Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Siğil Tedavisi

Siğiller, genellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde görülen, vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilen ve HPV ailesinden olan iyi huylu tümörlerdir. El içinde, ayak tabanında, saç ve yüz çevresinde ve genital bölgede görülen siğillerin nedeni virüslerdir. HPV ailesinden gelen bu virüslerin çok sayıda çeşidi bulunur. Siğiller genellikle kendiliğinden bir süre sonra geçer ancak geçmeyen ve yayılan siğiller için çeşitli ilaçlarla, sıvı nitrojenle, asitli kremlerle, dondurularak ya da lazerle tedavi yapılabilir. Bazı durumlarda ameliyat ile tedavi de sağlanabilir. Siğil tedavisi, siğilin cinsine ve bulunduğu bölgeye göre değişkenlik gösterir.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. Binnur Üstün

Siğil Tedavisi Hakkında

Siğil tedavisinin yapılabilmesi için öncelikle siğilin hangi çeşitte olduğu belirlenmelidir. Siğilin bulunduğu bölgeye göre, tedavisi farklılık gösterir. Vücut direnci yüksek olan kişilerde görülen basit siğiller zamanla kendiliğinden geçebilir. Geçmeyen ve yaygınlık gösteren siğillerin tedavisi için birden fazla seçenek bulunur. Asitli losyonlar ve kremler ile siğillerin azaltılması sağlanabilir. Azot tedavisi ile yakma işlemi yapılabilir. Siğillerin dondurulması işlemi ile ilerlemesi azaltılır ve siğillerin küçültülmesi sağlanır. Lazerle tedavide siğil köklerinin yakılması ve siğillerin kaybolması amaçlanır. Ameliyatla tedavide ise büyük olan siğiller, kökleriyle birlikte alınır ve siğillerin yok olması sağlanır.

Siğil Nedir?

Siğil, derinin üst tabakasında oluşan, yuvarlak olan ve görüntü olarak rahatsızlık veren iyi huylu tümörlerdir. Başka bir ifade ile deri üzerindeki koyu renkli büyümeye verilen isimdir. Siğillerin nedeni HPV adı verilen virüslerdir. Genel olarak ağrıya neden olmazlar ancak bazı çeşitleri ağrı yapabilir. Ellerde, ayaklarda ve parmaklarda sık görülen siğiller oldukça bulaşıcıdır. Siğile direkt olarak temas etmeniz ile ya da siğil virüsü bulaşmış bir şeye temas etmeniz ile bulaşabilir. Genellikle cilt renginde olan siğiller, sert ve pürüzlü yapıdadır. Aynı zamanda gri, siyah ya da kahverengi gibi koyu renklerde olan ve yumuşak dokuya sahip siğiller de bulunur.

Herkeste karşılaşılabilen siğiller genellikle ergenlik çağında, çocuklarda, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde, tırnak etlerini koparanlarda ve tırnaklarını yiyen kişilerde daha fazla görülmektedir. Alerjik bünyeye sahip olan kişilerde ve temiz olmayan yerlerde bulunan kişilerde de siğil görülme ihtimali yüksektir. Çocukluk çağında meydana gelen siğiller kendiliğinden geçer ancak zamanla büyüyen ve çocuğu rahatsız eden siğillerin varlığında, mutlaka bir doktorla görüşülmelidir.

Siğil Çeşitleri Nelerdir?

Siğiller oluştuğu bölgeye göre farklılık gösterir. Bazı siğiller ellerde ve ayaklarda görülürken bazıları genital bölgede ya da yüz çevresinde görülebilir. Siğiller, görüldükleri bölgeye ve çeşitlerine göre farklı yöntemler kullanılarak tedavi edilir.

Yaygın Siğiller

Ten renginden daha koyu bir renkte olan yaygın siğiller, genellikle gri renktedir. En sık görülen siğil çeşididir. Genel olarak ellerde ve ayaklarda görülür ancak vücudun her bölgesinde rastlanabilir. Bu tür siğiller sert ve pürüzlü bir yüzeye sahiptir.

Ayak Tabanı Siğilleri

Ayak tabanı siğilleri derinin içinde oluşan siğillerdir. Diğer siğillerin aksine derinin dışına değil içine doğru büyüler. Ayaklarda içine doğru çöken ve etrafı sertleşmiş küçük delikler oluşur. Bu tür siğiller derinin iç tarafına doğru büyüdüğü için yürümeyi zorlaştırır.

Düz Siğiller

Düz siğiller genel olarak kollarda, yüzde ve genital bölgede görülürler. Kahverengi, pembe ya da açık sarı renklerinde oluşabilen bu siğiller, tepesi zımparalanmış gibi büyüler. Şişliklerin üst kısmı düzdür ve ağrı yapmazlar.

Periungual Siğiller

Bu siğiller tırnak siğili olarak da bilinir. El ve ayakların tırnak bölümünde oluşurlar. Tırnakların iç kısmında ya da etrafında büyüyebilirler. Bu siğiller ağrıya neden olur ve tırnak gelişimini olumsuz etkiler.

