Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı

Ameliyat Özeti
Anestezi Türü: Genel Anestezi
Ameliyat Süresi: 1 - 5 Saat
Hastanede Kalma Süresi: 1 - 3 Gün
İşe Dönme Süresi: 1 - 2 Ay

Ameliyat ve tedavi süreçleri, kişiden kişiye farklılık arz edebilir. Ameliyat.com tedavi ve ameliyat özetlerinde, ortalama değer niteliği taşıyabilecek örnek tablolardan yararlanılmıştır.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Hakkında
Gırtlak Kanseri Ameliyatı Öncesi
Gırtlak Kanseri Ameliyatı Sonrası
Sık Sorulan Sorular

Gırtlak, kıkırdak doku ile sarılı bir yapıdır. İçinde ses tellerini barındırır. Boynun üst kısmında bulunur ve ses, solunum gibi fonksiyonların işlemesinde önemli görevleri vardır. Burada gelişen kanserler erken dönemde de ses değişikliğine yol açarak belirti verirler. Bu yüzden diğer kanser türlerine göre daha erken evrelerde fark edilebilirler. Hastalığın uzak organlara yayılmadan fark edilme olasılığı yüksektir.

Gırtlak kanseri geliştiği gırtlak kısmına, evresine göre değişen belirtiler verir. Fakat 3-4 haftayı geçen ses kısıklıkları ve değişimleri en yaygın belirtisidir. Bunun dışında hırıltılı nefes alma, geçmeyen boğaz ağrısı ve öksürük, kulak ağrısı, boyunda şişlik ve kilo verme gibi belirtiler de gösterir.

Gırtlak kanserinin tanısı baş ve boyun cerrahisinde tecrübeli kulak burun boğaz hekimleri tarafından konur. Tanının konulması, kanserin evresinin öğrenilmesi ve doğru tedavi seçeneğinin bulunması bir dizi tetkik yapılarak gerçekleşir. Hastalık erken evredeyse radyoterapi veya sadece ameliyat yeterli olabilir. İleri evrelerde tedavi yöntemlerinden bazıları bir arada uygulanır. Genellikle tedavi cerrahi, radyoterapi ve kemoterapiyi kapsar. Uygun tedavi yöntemi hastanın sağlık durumuna, kanserin bulunduğu yere ve yayılma durumuna göre belirlenir.

Gırtlak kanseri ameliyatları kanserli dokuların uzaklaştırılması işlemleridir. Hastalığın durumuna göre total veya parsiyel larenjektomi yöntemleriyle gerçekleştirilebilir. Total larenjektomi gırtlağın tamamının çıkarıldığı işlemlerdir. Bu işlemlerden sonra ses telleri aracılığıyla ses oluşturulamaz. Ses protezleri ile yapay sesler çıkarılabilir. Parsiyel larenjektomide gırtlağın bir kısmı çıkarılır ve kalan dokularla gırtlak işlevinin korunması hedeflenir. Bu işlemlerden sonra genellikle tedavi devam eder.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Eda Aydın

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Hakkında

Gırtlak kanseri tanısı koyulduktan sonra çoğunlukla cerrahi işlem gerekir. Kanser erken evrede değilse birçok uzmanlık alanı bir arada çalışır. Bunlar kulak burun boğaz, baş ve boyun cerrahisi uzmanı, onkolog, radyasyon onkologudur. Bunlara ek olarak diş hekimi, konuşma terapisti, psikolog, diyetisyen, onkoloji hemşiresi, plastik ve rekonstrüktif cerrah da tedavide rol oynar. Ekip hasta için uygun tedavi planını çıkarır.

Gırtlak kanseri cerrahisinde temelde iki yöntem vardır. Total larenjektomi ve parsiyel larenjektomi seçenekleri vardır. Tedavi için gerekli yöntem hastalığın durumuna göre belirlenir. Parsiyel larenjektomi gırtlağın bir kısmının çıkarılması işlemidir. Bu işlemde gırtlak işlevlerinin yerine getirilebilmesi ve kanserli dokuların çıkarılması amaçlanır. Total larenjektomide gırtlağın tamamı alınır. Gırtlağın solunum ve ses işlevleri bu işlemden sonra eskisi gibi sağlanamaz. Boynun ön tarafında bir delik açılır. Deliğin kapanmaması için bölgeye bir cihaz yerleştirilir. Nefes alma buradan gerçekleştirilir. Ses işlevi içinse ses protezi takılır. Hastaya ses çıkarabilme ve konuşmanın nasıl sağlanacağına dair eğitim verilir. İşlemlerden sonra bir süre hastanede kalınır.

Gırtlak kanseri ameliyatları yapılırken genellikle lenf bezlerine de müdahale edilir. Kanserin yayıldığı veya yayılması muhtemel bölgeler çıkarılır.

Ameliyatlardan sonra tedavi, radyoterapi veya kemoterapi ile devam eder. Bunlara işlemden bir iki ay sonra başlanır.

Gırtlak Kanseri Nedir?

Gırtlaktaki kimi hücrelerin olağan dışı çoğalması ve tümör oluşturmasına gırtlak kanseri denir. Larenks kanseri adıyla da anılır. Gırtlak, yutak kısmının önünde, boğazın altında bulunan bir yapıdır. İçinde ses tellerini de barındırır. Besinler ağız yoluyla alınırken bunların soluk borusuna kaçmamasını sağlar. Aynı zamanda ses oluşumunda da görevleri vardır. Gırtlakta kanser oluşması bu işlevlerin de bozulmasına yol açar.

Gırtlak kanserinde en çok rastlanan tür skuamoz hücreli kanserdir. Hastaların %90’ında bu türden kanser görülür. Gırtlağı saran epitel hücrelerindeki anormal gelişmesiyle yakındaki dokulara da zarar vermesi şeklinde gelişir. Kendi içinde nasırımsı kanser, iğsi hücreli kanser, bazaloid skuamoz hücreli kanser, berrak hücreli kanser şeklinde 4 çeşidi vardır. Bundan farklı olarak gırtlakta oluşabilen başka tür kanserler de vardır. Epitel tabakası içindeki tükürük bezlerinde oluşabilen kanserler:

  • Adenokanser

  • Adenoid kistik kanser

  • Mukoepidermoid kanser

  • Asinik hücreli kanserdir.

Gırtlak kıkırdaklarında oluşan kanserler:

  • Kondrosarkom

  • Osteosarkom şeklindedir.

Doku hücrelerinin oluşturabileceği kanser türleri de:

  • Nöroendokrin kanser

  • Küçük hücreli kanser

  • Liposarkom

  • Fibrosarkom

  • Leiyomiyosarkom

  • rabdomiyosarkomdur.

Bölgedeki damarların veya yumuşak dokuların kanserleşmesi de mümkündür. Damardakine anjiyosarkom denir. Kanserin kaynaklandığı bölgeye göre hastalığın belirtileri değişir. Fakat en çok rastlanan belirti ses değişikliği veya kısılmasıdır. Bazı durumlarda yutkunmada sıkıntı yaşanabilir, boğazda ağrı oluşup uzun süre geçmeyebilir, boyun bölgesinde anormal bir şişme görülebilir. Erken tedavi edilmediğinde boyundaki lenf bezlerini sarabilir. Buradan diğer organlara yayılabilir. Diğer organlara yayılma metastaz adıyla anılır ve hayati bir sorundur. Gırtlak kanseri 100 binde 1 ihtimalle görülür. Sigara içen erkeklerde diğer insanlara göre 5-35 kat fazla görülür. Hastaların %95’i sigara kullanımı geçmişine sahiptir. Buradan yola çıkarak sigara kullanımının riskleri büyük oranda arttırdığı söylenebilir. Genellikle 40 yaşından sonra görülse de 30’lu yaşlarda da ortaya çıkabilir.

Nedenleri ve Risk Faktörleri

Gırtlak kanserine yol açan veya hastalığı tetikleyen birçok etken vardır. Bunların başında sigara ve alkol kullanımı gelir. Hastaların büyük çoğunluğunu bunları tüketen kişiler oluşturur. Ayrıca zararlı beslenme, havanın kuru olduğu ortamlarda bulunmak, insan papillomu, hava kirliliği, bağışıklık sisteminin baskılanması, meslekten dolayı zararlı maddelere maruz kalmak da gırtlak kanseri riskini doğurur. Bunların yanında reflü hastalığı gırtlak kanserine yakalanma ihtimalini arttırır. Reflü hastalığında mide kapakçığı gevşektir ve mide özsuyu yemek borusundan geçerek gırtlağa kadar ulaşır. Burada oluşan sürekli tahriş kansere neden olabilir. Reflü hastalığı varsa tedavi olmak en iyi seçenektir.

Sigara Kullanımı

Gırtlak kanserine sebep olabilecek birçok etken mevcut olsa da en büyük etkiyi sigara, tütün mamulleri ve alkol tüketimi yapar. Ağızdan başlayarak mesaneye kadar tüm kanser hastalıklarında sigara büyük rol oynar. Hastaların büyük çoğunluğu hayatının bir döneminde tütün ürünleri tüketmiştir. Sigara ve diğer tütün ürünleri en büyük risk faktörüdür. Bunların ne kadar süre, nasıl bir yoğunlukla tüketildiğine bağlı olarak gırtlak kanserine yakalanma ihtimali değişir. Günde üçten fazla sigara içmek gırtlak kanseri ihtimalini ciddi şeklide arttırır. Sadece dudak tiryakiliği de kanser ihtimalini çok fazla düşürmez. Ağız, yutak ve gırtlak, dudak tiryakiliğinde de risk altındadır.

Düzensiz-Zararlı Beslenme

Gırtlak kanserine yol açan diğer büyük etken de alkol tüketimidir. Özellikle gırtlağın üst tarafındaki alanda kanser oluşmasına sebep olur. Supraglottik bölge kanserine alkolün neden olma olasılığı yüksektir. Alkol ile birlikte sigara tüketimi de varsa risk oldukça artar. Alkolün ne kadar süredir, ne sıklıkla kullanıldığı ve tüketilen miktar riski arttırır veya azaltır.

Immünsupresyon

Immünsupresyon kelime anlamı olarak bağışıklık baskılama anlamına gelir. Vücudun doğal direnç sistemi bağışıklığın değişik sebeplerle baskılandığı durumlarda vücut savunmasız kalır. Enfeksiyonlara açık hale gelir. Böyle hastalarda enfeksiyon da anormal seyreder. Bağışıklık bazı hastalıklardan ya da tedavilerden dolayı baskılanmış olabilir. Vücudun dirençsiz kaldığı böyle durumlarda kanser de ortaya çıkabilir.

İnsan Papillomu

İnsan siğil virüsü (tip 16-18) bademciklerde ve dil kökünde kansere sebep olur. Aynı şekilde gırtlak ve alt yutak bölgelerinde de kansere sebep olabilir. Bu virüslerin diğer türleri kanser yapmasa da tümörlere sebep olabilir. Hem çocuklarda hem erişkinlerde gırtlakta, ses tellerinde kötü huylu olmayan tümörlere yol açarlar. Bunların kansere dönüp dönmediği bilinmemektedir. Fakat şüpheleri vardır.

Aile Öyküsü

Kansere yatkınlık uzun yıllardır araştırılan bir konudur. Ailesinde kanser geçmişi olan kişilerde görülme olasılı daha fazladır. Böyle durumlarda daha dikkatli olmak, tetikleyebilecek unsurlardan uzak durmak gerekir.

Meslek ve Çevresel Faktörler

Bazı meslekler, yaptıkları iş ve maruz kaldıkları maddeler dolayısıyla gırtlak kanseri riskini arttırır. Ağaç, mobilya, tekstil işiyle uğraşanlarda ve metal, petrol, kimya sanayi dallarında çalışan kişilerde hastalığın görülme ihtimali fazladır. Aynı şekilde meslek icabı bazı kimyasallara maruz kalan kişiler de risk grubundadır. Böyle meslekleri yapan kişiler gerekli önemleri almaya dikkat etmelidir.

Hava Kirliliği

Hava kirliliği solunum yollarında sorunlara yol açar. Kanseri de tetikler. Kirli havanın içindeki zararlı maddeler vücutta kalır. Kirliliğin düzeyi arttıkça risk de büyür. Gırtlak kanserinde kirliliğin etkisi azımsanamayacak düzeydedir.

