan beslenme başladığında ilk bir-bir buçuk ay çok katı olmayan, yumuşak besinler tüketilir. Sonra iyileşme durumuna bağlı olarak normal beslenme düzenine geçilir. Eğer dışkılama yöntemi değiştirildiyse ve bağırsak, derinin yüzeyine doğru ağızlaştırıldıysa beslenme planı diyetisyen ile birlikte oluşturulur.

Gözetim Süresi

Hastanede kalınan süre boyunca hastanın genel durumu gözlenir. Bir hafta- on gün süreyle hastanede genel sağlık durumu, iyileşme gibi hususlar yakından takip edilir.

Riskler, Yan Etkiler, Komplikasyonlar

Ameliyattan sonra oluşabilecek bazı komplikasyonlar bulunur. Ciddi komplikasyonların oluşma riski %20-40 arasında değişir. Bunların yaşanma ihtimalini düşürmek için doktorun deneyimi, tümörün durumu, hastanın dikkati belirleyici olur. Bazı yan etkiler ise geçici ve doğaldır.

Bulantı

Ameliyattan sonra mide bulantısı genellikle anestezinin etkisiyle gelişir. Anestezinin etkisinin azaldığını mide bulantınızın azalması ile özdeşleştirebilirsiniz. Eğer hasta eve döndükten sonra bu durum yaşanıyorsa doktora başvurulması gerekir.

Ağrı

Ameliyattan sonra ilk zamanlarda ağrı yaşanır. Bunun şiddeti ve süresi ameliyata göre değişir. Mikro cerrahi tekniği uygulandıysa daha az yaşanır. Ağrının kontrol altına alınması için çeşitli ilaçlar kullanılır.

Kusma

Mide bulantısı ve kusma genellikle anesteziden kaynaklanır. Anestezinin etkisi azaldıkça kusma sorunu da ortadan kalkar. Eğer hasta eve döndükten sonra bu durum yaşanıyorsa doktora başvurulması gerekir.

İdrarda Zorluk

Hasta ameliyattan sonra idrar yapmada güçlük çekiyorsa doktora başvurmalıdır. Hastaların %15’inde bu sorun görülür. Geçici bir durum da olabilir.

Kanama

Ameliyat geçiren bölgede kanama, akıntı, kızarıklık gibi durumlar varsa doktora başvurmak gerekir.

Kan Birikimi

Bölgede kan birikmesini önlemek için çeşitli uygulamalar yapılır. Fakat taburcu olduktan sonra bölgede kan birikmesine bağlı şişlik varsa doktora başvurmak gerekir.

Enfeksiyon

Ameliyat yarası etrafında enfeksiyon oluşmaması için çeşitli önlemler alınır. Fakat enfeksiyon varsa akıntı, kızarıklık, şişlik ve ağrı oluşabilir. Böyle durumlarda doktora başvurmak gerekir. Bunun yanında idrar yolu enfeksiyonu da yaşanabilir. İdrar yaparken yanma hissedilmesi buna işarettir. Hastanın ateşinin çıkması, iştahsızlık, şişkinlik ve huzursuzluk hissi varsa doktora gitmek gerekir.

Alerjik Reaksiyonlar

Kullanılan herhangi bir ilaca karşı alerjik reaksiyon gelişirse bu ilaç bırakılır ve yerine geçebilecek başka bir ilaca başlanır. Bu ilaçlara doktor karar verir.

Ödem

Taburcu olduktan sonra bölgede şişlikler, kızarıklıklar veya akıntı gibi durumlar varsa doktora başvurmak gerekir.

Morluklar

Ameliyat yarasının çevresinde ilk zamanlar morlukların görülmesi doğaldır. Daha sonra geçmesi beklenir.

Anestezi Komplikasyonları

Rektum kanseri ameliyatlarının genel anestezi altında yapılması gerekmektedir. Uygulanan her anestezide belli başlı komplikasyonların oluşma riski vardır. Komplikasyonların büyük çoğunluğu geçici ve görece hafiftir. Genel anestezi altındayken solunum doğal yolardan gerçekleştirilmez. Bir süreliğine bu durum değiştirilir. O yüzden hasta uyandırıldıktan sonra boğazında acı, ağrı hissedebilir. Solunum sisteminde problemler oluşabilir. Buna ek olarak kas ağrıları ve kaşıntı yaşanabilir. Tansiyonun düşmesi ya da yükselmesi, kalpte ritim bozukluğu, geçici bilinç kaybı da anestezi altındayken ve sonrasında yaşanabilir. Genel anestezinin çok nadir görülen bazı yan etkileri de solunum yetmezliği ve böbrek yetmezliğidir. Bunların yaşanma sıklığı oldukça düşüktür.