Genital Siğil

Genital siğiller, en tehlikeli siğil türüdür. Genel olarak kadınlarda görülen bu siğiller rahim ağzında, genital bölgenin iç kısmında ya da cinsel organın etrafında oluşabilir. Tedavi edilmediği sürece rahim kanserine neden olabilir. Genital siğiller cinsel yolla bulaşır. Bu tür siğiller, erken yaşta cinsel ilişki yaşayanlarda ya da çok eşli olan kişilerde görülür. Bu siğiller genellikle kahverengi ya da pembe renklidir. Küçük boyutlarda başlayan genital siğiller zaman içinde büyüyebilir ve bulunduğu bölgede enfeksiyona neden olabilir. Genital siğiller uzun süre boyunca sessiz kalabilir ve hiçbir belirti vermeden yayılabilir. HPV enfeksiyonu vücuda girdikten sonra bu siğillerin büyüme zamanı 3 ile 24 gün arasındadır. Bu siğiller genel olarak 15 ile 24 yaşları arasında görülür.

Siğil Neden Çıkar?

Siğil, HPV virüsüne bağlı olarak ortaya çıkar. Bu virüs, çeşitli yollar ile bulaşabilir. En sık görülen bulaşma şekli ise cinsel temastır. Özellikle kanamaya neden olan virüsler, kan yoluyla temas ettiği her yere bulaşabilir.

Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması

HPV virüsü en az 200 çeşittir ve bu virüs vücuda girdikten sonra uzun bir süre bekleyebilir. Virüsün kendini göstermesi ise bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucunda meydana gelir. Bağışıklık sistemi yani vücudunun savunma mekanizması düşük olan kişilerde, bu virüs hızla yayılmaya başlar.

Cinsel Temas

Genital bölge siğilleri cinsel temas ile bulaşabilen siğillerdir. Özellikle cinselliğe erken yaşta başlayan kişilerde, tek eşli olmayan kişilerde, korunmasız olarak cinsel ilişkiye girenlerde ve daha önce cinsel ilişki ile enfeksiyon bulaşan kişilerde rastlanma ihtimali yüksektir.

Deride Kesik ve Yaralar

Yaygın siğiller genel olarak derideki kesik ve yaralardan bulaşırlar. Virüslerin vücuda girmesi oldukça kolaydır. Özellikle deride kesik veya yara varsa ve HPV virüsüne maruz kalmış bir şeye değerseniz, bu virüsü kapma ihtimaliniz yüksektir. Ayrıca siğile doğrudan temas eden kesik ve yaralardan da HPV virüsü girebilir ve siğil oluşmasına neden olabilir.

Ortak Kullanım Alanları

Virüsler, sıcak ve ıslak olan alanları oldukça severler ve bu tür alanlarda büyüyebilirler. Hijyenik olmayan ortak kullanım alanlarından HPV virüsü kapma ihtimaliniz yüksektir. Özellikle hamam, banyo, kaplıca, havuz, tuvalet, duş, havlu kenarı gibi yerlerden siğillerin bulaşma ihtimali yüksektir.

Siğil Belirtileri Nelerdir?

Siğiller oluştukları bölgeye ve çeşitlerine göre farklı belirtiler gösterirler. Siğillerin meydana gelmesi, virüsün vücuda girmesinden sonraki 3 ay ile 24 ay arasında gerçekleşir. Bu süre zarfında deride kızarıklık, kaşıntı, deri dökülmesi gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca küçük et benine benzeyen şişlikler, şişliklere dokunulduğunda acı ve ağrı hissedilmesi, kahverengi, gri ya da sarı gibi tonlarda şişlikler oluşması gibi belirtiler de görülebilir. Bazı siğil türlerinde kanama da görülmektedir. Siğillerde kanama ya da kötü kokulu akıntı meydana geliyorsa, vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekir.

Siğil Risk Faktörleri Nelerdir?

  • Yapılan araştırmalara göre bazı kişilerde siğil görülme ihtimali yüksektir. Siğiller bulaşıcı olduğu için risk faktörü altında olan insan sayısı da oldukça fazladır.
  • Bağışıklık sisteminin zayıflamasını sağlayan AIDS, şeker hastalığı gibi hastalıkların varlığında
  • Sık sık alerji geçiren kişilerde
  • Korunmasız cinsel ilişkiye giren kişilerde
  • Cinsel partneri fazla olan yani tek eşli olmayan kişilerde
  • Erken yaşta cinsel ilişkiye başlayan kişilerde
  • Deride kesik ve yaraların olması ve bu yaraların siğil olan bölgeye temas etmesi halinde
  • Hijyenik olmayan toplu kullanım alanlarında, kuaför ve güzellik salonlarında, spor salonlarında
  • Nemli kalan hamam, havuz kenarı, banyo, kaplıca ve duş gibi alanlarda
  • Siğile tema etmiş olan ayakkabı, terlik gibi eşyaların kullanılmasında
  • Tırnak yeme ve tırnak eti koparma alışkanlığı olan kişilerde
  • Siğile doğrudan temas eden kişilerde siğil görülmesi ihtimali yüksektir.

