Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Sinüs Enfeksiyonu

Sinüs Enfeksiyonu Hakkında
Sinüs Enfeksiyonu Hastalığının Nedenleri
Sinüs Enfeksiyonu Hastalığının Belirtileri
Sinüs Enfeksiyonu Teşhis Ve Tanı Yöntemleri
Sinüs Enfeksiyonu Risk Faktörleri
Sinüs Enfeksiyonu Komplikasyonları
Sinüs Enfeksiyonu Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Sinüste yer alan mukoza zarı oldukça hassas bir yapıya sahip olmakla beraber virüs yahut bakteriler tarafından iltihaplandığında sinüs enfeksiyonu meydana gelir. Elmacık kemiği ile göz arası ve göz arkasındaki boşlukta yer alan sinüsün enfekte olduğu alanlar genellikle bu bölgeler olur. Tedavisi kolay olmakla beraber, geç teşhis ve dikkatsizlik nedenleriyle enfeksiyon ilerleyebilir.

İnceleyen ve Onaylayan : Op. Dr. Eda Aydın

Sinüs Enfeksiyonu Hakkında

Sinüs Nedir?

Sinüs, kafatası içerisinde yer alan ve yapısal olarak ağız kısımları burun boşluğuna açık olan alanlar olarak tanımlanır. Hava boşluğu olan bu bölge, kişinin sesinin yapısını ve karakteristiğini belirler. Kafa ağırlığını azaltan ve nefes ile birlikte alınan havanın temizlenmesini ve nemlenmesini sağlama görevini üstlenir. Yapı itibariyle burnun üst kısmından başlayarak arka kısımlara doğru ilerler. Bu hava boşluğu geniş yapısıyla birçok kafatası organına komşudur.

Sfenoid Sinüs

Burnun iç kısmında yer alan sifenoid sinüs, kafatasının daha derin bölgelerine kadar uzanır. Kafa tabanı, göz siniri ve kafatasında yer alan kritik atardamarlar ile ilişkisi bulunur.

Frontal Sinüs

Kafatasının daha çok ön bölgesinde yer alan frontal sinüs, alın kısmında 2 adettir. Göz, ağız ve diş köklerine komşu olur.

Etmoid Sinüs

Çok sayıda küçük hava boşluklarından oluşan etmoid sinüs, burun içinde yer alır. Göz ile ve kafa tabanıyla temas halinde olur.

Maksiller Sinüs

Yüzün her iki tarafında; yanaklarda bulunan maksiller sinüs, gözlerle, ağızla ve diş kökleriyle temas halindedir.

Sinüs Enfeksiyonu Nedir?

Kafatasının ön kısmını kaplayan ve burun boşluğunun etrafında yer alan hava dolu kemik boşluklarından oluşan sinüs, burnun doğal olarak salgıladığı mukus oluşumunun bir parçası olarak görev alır. Mukoza zarı üzerinde hareket etmek suretiyle üretilen mukus, mukozaya ulaşan toz ve bakterileri temizledikten sonra boğaza ilerler ve yutulur. Bu yutkunma sonrasında mideye geçen kirli mukus mide asidi tarafından deforme edilir. Sinüs çıkışlarının soğuk algınlığı veya grip nedeniyle tıkanması durumunda sinüsler mukus ile dolar. Bu ortamda mukusun dolması enfeksiyonun oluşması için de olağan bir ortamın oluşması demektir. Enfekte olan sinüs bölgesi sinüzit adı verilen hastalığı ortaya çıkarır; diş ağrısı, kulak ağrısı, alevlenme, şiddetli baş ağrısı, solunum güçlüğü gibi belirtiler ile seyreden bir süreç başlar.

Görülme Sıklığı

Sinüs enfeksiyonu üzerinde yapılan çalışmalar dünya genelinde yetişkinlerin %16’sının bu tip enfeksiyon ile karşılaştığını ortaya koyuyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen bir çalışma hastalığın 30 milyon kişiyi etkilediğine işaret ediyor. Bu kapsamda sinüs enfeksiyonu ABD’de en sık görülen hastalık olarak nitelendiriliyor. Türkiye’de sinüs enfeksiyonu ile ilgili bir ölçüm çalışması yapılmamış olmakla beraber hastanelere sinüs enfeksiyonu şikayeti ile başvuran ya da sinüs enfeksiyonu teşhisi konulan kişi sayısının oldukça fazla olduğu biliniyor. Sıklıkla bulunduğu ortamdaki hava kalitesi düşük olan kişiler ve sigara kullanan ya da sigara içilen ortamlarda bulunan kişilerde görülür. Ayrıca klimalı ortamlarda bulunan kişiler ile aşırı toz, is ve duman etkisi altında kalan kişilerde de sinüs enfeksiyonu ortaya çıkma olasılığı yüksek olur.

Tipleri

Sinüs enfeksiyonunun gelişim ve ilerleme sürecine dayalı farklı türleri bulunur. Bu türler genel anlamda enfeksiyonun tekrar etme ve süreğenlik durumuna bağlı olarak tanımlanır.

Akut Sinüs Enfeksiyonu

Akut sinüzit, genel anlamda hastalığın süreğenlik göstermediği durumlarda tanımlanan sinüs enfeksiyonu olarak bilinir. Özellikle grip, nezle ve soğuk algınlığı ile karşı karşıya kalan bireylerde, aniden meydana gelen sinüs enfeksiyonu, kısa süre içerisinde geçer. Hafif semptomlarla geçirilebilen akut sinüzit de eğer tedavi edilmez ya da enfeksiyonu azdıracak olan faktörlere maruz kalınmaya devam edilirse hastalık ilerleyebilir ve kronikleşme söz konusu olabilir.