Uzun Dönemli Problemler

Ameliyattan sonra gaz ve dışkı tutmada zorluk yaşanabilir. Hastaların %75’inde bu sorun geçicidir. Ameliyattan önce uygulanan ışın tedavisinin bu duruma daha fazla yol açtığı görülür. Bazı durumlarda erkeklerde erekte olmada problem ve boşalamama, kadınlarda vajinal kuruluk gözlenebilir. Bu ihtimal gelişen teknolojiyle %5’e kadar düşürülmüştür.

Nüks

Ameliyatta kanserli dokunun tamamen çıkarılamaması, kanserin komşu organlara sıçramış olması, kanserin ileri evrede olması gibi etkenler nüks ihtimalini arttırır. Hastalığın tekrar etmesi genellikle ilk beş yıl içinde gerçekleşir.

Tekrarlayan Rektum Kanserinde Tedavi

Tekrarlayan rektum kanseri, ilk oluştuğu bölgede veya uzak organlarda ortaya çıkabilir. İlk oluştuğu bölgedeyse tümörün çıkarılmasına yönelik tekrar cerrahi gerekir. İlk ameliyata göre daha geniş çaplı bir girişim yapılır. Eğer diğer organlara yayılarak nüks ettiyse rektum, rahim, tüpler, yumurtalıklar, vajen ve mesanenin çıkarılması gündeme gelir. Kemoterapi ve radyoterapi gerekiyorsa uygulanır. Kanser uzak organlarda tekrarladıysa cerrahi, kemoterapi, radyoterapi uygun olacak düzende birlikte uygulanır.

Rektum Kanseri Ameliyatı Sonrası Lokal Nüks İhtimali

Rektum kanseri, eski bölgesinde tekrar ettiyse buna lokal nüks denir. Lokal nüks durumunda ilk ameliyata göre daha geniş çaplı bir cerrahi uygulanır. Gerekiyorsa kemoterapiye başlanır.

Uzak Metastaz Yapmış Rektum Kanseri Ameliyatı Sonrası Ek Tedaviler

Akciğer, karaciğer gibi daha uzak organlara sıçramış nüks durumunda geniş çaplı cerrahi işlemler uygulanır. Ameliyat öncesinde veya sonrasında radyoterapi alınması veya kemoterapi tedavisi uygulanması söz konusu olabilmektedir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hastanın iyileşme dönemini daha hızlı ve konforlu atlatabilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulur.

Duş Alma

Hasta taburcu olduktan sonra genellikle yarası açık bırakılır. Bu durumdayken duş almakta bir sakınca yoktur.

Cinsel İlişki

Ameliyattan sonra bir süre karın kaslarını zorlayan hareketlerden kaçınmak gerekir. Bu yüzden cinsel ilişki için de iyileşme sürecine göre uygun zamanı beklemek gerekir.

Çamaşır Tercihi

İyileşme sürecinde hastanın bol, rahat, pamuklu kıyafetler tercih etmesi kendi konforu için faydalı olur.

Uyku Pozisyonu

Yara yerini zorlayacak hareketlerden ilk haftalarda kaçınmak gerekir. Bu yüzden bir süre uyku pozisyonunu buna göre ayarlamak gerekebilir.

Ağır Kaldırma

Ameliyattan sonra 3 ay boyunca ağır kaldırmamak gerekir. Karın kaslarının gerildiği, zorlandığı hareketler yapılmamalıdır. Yürümek, merdiven çıkmak gibi durumlar sıkıntı oluşturmaz.

Seyahat

Ameliyattan sonra herhangi bir seyahat sınırlaması yoktur. Ancak ameliyat sonrasında, hastaların kendilerini yorucu aktivite ve egzersizlerden kaçınması gerekmektedir. Hastaneden çıktıktan sonra 7-15 gün araç kullanmamak önem taşır. Hasta kendini iyi hissettiği bir zamanda araç kullanmaya başlayabilir. Fakat ilk seferinde yanında birinin bulunması faydalı olur.