Siğil Tedavi Türleri

Siğillerin tedavisi bulunduğu bölgeye ve siğilin çeşidine göre farklılık gösterir. Ayrıca kanama olup olmaması, siğille birlikte enfeksiyonun varlığı, siğillerin boyutları ve sayıları gibi etkenler de tedaviyi etkileyen faktörlerdir. Siğillerin birden fazla tedavi çeşidi bulunur. Tedaviye başlanmadan önce siğilin çeşidinin belirlenmesi gerekir.

Elektrocerrahi (koter, yakma)

Uzun zamandan beri kullanılan elektro cerrahi yöntemi, ameliyat sırasında istenmeyen dokuları kesme ve çıkarma, kanamayı durdurma gibi görevlerde kullanılmaktadır. Bu cerrahi yöntemi kadın doğum, kulak burun boğaz, beyin cerrahisi ve genel cerrahi alanlarında kullanılmaktadır. Siğillerin tedavisinde de kullanılan bu yöntem genital siğiller için uygulanır. Bir alet yardımıyla siğillere akım verilir ve hücrelerinin yanması sağlanır. Yanan hücrelerin bir kısmı kesilerek çıkarılır ve siğiller alınmış olur. Bu işlem genital siğil sayısının azlığında lokal anestezi ile, genital siğillerin fazlalığında ise genel anestezi ile yapılır. Koter adı verilen cihazın akım verecek olan uçları, kalçanın altına yerleştirilerek işlem yapılır.

Bu işlem uygulanmadan önce siğillerin bulunduğu bölge solüsyonlar ile silinir. Siğillerin tek tek bir kalem ile yakılması sağlanır. Bu işlemin ardından siğillerin olduğu bölgeye tekrar bir solüsyon ve bu bölgeyi koruyan koruyucu bir krem sürülür. Bu yakma işleminin süresi siğillerin büyüklüğüne ve sayısına göre değişiklik gösterir ancak genellikle kısa sürer. Yakma işlemi tamamlandıktan sonra hastaya genital bölge bakımı hakkında detaylı bilgi verilir. Ağrı kesici ilaçlar ve antibiyotik verilerek tedavi sağlanmış olur.

Kryoterapi (Buz Tedavisi)

Buz tedavisinde sıvı halde bulunan azot gazı ya da likit nitrojen kullanılır. Bu gazların dondurucu, soğutucu etkisi vardır. Siğillere direkt olarak uygulanabilen bu gaz, dondurularak hücrelerin yok olmasını sağlar. Kansızdır ve anestezi gerektirmediği içi pratik ve ekonomik bir yöntemdir. Bu tedavi siğillerin bulunduğu bölgeye basılarak, sıkılarak ya da pamuklu çubuklar ile uygulanarak yapılır. Bu tedavi sonrasında siğillerin olduğu bölgede kabuklanma, ödem ya da su toplaması olabilir. Bu kabuklanma olan yer eğer ki deriye yakın ise antibiyotik merhem kullanmakta büyük fayda vardır. Pek çok cilt hastalığı için kullanılan buz tedavisi tek bir seans değil genellikle 2-3 seans şeklinde uygulanır. Seansların arasında en az iki hafta olmalıdır. Yapılacak olan bu uygulamanın ardından kişide siğillerin olduğu bölge ortalama olarak günde 3 kez sabunlu bir şekilde yıkanmasında fayda vardır. Bu tedavi yöntemi genital siğiller, düz siğiller, el ve ayak siğilleri için kullanılır.

Lazer Tedavisi

Siğil tedavisinde son yıllarda kullanılan yöntemlerden biri de lazerdir. Lazerle siğilleri besleyen damarların yok edilmesi sağlanır. Lazer tedavisi ile direkt olarak siğillerin etkilenmesi de gerçekleştirilir. Zor ve dirençli siğillerin lazerle tedavisi, çok kısa bir süre içinde, ağrı ve acı olmadan gerçekleştirilir. Lazerle siğil tedavisi zor bölgelerde bulunan siğiller için yapılır. Genel olarak ayak tabanında, el ve tırnaklarda bulunan siğiller ve yassı siğiller için kullanılır. Yassı ve küçük olan siğillerin lazerle tedavi edilmesinde anesteziye gerek duyulmaz iken ayak tabanında ve tırnaklara bulunan siğiller ağrıya neden olacağı için tedavi sırasında lokal anestezi yapılır.

Lazer işleminden sonra siğil çevresinde koyulaşma, kabuklanma ve dökülme görülür. Siğillerdeki kabuklanma genellikle 3 gün sonra kaybolur ve altından pembe renkli, sağlıklı deri gelir. Lazerle tedavinin başka bir avantajı ise en dirençli siğillerin bile 3 seansta tedavi edilmesidir. Seanslar genellikle 6 hafta aralıklarla yapılır. Lazerle tedavi işleminden sonra siğillerin üzerinde kabarıklık ya da geçici morluklar oluşabilir. Bu tedaviden sonra iz kalmaz.