Kronik Sinüs Enfeksiyonu

Sinüzitin başlamasından itibaren süresinin 12 hafta ya da daha fazla devam etmesi ile kronik olduğu teşhisi konulur. Ayrıca sık sık tekrarlayan ve geçmesi zor olan sinüzitler de kronik tanısı alabilir. Akut sinüs enfeksiyonuna göre daha uzun süren ve genellikle akut sinüzitin devamı niteliğinde başlayan kronik sinüzit tedavi edilmesi gereken aksi halde KBB alanında ciddi enfeksiyonların oluşmasına sebep olabilecek bir rahatsızlığa dönüşür. Öte yandan sinüslerin göz, beyin ve diş kökleri ile komşu olması nedeniyle bu bölgede oluşan enfeksiyonun farklı organlara zarar verebilmesi de söz konusu olabilir.

Tedavisi

Sinüs enfeksiyonunun tedavisi genel olarak kolaydır ve kalıcı sonuçlar elde edilir. Ancak ilerleyen ve kronik seviyede seyreden sinüzit durumlarında tedavi süreci biraz daha uzun olabilmekte.

Akut Sinüzit Tedavisi

Akut sinüs enfeksiyonu için tedavi süreci oldukça kolay olmakta. Gribal enfeksiyon veya soğuk algınlığı ile burunda meydana gelen tıkanıklık, mukusun görevini yerine getirmesine engel olur ve sinüs adı verilen hava boşluklarında biriken mukus hem şiddetli ağrılara hem de bölgesel olarak enfeksiyonlara sebep olur. Yaşanılan grip veya soğuk algınlığına bağlı ortaya çıkan akut sinüzitin giderilmesinde ilaç tedavileri çok hızlı fayda sağlar.

İlaç Tedavisi

Akut sinüzitin tedavisinde mutlaka uzman bir doktorun reçete ettiği şekilde yol izlemek gerekir. Sıklıkla ilaç tedavisiyle kısa sürede iyileştirilebilen akut sinüsün önce bir uzman hekim tarafından doğru bir şekilde teşhisinin konulması ve enfeksiyonun gelişim şekline ve paralelinde ortaya çıkan rahatsızlıklara göre reçete edilen ilaçların düzenli olarak kullanılması gerekir. Hatalı, düzensiz ve kişisel tercihle ilaç kullanımı enfeksiyonun daha ileri boyutlara kaymasına sebep olabilir.

Antibiyotik

Akut sinüzitin iyileştirilmesinde genel tedavide antibiyotiklere başvurulur. Hekimin reçete edeceği antibiyotik bölgesel olarak en yoğun karşılaşılan bakteri ve mikroplara yönelik olur. Antibiyotik ile akut sinüzit tedavisi bakteriyel bir enfeksiyon söz konusu olduğunda uygulanır ve sıklıkla amoksisilin, amoksisilin klavunat, sefaklor, sefprozil, sefuroksim aksetil, azitromisin, levofloksasin, siprofloksasin, ampisilin sulbaktam ve aferin sinüs tipi antibiyotikler tercih edilir.

Antienflamatuar

İltihap reaksiyonunu engelleme amacıyla kullanılan ilaç grubuna işaret eden antienflamatuarlar, sinüs enfeksiyonu neticesinde sinüslerde meydana gelen iltihaplanmayı ve ağrıyı dindirir. İnflamasyonun meydana geldiği iltihaplanma, ağrı ve alevlenmeyi engellerler. Genellikle hafif seyreden akut sinüzit ataklarının bastırılması ve semptomlarının engellenmesi için tercih edilen antiinflamatuar grubu ilaçlar hastayı büyük ölçüde rahatlatırlar. Antibiyotikler ile birlikte tercih edilebilen bu tip ağrı kesici ve ateş düşürücüler iyileşme sürecini hızlandırır ve kolaylaştırır.

Kronik Sinüzit Tedavisi

Akut sinüzite göre daha şiddetli seyreden kronik sinüzitte tedavi süreci cerrahi uygulama boyutuna ulaşabilir. Antibiyotikler ve antienflamatuarlar ile bastırılamayan sinüs enfeksiyonlarının kalıcı olarak iyileştirilmesi ve enfeksiyonun durdurulabilmesi için cerrahi müdahaleye başvurulması gerekebilir. Öte yandan uzun süren sinüs enfeksiyonlarının göz, diş ve nörolojik sağlığa zarar vermesi ihtimalinin erken teşhis edilip müdahale edilmesi gerekir. Aksi halde ilerleyen enfeksiyonlar sinüsler ile beraber sinüsün komşu halinde olduğu bölgelere de hasar verebilir. Erken teşhis ve kronik sinüzit atağının alevlenmesi ile doktora başvurulması iyileşmeyi ve hastalığın yarattığı riskleri ortadan kaldırmayı sağlar.

