Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Saç Dökülmesi Tedavisi

Saç dökülmesi olayı günümüzde hemen hemen herkesin rastladığı bir olaydır. Oldukça can sıkıcı bir durumdur. Saç dökülmesi yaşayan insanlar buna bağlı olarak büyük stres altına girebilirler. Günümüzde gelişen teknoloji ve tıp bilimi ile beraber tedavisi mümkün olan bir durumdur. Buna rağmen saç dökülmesi ile karşı karşıya kalan insanlar, günümüzde insanlar üzerindeki estetik kaygılar ön plana çıktığı için kişi kendisini topluma kolay kolay adapte olamayacağını düşünür ve psikolojik birtakım sorunlar yaşayabilir. Bundan kurtulmak için ise ya sadece görünüşü değiştiren, seyrek saçları daha sık gibi gösteren, spreyler kullanırlar ya da yeni saç oluşumlarını sağlayan yöntemlere başvururlar. Günümüzde sosyal ilişkilerin gelişmesinden dolayı, estetik kaygıların ve kişisel bakım ürünlerinin popüler bir durumda olduğunu göz önünde bulundurursak insanlar genel sağlık sorunlarından daha çok önce dış görünüşlerine daha fazla önem verirler. Belki de bunların en başında giyimden sonra saç ve yüz bakımı gelir. Saç bakımı için insanların özen göstermesinden dolayı piyasada saçları gürleştiren, iyileştiren ya da dökülmesini engelleyen birçok farklı ürün bulunmaktadır. Fakat bazılarının sağlık bakanlığı onayı olmaması ve internet üzerinden satış yapmasından kaynaklanan bir denetimsizlikle saç bakımını iyi yönde değil tam aksine daha da kötüye götürebilir. Bundan dolayı doktor veya bir eczacı tavsiyesi ve reçetesi olmadan piyasadaki her ürüne güvenip alınmaması gerekir.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. Binnur Üstün

Saç Dökülmesi Tedavisi Hakkında

Saç dökülmesi olayı dünyadaki her insanın başına gelebilecek bir olaydır. Saç dökülmesi birden çok farklı sebepten dolayı meydana gelmektedir. Bunlara bağlı olarak tedavisi de değişebilmektedir. Genetik faktörlerden doğan saç dökülmeleri dışında kişilerde ergenlik çağına daha çok dökülmeye başlayan saçların kellik durumuna ulaşmadan engellenebilmesi insanların kişisel çabalarıyla mümkündür. Bunların en başında düzenli ve sağlıklı saç bakımları, kullanılan ilaçların yan etkileri, beslenme tarzı, kullanılan şampuan ve ilaçlar gibi etkenler gelir. Kellik denilen saçların tamamen köklerinden koparak derinin ortaya çıkması durumunun oluşmadan engellenebileceği gibi gelişen bilim ve teknolojinin bize sunduğu bazı yöntemlerle oluştuktan sonra da eski haline döndürebilmek ya da yaklaştırabilmek mümkündür. Saç dökülmesi olayında saçların tamamen eski haline getirebilme durumu hangi sebepten dolayı döküldüğüne bağlı. Genetik sebeplerden dolayı dökülen saçlarda daha çok engellenebilme ve mevcudun korunması söz konusudur ya da bağışıklık sistemi ile ilgili bazı hastalıklarda tamamen iyileşme gözlenebilir. Saç dökülmesi olayında döküldükten sonra herhangi bir tedaviyle kesinlikle eski haline geri gelir diye bir şey söylemek yanlış olur. Öncelikle tedavi yöntemi seçerken saç dökülmesinin sebebi göz önünde bulundurulur. Bu dökülme sebebine bağlı olarak tedavi süreci ve başarı şansı da değişir. Kanser gibi herhangi bir hastalık sonucu oluşan saç dökülmeleri, hastalık iyileştikten sonra genellikle eski haline tam olarak dönmese de önemli bir miktar iyileşme gözlenir.

Saç Dökülmesi Nedir?

Saç dökülmesi nedenleri ve dökülme oranı kişiden kişiye göre değişebilen ve kafatasını koruyan deri içerisinde kökleri bulunan saçların oradan koparak yerine yenisinin gelmesi veya tamamen geri dönülemez bir şekilde kökünün kuruması olayıdır denilebilir. Saç dökülmesine neden olan olaylar meydana geldiği zaman öncelikle saç tellerinin incelmesi ve kökünün zayıflaması olayı görür ve ilerleyen safhalarda saç teli ile saç kökünün birbirinden ayrılması ile sonuçlanır. Sebepleri kişinin yaşam tarzı, beslenmesi, bulunduğu çevre, genetik faktörler ve psikolojik duruma kadar uzayabilen geniş bir nedenler toplamına bağlıdır.

Bir saç telinin ömrü ortalama 4 ile 6 yıl arasında değişmektedir ve sağlıklı bir kişide 100 bin civarında saç teli mevcuttur. Ergenliği tamamlamış veya ergenlik çağındaki insanlarda günde 100 ile 150 saç telinin kopması normal olarak karşılanan bir durumdur ve neredeyse bütün insanlarda görülen bir durumdur. Saç dökülmesinin nedenlerinden birisi meydana geldiğinde genellik bu olaydan yaklaşık 3 ay sonra saç dökülmesi başlar ve neden ortadan kalktıktan yaklaşık 6 ay sonra dökülme durur. Saç dökülmesi en çok erkeklerde görülen ergenlikten başlayarak bir ömür boyu devam edebilme ihtimali olan bir olaydır. Bunun yanı sıra kadınlarda da görülebilen bir durumdur.

Saçın Yapısı

Saç, insanları baş kısmında çıkan ve kafatasını darbelere karşı koruma görevi gören aynı zamanda insanlara estetiklik katan bir oluşumdur. Kimyasal ve fiziksel yapısına baktığımız zaman saç, keratin yapılı bir proteindir diyebiliriz. Saça rengini ise melanin pigmenti verir. Melanin pigmentlerinin fazla olduğu insanların saçları siyah renkli, az olan insanların ise kumral ve sarıya doğru bir renktir. Albinoluk durumunda saç beyazlaşır ve melanin pigmentleri yoktur. Yaşlanmaya bağlı olarak da saçlardaki melanin pigmentleri ölür ve saç beyazlamaları görülür. Bunun yanında fiziksel olarak kişiden kişiye göre değişebilmektedir. Saç tellerinin sıklığı, inceliği ve kalınlığı, saç köklerinde ne kadar derine indiği gibi durumlar kişiden kişiye göre değişir. İnsanlarda genel olarak saç uzaması her bir telde günlük 0.35 mm iken toplamda 30 metreye kadar günlük bir uzama miktarı vardır. Saçlar protein yapısından oluşmaktadır. Saçın şeklini disülfit yoğunluğu oluşturur. Saçtaki disülfit yoğunluğuna bağlı olarak dalgalı, kıvırcık ve düz saçlar meydana gelir.

Saç dediğimiz şey iki yapıdan oluşur. Bunlardan ilki saç gövdesi, diğeri saç köküdür. Saçlar en dıştaki yağ tabakasının içinde gömülü olarak bulunan folikül denilen yapının içerisinde bulunur. Saç kökünün en alt kısmına dermal papilla denir burada saçı besleyen kan damarları bulunur. Saçın uzaması ve güçlenmesi için çok önemli bir görev görür kan damarları. Saç uzaması dermal papillanın içerisinde başlar. Saç kökünde her bir saç teli bir iç, bir dış kök kılıfı tarafından çevrelenir. Sebas adlı salgı bezleri saç kökünün dış kısmında bulunur. Saç ile kafa derisinin yağlanmasında görev yapan ve saçların dik durmasını ve saç derisinin yağlanmasına sebep olan kaslar da saç köklerinde bulunur. Bunun yanında saçlara rengini veren renk pigmentleri (melanin pigmentleri) de saç köklerinde bulunur.

Saç gövdesi ise dış kısımda bulunur. 3 kısımdan oluşur. En iç tarafta saç iliği de denilen medulla bulunur. İkinci kısım ise saç iliğini çevreleyen korteks kısmı bulunur. Bu kısım saça esneklik kazandırır ve renk verir. Bunların en dışındaki 3. kısım ise kutikulla denilen tabakadır. Sert bir yapısı olması nedeniyle koruyucu bir görev üstlenir.

Saç Teli

Saç teli insanların dış görünüşüne en çok estetiklik katan şeylerden bir tanesidir. Folikül denilen yağ tabakalarının içerisine gömülü olarak bulunur. Saçları besleme görevi olan yağ tabakalarının görevini yerine getirememesi ve dışarıdan fiziksel bir müdahale sonucu yağ tabakası içerisindeki folikül kısımlardan koparılan kısım saç telidir. Genel anlamda da kellik dediğimiz olayın oluşmaması da saç tellerinin kök kısmından ayrılması olayıdır. Yapısındaki keratin nedeniyle her ne kadar dışarıdan ince ve zayıf görünse de sağlam bir yapıya sahiptir. Saç teli ırka, yaşa ve cinsiyete göre değişiklik gösterebilir. Bunun yanı sıra hemen hemen herkeste ortak olarak günde 0.35 mm uzayabilir. Her insanda yaklaşık olarak 100 bin adet saç teli bulunur ve sağlıklı bir insanda günde 150 ile 200 adet dökülmesi normal olarak karşılanmaktadır.

Her saç teli ömrünü tamamlarken üç evreden geçer. Bu evreler neredeyse bütün insanlarda görülmekle beraber kişiye bağlı olarak oluşum süreleri farklılık gösterebilir. Bunlar anajen, katajen ve telojendir.

