Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Algoloji Tedavisi

Algoloji Tedavisi Hakkında
Algoloji Tedavisi Türleri
Algoloji Tedavisi Öncesi
Algoloji Tedavisi Sonrası
Sık Sorulan Sorular

Algoloji tedavisi sayesinde her türlü kronik ağrının yanı sıra sebebi bilinmeyen şiddetli ağrıların tedavi edilebilmesi mümkündür. Her ağrının kişi özelinde ayrı olarak ele alınıyor olmasıyla birlikte, özelleştirilmiş tedavi yaklaşımı niteliğine sahiptir. Hastalara yönelik olarak detaylı muayene gerçekleştirilmesinin ardından ağrı uzmanının hastaya en uygun seçeneklerini belirlemesiyle algoloji tedavisi başlatılabilir. Pek çok ileri tedavi yönteminin tedavi içeriğine dâhil olmasıyla beraber günümüzde oldukça özel seviyede uygulanması tamamlanan bir yöntem konumunda bulunur.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. Ufuk Utku

Algoloji Tedavisi Hakkında

Ağrılar birey özelinde iki farklı tipte incelenir durumdadır. Hastalığın habercisi olan ağrılar ve belirli bir hastalık nedeniyle oluşan ağrılar. Bazı durumlarda sebebi bulunamayan şekilde baş gösteren ağrıların yaşanabiliyor olması hayatı yüksek derecede olumsuz etkiler. Tüm ağrıların her kişi özelinde farklı şekilde tanımlanarak çözümlenmesine dayalı bir tedavi yöntemi olarak bilinen algoloji, en iyi sonuçların alınabilmesine olanak sağlar. Her birey özel olarak incelenmelerinin ardından tedavinin başlatılabilmesine uygunluk durumuna sahiptir. Yeni teknolojilerle desteklenmekte olan algoloji tedavisi her zaman yüksek derecede fark yaratan bir ağrı tedavisi durumudur. Çeşitli ağrılar için kullanılabilir olmasıyla beraber tamamen kişiye özel olarak değerlendirilebilir. Ağrının hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrasında ağrısının gözden geçirilmesi algoloji tedavi yönteminin tam anlamıyla etkisinin görülebilmesine etki eder.

Tedavi, her hasta özelinde ayrı olarak şekillendiriliyor olduğu gibi dolayı temel olarak yaşam kalitesinin artırılmasını hedef alınır. Ağrılar sebebiyle günlük hayatın içerisinde bir takım sorunların yaşanabilmesi olasılığının yanı sıra aynı zamanda bir o kadar da rahatsızlık verici derecede belirli bölgelerde oluşan ağrı sebebiyle yakınma görülebilmesi mümkündür. Algoloji tedavisi günümüzün modern ve yenilikçi uygulamalarından biri olarak tercih edilir.

Algoloji Nedir?

Algoloji, ağrı bilimi olarak genel bir tanıma sahiptir. Ağrı kaynağı olması muhtemel sebepleri inceler, bunları; fizik muayene yöntemi, radyolojik yöntem veya elektriksel teşhis teknikleriyle ortaya koyar. Teşhisin konulmasının ardından ağrının kaynağına ve direkt olarak ağrıya yönelik olarak ilaç yöntemine ek olarak girişimsel yöntemlerle tedavinin gerçekleştirilmesi sağlanır. Gerekli görüldüğü durumlar özelinde hastaları yönlendiren bir daldır. Algoloji, uzun süreli devam eden ağrı ve tedavisi özelinde incelenir.

Ağrı kavramı pek çok kişinin zihninde sızlama ve zonklama olarak şekillenen bir kavram olarak ön plana çıkar. Algoloji bölümünün incelediği hastaların büyük bölümünde ağrı haricinde; acıma, uyuşma, karıncalanma, yanma ve soğuma olarak şikâyetlerin görülebilmesi muhtemeldir. Uzun bir periyot halinde görülen ağrı, hem soysam hem de psikolojik sorunları beraberinde getiren bir durumdur. Bu gibi durumlar için ağrı dışı yakınmalar da algolojinin değerlendirme ve tedavi alanına girer.

Algoloji, her ağrıyı kendi özelinde inceleyerek değerlendirmesini ayrıntılı olarak gerçekleştiren ağrı bilimi olmasıyla çok sayıda hastalığın başarıyla çözüme kavuşturulabilmesinde de etkilidir. Diğer bilim dallarının yetersiz kaldığı ağrı durumlarında veya tedavi için uygun yöntemin bulunamadığı durumlarda algoloji hem gelişmiş hem de detaylı olarak inceleme yapar.

Ağrı Kliniği Nedir?

Ağrı kliniği, farklı tipteki ağrıların tedavi edilebilmesi için mevcut olan özel kliniktir. Akut veya uzun vadeli olarak hem sebebi bilinen hem de sebebi bilinmeyen ağrıların incelenmesinde etkilidir. Farklı tipte ağrıların ağrı kliniğinde inceleniyor olmasıyla beraber oldukça geniş bir yelpazeye dağılım gösterdiği görülür. Ağrıların sadece tedavisi için değil aynı zamanda neden kaynaklı olarak bireysel olarak sorunlara yol açtığının belirlenebilmesi olanağını sağlar.

Klinikte aktif şekilde tedavilerin gerçekleştiriliyor olmasıyla beraber, birey özelinde uygulanan yöntemlerle beraber yüksek seviyede başarılı sonuçların alındığının görülebilmesi mümkündür. Ağrı kliniğinde genel olarak inceleme yerine her hastanın ağrısına yönelik olarak özel şekilde incelemenin gerçekleştiriliyor olmasıyla beraber maksimum seviyede hasta özelinde en iyi sonuçların elde edilebilmesi sağlanır.

Algoloji Bölümünde Hangi Hastalıklar Tedavi Edilir?

Algoloji bölümünde tedavi edilen hastalıklar çok çeşitli olduğu gibi aynı zamanda farklı bölümlerde tedavilerinin yetersiz kalabileceği hastalıklardır. Tedavinin gerçekleştirilmesi aşamasında uygulanan tekniklerin her biri son derece özel sonuçların alınabilmesinde etkili seviyede rol oynar. Yaşanan ağrıların öncelikli olarak incelenmesiyle beraber teşhisin kurulabilmesine olanak sağlanır. Uzman tarafından tüm detaylarıyla beraber hastalıklara dair verilerin edinilmesinin ardından tedavi süreci başlar. Çok sayıda hastalığın tedavisinin gerçekleştirilebildiği bir bölüm olması itibariyle, yüksek derecede öneme sahiptir. Hastalıktan kasıt, algoloji bölümünde ağrı ve ağrıyı oluşturan bölgelerde yaşanan sorunlar olarak tanımlanır. Her hastanın yaşam standartları farklı seviyede olduğundan dolayı tedavinin gerçekleştirilmesi esnasında farklı sonuçların görülebilmesi mümkündür. Tüm hastalarda yaşanan ağrı sorunlarının ortadan tamamen kaldırılabilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen tedavilerin tamamı birbirinden ayrılır. Her bireyin ağrısının özel olarak değerlendirildiği bir bölüm olarak ön plana çıkıyor olmasıyla beraber algoloji bölümünde; bel ağrıları, bacak ağrıları, boyun ağrıları, baş ağrıları, sırt ağrıları, omuz ağrıları, kol ağrıları, nevraljiler, damar tıkanıklığına bağlı ağrıları, kanser ağrıları ve nedeni bilinmeyen ağrıların tedavi edilmesine yönelik olarak aktif olarak uygulamalar gerçekleştirilir. Nedeni bilinen ve bilinmeyen ağrılar için tedavinin gerçekleştirildiği bir bölüm olarak kazandığı önemle beraber, bu konu üzerine alternatif yoktur. Algoloji bölümü ağrıların tamamen tedavi edilerek iyi bir yaşama sahip olmayı engelleyen tüm faktörleri ortadan kaldırma üzerine tedavilerin uygulanması olanağını sağlar.

Bel ve Bacak Ağrıları

Bel ve bacaklarda görülen ağrılar en sık rastlanan ağrılardır. Genel olarak bazı hastalıkları işaretçisi olabileceği gibi, uzun süreli hareketsiz kalma ya da uzun süreli olarak hareket etmeye bağlı olarak oluşabilmesi muhtemeldir. Bazı durumlarda sebeplerinin bulunamıyor olması nedeniyle farklı hastalıklardan kaynaklı olarak ortaya çıkabileceği düşüncesi bulunuyor olmakla beraber algoloji tedavisi sayesinde bel-bacak ağrılarının ortadan kaldırılabilmesi mümkündür. Vücudun aktif olarak kullanılan bölgeleri olduklarından dolayı, bu noktalarda ağrı yaşanmasıyla beraber oldukça zorlayıcı sonuçların görülebilmesi mümkündür. Bel-bacak ağrıları nedeniyle hayatın farklı zaman dilimlerinde istenmeyen sonuçların görülebilmesi olasılığı da bulunur. Algoloji, bel-bacak ağrılarını derinlemesine inceliyor olmasıyla beraber en iyi tedavi sonuçlarının alınabilmesine etki eder. Her hastada yaşanan ağrıların özel olarak değerlendiriliyor olmasıyla beraber bu ağrılar için de aynı şekilde özel olarak gerçekleştirilen incelemelerin ardından en uygun tedavi yönteminin seçilerek tedaviye başlanması sağlanır.