İlaç Tedavisi

Kronik sinüzit ataklarının bastırılması, enfeksiyonun erken dönemde engellenmesi ve enfeksiyonun ilerlememesi için ilaç tedavisine başvurulur. Akut sinüzite göre ilaç dozu ve kullanım süresi daha fazla olur. Sıklıkla sonuç alınmasına karşın bünyesi ilgili ilaçlara karşı bağışıklık kazanan kişilerde bir süre sonra sinüzitin baskılanması zorlaşır.

Antibiyotik

Kronik sinüzitin tedavisinde de akut sinüs enfeksiyonlarında olduğu gibi antibiyotiklerden faydalanır. Sinüslerde enfeksiyonu tetikleyen virüs ve bakterilerin baskılanması için yaklaşık 10 günlük süre ile kullanılan antibiyotiklerin olumlu sonuçları vardır. Öte yandan penisilin ve sefalosporin gibi güçlü antibiyotikler sıklıkla başarılı sonuç verirler. Antibiyotik tedavisine eşlik etmek üzere ödem attırıcı ve ağrı kesici ilaçlar da reçete edilebilir.

Cerrahi Tedavi

İlaçların artık sinüzitin tedavisinde yetersiz kaldığı durumlarda hastanın enfekte olan sinüslerinin iyileştirilmesi için cerrahi yola başvurulur. Cerrahi operasyon ile sinüs ağızlarının açılması ve sinüs içindeki enfeksiyon oluşumlarının temizlenmesi hedeflenir. Sinüs açıklığını kronik olarak etkileyen tıkanıklıklar, sinüste katılaşıp kalan mukus durumunda, sinüste kist, mukosel ve polip oluşumunda, ilaç tedavisine cevap vermeyen kronik sinüzitlerde cerrahi tedavi ile çözüm aranır.

Endoskopik Sinüs Cerrahisi

Sinüzit rahatsızlıklarının giderilmesinde modern dönemin en etkili yöntemi endoskopik müdahaleler olarak karşımıza çıkar. Endoskop, hastalığın teşhis ve tedavisinde büyük ölçüde fayda sağlar. Bu süreçte burun içi ve sinüs ağızları kolay bir şekilde tedavi edilir. Endoskopik sinüs cerrahisi en az doku hasarı ve yüksek oranda hastalığın kalıcı olarak çözülmesine olanak sağlar. Bu yöntemle iltihaplı sinüs dokusunun temizlenmesi, poliplerin giderilmesi, sinüs ile burun arasındaki akış kanalının açılarak genişletilmesi, anormal sinüs bölgelerinin düzeltilmesinde endoskopik sinüs cerrahisi tercih edilir.

Balon Sinoplasti Cerrahi

Kronik sinüs enfeksiyonunun ortaya çıkması ve sinüzitin uzun süre devam etmesinin genel nedeni mukusun buruna geçmesini sağlayan ostium kanallarının tıkanması olarak belirlenir. Bu durum mukusun sinüs içerisinde birikmesine ve enfeksiyonun oluşmasına neden olur. Anatomik olarak ostium kanalları dar veya tıkanık olan kişiler uzun süre sinüzit ile karşı karşıya kalır ve şiddetli ağrıları izleyen iltihaplanmalar ortaya çıkar. Bu durum duyma ve görme yetilerine de hasar verebilen bir unsur olduğundan kanalların genişletilerek mukusun akış yolunun açılması gerekir. Bu anlamda tercih edilen yaygın bir cerrahi tedavi yöntemi olan balon sinoplasti hiçbir dokunun kesilip çıkarılmasına gerek duymadan uygulanır. Sadece bir balon yardımıyla kanalların genişletilmesi ve sinüsün hava alarak mukusun boşaltılması sağlanır. Balon sinoplasti de çok kısa sürede kalıcı sonuçlar alınır. Komplikasyon riski en düşük cerrahi operasyonlardan birisidir ve doku hasarı %0’a yakındır.

Sinüs Enfeksiyonu Hastalığının Nedenleri

Sinüs enfeksiyonunun oluşmasında etkili olan parametreler genellikle burnun anatomik yapısı ve mukus üretimi ile ilişkilidir. Burunda meydana gelebilecek tıkanıklıklar basitçe akut sinüzite sebep olur. Tıkanıklık sebebiyle sinüslerde biriken mukuslardan kaynaklanan enfeksiyonlar kısa sürede tedavi edilebilecek yapıdadır. Ancak burundaki kanalların anatomik nedenlerle tıkanık olması veya kişinin kronik burun tıkanıklığı yaşaması durumunda da sinüsler mukus dolar. Mukusun ileri ve geri hareketliliği olanaksızlaştığından dolayı da enfeksiyon meydana gelir. Öte yandan aşırı mukus üretimi yapan bünyelerde de enfeksiyonun bir tıkanıklık olmadan ortaya çıkması söz konusu olabilir.

Fazla Mukus Salgılanması

Alerjik bir atak yada soğuk algınlığına bağlı nedenlerle aşırı miktarda mukus salgılanması durumunda sinüzit meydana gelir. Burada burun içerisindeki zarlar şişerek tıkanıklık yaratırlar. Haliyle hava ve mukus akışı dengelenemez ve hastalığa bağlı fazla üretilen mukus sinüslerde birikme yapar. Birikme olan sinüs bölgesine bağlı olarak da enflamasyon ya da enfeksiyon meydana gelir.