Anajen

Her kılın vücuttan kopup gitmeden önce, ömrünü tamamlamadan önce, üç farklı evreden geçer. Bu evreler her kılda aynı anda görülecek diye bir şey yoktur. Vücuttaki her kıl aynı zamanda farklı evrelerde olabilir. Kafadaki saçlar anajen evresinde olabilirken koltuk altı kılları diğer iki evreden herhangi birisinde olabilir.

Kılların ömrünü tamamlamadan önce geçirdikleri evrelerin ilki anajen evresidir. Anajen evresi; kılların en sağlıklı ve aktif olduğu dönemdir. Bu evre vücuttaki kılların büyüme, gelişme ve uzama evresidir. Kıllar bu evrede köklerde oluşumunu tamamlarken kıl köklerinde yağ bezeleri sayesinde uzamasını sürdürür ve dış tarafa doğru uzamaya başlar. Bu evre vücudun farklı yerleri için farklı sürelerde gerçekleşir. Saçlarda uzun sürerken kaş ve kirpiklerde daha kısa olur. Yine estetik kaygılardan dolayı son yıllarda yoğun talep görülen lazer epilasyonu için en uygun evre de bu evredir. Kıl köklerinde uzamaya çalışan kılların bu evrede lazer yardımıyla yakılması bir daha oradan kıl çıkmaması içindir. Lazer epilasyon sırasında daha yeni gelişmekte olan kıllar yakılır ve bir fitil gibi köklere doğru ilerleyerek kıl köklerini de yakar. Yanan kıl kökleri bir miktar tahribata uğrar ve kendini tamir edip tekrardan yeni kıllar çıkartabilmesi en az 2 ay sürer. 2 ay sonra çıkan kıllar daha zayıf çıkar. Bir sonraki seansta aynı işlem uygulanıp kıl kökleri yakıldığı vakit bu kez biraz daha tahribata uğrar ve çıkış süresi biraz daha gecikir. Bu işlemin aralıklarla devam etmesi halinde en nihayetinde kıl kökleri bir daha kıl çıkartamaz duruma gelir ve bundan sonra katajen evresine geçer.

Katajen

Anajen evre tamamlandıktan sonra kıllar katajen evreye geçer. Katajen evre kıl kökleri için dinlenme evresidir diyebiliriz. Bu evrede kıl kökleri dinlenir, aktiviteleri yavaşlar ve yapıları değişir. Yaklaşık olarak 2 ile 3 hafta arasında değişen bu evrede kılların uzaması olabildiğince yavaşlar. Bu evrede kişiler cımbız ve ağda gibi yöntemlerle kılları kökünden kaldırırsa kıl kökleri aktifleşir ve kılların uzaması hızlanır. Bu evre de anagen evresi denir. Katajen evresi tamamlandıktan sonra telojen evresine geçer.

Telojen

Katajen evresi tamamlandıktan sonra telojen evreye geçer. Bu evrede artık kıl uzaması tamamen durmuştur ve kıl ile kıl kökü birbirinden ayrılmıştır. Bu evre ortalama 2,5 ay sürer. Anajen ve katajen evrelerinden geçen kıllar bu evreye ulaştıklarında artık kendiliğinden dökülmeye başlarlar. Bu evrede artık kıl kökleri içerisinde hücre bölünmesi gerçekleşir ve yeni kıllar ortaya çıkarken. Var olan kıllar ise bu evrede kendiliğinden dışarı atılır.

Saç Dökülmesi Tipleri Nelerdir?

Günlük yaşantımızdaki en ufak ve çok umursamadığımız bir durum tahmin edemediğimiz kadar farklı hastalıklara sebep olabilir. Bir anda etkisinin görülmemesi hiç görülmeyeceği anlamına gelmez. Aylar süren bir sürecin sonunda karşımıza istemediğimiz durumlar olarak çıkabilir. Vücudumuz bir bütün olarak çalıştığı için tahmin edemeyeceğimiz kadar kötü sonuçlar doğurabilir bu olaylar. Midemizi etkileyen veya psikolojimizi etkileyen herhangi bir durum tedavisi yapıldıktan sonra veya yapılmadan önce saç dökülmeleri gibi sorunlara neden olabilir. Bunun dışında psikolojik olarak stres altına girdiğimizde saç dökülmesinden ağız ve diş problemlerine, mide rahatsızlıklarından bağırsak rahatsızlıklarına kadar birçok hastalığı tetikleyebilir. Her insanda farklı sebeplerden oluşan bu hastalık doğal sonucu gereği her insanda farklı tipte bir saç dökülmesine neden olur. Hastalıklardan daha ziyade hayat tarzımız, işimiz, özel hayatımız ve beslenme şeklimiz de saç dökülmelerini etkiler ve bu dökülme tipleri farklı farklıdır. Doğalında bu tipteki saç dökülmelerini engellemek ya da iyileştirmek için uygulanan tedavi yöntemleri de farklılık gösterir. Ülkemizde en çok saç dökülmesi erkeklerde görülür. Erkeklerde saç dökülme nedeni ve saç dökülme tipi kadınlardan farklılık gösterir. Bunun yanı sıra saç dökülmesi sorunu yaşayan insanların yarısında herhangi bir hastalıktan dolayı saç dökülmesi yaşanır. Hastalık olarak baktığımız kavramlar içerisinde mide rahatsızlıklarından psikolojik rahatsızlıklara kadar geniş nedenler vardır. Tedavisi mümkün olduğu zaman saç dökülmesinin durması, yavaşlaması ve iyileştirilmesi de söz konusu olur. Her saç dökülme tipine farklı tedaviler uygulanır. Özellikle hastalıklara bağlı saç dökülmesi tiplerinde vücut sağlığı daha ön planda olduğu için ilk önce hastalığın iyileştirilmesine öncelik verilir. Tedavi sonrasında saç dökülmesi duracağından ya da yavaşlayacağından ikinci planda saçlarla ilgili tedavi gerçekleştirilir. Saç dökülmesi tipleri genel olarak şöyle sıralanabilir; Erkek tipi saç dökülmesi, kadın tipi saç dökülmesi, kalıcı bölgesel saç dökülmesi, hastalık ve hastalık tedavisinden kaynaklanan saç dökülmeleri, hormonal nedenlerden kaynaklanan saç dökülmeleri, beslenme bozukluklarından kaynaklanan saç dökülmeleri, stres kaynaklı saç dökülmeleri.

Erkek Tipi Dökülme

Erkek tipi dökülme isminin aksine sadece erkeklerde değil, günümüzde hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilen bir saç dökülmesi tipidir. Genel olarak erkek saç dökülmesi tipi olarak tanımlanan saç tipi en çok görülen saç dökülme tiplerinden birisidir. Başın üst kısımlarında başlayıp yavaş yavaş çoğalarak üst bölge ve alın taraflarının saç derisi görülecek şekilde kelleşmesi biten saç dökülmesi tipidir. Bu saç dökülmesi tipinde yan taraflar, şakaklar ve ense kısmı hariç hemen hemen her taraf dökülür. Bu tip saç dökülmelerinin meydana gelmesinin asıl sebebi hiç şüphesiz genetik olmasındandır. Ailenin saç dökülmesine yatkınlığı diğer bireylere de genler aracılığıyla geçer ve belli bir yaştan sonra bu tip saç dökülmesi ortaya çıkar.

Yapılan araştırmalara göre erkek tipi saç dökülmesi erkeklerdeki Y kromozomu ile taşınan bir genetik olaydır. İstatistiklere göre her üç erkekten birisinde bu tip saç dökülmesi görülür. Aile geçmişine bakılarak ya da gen haritası çıkartılarak tespit edilebilecek bu durum ilaç sektörünün geliştirdiği bazı etkili ilaçlarla önleyebilmek mümkün. Çok sık rastlanan bir dökülme tipi olduğu için ilaç şirketleri tarafından çözüm içinde fazlaca seçenek üretilmiştir. Erken tanı ve teşhisi sonrasında saç köklerini besleyen ve kuvvetlendiren ilaçlarla bu durumun önüne geçilebilir. İlaç tedavisinin yanında saç dökülmelerini engellemek için ve zayıflamış saç köklerini güçlendirmek için ve saç tellerini tekrardan uzatmak için içeriğinde bolca bulunan kükürt sayesinde soğan suyu kullanmak da bir çözüm olarak önerilir. Soğan suyu ile beraber sarımsak özü de saç çıkması için uygulanan yöntemlerden birisidir. Bu tip dökülmelerde saçlara sıkılan kimyasallar ve saçın kökünü zayıflatan fiziksel darbeler genetik yatkınlıkla birleşince olması gereken zamandan daha da erken bir süreçte başlayabilir.

Doğal yöntemler dışında yine birçok saç dökülmesi tipinde kullanılan saç nakli de bu tip dökülmeler sonucunda tedavi yöntemi olarak kullanılabilir. Kalıcı bir etki bıraktığı için dökülmelerden sonra sık kullanılan bir tedavi yöntemidir.