Boyun Ağrıları

Boyunda farklı sebeplere bağlı olarak ağrı gözlenebilmesi sıklıkla gerçekleşen bir durumdur. Tüm ağrı durumları için özel seviyede gerçekleştirilen algoloji tedavisiyle beraber sorunun temelinden çözülebilmesi hedef alınır. Boyunda yaşanan ağrılar algolojinin en çok uygulandığı ağrılar olmalarıyla beraber, tedavisinin gerçekleştirilmesiyle boyunda hayatı etkileyecek seviyede ağrıların kalmaması sağlanır. Otururken, yürürken veya hayatın farklı bir anında verdiği rahatsızlık seviyesi son derece yüksek olduğundan dolayı boyun ağrılarının neden sebep olduğu sorunlar çok çeşitlidir. Akut veya mesleksel olarak gelişebilen boyun ağrılarının neden dolayı ortaya çıktığının görülebilmesine yönelik olarak incelemenin algoloji uzmanı tarafından gerçekleştirilmesiyle birlikte boyunda mevcut olan sorunun teşhisinin koyulması ve ardından tedaviye başlanması sağlanır. Boyun, vücuttaki en kompleks eklem olmasıyla beraber algoloji tedavisi ile boyun ağrılarının öncelikli olarak en aza indirgenmesi ve sonrasında da tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik olarak çalışma sağlanır.

Baş Ağrıları

Hemen herkesin hayatında en az bir kere yaşadığı baş ağrısı, en çok karşılaşılan sağlık şikâyetleri arasında yer alır. Algoloji tedavisi gerektirecek kadar yoğun olarak ortaya çıkan baş ağrıları genel itibariyle uzun süreli olarak geçmeyen şiddetli baş ağrılarıdır. Ağrının yüksek derecede şiddetli bir hale gelmesi nedeniyle, bireysel açıdan beklenmeyen sorunların oluşmasında da etkili olması mümkündür. Baş ağrılarının oluşum sebebi yüksek derecede çeşitlilik gösterir. Her baş ağrısının aynı şekilde incelenmesi yanlış tedavileri beraberinde getirebileceğinden dolayı, algoloji hasta özelinde baş ağrılarının teşhisin koymada etkili sonuçlar alınmasına olanak sağlar. Belirli kesintilerle sürekli olarak görülen ağrıların yaşanabilmesi muhtemel olduğu gibi aynı zamanda kesintisiz halde devam eden ağrıların yaşanabilmesi de söz konusudur.

Hayatın pek çok anında baş ağrıları nedeniyle sorun oluştuğu gözlenir. Baş ağrılarının tam anlamıyla çözüme kavuşturulabilmesinde algoloji tedavisiyle yürütülen programda hem teşhis konulur hem de iyileştirme süreci başlatılır. Çeşitli tipte olan baş ağrılarının giderilebilmesinde etkisi oldukça yüksek seviyede değerlendirildiğinden dolayı en iyi çözümlerin elde edilebilmesi mümkündür.

Sırt Ağrıları

Sırt ağrıları, sırt bölgesinde yoğun olarak kendisini hissettiren ağrılardır. Genel itibariyle omuz bölgesinin hemen altından başlayarak sırtın bitimine kadar uzanan bölgeyi kapsar. Son derece rahatsızlık verici olan sırt ağrıları, farklı yaş gruplarında görülebilecek ağrılardır. Hayat kalitesine negatif anlamda etki ediyor olması nedeniyle en kısa süre içerisinde tedavisinin gerçekleştirilmesi benzersiz sonuçların alınabilmesine doğrudan etki eder. Sırt ağrısı oluşumunu tetikleyecek belli başlı sebepler bulunabileceği gibi sebebi tespit edilemeyen durumlar nedeniyle sırt ağrılarının yaşanabilmesi olasıdır. Algoloji, sırt ağrısına net şekilde çözüm üretme amacına sahip bir bölümdür. Mevcut olan ağrıların merkezinin tespit edilebilmesi için bireysel olarak hasta özelinde incelemenin gerçekleştirilmesinin ardından teşhis konulan bölge için tedavi yöntemi uygulaması başlatılır. Algoloji tedavisi aktif olarak uygulandığı dönemde sırt bölgesindeki ağrılarda belirgin seviyede azalma yaşanabilmesi söz konusu olur. Sırtın geniş bir alanını kapsayabileceği gibi aynı zamanda sadece belirli bir bölümünü de kapsayabilecek özellikte ağrıların, en kısa süre içerisinde tedavi edilmesi önem arz eder

Omuz ve Kol Ağrıları

Sebebi bilinen ve bilinmeyen omuz-kol ağrılarının tamamen ortadan kaldırılabilmesinde doğrudan etkili olan algoloji tedavisi sonucunda çok sayıda hastanın bu bölgelerde yaşadığı ağrıları sonlandırılmıştır. Omuz-kol ağrıları ciddi derecede ağrı durumlarını oluşturabilecekleri gibi aynı zamanda her zaman dikkate alınmaları gereklidir. Günümüzde en yaygın ağrılar içerisinde değerlendiriliyor olmalarıyla beraber tekrarlı olarak ortaya çıkabilirler. Kendisini belirgin seviyede belli eden ağrıları olmalarıyla beraber tam anlamıyla farklarını ortaya koyan özellikte olurlar. Hareket ettirildiklerinde veya hareketsiz haldeyken ağrı başlangıcının oluşabilmesi muhtemel durumlardan biridir. Gün içerisinde çoğu kez omuz ve kol bölgesinin aktif olarak kullanılıyor olması nedeniyle, buralarda yaşanan ağrılar aksamaya sebebiyet verebilecek türden ağrılardır. Omuz ve kol ağrılarının kesin olarak tedavisinin gerçekleştirilebilmesinde etkili olan algoloji sayesinde etkili derecede sonuçların görülebilmesi olanağı bulunur. Hem beklentileri karşılayan hem de en etkili şekilde tedavi edilebilme olanağını beraberinde getiren algolojinin uygulanması yaşanan ağrıların sona ermesinde rol oynar. Tedavinin başarılı sonuç vermesinde değişken değerler bulunur.

Nevraljiler

Yüz ve baş bölgesinde görülen sinir ağrısı olarak tanımlanan nevraljiler, tedavi edilmediği durumlarda yoğun olarak hissedilebilme durumunu beraberinde getirir. Periyodik halde belirli bir düzende ortaya çıkabileceği gibi aynı zamanda sürekli olarak da görülebilmesi olasıdır. Belirli bir alanı kapsayan sinirler nedeniyle ortaya çıkıyor olmasıyla beraber rahatsızlık edicilik seviyeleri son derece yüksektir. Nevraljiler ilk kez görüldükleri andan itibaren dikkate alınması gereken bir hastalık türüdür. Algoloji tedavisiyle çözüme odaklı olarak tedavinin gerçekleştirilebilir durumda olmasıyla beraber vakit kaybetmeden hastaya özel olarak uygulamaların yapılması sayesinde en iyi sonuçların elde edilebilmesi olanağı bulunur. Nevraljiler her açıdan yüksek derecede olumsuzluğa sebebiyet veren sağlık sorunu şeklinde değerlendirildiği gibi beraberinde getirdiği ağrılar bakımından görüldükleri her an belirgin seviyede sorun yaşanabilmesini muhtemel hale getirirler. Algoloji, farklı tipte görülen nevraljiler için başlıca tedavi yöntemi olarak tanımlanabilir özelliğe sahiptir. Trigeminal Nevralji, Zona Sonrası Nevralji, Oksipital Nevralji ve Glossofaringeal Nevralji türlerinin tamamına yönelik olarak tedavinin uygulanabilmesi algoloji sayesinde mümkün kılınmış durumdadır.

Damar Tıkanıklığına Bağlı Ağrılar

Damar tıkanıklığı sorunu yaşayanlar, genel olarak damar tıkanıklığının bulunduğu bölgede rahatsız edici belirginlik seviyesinde ağrı yaşarlar. Kan akışının başarılı şekilde gerçekleştirilememesine neden olabilen damar tıkanıkları belirli bir sürenin ardından çok daha ileri seviyede sonuçların görülebilmesi olasılığını beraberinde getiriyor olduğundan dolayı, ağrının da ilerlemesine sebebiyet verebilir. Damar tıkanıklığına bağlı şekilde sıklıkla görülen ağrıların çözüme kavuşturulabilmesi için algoloji tedavisinin gerçekleştirilebilmesi yüksek derecede öneme sahiptir. Belirli dönemler halinde iyileşmeyi beraberinde getirebileceği gibi aynı zamanda damar tıkanıklığına bağlı olarak gelişen ağrıların tamamen ortadan kaldırılabilmesi olanağını sağlar. Bölgenin net olarak belirlenebilmesinde etkili olduğu gibi gerçekleştirilen müdahale her zaman yüksek seviyede çözüm odaklıdır. Algoloji tedavisinin sunduğu çözümlerden faydalanmak damar tıkanıklığa bağlı oluşan ağrıların tamamında belirgin seviyede gelişim yaşanabilmesi olanağını beraberinde getirecektir. Tedavide uygulanan yöntemlerin gelişmiş olmasının yanı sıra tam olarak ağrıya yönelik olarak gerçekleştiriliyor olduğundan dolayı, fark yaratan sonuçların alınabilmesi her zaman mümkündür. Algoloji tedavisiyle damar tıkanıklığı ağrısı yaşayan bireylerde uzun vadeli olarak gerçekleştirilen iyileşme süreciyle beraber kronik veya akut olarak yaşanan ağrılardan uzaklaşabilme olasılığı yüksek derecededir.