Sinüs Enfeksiyonu Hastalığının Belirtileri

Hem kronik hem de akut sinüzitin kişiden kişiye değişen semptomları vardır. Bilhassa enfeksiyonun gerçekleştiği sinüs bölgesine bağlı olarak belirtiler farklılık gösterir. Kafatasında yüz bölgesine yakın olmak üzere toplamda 15 sinüs vardır ve bu bölgelerin her biri enfekte olabilir. Enfeksiyon genellikle ağrılı geçer ve sinüslerin yakın olduğu bölgeye biriken mukus nedeniyle yapılan baskı, ilgili bölgede ağrıya sebebiyet verir.

Öksürük

Sinüzit meydana gelmeden önce genellikle hastalarda öksürüklü ve hapşırıklı semptomlar gözlenir. Soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonun belirtisi olan öksürük, akciğerlerde mukus birikiminin oluştuğuna işaret eder. Öksürük semptomu hem kronik hem de akut sinüs enfeksiyonunun belirtisidir. Kronik sinüzitlerde en fazla görülen semptom geniz akıntısı, kafanın ön bölgesinde dolgunluk hissi ve öksürüktür.

Burun Akıntısı

Soğuk algınlığına veya gribe bağlı olarak mukozalarda meydana gelen aşırı mukus üretimi burunda akıntıya neden olur. Burun akıntısı soğuk algınlığı, alerji ve grip hastalıklarında yaygın bir semptomdur ancak hastanın sinüs ağlarında tıkanıklık veya bir darlık söz konusu olduğunda akıntı sinüslerde birikmeye başlar ve bir süre sonra bu birikinti sebebiyle kafada doluluk hissi, baş, diş, kulak ve burun ağrısı hissedilir. Bu durum başlangıç aşamasındaki sinüzitin işaretçisidir.

Göz Çevresindeki Ağrı

Etmoid sinüs bölgesindeki boşluklarda biriken mukus bu bölgeye basınç uygular. Kafa tabanı ve göz çevresi ile komşu olan etmoid sinüsteki birikinti nedeniyle bölgesel olarak başlayan basınç, göz çevresinde ağrıya sebep olur. Bu nedenle göz çevresinde meydana gelen ağrıların genellikle sinüzit belirtisi olduğu düşünülür.

Mide Bulantısı ve Kusma

Sinüs enfeksiyonu ile karşı karşıya kalan kişilerin mukusları yoğun olarak kirlidir ve bakterilidir. Sıradan yapısı akışkan olan ve sinüslerden yutkunma yolu ile mideye geçen mukus, enfeksiyon durumunda mideye aktığı zaman bulantıya sebep olur ve kusma söz konusu olabilir.

Uzun Süren Soğuk Algınlığı

Rutin tedavilerle soğuk algınlığının iyileştirilmesi sıklıkla 5-7 gün arasında sürer. Genel belirtileri ortadan kaldırılan soğuk algınlığı eğer 7 günden uzun sürüyorsa ve sinüs enfeksiyonu için tanımlanan diğer belirtiler söz konusuysa sinüs enfeksiyonu tanısı konulur.

Boğazda Yanma

Sinüslerde biriken mukus nedeniyle oluşan enfeksiyon, tekrar mukus ile birlikte boğaz yoluyla genizden çekilerek arka bölgeye kaydığında temas ettiği bölgelerde inflamasyona sebep olur ve boğazda yanma hissi oluşabilir.

Baş Ağrısı

Sinüslerde biriken mukus nedeniyle kafa iç bölgesinde meydana gelen basınç kafatası içindeki organlara baskı uygular ve bu durum baş ağrısına neden olur. Kafada ağırlık ve doluluk hissiyle başlayan bu süreçte eğer basınç beyne ve gözlere yakın bölgelerde etkili oluyorsa baş ağrısı şiddetlenebilir.

Sinüs Enfeksiyonu Teşhis ve Tanı Yöntemleri

Sinüs enfeksiyonu tanısının konulabilmesi için çeşitli kontrollerin gerçekleştirilmesi ve ortaya çıkan semptomların sinüzit nedeniyle oluştuğu belirlenmelidir.

Akut Sinüzit Teşhisi

Kısa süreli ve az ağrılı seyreden akut sinüzitin teşhis edilmesinde hastanın sağladığı bilgilerden yararlanılır. Hastada soğuk algınlığı veya grip sonrasında başlayan; baş, göz, diş ağrısı, kafada dolgunluk hissi, burun akıntısı, boğaz ağrısı var ise sinüs enfeksiyonu olduğu düşünülebilir.

Muayene

Sinüs enfeksiyonu ile karşı karşıya kalan hastanın burun içinde iltihaplı akıntı olup olmadığına, mukus birikimine bağlı olarak boğaza akıntı ve kafanın ön bölgesinde hassasiyet olup olmadığı incelenir. Fiziksel olarak hekimin bizzat kontrol ederek ortaya koyacağı bu bulgular varsa ve hastanın geçmişe yönelik öyküsünde benzeri durum ile tekrarlayan veya uzun dönemli bir süreç yoksa akut sinüzit teşhis edilir. Belirtilerin daha kapsamlı incelenmesi için tetkikler devam ettirilerek film çekilmesi istenir.

Röntgen

Sinüs enfeksiyonu semptomları taşıyan hastaya kesin olarak teşhisin konulabilmesi için radyolojik açıdan incelenmesi gerekir. Bu anlamda hasta maksiller sinüsü inceleyen Waters filmi çektirir. Çıkarılan filmlerde sinüslerde tıkanıklık, ağızlarda darlık görülüyor ise ve belirtiler ile destekleniyorsa akut sinüzit tanısı konulabilir.

