Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Fibromiyalji (Kronik Yorgunluk Sendromu) Tedavisi

Kronik yorgunluk sendromu, fizyolojik temele de dayanan; tetikleyicilerinin birçoğunu psikolojik alandan alan, tedavi edilmediği takdirde kişinin hayatı üzerinde oldukça olumsuz etkiler oluşturan bir hastalıktır. Hastalığın tıp literatüründeki adı fibromiyalji iken geçmiş dönemlerde miyofibrozit gibi isimler de kullanılmıştır. Bunun sebebi, hastalığın her geçen gün daha da iyi anlaşılıyor oluşudur.

Hastalığın tarihi oldukça eskilere dayanmaktadır. Günümüzden yaklaşık yüzyıl önce ilk tanımlamaları yapılsa da klinik açıdan kabul görmesi 1930’lu yılları bulmaktadır. Hastalığın nedenlerinin, ilerleyiş sürecinin ve son olarak tedavisinin net ilkelere bağlı olmaması hastalığı oldukça özel bir konuma sokmaktadır. Hastalığın isimlendirilmesi ile tanımı arasında bağlantı bulunmaktadır. Miyo kas anlamına gelir. Alji, genel ağrı durumunu ifade ederken fibro ise kasların tutunduğu bağları ifade etmektedir. Bu tanımdan hareketle fibromiyaljinin, kas bağ dokularında meydana gelen sürekli ağrı durumu olduğunu söyleyebiliriz.

Hastalığın etkileri genel olarak kişinin sosyal yaşamında ve psikolojik durumunda görülmekle birlikte aynı zamanda fiziksel bazı durumlar da oluşturmaktadır. Esasen romatizmal hastalıklar sınıfında bulunan fibromiyalji, vücudun on sekiz kritik bölgesindeki yumuşak dokularda meydana gelen iltihaplanma olarak bilinmektedir.

Hastalık çok geniş kitlelere yayılmış haldedir. Hastalığın belirtilerinin birçok diğer hastalıkla karıştırılıyor olması ve aynı zamanda birçok hastalıkla beraber görülüyor olması, yayıldığı kitleleri tespit etmekte oldukça büyük güçlükler ortaya çıkarmaktadır. İstatistiksel çıkarımlara dayanan verilere göre kronik yorgunluk sendromu toplumun yaklaşık olarak yüzde üçünde görülmektedir. Hastalığın görüldüğü ülkeler genelde gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerdir. Bunun sebebi, psikolojik yorgunluğun bu tip ülkelerde daha yüksek olmasıdır. Hastalık, tüm romatizmal hastalıklar içerisinde en sık karşılaşılan ikinci hastalıktır. Kadınlarda, erkeklere göre yaklaşık iki ile üç kat fazla görülmektedir. Her yaş grubunda ortaya çıkabilmekle beraber genelde yirmi ile elli yaş arasında yoğunluk mevcuttur. Ülkemiz, gelişmekte olan ülkeler sınıfında olduğu ve hizmet sektörü, çalışanların istihdamı açısından büyük bir alan kapladığı için hastalık çok sık görülmektedir. Yapılan hesaplamalara göre bir ile bir buçuk milyon arasında fibromiyalji hastası bulunmaktadır.

Hastalığın ortaya çıkardığı en büyük sıkıntı sosyal yaşamda karşılaşılan başarısızlığı tetiklemesidir. Hastalığın yoğun belirtilerle ortaya çıktığı vakalarda hayat kalitesi oldukça hızlı bir şekilde bozulur. Beraber görüldüğü ve sebep olduğu hastalıklar ile birbirlerini besleyen yapıda olmaları bu başarısızlık sürecinin pekişmesine sebep olur.

Hastalık diğer birçok hastalıkla beraber görülebilir. Görüldüğü hastalıklar da oldukça geniş bir skalada belirti verdikleri için, kronik yorgunluk sendromunun ayırıcı tanısının yapılması oldukça zor hale gelir. Kronik yorgunluk sendromunun ortaya çıkardığı hastalıklar da en az kronik yorgunluk sendromu kadar hayat kalitesini bozan hastalıklardır. Bunların başında da migren gelmektedir. Kronik yorgunluk sendromunun belirtilerinin ağırlığına göre migrenin de ağırlığı değişmektedir. Bazı fibromiyalji hastalarında migren, kişinin hayatını günlerce yaşanmaz hale getirebilmektedir. İki durum, iki hastalık sürekli olarak birbirini destekler ve besler niteliktedir. Ayrıca depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlarla da fibromiyalji ile beraber sıkça rastlanmaktadır.

Hastalığın belirtileri oldukça geniş bir skalada incelenir. Sindirim sistemini, bağışıklık sistemini, sinir sistemini ve solunum sistemini etkilediği durumlar mevcuttur. Bu bölgelerde fibromiyaljiden bağımsız olarak da fibromiyaljinin belirtilerine benzer durumlar ortaya çıkabilir. Bu durumların kısa aralıklarla ortaya çıkması, çıktığı kişide kronik yorgunluk sendromu olduğunu kanıtlamaz. Kronik yorgunluk sendromu tanısının konulabilmesi için hastalığın Amerikan Romatoloji Cemiyeti tarafından belirlenen standartlar içerisinde belirti veriyor olması gerekir. Örneğin mide problemlerinin kısa sürelerle görülmesi, ağrının aynı şekilde kısa sürelerle görülmesi hastalığın varlığına dair kanıt değildir. Kanıt sayılabilmesi için üç aydan uzun süreli ve belirli bir şiddette olmaları gerekmektedir.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. Mehmet Soy
İlgili Bölümler