Kanser Ağrıları

Alışılagelmiş ağrılardan çok daha farklı seviyede gelişim gösterebilen kanser ağrıları, farklı kanser tiplerinin ortak etkisi olarak tanımlanır. Ağrı kliniğinde kanser ağrılarının minimum seviyeye indirilebilmesi ve zaman içerisinde tamamen ortadan kaldırılabilmesi için çalışma yapılır. Kanser ağrıları; kanserin hangi türde olduğuna, evresine, nerede olduğuna ya da tedavi uygulamalarının herhangi bir sinir dokusunda hasar oluşturup oluşturmadığına göre farklı seviyelerde görülür. Algoloji tedavisinin doğru şekilde gerçekleştirilebilmesi için, tedavi planlamasının yapılması gerekir. Kanser ağrıları aşağıdaki şekillerde görülür:

Kemik ağrısı: Kanserin kemiklere ulaşmasıyla ortaya çıkarlar. Bir veya birden fazla kemiğin zarar görmesine neden olur. Kemik zarları nedeniyle en ağrılı seviyede yaşanabilmesi muhtemeldir. Kemiğin içerisinde mevcut olan tümörün kemiği şişirebilmesi ve zarar verebilmesi mümkün olduğundan dolayı kemik ağrısının oluşumuna da zemin hazırlanır. Zonklama veya baskı hissiyle kendisini gösterir.

Yumuşak doku ağrısı: Kasları veya iç organları saran kanserlerden kaynaklı olarak görülen ağrılardır. Yumuşak dokulara, şişme veya büyümeye bağlı olarak gerilmeden dolayı zarar verilmesi nedeniyle görülür. Ağrılar keskin, kramp veya zonklama şeklinde ortaya çıkabilir.

Sinir Ağrısı: Sinirlerde hasarın bulunduğu veya omuriliğe baskının olduğu durumlar için görülen bir ağrıdır. Yanma, karıncalanma, batma ve bıçak saplanır hissini beraberinde getiren ağrılardır.

Hayalet ağrı: Vücut bölgesinde kanser nedeniyle kesilen bölgede belirgin derecede hissedilen dayanılmaz seviyede hissedilirler. Güç şekilde tedavi edilebilen kanser ağrısı tipidir.

Kanser ağrılarının tedavisinde etkili olan algoloji tedavisi, günümüzde aktif olarak uygulanıyor olduğu gibi başarılı sonuçların alınabilmesine de doğrudan etki eder. Yüksek derecede fark yaratmayı başaran özellikte olmasıyla beraber farklı şiddetlerdeki kanser ağrılarının giderilebilmesinde rol oynar.

Nedeni Bilinmeyen Ağrılar

Nedeni bilinmeyen ağrılar, nedeni bilinen ağrılara göre tedavisi daha zorlu ağrılar olarak incelenebilirler. Uzun süreli olarak devam etmeleri durumunda belli başlı sorunları ifade ediyor olmaları nedeniyle yüksek derecede tehlikeli hal alabilen ağrılardır. Kesinlikle gözden gelinmemesi gereken nedeni bilinmeyen ağrılar, vücudun farklı noktalarında ortaya çıkabilme özelliğini taşırlar. Algoloji nedeni bilinmeyen ağrılar üzerine çalışma yapıyor olmasıyla beraber tedavinin gerçekleştirilmesi, yapılan incelemenin ardından gerçekleştirilebilir. Göğüs Ağrıları: Göğüsün sağ, sol veya orta kısmında meydana gelen ve nedeni bilinmeyen ağrılar olarak görülürler. Ani başlangıca sahip olabildikleri gibi aynı zamanda belirli periyotlar halinde uzayabilen ağrılardır. Göğüs bölgesinin geneline de yayılabilirler. Karın Ağrıları: Karın ağrılarının genel itibariyle belirli bir sebebi bulunuyor olduğu gibi teşhisinin konulabilmesi de kolaydır. Nedeni bilinmeyen ağrı durumu nadiren karın bölgesinde de görülebilir. Net olarak açıklanamaz olması dolayısıyla karın bölgesindeki organlarda da hissedilir seviyede ortaya çıkabilmesi olasılığı bulunur. Baldır Bölgesi Ağrısı: Algoloji tedavisi kapsamında değerlendirilebilecek ağrılardan birisi olmasıyla beraber baldır bölgesi ağrısı, genelde adım atarken sıklıkla görülür. Sakatlanmanın haricinde olan durumlarda ortaya çıkması nedeni bilinmeyen ağrılar kategorisinde sınıflandırılır. Derinin alt kısmında olan sebeplerin baldır bölgesinde teşhis edilebilmesi oldukça zorlayıcı bir durumdur.

Genel Vücut Ağrısı: Vücudun genelinde ağrı görülüyorsa, nedeni bilinmeyen ağrılar kategorisinde değerlendirilebilmesi mümkündür. Net olarak belirli bir bölgeyi kapsamayan ağrı durumunda değerlendirmenin genel olarak yapılması söz konusudur.

Eklem Ağrıları: İnsan vücudunda eklemler sistemin en önemli parçalarından birisi olmalarıyla beraber oldukça büyük önem taşırlar. Eklemde ağrılar genellikle yaşla ilişkilendiriliyor olsa da genç ve orta yaşlı bireylerde de nedeni bilinmeyen ağrılar kategorisinde oluştukları gözlenir. Eklem ağrıları yüksek derecede rahatsız edici ağrılar olmalarıyla beraber algoloji tedavisi kapsamında değerlendirilirler.

İskelet Sistemi Ağrıları: Nedeni genel itibariyle net olarak bilinmeyen iskelet sistemi ağrılarına yol açan pek çok farklı sebep bulunuyor olabilir.

Nedeni bilinmeyen ağrılar için uygulanabilir bir tedavi yöntemi olan algoloji tedavisi, başarı oranı yüksek bir tedavi kategorisinde bulunur. Her zaman farklı bölgelerde farklı şiddette ağrı yaşanabilmesi muhtemel olduğundan dolayı, tedavinin temel amacında bireyler özelinde hastalıkların öncelikli olarak nedenlerinin bulunması ve ardından tedavi uygulamalarının başlatılması olarak belirlenmiştir. Belirli bir sebebe bağlı olarak gelişen ağrılara göre daha tehlikeli olabilecek ağrılar olarak tanımlanıyor olmalarıyla beraber, özellikle uzun periyot halinde devam etmeleri durumunda dikkate alınmaları yüksek derecede öneme sahiptir. Tedavi zorlu olsa da, algolojiyle mümkündür.

Akut Ağrı Nedir?

Akut ağrılar, genellikle nedeni belli olan ağrılar olarak tanımlanırlar. Ani darbe ve travmalar sonucunda ortaya çıkarlar. Belirli bir hastalıkta genellikle yeterli seviyede ağrı kesici kullanılmaması durumunda da akut ağrı hissedilir. Özellikle ameliyat sonraları bu duruma verilebilecek en iyi örnekler arasında bulunur. Çoğunlukla iyileşmeyle geçen ağrı tipi durumundadırlar. Belirli bölgeler ve sebeplere yönelik olarak gerçekleştirilen tedavinin ardından akut ağrının sonlandırılması mümkündür. Dokunun kendini iyileştirmesi durumu, akut ağrının geçmesini sağlayan temel faktör olarak bilinir. Akut ağrıların tedavisinin gerçekleştirilmemesi durumunda kronik ağrılara dönüşebilmesi söz konusudur. Ani başlangıca sahip olan akut ağrıların kronikleşmesi istenmeyen bir durum olarak değerlendirilir.

Kronik Ağrı Nedir?

Akut ağrıdan farklı olarak incelenebilecek ağrılardır. Kronik ağrı, sinir hücrelerinin çalışmalarında meydana gelen bozulmalardan kaynaklı olarak ortaya çıkar. Kronik ağrılar belirli periyot aralıklarında sık veya uzun süreli tekrarlayabilen ağrılardır. 3-6 aylık dönemde devam eden ağrıların genel adıdır. Kronik ağrı, akut ağrıdan farklı olarak mutlaka belirli bir doku hasarından kaynaklı oluşmaz. Oluşum sebebinin farklı olması ve uzun süreli olarak ağrıların devam ediyor olmasıyla beraber belirginleşir. Bir ağrının akut olup olmadığının tespit edilmesi yüksek derecede öneme sahip olur. Kronik ağrıların sürekliliğini koruyor olması, ilerleyen zaman dilimlerinde şiddetlerinin de artmasına neden olabilecek temel faktörler arasında değerlendirilir. Tedavi süresi akut ağrılara göre daha uzun süreli olarak devam ediyor olduğu gibi tamamen ağrının kesilebileceği şekilde tedavi uygulamaları kronik ağrı için gerçekleştirilebilir olarak değerlendirilir.

Kronik Ağrılar Yaşam Kalitesini Nasıl Etkiler?

Kronik ağrılar, uzun süreli olarak devam ettiklerinden dolayı vücudun pek çok farklı bölgesinde çeşitli olumsuzluklarla sürekli olarak karşı karşıya kalabilme ihtimalini oluşturan ağrılardır. Hayatın içerisinde gerek işte gerek evde gerekse de bir aktivite esnasında ortaya çıkabilen kronik ağrılar, kötü yaşam kalitesine sahip olabilmeyi beraberinde getirir. Ağrıların şiddeti hafif olsa bile düzenli ve bununla birlikte rahatsız edici olduğundan dolayı kaliteli bir yaşamı engeller seviyededir. Kronik ağrıların gelişimleri akut ağrılardan farklıdır. Bu nedenle yaşam kalitesini azaltma noktasında da belirgin seviyede olumsuz sonuçların görülebilmesine doğrudan etki ederler. Kronik ağrılar yaşam kalitesine etkisi açısından son derece istenmeyen durumları beraberinde getirir. Yaşam kalitesinin olumsuz anlamda etkileniyor olmasıyla beraber pek çok farklı anda ağrı nedeniyle yakınmalar görülür.