Hijyen

Yaranın olduğu bölgede enfeksiyon gelişmemesi için bölgenin hijyenine dikkat etmek gerekir. Fakat bölgeyi temizlerken zarar vermemek için gerekli özen gösterilmelidir.

Solaryum

Yaranın olduğu bölgenin erken dönemde solaryuma maruz kalması iyileşmeyi geciktirir, kalıcı ve büyük izler bırakabilir. Yaptırmadan önce doktora danışmak gerekir.

Buhar Banyosu

Yüz için buhar banyosu yapılacaksa, hasta kendini iyi hissettiğinde bunu deneyebilir. Fakat kendini çok yormaması, dikkatli olması gerekir.

Dikişler

Yaranın olduğu bölgenin kontrolü taburcu olduktan iki hafta sonra yapılır. Hastanede kalınan süreçte dikiş varsa alınmış olabilir.

İlaç Kullanımı

Doktorun taburcu olurken reçete ettiği ilaçlar kullanılır. Bunlar belirtilen süre boyunca, düzenli olarak kullanılır.

Ameliyat Sonrası Spor ve Egzersiz

Ameliyattan sonra zorlayıcı aktivitelerden bir süre uzak durulur. İyileşme sürecine göre yavaş yavaş normal aktivitelere dönülür.

Hafif Sporlar

Ameliyattan sonra hasta kendini zorlamadan kısa mesafe yürüyebilir, merdiven çıkabilir fakat düzenli spor ve egzersiz yapması önerilmez. Özellikle karın kaslarına çok fazla yüklenmemek gerekir.

Ağır Sporlar

Ameliyattan itibaren 3 ay boyunca ağır kaldırmamak, karın kaslarına yüklenmemek ve zorlayıcı aktivitelerden kaçınmak gerekir. Bu yüzden üç aylık süre geçmeden ağır sporlara başlamak zararlı olur.

Ameliyat Sonrası Beslenme ve Diyet

Ameliyattan sonra serum beslenme süreci bitip ağızdan beslenme başladığında ilk bir-bir buçuk ay çok katı olmayan, yumuşak besinler tüketilir. Sonra iyileşme durumuna bağlı olarak normal beslenme düzenine geçilir. Eğer dışkılama yöntemi değiştirildiyse ve bağırsak, derinin yüzeyine doğru ağızlaştırıldıysa beslenme planı diyetisyen ile birlikte oluşturulur.

İyileşme sürecinde haşlama veya az yağlı ızgara etler tüketilir. İlk bir aylık süreçte sebze ve meyveler de haşlanmış halde yenir. Çiğ meyve ve sebze, baharatlar, mısır, mantar, kuruyemiş ve karbonatlı içecekler tüketilmez. İyileşme döneminde günlük ortalama 9 bardak su içmeye özen göstermek gerekir. Bu dışkılamada sorun yaşanmaması için de gerekir. Ağrı kesici kullanmaya devam edilirken alkol tüketilmez.

Doktor Kontrolleri

Taburcu olduktan sonra iki hafta içinde doktor kontrolüne gitmek gerekir. Sonraki süreçte kontrol planlaması ve diğer tedavilerin başlanması için bir program çıkarılır.

İyileşme Süreci

Rektum kanseri ameliyatlarından sonra bir iki hafta hastanede kalmak gerekebilir. Bu süre yapılan ameliyata göre uzayıp kısalabilir. Hastanede kalınan süre boyunca gerekli kontroller yapılır. İyileşme gözlenir. Yeme alışkanlıkları düzeldiğinde, hasta kişisel ihtiyaçlarını karşılamada kendine yetebilir duruma geldiğinde, ağrısı azalıp yarasında iyileşme gözlendiğinde taburcu edilmesi gündeme gelir. Hasta eve döndükten sonra da iyileşme süreci devam eder. Doktor kontrolleri takip edilir ve gerekli ilaçlar kullanılır. Sonrasında gerekiyorsa ek tedavilere geçilir.

Sık Sorulan Sorular

Ameliyatsız Rektum Kanseri Tedavisi Mümkün müdür?

Rektum kanserinin kesin tedavilerinden bir tanesi cerrahi müdahaledir. Tümörün tamamen çıkarılabilmesi için cerrahi işlem gerekir. Radyoterapi ve kemoterapi cerrahiden önce veya sonra uygulanır.