Kadın Tipi Dökülme

Erkek ve kadın tipi saç dökülmelerinde saçın gelişip uzamaya başladığı foliküllerde dökülme olayı aynı şekilde gerçekleşir. İstatistiklere göre kadınların her dört tanesinden birisinde kadın tipi saç dökülmesi görülür. Erkek tipi saç dökülmesi genellikle testosteron gibi erkeklerde bulunan hormonların etkili olduğu bir saç tipiyken kadın tipi saç dökülmelerinde östrojen gibi kadınlarda bulunan hormonların saç dökülmesine etkisi bilimsel olarak pek kanıtlanamadı. Kadın tipi dökülmede erkeklerden farklı olarak baş bölgesinin her tarafında seyrekleşme şeklinde ya da tek bir bölgede yoğunlaşarak kelleşme şeklinde görülür. Kadınlardaki saç dökülmesi iki dönemde en yüksek seviyeye çıkmaktadır. Birincisi en doğurgan oldukları dönemde 25 ile 40 yaşları arasında ikincisi ise menopoz döneminde ve sonrasında yani 50 ile 60 yaşları arasında görülmektedir. Erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da sağlıklı olduğu durumlarda günde 70 ile 100 adet saç telinin dökülmesi normaldir. Kadınlarda saç dökülmesini tetikleyen ve hızlandıran bir durum da yine estetik kaygılardan kaynaklanan bazı kimyasalların veya saç boyalarının sık kullanılması. Bunun yanında saç maşası gibi çok sıcak aletler de saç köklerini zayıflatarak dökülmelere sebep olur.

Kalıcı Bölgesel Dökülme

Çoğunlukla erkeklerde görülen bir durum olmasına karşın bazı kadınlarda da görülebilir. Zayıflayan saç tellerinin belirli bir bölgede yoğunlaşarak dökülmesi olayıdır. Tedavi olarak çoğunlukla saç ekimi tedavisi uygulanır. Sebep olarak diğer tip saç dökülmeleriyle beraber dışarıdan herhangi bir fiziksel müdahale sırasında saç derisi içerisindeki saç köklerinin işlevlerini zayıflatma sonucu da oluşabilir.

Hormonal Kaynaklı Dökülmeler

Kadınlarda, erkeklere nazaran daha çok görülen bir saç dökülmesi olayıdır. Hormonal kaynaklı dökülmeleri genel anlamda sindirim ve sinir sistemindeki hormonların düzgün çalışmamaları ve hormon salgılayan bezlerin az ya da çok salgılanması sonucu oluşur. Kadınlardaki adet dökülmeleri ilke beraber görülebilen bir durumdur. Tiroid bezi, böbrek üstü bezlerin ve yumurtalık ve testislerin düzgün çalışmaması sonucu oluşabilir.

Tiroid bezi hastalıklarında hormonların az ya da çok salgılanması saç dökülmelerine neden olur. Genellikle kadınlarda görülen bir hastalık olan Haşimato hastalığında tiroid bezi az çalışır ve ilerleyen durumlarda tedavi edilmemesi sonucu hastalığın bir sonucu olarak kadınlarda yoğun bir saç dökülmesi durumu görülür. Bunun yanında hipertiroidi denilen hastalıkta da tiroid bezi çok çalışır ve hormon salgılanması fazla olur bu da zehirli guatr denilen hastalığa neden olur. Bu hastalık da yoğun saç dökülmelerine neden olur. Her iki durumda da tedaviden sonra saç dökülmesi sorunu ortadan kalkar ve hastalığın tanısının konulması zor olmadığı için doktora başvurmakta fayda vardır. Tedavi sonrası devam eden saç dökülmesi sorunu çok nadir görülür.

Böbrek üstü bezlerinin de düzgün çalışmaması çok önemli bir sebep olarak görülmese de saç dökülmesinin en önemli nedenlerinden birisidir. Bezlerin az ya da çok hormon salgılaması sonucu saç dökülmesinin yanında darbelere karşı çabuk morarma, hipertansiyon, aşırı kilo artışı, tüylenme artışı ve cildin kırmızılığının ortaya çıkması gibi sorunlara da neden olur.

Yumurtalık ve testis hastalığındaki hormonal nedenler de saç dökülmelerine neden olabilir. Özellikle kadınlarda çok görülen bir durumdur. Kadınların menopoz dönemlerinde estrojen hormonunun salgılanmaması tüylerde ve saçlardaki dökülmeleri de beraberinde getirir. Erkeklerde de testosteron hormonundaki azalma saçlarda çok fazla etki etmese de bıyık, sakal ve genital bölgelerdeki tüy ve kıl dökmesinin tetikleyen bir durumdur. Yaşlı erkeklerde bu durumların gözlemlenmesi testosteron hormonlarından daha çok hipofiz bezinden salgılanan hormonların neden olması olası bir durumdur.

Saç köklerini besleyen ve alınması gereken besinlerin alınmaması ya da salgılanması ve kana karışması gerek. Hormonların karışmaması kandaki saç uzaması veya güçlenmesi için ihtiyaç duyulan maddelerin gitmemesi saçın köklerinde zayıflamaya neden olur dolayısıyla bir süre sonra dökülmelere neden olur. Hormonal nedenleri tetikleyebilecek genetik etkiler, beslenme şekli ve buna benzer nedenler doktor tarafından kan testleri ve hormon testleri sonucu kolayca tanı konulabilir ve saç dökülmesine sebep olan şeylerin tedavisi uygulanabilir.

Hastalık ve Tedavi Kaynaklı Dökülmeler

Saç dökülmelerine neden olan birçok sebep vardır ve bunlarda en çok gözlemlen durum ise hastalık sonucu ve tedavi sonucu oluşan dökülmelerdir. Günde 100 ile 150 adet dökülmesi normal olan saç tellerinin daha fazla dökülmesi muhtemelen bir hastalığın belirtisidir.

Mantar hastalığı gibi hastalıklar en çok çocuklarda görülse de yetişkinlerde de görülebilen bir hastalıktır ve tedavi edilmemesi durumunda kalıcı kellik oluşturabilir. Tedavisi genellikle ilaçlarla olur ve tedaviden sonra dökülmeler durur. Mantar hastalıklarının tedavisinden sonra oluşan kalıcı kellik çok nadir rastlanan bir olaydır. Saç kıran hastalığı da saç dökülmelerinin yanında sakallarda da dökülmelere sebep olur. İnsanların saç kıran hastalığına yakalanan insanlara yanlış bir gözle bakması sık rastlanan bir olaydır fakat saçkıran hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir ve tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bunun yanında yaklaşık olarak 30 adet saç dökülmelerine sebep olan hastalık mevcuttur. Genellikle tiroid bezinden kaynaklanan ve anemi hastalığından kaynaklanan hastalıklar yoğun saç dökülmelerine neden olur. Bunun yanında ağır cerrahi operasyon geçirenler, yüksek ateşli hastalık geçirenler hatta ağır gribal enfeksiyona yakalanan insanlarda dahi yoğun saç dökülmeleri görünebilir.

Saç dökülmelerine neden olan hastalıklar saç dökmesinin yanında bunların tedavisinde kullanılan ilaçlar ve cerrahi operasyonlar da saç dökebilir. Özellikle hormonal kaynaklı saç dökülmelerinde kullanılan ilaçlar tedavi sürecinde saç dökebilir. Bunun yanında kanser hastalıklarına yakalanan insanlara uygulanan kemoterapi hastalığında da saç dökülmeleri görülür. Bir hastalık saç dökülmesine neden olsa da olmasa da tedavisi sırasında kullanılan yöntem ya da ilaç saç dökülmelerine neden olabilir. Kullanılan ilaçların içerisindeki etkin maddeler kana karışarak saç dökülmelerine neden olabileceği gibi yanlış ilaç kullanımı da saç dökülmelerine neden olur.

Beslenme Bozuklukları Kaynaklı Dökülmeler

Saç köklerini besleyen damarlarda bizim yediğimiz besinlerin monomerleri dolaştığı için ve saç köklerini de o damarlar beslediği için saç dökülmelerinde etkin rol oynayan şeylerden bir tanesi de beslenme şeklimiz ve yediğimiz besinlerdir. Beslenme bozuklukları ve yanlış yapılan diyetler sonucu vücudun yeteri kadar demir, mineral ve vitamin alamamasından dolayı saç kökleri zayıflar ve saç dökülmeleri ortaya çıkar. Bunun yanında kullanılan bazı ilaçlar da sindirim sisteminde rahatsızlıklara neden olur ve saç dökülmelerine sebep olur. Sindirim sisteminden kaynaklı sorunlardan dolayı ya da estetik kaygılardan dolayı oluşan anoreksi hastalığı ile yeteri kadar beslenememe sonucu vücuda alınması gereken çinko, demir, vitamin ve proteinler saç dökülmelerine neden olur. Bu hastalığın tedavi edilmesiyle beraber saç dökülmeleri duru ve dökülen saçlar tekrar yerine gelir.

Bazı mide rahatsızlıkları da beslenme sorunlarına neden olduğu için saç dökülmelerine neden olur. Hazımsızlık ve laktoz intoleransı gibi hastalıklar sonucu saç köklerinin beslenmesine neden olan yiyecekler vücuda alınmaz ya da alınsa da sindirilemediği için saç dökülmeleri meydana gelir. Laktoz intoleransı hastalığı olanlar, süt ve süt ürünlerinde bolca bulunan demir, çinko ve kalsiyum gibi metalleri alamaz. Bunun yerine alternatif herhangi bir yiyecek tüketmediği sürece birçok hastalığın yanı sıra saç dökülmelerine de maruz kalır.