Yaşam kalitesinin düşüşünde doğrudan etkili olan ağrıların kronik olarak görülmesi fiziksel olarak sorun yaşanmasına neden olacağı kadar psikolojik açıdan da sorun yaşanmasına sebep olur. Hayatın içerisinde kronik ağrılar nedeniyle tetiklenebilecek belli başlı psikolojik sorunlar yüksek derecede fark yaratır. Uykuda düzensizlik ve depresyon gibi başlıca sorunları beraberinde getirebilecek özellikteki kronik ağrılar çoğu zaman istenmeyen şekilde sonuçlanır.

Algoloji Tedavisi Türleri

Algoloji tedavileri tamamen bireysel olarak ağrılara göre şekillendiriliyor olmakla beraber, en iyi sonuçların alınabilmesi olanağını yüksek seviyede tutar. Tedavi türlerinin kendisine özel olmasıyla beraber her ağrı şiddeti özelinde uzman tarafından yapılan belirlemeyle, ağrı şiddetinin azaltılarak sonrasında tamamen ortadan kaybolmasını sağlamaya yönelik gerçekleştirilir. Her tedavinin kendi içerisinde özel bir yönteme dayanıyor olmasıyla beraber ağrıların tamamen iyileştirilebilmesine yönelik olarak geliştirilmiş durumdadırlar. Algoloji tedavisi türleri sebebi bilinen ve bilinmeyen ağrıların tamamını kapsayacak şekilde uygulanır. En gelişmiş ağrı tedavilerini içeriyor olduğu gibi ileri teknolojinin kullanılması söz konusudur.

Girişimsel Ağrı Tedavisi

Ağrı tedavisi için girişimsel yöntemlerin uygulanması, morfin de dâhil olmak üzere pek çok ağrı kesici ilaçla beraber, kemoterapi ve radyoterapi gibi tıbbi tedavilerden yanıt alınamadığı durumlarda gerçekleştirilir. Ağrının 3 ila 6 ay arasında sürmüş olması gerekliliğini bulunduran girişimsel ağrı tedavisi, temel olarak ağrıyı ileten sinir yollarındaki iletinin durdurulması tekniğine dayanır. Sinirdeki iletinin durdurulabilmesi için sinirleri tahrip edecek ilaçlarla beraber iğne kullanımına dayalı olarak yöntemin uygulanması gerçekleştirilir.

Etki derecesi son derece yüksek olmasıyla beraber radikal tedaviler öncesinde bir basamak olarak da kullanılır. Hastalar özelinde büyük ameliyat gerçekleştirilmesine gerek kalmadan ağrıyı kesmeye yönelik olarak girişimsel ağrı tedavisinin aktif olarak uygulanmasıyla beraber aynı zamanda bir o kadar da başarılı geri dönüşlerin alındığının görülebilmesi mümkündür. Girişimsel ağrı tedavisinde uygulanan yöntemler tıbbi açıdan son yıllarda özellikle dünya çapında tercih edilmeye başlanmış olmalarıyla beraber hasta özelinde ağrıların kesilebilmesinde etkili olur. Vücudun her bölgesinde hissedilen ağrılar için girişimsel ağrı tedavisinin gerçekleştirilebilmesi mümkündür.

Düzenli Kullanılan İlaçlarla Geçmeyen Ağrılar

Girişimsel ağrı tedavisi, düzenli kullanılan ilaçlarla geçmeyen ağrılar için tercih edilir. Sinirlerdeki ağrı iletiminin kesilememesinden kaynaklı olarak ilaçlarla geçmeyen ağrılar görülebilir. Girişimsel ağrı tedavisinin uygulanması yüksek derecede etkiye sahip olduğu gibi, sinirlere doğrudan etki etme amacıyla uygulanan bir yöntem olarak kabul görür.

Girişimsel Ağrı Tedavisinde Uygulanan Yöntemler

Ağrıların kesilmesinde diğer yöntemlerin etki etmez durumda olmasıyla beraber girişimsel ağrı tedavisi uygulamasına başvurulur. Çeşitli farklı yöntemlerin kullanılabilir olması sayesinde yöntemlerin her biri ayrıcalıklıdır. Girişimsel ağrı tedavisi başlatılmadan önce, hastaların diğer farklı yöntemlerle iyileştirilemez durumda olup olmadıklarının kontrol edileceği gibi aynı zamanda ağrılarının ne seviyede oldukları da gözden geçirilir. Girişimsel ağrı tedavisinde uygulanan yöntemler son çare olarak kabul ediliyor olmalarıyla beraber aynı zamanda birbirlerinden farklılık gösterirler. Ağrının mevcut özelliklerine, bulunduğu bölgeye ve ne kadar süredir yaşandığına kadar geniş bir yelpazede yapılan değerlendirmeler sayesinde uzman tarafından incelemenin ardından girişimsel ağrı tedavisi yönteminin belirlenmesi mümkündür.

Epidural Lizis

Epidural bölge üzerinde farklı nedenlere bağlı olarak oluşum gösteren lezyonlar, ağrı sebebi olarak tanımlanırlar. Genel itibariyle yara dokusun kaynaklı olarak sinirlere baskı yapılması durumuyla kalıcı ağrı görülür. Epidural bölgede yer alan lezyonların bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans yöntemleriyle taranması son derece güç bir durumdur. Özel olarak taramanın gerçekleştirilmesi hazırlık süreci olarak kabul edilir. Epidural lizis, ağrıya sebebiyet veren epidural lezyonun içerisine kateter yerleştirilmesi ve lezyonun tamamen ortadan kaldırılmasına dayalı bir girişimsel ağrı tedavi uygulaması konumunda bulunur. Lezyonun içerisine hipertonik tuz çözeltisi verilmesiyle beraber, lezyon ve yapışıklıkların giderilmesi yöntemine dayanır.

Epidural lizis yönteminde, hastalar 3 gün süre boyunca hastanede yatırılır. 3 günlük süre boyunca 30 dakikadan oluşan seanslarda, lezyon içerisinde uygulamanın gerçekleştirilmesi söz konusudur. Bireylerin hastanede kalma süreleri boyunca damar yoluyla, taburcu edilmelerinin ardından da ağız yoluyla 5 gün süreli antibiyotik tedavisinin gerçekleştirilmesiyle enfeksiyon riski yok edilir.

Epidural lizis girişimsel ağrı tedavisinin sonrasındaki dönemde hasta bireylerin %80’lik kısmında ağrılarda azalma veya kaybolma görülür. Motor işlevlerin belirgin derecede düzelmeye başlamasında da etkili olan tedavi uygulaması olması sayesinde başarı oranı oldukça yüksektir. Azalan ağrılarla beraber en iyi sonuçların alınabilmesi için epidural lizis sonrasında bireyler fizik tedaviye başlatılır. Gerek duyulduğu durumlarda işlemin tekrar uygulanabilmesi mümkündür.

Nörolitik Bloklar

Nörolitik bloklar, ağrı oluşumunun asıl sebebi olan sinirlerin ağrı gönderimi yapması nedeniyle onları tahrip etmeye dayanan bloklardır. Sinir bloğu olarak da tanımlanan nörolitik bloklar, girişimsel ağrı tedavisinde önemli yer tutarlar. Ağrıya yönelik olarak kalıcı iyileşmenin gerçekleştirilebilmesi için tam anlamıyla sinirin tahrip edilmesine etki ederler. İlgili sinir bölgesine öncelikli olarak lokal anestezi yapılmasıyla beraber, sinir geçici olarak devre dışı bırakılır. Uygulamanın etkili olup olmayacağının görülmesi için gerçekleştirilen lokal anesteziyle ağrının giderilip giderilmediğine dair bilgi edinimi sağlanır. Hastalar ağrılarının sinirin devre dışında bırakılmasına bağlı olarak ortadan kaldırıldığını belirtmeleri durumunda yöntem uygulanır.

Her sinir dokusunun tahrip edilmeye uygun olmaması nedeniyle, ağrıyı kesecek şekilde doğru sinire ulaşılması önem taşır. Kuvvet kaybı ve felç gibi sorunlar yaşanmadan ağrının kesilebilmesine yönelik olarak sinir tahribinin gerçekleştirilmesi en iyi sonuçların alınabilmesini sağlar. Nörolitik blokların uygulanabilecek durumlar çok çeşitlidir. Aşağıda yer alan tüm durumlar için uygulanabilir:

  • Baş bölgesiyle alakalı olan kanserler
  • Mide, karaciğer ve pankreas kanserleri
  • Rahim, böbrek ve prostat kanserleri
  • Makat ve çevresi kanserleri
  • Kaburga metastazları

Bu durumlarda oluşan tüm ağrılar nedeniyle girişimsel tedavi yöntemlerinden olan nörolitik bloklar tercih edilir.

Morfin Pompaları

Genel olarak kanser hastalarında görülen ağrılara yönelik olarak gerçekleştirilen morfin pompaları uygulaması, günümüzde ağrı tedavisine yanıt vermeyen diğer hastalarda da kullanılmaya başlamıştır. Morfinin omurilik bölgesine direkt olarak verilmesinin yüksek derecede etkiye sahip olmasıyla beraber farklı seviyelerde yaşanan ağrıların giderilmeleri için aktif olarak uygulamanın gerçekleştirilebilmesi söz konusudur. Omurilik kanalı içerisinde yerleştirilen morfin pompalarıyla ağrıların giderilebilmesinde elde edilen etkinin yüksek başarı oranına sahip olduğu görülebilir.