Condylox

Genital bölgede oluşan siğillerin tedavisi için kullanılan bir ilaçtır. Jel olarak satılan bu ilaçlar genellikle yurt dışında bulunur. Ülkemizde ise yetkili eczaneler tarafından hazırlanır ve doktorlar tarafından uygulanır. Bu ilacın ana maddesi podofilin adı verilen maddedir. Kullanımının zor olması ve yan etkilerinin ağır olması nedeniyle çok nadir uygulanır. Genellikle 9-12 ay arasında uygulanan bu ilaç tedavisinde %67 oranında iyileşme görülür. Bu ilaç, siğillerdeki hücre bölünmesini yok ederek siğillerin dökülmesini sağlar. Deriyle temas etmemesi gereken ilacın uygulaması oldukça zordur, bu nedenle hekimler tarafından uygulanmalıdır. Bu ilaç yalnızca genital bölgenin dış kısımları için uygulanır. Makat, rahim ağzı ve vajina içi gibi bölgeler için kullanılmaz.

İlaç Tedavisi

Düz siğillerde ağız yoluyla alınan ve A vitaminin içeren ilaçlar kullanılabilir. Bağışıklığın güçlenmesi sağlayan omega-3, çinko ve beta glucan gibi ilaçlar da kullanılabilir. Bu tür ilaçlar sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir ve siğiller bir süre sonra kendiliğinden yok olmaya başlar. Siğillerin tedavisi için kullanılan ilaçların amacı bağışıklık sisteminin desteklemek ve siğillerin erimesini sağlamaktır. Bu nedenle ilaç tedavisi en az 6-8 hafta süre ile yapılır. Siğiller için yaygın olarak asidik özelliği olan solüsyonlar ve kremler, cantharidin, podofilin, İmiquimod ve fluorouracil krem kullanılır.

Siğil Tedavi Öncesi

Tedaviye başlanmadan önce siğilin hangi çeşitte ve hangi bölgede olduğu saptanmalıdır. Siğillerin büyüklüğüne ve sayısına bağlı olarak da tedavi seçeneği belirlenir. Tedaviden önce bir dizi test yapılması gerekebilir.

Muayene

Hastalar ilk olarak muayene edilir ve siğillerin hangi bölgede olduğuna bakılır. Siğiller genellikle dışarıdan görülebilen yerlerde oluşur. Fiziki muayene sırasında hastanın başka şikâyetlerinin olup olmadığı değerlendirilir. Siğillerde kanama olup olmaması, kokulu akıntı olup olmaması gibi durumlar araştırılır. Ardından siğillerin tanısı için diğer testler istenir.

Histopatolojik İnceleme

Normal dışı olan siğillerin varlığında patolojik incelemenin yapılması gerekir. Histopatolojik inceleme, siğillerden bir parça alınarak laboratuvar ortamına gönderilmesi ve burada incelenmesi anlamına gelir. Doku örneği cerrahi olarak alınır ve laboratuvar ortamında incelenir. Bu inceleme sonucunda siğillerin tipi ve HPV virüsünün çeşidi belirlenebilir.

HPV Testi

HPV testi kadın ver erkekler için uygulanabilen, siğillerdeki HPV virüsünün çeşidinin öğrenilmesini sağlayan bir testtir. Bu test, siğil dokusundan bir parça alınarak ya da ufak bir doku örneği ile yapılabilir. Alınan dokuda bulunan HPV virüsünün DNA’sı araştırılır. Testin yapılması genellikle bir pamuğa siğilin sürülmesi şeklinde doku alınması ile yapılır. Erkeklerde ve kadınlardan sürülme yoluyla örnek alınır. Bu örnek laboratuvara gönderilir ve mikroskop altında inceleme yapılır. Bu testin sonuçları genel olarak 2 gün içinde iletilir.

Siğil Tedavi Sonrası

Siğillerin tekrarlama ihtimali yüksektir. Bu nedenle tedavi sonrasında doktor kontrolleri aksatılmamalı, genital bölgenin ya da siğil olan bölgenin hijyenine dikkat edilmeli, doktor tarafından önerilen testler düzenli olarak yapılmalı, verilen ilaçlar düzenli şekilde kullanılmalı, bağışıklık sistemi güçlendirilmeli, cinsel hayata dikkat edilmeli ve beslenme düzeni korunmalıdır.

İyileşme Süreci

İyileşme süresi boyunca cinsel ilişkiden uzak durulması gerekir. Tedavi sürecinde siğillerin bulaşma ihtimali daha fazladır. Doktorunuz tarafından izin verilene kadar cinsel ilişki yaşanmamalıdır. Tedavi süresi boyunca verilen ilaçlar düzenli olarak kullanılmalı ve doktor kontrolleri aksatılmamalıdır. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için beslenme planı oluşturulmalı ve düzenli beslenmeye önem verilmelidir.