Kronik Sinüzit Teşhisi

Akut sinüzitte ortaya çıkan belirtilerin daha şiddetli bir şekilde ortaya çıktığı durumlarda ve sinüs enfeksiyonunun ilaçlı tedavide kolay çözüm getirmediği durumlarda kronik sinüs enfeksiyonu söz konusu olabilir. Hasta semptomları verdikten sonra hastalık öyküsü incelenir. Hastanın geçmişte de benzer şekilde 8-12 haftayı bulan rahatsızlıkları söz konusuysa kronik sinüs enfeksiyonu düşünülerek inceleme başlatılır.

Muayene

Kronik sinüzit hastalarında genellikle yüz bölgesindeki hassasiyet ve ağrı daha şiddetli olur. Hastanın sinüsleri yoğun olarak dolu ve enfekte durumdadır; bu durum nedeniyle de göz, kulak ve dişlerde ağrıya baş ağrısı eşlik eder. Burundan gelen iltihaplı mukus akıntısı, boğazda uzun süren yanma ve ağrı hissi, mide bulantısı ve kusma olup olmadığı araştırılır. Standart semptomların birçoğunu aynı anda taşıyan kronik sinüzit hastalarının enfeksiyon durumlarının daha iyi incelenebilmesi için endoskopi yöntemine başvurulur.

Endoskopi

Endoskop adı verilen 8-12 mm çapında ucunda kamera olan kablolar yardımı ile burundan içeriye girilerek iç kısımdaki sinüslerdeki mukus birikintisi, sinüs ağızlarının darlığı ve durumu, enfeksiyonun durumu incelenir. Burun etrafında yer alan sinüs bölgesi dar ve komplike bir anatomiye sahip olması nedeniyle endoskoplarla yapılan incelemeler, tedavi süreninin belirlenmesinde oldukça faydalı bilgiler sağlar. Teşhis edilen enfeksiyon seviyesi ve sinüslerin durumu rahatsızlığın kronik sinüs enfeksiyonu olduğunu belirlemede yüksek başarı oranıyla sonuç sağlar.

Sinüs Enfeksiyonu Risk Faktörleri

Bir kişinin sinüs enfeksiyonu ile karşı karşıya kalmasına sebep olabilecek faktörler genellikle üst solunum yolunu ilgilendiren rahatsızlıklar ve yine burun iç dokusu ile bölgedeki basıncı etkileyecek dış faktörler olur. Sinüs enfeksiyonu öncesinde sıklıkla karşılaşılan bu risk faktörlerinden korunmak, sinüzit ile karşı karşıya kalmamak için gerekli görülür.

Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu

Soğuk algınlığı olarak da bilinen üst solunum yolu enfeksiyonu; dünya çapında en fazla karşılaşılan hastalık türü olarak kayıtlarda yer alır. Üst solunum yolunda enfeksiyona neden olabilen teşhis edilmiş 200’den fazla virüs var. Bu virüsler nedeniyle burun ve boğazda meydana gelen iltihaplar nedeniyle mukoza ve burun iç dokusu deforme olduğunda sinüs ağızlarında daralma, sinüs ağızlarında tıkanıklık ve aşırı mukus üretimi söz konusu olabilir. Bu durumda mukusun rahat hareket edememesi ve sinüs boşluklarında birikmesi ile sinüslerde enfekte olur ve sinüzit meydana gelir.

Septum Deviasyonu

Burun deliklerini birbirinden ayıran ara bölgedeki yapı septum nasale adı ile bilinir. Septum nasalenin birbirinden ayırdığı burun tünelleri sağlıklı ise aynı genişliğe, uzunluğa ve hacme sahip olur. Doğum öncesinde başlayarak şekillenmeye başlayan septum nasale, 17-18 yaşa kadar büyümeye ve şekillenmeye devam eder. Kimi zaman genetik nedenlerle ve kimi zamansa travmalar nedeniyle septumda meydana gelen eğrilikler septum deviasyonu olarak tanımlanır. Bu yapıdaki bir yana fazla kaymışlık veya eğrilik solunum kalitesini doğrudan etkiler. Öte yandan septumun sinüs açıklıklarının önünde bariyer oluşturması mukus hareketliliklerini olumsuz etkileyerek, sinüslerde meydana gelebilecek enfeksiyonların da habercisi olur. Septum deviasyonu olan kişiler sık sık sinüzit ile karşılaşırlar ve bu nedenle kronik sinüzit teşhisi alırlar.

Polipler

Burun bölgesinde karşılaşılan nazal polipler, damla şeklinde açık pembe renkte sinüs mukozasından dolayı meydana gelen oluşumlardır. Poliplerin sinüs boşluklarını ve tüm burnu doldurabilme ihtimali bulunur. İyi huylu oluşumlar olan poliplerin sinüs boşluklarını doldurması veya sinüs ağzında tıkanıklığa neden olması, sinüs enfeksiyonu oluşmasına neden olabilir. Soğuk algınlığı veya grip sonrası fazla üretilen mukus sinüs boşluklarında dolmaya başlar ve hareketliliği kısıtlandığı için bu bölgede birikerek enfeksiyon yaratır.