Belirtiler

Gırtlak kanserinin belirtileri oluştuğu bölgeye göre değişiklik gösterir. Herkeste aynı seyretmez. En sık karşılaşılan durum uzun süreli ses değişikliği veya kısılmasıdır. Bunun yanında boğazda yumru hissi, uzun süreli boğaz ağrısı, öksürük, ağız kokusu, boğulma hissi de görülür. Belirtilerin büyük çoğunluğu önemsenmediği için genellikle doktora başvurmakta geç kalma yaşanır. Bunlar oluşmaya başladığı anda doktora görünmek erken teşhis açısından büyük önem taşır. Hastayı ağır bir tedavi sürecinden ve ciddi risklerden kurtarır.

Ses Kısıklığı

Ses kısılması veya seste değişme gırtlak kanserinin en yaygın belirtisidir. Bazı durumlarda tümörlerin ses teli üzerinde oluşmasıyla görülür. Erken dönemlerde hafifleyen ya da artan şekilde kısılma ve değişmeler yaşanır. Durum ilerledikçe bu değişim kalıcı bir hal alır. Müdahale edilmezse daha büyük belirtiler ortaya çıkar. Gırtlaktaki supraglottik bölgede gelişen tümörler geç dönemde ses kısıklığı oluştururlar. Genellikle yutma güçlüğü de beraberinde gelir. Bu tip kanserlerin lenf bezlerine yayılma olasılığı daha fazladır. Subglottik bölgede oluşan tümörler geç dönemlerde kendilerini belli eder. Ses kısıklığı ve lenf bezlerinde şişme oluştururlar. Bu yüzden sesteki kısılma ve ton değişmesi önemsenmelidir. Değişim 2-3 hafta boyunca düzelmiyorsa doktora görünmek faydalı olur.

Boğazda Yumru Hissi

Boğazda yumru hissi veya yutkunma güçlüğü gırtlak kanserinde ciddi belirtilerdendir. Özellikle supraglottik bölgeden kaynaklanan kanserlerde görülür. Bununla birlikte yutkunma sırasında kulaklara doğru bir ağrı da hissedilebilir. Bahsedilen durum yaşandığında vakit kaybetmeden kulak burun boğaz doktoruna görünmek gerekir.

Boğaz Ağrısı

Boğazda uzun süren ağrı gırtlak kanseri belirtisi olabilir. Durum ilerledikçe ağrı kulaklara doğru yayılır ve boyunda şişme ortaya çıkar. Özellikle sigara ve alkol tüketen veya risk faktörlerinden herhangi birine yoğun olarak maruz kalan kişiler bu tip şikayetleri olduğunda doktora görünmelidir.

Öksürmek

Herhangi bir bilinen sebebe bağlı olmadan yaşanan ve uzun süre tekrar eden öksürük gırtlak kanseri belirtisi olabilir. Diğer belirtilerle birlikte görüldüğünde daha ciddi bir duruma işaret edebilir. Boğazda şişlik, nefes darlığı gibi belirtiler ilerlediği zaman birlikte görülebilir.

Ağız Kokusu

Ağız kokusu başka birçok sebepten oluşabilir. Fakat gırtlak kanserinde de bazı durumlarda ağız kokusu ortaya çıkar. Aslında bu koku daha çok nefes kokması şeklinde gelişir. Erken dönem belirtileri arasında yer alır. Ağız ve diş temizliği sağlandığı halde geçmeyen bir nefes kokusu varsa doktora başvurmak faydalı olur.

Boğulma Hissi

Gırtlak kanseri bazı durumlarda nefes darlığına yol açar. Hastalar bir süre boğulma hissi yaşarlar. Bunun yanında boğazda bir tıkanıklık, takılma da hissedilebilir. Bu belirtiler ciddi bir duruma işaret edebilir.

Gırtlak Kanseri Tedavi Yöntemleri

Gırtlak kanseri tedavisi tek yöntemle gerçekleştirilmez. Hastalığın gırtlağın hangi kısmından kaynaklandığı, yayılma durumu, evresi tedavi yöntemini belirler. Lazer veya endoskopik girişimler, radyoterapi, kemoterapi, cerrahi işlemler kanserin durumuna göre uygulanır. Cerrahiden sonra ameliyatsız tedaviler, patoloji sonuçlarına göre devam eder. Erken evrelerdeki gırtlak kanserlerinde zorlu ve riskli işlemlere gerek kalmadan başarılı sonuçlar almak mümkündür. Bu yüzden bölgeden kaynaklı sorunlar yaşanıyorsa geciktirmeden doktora başvurmak hayati önem taşır.

Cerrahi Yöntemler

Gırtlak kanserinin tedavisi cerrahi gerektiriyorsa işlem iki şekilde gerçekleştirilebilir. Total larenjektomi ve parsiyel larenjektomi iki farklı cerrahi işlemdir. Kanserin geliştiği bölgeye göre ameliyat yöntemine karar verilir. Parsiyel larenjektomi, kanser çok yaygın bir alanı kapsamıyorsa gerçekleştirilir. Sadece tümörün bulunduğu kısım çıkarılır. Bazı durumlarda boyun bölgesinden kesi açılarak, bazen de ağızdan müdahale edilerek gerçekleştirilir. Total larenjektomi, daha geniş çaplı kanserler için uygulanır. Bir kısmının alınması yeterli değilse tercih edilir. İşlemde gırtlağın tamamı alınır ve bölgedeki diğer kanserli dokuların temizlenmesi sağlanmaya çalışılır.

Total Larenjektomi Ameliyatı

Total larenjektomi ameliyatı gırtlağın tümünün alındığı cerrahi işlemlerdir. Kanserli dokuların geniş alanlara yayıldığı durumlarda gerekli görülür. Gırtlak kanserinde son tercih edilen yöntemdir çünkü işlemden sonra gırtlağın işlevi başka materyallerle sağlanmaya çalışılır. İşlemden sonra ses fonksiyonu doğal yollardan işleyemez, ağız ve burun solunumu iptal olur. Boynun ön kısmı ağızlaştırılır ve solunum, yutkunma buradan sağlanır. Cerrahiden sonra yaşanan sorunlardan biri konuşma güçlüğüdür. Hastanın ses çıkarabilmesi için soluk borusu ve yemek borusu arasına ses protezi uygulanabilir.

Nasıl Yapılır?

Total larenjektomi ameliyatları genel anestezi altında yapılır. Boynun ön kısmından açılan kesiler ile gerçekleştirilir. Gırtlağın tamamı çıkarılır. Kanserin lenf bezlerini tutma ihtimaline karşı bu alanlara da aynı işlem içinde müdahale edilir. Boyundaki diğer alanlara zarar vermeden hastalığın yayıldığı görülen veya muhtemel olan lenfler çıkarılır. Bu işlem ender durumlarda uygulanmayabilir. Sonrasında hastanın yutak kısmı kapatılır. Soluk borusu ağızlaştırılır. Boynun ön kısmından soluk alma ve yutma işlevleri sağlanır. Burada açılan deliğin kapanmasını engellemek için kanül adı verilen cihaz yerleştirilir. Kanül hastada ömür boyu kalır.

Kimler İçin Uygundur?

Total larenjektominin tercih edilmesinde hastalığın yayılım durumu önem gösterir. Gırtlağın bir kısmının alınması veya ameliyatsız tedaviler yeterli olmayacak durumda ise ya da denendiği halde yeterli olmadıysa total larenjektomi gerekir. Kanserin kıkırdak dokulara veya gırtlağın geniş alanlarına, çift taraflı kıkırdaklara, mukoza tabakasının dışına yayılması durumunda gırtlağın tamamının alınması gerekebilir. Önceden uygulanan radyoterapi başarısız olduysa, kısmi olarak gırtlak çıkarıldıktan sonra hastalık tekrar ettiyse ve diğer yöntemler sonuç vermediyse işlem uygulanabilir. Hastanın tedavisinde hangi yöntemin gerekli olduğuna geniş tetkikler ve incelemeler sonucu uzman bir ekip karar verir.

İstatistikler ve Başarı Oranları

Total larenjektomilerde net bir başarı oranı vermek zordur. Bu hastanın genel sağlık durumuna, hastalığın evresine, yayılma durumuna göre değişiklik gösterir. Hastalık total larenjektomi işlemini gerekli kılıyorsa, daha fazla yayılmadan müdahale etmek çok önemlidir.

Hastane Şartları

Hasta ameliyattan bir gece önce hastaneye yatar. Ameliyat günü gerekli hazırlıklar yapılır. İşlemden sonra da bir süre hastanede kalmak gerekir. Bu süreçte günden güne iyileşme yaşanır. Hasta yavaş yavaş cerrahinin etkisinden çıkar.

Anestezi Türü

Total larenjektomi işlemlerinde hasta genel anestezi(narkoz) ile uyutulur. Bu işlem için gerekli ön kontroller anestezist tarafından gerçekleştirilir. Oluşabilecek riskler için önlemler alınır. Genel anestezi uygulanmadan önce hastanın dikkat etmesi gereken hususlar önceden bildirilir. Bunlara uymak hayati önem taşır.

Refakatçi Gerekir mi?

Hasta ameliyattan bir gece önce hastaneye yatış yapar. İşlemden sonra da bir süre hastanede kalması gerekir. Bu süreçte dren gibi materyaller iyileşme durumuna göre günden güne çıkarılır. Hastanın yeni yutma işlevini öğrenmesi sağlanır. İyileşme normal seyrinde devam ediyorsa taburcu edilir. Bu süreçlerde hastanın bir yakınının yanında olması faydalı olur. Hem hastanede kalınan süreçte hem de eve dönüşte hastaya yardım etmek gerekir.

Yoğun Bakım Gerekir mi?

Total larenjektomiden sonra yoğun bakım şart olmasa da bazı hastalarda gerekir. Hasta bir süre solunum cihazına bağlanır. Yaşam desteği sağlanır. Yoğun bakım şartlarında gözetimi yapılır.

Ameliyatta Kullanılan Cihazlar

Total larenjektomi ameliyatlarında her ameliyatta bulundurulması gereken alet ve cihazların yanında alana özel aletler de kullanılır. Yapılacak işleme göre gerekli malzemeler önceden hazırlanır. Larenjektomide tümörlü dokular çıkarılırken cerrah lazer ışınları ya da soğuk bıçak kullanır. Ameliyattan sonra da bir süre vücutta kalan bazı malzemeler vardır. Bunlar dren, sondalar, tüpler ve borular şeklinde olabilir. Hastanede kalınan süre boyuca günden güne bunlar çıkarılır.

Fiyatları

Gırtlağın tümden alınması işlemlerinin fiyatları farklılık gösterir. İşlemin yapılacağı hastane, hastanede kalınması gereken süre, uygulanan işlemim çeşidine göre fiyatlar da değişir. Burada hastanın sağlık sigortasının kapsamı da etkilidir. Net bilgi, başvurulan hastaneden alınabilir.

Parsiyel Larenjoktomi Ameliyatı

Parsiyel larenjektomi işlemi erken ve orta evrelerdeki kanserler için kullanılır. Kısmi larenjektomi de denir. Bazı ileri evrelerde de kullanılabilir. Temel olarak gırtlağın bir kısmının çıkarılmasıdır. Kanserli dokuların tümden çıkarılması ve gırtlak işlevlerinin sağlanabilmesini amaçlar. Bu işlemler uygun olan durumlarda kesi açmadan gerçekleştirilebilir. Bunlarda gırtlak bölgesinde ağızdan müdahale edilir. Böylelikle boyunda kesi açılmamış olur. Kesi açmak gerekiyorsa boynun ön tarafından işlem yapılır. Parsiyel larenjektomi üç kola ayrılır. Vertikal-hemi larenjektomi, supra-krikoid larenjektomi, supraglottik larenjektomi gırtlaktan kanserli dokuların çıkarılmasında uygulanabilecek ameliyatlardır. Hasta için uygun olanı tercih edilir.

Nasıl Yapılır?