Günümüzde özellikle sosyal yaşamlarından dolayı fast food ya da hormonlu yiyecekler yemesinden dolayı vücut gerekli olan vitamin, mineral ve proteinler alamaz. Bu beslenme tarzıyla sadece kandaki şeker oranını yükselterek doymak için bu tür yemekler yerler. Bu da doğalında birçok hastalıkla beraber saç dökülmelerine neden olur. Bunun yanı sıra bu tür beslenme alışkanlıklarından dolayı insanlarda fazlaca kilo alımı olur. Bu kilolardan kurtulmak isteyen insanların hızlıca kilo vermeye çalışmaları, vücudu besinsiz bırakmaları ya da bilinçsiz yapılan diyetler sonucu da saç dökülmeleri meydana gelir.

Stres Kaynaklı Dökülmeler

Günümüzde insanların psikolojik sağlık durumları adeta pamuk ipliğiyle durmaktadır. Gerek beslenme şekilleri gerek yaşam tarzları gerekse aile ve iş yaşantısı sürekli insanları psikolojik bir baskı altına sokma tehlikesiyle karşı karşıya bırakır ve bu da doğalında insanlarda strese neden olur. İş yaşantısındaki bir olay sonucu oluşan stres sadece insanların iş yaşamını değil kişisel sağlığını da bozar ya da çok stresli bir aile içerisinde yaşamak insanların psikolojik durumlarını kötü etkiler ve önlemi alınmazsa sonucu saç dökülmelerinden daha büyük sağlık sorunlarına neden olur.

Stres saç dökülmelerinin en önemli sebeplerinden birisidir. Öncelikle bu tür saç dökülmelerinin en önemli tedavi yöntemi yine kişinin kendi içerisinde bitmektedir. Saç dökülmelerine neden olan stres nedenini belirledikten sonra kişi acilen orayı terk etmeli ve o yoğun stres ortamından kurtulmalı. Psikolojik sorunlardan kaynaklı ortaya çıkan saçkıran hastalığı ile strese bağlı saç dökülmelerinin birbirleriyle karıştırılmaması gerekir. Psikolojik olarak ya da alışkanlık hale gelmiş bir şekilde bazı insanlarda saç yolma hastalığı vardır. Televizyon seyrederken veya kitap okurken elleriyle saçlarını çekiştirme şeklinde tanımlayabileceğimiz bu psikolojik rahatsızlık da saç köklerini zayıflatır ve nihayetinde saç kayıpların neden olur.

Stresli olunan zamanlarda saç köklerinde zayıflama, saç tellerinde incelme ve nihayetinde saç dökülmeleri gerçekleşiyor. Strese birçok metabolik aktiviteyi de tetikler. Mide hastalıkları da bunlardan birisidir. Aşırı stres altındaki insanlarda hazımsızlık ve az yemek yeme gibi sorunlar oluşur bu da doğalında saç köklerin yeteri kadar besin gitmemesine neden olur ve bu dönemlerde saçlarda güçsüzlükler oluşur. Stres altından çıkılsa dahi etkisi daha sonradan da ortaya çıkabilir. Stresten çıkış yolu olarak profesyonel bir doktordan yardım alındıktan sonra saç diplerini ve saç tellerini güçlendirecek besinler yenilmeli, bakımlar yapılmalıdır.

Saç Dökülmelerinin Nedenleri Nelerdir?

Saç dökülmesi sorunu hem erkeklerde hem de kadınlarda görülen ortak bir durumdur. Günde ortalama olarak 100 ile 150 saç telinin dökülmesi normal karşılanır. Bu sayıların üstünde dökülen saçlar ya da ani olarak gözle görülür azalmalar normal değildir ve muhtemel bir hastalıktan dolayıdır. Saç dökülmesinin çok farklı ve oldukça fazla nedeni vardır. Saç dökülmesi yaşayan birisi teşhisi ve nedeni kendi başına ortaya koymakta güçlük çekebilir. Saç dökülmelerinin nedenini doktor tanısı ve teşhisiyle daha iyi anlayabilir ve gerekli tedaviyi doktor tarafından alabilir. Saç dökülmeleri günümüzdeki hemen herkesin ortak bir sorunu olmasının yanı sıra psikolojik, hormonal, genetik, beslenmeden kaynaklı ve buna benzer birçok nedenden dolayı olabilir.

Genetik Etkenler

Erkeklerde ve kadınlardaki saç dökülmelerinin en büyük nedeni genetik etkiler. Aile içerisinde saç dökülmesi olan kişilerin saç dökülme şikayetiyle karşı karşıya kalması muhtemel bir durumdur. Sadece anne ya da babaya bakmak yetmeyebilir. Anne ve babada saç kayıpları görünmezken çocuklarında görülebilir ya da anne ve babada saç dökülmesi olurken çocuklarında olmayabilir. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için genetik haritaya bakılmalı ya da 1. nesilden daha fazlasına bakılabilir; dayı, teyze, amca, hala gibi.

Kemoterapi

Kanser tedavisi olarak kullanılan yöntemlerden birisi olan kemoterapi en çok saç ve kıl tüy dökmesi gibi yan etkileriyle bilinir. Bazı kemoterapi ilaçları saç dökülmesine neden olurken bazıları olmaz, bazıları da bölgesel olarak ya da gözle görülmeyecek kadar az saç dökülmelerine neden olur. Kemoterapi saçların yanında vücudumuzdaki kaş, göz ve kirpik gibi diğer kıl ve tüyleri de döker. Ancak öncelikli olarak bu dökülmeler saçlarda başlar. Bu etkiler ilacın hangi türde ya da hangi dozda alındığına göre değişebilir. Bunun yanı sıra dökülmeler kemoterapiyle beraber başlamaz, kemoterapiden yaklaşık olarak iki-üç hafta sonra başlar.

Kemoterapinin neden olduğu saç dökülmesi geçici bir yan etkidir. Kemoterapi tedavisi bittikten sonra genellik birkaç ay içerisinde saç uzamaları başlar ve hemen hemen eski haline döner.

Hamilelik

Hamilelik sırasında vücutta birçok değişiklik olur. Hamilelik sırasında değişen hormonlar saç dökülmesine de neden olur. Hormonal değişikliklerinin yanında kaçınılmaz olarak görülen besin eksiklikleri de anne adaylarında saç dökülmesine sebep olur. Bu durum kendini hamileliğin 7. ile 10. haftalar arasında gözle görülür şekilde belli eder ve doğumdan sonra da birkaç ay devam edebilir. Hamilelik sırasında kadınlarda görülen demir, çinko, kalsiyum ve protein eksikliklerinin giderilmesi saç dökülmelerini yavaşlatır. Doğumdan sonra herhangi bir başka bir hastalık yoksa saç dökülmesi kendiliğinden doğal yollarla durur ve eski haline geri döner. Saç dökülmelerinin psikolojik bir etkisi de olduğu için hamilelik sırasında hormonlardan dolayı duygusal olan kadınların bu durumu kafalarına takmamaları gerekir. Kadınlar yapıları gereği hamilelikte saç döker ve bunu tamamen engellemeye çalışmak farklı durumlara neden olabilir. Doğru beslenme ve doğru bakım ile saç dökülmeleri en aza indirilebilir. Hamilelik sırasında saçlara kimyasal içerikli şeyler sürmek hem anne adayının hem de bebek için sağlıklı olmayabilir. Bu nedenden dolayı böyle bir şey yapacak olan anne mutlaka bir hekime danışması gerekmektedir.

Vitamin ve Mineral Eksikliği

Saç dökülmelerinin günde 100 ve 150 adet dökülmesi ve bu sürenin 2 ayı geçmemesi normaldir fakat bunun üzerindeki dökülmeler bir doktora görünmemizi gerektirir. Birçok hastalıktan ve genetik olarak görülebileceği gibi vitamin ve mineral eksikliğinden de saç dökülmeleri oluşur. Demir eksikliği bulunan kadınların çoğunda yüksek miktarda saç dökülmeleri gözlenir. Özellikle doğum sonrasında hormonlarında beraberinde getirdiği bu durumda ilk bir ay boyunca saç dökülmeleri görünür. Bunun için kadınların olabildiğince demir içeren besin ve içecekleri tüketmesi gerekir. Kadınların ön taraflarında seyrelme, adet düzensizliği ve vücudun farklı yerlerinde tüylenmenin artışına rastlanabilir. Bunun yanı sıra B12, D vitamini ve Çinko eksikliği de saç dökülmelerine neden olur. Özellikle beslenme de görülen düzensizliklerden, ani kilo vermek için yapılan sıkı diyetlerden ve sigara, alkol gibi alışkanlıkların sindirim sistemini bozması sonucu görülebilen bu durum vücuttaki proteinlerde azalma, kıl köklerinde yeteri protein üretilememesine ve dolayısıyla kıl kaybına neden olur. Bunun yanı sıra D vitamini doğrudan vücuda alınan bir vitamin değildir ve besinler yoluyla alındıktan sonra güneş enerjisiyle beraber aktive olur. Güneşten uzak kalan insanlarda D vitamini eksikliği oluşacağından saç dökülmeleri görünür. Saç dökülmelerinin yanında Kemik erimesi ve bazı beyin fonksiyonlarının doğru çalışmamasına da neden olur.

Aşırı Kilo Kaybı

Ülkemizde bilgi kirliliği ve doktor tavsiyesi almadan kendi başına hastalıklara çözüm üretmek gibi bir yanlış çok fazla olduğu için saç dökülmeleri de buna bağlı olarak artabiliyor. Bilinçsiz olarak yapılan diyetler saç dökülmelerinin yanı sıra farklı birçok hastalığa da neden olur. Fazla kilolardan kurtulmak isteyen bireyler bilinçsiz bir şekilde kendilerini aç bıraktıkları zaman ya da yanlış diyet uyguladıkları zaman vücut yeteri kadar besin alamıyor ve saç köklerini beslemek için gerekli vitamin, mineral ve proteinler vücuda girmemiş oluyor. Bir anda kilo vermek isteyen insanlar kendilerini uzun süre aç bıraktıkları için vücut karbonhidrat alamaz ve bundan dolayı vücuttaki depolanmış yağları ve en nihayetinde proteinleri tüketir bu da saç köklerinde yeteri kadar protein üretilememesi demek dolayısıyla saç dökülmelerinin oluşması demektir.