Siğilin Tekrarlaması

Tedaviye ara verilmesi ya da tedavi programına uyulmaması gibi durumlarda siğiller tekrarlayabilir. Ayrıca tedaviden sonra hastanın vücut direncinin azalması, stresli hayatın devam etmesi, siğilin yaygın bir grupta olması ya da ortak kullanım alanlarından tekrar bulaşması gibi durumlarda tekrarlama ihtimali de bulunur. Siğillerin etrafa yayılması ve henüz oluşmaması da tedaviden sonra tekrarlama ihtimalini arttırmaktadır.

Bayanlarda yapılan smear testinde henüz belirginleşmemiş olan siğiller görülmez. Vücudun herhangi bir yerinde de henüz belirginleşmemiş siğiller olabilir. Bu siğillerin görülmesi için bölgeye özel bir solüsyon sürülmesi gerekir. Bu solüsyon, virüsün yayıldığı bölgenin beyaz renk almasını sağlar ve siğillerin oluştuğu bölgeler bu şekilde tespit edilebilir. Böylece tam tedavi sağlanabilir. Tedaviden sonra ufak bir siğil görülse bile hemen doktora gidilmeli ve erkenden önlem alınmalıdır.

Hastanın Alması Gereken Önlemler

Tedaviden sonra siğillerin tekrarlamaması için hastaların birtakım önlemler alması gerekir. Cinsel ilişkiye girerken prezervatif kullanılmalıdır. Ortak kullanım alanlarından uzak durulmalıdır. Düzenli bir beslenme programı yapılmalı ve bağışıklığı arttıran besinler tüketilmelidir. Siğillerin bulunduğu bölgenin temizliğine önem verilmelidir. Doktor kontrolleri aksatılmamalı ve belirlenmiş olan zamanlarda, gerekli testlerin tekrarlanmasına özen gösterilmelidir.

Sık Sorulan Sorular

HPV, oldukça bulaşıcı olan ve her geçen gün daha fazla insanda görülmeye başlayan bir virüstür. Bu virüsün neden olduğu genital siğillerin de görülme düzeyi artmaktadır. Bu konuda bilinçli olmak virüs bulaşmasını önlenebileceği gibi erken teşhis ile siğillerin yayılmasına da engel olur. Siğiller ile ilgili aklınıza takılan tüm sorular hakkında doktorunuzdan detaylı bilgi isteyebilirsiniz. Bu sayede tedavi sürecini hızlandırabilir ve tedavi sonrasında tekrarlama ihtimalini ortadan kaldırabilirsiniz.

Siğil Bulaşıcı Mıdır?

Siğiller vücudun herhangi bir yerinde görülebilir ve tedavi edilmediği zaman kendi etrafına yayıldığı gibi başkalarında da bulaşabilir. Özellikle derideki kesik ve yaralardan ya da toplu kullanım alanlarından bulaşan siğiller, virüs kaynaklıdır. Virüslerin bulaşabileceği her ortamdan rahatlıkla bulaşabilir ve kısa süre içinde yayılabilir. Bu nedenle gerekli tedbirlerin alınması ve ortak kullanım alanlarından uzak durulması gerekir. Otel gibi toplu kullanım alanlarındaki banyo ve tuvaletlerin hijyenik olmasına önem verilmelidir.

Yapılan araştırmalar oral yolla cinsel ilişkiye giren kişilerin yüz, dudak, ağız ve ağız boşluğu gibi kısımlarında siğil görüldüğünü kanıtlamıştır. Ayrıca genital siğillerin cinsel yolla rahim ağzına, penis bölgesine, vajina çevresine ya da makat bölgesine bulaştığı da bilinmektedir.

Siğil Vücuda Yayılım Gösterir Mi?

Siğillerin vücudun herhangi bir yerinde yayılma gösterdiği bilinmektedir. Özellikle kanamalı ve enfeksiyon akıntısı olan siğiller, vücudun herhangi bir yerine rahatlıkla yayılabilir. Rahim bölgesinde bulunan siğiller zamanla yayılıp ilerleyerek rahim ağzı kanserine neden olabilir.

Siğil Ağrı Ve Acı Verir Mi?

Siğiller genellikle ağrı hissettirmez. Ancak tırnak, el ve ayak gibi bölgelerde oluşan siğillerin ağrılı olduğu bilinmektedir. Ayak tabanında oluşan siğiller derinin içine doğru büyüdüğü için ağrılı olur ve yürümeyi zorlaştırır. Tırnak içinde büyüyen siğiller ise tırnağa ciddi şekilde acı verebilir.

Siğilin Kanaması Riskli Mi?

Özellikle genital bölgede oluşan siğiller kanamaya ve kaşıntıya neden olur. Kanama ise virüsün ve enfeksiyonun yayılmasını sağlar. Kan yoluyla vücudun sağlıklı olan dokularına da virüs bulaşır ve siğiller yayılmış olur. Bu nedenle siğillerde kanama görülüyorsa, vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekir.