Konka Hipertrofisi

Burunun iç yapısı çok sayıda etmenden meydana gelir ve karmaşık bir yapısı bulunur. Burnun alt kısmındaki etlerin büyümesi konka hipertrofisi olarak tanımlanır. Burun tıkanmasına neden olan bu etlerdeki büyüme ile sinüzit yaşanması riski artar.

Basınç Değişiklikleri

Uçak yolculuğu ve yüzme sırasında meydana gelen basınç değişiklikleri, sinüslerin buruna açılan ostiumlarının kapanmasına neden olur. Kapanan ostiumlar nedeni ile ortaya çıkan tıkanıklık bu esnada üretilen mukusu sinüs boşluklarında biriktirir ve sinüs enfeksiyonu riski ortaya çıkar.

Sinüs Enfeksiyonu Komplikasyonları

Sinüs enfeksiyonu yaşayan kişilerin erken teşhis ile tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde hastalığa bağlı olarak farklı komplikasyonların meydana gelebilme ihtimali vardır. Sinüs boşluklarında yayılan enfeksiyon, sinüslerin temas ettiği diğer bölgelere yayılarak bu bölgelerde de enfeksiyona sebep olabileceği gibi sinüs doluluğu nedeniyle kafa içinde meydana gelen basınç bu bölgedeki organlara ve kemik yapıya zarar verebilir

Menenjit

Sinüzit, sinüslerde enfeksiyonun oluştuğu bir rahatsızlıktır. Sinüslerde meydana gelen bu enfeksiyonun tedavi edilmemesi ve hastalığın ilerlemesi durumunda sinüs boşluklarındaki enfeksiyon beyne akabilir. Böyle bir durumda beyin zarında iltihaplanmalar meydana gelebilir. Beyin zarındaki iltihaplanmalara menenjit adı verilir. Menenjit çok ciddi ve hayati tehlike taşıyan bir bakteriyel enfeksiyon olduğu için sinüzit gibi kolay tedavi edilebilecek bir hastalığa müdahale edilmemesi nedeniyle söz konusu olması büyük bir şanssızlık olur. Her sinüzit olan hastanın menenjit olacağı gibi bir durum söz konusu değil ve sinüzit kolay tedavi edilebilen bir hastalık. Ancak muayene ve tedavinin gecikmesi nedeniyle artan enfeksiyonun beyni sarması menenjite neden olabileceği için belirtiler anlaşıldıktan hemen sonra tedavi sürecine başlanması gerekir.

Trombüs

Sinüslerde meydana gelen enfeksiyonun sinüslerin komşusu olan beyinden başlayan ve göz boşluğuna giden toplar damarlardan gelen kan kavernöz sinüsler tarafından alınır. Bu bölgede bir enfeksiyonun oluşması halinde haliyle taşınan kanda da enfeksiyon meydana gelir. Öte yandan kavernöz sinüslerdeki kan bazen pıhtılaşarak tıkanmaya neden olur ve sinüslerde mukus birikimi olur. Bu birikim enfeksiyona yol açar ve ardından buradan kavernöz sinüsler enfekte olduğunda trombüs söz konusu olur ve kan enfekte bir şekilde vücudun çeşitli bölgelerine taşınır.

Beyin Apsesi

Sinüs enfeksiyonu nedeni ile kafa iç bölgesinde meydana gelen iltihaplanmanın tedavi edilmemesi nedeniyle yayılması beyinde meydana gelebilecek çok riskli komplikasyonlara da davetiye çıkarır. Şiddetli baş ağrısı ile devam eden ve tedavisi aksayan sinüs enfeksiyonlarının kemik doku yolu ile beyne ilerlemesi apselere neden olabilir.

Enfeksiyonun Yayılması

Sinüslerde meydana gelen enfeksiyon, gerek mukus akıntıları ve gerekse sinüslerin temas halinde olduğu toplar damardan taşınan kan aracılığı ile enfeksiyonu vücudun farklı bölgelerine götürebilir. Ağırlıklı olarak kafatası bölgesindeki organ ve dokulara yayılabilen enfeksiyon, bu bölgelerde şiddetli iltihaplanmalara ve doku hasarına yol açabilir. Bu durumun en riskli boyutları enfeksiyonun beyne ilerlemesi olarak bilinir. Tedavi sürecinde sinüs enfeksiyonunun ağırlığına bağlı olarak doğru ve güçlü antibiyotik tedavisine başvurulması bu yönden önemli.

Sinüs Enfeksiyonu Nasıl Önlenir?

Sinüslerde meydana gelebilecek enfeksiyonların önceden önüne geçebilmek için bazı tedbirler alınabilir veya başlangıç aşamasındaki riskli durumların baskılanması sağlanabilir. Burada soğuk algınlığı ve gribe karşı güçlü olmak, bu hastalıklara yakalanmamak sinüzitin ortaya çıkmaması için oldukça etkili bir yol.

Kafanın Sıcak Tutulması

Burun iç yapısında tıkanmalara neden olabilecek en önemli faktör sinüs ostiumlarının soğuk etkisiyle veya soğuk algınlığı sebebiyle tıkanması olarak bilinir. Bu durumun özellikle bebeklerde ve çocuklarda gerçekleşmesinin önüne geçmek için kafa bölgesinin sıcak tutulması gerekir. Ancak bu uygulama yapılırken kafa bölgesinin terlememesine dikkat edilir aksi halde terleyen bölge soğuğa karşı daha duyarlı olur ve risk daha fazla artar.