Kişilere bağlı olan bu durumların dışında kişilerden bağımsız olarak oluşan hastalıklarda da aşırı kilo kaybı yaşanabilir ve bu da saç kayıplarına neden olur. Gastrit, reflü gibi mide rahatsızlıklarında hastaların iştahları kesilir ve fazla yemek yemezler ya da mide yenilen yemekleri sindiremediği için vücuttaki mevcut depolanmış besinleri yakar bu da dolayısıyla saç köklerinin beslenmesi için gerekli protein ve minerallerin oraya ulaşamaması demek. Bu yolla da saç kayıpları yaşanır. Aşırı kilo kayıplarına ve dolayısıyla saç dökülmelerine neden olan bir diğer hastalıkta bağırsak rahatsızlıkları. Mide de ki olaylara benzer olarak olması gereken sindirim olmuyor ve bu hastalarda saç dökülmelerine neden oluyor. Bu tür hastalıkları tetikleyen alkol, sigara, yağlı yiyecekler ve baharatlı yiyecekler de dolaylı yoldan saç dökülmelerinin ikinci dereceden nedenidir denilebilir.

Kullanılan İlaçlar

Ülkemizde bilinçsiz ilaç kullanımı oldukça yaygın bir durumdadır. İlaç kullanımı çeşitli hastalıklara neden olurken alerji, kaşıntı ve saç dökülmeleri gibi yan etkiler de yapabilir. İlaç tedavisinde saç döken en bilindik ilaç kemoterapi sırasında kullanılan ilaçlardır. Kemoterapi sırasında kullanılan bütün ilaçlar saç dökmez. Bunlardan bazıları görülmeyecek derecede az dökerken bazıları hiç dökmez bazıları ise görünür derecede fazla döker. Ayrıca hormonal bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, hamilelik sırasında kullanılan ilaçlar, kanser ilaçları, diyabet ilaçları, antidepresan ilaçlar ve anestezide kullanılan bazı ilaçlar saç dökülmesine neden olabilir.

Bazı Hastalıklar

Vücudumuz bir bütün halinde çalıştığı için saçlarımızla alakasız görünen bir hastalık dahi saç dökülmelerine neden olabilir. Örneğin diyabet hastaları ve cerrahi operasyon gerektiren hastalıklar (anestezi kullanıldığı için), tiroid bezinin az ya da çok çalışmasından kaynaklı hastalıklar, yumurtalık ve testis hastalıkları, akciğer kanseri, karaciğer kanseri, mide kanseri, anemi hastalığı ve lösemi hastalığı gibi hastalıklar saç dökülmesine neden olur.

Saç Dökülmesinin Tedavi Türleri

Saç dökülmesi birden çok farklı sebeplerden dolayı meydana gelmektedir. Genetik nedenlerden sindirim sistemi hastalıklarına, hormonal bozukluklardan psikolojik etkilere kadar geniş bir etki alanının neden olmasından dolayı saç dökülmesi tedavi türleri de değişmektedir. Günümüzde bilgi kirliliğinin ve sosyal medya alışverişlerinin artmasından dolayı insanların saç çıkartan ilaç diye tanıtılan ilaçları kullanıp sonuçların daha kötüye gitmesi ile karşı karşıya kalabiliyorlar. Halk arasında saç çıkardığı söylenen ya da saç dökmeyeceği söylenilen şeylerin saçlara sürülerek saç köklerini zayıflatıp bundan daha da ilerisinde kalıcı ve yoğun saç dökülmeleriyle karşı karşıya kalabilme ihtimalleri vardır.

Bazı saç dökülmesi tedavileri özel bir tedavi türü istemeden neden olan hastalığın iyileştirilmesiyle beraber kendiliğinden tedavi olmaktadır. Günümüzde teknolojinin ve tıp biliminin gelişmesinden dolayı saç dökülmesinin tedavi türleri de oldukça başarılı geçebilmektedir. Günümüzde insanların estetik kaygı gütmesinden dolayı oldukça fazla saç dökülmesi tedavi türü bulunmaktadır. İlaç şirketleri ve teknoloji şirketleri dökülen saçları durdurma ya da dökülen saçların tekrardan ekilebilmesi için insanlara geniş olanaklar sunmaktadır.

Sonuç olarak saç dökülmesinin tedavi türlerini şu şekilde sıralayabiliriz; ilaç tedavisi, saç mezoterapisi, PRP saç tedavisi ve saç ekimi. Üzerinde yıllarca uğraşılan ve çok geniş bir kitleyi etkileyen bir sorun olduğu için bu tür tedavi türlerinde başarısızlık oranı çok düşüktür. Saç dökülmesiyle karşı karşıya kalan birisinin hangi tedavi türünü uygulaması gerektiği konusunda alanında uzman bir dermatolog ile fikir alışverişinde bulunması önemlidir.

İlaç Tedavisi

Hem erkeklerde hem de kadınlarda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Saç dökülmesinin nedeni belirlendikten sonra doktor tarafından ilaç tedavisi uygulanabilir. Halk arasında özellikle ilaç tedavisi kullanılırken doktorlardan önce komşulardan ya da arkadaşlardan fikir almak, aktarlardan ve internet sitelerinden ilaç ismine bakarak alınması yanlış bir uygulamadır. Bir doktorun tavsiye etmediği ve özellikle internet dolandırıcılığının yoğun olduğu günümüzde ilaç tavsiyesi almak ya da ilaçları satın almak saç dökülmesini durdurmak bir yana daha da kötüye götürebilir.

Doktor tanısından sonra saç dökülmesinin nedeni bulunur ve ona göre bir ilaç tedavisi uygulanır. Hamilelik sonrası en çok görülen demir ve vitamin eksikliğinden kaynaklanan saç dökülmelerinde vitamin ve demir hapları önerilir. Bunun yanı sıra tiroid bezinin az ya da fazla çalışmasından kaynaklanan ve buna benzer hormonal sebeplerden olan saç dökülmesi tedavisinde yine hormon düzenleyici ilaçlar kullanılır. Bunlardan başka stresten kaynaklanan saç dökülmelerinde yine antidepresan gibi ilaçların verilmesinden sonra saç dökülmeleri durur. Genetik faktörlerden dolayı saç dökülmesi yaşayan kişiler için genellikle saç köklerini kuvvetlendirici ilaçlar ve bunların yanında saç köklerinin beslenmesi için ihtiyaç duyulan mineral ve vitamin hapları da verilir.

Sonuç olarak her hastalığın kendisine has tedavi yönteminin olmasından dolayı saç dökülmelerinin sebebini tam anlamıyla öğrenmek gerek ve bunu kendi yöntemlerimizle değil bir doktor tarafından yapılması önemlidir. Ve saç dökülmesi yaşamayan bir kişi dahi doktoruna danışarak saç köklerini besleyen ve güçlendiren ilaçlar kullanarak erken önlem alabilir ve saç dökülmelerinin önüne geçebilir.

Saç Mezoterapisi

Saç dökülmesinin birçok nedeni vardır ve tedavi türü bu nedenlere bağlıdır. Herhangi bir hastalıktan ya da hormonal bozukluktan dolayı saç dökülmeleri yaşamayan kişi muhtemelen ya stresli bir iş veya aile hayatı yaşadığı için ya da genetik olarak zayıf saç köklerine neden olduğu için saç dökülmesi yaşıyordur. Besinler yoluyla ya da farklı bir şekilde saç köklerinin güçlenip saç tellerinin uzaması için ihtiyaç duyulan ilaçların bir şekilde vücuda alınması ve kan yoluyla saç köklerine ulaşması gerekir.

Saç mezoterapisinde herhangi bir sebepten dolayı vücuda alınamayan ve saçların ihtiyacı olan amino asitlerin, vitaminlerin ve minerallerin şırınga yoluyla saç köklerine enjekte edilmesidir. Bu yolla zayıflamış saç kökleri güçlendirilir, incelmiş saç telleri kalınlaştırılır, parlak ve daha güçlü görünmesi sağlanır. Saç mezoterapisi çoğunlukla olumlu olarak sonuçlanan ve kullanan kişilerin genellikle memnun kaldığı bir tedavi türüdür.

Seanslar halinde yapılan bu tedavi türünün kaç seans süreceği kişiden kişiye göre farklılık gösterir. Tedaviye başlanmadan önce hastadan bir saç örneği alınır ve laboratuvarda incelenir. Hastanın ihtiyaç duyduğu seans sayısı ona göre belirlenir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda kullanılan bir tedavi türü olduğu için yoğun olarak talep gören bir tedavi türüdür.

PRP Saç Tedavisi

PRP tedavisi ilerleyen yaşla beraber ya da genetik olarak dökülen saçların tedavisinde kullanılan bir saç dökülmesi tedavisi yöntemidir. PRP yöntemi ile saç dökülmesinin yanında cilt gençleştirme, ağrı tedavisi ve ortopedik birçok hastalığının tedavisinde kullanılır. Hem kadınlarda hem de erkeklerde kullanılan bir tedavi yöntemidir.