Parsiyel larenjektomi ameliyatları genel anestezi altında gerçekleştirilir. Ender durumlarda lokal anestezi uygulanabilir. Tümörün bulunduğu bölge ve kanserin yaygınlığına göre kesi açmadan ağızdan girilerek ya da boğazın ön tarafından kesi açılarak gerçekleştirilebilir. Ameliyat değişik şekillerde yapılabilir. Hasta için en uygun olacak yönteme karar verilir. Vertikal hemi-larenjektomi işlemi ses tellerinin yalnızca bir tarafında kanser görülüyorsa uygulanır. Kanserin bulunduğu ses teli ve tiroid kıkırdağın bir bölümü alınır. Eğer tümör diğer tarafa az da olsa uzanıyorsa kıkırdağın diğer tarafından da çıkarma yapılır. İşlemden sonra yerinde kalan gırtlak parçasının ve ses telinin soluk alma ve ses çıkarma işlevini üstlenmeleri beklenir. Supra-krikoid larenjektomi, tümör ses tellerinin ikisine de sıçramışsa yapılır. İki ses telinin de çoğu alınır. Tiroid kıkırdak da tamamen çıkarılır. Aritenoid alınmaz. Supraglottik larenjektomi, ses tellerinin üzerindeki bölümde görülen ve tellere ulaşmamış tümörlerde uygulanır. Burada gırtlağın üst bölümü çıkarılır. Ses tellerine, tiroid kıkırdağın alt tarafına, aritenoidlerden birine dokunulmaz. Böylede kalan yapıların işlevleri sürdürmesi amaçlanır. Bazı durumlarda hastanın nefes alması için boynun ön tarafında delik açılır. Parsiyel larenjektomilerde bu delik iyileşme tamamlandığında kapatılır. Ağız ve burun yoluyla nefes almanın, olabildiğince ses çıkarmanın, gıdaları yutabilmenin sağlanması amaçlanır.

Kimler İçin Uygundur?

Parsiyel larenjektominin uygulanabilmesi için hastanın genel sağlık durumunun, kanserin yayılma durumunun ve yerinin uygun olması gerekir. Genellikle küçük boyutlu tümörler için uygundur. Kanser geniş alanları tutmasa bile bazı bölgelerde oluşması gırtlağın tamamının çıkarılmasını gerektirebilir. Tüm diğer şartla uygun olsa bile uygulanamayacak bazı durumlar vardır. İşlem 65 yaşından büyük kişilerde, akciğerlerinde fonksiyon bozukluğu olanlarda, mental durumu normal olmayanlarda uygulanamaz. Ameliyatın kişi için uygunluğu çok ayrıntılı araştırmalar sonucunda belli olur. Gırtlak kanseri hastaları için en doğru tedavi yöntemine hekimler karar verir.

İstatistikler ve Başarı Oranları

Gırtlak kanseri ameliyatlarda başarı birçok etkene bağlıdır. Kanserin kaynaklandığı bölge, yayılma durumu, evresi, hastanın genel sağlık durumu gibi etkenlere bağlı olarak alınan sonuçlar değişir. Cerrahi ve gerektiğinde ek tedaviler durumun kontrol altına alınmasında etkilidir. Erken evrelerde başarı şansı %90’ı bulur.

Hastane Şartları

Hasta ameliyattan bir gece önce hastaneye yatar. Ameliyat günü işlemi gerçekleştirecek ekip, ameliyathane ve hasta hazırlanır. Sonra da bir süre hastanede kalmak gerekir. Bu süreçte hasta için gerekli bakım yapılır. Ağız ve burun yoluyla nefes alma, katı ve sıvı gıdaları tüketebilme gibi işlevler sağlanmaya çalışılır.

Anestezi Türü

Parsiyel larenjektomilerde hasta genel anestezi(narkoz) ile uyulur. Bazı durumlarda lokal anestezi de kullanılabilir. Ameliyat öncesi, anestezi uzmanı bazı kontroller yapar. Oluşabilecek risklerin önlenmesinde anestezi kontrolleri büyük önem taşır. Hastanın anestezi öncesi dikkat etmesi gereken bazı durumlar vardır. Bunlara uymak hayati önem taşır.

Refakatçi Gerekir mi?

Hastanın bir süre hastanede kalması gerekecektir. Ameliyat sonrasında günden güne belirgin iyileşmeler görülse de yanında yardımcı olacak bir yakınının olması gerekir. Gereken bakımın sağlanması hasta için çok önemlidir. Aynı şekilde eve dönerken de yanında birinin olması gerekir.

Yoğun Bakım Gerekir mi?

Ameliyattan sonra bazı durumlarda yoğun bakım gerekebilir. Burada hastalara solunum desteği sağlanır. Gerekli bakım uygulanır. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra da bir süre hastanede kalmak gerekir.

Ameliyatta Kullanılan Cihazlar

Parsiye larenjektomi ameliyatlarında her ameliyatta kullanılan alet ve cihazların yanında alana özel aletler de kullanılır. Yapılacak işleme göre gerekli malzemeler önceden hazırlanır. Ameliyattan sonra da bir süre vücutta kalan bazı malzemeler vardır. Bunlar dren, sondalar, tüpler ve borular şeklinde olabilir. Hastanede kalınan süre boyuca bunlar günden güne çıkarılır.

Fiyatları

Gırtlağın kısmi olarak alınması işlemlerinin fiyatları farklılık gösterir. İşlemin yapılacağı hastane, hastanede kalınması gereken süre, uygulanan işlemim çeşidine göre fiyatlar da değişir. Burada hastanın sağlık sigortasının kapsamı da etkilidir. Net bilgi, başvurulan hastaneden alınabilir.

Kemoterapi

Kemoterapi ilaçlı bir tedavi yöntemidir. Genellikle tek başına kullanılmaz. Gırtlak kanseri tedavisinde ameliyat ve radyoterapiye ek olarak uygulanır. Sıklıkla kullanılma sebebi radyoterapinin etkisini arttırmak olur. İşlemin bazı yan etkileri de vardır. Kanser, kontrolsüz gelişen, çoğalan ve büyüyen hücreler ile oluşur. Kemoterapi sorunlu hücrelerin öldürülmesi ya da büyümesinin engellenmesinde kullanılan ilaçlı bir tedavidir. Seanslar halinde uygulanır. Hastanın ihtiyacına göre seanslar artar ya da azalır. Sorunlu hücreleri öldürmeyi amaçlayan kemoterapi ilaçları kan yoluyla vücuda yayılır. Burada sorunlu hücrelerin yanı sıra sağlık hücrelere de zarar verebilir. Fakat sağlıklı hücrelere verdiği zarar geçicidir.

Hangi Durumlarda Uygulanır?

Kemoterapi kanser tanısı konulduktan sonra doğan tedavi yöntemlerinden biridir. Tek başına veya radyoterapi, cerrahi gibi yöntemlerle birlikte kullanılabilir. Bazı durumlarda radyoterapiden beklenen sonuç alınamadığında tercih edilebilir. Ameliyattan ya da radyoterapiden sonra uygulandığında kanserin tekrar etme olasılığını azaltmak amaçlanır. Diğer tedavilerden önce uygulanıyorsa kanser oluşan bölgeye uygulanan diğer yöntemlerin etkisini arttırmak hedeflenir.

Nasıl Uygulanır?

Kemoterapi ilaçları hastanın vücuduna dört ayrı yoldan verilebilir. Bunların tercihi kanserin durumuna göre yapılır. Sıklıkla uygulanan yol damardan verilmesidir. Bu damara ilacın enjekte edilmesiyle veya serumla birleştirilerek verilmesiyle yapılır. İşlem koldaki ya da elin üzerindeki damarlardan uygulanabilir. İşlemlerde kimi zaman farklı materyaller de kullanılır. Bunlar katater, pompa, port gibidir. İlaçlar ağız yoluyla alınabilir. Bunlar hap, kapsül veya solüsyon şeklindedir. Diğer yol da kemoterapi ilaçlarının enjekte edilmesi ile uygulanır. Bu işlem doğrudan kanserli dokuya, cilt altına, kas içine enjekte edilerek gerçekleştirilebilir. Bazı durumlarda da ilaçlar cilt yüzeyine uygulanır. Kemoterapi ilaçları verilirken ağrı, sızı veya acı hissedilmez. Damardan verildiği durumlarda dışarı sızma varsa ağrı oluşur, böyle bir durumda ortamdaki hemşireye haber vermek gerekir.

İstatistikler ve Başarı Oranları

Kemoterapinin başarısı kanserin yayılma durumuna göre değişir. Fazla metastaz yapmamış kanserlerde daha başarılı sonuçlar verir. Bunun yanında kanserin hangi organlara yayıldığı ve hastanın yaşı da önemlidir.

Avantajları-Dezavantajları

Kemoterapinin bazı yan etkileri vardır. Bunun sebebi, ilaçların kanser hücrelerinin yanı sıra sağlıklı hücrelere de etki etmesidir. Yaşanan yan etkiler genellikle geçicidir. İlaçların ne kadar yoğun kullanıldığı, çeşidi bu durumun şiddetini değiştirir. Kemoterapi alırken çoğu zaman hastalar iş yaşantılarına, sosyal hayatlarına devam edebilirler. Fakat bazı durumlarda faaliyetleri azaltmak gerekebilir. Kemoterapiden sonra sıklıkla karşılaşılan durumlar arasında halsizlik vardır. Halsizliğin sebebi kansızlık veya psikolojik sebepler olabilir. Kansızlığı gidermek için kan transfüzyonu yapılabilir. Psikolojik sıkıntılar için bir uzmana başvurulabilir. Diğer bir yan etki de bulantı ve kusmadır. Bunlar ilaçlar uygulandıktan hemen sonra, birkaç gün sonra veya işlemden önce ortaya çıkabilir. Kemoterapi ilaçlarının geliştirilmesiyle bulantı ve kusma büyük oranda önlenebilir hale gelmiştir. Saç dökülmesi her kemoterapiden sonra ortaya çıkmaz. İlaçlardan bazıları bu etkiyi yapar. Dökülme ilacın yoğunluğuna göre az ya da çok gözlenebilir. Genellikle kemoterapiden 3 hafta sonra yaşanır. Tedavi bittikten bir ay sonra saçlar çıkmaya başlar. Kullanılan ilaçlar hastada kan üretilmesini bir oranda baskılayabilir. Bunun sonucunda kan değerlerinde düşme görülür. Kırmızı ve beyaz kan hücreleri, trombosit değerlerinde azalma görülür. Tüm bunlara ek olarak tedavi süresince ağız yaraları, ishal ya da kabızlık, cilt ve tırnaklarda değişmeler görülebilir. Sıralanan yan etkiler kemoterapinin dezavantajları arasında sayılabilir. Çoğu zaman hastalar için korkutucu olabilen bu durumlar geçicidir. Tedaviden sonra sağlıklı hücreler kendini yeniler. Kemoterapi, günümüzde kanser hücrelerinin kontrol altına alınması ve yok edilmesinde önemli ve başarılı sonuçlar veren bir tedavidir. Diğer yöntemlerle birlikte uygulanarak hastanın yaşam kalitesini arttırır ve hastalığın tekrarlama riskini düşürür. Bu yüzden gerektiğinde uygulanması oldukça faydalıdır.

Hastane Şartları

Kemoterapi ilaçları farklı yollarla vücuda verilebilir. Bu yollar hastalığın ve hastanın durumuna göre değişir. İlacın veriliş yoluna göre hastanede, evde, sağlık merkezlerinde gerçekleştirilebilir. Hastanelerde uygulandığında kemoterapi ünitelerinde yapılır. Hasta ayaktayken ya da yatar pozisyondayken uygulanabilir.

Fiyatları

Kemoterapi tedavisi SGK tarafından karşılanır. Bu devlet hastaneleri, özel hastaneler ve vakıf üniversiteleri hastaneleri için de geçerlidir. Buralarda da kemoterapi için ek ücret ödenmez.

Radyoterapi

Radyoterapi esasen, hastaya kontrollü olarak radyasyon verilmesiyle kanser hücrelerini öldürmeyi veya gelişimini durdurmayı amaçlayan tedavi yöntemidir. Kanser tanısı konulduktan sonra tek başına ya da kemoterapi ve cerrahiyle birlikte uygulanabilir. Gırtlak kanserinde de radyoterapinin büyük bir önemi vardır. Hastalık ses tellerindeyse ve erken evredeyse tek başına kullanılabilir ve oldukça başarılı sonuçlar verir. İleri evre kanserlerde ise ek olarak kullanılır. Böyle durumlarda ameliyattan sonra tedavinin diğer aşaması olarak uygulanır. Bazı durumlarda kemoterapi ile birlikte de kullanılabilir. Radyoterapinin vücudun neresine, ne kadar süreyle uygulanacağı hastalığın durumuna göre değişir. Tedavi, kanser hücrelerini geriletirken sağlıklı hücrelere de zarar verebilir. Son yıllarda yan etkiler azaltılsa da tümüyle ortadan kalkmamıştır.