Hangi Ameliyat Yöntemi Neye Göre Belirleniyor?

Ameliyat tekniğinin belirlenmesinde hastanın ve hastalığın durumu etkili olur. Tümörün boyutu, konumu, yayılma durumu, metastaz görülüp görülmediği, kanserin evresi gibi etkenler göz önünde bulundurularak, kanserli dokunun tamamen çıkarılabileceği ameliyat tercih edilir. Bazı hastaların genel sağlık durumu ağır ameliyatlara el vermiyorsa bu durum da göz önünde tutulur.

Rektum Kanseri Ameliyatı Zor Bir Ameliyat mıdır?

Kanser ameliyatları görece zor ameliyatlardır. Kanserin evresine göre daha küçük çaplı ameliyatlar da tercih edilebilir. Hasta için durumun daha kolay atlatılmasını sağlayacak önlemlerin alınmasına dikkat edilir. Ameliyatlarda doktorun ve uzman ekibin tecrübesi büyük önem taşır. Daha sık kanser ameliyatı yapılan hastanelerde daha başarılı sonuçlar elde edildiği görülür.

Ağrılı Bir Ameliyat mıdır? Ağrılar Ne Zaman Geçer?

Ameliyatta uygulanacak tekniğe göre ağrı durumu değişir. Kesilerin büyük olması veya çıkarılan dokuların boyutu ağrıyı arttırabilir. Durumu kontrol altına almak için düzenli olarak ağrı kesiciler kullanılır. Böylece iyileşme süreci daha rahat atlatılır.

Ameliyat Kaç Saat Sürer?

Rektum kanseri ameliyatları ortalama 4-5 saat sürer. Kanserin yayılma durumu veya hastanın genel sağlık durumu süreyi uzatıp kısaltabilir.

İz Kalır mı?

Mikro cerrahi ile gerçekleştirilen ameliyatlar iz konusunda daha avantajlı olur. Açık ameliyatlarda daha büyük kesiler açılması gerekir. Yara izlerinin belirginliği günden güne azalır.

İstirahat Raporu Verilir mi?

Bu tarz kanser ameliyatları sonrasında hastaların ortalama hastanede kalış süresi 7 ila 14 gün arasında değişmektedir. Bu süreden sonra günlük yaşantılarına dönen hastaların iyileşme süreçleri evde devam etmektedir. Bu süreçlerde hasta işine gidemez. Gerekli raporlar sağlanır.

En İyi Doktor Diye Bir Şey Var mı?

En iyi doktor tanımı yapmak güç olsa da kanser ameliyatlarında deneyim belirleyici olur. Sağlıklı dokuların korunması, komplikasyon ve nüks riskinin azaltılması gibi durumlarda doktorun ameliyat deneyimi önem taşır.

Ameliyat Sonrası Günlük İhtiyaçlarımı Nasıl Karşılarım?

Ameliyattan sonra hastanede kalınan süreçte hastanın günlük ihtiyaçlar bakımından kendine yetebilmesi için çalışılır. Bu durum gerçekleştiğinde taburcu edilir. Fakat eve döndükten sonra da ağır aktivitelerde bulunmaması gerekir.

Rektum Kanserinde Ölüm Riski Var mı?

Her ameliyatta ve kanser hastalığın ölüm riski az da olsa bulunur. Günümüzde tıp alanında gerçekleşen teknolojik gelişmeler ışığında, ameliyatların riskleri gün geçtikçe azalmaktadır. Günümüzde rektum kanseri hastalarının %3-5’nde ölüm gerçekleşir.

Hangi Evrelerde Ölüm Riski ve Tekrarlama Riski Daha Yüksektir?

Erken evrelerde tanısı konan ve tedavisine başlanan rektum kanseri hem sağkalım açısından hem de ileriki yaşamın konforu açısından avantajlıdır. Son evrelerde ve uzak organlara metastaz halinde ölüm riski artar. Hastalığın tekrar etme(nüks) olasılığını kanserin evresi, metastazı, tümörün tamamen çıkarılıp çıkarılmaması gibi etkenler etkiler.

Rektum Kanserinden Korunmak İçin Neler Yapabilirim?