PRP tanım olarak kişinin vücudundan alınan kan örneğinin plazmasının ayrıştırılarak vücuda geri enjekte edilmesidir. Platet olarak adlandırılan hücrelerden bolca bulunan plazma kana enjekte edildiğinde içeriğindeki büyüme hormonlarıyla kanın pıhtılaşmasını sağlar ve yara iyileşmeleri, cilt gençleşmesi ve saç dökülmesi gibi hastalıklarda kullanılır. PRP tedavisi zayıflayan saç köklerini güçlendirerek saç dökülmelerini engelleyen bir yöntemdir. Gelişen teknolojiyle beraber saç dökülmesi tedavisinde yeni kullanılmaya başlanan bu yöntem oldukça rağbet gören bir tedavi türüdür. Sadece saç dökülmesi tedavisinde değil birçok hastalığın tedavisinde kullanılan bir yöntem olduğu için de rağbet gören bir tedavi türüdür.

Saç Ekimi

Saç ekim teknolojisi günümüzden yaklaşık 85 yıl önce Japonya’da geliştirilmiş bir teknolojidir. 1950’lerde hemen bütün gelişmiş ülkelerde uygulanmaya başlanmıştır. Saç ekimi hem eski olmasından dolayı hem de başarısızlık oranı çok düşük olduğundan çok rağbet gören bir saç dökülme tedavisidir. Saç ekiminin asıl amacı saç kaybına uğrayan kişileri tekrardan sağlıklı saçlara kavuşturmaktır.

Saç ekiminde FUE ve FUT yöntemi olmak üzere iki yöntem kullanılmaktadır. FUE yöntemi iz bırakmayan bir yöntemdir. Bu yöntemde sağlıklı saç köklerinden alınan örnekler eksik olan bölgelere tek tek ekilir. FUT yönteminde ise içerisinde saç kökleri bulunan bir örnek alınarak eksik olan bölgelere ekilir ve bu da iz bırakan bir yöntemdir. Saç ekimi yaptırmak isteyen kişilerde yan veya arka taraflarda sağlıklı saçlar olmalıdır. Buralarda bulunan saç kökleri eksik yerlere ekilir. Hangi yöntemin kullanılacağı öncelikle saç dökülme sebeplerinden sonra hastanın hassasiyetleri ve öncelikleri göz önüne alınarak doktorlarla beraber hastalar ortak karar vermektedir. Ülkemizde genellikle FUE yöntemi kullanılmakla beraber FUT yönteminin de kullanılmak zorunda kalındığı zamanlar olabilmektedir. Yanlış bilinen bir bilgi olan “kalıcı kellik yaşamış ve saç derisi açıkça görülen kişiler saç ekimi yaptırabilir.” Görüşünün aksine sadece kellik durumunda değil seyrelmiş saçlara da uygulanabilen bir saç dökülme tedavisidir. Saç ekim tedavisi hastanın durumuna bağlı olarak birkaç saatte gerçekleştirilir ve birkaç seans gerekebilir. Tedaviden sonra hastaya acı çekmemesi için lokal anestezi uygulanır ve birkaç saat içinde taburcu edilir. Saç ekimi yapılan kişide saçlar hiçbir şekilde kalıcı kalmamaktadır. Tedaviyi takiben birkaç hafta sonra ekilen saçlar dökülür ve yerine yenileri çıkar. Sonrasında çıkan saçlar karakterlerini koruyarak normal saçından farksız bir şekilde kalır ve dökülmez.

Saç ekim tedavisi beraberinde her cerrahi operasyonda olduğu gibi küçükte olsa bir risk getirir. Başarıya ulaşabilmesi için saç köklerinin kan damarlarına bağlanması ve o bölgenin kanlanması gerekmektedir. Başarı oranı kişiden kişiye değişse de genellikle yüzde 80 gibi büyük bir başarı oranı vardır. Hastanın kellik derecesine göre seanslar uzayabilir ve birkaç yıl da sürebilir. Saç ekim tedavisinden sonra oluşabilecek yara izleri ve ağrı hissi doktorun yaptığı operasyonun başarı oranına göre değişir. Steril bir hastane ortamında titizlikle yapılan saç ekiminde bu durum oldukça az görülür ve oluşabilecek ağrılar için birkaç hafta doktorun verdiği ağrı kesiciler kullanılabilir.

Saç Dökülmesi Tedavi Öncesi

İnsanlardaki normal olarak görülebilen saç dökülmesi miktarı fazlalaştığı zaman ya da dökülme zamanı arttığı zaman öncelikli olarak mutlaka bir doktora muayene olunması gerekmektedir. Bu konuda ülkemizdeki bilgi yanlışlığı saç dökülmesi yaşayan insanların durumunu daha da kötüye götürebilir. Her saç dökülmesinin tek bir tedavisi yoktur. Saç dökülmesinin nedenine bağlı olarak farklı bir tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Doktor muayenesinde saç dökülmesinin sebebi belirlendikten sonra tedavi yöntemi belirlenir. Basit bir ilaç tedavisiyle ya da psikolojik seanslarla geçirilebilecek bir tedavi yöntemi varsa garanti olsun diye cerrahi yöntemlere başvurmakta ısrar etmemek gerekir.

Öncelikli olarak saç dökülmesi yaşayan kişinin sebebi belirlendikten sonra saç dökülmesi oluşan bölge doktor incelenmesine alınır. Bu şekilde dökülmesi sebebi belirlenirken önemli bir bilgi alınabilir. Saç dökülen bölge incelenmesinden sonra durumun daha iyi anlaşılabilmesi için örnek olarak alınan birkaç saç teli incelenmek üzere laboratuvar incelenmesine alınabilir.

Saçsız Bölgenin İncelenmesi ve Saç Analizi

Saç dökülmesi sırasında herhangi bir tedavinin uygulanabilmesi için saç dökülmesi nedeninin iyi araştırılması gerekir. Bunun için doktor muayenesinde öncelikle saçsız bölge incelenir. Gözle yapılabilecek bu inceleme saç derisinden alınan bir örnekle de yapılabilir. Bu şekilde saç dökülmesi nedeni daha iyi anlaşılabilir. Kafa derisi üzerinde oluşmuş mantar ya da farklı bir deri hastalığı ilk bu şekilde anlaşılabilir. Bundan sonra daha bir sonuç alabilmek için saç analizi gerekebilir.

Saç analizi hem erkeklerde hem de kadınlarda, görülen saç dökülmelerinin genetik etkenlerinin tam olarak ortaya çıkarılabilmesi için yapılması gerekir. Bu sayede saç dökülmesinin nasıl oluştuğu konusunda bir fikir sahibi olunabilir. Saç muayenesi de denilebilecek bu durumun saç dökülmelerinden sonra yapılması gerekir diye bir kaide yoktur. Dökülmeye başlamadan önce özellikle 18 yaşını geçmiş erkeklerin oluşabilecek olası saç dökülmelerinin genetik etkilerini görüp bu durumun önüne geçebilmek için tedbir alınması konusunda yardımcı olabilecek bir yöntemdir. Saç analizini evde yapabilmemiz mümkün olmadığı için uzman bir dermatoloğa başvurmamızda fayda vardır. Trikoskop adı verilen cihazlar ile saça yüz kata kadar varabilen zoom özelliği ile saç derisi ve saç telleri incelenir. Bu şekilde gözle görülemeyecek bir sorun bu şekilde tespit edilebilir.

Saç Dökülmesi Tedavi Sonrası

Saç dökülmesinin herhangi bir tedavisi sonrasında hastaların eski yaşantılarına dönebilmeleri mümkündür. Fakat bu bazı önlemler alınmaması gerekir anlamına gelmez. Eğer herhangi bir tedavi türü uygulandıysa bu asla geri tepmez diye bir şey yoktur. Her ne sebepten olmuşsa olsun saç tedavi sonrası tekrar saç dökülmesi ile karşı karşıya kalmamak için almamız gereken bazı önlemler vardır. Saç tedavisi sonrası saçlara nasıl davranılacağı ya da nasıl beslenileceği konusunda doktordan tavsiye alınması gerekir. Aksi takdirde tedavinin geri tepmesi işten bile değildir. Saç Dökülmesi Tedavisi Sonrası genel olarak doktorların tavsiyesi saç bakımının nasıl yapılacağı ve saç dökülmesi sebeplerinden birisi olan beslenmenin nasıl olacağı konusundadır.

Tedavi Sonrası Saç Bakımı

Herhangi bir saç dökülmesine karşı uygulanan tedavi sonrası en önemli şeylerden biri saç bakımının nasıl yapıldığıdır. Saç dökülmesi sonrası tedavi uygulayan birisinin bu zahmetli sürece tekrar girmemeleri ve hem maliyet hem de psikolojik baskı altına girmemeleri için saçlarını korumaları çok önemlidir. Saç dökülmesi tedavi edildikten sonra tekrar dökülmez gibi bir kaide yoktur.

Tedavi sonrası saç bakımı yapmadan önce tedavi türünü de göz önünde bulundurarak doktora danışmakta fayda vardır. Saç dökülmesine karşı tedavi görmüş bir kişinin öncelikli olarak saç diplerini tahriş edebilecek fön makinesi ve maşa gibi sıcak şeylerden uzak durması gerekir. Şampuan kullanımına çok dikkat etmelidir. Tedavi sonrası oluşabilecek ağrı ve yanmalar için ilaç kullanmadan önce mutlaka doktora danışılmalıdır. Unutulmamalıdır ki saç dökülmelerinin bir nedeni de kullanılan ilaçlar olabiliyor. Bunun dışında alanında uzman bir kişi tarafından saç bakımı doğal yollarla kimyasal kullanılmadan ve düzenli olarak yapılması gerekmektedir.