Siğil Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Siğiller tedavi edilmediğinde büyüme, yayılma ve enfeksiyon kapma ihtimali artar. Bulunduğu bölgeye göre siğillerin yol açacağı tehlikeli durumlarda farklılık gösterir. Hamilelerde genital siğiller bebeğe bulaşabilir. Genital siğiller makat bölgesinde ise kalın bağırsağa kadar ilerleyebilir ve tedavisi zor hale gelebilir, makat bölgesinde kansere neden olabilir. Ayrıca genital siğiller tedavi edilmediğinde, rahim ağzı kanserine neden olabilir. Erkeklerde görülen genital siğillerin de tedavi edilmediğinde kansere neden olduğu bilinmektedir.

Genital bölgenin dışında oluşan siğillerin zamanla büyüme ve yayılma ihtimali vardır. Büyüyen ve sayısı artan siğiller dışarıdan kötü bir görüntüye neden olur ve hasta olan kişinin öz güvenini kaybetmesine neden olur. Sosyal hayatı olumsuz etkileyen bu siğillerin tokalaşma gibi temaslar ile dışarıdaki insanlara bulaşma ihtimali de artar.

Genital Siğiller Kansere Dönüşür Mü?

Özellikle kadınlarında görülen genital siğillerin kansere dönüştüğü ispatlanmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda genital siğillerin rahim ağzı kanseri ile %100 oranında ilişkili olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte hem kadınlarda hem de erkeklerde anüs çevresinde anal kansere neden olabilir. Erkeklerde görülen genital siğillerin tedavi edilmemesi penis, mesane ve üretra kanserine yol açabilir. Oral şekilde cinsel birleşme yaşayan kişilerde ise ağız, dil, damak gibi bölümlere yerleşerek bu bölgelerde kansere neden olabilir.

Siğilin İyileşmesi İçin Evde Neler Yapılabilir?

Bağışıklık sisteminin güçlenmesi ile siğillerin büyük bir kısmının kendiliğinden küçüldüğü ve yok olduğu bilinmektedir. Ayrıca HPV virüsü, sinsidir ve vücutta uzun süre uykuya yatabilir. Siz farkında olmadan vücudunuza yerleşmiş olan bu virüs, bağışıklık sisteminin azaldığı anda birden ortaya çıkabilir. Bunun önüne geçebilmek için evde uygulanabilen ve bağışıklık sistemini güçlendiren yöntemler mevcuttur.

Hint yağı macunu; siğillerin kurumasına ve küçülmesine neden olur. Bu macunu bir miktar Hint yağı ile aynı miktarda toz mayayı karıştırarak yapabilir ve siğilin üzerine uygulayabilirsiniz. Geceden macunu sürerek siğili sarabilir ve bu işlemi siğiller bitene kadar, her gece uygulayabilirsiniz. Havuç macunu; siğilleri azaltabilen bir başka yöntemdir. Bu macunu yapmak için küçük küçük doğradığınız ya da rendelediğiniz havuçları bir miktar zeytinyağı ile karıştırabilirsiniz. Bu macunu siğile sürdükten sonra 30 dakika bekleyip yıkayabilirsiniz. Bu yöntem günde 2 kez uygulanabilir.

Sarımsak; içinde bulundurduğu doğal antibiyotik sayesinde pek çok hastalık gibi siğili de tedavi edebilir. Sarımsağı, sabahları aç karnına bir iki diş kadar yiyebileceğiniz gibi doğradıktan sonra siğilin üzerinde de uygulayabilirsiniz.

Elma sirkesi; içince bulunan asit sayesinde siğil dokusunun erimesine ve yok olmasına yardımcı olur. Bir pamuğa elma sirkesini döktükten sonra siğilin üzerine kapatın ve sararak bir gece bekletin. Bu uygulamayı siğil geçene kadar her gece tekrarlayabilirsiniz.

Muz kabuğu; içinde cildin güzelleşmesini sağlayan ve cildi tazeleyen bir yapı barındırır. Bu yapı sayesinde siğillerin de azalmasına yardımcı olur. Muz kabuğunu siğilin üzerinde birkaç dakika uygulayın. Etkili sonuç almak için bu işlemi uzun süre tekrarlamanız gerekir.

Karbonat; içinde bulunan antiseptik ve antibiyotik özelliği ile enfeksiyonlar ve virüsler ile mücadele edebilir. 3-4 yemek kaşığı karbonatı bir kâse suya ekleyerek karıştırın. Siğil olan bölgeyi bu suyun içinde yarım saat bekletin ve kendi kendine kurumasını sağlayın. Bu işlemi her gün tekrarlayabilirsiniz.

İncir suyu; asidik özelliği sayesinde siğillerin yok olmasına yardımcı olan diğer bir besindir. Birkaç damla alacağınız incir suyunu siğillerin üzerine sürmeniz gerekir. Bu işlem gün içerisinde 3 kere yapılması gerekmektedir. 2 hafta boyunca uyguladığınızda, etkili sonuçlar alabilirsiniz.