Hangi Durumlarda Uygulanır?

Radyoterapi, kanser tanısı konulduktan sonra uygulanabilecek tedaviler arasındadır. Kanser erken evredeyse ameliyatın yerine geçen bir seçenek olabilir. Özellikle ses tellerinde oluşan tümörler erken evredeyse tek başına uygulanır. Daha ileri evrelerde de bazı koşullar sağlanıyorsa gırtlağı almamak adına tercih edilebilir. Ameliyat gerektiren durumlarda da işlemden sonra ek olarak uygulanır. Cerrahi işlemi tamamlayıcı özellik taşır.

Nasıl Uygulanır?

Radyoterapide hasta bir cihazın içine yerleştirilir. Burada kanserli bölgeye bir süre, kontrollü olarak iyonize radyasyon verilir. Tedavi hastalığın durumuna göre 40-60 gün sürer ve neredeyse her gün uygulanır. Hafta sonları tedaviye ara verilir. Seanslar 15-20 dakika kadar sürer. İşlem içeriden veya dışarıdan uygulanabilir. Bazen iki yöntem birbirini takiben kullanılabilir. Radyasyon olabildiğince kanserli dokuya yönlendirilir ve yan etkilerin azalması sağlanır. Seans sonrasında hasta radyasyon yaymaz, çevresi için bir sakınca oluşturmaz.

İstatistikler ve Başarı Oranları

Radyoterapinin başarı oranı kanserin evresine, hastanın durumuna ve ek tedavilerin başarısına göre değişir. Erken evre kanserlerde radyoterapinin başarısı %90’ı bulur. Bu yüzden bazı durumlarda ameliyata alternatif olabilir. İleri evrelerde başka tedavilerle birlikte kullanıldığından başarı çok fazla etkene göre değişir.

Avantajları-Dezavantajları

Tedavide oluşan yan etkiler genel olarak işlemin dezavantajlarını oluşturur. Bu süreçte ortaya çıkan yan etkilerin şiddeti birçok etkene göre değişir. Uygulanacağı bölge genişliği, radyasyonun dozu, kullanılan cihaz bunları etkiler. Radyoterapi uygulandığı süreçte hastalar genellikle yorgun ve halsiz hisseder. Enfeksiyona yakalanma riski artar. Sık görülmese de bazen küçük kanamalar, ciltte lekeler ve çürüme görüntüsü oluşabilir. Radyasyonun verildiği alanlarda kızarıklık ve yaralar oluşabilir. Bölgedeki tüyler dökülebilir. Ağız içinde yaralar veya diş çürüğü meydana gelebilir. Bazı durumlarda yutkunmada zorlanılabilir ve bulantı hissedilebilir. Bu etkiler radyoterapi bittikten bir süre sonra geçer. Kanser tedavilerinin %60’ında radyoterapi de kullanılır. Gırtlak kanserinin tedavisinde rolü büyüktür. Özellikle erken evre gırtlak kanserinde gırtlağın alınmasına alternatif olabilir. Böylece hasta gırtlak ve işlevlerini kaybetmeden kanserden kurtulabilir. İleri evre kanserlerde ise kanserin kontrol altına alınmasında, tekrarlama olasılığını düşürmede büyük fayda sağlar.

Hastane Şartları

Gırtlak kanseri tedavisi çoğunlukla birçok yöntemin kullanıldığı bir tedavi sürecini kapsar. Burada teknolojik yeterlilik büyük önem taşır. Radyoterapide kullanılan cihazlara göre yan etkiler değişiklik gösterir. Radyoterapi hastane ortamında uygulanır. Genellikle hafta içi her gün gerçekleştirilir ve hafta sonları ara verilir. Böylece sağlıklı hücrelerin toparlanması için vakit sağlanır. Tedavi 15-20 dakikalık seanslarla gerçekleştirilir. Ardından hasta evine dönebilir.

Fiyatları

Radyoterapi SGK kapsamındadır. Özel hastane, vakıf üniversitesi hastanesi ve devlet hastanesi fark etmeksizin ek ödeme alınmadan gerçekleştirilir.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Hangi Uzmanlık Alanına Girer?

Gırtlak kanseri cerrahisi kulak burun boğaz bölümünün kapsamındadır. Özellikle baş ve boyun cerrahisinde uzmanlaşmış hekimler tarafından gerçekleştirilir. Fakat tedavinin belirlenmesi ve cerrahiden sonraki süreçte birçok alan birlikte çalışır ve bir heyet oluşturulur. Bu heyette, kulak burun boğaz hekimi, onkolog, radyasyon onkoloğu, onkoloji hemşiresi, diş hekimi, konuşma ve lisan terapisti, psikolog, diyetisyen, plastik ve rekonstrüktif cerrah bulunur. Multidisipliner bir yaklaşımla tedavi planı çıkarılır.

Gırtlak Kanseri Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Kanser zamanla yayılan bir hastalıktır. Yayılma arttıkça hayatı daha büyük oranda tehdit eder. Gırtlak kanseri, gırtlağın değişik bölgelerinde ortaya çıkabilir. Zamanla geniş alanlara yayılır. Sonrasında da lenfleri tutar. Daha ilerlediği durumlarda uzak organlara yayılmaya başlar ve hayati organları tutabilir. Kanser yaygınlaştıkça tedavi zorlaşır. Hastanın yaşam kalitesi düşer ve hayati tehlike artar. Gırtlak kanseri erken evrede tedavi edilmeye başlandığında daha büyük başarılar sağlanır. Bu yüzden hastalık önemsenmeli ve olabildiğince erken dönemde tedavisine başlanmalıdır.

Tıptaki Gelişmeler ve Gırtlak Kanseri

Kanserin görülme sıklığı arttıkça, tedavi yöntemleri de gelişme gösteriyor. Gırtlak kanserinde de tedavilerin yan etkilerini, cerrahinin sağlıklı dokulara verdiği zararı azaltmak adına çalışmalar yapılıyor. Yapılan araştırmalar sigara ve alkol kullanımının başta gelen kanser sebepleri olduğu yönünde. Gırtlak kanserinde de sigara ve alkol kullanımı en büyük etken olarak gösteriliyor. Robotik cerrahinin kullanım alanları her geçen gün artıyor. Bu işlemler cerrahide sağlıklı dokulara verilen hasarı en aza indiriyor. Çok daha küçük alanlara müdahale edebiliyor. Hastaların iyileşme süreleri hızlanıyor ve hastanede kalış süreleri azalıyor. Gırtlak kanseri cerrahisinde de robotik cerrahi gündeme gelmeye başladı. Bu yöntem sayesinde nefes borusundan kesi açılmıyor ve beslenme hortumu takılmıyor. Hastaların konforu ciddi anlamda artıyor. Gırtlak kanseri cerrahisinde bir diğer yenilik de mohs yöntemi. Kanserin durumu yöntem için uygunsa uygulanabiliyor. İşlem ciltte kesi açılmadan gerçekleştiriliyor. Ağız içinden mikro cerrahi lazer cihazlarıyla giriliyor ve boynun ön kısmında delik açılmasına gerek kalmıyor. Sağlam dokulara verilen zarar çok daha düşük seviyede tutulmuş oluyor. Mohs yöntemiyle hastaların iyileşme süreci oldukça kısalıyor. Cerrahi tekniklerin gelişmesinin yanı sıra ışın tedavilerindeki ileriye dönük adımlar tedavideki başarıları arttırıyor. Özellikle radyoterapinin bazı tümörleri yok etmedeki etkinliği artıyor. Tedavinin sağlıklı dokulara verdiği hasarı en aza indirmek adına ilerlemeler kaydediliyor. Yeni geliştirilen cihazlar ve yöntemler yan etkilerin azaltılması bakımından önemli bir yer tutuyor. Gırtlak kanserinde de diğer tüm kanser tiplerinde olduğu gibi erken müdahale önem taşıyor. Diğer kanser tiplerine oranla kurtulma şansının daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Öncesi

Gırtlak kanseri ameliyatı öncesinde tanı koymak ve tedavi sürecini belirlemek için belli başlı tetkikler uygulanır. Bunlar cerrahi işlemin gerekliliği, hangi yöntemin gerekli olduğu, cerrahi sonrası hakkında da karar verilmesini sağlar. Tetkiklerin yapılması ve karar aşaması haftalar sürebilir. Ardından ameliyat gerekiyorsa hastanın işlemden bir gece önce hastaneye yatması gerekir. Hastanın ve ameliyat ekibinin hazırlıkları tamamlanır.

Tetkikler

Ameliyattan önce yapılan tetkikler hangi yöntemin uygulanacağına, işlem öncesi ve sonrası tedavilere, işlemin seyrine karar verilmesinde belirleyicidir. Hastanın genel sağlık durumu, istekleri, tümörün konumu, kanserin yayılma durumu bu tetkiklerden elde edilen bulgular ışığında değerlendirilir.

İndirekt Gırtlak Muayenesi

İndirekt muayene gözle görülemeyen alanların ayna kullanılarak görülmesi ve değerlendirilmesidir. Gırtlak kanserinin tanısında önemli bir aşamadır. İndirekt muayene yerine direkt muayene de yapılabilir. Direkt muayene endoskopik bir yöntemdir. Tanı konurken kulak burun boğaz uzmanı boyundaki şişlik durumunu da değerlendirir.

Endoskopik Gırtlak Muayenesi

Gırtlak kanseri şüphesi değerlendirilirken hekim ayrıntılı muayeneler gerçekleştirir. Endoskopik muayene de yapılan bunlardan biridir. Direkt muayene olarak da adlandırılır. Bu işlemde kıvrılabilen endoskoplar kullanılır. İşlem, hasta oturur vaziyetteyken uygulanır. Ağrı veya rahatsızlık hissedilmemesi için bazı uyuşturma yöntemleri uygulanır. Ardından endoskop ile doğrudan görülemeyen gırtlak bölgeleri değerlendirilir.

Biyopsi ile Patolojik İnceleme

Gırtlak kanserinde kesin tanı, biyopsi ile konur. Biyopsi, kanser olduğu düşünülen dokularda örnek parça alınmasıdır. Örnek doku parçası patolojik incelemeden geçirilir. Bunların raporlarıyla kanser olup olmadığı anlaşılmış olur.

Radyolojik Testler

Radyolojik testler, kanserli doku bulunduysa bunun evresini ve yayılma durumunu saptamada kullanılır. Bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, ultrason radyolojik testlerdendir. Farklı yöntemler kullanılarak belli bölgelerin görüntülenmesinde kullanılırlar.

Bilgisayarlı Tomografi

Bilgisayarlı tomografi, vücudun incelenecek bölgesine x ışınları verilerek, bilgisayar ile görüntüsünün oluşturulmasıdır. Ayrıntılı incelemeler için uygundur. Vücuda kontrast madde verilerek sağlıklı ve sağlıklı olmayan dokuların ayrıntılı incelenmesine olanak verir. Gırtlak kanserinde de dokuların durumunu incelemek için sıkça kullanılır.

Manyetik Rezonans Görüntüleme

Manyetik rezonans görüntüleme(MR) doku ve organları görüntülemede kullanılan tekniklerden biridir. Manyetik alan ve radyo dalgalarını kullanır, bu yüzden hasta radyasyona maruz kalmaz. MR cihazı, güçlü bir mıknatıs gibidir. Hasta cihazın içine yerleştirilir ve vücudun bir bölümünün görüntüleri oluşturulur. Radyolog, görüntüleri bilgisayar kullanarak değerlendirir. Ardından hekime iletir. Hasta MR çekilirken herhangi bir ağrı, rahatsızlık hissetmez. Ön hazırlık yapmaz. MR, Gırtlak kanserlerinin incelenmesinde de önem taşır.

Ultrason

Ultrason, radyasyon içermeyen ve eş zamanlı görüntü alınabilen bir işlemdir. Vücudun incelenmek istenen bölgesine ses dalgaları vererek görüntüsünü oluşturur. Görüntüler ez zamanlı olarak ekrandan izlenir. Gırtlak kanserinin durumunu incelemede sıkça kullanılan yöntemlerden biridir. Hasta, görüntüleme sırasında herhangi bir ağrı sızı hissetmez.