Morfin pompası, hastane ortamında uygulanan girişimsel ağrı tedavi uygulamalarından birisidir. Pompanın yerleştirilmesinden önce misina kalınlığında olan bir kateter omurilik kanalına görüntüleme yapılarak doğru şekilde yerleştirilir. Morfinin 1-2 günlük süre içerisinde omurilik kanalında etkili olup olmayacağına yönelik olarak gözlem yapılır. Bu dönem içerisinde doz ayarlaması gerekli olduğu şekilde gerçekleştirilir. Etkinin görülmesinin ardından hastaya uygun pompa tipinin seçilerek cildin altına yerleştirilmesi sağlanır. Morfin pompası uygulamasının ortalama süresi 30 dakikayla 45 dakika arasındadır. Ameliyathanede gerçekleştirilen girişime dayalı olarak gerçekleştirilir.

Tedavinin uygulanması aşamasında, hastaya damar yolu açılır. Kalp, solunum sayısı ve nabız durumlarının gözlenmesi sağlanır. Damardan sakinleştirici ve aynı zamanda ağrı kesici ilaç uygulaması yapılır. Ardından uygulama bölgesinin steril olarak temizlenmesi gerçekleştirilir ve floroskopi görüntülemeyle girişimin hangi noktaya yapılacağının net olarak saptanması mümkün olur. Cilde 1 cm’lik kesiyle lokal anestezi altında uygulama gerçekleştirilir. İşlem sonrasında 12 saat ile 24 saat arasında hasta gözlemlenir ve ardından taburcu edilir.

Girişimsel tedavi yöntemleri arasında en etkili sonuç veren uygulamalardan birisi olarak ön plana çıkıyor olmasıyla beraber morfin pompaları ağrının tamamen kesilebilmesinde doğrudan etkilidir.

Tetik Nokta Enjeksiyonu

Tetik nokta, kas içerisinde bulunan sert bir nodül olarak tanımlanır. Üstüne baskı yapılmasıyla beraber yüksek derecede ağrı oluşturduğunun görülebilmesi her zaman mümkündür. Tetik noktaya cilt yüzeyinden baskı uygulanmasının ardından ağrı geri dönüşü kolaylıkla uygulanabilir. Kasın seyirmesi durumuyla kendisini gösteriyor olmasıyla beraber seyirmenin gözle görülür seviyede oluşabilmesi mümkündür. Tetik nokta enjeksiyonu, kaslarda gerilmeye bağlı olarak gelişen ağrıların kesilebilmesinde doğrudan etkili olan girişimsel ağrı tedavi yöntemlerinden birisi olarak tanımlanır. Tetik noktanın içerisine lokal anestezik ilaç enjekte edilmesi esasına dayanan bir yöntemdir. Genel itibariyle çok başarılı bir tedavi olarak kabul görüyor olduğu gibi aynı zamanda hızlı sonuç vermesiyle de ön planda bulunur.

Tetik noktaların tespit edilmesine dayalı olarak uygulanabilir bir tedavi olarak ön plana çıkıyor olmasıyla beraber lokal anestezik madde ya da serum fizyolojik enjektesi gerçekleştirilir. Enjeksiyonda kısa ya da uzun etkili lokal anesteziklerin kullanımı uygun olduğu gibi aynı zamanda bunun yanı sıra kuru enjeksiyon ve botoks da kullanılabilir durumdadır. Tetik nokta enjeksiyonunda, eğer tetik noktalara ulaşılabilmesi söz konusuysa ağrının enjeksiyon işleminin hemen ardından 1-2 dakikalık süre içerisinde tamamen ortadan kaybolur. En az bir gün aralıklı olacak şekilde günlük 3 kez uygulamaya dayalı olarak gerçekleştirilir.

Tetik nokta enjeksiyonu sahip olduğu yüksek başarı oranı sayesinde ağrının kısa süre içerisinde kesilebilmesine doğrudan etki eder. Girişimsel ağrı tedavisi yöntemleri içerisinde hem kolaylıkla uygulanabilir hem de bir o kadar da fark yaratan seviyede olan tedavi yöntemi konumundadır. Ağrıların kısa süre içerisinde gerilemeye başlamasını sağladığı gibi aynı zamanda bir o kadar da sahip olduğu yüksek derecedeki etkisiyle beraber en iyi sonuçların alınabilmesi olanağını sağlar.

Nükleoplasti

Girişimsel ağrı tedavisi içerisinde en gelişmiş yöntemlerden birisi olarak değerlendirilen nükleoplasti, başarılı sonuçların alınabilmesi olanağını sağlıyor olmasıyla son yıllarda özellikle aktif olarak kullanılan bir yöntem olarak bilinir. Radyofrekans enerjinin kullanılmasıyla beraber kontrollü şekilde nucleus pulposus dokusunun tamamen ortadan kaldırılmasında etkili olur. Sinir kökleri üzerinde ağrıyı oluşturan basıncın azalmasına dayalı bir yöntemdir.

Uygulaması aşamasında PERC-D iğne çubuğu ile belirlenen disk noktasından giriş yapılarak radyofrekans enerjisinin geçirgen ortama uygulanmasıyla çubuğun tepe noktasında bulunan elektrot etrafında 40 ila 70 derecelik ısı oluşturulması yöntemi esas alınır. Özel olarak oluşturulan ısıyla beraber, ilgili bölgedeki element molekülüyle beraber oksijen, hidrojen ve karbondioksit benzeri düşük moleküler ağırlığa sahip olan gazların bağları ayrıştırılır. Buharlaşmayla disk üzerinde basıncın azalması sayesinde ağrılarda belirli seviyede azalma görüleceği gibi uzun vadeli olarak tam anlamıyla ağrısız bir yaşam sürdürebilmede etkili olur.

Tanısal Yöntemler

Ağrılı bazı hastalar özelinde ağrının nedeninin saptanması yüksek derecede zorlayıcı olabilir. Tanısal yöntemlerin uygulanmasıyla beraber vücuttaki hangi sinirden kaynaklı olarak ağrı oluştuğunun tespit edilebilmesi mümkündür. Ağrının nedeninin anlaşılamadığı durumlarda olası sinir sistemi bölgesi noktalarına yönelik olarak görüntüleme yöntemlerinden faydalanılması esasına dayalı olarak uygulamanın gerçekleştirilmesi mümkündür. Verilen özel ilaçlar sayesinde ağrıya yol açan kaynağın net olarak tespitinin gerçekleştirilebilmesi olanağı bulunur. Tanısal yöntemler yüksek derecede öneme sahip olan yöntemler olarak ön plana çıkıyor olmalarıyla beraber yüksek derecede doğru sonuçların alınabilmesine pozitif anlamda katkı sağlar özelliktedirler.

Pulsed Radyofrekans Uygulamaları

Radyofrekans uygulamaları en gelişmiş tıbbi uygulamalar arasında sınıflandırılır. Son yıllarda teknolojinin gelişimine bağlı olarak radyofrekans uygulamalarının da etkisinin artırılmasına yönelik olarak farklı yöntemler tercih edilir. Radyofrekans akımının kesikli olarak verilmesi Pulsed Radyofrekans (PRF) olarak tanımlanır. Kesikli radyofrekans uygulamasının geleneksel radyofrekans uygulamasına göre belirli derecede üstünlüğü bulunur. Çok daha az yan etkisinin bulunuyor olmasının yanı sıra aynı zamanda başarı sağlayabilmede mevcut olan ağrılık derecesi daha yüksektir. PRF uygulamalarında sinir, damar ve dokuda oluşan yanıkların hemen hemen hiç görülmemesi oldukça yüksek derecede avantaj sağlar. Kesikli olarak radyofrekansın verilmesinde akım, 42 derece gibi düşük ısı seviyesinde olacak şekilde uygulanarak işlem gerçekleştirilmesi mümkün olur. Kesikli uygulamada sinir dokusu üzerinde ısı lezyonu oluşması söz konusu değildir. Uygulandığı bölge içerisinde sinirler üzerinde düzenleyici özelliğinin bulunuyor olması sayesinde oldukça önemli derecede fark yaratan seviyededir. Genellikle kalıcı veya uzun süreli olarak ağrı tedavisini sağlıyor olması sayesinde Pulsed Radyofrekans Uygulamaları kusursuz derecede etkili sonuç alınabilmesinde doğrudan etkiye sahiptir. Günümüzde ağrı tedavisinde aktif olarak en çok tercih edilmekte olan yöntemlerden birisi olarak tanımlanıyor olması sayesinde, hastalarda başarılı sonuçların alınabilmesine yönelik olarak etkiye sahiptir. PRF uygulamaları, hem daha etkili hem de bir o kadar da pratik şekilde uygulanabiliyor olmalarıyla fark yaratan özellikleriyle ön plana çıkar. Pulsed Radyofrekans (PRF) uygulama bölgelerinin değişkenlik gösteriyor olması da farklı vücut noktalarındaki ağrılar için uygun durumda olmasını sağlayan nitelikleri arasında sıralanır. Ağrı tedavisinde modern bir yöntem olarak uygulaması sürdürülüyor olmasıyla beraber elde edilen geri dönüşlerin yüksek başarıya sahip olmasıyla beraber sıklıkla uygun durumlar için tercih edilir.