Sigara ve Alkol Kullanmak

Sigara kullanan veya pasif içici olarak sigara içilen ortamda uzun süre bulunan kişilerin sinüzit ile karşı karşıya kalma olasılıkları diğer bu durumda olmayan kişilere göre daha yüksek olur. Sinüs ve mukoza yapıları deforme olmaya daha elverişli olan sigara kullanıcıları, basit soğuk algınlıklarını dahi sinüzitle devam ettirebilir hatta kronik olarak sinüzit kazanabilir. Öte yandan alkol kullanımının enfeksiyon ihtimalini arttırdığı bilinen bir gerçek. Yüksek seviyede alkol kullanan kişilerde sinüslerde tıkanıklık olduğunda enfekte olma hızı ve enfeksiyon kapma olasılığı daha yüksek olur.

Temizliğe Dikkat Etmek

Sinüzit eğer doğuştan veya sonradan burun yapısında meydana gelen bir değişikliğe bağlı ortaya çıkmıyorsa mutlaka bir dış etken söz konusu olur. Bu etken sıklıkla soğuk algınlığına, nezleye ve gribe neden olan virüs ve bakterilerdir. Üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olabilecek bakteri ve virüslere karşı korunmak, sinüzit ile karşı karşıya kalma olasılığını büyük ölçüde azaltır. Üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan virüs ve bakteriler çok yaygın olarak etrafa dağılırlar ancak basitçe çevrenin temiz tutulması, bakteri ve virüslerin yayılmasını ve oluşmasını engelleyecektir. Var olan bir bakteri çevrede var ise temizlik ile kolaylıkla risk faktörü ortadan kaldırılır.

Sık Sorulan Sorular

Sinüs enfeksiyonu ölüme sebep olabilir mi?

Sinüs enfeksiyonunun tekil olarak kendisi ölüme sebebiyet verebilecek bir hastalık değil. Ancak eğer hastalık sebebiyle meydana gelen enfeksiyon giderilmez, hastalık teşhisi konularak tedavisi gerçekleştirilmez ve takibi yapılmaz ise ölüme sebebiyet verebilecek riskli komplikasyonlara sebep olabilir. Bunlar arasında beyin apsesi ve menenjit gibi beyin dokusunda iltihaplanmaya neden olan hastalıklar yer alır.

Sinüs enfeksiyonu bulaşıcı mıdır?

Sinüs enfeksiyonunun oluşumu kişiden kişiye farklılık gösterir. Çünkü burada sinüs yollarında tıkanıklık ve tıkanıklığı ortaya çıkaran bir durum vardır ve bu durum sinüslerde mukus birikmesine bağlı iltihaplanmaya sebep olmakta. Ancak sinüs enfeksiyonunu tetikleyen soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyon gibi rahatsızlıklar, sinüzit hallerinde daha uzun süre etkili olduğundan, bulatırılabilecek olan bakteriyel hastalıklar bunlar olabilir.

Tedavi ne kadar sürer?

Sinüs enfeksiyonu tedavisi akut sinüzit durumunda genellikle en uzun 7 gün kadar sürer ve kolayca iyileştirilir. Kronik sinüzit durumunda ise hastalığın iyileştirilmesi enfeksiyonun yayılma boyutuna bağlı olarak uzun sürebilir. Bu süre 1 ayı bulabileceği gibi cerrahi operasyonlar ile sinüs enfeksiyonunun giderilmesi ile çok kısa sürede hem sinüzit hem de gelecekte sinüzit oluşması ihtimali ortadan kaldırılır.

Saçın ıslak bırakılması sinüzite sebep olur mu?

Özellikle kış aylarında saçlarını ıslak bırakan kişilerin sıcak soğuk geçişleri yaşaması ile özellikle eğer burunda polipler ve alerjik bir durum varsa poliplerde şişme meydana gelerek sinüs yolları tıkanır ve sinüzit tetiklenir. Ayrıca saçları ıslak bırakan kişilerin soğuk sıcak değişimlerinde gribal enfeksiyon ve soğuk algınlığı ile karşılaşma olasılığı da daha fazla olacağından sinüs faktörlerinden birisi daha ortaya çıkabilir.

Sinüzit tedavi edilmezse ne olur?

İltihaplı bir enfeksiyon formu da olan sinüzit tedavi edilmezse, sinüslerde oluşan iltihaplanmalar, sinüsün temas halinde bulunduğu diğer doku ve kemik yapılarının da enfeksiyon kapmasına sebep olur. Öte yandan mukusun boğaz yolu ile akması, toplar damar ile ilişkisi olan sinüslerin enfeksiyonu kana karıştırması durumu hastalığın hem şiddetlenmesine hem de farklı komplikasyonların meydana gelmesine sebep olur. Şiddetli iltihaplanmanın devam ettiği sinüzit durumlarında enfeksiyon beyne gidebilir ve bu durum menenjit ve beyin apsesine sebep olabilir.

Sinüs enfeksiyonu hakkında doğru sanılan yanlışlar nelerdir?