Metastaz Kontrolü

Metastaz, kanserli dokuların başka organlara sıçraması, yayılmasıdır. Kötü huylu tümörler, oluştukları alanda kalmazlar. Zamanla lenf ve kan damarları yoluyla ya da doğrudan başka organlara da taşınabilir ve burada da gelişebilirler. Metastaz cerrahi sonrası da oluşabilir. Temizlenemeyen kanser hücresi yayılmayı başlatabilir. Tedavinin belirlenebilmesi için de kanserin yayılıp yayılmadığının anlaşılması gerekir. Çeşitli testler ve görüntüleme teknikleriyle metastaz anlaşılabilir ve buna uygun tedavi seçenekleri ortaya konur.

Kan Tahlili

Kan testi, genellikle koldaki damarlardan enjektör yardımıyla alınan örnek kanın laboratuar ortamında değerlendirilmesidir. Örnek kan, hastalık şüphesine göre birkaç tüp alınabilir. Hematoloji, biyokimya, seroloji şeklinde sınıflandırılır. Vücudun genel sağlık durumu hakkında önemli bilgiler verilir. Bu yüzden hastalıkların tanısında yardımcı olur ve ameliyatlardan önce yapılır.

İdrar Tahlili

İdrar tahlilinde de idrar örneği alınır ve laboratuvar ortamında değerlendirilir. Hastanın genel sağlık durumu hakkında önemli bilgiler verir. İdrar örneğinin yoğunluğu, görüntüsü, içeriği laboratuvar ortamında incelenir. İdrar tahlilleri tanı koymada, var olan bir hastalığı takip etmede, genel sağlık durumunu incelemede kullanılır. Diyabet, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek hastalıkları gibi sorunlar idrar tahlili yardımıyla tespit edilebilir.

Anestezi Kontrolü

Gırtlak kanseri ameliyatlarında genel anestezi uygulanır. Anestezi esnasında ve sonrasında oluşabilecek riskleri önlemek amacıyla anestezi uzmanları, hastaları muayene eder. Genel sağlık durumu hakkında bilgiler alınır. Varsa sürekli kullanılan ilaçlar, süreğen hastalıklar, alerjiler, daha önce atlatılan hastalıklar ve ameliyatlar hakkında bilgi toplanır. Bunlar dışında bazı testler uygulanır ve hasta için en güvenli anestezi uygulanır. Hastanın zarar görmemesi için anestezi kontrolleri büyük önem taşır.

Diğer Testler

Kanser şüphesi doğrulandıktan sonra hekim, hastanın durumuna göre farklı testler de isteyebilir. Gırtlak kanseri ameliyatlarından önce bütün bedenin pozitron emisyon tomografisine de başvurulabilir. İşlem genellikle PET CT adıyla anılır. Bu tetkik kanser hastalıklarında sıklıkla tercih edilir. Ameliyat öncesinde veya tedavilerin sonucunu görme amacıyla uygulanabilir. Asıl olarak vücuttaki sağlıklı ve hastalıklı dokuların 3 boyutlu görüntülerini veren işlemdir.

Kullanılan İlaçların Hekim ile Paylaşılması ve Ameliyat Öncesinde Kullanımı

Gırtlak kanseri ameliyatından önce hasta düzenli kullandığı ilaçlar hakkında doktora bilgi vermelidir. Bazı ilaçların ameliyattan önce kullanılması tehlikeli durumlar meydana getirir. Bu yüzden doktor kontrolünde bırakılmaları gerekir. İlaçların birçoğu bir hafta önceden bıraktırılır, bazı ilaçların ise daha önceden bırakılması gerekir. Ameliyattan sonra da yine doktor kontrolünde tekrar başlanabilir. Bu ilaçlar ameliyat esnasında kanama riski oluşturarak hayati tehlikeye yol açabilir, başka ilaçlarla etkileşime girebilir.

Kan Sulandırıcı İlaçlar

Hastanın başka rahatsızlıklar için kullandığı ilaçlar varsa doktora mutlaka bildirmelidir. Basit ağrı kesiciler veya bilindik ilaçlar atlanmamalıdır. Kullanılan ilaçlardan kan sulandırıcı etkisi olanlar işlem öncesinde doktor kontrolünde bıraktırılır. Çünkü kan sulandırıcı ilaçların etkisiyle işlem sırasında kanama oluşabilir. Böyle ilaçlara örnek olarak aspirin, E vitamini, bazı tansiyon ilaçları verilebilir. İlaçların sürekli kullanılması gerekiyorsa ameliyattan sonra, doktor kontrolünde başlanabilir.

Antibiyotikler

İşlem öncesinde antibiyotik kullanılıyorsa bir süre önce doktor kontrolünde bırakılır. Antibiyotikler işlem sırasında anestezi ilaçlarıyla etkileşebilir. Bu da istenmeyen durumlara yol açabilir.

Ağrı Kesici ve Diğer İlaçlar

Sayılan ilaçların dışında steroidler, idrar söktürücüler ve sakinleştiriciler de işlem öncesinde bırakılmalıdır. Steroidler, hormon salgılamakla görevli bir bezi baskılar. Bu durumda anestezi ve ameliyat stresiyle baş etmek güçleşebilir. İdrar söktürücüler, potasyum ve sıvı kaybedilmesine yol açar. Bu da işlem esnasında hastayı tehlikeye sokabilir. Sakinleştirici ilaçlar kan basıncını düşürür. Böyle bir durumda da hasta şoka girebilir. Sürekli kullanılan ağrı kesiciler varsa bunların da belirlenen tarihte bırakılması gerekir. Bu yüzden kullanılan tüm ilaçların doktora bildirilmesi ve gerekenlerinin bırakılması gerekir.

Alınan Tedavilerin ve Genel Sağlık Durumunun İncelenmesi

Ameliyattan önce hasta doktora daha önce geçirdiği hastalıklar varsa ameliyatlar, hala süren hastalıklar ve aldığı tedaviler hakkında bilgi vermelidir. Bu bilgiler ameliyatta doğabilecek risklerin önlenmesi için büyük önem taşır. İşlemden önce yapılan tetkiklere ve muayenelere bakılarak genel sağlık durumu incelenir. Risk oluşturabilecek durumların varlığı araştırılır.

Ameliyat Yönteminin Belirlenmesi

Gırtlak kanseri ameliyatlarında yöntem multidisipliner bir yöntemle belirlenir. Tedavi süreçleri farklı uzmanlık alanlarından bir heyetin ortak kararı olarak belirlenir. Cerrahinin yöntemini belirlemede de kanserin durumu belirleyicidir. Kanserin evresi, yayılma durumu ve hızı, varsa sıçradığı diğer organlar, oluştuğu bölge, hastanın genel sağlık durumu ameliyat yönteminin belirlenmesinde etkili olur.

Operasyon Planının ve Tedavi Sürecinin Belirlenmesi

Ameliyattan önce yapılan tetkikler, görüntüleme testleri ışığında işlemin nasıl yapılacağı planlanır. Kanserli dokunun konumu, yayılma durumu, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu planlamada belirleyici olur. İşlemin yöntemine karar verilir. Ameliyattan sonra uygulanacak tedavi ve rehabilitasyon süreci belirlenir.

Hasta ile Mutabakat ve Bilgilendirme

Hastalığın ve hastanın durumuna göre en uygun tedavi süreci şekillendirilir ve ameliyat planlanır. Hasta işlemin genel seyri, oluşabilecek riskler, yan etkiler ve ameliyattan sonra onu nelerin beklediği hakkında bilgilendirilir. Hasta ve hekim ameliyat ve tedavi sürecinde ortaklaşır.

Ameliyat Sonrası Sigara ve Alkol Tüketimi

Gırtlak kanserinin başlıca sebepleri sigara ve alkol tüketimidir. Cerrahi işlemde de gırtlaktaki kanserli dokular veya gırtlağın tamamı çıkarılır. Tamamen çıkarılmadıysa gırtlak fonksiyonlarının eskisi gibi sağlanabilmesi için de rehabilitasyon gerekebilir. Bu yüzden gırtlak kanseri ameliyatlarından sonra sigara ve alkol tüketilmemelidir. Tedavinin etkili olabilmesi ve tekrarlama olasılığının düşürülmesi içinde sigara ve alkol tüketmemek önemlidir.

Ameliyat Öncesi Beslenme ve Diyet

Gırtlak kanseri ameliyatından önce başka tedavilerin uygulanması iştahsızlık yapabilir. Ayrıca hastalık bazı durumlarda kilo kaybettirmiş olabilir. Ameliyat öncesinde ve sonrasında yeteri kadar ve sağlıklı besin almak önemlidir. Yeme düzenini aksatmamak, iştahsızlık varsa dahi yemek yemek ya da yutkunma güçlüklerini aşmaya çalışmak hastalığın atlatılmasında büyük fayda sağlar. Bu konuda uzmanlardan yardım almak da kimi durumlarda gereklidir. Fakat ameliyatta midenin boş olması için bir süre önceden yeme ve içmenin kesilmesi gerekir. Bu süre yetişkinler ve çocuklarda farklılık gösterir.

Ameliyattan Önce Aç Kalma Süresi

Hastanın ameliyat sırasında midesinin boş olmaması hayati tehlike oluşturur. Anestezi uygulanmışken midede olan besinler ve mide asidi nefes borusuna kaçabilir. Bu yüzden işlemden önceki gece yarısından itibaren yeme içme kesilmelidir. Ameliyat sabah değil öğleden sonra yapılacaksa sabah sıvı alınabilir, doktorun belirttiği ölçüde besin alınabilir. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da ameliyattan bir süre önce yeme ve içme kesilir. Bunun dışına çıkmak hayati tehlike oluşturur.

Ameliyattan Önce Tüketilmesi Gereken Besinler

Hastanın ameliyat olacağı kesinleştikten sonra protein, vitamin ve mineralleri yeteri kadar aldığına emin olması faydalı olur. Sağlıklı beslenme ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırır.

Ameliyattan Önce Uzak Durulması Gereken Besinler

Ameliyatlardan önce kan sulandırma etkisi olan besinler tüketilmemelidir. Zencefil ve sarımsak böyle etkileri olan besinlerdendir. İşlem sırasında kanama riskini arttırabilir. İşlemden önceki aç kalma süresince sakız çiğnemek mide asidini arttırır. Bu yüzden çiğnenmemelidir. Sigara ve alkol mümkün olduğunca erken bırakılmalıdır.

Ameliyata Hazırlık ve Hastaneye Yatış

Ameliyattan bir gece önce hastaneye yatış yapılır. Hasta burada belli bir saatten itibaren yeme ve içmeyi keser. Varsa sakal ve bıyığın da kesilmesi gerekir. Ameliyat günü hasta, ameliyat ekibi ve ameliyathane hazırlıkları tamamlanır. İşlemden sonra da bir süre hastanede kalkmak gerekir.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Sonrası

Gırtlak kanseri ameliyatlarından sonra hasta genellikle yoğun bakıma alınır. Burada solunum desteği sağlanır. Ardından servise alınır. Bir süre ayağa kaldırılmaz. Beslenmesi kontrol altında tutulur. Bir süre dren gibi materyaller hastanın vücudunda kalır. Ameliyattan sonraki günlerde hastanın durumu zamanla daha iyiye gider.

Ameliyat Günü

Ameliyat tamamlandıktan sonra hasta genellikle yoğun bakıma alınır. Burada solunum desteği sağlanır. Hastanın durumu uygunsa yoğun bakım süreci biter ve servise alınır. Bilinç durumu kontrol edilir. İlk gün hasta yatar pozisyonda kalır, ayağa kaldırılmaz. Hastanede kalma süreci kişiden kişiye değişse de ortalama 14 gündür. Taburcu olduktan sonra tedavi evde devam eder. Ek tedaviler gerekiyorsa çoğu zaman ameliyattan 1-2 ay sonra başlar. Bir yıla kadar doktor kontrolleri devam eder.

Ağrı

Cerrahi işlemden sonra ağrı durumu kişiden kişiye değişir. İşlemin kapsadığı alan büyüdükçe ağrı da artar. Hastanede kalınan süre boyunca ağrı durumu günden güne takip edilir. Kronik ağrı oluşması durumunda algoloji birimi hastayı inceler.