Diz Ağrısında PRF Uygulaması

Diz, gün içerisinde aktif olarak hareket etmeyi sağlayan bir bölge olmasıyla beraber dizde ağrı yaşanması hayatı yüksek derecede olumsuz etki altına alabilen bir durumdur. Ağrı seviyesi diz bölgesinde genel itibariyle yakınma seviyesinde olduğundan dolayı etkisi oldukça yüksek seviyededir. Diz ağrısında PRF uygulaması sayesinde başarılı sonuçların alındığı görülmüştür. Kesikli olarak radyofrekans uygulamasının yapılmasında, diz ağrıları için öncelikli olarak ağrının hangi noktada olduğunun incelenmesi gerekir. Dizin tamamı veya belirli bölümü ağrı oluşturabildiğinden dolayı, tespitin net olarak yapılmasıyla Pulsed Radyofrekans uygulamasının etkili seviyede gerçekleştirilebilmesi olanağı bulunur. Farklı şiddetlerde olan ağrıların tamamen ortadan kaldırılmasında aktif olarak uygulanıyor olması sayesinde tam anlamıyla etkisini gösterir. Diz ağrısı için farklı yaş seviyelerine gerçekleştirilebilir olması nedeniyle geniş bir yaş grubuna aktif olarak uygulanabilir durumdadır. Uygulama aşamasında radyofrekans akımı üreten özel jeneratör ve aynı zamanda bu akımı dokuya ileten radyofrekans iğnesiyle diz eklem aralığına ultrasonla birlikte giriş yapılarak gerçekleştirilir. Radyofrekans akımının pulsed modunda 120 saniyelik süre boyunca 3 kez uygulanmasıyla uygulama tamamlanır. Diz ağrısında PRF uygulamasının başarı oranı yaklaşık olarak %70 seviyesindedir. Hastalara uygulama yapılmasının ardından sonuçları kısa vadeli dönemden uzun vadeli döneme kadar her açıdan en iyi şekilde görülebilir. Doku hasarına yol açmadığı için tekrar tekrar uygulanabilme özelliğiyle ön plana çıkar.

Topuk PRF uygulaması

Ayağın işlevini doğrudan etkilediği gibi direkt olarak yaşam kalitesini etkiler durumda olan topuk bölgesi, ağrı oluşturması durumunda son derece olumsuz sonuçların alınabilmesini beraberinde getirir. Topuk PRF uygulaması, topuk bölgesinde olumlu sonuçları oluşturuyor olmasıyla yüksek derecede başarı oranına da sahip durumda değerlendirilen işlemler arasında kategorize edilir uygulamalar arasında bulunur. Topuk PRF uygulamasında, topuk bölgesinde Pulsed Radyofrekans ile gövdesi yalıtımlı ucu yalıtımsız olan iğnelerin problemli bölgeye yerleştirilmesiyle beraber aynı zamanda radyofrekans enerjisinin kontrollü şekilde topuk bölgesine gönderilmesi sağlanır. Ağrısız şekilde gerçekleştiriliyor olmasıyla gelişmiş bir yöntem olarak değerlendirilir ve bununla beraber oldukça etkili seviyede sonuçlarının görülebilmesi mümkündür.

Atlanto-Aksiyel Eklem PRF Uygulaması

PRF uygulaması pek çok farklı bölgede gerçekleştirilebildiği gibi atlanto-aksiyel eklem için de gerçekleştirilebilen bir uygulamadır. Ağrıya sebebiyet veren eklem bölgesine yönelik olarak gerçekleştirilen yöntem, floroskopi eşliğinde uygulanır. Eklem içerisine RD kanül yerleştirilmesinin ardından 10 dakika süresi boyunca PRF uygulamasının gerçekleştirilmesi söz konusudur. 45 V, 2 Hz ve 10 ms vurulu olarak gerçekleştirilen gibi atlanto-aksiyel eklem PRF uygulamasının ardından ilgili eklemlerdeki ağrıda belirgin seviyede azalmanın görülebilmesi mümkün olur.

Algoloji Tedavisi Öncesi

Algoloji tedavisi öncesinde belirli bir hazırlık aşamasının yapılıyor olmasıyla beraber hastaların tedaviye yönelik olarak en iyi sonuçların alınabilmesi için gerekli değerlendirmeler yapılır. Öncelikli olarak hangi ağrı için algoloji tedavisinin uygulanacağına dair hasta özelinde ağrının incelenmesi ve teşhisin koyulması önem taşır. Tedaviye başlamadan önce, tedavinin türünün belirlenmesi ve buna yönelik olarak belirli bir planlamanın gerçekleştirilmesi öneme sahiptir. Ağrı sorununa sahip olan her hastanın değerlendirilmesi kendi özelinde gerçekleştirilir.

Fiziksel Muayene

Tedavi öncesi adımlarından biri olan fiziksel muayene, uzman tarafından gerçekleştirilir ve ağrının yaşandığı bölgeye yönelik olarak net bilgi edinilebilmesini sağlayabilme amacına sahiptir. Fiziksel olarak gerçekleştirilen muayene işlemiyle beraber ağrının bulunduğu bölge özelinde incelemenin tüm detaylarıyla yapılabilmesi mümkündür. Muayene ağrı haricinde genel olarak da yapılarak tedavi öncesinde, tedaviye hazırlığın en iyi şekilde gerçekleştirilebilmesine yardımcı olur.

Tedavinin Planlanması

Algoloji tedavisinin planlanması, fiziksel muayeneden sonraki aşama olarak değerlendirilebilir. Hastalar özelinde değerlendirme yapılıyor olmasıyla beraber tedavinin planlanması aşamasında belli başlı noktalar üzerinde durulur. Uygulanacak olan tedavi türüne göre tedavi planlamasının özel olarak gerçekleştiriliyor olması her hastanın kendi özelinde değerlendirilmesinde etkili olur. Tedavinin planlanmasında, gerçekleştirilecek olan tedavinin gerektirdiği şartların gözden geçirilerek ön incelemesinin yapılması ve nasıl bir yol izleneceğinin belirlenmesi sağlanır. Tedavi planlanması uzman tarafından belirlendiği gibi hastayla da objektif olarak paylaşılır.

Tedavi Günü

Tedavi gününde hastaların hastaneye erken gelmesi avantajlıdır. Uzman tarafından belirlenen tedavi uygulamasına bağlı olarak, belirli bir süre boyunca hiçbir şey yenip içilmemesi gerektiği de belirtilmiş olabilir. Tedavi günü için dikkat edilmesi gereken bir detay da grip gibi enfeksiyon hastalıkları yaşanıp yaşanmadığının belirtilmelisidir. Tedavi gününde, tedaviye kadar her şeyin belirlenen şekilde gitmesi durumunda oldukça başarılı bir tedavinin uygulanabilmesi olanağı bulunur.

Algoloji Tedavisi Sonrası

Algoloji tedavi sonrası dönemi oldukça önemlidir. Tedavi uygulamasının sonuçlarının görüldüğü zaman dilimi olarak tanımlanan tedavi sonrası dönemde belli başlı detaylar ön plana çıkar. Tedavinin gerçekleştirilmesinin ardından oluşabilecek komplikasyonların doğru bilinmesi önemlidir. Hastalarda başarılı bir uygulama gerçekleştirilmişse ağrılarda azalma belirgin seviyede kendisini hissettirir. Kısa vadeli süre içerisinde yaşanan azalmalar uzun vadeli olarak tamamen iyileşme gösterebilir. Bazı tedavi yöntemlerinde ağrının bulunduğu sinire direkt olarak müdahale gerçekleştiriliyor olmasıyla beraber tedaviden sonra hiçbir şekilde ağrı hissedilememesi de mümkündür.

Tedavi Sonrası Oluşabilecek Komplikasyonlar

Nedeni bilinen ve nedeni bilinmeyen ağrıların iyileştirilebilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen algoloji tedavisi uygulamalarında tedavi sonrasında bir takım komplikasyonların oluşabilmesi olasıdır. Yöntemin yan etkileri olarak; geçici his kaybı, karıncalanma hissi, uygulama yapılan bölgede ağrı oluşumu olarak sıralanabilir. Nadir durumlarda uzun sureli olarak his kaybı, kuvvet kaybı ve idrar kaçırma gibi komplikasyonların görülebildiği de rapor edilmiştir. Olası komplikasyonların engellenebilmesi adına belirli önlemlerin alınıyor olması, günümüzde tedavi sonrası döneminin çok daha kaliteli şekilde geçirilebilmesini sağlar durumdadır. Tedavi sonrası oluşabilecek komplikasyonlar, algolojinin sağladığı faydalar yanında göz ardı edilebilir seviyede değerlendirilebilir. Ağrılardan belirgin seviyede kurtulabilmeyi ve bir sürenin ardından tamamen ağrıların görülmemesini sağlayan algoloji tedavisi sonrası komplikasyonlar hastadan hastaya farklılık gösterir.

Hasta Takibi ve Taburculuk Süresi

Hastanın tedavi uygulamasının ardından aktif olarak takibinin gerçekleştirilmesi, ağrıların durumunun kontrol edilebilmesinde etkilidir. Tedavinin hemen ardından itibaren başlatılan takip, taburcu süresinin belirlenmesinde de etkili olur. Algoloji tedavisi olarak uygulanan yönteme göre farklı sürelerde hastaların taburcu edilebilmelerinin mümkündür. Genel itibariyle 2-3 günlük süre hastanede kalan bireyler bu sürenin ardından taburcu edildikleri gibi bazı tedavi yöntemlerindeyse 12-24 saatlik gözlemin ardından taburcu edilebilirler. Algoloji tedavisi uygulamalarının gerçekleştirilmesinden sonra hasta takibi aktif olarak yapılmaya devam eder. Kısa, orta ve uzun vadeli olarak takibin gerçekleştirilmesi hastanın durumunun net şekilde değerlendirilebilmesinde etkili olduğu gibi bir o kadar da başarılı sonuçların alınabilmesi olanağını beraberinde getirir. Hastalar için belirlenen periyot aralıklarında gerçekleştirilen değerlendirmelerle takip yapılabilmesi mümkündür.