Beslenme

Saç dökülmelerinin en önemli sebeplerinden birisi de beslenmedir. Bu kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Saç tedavisi sonrası uzman bir diyetisyene başvurarak beslenme şeklimize ve neler yiyebileceğimiz konusunda en doğru bilgiyi alabiliriz. Saç tedavileri unutulmamalıdır geri dönülmez değildir. Herhangi bir tedavi sonrasında beslenmemize dikkat etmediğimiz sürece saç dökülmeleri tekrardan başlar ve tedavi sürecindeki zahmetlere tekrar katlanmak zorunda kalabiliriz ve bu durum insanları hem psikolojik hem de ekonomik anlamda zora sokabilecek bir durumdur.

Saç tedavisi sonrasında saç köklerimiz normale döndüğü zaman tekrardan oradaki damarlar yoluyla beslenmeye ve dolayısıyla uzamaya ve güçlenmeye devam edeceklerdir. Bundan dolayı saçın ihtiyaç duyduğu vitamin, protein ve mineralleri ona vermeliyiz. Eğer saç tedavisi sonrasında kilo kontrolü için diyet yapılıyorsa bu konuda uzman bir diyetisyene başvurulmalı ve saç dökülmesi durumu göz ardı edilmemelidir. Saç mezoterapisi, saç ekimi ya da ilaç tedavisinden sonra eğer fazla kilolarımız varsa onlardan kurtulmalıyız. Bunu yaparken vücudun ve saçların ihtiyaç olduğu besinlerin alınabileceği bir diyet hazırlanmalı. Bunun yanında kilo verilmesi de düzenli ve kontrollü olmalıdır. Fazla kilolar doğrudan olmasa da dolaylı yoldan saç dökülmelerine neden olabilir. Kilolu insanlardaki metabolizma hızı yavaş olduğunda saç köklerine kadar uzanan damarlara saçın ihtiyaç duyduğu besinler ulaşamayabilir ve bu da doğalında saç dökülmelerine neden olabilir. Tedavi sonrasında vücut kesinlikle proteinsiz bırakılmamalıdır. Bunun yanında saç uzamasına yardımcı olan demir, çinko, D vitamini ve proteinler vücuda mutlaka alınmalıdır. Ağırlıklı olarak doğal beslemeye çalışılmalıdır. İş yoğunluğundan ya da farklı bir sebepten dolayı dışarıdan beslenmek zorunda kalındığında kesinlikle fast food ürünleri tercih edilmemelidir.

Saç dökülmelerini engelleyen ve saç tellerini güçlendirecek yiyecekler yenilmelidir. Deniz ürünleri içerisinde saçların ihtiyaç duyduğu metaller olduğu için ve metabolizmayı düzenleyen bir özelliği de olduğu için sıkça tüketilmelidir. Bununda yanında yoğurt, ıspanak, brokoli, patates ve diğer yeşil sebzeler, havuç, C ve D vitaminleri ve kuruyemişler gibi gıdalar tüketilebilir. Fakat şu unutulmamalıdır ki özellikle erkeklerde çinko tüketiminin fazla olması da saç dökülmelerini hızlandırır. Bunun için içerisinde çinko bulunan yiyecekler tüketilirken dikkatli olunmalıdır.

Sık Sorulan Sorular

Ülkemizde internet kullanımının yaygınlaşmasından dolayı insanların estetik kaygılarını gidermek için çok sık kullandıkları bir ortam olmaya başladı. Saç dökülmesi sorunlarında bazen insanlar doktorlar yerine kendi başına davranarak bu tür ortamlarda satılan ve saç dökülmesini durdurması bir yana daha da arttıran bazı ilaçları, şampuanları ve farklı kimyasalları kullanabiliyorlar. Bu sebeplerden dolayı saç dökülmesine maruz kalındığı zaman öncelikli olarak doktora başvurulmalı ve en doğru bilgiyi ondan almalıyız. Bu konuda insanların kafasında herhangi bir yanlış bilginin olmaması gerekir.

Saç Dökülmesi Tedavisinde En Çok Tercih Edilen Yöntem Hangisidir?

Saç ekimi tedavisi seçilirken öncelikle saç dökülmesinin nedeni araştırılır ve ona uygun bir tedavi uygulanır. Saç dökülmesine sebep olan hastalıklar bazen iyileştirildiğinde saç dökülmesi de kendiliğinden durur ve yeniden saç çıkmaları görülür. Bazı saç dökülme tipleri de sadece ilaçla durdurulup eski haline getirilir. Günümüzdeki saç dökülmesi sorunu ile doktora başvuranların çoğunun saç dökülmesinin sebebi genetiktir. Erken tanı ile duruma el konulursa tedavi yöntemi olarak saç dökülmelerinin durdurulması ve saç köklerinin güçlendirilmesi işlemi uygulanır fakat saç dökülmeleri ilaçla geri dönülemez noktaya gelmişse farklı tedaviler uygulanır.

Saç dökülme oranı gözle görülür derecede artan bir bireyin tedavi olması için 3 tedavi yöntemi vardır. Günümüzde belirgin olarak kellik dediğimiz duruma gelmiş saç dökülmelerinde saç ekimi tedavisi daha çok tercih edilir. Saç ekimi ile kafanın yan taraflarından ya da ense tarafından alınan saç kökleri kellik olan yere enjekte edilir. Biraz ağrılı bir süre olduğu için tedavi sırasında çoğunlukla lokal anestezi kullanılır. Bunlara rağmen ülkemizde en çok tercih edilen yöntem olması, ülkemizdeki saç dökülme sebeplerinin çoğunun genetik kökenli olması. Yani herhangi bir hastalık ya da hormonal bir nedenden dolayı dökülmediği için hastalık iyileştikten sonra saç dökülmesinin durması gibi bir durum da söz konusu değildir. Bundan dolayı en çok erkeklerde görülmek üzere genetik sebeplerden dolayı ya da stres kaynaklı saç dökülmelerinin kellik durumuna gelmesinden sonra saç ekim tedavisi başarı oranı yüksek olduğu için daha çok tercih edilir.

Saç Dökülmesi Tedavisi Başarı Oranları Nedir?

Saç dökülmesinin tedavi yöntemi seçilirken tamamen hasta bazlı seçilir ve dolayısıyla hastadan hastaya değişen bir başarı oranı gösterebiliyor. Saç dökülmesinin nedeni belirlendikten sonra uygulanacak tedavi hastanın kellik durumuna göre ve tedaviden sonraki hastanın davranışlarına göre değişebilir ya da tedavi süresi uzayabilir. Fakat hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrası doktor tavsiyelerine uyan ve saç bakımı ile beslenmesine dikkat eden kısacası saç dökülmesine ortam hazırlamayan hastalar için en başarılı saç dökülmesi tedavisi saç ekimidir diyebiliriz. Fakat tamamen kellik durumunda değilse ve seyrelme varsa saç mezoterapisi uygulanır ve bunun da oldukça yüksek bir başarı oranı vardır. Bunun yanında ilaç kullanılarak saç dökülmesi tedavisi de başarı oranı yüksektir fakat çoğunlukla hastanın davranışları ile başarı şansı daha çok arttığı için diğer iki tedavi yöntemine oranla daha başarısız kalıyor denilebilir.

Sonuç olarak eğer kalıcı bir kellik varsa saç ekiminin başarı oranı yüksektir. Eğer seyrelme varsa saç mezoterapisi, dökülmelerin sıklığının arttığının farkına varılıyorsa ve hala gözle görülür bir kelleşme yoksa ilaç tedavisinin başarı şansı daha yüksektir.

Saç Dökülmesi Tedavisinde Kullanılan Doğal Yöntemler Nelerdir?

Ülkemizde özellikle erkeklerde saç dökülmeleri çok fazla görülür ve halk arasında saç dökülmeleri ile ilgili çok yanlış bilgiler yer alabilmektedir. Sosyal medyada ya da toplum içerisindeki fikirlerle hareket etmeden önce mutlaka bir doktorla konuşulmalıdır. Doğal yollarla saç dökülmelerini durdurmak mümkündür fakat bu yöntemleri öncelikle doktorların tavsiyesiyle kullanmalıyız aksi takdirde çok daha kötü sonuçlara yol açabiliriz.

Saç dökülmesinde kullanılan doğal yöntemler genellikle kellik durumu oluşmadan önce kullanılan yöntemlerdir. Kellik durumunda saç kökleri işlevlerini kaybettiği için doğal yollarla yeni saç kökü yaratmak pek mümkün değildir. Ancak saç ekimi ya da saç mezoterapisi gibi yöntemlerle yapılabilir. Saç dökülmesi normalin üstünde olan kişilerin bunları doğal yollarla girmesi oldukça kolaydır ve bu konuda doktorlardan ya da eczacılardan rahatlıkla bilgi alabilirler. Aktarların ve ilaç şirketlerinin geliştirdiği birçok ürün mevcuttur.