Ayağa Kalkma

Ayağa kalkma ameliyat günü gerçekleşmez. Hasta uygunsa bir gün sonra ayağa kaldırılır ve yürütülür. Ayağa kaldırıldıktan sonra çok yormadan yürütmek gerekir. Bu kan dolaşımını düzenlemek için gereklidir.

Hareket Kabiliyeti

Ameliyattan sonra bir süre boyun hareketleri kısıtlı olabilir. İlk günlerde boyunda dren, burunda sonda gibi malzemeler bulunacağından bunlar da rahat hareket etmeyi önleyebilir. Bu durum zamanla ortadan kalkar.

İlaç Kullanımı

Ameliyattan sonra hastanede kalınan süre boyunca kullanılması gereken ilaçlar genellikle damar yolundan verilir. Bunların düzeni kontrol edilir. İlk günlerde yutkunma zor olacağından ağız yolundan ilaç verilmez.

Beslenme ve Diyet

Hasta ameliyattan çıktıktan sonra 4 saat boyuca yeme içme kesilir. İlk günlerde ağızdan beslenme tehlikelidir. Bu yüzden buruna bir sonda yerleştirilir. İkinci gün beslenme bu sonda aracılığıyla gerçekleştirilir. Sondanın çıkarılmaması gerekir. Doktor, hasta için bir beslenme karnesi çıkarır. Buna özen gösterilmelidir. Hasta ağız yoluyla beslenebilir duruma geldiğinde taburcu edilmesi düşünülür.

Pansuman ve Kontrol

Hastanede kalınan süre boyunca pansumanlar her gün yenilenir. Yenilenirken önce pansuman açılır. Antireptik solüsyonlar kullanılarak temizlenir. Ardından sekrasyonun boşaltılması yapılır ve kapatılır. İyileşme durumuna göre 7-10 gün sonra dikişler alınır. Pansumanın bulunduğu bölge dikişlere zarar verilmemesi için kollanmalı, hareketlere dikkat edilmelidir.

Dren-Stepler Kullanımı

İşlemin uygulandığı alana takılan, kan ve sıvı birikmesini önleyen alete dren denir. Bunlar ameliyattan sonra bir süre hastanın boynunda kalır. İlerleyen süreçte çıkarılır. Drenajın az olduğu durumlarda 3. gün drenler çıkarılabilir. Hasta veya yakınları bunları çıkarmamalıdır. Direnler boyunda kaldığı sürece bu bölgeye ayrıca dikkat etmek gerekir.

Diğer Yardımcı Materyal Kullanımı

Ameliyattan sonra beslenmenin sağlanabilmesi için buruna bir sonda yerleştirilir. Hasta ağız yoluyla beslenmeye başlayana kadar sonda burunda kalır. Bunun yanında boyun bölgesinde tüpler, borular, trakeotomi kanülü yerleştirilebilir. Bunlar iyileşme görüldükçe çıkarılır.

Gözetim Süresi

Hastanede kalınan süre, duruma göre 3 gün ile 2 ay arasında sürebilir. Fakat ortalama 14 gün hastanede geçirilir. Hasta ağızdan veya burundan nefes almaya başladığında taburcu düşünülür. Sonraki süreçte de doktor kontrolleri veya ek tedaviler devam eder.

Psikoloji

Hastanın ameliyat sonrasında iletişim kurma güçlükleri yaşaması ve hastanede geçirilen günler motivasyonunun düşmesine neden olabilir. Bu da iyileşme sürecini kötü etkiler. Ameliyat sonrası süreçte hem hasta yakınlarının hem de hemşirelerin hasta ile iletişimlerinde empati kurmaya özen göstermeleri önemlidir. İletişim kurarken yüzü hastaya dönmek, tane tane konuşmak, jest ve mimikleri kullanmak faydalı olur. Hastanın kendini ifade edebilmesi için kalem kağıt bulundurulabilir. İyileşme süreci içinde bu durum daha rahatlar. Fakat hastanın psikolojik durumu gerektiriyorsa bir uzman desteği alınmalıdır.

Yoğun Bakım

Yoğun bakım hastalara yaşam desteği sağlayan, özel olarak hazırlanmış ünitedir. Hastanın aralıksız olarak gözetim altında tutulmasını sağlar. Gerekli tüm tıbbi müdahale araçlarına anında ulaşılır. Gırtlak kanseri ameliyatlarından sonra hasta yoğun bakıma alınabilir. Burada bir gece geçirilir. Hastanın durumu uygunsa ardından servise alınır.

Riskler, Yan Etkiler, Komplikasyonlar

Larenjektomi ameliyatları belli başlı riskler taşır. Bunların önüne geçme için hem hastanın kendisi ve yakınları hem de uzman ekip önlemler alır. Böylece risk ve komplikasyon ihtimalleri mümkün olduğunca azaltılır. İşlem öncesinde hasta olası komplikasyonlar hakkında bilgilendirilir. Dikkat etmesi gerekenler öğretilir.

Ölüm

Ameliyat esnasında kalp krizi gibi ciddi durumların yaşanması ölüm riskini ortaya çıkarır. Bu durum nadir görülse de her ameliyat gibi risk taşır.

Enfeksiyon

İşlem gören bölgede enfeksiyon oluşmaması adına bir dizi önlem alınır. Hastanede geçirilen süre boyunca her gün pansuman yenilenir ve temizlenir. Kızarıklık gibi durumlar kontrol edilir. Ek olarak hastaya da bakım konusunda eğitim verilir. Enfeksiyon yaşandığında uzmana başvurulmalı ve bölgeye müdahale edilmedir. Bu geçici bir komplikasyon olsa da iyileşme sürecini uzatabilir.

Ses Kaybı

Ses kaybı düzeyi ameliyatın yöntemine göre değişir. Gırtlağın tümünün alındığı durumlarda ses telleri de çıkarılacağından doğal yollardan ses çıkarma söz konusu olamaz. Çeşitli yöntemlerle yapay seslerin elde edilmesi sağlanabilir. İşlem sonrasında bu yöntemlere hasta ile birlikte karar verilir. Ses tellerinin sadece bir kısmının alındığı ameliyatlarda hastalar doğal yollardan ses çıkarmaya devam edebilir. Bir rehabilitasyon sürecinin ardından eski seslerine yakın sonuçlar alınabilir.

Nefes Almada Güçlük

Ameliyattan sonra gırtlakta açılan delik ile nefes almak gerekebilir. Böyle durumlarda salgıların birikmesi nefes almayı güçleştirebilir. Bu yüzden hastanede kalınan süre boyunca ortamın nemli olmasına özen gösterilir. Balgam ve diğer salgıların temizlenebilmesi için derin nefes alma ve öksürme gereklidir. Hastanın ağız veya burun yoluyla nefes alabilir hale gelmesine hastanede kaldığı süre boyunca uğraşılır.

Kanserin Tekrar Nüksetmesi

Kanserin tedavilerden sonra tekrarlaması nadir görülen bir durumdur fakat yine de böyle bir ihtimal vardır. Hastalık ameliyat edilen bölgede, boyun ya da başka bir bölgede tekrar ortaya çıkabilir. Bu durumu önlemek amacıyla genellikle ameliyat esnasında lenflere de müdahale edilir. Gırtlağın bir kısmının alındığı hastalarda nüks durumu varsa tümden alınması söz konusu olabilir. Ameliyattan sonra uzun süre doktor kontrolleri devam eder. Bu yüzden herhangi bir tekrarlama durumu erken fark edilir. Ameliyatın üzerinden 5 yıl geçtikten sonra oluşan yeni bir kanser durumu nüks kategorisine girmez. Ayrı bir kanser olarak değerlendirilir.

Alerjik Reaksiyonlar

Kullanılan tüm ilaçlara karşı alerjik reaksiyon gelişebilir. Ameliyat öncesinde hastanın herhangi bir şeye alerjisi varsa doktora bildirmesi gerekir. Böylece gerekli önlemler alınmış olur.

Anestezi Komplikasyonları

Larenjektomiler genel anestezi altında gerçekleştirilir. Uygulanan her anestezide belli başlı komplikasyonların oluşma riski vardır. Komplikasyonların büyük çoğunluğu geçici ve görece hafiftir. Genel anestezi altındayken solunum doğal yolardan gerçekleştirilmez. Bir süreliğine bu durum değiştirilir. O yüzden hasta uyandırıldıktan sonra boğazında acı, ağrı hissedebilir. Solunum sisteminde problemler oluşabilir. Mide bulantısı ve kusma en sık karşılaşılan durumdur. Buna ek olarak kas ağrıları ve kaşıntı yaşanabilir. Tansiyonun düşmesi ya da yükselmesi, kalpte ritim bozukluğu, geçici bilinç kaybı da anestezi altındayken ve sonrasında yaşanabilir. Genel anestezinin çok nadir görülen bazı yan etkileri de solunum yetmezliği ve böbrek yetmezliğidir. Bunların yaşanma sıklığı oldukça düşüktür.

Ödem

Ameliyatın uygulandığı bölgenin durumu her gün gözlenir. Bölgede şişliğe sebep olabilecek sıvı birikmesi olmaması için drenler takılır. Bunlar genellikle üçüncü gün çıkarılır. Böylece ödem önlenmiş olur.

Kanama

Ameliyat esnasında kanama ihtimali her zaman vardır. Böyle durumlarda hastaya kan verilir ve kanama kontrol altına alınır. Kanama ihtimalini azaltmak adına kan sulandırıcı ilaçların kullanımı bıraktırılır ve hastanın daha önce kanama problemlerinin olup olmadığı araştırılır.

Kan Birikimi

İşlem geçiren bölgede kan ve sıvı birikmesi olabilir. Bu yüzden bölgeye drenler yerleştirilir. Bunlar genelde işlemden 3 gün sonra çıkarılır. Bazı durumlarda daha uzun süre kalması gerekebilir.

Mide Bulantısı

Mide bulantısı genel anesteziden sonra yaşanabilir. Bunu önlemek için bazı önlemler alınır. Fakat kısa sürede geçen bir durumdur.

Kusma

Kusma da mide bulantısıyla birlikte ortaya çıkabilecek anestezi kaynaklı yan etkilerdendir. Buna yönelik bazı önlemler almak mümkündür. Geçici bir durumdur.

Baş Dönmesi

Baş dönmesi genel anesteziden sonra yaşanabilecek bir durumdur. Fakat gırtlak kanseri ameliyatlarından sonra ilk gün hasta ayağa kaldırılmaz. Bu yüzden denge problemine yol açmaz. Geçici bir durumdur.

Ateşlenme

Ameliyattan sonra hastada yüksek ateş oluştuysa hastanede takip edilir. Özellikle işlemin geçirildiği gün sık sık ateş ve nabız kontrolü yapılır. Anormal bir durum varsa nedeni araştırılır. Herhangi bir enfeksiyonun varlığı kontrol edilir. Hasta yakınları böyle bir durum fark ettiğinde doktora haber vermelidir.

Öksürme

Larenjektomilerden sonra gırtlakta balgam ve salgı birikmesi yaşanabilir. Bu da nefes almada güçlük çıkarır. Bu yüzden hastanın belli aralıklarla öksürmesi ve salgıları temizlemesi gerekir. Bunun dışında yoğun bir öksürme durumu varsa hemşire veya doktora haber verilmelidir.

Üst Solunum Yollarında Deformite

Üst solunum yollarında ağrı, acı anesteziden veya cerrahi işlemden kaynaklanabilir. Ameliyatta gırtlak dokularının tamamı veya bir kısmı çıkarılır. Çoğu zaman boyundaki lenflere de müdahale edilir. Bu yüzden form bozuklukları görülebilir.

Sindirim Zorluğu

Ameliyattan sonra hasta bir süre ağız yoluyla beslenmez ve ilk gün ayağa kaldırılmaz. Bu yüzden ilk günlerde kabızlık sorunu yaşanabilir. Bu durum çoğu zaman geçici bir problemdir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Larenjektomilerden sonra iyileşme süreci evde de devam eder. Bu süreçte çoğu zaman rehabilitasyona da gerek duyulur. Hastaya ameliyat sonrası sürece dair eğitim verilir. Varsa kullanılacak cihazlar öğretilir.