Doktor Kontrolleri

Doktor kontrolleri tüm tedavilerde yüksek derecede önem taşıdığı gibi algoloji için de aynı öneme sahiptir. Her hastanın değerlendirilmesinin özel olarak yapılabilmesine olanak sağlayan doktor kontrolleri, hastalık sürecinin yönetilebilmesine doğrudan katkı sağlar. Kısa süreli dönem içerisinde genel değerlendirme olarak yapılabilecek doktor kontrolleri orta ve uzun dönemdeyse ağrı bölgesine yönelik olarak bilgi edinebilme üzerine gerçekleştirilir. Her kontrolde hasta tarafından da ağrı durumunun ne durumda olduğuna yönelik olarak doktora bilgi sunulması önemlidir.

Sık Sorulan Sorular

Algoloji Tedavisi için sık sorulan sorular, hastalar tarafından akıllara takılan her detayı içeriyor olmasıyla önem taşır. Türkiye’den yakın geçmiş zamandan itibaren uygulanan bir tedavi olmasıyla beraber günümüzde bilinirliğini artırmayı başaran algoloji tedavisi, bu açıdan pek çok soruyu da beraberinde getirebilmektedir. Herkes tarafından bilinen bir tedavi yöntemi olmamasıyla ve yeni yeni ön plana çıkmaya başlamış olmasıyla beraber her soru, akıllardaki soruya cevap niteliğini taşır.

Girişimsel Ağrı Tedavisi Kimlere Uygulanmamalı?

Girişimsel ağrı tedavisinin uygunluk durumunu karşılamayan hastalarda bu tedavinin uygulanması faydadan çok zararlı sonuçları ortaya çıkarabileceğinden dolayı tercih edilmemelidir. Hastanın tedaviyi isteyip istememesi de dikkate alınmalıdır. Aktif olarak kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar için girişimsel ağrı tedavisinin uygulanabilmesi mümkün olmaz. Ancak kan sulandırıcının kesilmesinin ardından gerekli şartlarda tıbbi kontrol işlemlerinin gerçekleştirilmesinden sonraki süre içerisinde girişimsel ağrı tedavisinin uygulanabilmesi mümkündür. İşlem gerçekleştirilecek bölgede enfeksiyon bulunması durumunda girişimsel tedaviye yönelik olarak belirli derecede engelin olduğu görülebilir. Fiziksel kriterler ön planda tutulduğu gibi aynı zamanda psikolojik açıdan da sorun yaşayanlar için girişimsel ağrı tedavisi uygulanamaz. Girişimsel ağrı tedavisinin gerçekleştirilmesinde hastanın genel sağlık durumunun iyi kabul edilmesi önem arz eder. Uygulanan yöntemi tolere edebilecek derecede mevcut olan hastalarda başarılı şekilde sonuçların alınabildiği görülür. Her hastanın sağlık durumunun tüm detaylarıyla biliniyor olması algoloji tedavisi için en önemli detayların başında gelir. Hastanın şuuru açık olmadığı durumda girişimsel ağrı tedavisinin yapılabilmesi mümkün olmaz.

Girişimsel Ağrı Tedavisi Seyri ve Hasta Takibi

Sadece ağrının ortadan kaldırılabilmesi için değil aynı zamanda ağrıya sebebiyet veren nedenin de tam anlamıyla çözülebilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen girişimsel ağrı tedavisinin seyrinin, genel hatlarıyla bireyler özelinde pozitif olduğu görülür. Gerçekleştirilen tedavinin ne durumda olduğunun kontrol edilebilmesi için ağrı tedavisinin seyrinin gerçekleştirilmesi ve bununla birlikte hasta takibi yapılması yüksek derecede öneme sahiptir. Her hastanın kendi özelinde girişimsel ağrı tedavisi için verdiği tepkinin farklılık gösteriyor olmasıyla beraber hasta için gerçekleştirilen girişimsel ağrı tedavisinin seyrinin gözden geçirilmesi ve takibin gerçekleştirilmesi elzem konuların başında gelir. Doktor tarafından gerçekleştirilen takip işlemlerinde gerekli kontrollerin ve hastanın verdiği bilgilerin değerlendirilmesiyle, seyir açısından ne durumda olduğunun görülebilmesi mümkündür. Hastanın bilgilendirilmesi yine doktor tarafından gerçekleştirilir.

Algoloji Tedavi Kaç Seanstan Oluşur?

Algoloji tedavi hakkında en sık sorulan sorular arasında tedavinin kaç seanstan oluştuğu bulunur. Tedavinin hangi yöntem tercih edilerek uygulanacağına bağlı olarak seans sayısında değişkenlik görülebilmesi mümkündür. 3-6 seansta tamamlanan algoloji tedavi yöntemlerinin bulunduğu gibi aynı zamanda 6-12 seans aralığında da uygulanabilen yöntemler bulunur. Her hastanın ağrısı özelinde değerlendirilmesiyle beraber tercih edilen yönteme, ağrının şiddetine ve yoğunluk seviyesine bağlı olarak seans sayısı belirlemesi yapılır. Algoloji tedavisinin toplamda kaç seans devam edeceği, doktor tarafından belirlenir.

Algoloji Tedavisinde Kullanılan Sinir Bloğu Ne Anlama Gelir?

Sinir bloğu, algoloji tedavisi için aktif olarak kullanılır. Ağrıya sebebiyet veren sinirin devre dışı bırakılması anlamını taşıdığı gibi aynı zamanda siniri yakma olarak da nitelendirilebilmesi mümkündür. İlgili ağrının tamamen ortadan kaldırılabilmesine yönelik olarak, o bölgede bulunan sinirin bloke edilmesine etki eder. Algoloji tedavisinde etkili şekilde tercih edilen uygulamada, blok uygulandığı andan itibaren ağrının kesilmesi hedeflenir. Öncesinde ağrının kesilip kesilmeyeceğini deneme amacıyla sinirin bulunduğu noktaya lokal anestezi işlemi gerçekleştirilir.

Girişimsel Ağrı Yöntemleri Kanser Hastalarına Uygulanır mı?

Girişimsel ağrı yöntemlerinin bazı bireyler için uygun olmaması nedeniyle, kanser hastaları için uygunluk durumu sıklıkla merak edilenler arasında bulunur. Farklı kanser tipleri için girişimsel ağrı yöntemleri aktif olarak uygulanabilir olarak kabul edilir. Kanser hastalığının türüne, bulunduğu bölgeye ve ne kadar süreyle devam ettiği gibi detayların ön plana bulundurulmasıyla beraber girişimsel ağrı yöntemlerinin kanser hastaları için başarılı sonuçların alınabilmesine etki eder. Kanser sebebiyle mevcut olan ağrıların, diğer uygulamalarla kesilememesi sebebiyle girişimsel ağrı yöntemlerinin tercih edilmesi söz konusudur.

Algoloji Tedavisinden Sonra Günlük Hayata Ne Zaman Dönülebilir?

Algoloji tedavisinin en önemli avantajlarının başında günlük hayata kısa süre içerisinde dönüş yapabilme olanağını sunuyor olması gelir. Her hasta için tedavinin gerçekleştirilmesinin sonrasında günlük hayatın normal seyrine en kısa süre içerisinde geri döndürülebilmesi mümkün olur. Günlük hayata geri dönüşte uzun sürenin gerekiyor olmaması nedeniyle iyileşme sürecinin başladığının hissedilebilmesi en kısa süre içerisinde görülebilir. Algoloji tedavisinin gerçekleştirilmesinin ardından günlük hayata geri dönüşün kısa sürüyor olmasıyla beraber bu süreç doktor kontrolünde devam ettirilir. Hastanın durumunun gözlenmesi ve aynı zamanda uygulanan tedavi yöntemine göre ağrıların nasıl seyrettiğinin değerlendirilmesi günlük hayata geri dönüşte yaşanabilecek tüm problemlerin ortadan kaldırılması anlamını taşıdığından dolayı, çok daha uyumlu bir sürecin yürütülebilmesi olanağı bulunur. Her hastanın günlük hayata geri dönüş süreci, farklılaştığından dolayı ortalama olarak 1-2 haftalık süre verilmesi daha doğru olur.

Algoloji Tedavisinde Ne Tür Yan Etkiler Çıkabilir?

Pek çok tedavi yöntemine göre gelişmiş bir yöntem olarak uygulanıyor olmasıyla beraber algoloji tedavisinin, ağrıların giderilebilmesine sağladığı etki oldukça yüksek seviyededir. Ancak her tedavide olduğu gibi algoloji tedavisinde de belirli yan etkiler hasta özelinde gelişim gösterebilmesi muhtemel sonuçlar arasında bulunur. Algoloji tedavisi yan etkileri hem düşük seviyede hem de yüksek seviyede görülebilecek etkileri kapsar. Zayıf yan etkiler, genel itibariyle geçicidir. Geçici his kaybı, müdahale gerçekleştirilen bölgede ağrı ve buna benzer olarak geçici süreli kuvvette düşüş yaşanabilmesi olası yan etkiler olarak tanımlanırlar. Güçlü yan etkiler, çok nadir durumlarda yaşanabilecek yan etkiler olarak sınıflandırılır. Uzun süreli olarak müdahale gerçekleştirilen bölgede his kaybının yaşanması ve bununla birlikte kas gücünde belirgin seviyede düşüşün olması algoloji tedavisinin muhtemel yan etkileridir. Günümüzde tedavi uygulamasında teknolojinin de desteğini alarak yapılan geliştirmeler sayesinde yan etki seviyesi minimum seviyeye indirildiğinden dolayı, güçlü yan etki görülme riski son derece düşük olasılık durumunda bulunur.