Öncelikle saç köklerini korumak ve saç dökülmelerini engellemek için beslenme şekline ve yemeklere dikkat edilmelidir. Vitamin, protein ve mineral ağırlıklı beslenmek saç dökülmelerini engellemekte kullanılan doğal bir yöntemdir. Fakat unutulmamalıdır ki gereğinden fazla içerisinde çinko bulunan yiyecekler tüketmek de saç dökülmelerine neden olmaktadır. Banyodan sonra saç köklerine ılık su ile masaj yapmakta gözeneklerin açılmasına yardımcı olacağı için uygulanabilir yöntemdir. Bunların yanı sıra aktarlarda bulunabilecek sardunya yaprağı, alma yağı, marul ve ıspanak ile hazırlanan saç maskeleri, horoz ibiği çiçeği diğer adıyla yabani kadife çiçeği suyu, ülkemizde çok kullanılan ve faydası bilinen kına, yonca suyu, soğan suyu ve sarımsak gibi doğal bitkilerin saç dökülmesi tedavisinde ve saçların güçlenmesi için kullanılabilecek yöntemlerdir.

Kimyasal Şampuanlar Saç Dökülmesine Neden Olur Mu?

Ülkemizde en çok kullanılan yanlış şeylerden birisi duş alırken fazlaca şampuan kullanmak ve kullanılan şampuanların ağırlıklı olarak kimyasal maddeler içermesi. Saç dökülmesinin önüne geçmek için ya da saçları korumak için olabildiğince şampuan az kullanılmalı ve su olabildiğince sıcak olmamalı. Şampuanların içerisinde bulunan kimyasallar saç köklerine etki ettiğinde, saç köklerinin yapısını bozabildiği için saç dökülmelerine neden olabilir. Bunun için piyasada bulunan her şampuan kullanılmamalı, bitkisel ve olabildiğince bilindik markaların ürünleri kullanılmalıdır.

Saç Dökülmesini Engellemek İçin Ne Yapmak Gerekiyor?

Saç dökülmesinin engellenmesinin en öncelikli yolu doktor muayenesinden geçmektir. Çünkü her saç dökülmesi her tedaviyle geçmiyor. Saç dökülmesinin nedeni öğrenildikten sonra ona uygun bir tedavi yöntemi ve saçlara davranış biçimi geliştirilebilir. Saç kökleri hassas yapılar olduğu için saç dökülmesi sorunu yaşamamak için öncelikli olarak beslenmeye çok dikkat etmek gerekiyor. Bunun yanında saçların rüzgar, aşırı sıcak su, tozlu ortamlar ve kimyasal içerikli şeylerden korunması gerekiyor. Bunun yanı sıra fazla kilolardan kurtulmak isteyen kişilerin saç dökülmesini engellemek için düzenli ve yavaş yavaş kilo vermeleri gerekiyor. Aksi takdirde vücut besinsiz kalır ve saç dökülmeleri oluşur. Dökülen saçları durdurmak için olabildiğince içerisinde demir, çinko, D vitamini, C vitamini ve protein bulunan yiyecekler ve içecekler tüketilmelidir.

Saç Dökülme Tedavilerinde Saç Yıkama Nasıl Olmalıdır?

Saç dökülmesi yaşayan kişilerin saçlarını yıkarken öncelikli olarak dikkat edecekleri şey suyun sıcaklığı ve kullanılan şampuanın türü. Suyun çok sıcak olması ve kimyasal içerikli şampuan kullanımı saç köklerini ve saç tellerini zayıflatarak saç dökülmesini hızlandırır. Saç dökülmesi tedavisi sonrası saç yıkamasına daha fazla dikkat edilmesi gerekir. Saç ekimi sonrasında saç köklerinin yeniden oluşturulması ve kanlanma olması için herhangi bir zarara uğramaması gerekir. Bunun için saç yıkaması sırasında kimyasal içerikli şampuan ve aşırı sıcak sudan kaçınılmalı. Olabildiğince bitkisel şampuanlar ve ılık su kullanılmalıdır. Saç mezoterapisi sonrasında da yine aynı şekilde saç köklerinin güçlendirilme işlemi olduğu için zayıflatacak kimyasal şampuanlar ve sıcak su kullanılmamalıdır.

Saç Dökülmesini Durdurmak Yeni Kök Çıkmasını Sağlar Mı?

Saç dökülmesi birden çok farklı sebeplerden dolayı meydana gelmektedir. Dökülen saçlar, eğer saç köklerinden koptuktan sonra saç kökleri işlevini kaybettiyse saç ekimi ya da saç mezoterapisi gibi işlemler uygulanmadıkça tekrardan oluşmaz fakat kanser gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan kemoterapi yöntemi saç dökülmesi gibi yan etkileriyle bilinir. Kemoterapi sırasında kullanılan ilaçların bazıları saç dökülmesine neden olmaktadır. Kemoterapi bittiğinde dökülen saçların tekrardan yerine gelmesi mümkündür. Ya da bazı hastalıklardan dolayı dökülen saçlar da hastalık tedavi edildikten sonra durur ve yeni saçlar oluşur.

Sonuç olarak her dökülmeden ya da her dökülme engellendiğinde yeni kök oluşmaz. Bunun yanı sıra her dökülmede de kalıcı kellik oluşmaz ve yeni saçların çıkması mümkündür. Saç kökleri eğer tamamen işlevini yitirdiyse ve çok fazla tahribata uğramışsa saç dökülmeleri engellense bile yeni kökler çıkmaz. Yeni kök çıkabilmesi için dışarıdan bir müdahale gerekir.

Saçın Sıklaşması İçin Ve Gürleşmesi İçin Ne Yapmak Gerekiyor?

Dökülen saçların çoğunluğunun sebebi genetik sebeplerden dolayı olması buna karşı önlem almayı ve dökülme yaşanmadan önce saç analizi yapmayı zorunlu kılıyor. Saç analizinde saç köklerinin durumu ve saç tellerinin durumu daha net anlaşılabileceğinden ona göre bir beslenme türü ve daha fazla dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda doktor tarafından hasta bilgilendirilmelidir. Olabildiğince fast food gibi yiyeceklerden kaçınmak ve beslenmeye dikkat etmek saçların daha güçlü durmasını sağlar. Bitkisel beslenmek ve özellikle protein ve vitamin ve mineral ağırlıklı beslenmek saç tellerini güçlendirip kalınlaştıracağından daha gür ve sık olacaktır. Bunun yanı sıra içeriğinde bulunan kükürt sayesinde soğan suyu kullanmak ve sarımsak kullanmak da saç köklerini besler zayıf saç köklerini güçlendirerek yeni saç tellerinin görünmesine dolayısıyla daha sık ve daha gür saçların oluşmasını sağlayacaktır. Saçların daha gür görünmesi ve daha sıklaşması için uygulanan bitkisel yöntemlerden biri de ısırgan otudur. Isırgan otunun kaynatılıp suyunun saçlara uygulanması saç sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Bunun yanında badem yağı, jojoba yağı, çam terebentin yağı ve aryan yağı gibi bitkisel yağlarda saçları daha gür ve sık olmasını sağlar.

Saç Dökülmesi Tedavi Edilmezse Tamamen Saç Kaybı Yaşanma Riski Nedir?

Saç köklerinin ve saç tellerinin zayıflaması saç dökülmesine neden olur. Zayıflayıp köklerinden ayrılan saç telleri yeniden ortaya çıkabilir fakat daha zayıf ve bu sefer daha kolay kopabilir bir şekilde çıkar. Bu tedavi edilmezse bir sonraki safhada saç kökleri işlevini yitireceğinden saç kaybı yaşanır. Bu durumun saçın birçok bölgesinde yaşanması kellik durumuna neden olur. Saç dökülmeleri tedavi edilmezse saç ekimi gibi tedaviler uygulanmadıkça kalıcı kelliğe neden olur.

Saç Ekimi Tedavisi Sonrası Çıkan Saçlarda Dökülme Gözlenebilir Mi?

Saç tedavisinin hastaya uygulanmasından sonra bir daha dökülmeyecek diye bir kaide yoktur. Saç dökülmesine neden olan her ne ise tedavi uygulandıktan sonra da tekrarlayabilir. Önemli olan tedavi sonrası aynı şeyleri tekrar etmemek ve olabildiğince saçlara iyi bakmaktır. Saç dökülmesi tedavisi sonrası doktorlardan da yardım alarak saç yıkaması nasıl yapılması, beslenme nasıl olmalı ya da hangi tür şampuanların kullanılması gerekir gibi konularda bilgi sahibi olunmalıdır.

Saç Dökülmesi Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?

Saç dökülmesine sebep olan onlarca faktör bulunmaktadır. Bunlardan yalnızca bir tanesi genetik faktör olduğundan dolayı ilk aşamada bu sorunun tespit edilmesi gerekmektedir. Kan değerlerinin, hormon değerlerinin ve bazı bakterilerin kontrol edilebilmesi için ilk aşamada dermatoloji polikliniğine başvurulması gerekmektedir. Sonrasında ise dökülmenin sebebine göre diğer bölümlere sevk işlemi gerçekleştirilecektir ya da dermatoloji polikliniğinde tedavi süreci başlatılacaktır.

Saç Dökülmesi Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Saç dökülmesi tedavisinin süresi, saç dökülmesini ortaya çıkaran faktöre göre ciddi değişiklikler göstermektedir. Basit bir mineral ya da vitamin eksikliğinde tedavi süresi oldukça kısa iken; saçkıran gibi sorunların varlığı durumunda tedavi bir yıla kadar uzayabilmektedir. Eğer genetik sebeplerden dolayı bir dökülme söz konusu ise saç dökülmesini tedavi etmek mümkün değildir. Bu aşamada da hasta farklı estetik uygulamalara geçene kadar saç dökülmesinin yavaşlatılması amaçlanır.

İlgili Bölümler
İlgili Hastalıklar