Rektum kanserinden korunmak için hastalığa yakalanma riskini artıran (risk faktörleri) etkenlerden uzak durmak gerekir. Sigara ve alkol tüketmemek, lifli besinler tercih etmek, hayvansal yağlardan kaçınmak bunların başında gelir. Ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü varsa, safra kesesi alındıysa, daha önce kanser tedavisi görüldüyse ve kronik bağırsak iltihabı varsa düzenli olarak kontrole gitmek gerekir.

Ameliyat Fiyatları Neye Göre Belirleniyor?

Kanser ameliyatları devlet hastanesinde gerçekleşecekse SGK tarafından karşılanır. Özel hastaneler içinse fark ödemek gerekir. Fiyatların ne kadar olacağı şehir, kurumun fiyat politikası, ameliyatın türü ve hastanede kalış süresi gibi etkenlerle değişir. Bu konuda en net bilgi başvurulan kurumdan alınır. SGK’nın geçerli olduğu hastanelerde radyoterapi ve kemoterapi ücretsiz yapılmaktadır.

Özel Hastanede mi Devlet Hastanesinde mi Ameliyat Olmalıyım?

Türkiye’de rektum kanseri tedavisinde doktorlarımız oldukça tecrübeli olmakla beraber devlet ve özel hastanelerde çokca sayıda gerçekleşmiştir. Hastane seçiminde doktora ve diğer uzman ekibe hastanın güvenmesi, hastanenin teknoloji açısından yeterli olması tarzı hususlara önem verilmesi daha faydalı olur. Diğer yandan doktor ve uzman ekibin kanser hastalıkları konusunda deneyimli olması hasta için avantajlı olur.

SGK Rektum Kanseri Ameliyatını Karşılıyor mu?

Devlet hastanelerinde gerçekleştirilen kanser ameliyatları SGK tarafından karşılanır. Özel hastaneler de ise bir miktar fark ödenir.

Türkiye’de Rektum Kanseri Ameliyatı Başarılı Bir Şekilde Yapılabiliyor mu?

Türkiye’de kanser ameliyatları başarılı şekilde uygulanıyor. Güncel teknikler ve teknolojiler yakından takip ediliyor ve kanser tedavilerine yeni yaklaşımlar geliştiriliyor. Alanında uzman ve deneyimli birçok doktor ve ekibi Türkiye’de kanser tedavisini gerçekleştiriyor.

İkinci Bir Sağlık Sorunu Olanlar Rektum Kanseri Ameliyatı Olabilir mi?

Diğer sağlık sorunları, ameliyattan sonra komplikasyon riski arttırabilir veya ameliyatı zorlaştırabilir. Fakat rektum kanseri ameliyatları genellikle gerçekleştirilir. Hasta ağır ameliyatları kaldıramayacak durumdaysa daha hafif işlemler tercih edilir.

Kemoterapi ve Radyoterapinin Yan Etkileri Nelerdir?

Kemoterapinin yan etkilerinin sebebi, ilaçların kanser hücrelerinin yanı sıra sağlıklı hücrelere de etki etmesidir. Yaşanan yan etkiler genellikle geçicidir. İlaçların ne kadar yoğun kullanıldığı, çeşidi bu durumun şiddetini değiştirir. Kemoterapiden sonra sıklıkla karşılaşılan durumlar arasında halsizlik vardır. Halsizliğin sebebi kansızlık veya psikolojik sebepler olabilir. Kansızlığı gidermek için kan transfüzyonu yapılabilir. Psikolojik sıkıntılar için bir uzmana başvurulabilir. Diğer bir yan etki de bulantı ve kusmadır. Bunlar ilaçlar uygulandıktan hemen sonra, birkaç gün sonra veya işlemden önce ortaya çıkabilir. Kemoterapi ilaçlarının geliştirilmesiyle bulantı ve kusma büyük oranda önlenebilir hale gelmiştir. Saç dökülmesi her kemoterapiden sonra ortaya çıkmaz. İlaçlardan bazıları bu etkiyi yapar. Dökülme ilacın yoğunluğuna göre az ya da çok gözlenebilir. Kemoterapi tedavisinden 3 hafta sonra bu problemle karşılaşılmaya başlanır. Bu tedaviden 1 ay süre sonrasında saçlar çıkmaya başlayacaktır. Kullanılan ilaçlar hastada kan üretilmesini bir oranda baskılayabilir. Bunun sonucunda kan değerlerinde düşme görülür. Kırmızı ve beyaz kan hücreleri, trombosit değerlerinde azalma görülür. Tüm bunlara ek olarak tedavi süresince ağız yaraları, ishal ya da kabızlık, cilt ve tırnaklarda değişmeler görülebilir. Sıralanan yan etkiler kemoterapinin dezavantajları arasında sayılabilir. Çoğu zaman hastalar için korkutucu olabilen bu durumlar geçicidir. Tedaviden sonra sağlıklı hücreler kendini yeniler. Radyoterapi de benzer sebeplerle yan etkilere yol açar. Radyoterapi uygulandığı süreçte hastalar genellikle yorgun ve halsiz hisseder. Enfeksiyona yakalanma riski artar. Sık görülmese de bazen küçük kanamalar, ciltte lekeler ve çürüme görüntüsü oluşabilir. Radyasyonun verildiği alanlarda kızarıklık ve yaralar oluşabilir. Bölgedeki tüyler dökülebilir. Ağız içinde yaralar veya diş çürüğü meydana gelebilir. Bazı durumlarda yutkunmada zorlanılabilir ve bulantı hissedilebilir. Bu etkiler radyoterapi bittikten bir süre sonra geçer.