Aspirin; içinde bulunan salisilik asit sayesinde cilt sorunları üzerinde oldukça etkilidir. 3-4 adet aspirini ezerek az miktarda su ilave edin ve siğillerin üzerine sürün. Bandajla ya da bir bezle üzerini kapatın ve bir gece beklemesini sağlayın. Bu işlemi her gece tekrarlayabilirsiniz.

Sıcak su; siğillerin yumuşamasına ve virüslerin yok olmasına yardımcı olur. Derinizi yakmayacak kadar sıcak suda siğil olan bölgeyi 5-10 dakika bekletebilirsiniz. Bu işlemi günde 2 kez uygulamanız tavsiye edilmektedir.

Limon suyu; asidik özelliği sayesinde siğillerin yok olmasına yardımcı olan bir diğer besindir. Siğilin üzerine birkaç damla limon sıkarak doğranmış soğan kapatın ve üzerini sarın. 30 dakika bekledikten sonra siğillerin üzerini açabilirsiniz. Bu işlemi 3 hafta boyunca günde bir kez uygulayabilirsiniz.

Aloe vera; pek çok kozmetik ürünün hammaddesidir ve cildi yenilediği bilinmektedir. Aloe vera yaprağını kopararak ikiye ayırın ve içinde çıkan jeli bir pamuğa alın. Bu pamuğu siğilin üzerine koyarak bir bandajla sarın ve bir gece beklemesini sağlayın. Bu işlemi siğil yok olana kadar, her gece tekrar edebilirsiniz.

Çay ağacı yağı; güçlü antibiyotik özelliklere sahiptir. Bu nedenle siğil tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir. Çay ağacının cildi tahriş etme özelliği olduğu için su ile seyreltilerek kullanılması gerekir. Uyguladıktan yaklaşık 20 dakika kadar geçtikten sonra soğuk su ile yıkamalısınız. Bu işlemi gün içinde sık sık uyguladığınızda ve 10 gün boyunca tekrarladığında, siğillerden kurtulabilirsiniz.

Fesleğen; içerisinde antibiyotik özelliği bulunan bir bitkidir. Bu sayede siğillerdeki virüslerin yok olmasına yardımcı olur. Birkaç adet fesleğen yaprağını ezdikten sonra suyunu çıkarın ve siğillerinize uygulayın. Bu işlem günde 3-4 kez uygulamaya özne gösterin.

Siğil Tedavisinde Alternatif Tıp Teknikleri Uygulanıyor Mu?

Siğil tedavisi için tıpta, çok sayıda tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Ancak bazı alternatif tıp tekniklerinin de siğil tedavisinde başarı sağladığı bilinmektedir. Bazı bitkilerle elde edilen macunlar ya da karışımlar siğillerin üzerine sürülerek, yol edilmesi sağlanabilir.

C vitamini tabletleri; yüksek oranda asit içerdiği için siğilin erimesine kendi kendine düşmesine neden olur. 1 tane C vitamini tabletini kırarak 6 damla su ile karıştırıp macun haline getirin ve siğillerin üzerine uygulayın. Ardından yara bandı kapatın ve 3 gün sonra yara bandını açıp işlemi tekrarlayın. Siğiller yok olana kadar bu işlemi yapabilirsiniz.

E vitamini kapsülü; siğillerin yok olmasına yardımcı bir uygulamadır. Bir adet kapsül kırarak siğilin üzerine uygulayın ve pamukla birlikte bantlayın. Bu uygulamayı sabahları yapın ve akşamları bandajı açarak hava almasını sağlayın. Bu işlemi 3 gün boyunca tekrarlayabilirsiniz.

Aloe vera ve elma sirkesi karışımı; asitleri sayesinde siğillerin yok olmasına yardımcı olur. 30 gram aloe vera jeli ile 1 çorba kaşığı elma sirkesi karıştırarak siğillerin üzerine uygulayabilirsiniz. Bu uygulamayı durulamamanız ve kendi kendine kurumasını beklemeniz gerekir. Bu işlemi, siğiller yok olana kadar günde bir kez tekrarlayabilirsiniz.

Karbonat ve Hindistan cevizi suyu; karıştığında kremsi bir yapıya bürünür ve antiviral özelliği sayesinde siğillerin yok olmasını sağlar. Bir diğer yöntem ise, 1 çorba kaşığı kadar karbonat’ı bir çay bardağının yarısı kadar hindistan cevizi suyunun içerisine koyup karıştırınız. Bunun ardından oluşan kremi siğillerin üzerine sürerek uygulayın. 30 dakika sonra bölgeyi yıkayabilirsiniz. Bu işlemi siğiller geçen kadar, günde bir defa uygulayabilirsiniz.