Duş Alma

Gırtlak kanseri ameliyatında gırtlağın tamamı alındıysa duş alma sırasında hastanın çok dikkatli olması gerekir. Boynun ön tarafında açılan deliğe su kaçması akciğerler için tehlike oluşturabilir. Bölge su ile temas ederken stomayı el ile kapatmak ya da nefesi tutmak burada faydalı olur. Su ile temas sırasında stomayı korumak ve nefes almaya devam edebilmek için bazı plastik aletler alınabilir ya da buna özel önlükler takılabilir. Stomanın çevresi yıkanırken nefes almamak gerekir. Kafa bölgesi su ile temas ederken çeneyi stomanın üzerine eğmek de bölgeyi sudan korur. Duş aldıktan sonra bölgeyi korumak için stoma örtüleri önerilir.

Cinsel İlişki

Hasta ameliyattan sonra bir süre hastanede kalır. Ardından iyileşme süreci evde devam eder. Cinsel ilişkiye başlamak, hasta değişen nefes alma alışkanlığına uyum sağladıktan sonra mümkün olur. Cinsel hayata başlama zamanı hakkında doktora danışılabilir.

İlaç Kullanımı

Hastanede kalınan süre boyunca hastaya gerekli ilaçlar hemşireler tarafından verilir. Sonrasında gerekli ilaçlar varsa doktor reçete eder. Bunların düzenli kullanılması gerekir. Ameliyattan önce bıraktırılan ilaçlar varsa doktor kontrolünde tekrar başlatılır.

Sıcak-Soğuk Uygulama

Boynun ön tarafında kalıcı bir delik açıldıysa bölgenin ısıdan korunması gerekir. Bu yüzden doğrudan stomaya sıcak-soğuk uygulamalardan kaçınmak gerekir.

Buhar Banyosu

Ameliyattan sonraki yakın süreçte hastanın buhar banyosu ile cilt temizlemesi sakıncalı olabilir. Boyundaki bölgenin sıcağa fazla maruz kalmaması gerekir. Buhar banyosu sırasında nefes almada da güçlük yaşanabilir. Uygulamadan önce doktora başvurmak gerekir.

Sigara Tüketimi

Gırtlak kanserinin en önde gelen sebebi sigara kullanımıdır. Ameliyattan sonra da kesinlikle kullanılmaması gerekir. Tedavinin etkinliğini ciddi anlamda düşürmesinin yanı sıra doğrudan ciddi rahatsızlıklara da yol açabilir. Gırtlağın tamamının alındığı hastaların bazıları, boyunda açılan deliğe sigara yerleştirerek içmektedir. Böyle durumlarda sigara dumanı doğrudan akciğerlere gider. Verdiği zararın boyutu çok daha ciddi olur.

Alkol Tüketimi

Gırtlak kanserinin sebeplerinin başında sigara ve alkol kullanımıdır. Ameliyattan bir süre önce bırakmak gerekir. Ameliyattan sonra da aşırı alkol tüketimi zararlı olur. Tedavinin etkinliğini azaltır. İyileşmeyi yavaşlatır. Nüksetme olasılığını arttırır.

Hijyen

Ameliyattan sonra hastanede kalınan süre boyunca bölgenin hijyeni hemşireler tarafından takip edilir. Günlük pansuman değişimi ve bölge temizliği yapılır. Enfeksiyonun önlenmesi için hijyen büyük önem taşır. Boynun ön kısmında kalıcı bir delik açıldıysa buranın bakımının nasıl yapılacağı hastaya öğretilir. Hasta hayatı boyunca bölgenin hijyenine büyük önem vermelidir.

Uyku Pozisyonu

Ameliyattan sonra hastanın boyun bölgesinde çeşitli malzemeler bulunur. Bunlar dren, tüpler, borular şeklinde olabilir. Malzemeler çıkarılana kadar bölgeye ayrıca özen göstermek gerekir. Uyku pozisyonuna da bu tüpler ve drenleri yerinden oynatmamaya yönelik olarak düzenlenmelidir.

Nefes Alma

Hasta ameliyattan sonra bir süre ağız ve burundan nefes almaz. Gırtlağın tamamı alınmadıysa sonraki süreçte ağız ve burundan nefes alma öğretilir. Tamamının alındığı işlemlerden sonra hasta boynun ön kısmına açılan bir delik sayesinde nefes alır. Buraya çeşitli cihazlar yerleştirilir ve deliğin kapanmaması sağlanır.

Seyahat

Larenjektomi geçiren hastalar yolculuk sırasında da bölgeyle ilgilenmeli ve dikkatli olmalıdır. Larenjektomi geçiren hastaların özellikle uçakla seyahat ederken ayrıca özen göstermesi ve hazırlıklı olması gerekir. Gırtlağın tamamının alındığı hastalarda hava yolu ile ulaşım bazı riskler taşır. Bu yüzden önlem alınmalıdır. Yüksek irtifada uçuş yapılırken su kaybı yaşanır. Uçak içinde oksijen basıncı düşüktür ve hasta uzun süre hareketsiz kalır. Bu da pıhtı atmasına yol açabilir. Havadaki nemin az olması trekaeyi kurutur. Balgam tıkanmasına yol açar. Bu yüzden uzun hava yolu seyahatlerinden önce hasta yanında bazı malzemeler bulundurmalı ve solum yollarının bakımına devam etmelidir. Bulundurulması gereken bazı malzemeler şöyle sıralanabilir:

  • Devamlı kullanılan ilaçların ve hastalığın tanısının bir özeti bulundurulmalıdır.

  • Hastanın birkaç yakınının isimleri ve telefon numaraları bir kâğıda yazılmalı ve bulundurulmalıdır.

  • Hastanın sağlık sigortasının bilgileri bulundurulmalıdır.

  • Alınması gereken ilaçlar hastanın çantasında olmalıdır.

  • Kağıt mendil, cımbız, el feneri, ayna, tansiyon aleti hastanın yanında olmalıdır.

  • Isı ve nem değiştirici alet, yapıştırıcı ve alkol bulundurulmalıdır.

  • Ses protezinin temizleme aparatları, yedek ses protezi, kırmızı foley sonda hastanın yakınında olmalıdır.

Ameliyat Sonrası Nefes Egzersizleri

Ameliyattan sonra genellikle rehabilitasyon süreci gerekir. Gırtlağın bir kısmı alındıysa, kalan gırtlak kısmının eski fonksiyonları yerine getirebilmesi, nefes alış veriş ve ses çıkarmasının öğrenilmesi kimi egzersizlerle sağlanır. Gırtlağın tamamının alındığı hastalarda solunum ağız ve burundan sağlanmaz. Boynun ön tarafından soluk borusuna açılan bir delik ile gerçekleşir. Bunun öğrenilmesi de çeşitli egzersizlerle sağlanır.

Ameliyat Sonrası Ek Tedavi Gerektiren Durumlar

Ameliyattan sonra ses protezi kullanılacaksa küçük bir işlemle protez yerleştirilir. Hastalığın evresine göre kemoterapi, radyoterapi veya hedefe yönelik tedavi kararı verilebilir. Oluşan herhangi bir komplikasyon ek işlemlere neden olabilir.

Ameliyat Sonrası Kemoterapi ve Radyoterapi

Cerrahi işlemde çıkarılan dokuların patolojik değerlendirilmesi yapılır. Bu değerlendirmeyle kanserin yayılma durumu ve evresi kesin olarak bilinir. Radyoloji uzmanı, nükleer tıp uzmanı, radyasyon onkolojisi uzmanı ve medikal onkoloji uzmanı gereken ek tedavilere karar verir. Bunlar genellikle hedefe yönelik tedavi, kemoterapi ve radyoterapi şeklinde olur. Kemoterapi ve radyoterapi ameliyattan 1-2 ay sonra başlar. Bu süreye kadar hastanın toparlanması beklenir.

Metastaz Halinde Uygulanacak Tedaviler

Metastaz kanserin başladığı organı aşıp yayılması durumudur. Gırtlak kanseri ilk olarak lenflere, lenfa damarlarına oradan da daha uzak organlara yayılır. Hastalığın tanısı konurken metastaz durumu da araştırılır. Gırtlak kanserinin en sık metastaz yaptığı yerler lenflerdir. Bu yüzden birçok larenjetomide ek olarak lenflere de müdahale edilir. Kanser uzak organlara yayıldıysa o bölgeler için cerrahi işlem, radyoterapi ve kemoterapi gündeme gelir.

Ameliyatın Başarılı Sonuçlanmasını Etkileyen Faktörler

Ameliyatın başarısını arttıran en önemli faktör erken teşhistir. Hastalığın erken evrede fark edilmesi ve gecikmeyen müdahale riskleri büyük oranda düşürür. Bunun yanında hastanın genel sağlık durumu, kanserin oluştuğu bölge, tümörün boyutu, metastaz durumu da başarıyı etkileyen faktörler arasındadır. Fakat işlemlerde başarıdan neyin kastedildiği de önemlidir.

Ameliyat Sonrası Spor ve Egzersiz

Hastanın ayağa kalkıp yürümesi kolaylaştıktan sonra uzun süre hareketsiz kalması önerilmez. Bu durum pıhtı oluşumuna neden olabilir. Ameliyattan sonra kontrollü egzersizler ve hareketlilik önerilse de ağır sporlar yapmadan önce doktora danışmak gerekir.

Ameliyat Sonrası Beslenme ve Diyet

İyileşmenin gerektiği gibi sürmesi ve nüksetme ihtimalinin düşürülmesinde sağlıklı beslenmenin önemi büyüktür. Hastada iştahsızlık ve kilo kaybı varsa bu duruma ayrıca özen göstermek gerekir. Gırtlak kanseri ameliyatlarından sonra beslenme planındaki amaç, gereken kilonun alınması ve korunması ayrıca sağlıklı beslenmektir. Gerektiği gibi beslenen hastaların iyileşme süreçleri hızlanır, vücut güçlenir, tedavinin etkisi yükselir, kiloları düzenlenir. İştahsızlık durumları yaşandığında bunun üstesinden gelmek için çabalamak gerekir. Hastalar bu süreçte doğal meyve ve sebzeleri gerektiği kadar tüketmelidir. Protein alımına dikkat etmelidir. Vitamin, mineral yönünden zengin besinleri sofrada bulundurmalıdır. Yutma güçlüğünü çözmek için alınan fazla sıvı, bazı problemlere yol açabilir. Sıvı alımında aşırıya kaçmamak gerekir. Hastalar karbonhidrat ağırlıklı beslenmemelidir. Ameliyattan sonra beslenme konusunda bir uzmandan destek almak büyük fayda sağlar.

Doktor Kontrolleri

Ameliyattan sonra hastalar 5 yıl boyunca doktorun takibinde kalırlar. İlk yıllarda 30 günde 1 doktor kontrolü gerekir. Üç yıldan sonra doktor kontrolleri 6 ayda bir yapılır. Kontrollerin düzenli takip edilmesi ve aksatılmaması oldukça önemlidir. Hastalığın nüksetmesi ya da bölgede başka problemlerin oluşması erken fark edildiğinde çok daha rahat çözülebilir.

İyileşme Süreci

Ameliyattan sonra hasta ortalama 14 gün hastanede kalır. Eve döndüğünde de iyileşme süreci devam eder. Yapılan işlemin yöntemine göre rehabilitasyona ihtiyaç duyabilir. Buna ek olarak psikolojik desteğe veya beslenme konusunda bir uzman desteğine ihtiyaç duyabilir. Nefes alma, beslenme ve bölgenin hijyeni konusunda hastaya gerekli eğitimler verilir. Evde geçirilen süre boyunca hastanın düzenli egzersiz yapması, sağlıklı beslenmesi ve motivasyonunun iyi olması iyileşmeyi hızlandırır. Mümkün olan en kısa sürede hastanın sosyal hayatına dönmesinde fayda vardır. Ameliyattan sonra ek tedaviler gerekiyorsa bunlar genellikle bir iki ay sonra başlar.

Sık Sorulan Sorular

Hangi Tedavi Yöntemleri Neye Göre Belirleniyor?

Gırtlak kanserinin tedavi yöntemine yapılan incelemeler ışığında karar verilir. Tümörün konumu, yayılma durumu, hastanın genel sağlık durumu göz önüne alınır. Erken evreli tümörler koşullar uygunsa radyoterapi ile tedavi edilebilir. Cerrahi gerektiren durumlarda temelde iki yöntemden birine karar verilir. Konum olarak uygun olan ve daha küçük boyutlu tümörlerde parsiyel larenjektomi uygulanır. Bunun uygulanamayacağı durumlarda total larenjektomi ile gırtlağın tamamı alınır. Genellikle ameliyattan bir süre sonra radyoterapiye başlanır.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Zor Bir Ameliyat mı?