Kemoterapi İlaç Tedavisi midir? Etkili ve Kalıcı Sonuçlar Verir mi?

Kemoterapi ilaç tedavisidir. Kanser hücrelerini yok etmeyi, çoğalmalarını engellemeyi amaçlar. Hap veya serum halinde uygulanabilir. Uzun yıllardır uygulanan ve geliştirilen bir tedavi yöntemidir. Kanser hastalıklarının birçoğunun tedavisinde tercih edilir. Kanser hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasını engellemede oldukça etkilidir. Genellikle tek başına kullanılmaz. Rektum kanseri tedavisinde ameliyat ve radyoterapiye ek olarak uygulanır. Sıklıkla kullanılma sebebi radyoterapinin etkisini arttırmak olur. Sorunlu hücreleri öldürmeyi amaçlayan kemoterapi ilaçları kan yoluyla vücuda yayılır. Bu tedavi sonrasında amaç sorunlu hücreleri tamir etmek iken, var olan sağlıklı hücrelerde de zararlar ile karşılaşılabilmektedir. Sağlıklı hücreler ne kadar zarar görmüş olsa bile bu zarar kalıcı sorunlar yaratmamaktadır.

Rektum Kanseri Ameliyatı İptal Edilebilir veya Ertelenebilir mi?

Rektum kanseri tedavisinin en etkili yöntemi cerrahi müdahaledir. Çünkü bölgedeki tümörün çıkarılması gerekir. Kanser ilerleyebilen bir hastalıktır. Bu yüzden ameliyatı ertelemek veya iptal etmek hasta için riskli bir durumdur, önerilmez.

Rektum Kanseri Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Rektum kanserlerinde ameliyatın nasıl yapılacağı yani tekniği kanserin yerleştiği bölge ile alakalıdır. Kanser eğer makata çok yakın ise makatın korunması mümkün olmadığından dolayı daha radikal tedavi yöntemleri uygulanır. Eğer rektum kanseri makata uzak ise makatı koruyacak şekilde uygulama gerçekleştirilir. Uygulamaların tamamı makattan girilerek yapılır. Bağırsaklara da fonksiyonel müdahaleler gerçekleştirilir. Bazı durumlarda bağırsaklardan da parça alınması söz konusudur. Temel amaç makatı ve dışkı tutma kapasitesini koruyarak kanseri tamamen ortadan kaldırmaktır ancak bu her zaman mümkün olmaz. Ameliyatlar genel anestezi altında uygulanır ve yaklaşık üç saat sürer.

Bağırsak Kanseri Ameliyatı Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Rektum kanserlerinden sonra kabızlığa veya ishale sebep olabilecek her türlü besinden uzak durulmalıdır. Vücudun beslenme alışkanlıklarının yeniden oluşturulması gerekir. Bağırsağın alt ucunu, rektumu ve makatı korumak için posalı beslenme düzenine geçilmelidir. Ameliyattan sonra üç hafta kadar sıvı – püre diyet uygulanır. Sonrasında ise ıkınmaya sebep olmayacak ve makatı tahrip etmeyecek şekilde katı besin tüketimi de mümkündür. Tüm süreç tıbbi olarak kontrol edilir ve tavsiyeler verilir.

İlgili Bölümler
İlgili Hastalıklar