Aspirin ve yoğurt karşımı; cildin tazelenmesini ve yenilenmesini sağlar. Ayrıca PH dengesini korur ve siğillerin küçülmesine yardımcı olur. 3 adet aspirini ezerek toz haline getirin ve 2 yemek kaşığı yoğurt ile karıştırın. Karıştırdıktan sonra siğiller nerde ise üzerine dökerek yaklaşık 30 dakika kadar beklemelisiniz ardından sıcak su ile yıkamalısınız. Siğiller yok olana kadar bu uygulamayı yapabilirsiniz.

Sarımsak ve limon suyu; bir araya geldiğinde zararsız ve onarıcı bir yapıya sahip olur. Antiviral özelliği sayesinde bu karışım siğilleri kurutur, yayılmasını önler ve yok olmasına yardımcı olur. 1 diş sarımsak ile 10 ml limon suyunu karıştırarak siğillerin üzerine sürmeniz ve 40 dakika beklemeniz gerekir. Süre dolduğunda siğilleri yıkayabilirsiniz. Bu işlemi, siğiller yok olana kadar uygulayabilirsiniz.

Tırnak Yemek Siğil Oluşumuna Neden Olur Mu?

Tırnak yeme alışkanlığı olanlar, siğil görülme ihtimali fazla olan kişilerdir. Siğiller tırnak etrafına daha kolay yerleşir. Tırnak yendiği için tırnakların etrafındaki doku zedelenebilir ve yaralar oluşabilir. Siğil virüsleri bu yaralardan daha çabuk içeri sızar ve siğil oluşmasına neden olur. Tırnak yeme alışkanlığı olan kişilerin tırnaklarının etrafına, ağız ve dil bölgesinde de siğillerin bulaştığı görülmüştür.

Siğile Hangi Bitkiler İyi Gelir?

Siğilin giderilmesi için incir yaprağının sütünün kullanıldığı bilinmektedir. Koparılan incir yaprağından çıkan sütün siğile değdirilmesi gerekir. Bunun dışında sütleğen bitkisinden de faydalanılabilir. Sütleğen bitkisi koparıldığında süt akmaya başlar. Akan bu sütü siğillere sürmeniz gerekir. Birkaç adet söğüt yaprağı da elle ezildikten sonra suyu çıkarılır ve çıkan bu su siğillere uygulanır.

Siğil Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?

Siğil, spesifik bir virüsün cilt dokularına yerleşmesinden dolayı kaynaklanan bir belirtidir. Cildin üst ve orta katmanını ilgilendirmektedir. Doğal olarak siğil tedavisi olmak isteyenlerin cildiyeye yani dermatolojiye başvurması gerekmektedir. Virüse yönelik her türlü tedavi dermatoloji polikliniği tarafından yürütülecektir.

Siğil Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Siğilin tedavisinde kullanılan yönteme göre tedavi süresi de değişmektedir. Siğilin büyüklüğü, konumu ve yayılma hızı tedavi süresini belirleyen diğer unsurlardır.

  1. Eğer asitlerle tedavi gerçekleştiriliyorsa bu tedavi yaklaşık üç hafta boyunca devam ettirilir.
  2. Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren ilaçların da kullanım süresi en az üç – dört haftadır.
  3. Eğer yakma tedavisi uygulanacaksa tedavi süresi on dakika kadardır. Sonrasında ise bir haftalık iyileşme süresi söz konusudur.
  4. Dondurma tedavisi uygulanacaksa tedavi süresi on dakika kadardır. Uygulama sonrasında üç – dört günlük iyileşme süresi bulunur.
  5. Eğer dirençli bir siğil var ise ya da sürekli tekrar söz konusu ise damar yoluyla enjekte edilen ilaçlar kullanılır ki bunların kullanım süresi de yaklaşık bir ay kadardır.

    Siğil Tedavisi İz Bırakır Mı?

    Siğil tedavisinde kullanılan yönteme göre iz kalıp kalmayacağı belli olur. Eğer soyma, yakma ya da dondurma gibi yöntemler tercih edilmiyorsa zaten siğil kendi kendine yok olacağı ve vücut bölgeyi tamir edeceği için iz kalma ihtimali yoktur. İz bırakabilecek yöntemlerde ise uygulamayı yapan dermatoloğun uzmanlık seviyesi ve uygulama bölgesinin genişliği önemlidir. Siğil tedavi edildikten sonra iz kalmış olursa bu izler çok basit estetik operasyonlarla ortadan kaldırılabilmektedir.

    Siğil Tedavisinden Sonra Cinsel İlişkiye Girilir Mi?

    Kasıklarda ve cinsel organlarda ortaya çıkan siğiller genelde cinsel ilişki sırasında bulaşmaktadır. Siğilin bulaşma ihtimalini azaltmak için tedavi süresince ve sonrasındaki iki hafta boyunca cinsel perhiz uygulanmalıdır. Siğilin tamamen ortadan kalktığından emin olunduktan sonra cinsel ilişkiye girilmesinde herhangi bir sakınca yoktur ancak mutlaka prezervatif kullanılmalıdır.

İlgili Bölümler
İlgili Hastalıklar