Gırtlak kanseri tedavileri bir süreci kapsar. Ameliyat da bu sürecin bir parçasıdır. Ameliyat uzmanlık ve deneyim gerektirir. Kanserli dokuların temizlenmesi her hastada farklı zorluk derecelerine sahip olabilir. Fakat genel olarak başarıyla uygulanabilen, ciddi ameliyatlardır.

Ameliyat Ağrılı mı? Ağrılar Ne Zaman Geçer?

Larenjektomi ameliyatından sonra ağrı oluşabilir. İşlemin büyüklüğüne ve kişiye göre ağrının durumu da değişir. Hastanede kalınan süre boyunca gün gün ağrı durumu takip edilir. Bunların zamanla geçmesi beklenir. Bazı durumlarda ağrı kronikleşebilir. Bu noktada uzmana danışmak gerekir.

Ölüm Riski Neye Bağlıdır?

Ameliyat esnasında ölüm nadir olsa da yaşanabilecek bir durumdur. Böyle durumlar genelde kalp krizi gibi ani ve ciddi olaylar yaşandığında gerçekleşir. Ölüm riski kişinin genel sağlık durumuyla yakından ilişkilidir.

Alternatif Tedavi Yöntemleri Mevcut mudur?

Gırtlak kanseri tedavileri temelde radyoterapi, kemoterapi ve ameliyat şeklindedir. Bunlar birbirinin peşi sıra veya tek başına uygulanabilir. Kendi içlerinde değişik yöntemler de barındırır. Fakat gırtlak kanserinin, bu tür tıbbi geçerliliği olan yöntemler dışında kanıtlanmış bir tedavisi yoktur. Tıptaki gelişmeler her geçen gün tedavi seçeneklerini ve başarı oranlarını arttırmaktadır.

Ameliyat Kaç Saat (Ne Kadar) Sürer?

Larenjektomi ameliyatlarının sabit bir süresi yoktur. İşlemin yöntemine, sonrasında lenflere müdahale edilip edilmemesine, ameliyatın seyrine göre farklılık gösterir. Ancak genel itibari ile 1 saat ile 5 saat arasında değişebilmektedir.

Ameliyat Sonrası İz Kalır mı?

İz kalma durumu uygulanan yönteme göre değişiklik gösterir. Eğer parsiyel larenjektomi ağızdan uygulanacaksa kesi açılmaz ve iz kalmaz. Boyundan kesi açılacaksa iz kalır. Bunların belirginliğini azaltmak için bazı yöntemler mevcuttur. Total larenjektomi yani gırtlağın tamamının çıkarılması söz konusu olabilir. Böyle durumlarda boynun ön kısmında bir delik açılır ve bu ömür boyu boyunda kalır.

Ameliyat Sonucu Kişiden Kişiye Göre Değişir mi?

Ameliyatın sonuçları birçok etkene bağlıdır. Kanserin yayılma durumu, hangi evrede olduğu, gırtlağın hangi kısmında ortaya çıktığı, kanserin tekrarlama durumu, hastanın genel sağlık durumu ve yaşı uygulanacak tedavi yöntemlerini belirler ve sonucuna etki eder.

Yaş Faktörü Ameliyat Sonucunu Doğrudan Etkiler mi?

Hastanın yaşı birçok konuya ve genel sağlık durumuna etki eder. İyileşme sürecinde de büyük etkileri olur. Fakat yaşa göre kesin öngörülerde bulunmak her konuda mümkün değildir. Ameliyatın sonucunda kanserli dokuların tamamen çıkarılabilmesi amaçlandığında, ameliyata uygun her hasta için sonuç başarılı olabilir.

En İyi Doktor Diye Bir Şey Var mı?

Gırtlak kanserinin tedavi sürecinde yalnızca kulak burun boğaz hekimi görev yapmaz. Değişik birçok dalda uzman kişilerden bir heyet oluşturulur. Tedavi süreci heyetle belirlenir. Bu yüzden en iyi doktor tanımı oldukça zordur. Hastanın kolay ulaşabildiği, iyi iletişim kurduğu, deneyimlerine güvendiği bir doktor hasta için en iyi doktordur.

Özel Hastanede mi Devlet Hastanesinde mi Ameliyat Olmalıyım?

Larenjektomi ameliyatları özel veya devlet fark etmeden birçok hastanede başarıyla uygulanmaktadır. Hastane seçiminde KBB hekimi ve diğer uzman ekibe hastanın güvenmesi, hastanenin teknolojik alt yapısının yeterli olması gibi hususlara dikkat etmek daha faydalı olur.

SGK Gırtlak Kanseri Ameliyatını Karşılar mı?

Kanser ameliyatları devlet hastanelerinde yapıldığında SGK tarafından karşılanır. Özel hastanelerde durum daha değişkendir ve bir kısmını karşılar.

Kemoterapi ve Radyoterapi SGK Tarafından Karşılanır mı?

Kemoterapi ve radyoterapi tedavileri SGK tarafından karşılanır. Devlet hastanesi, özel hastane ve vakıf üniversitesi hastanelerinde de bu geçerlidir. Hasta istediği hastanede ek ücret ödemeden bu hizmetleri alabilir.

Ameliyat Fiyatları Neye Göre Belirleniyor?

Ameliyat fiyatları hastaneye, işlemin yöntemine, hastanede kalış süresine, ek tedavilere göre değişir. Hasta için en net fiyat başvurulan hastaneden öğrenilir.

Türkiye’de Başarılı Bir Şekilde Gırtlak Kanseri Ameliyatı Yapılıyor mu?

Gırtlak kanseri ameliyatları Türkiye’de de uzun yıllardır başarıyla uygulanıyor. Cerrahi ve diğer tedavi yöntemleri gerektiği gibi uygulanabiliyor. Birçok merkezde teknolojik cihazlar günümüz şartlarına uygun şekilde tedaviye katılıyor. Son gelişmeler takip ediliyor.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Sonrası İstirahat Raporu Veriliyor mu?

Gırtlak kanseri ameliyatları ciddi işlemlerdir. Hastanede kalma süreci birçok işleme göre uzundur. Sonrasında da evde bir süreç geçirilir. Bu zaman dilimleri için gerekli istirahat raporları hazırlanır.

İşe ve Günlük Hayata Ne Zaman Dönebilirim?

Ameliyattan sonra hastanın bedenen toparlanması 1-2 ayı bulur. Tam olarak sosyal hayata ve işe dönmek hastanın iyileşme durumuna, geçirdiği işleme göre değişir. Bazı ameliyatlardan 3 gün sonra eve dönmek mümkün olurken bazılarında hastanede kalış süresi bir ayı bulabilir. İş hayatına dönme süresi de paralel şekilde uzayıp kısalabilir.

Ameliyat Olanların Görüşlerini Takip Etmeli miyim?

Ameliyattan önce ve sonra gırtlak kanseri geçirmiş kişilerle görüşmek hasta için faydalı olabilir. Özellikle ameliyattan sonra motivasyonunu ve psikolojisini iyi etkileyebilir. Fakat işlem öncesinde, hastalığı atlatanlarla görüşürken bilinçli olmak gerekir. Hastalığın birçok çeşidi, evresi vardır. Herkes için aynı tedavi yöntemi uygun olmaz. Tamamen aynı bir tedavi süreci ve sonuç gerçekleşmez.

Ameliyat Ertelenebilir veya İptal Edilebilir mi?

Larenjektomi ameliyatları hastalığın ve hastanın durumuna göre gerekli görülür ya da görülmez. Kanser ilerleyebilen bir hastalıktır. Bu yüzden ameliyatı ertelemek veya iptal etmek hasta için riskli bir durumdur, önerilmez.

Gırtlak Kanserinden Korunmak İçin Neler Yapabilirim?

Gırtlak kanserine büyük oranda sigara içmek ve alkol tüketmek sebep olur. Bunlardan uzak durmak büyük bir önlem olacaktır. Bazı meslek grupları solunum yollarını kötü etkileyen ortamlara maruz kalırlar. Böyle durumlarda gerekli önlemlerin alınması, kişinin sağlığı açısından oldukça önemlidir. Ek olarak sağlıklı beslenme, nemsiz ortamlardan uzak durmak, uzun öksürüklerin sebeplerini ortadan kaldırmak, reflü varsa tedavi olmak faydalı olur. Gırtlak kanserinin önlemesi zor sebepleri de vardır, kimi virüslerin bulaşması durumu tetikleyebilir ya da hava kirliliği kansere neden olabilir.

Diğer Sağlık Sorunları Ameliyat İçin Engel Olur mu?

Larenjektomi ameliyatları bazı durumlarda uygulanamayabilir. Bunlar genel olarak mental bozukluklar, akciğer fonksiyon bozuklukları, yaşın 65’i geçmiş olması gibi durumlardır. İşlemin uygulanabilirliği ayrıntılı incelemeler sonucu ortaya konur.

Gırtlak Kanseri Ameliyatında Ölüm Riski Var Mıdır?

Evet vardır.

Gırtlak Kanseri Kaç Yaşında Görülür?

Erkeklerde sık görülür genellikle 25 yaşından sonra görülür.

Gırtlak Kanseri Kan Tahlillerinden Belli Olur Mu?

Hayır belli olmaz.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Sonrası Kemoterapi Alınır Mı?

Gırtlak kanserinin tedavi edilmesinde cerrahi yöntem, kemoterapi ve radyoterapi kullanılabilir. Ana yöntem fark etmeksizin, operasyondan sonra kanserin tekrarlama riskini olabildiğince azaltmak için tamamlayıcı tedavi uygulanması gerekir. Bu tedavi de genelde kemoterapi ile icra edilir. Cerrahi ile çıkarılamayan kanserli hücrelerin yok edilmesi kemoterapi sayesinde mümkün hale gelir.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Sonrasında Balgam Ne Kadar Olur?

Gırtlak kanserinin cerrahi olarak tedavi edilmesi sırasında ses telleri ve tellere komşu yapılar tamamen yada kısmen alınır. Bu durum ağız yoluyla ya da burundan alınan havanın filtre edilmeden, ısınmadan geçmesine sebep olur. Üst solunum yolları idealin dışında olan bu havaya reaksiyon gösterir. Çoğu zaman öksürük, ameliyattan hemen sonra kanlı balgam ve sonrasında ise sadece balgam şeklinde reaksiyon gösterir. Yani gırtlak kanseri ameliyatından sonra balgam oluşumu normaldir.

Gırtlak Kanseri Ameliyatından Sonra Kanserden Kurtulur Muyum?

Gırtlak kanseri ameliyatının uygulanıyor olmasının temel sebebi gırtlak bölgesinde kontrolsüz şekilde bölünen hücreleri yani kanseri ortadan kaldırmaktır. Eğer doğru zamanda uygulama yapılırsa kanserden kurtulmak mümkündür. Operasyondan sonra da kemoterapi ile tamamlayıcı tedavi uygulanarak tüm kanserli hücrelerin yok olması sağlanır.

Gırtlak Kanseri Ameliyatı Neden Olunur?

Öngörülemez şekilde vücudun çeşitli bölgelerinde görülebilen kanser, sigara gibi faktörlere bağlı olarak gırtlakta da sık sık ortaya çıkabilir. Kanser ortaya çıktıktan sonra kemoterapiyle, radyoterapiyle ya da cerrahiyle tedavi edilir. Eğer kitle halinde, bulaşma yapmamış bir kanser dokusu söz konusu ise kesin çözüm cerrahi uygulamadır. Kanseri tek seferde ve başarılı olarak alabilmek için gırtlak kanseri ameliyatı yapılır.

Gırtlak Kanseri Ameliyatından Sonra Ödem Oluyor Mu?

Cerrahi işlem ile büyük bir kanser dokusu vücuttan tamamen çıkarılır. Sonrasında ise kemoterapi yada radyoterapi uygulanır. Bu üç yöntem de dokuları hasara uğratır. Vücut dokularına hasar geldiğinde ortaya çıkan ilk belirti ödemdir. Gırtlak kanseri ameliyatından sonra da küçük ödemler oluşabilir ancak bunlar geçicidir.

İlgili Bölümler
İlgili Tedaviler
İlgili Hastalıklar