Hasta Radyofrekans Uygulamalarında Acı Çeker mi?

Hastalar radyofrekans uygulamalarında acı çekmemeleri adına özel olarak tedaviye hazırlanırlar. Müdahalenin gerçekleştirilmesi esnasında minimum seviyeye indirilen acı hissi sayesinde oldukça düşük seviyede uygulamayı hissedebilme veya tam anlamıyla acı hissi yaşamadan radyofrekansın gerçekleştirilmesi sağlanır.

Algoloji Hastalığında Tetik Nokta Enjeksiyonu Nedir?

Tetik noktalar, kas dokusunda bulunan düğüm bölgeleri olarak tanımlanabilir özelliğe sahiptirler. Algolojide tetik nokta enjeksiyonu, sıklıkla sorulan sorular arasında bulunur. Ağrının bulunduğu yerdeki tetik nokta içerisine lokal anestezi ilacının enjekte edilerek uygulanma esasına dayanan bir yöntem olarak ön plana çıkıyor olmasıyla beraber başarı oranının yüksek seviyede olması ağrının tamamen ortadan kaldırılabilmesinde etkili olur. İlaç kullanımıyla aktif olarak gerçekleştirilen bir uygulama olması sayesinde etki süresinin son derece hızlı olması en iyi sonuçları alabilme olanağını beraberinde getirir. Tetik nokta enjeksiyonu son yılların en çok başarı sağlanan uygulamaları arasında bulunur.

Algoloji Tedavisinde İğne Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Algoloji tedavisinde iğne uygulamasının yapılması tetik nokta enjeksiyonundan farklı olacak şekilde işler. Spinal enjeksiyon adıyla da bilinen iğne tedavisinde, ilgili noktaya direkt olarak iğnenin batırılmasıyla beraber uygulanır. Tedavinin gerçekleştirilmesi aşamasında tercihen lokal anestezi kullanılsa da bazı durumlarda genel anestezi de kullanılabilir.

Migren Tedavisi Algoloji Tedavisi İle Çözümlenebilir mi?

Alışılagelmiş bir baş ağrısından çok daha farklı olan migren, doktora en sık başvuru yapılan hastalıklar arasında değerlendirilir. Algoloji tedavi yönteminin pek çok farklı ağrının çözümünde aktif olarak tercih ediliyor olmasıyla beraber, migren için de başarılı şekilde uygulanıp uygulanmayacağı üzerine sıklıkla soru sorulur. Baş ağrıları üzerine çalışmalar gerçekleştirilen bir alan olan algolojide migrenin çözümlenebilmesi de mümkündür. Migren için radyofrekans uygulamalarının tercih ediliyor olmasıyla en iyi sonuçların alındığı görülmüştür.

Algoloji Tedavisinde Lazer Yöntemi Uygulanır mı?

Lazer yöntemi uygulamalarında pek çok ağrının tedavi edilebildiğinin görülüyor olmasıyla beraber, algoloji tedavisinde de tercih edilip edilmediği merak konusu olmuş durumdadır. İlk olarak akupunktur lazer olarak ağrı tedavisinde kullanılmaya başlamış olmasıyla beraber, laser probları ile cildin alt kısmına kadar ilerleyen atışların yapılabilmesi mümkündür. Belirli bir derinlik seviyesinde kullanılabilir durumda olduğundan dolayı, genel itibariyle yüzeysel şekilde uygulanması tercih edilir. Algoloji tedavisinde lazer yöntemi genel olarak destekleyici olarak uygulamaya müsait olmakla beraber etkili derecede sonuç alınabilmesi olanağını sağlar.

Algoloji Tedavisinde Tanı Nasıl Konur?

Algoloji tedavisinde doğru tanının koyulabilmesi için öncelikli olarak hastanın tüm ayrıntılarıyla beraber yaşadığı ağrının dinlenmesi gerekir. Ağrıya dair tüm özellikleriyle alakalı olarak bilgi alınmasıyla beraber sonrasında özenli şekilde muayenenin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Algoloji tedavisinde tanının net olarak konulabilmesi yönelik olarak çeşitli laboratuvar testlerinin gerçekleştirilmesiyle beraber aynı zamanda radyolojik incelemeler de gerçekleştirilir. Tanıya ulaşabilme noktasında yardımcı olma özelliğine sahip olan testlerin gerçekleştirilmesiyle beraber tüm bu yöntemlerin aktif olarak kullanılmasıyla beraber doğru tanının koyulabilmesi birbiriyle etkileşimli olarak gerçekleştirilebilir. Algoloji tedavisinde doğru tanının koyulması, dönüşü olmayan zararlı sonuçların oluşabilmesinin önüne geçecek en önemli noktalardan birisi olmasıyla beraber yüksek derecede önem arz eder.

Algoloji Tedavisinin Zararları Nelerdir?

Algoloji tedavisi, genel olarak belli başlı zararlar oluşturmaz. Tedavinin zararları olarak ortaya çıkardığı yan etkilerin var olduğu söylenebilir. His kaybı, uygulama bölgesinde ağrı ve aynı zamanda karıncalanma hissi gibi zararların ortaya çıkabilmesi muhtemel durumlar arasında sıralanıyor olduğu gibi bu zararların kontrol altında tutulabilmesine yönelik olarak özel şekilde hasta için gerekli önlemlerin alınabilmesi mümkündür. Algoloji tedavisinin faydaları, zararlara göre çok daha yüksek seviyede olduğundan dolayı tedavinin sonuçlarının genel olarak değerlendirilmesi pozitif sonuçlar alındığının göstergesidir.

Algolojide Alternatif Tıp Yöntemleri Kullanılabilir mi?

Algoloji tedavi kapsamında gerçekleştirilen uygulamalar çok çeşitli olmakla beraber farklı şekilde gerçekleştirilebilme özelliğine sahiptirler. Alternatif tıp yöntemleri, algolojide kullanılabilir yöntemler arasında yer almaz.

Algoloji Tedavi Yöntemleri ile Zona Hastalığı Tedavi Edilebilir mi?

Halk arasında gece yanığı olarak da kabul edilen zona hastalığı, şiddetli kızarıklık ve ağrı durumunu beraberinde getirir. Algoloji hakkında en çok sorulan sorular arasında, zona hastalığının tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağıdır. Algoloji tedavi yöntemiyle tedavi edilmesi söz konusu olmaz. Zona hastalığının tedavisi için henüz kesinleştirilen yöntemlerin bulunmuyor olmasıyla beraber genel itibariyle ilaç tedavisine başvurulduğunun görülebilmesi mümkündür. Etkilerinin öncelikli olarak hafifletilmesi ve ardından hastalığın kontrol altında tutulabilmesine yönelik ilaç tedavisi aktif olarak gerçekleştiriliyor olmakla beraber, algoloji tedavisi hiçbir evreye uygun olmaz.

Algoloji Tedavisinde Bel Ağrılarına Yaklaşım Nasıl Yapılır?

Bel ağrılarının tedavisinde algoloji tedavisinde öncelikli olarak belin hangi bölgesinden kaynaklı olarak ağrı yaşandığının tespiti gerçekleştirilir. Bel ağrılarına yaklaşım öncelikli şekilde hastadan yani ilk ağızdan bilgi edinilmesinin ardından uygulama öncesinde testlerin yapılmasına dayanır.

Algoloji Tedavisi Hangi Hastanelerde Yapılır?

Algoloji tedavisi pek çok özel hastanede aktif olarak gerçekleştirilen tedavi yöntemleri arasında sıralanıyor olmasıyla beraber belirli şehirlerdeki devlet hastanelerinde de aktif olarak gerçekleştirilir.

Algoloji Tedavisi Hangi Bölüm Doktorları Tarafından Yapılır?

Tedavinin uygulanması aşamasında algoloji uzmanları yani algologlar görev alır. Algoloji bölümü üzerine eğitim almış olan doktorlarla beraber ağrıların her birine özel olarak yaklaşım gerçekleştirilerek hastaların tedavi edilebilmesine olanak sağlanır.

Algoloji Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Algoloji yani ağrı tedavisi oldukça kompleks süreçlere bürünebilir. İlk aşamada tespit edilen ağrı kaynağının gerçek ağrı kaynağı olmaması ya da birden fazla kaynaktan beslenen ağrı olması gibi durumlarda tedavi süresi uzar. Genel olarak bir ay ile altı ay arasında ağrıyı ortaya çıkaran sebeplerin tamamen ortadan kaldırılması mümkündür. Diş ağrıları dişin çekilmesi ya da tedavi edilmesiyle; sırt ağrıları fıtığın ya da omurga eğriliğinin ortadan kaldırılmasıyla engellenebilir. Diş çekiminde tedavi süresi bir haftayı geçmezken, omurga eğriliğinde bir yıldan daha fazla tedavi gerekebilir. Yani ağrıyı ortaya çıkaran sebep ile tedavi süresi arasında derin bir bağlantı vardır.

İlgili Bölümler