Sinüzit hastalarının evde tedavi yöntemlerine sıklıkla başvurarak hastalığı gidermeye çalıştıkları görülür ancak bu yöntemlerden birçoğu aslında hastalığa faydası olmayan ve daha fazla riski getiren yöntemler. Bitkisel yollarla hastalığı gidermeye çalışan kişiler, burundan alınan bitkilerin etkisinin alt solunum yoluna geçmesi ile gırtlak ödemi ortaya çıkabilir. Ayrıca her baş ağrısını sinüzit zannetme, sinüzitin enfeksiyon hastalığı olduğunu düşünme, sinüzit geniz akıntısı yapar genellemesi ve sinüzitin cerrahi işlem sonrası tekrar edeceğini düşünme gibi yanılgılarla da sıklıkla karşılaşılıyor.

Sinüzit genetik bir hastalık mıdır?

Sinüzit genetik bir hastalık değildir ancak sinüzite neden olabilecek burun dokusunun oluşumu genetik olabilir. Örnek olarak septum deviasyonu durumu verilebilir. Ebeveynlerden birinde septum deviasyonu olan bireylerde septum deviasyonunun oluşması ihtimali daha fazla olur.

Sinüzit tedavisi evde uygulanabilir mi?

Sinüzit oluşumuna sebep olabilecek risk faktörlerinden korunmak evde izlenebilecek bir sinüziti engelleme yolu olabilir ancak sinüzit tedavisini kişisel yollarla evde gidermeye çalışmak hastalığa dayalı komplikasyonların oluşması olasılığını arttırabilir. Enfeksiyonun boyutu, şekli, oluşma nedeni ve giderilmesi için neyin gerektiği ancak uzman bir hekim tarafından muayene edildikten sonra teşhis edilebilir. Kafatasının iç bölgesinde meydana gelen enfeksiyonun evde teşhisi mümkün olmamakla beraber tedavisi de mümkün olmayacak.

Hastalığın bitkisel bir çözümü var mı?

Sinüzit hastalarının, karşılaştıkları semptomları bastırmada başvurdukları bir takım bitkisel yollar vardır. Ancak sinüziti tedavi etmede bitkisel yollara başvurulması önerilmez. Çünkü solunum yolu hastalığı olan ve alerjik dokuların yoğun olarak bulunduğu bölgede oluşan sinüs enfeksiyonunun bastırılmasında uygulanacak bitkisel yollar bu bölgede daha fazla enfeksiyona neden olabileceği gibi alerjik bir reaksiyonu tetikleyebilir veya alt solunum yolunda ödeme sebep olabilir.

Tedaviden sonra enfeksiyon tekrarlayabilir mi?

Cerrahi operasyon ile sinüzit tedavisi gören hastaların %90’ında başarılı bir sonuç alınmakla beraber çok düşük tekrar olasılığı ile karşılaşılmış. Sinüzitin cerrahi yollarla sinüs ağızlarına yapılan müdahalelerle engellenmesine karşın bu bölgede tıkanıklığın başka bir nedenle meydana gelmesi halinde iç kısmında mukus birikimine bağlı enfeksiyonla yine de karşılaşılabilir. Burada tedavi sonrasında hastanın burun dokusu konusunda ve üst solunum yolu enfeksiyonları konusunda daha hassas olması önerilir.

Tedaviden sonra hastanın yapması gerekenler nelerdir?

İster cerrahi ister ilaç tedavisi olsun, sinüs enfeksiyonunu atlatan hastaların; yaşadıkları ortamı hijyenik tutmaları, soğuk algınlığına sebep olabilecek faktörlerden uzak durmaları ve iyi beslenerek virüs ve bakterilere karşı bağışıklık kazanmaları önerilir. Ayrıca burun dokusunda travma yaratabilecek unsurlardan uzak durmaları ve sigara, alkol tüketmemeleri hastalığın tekrar oluşmasını engellemekte büyük ölçüde yardımcı olur.

Sinüs enfeksiyonu tedavisinde kullanılan ilaçlar bağımlılık yapar mı?

Sinüzit hastalığının giderilmesinde, var olan bir soğuk algınlığı da tedavi ediliyorsa nazal spreylerden faydalanılabilir. Burada yaygın olarak kullanılan bazı spreylerin, nefes alıp vermeyi kolaylaştırması sebebiyle kullanıcıların hastalık yokken dahi kullanmaya devam ettikleri bildirilmiştir. Bu durum tam olarak bağımlılık ile bağdaştırılmıyor olsa da kullanıcıları tekrarlayan kullanıma iten bir istenç söz konusudur. Bu spreylerin uzun süre kullanılmaya devam etmesi bir süre sonra etki kaybına, koku duyusunda deformasyona ve tekrarlayan sinüs enfeksiyonları ile beraber burun dokusunda erime ve şekil bozukluklarına neden olur.

Akut sinüzit kronik sinüzite dönüşebilir mi?

Akut sinüzit söz konusu iken teşhis konulup tedavi başlatılmaz ise ve rahatsızlık 8-10 hafta süre devam edecek olursa kronik sinüzite dönüşebilir. Kronik sinüzite dönüşen akut sinüzit durumu sonrasında hastalık daha yüksek alevlenmelerle seyretmekle beraber, enfeksiyonun yayılma hızı da daha fazladır. Bu nedenle daha fazla gecikmeden muayene olmak ve tedaviye başlamak gerekir. Aksi durumda rahatsızlığın vücutta farklı bölgelerde enfeksiyona sebep olabileceği ve tekrarlayan sinüzit ile karşı karşıya kalınabileceği unutulmamalı.

Sinüzit faranjite sebep olur mu?

Sinüzit üst solunum yolu, farenjit ise alt solunum yolu enfeksiyonu olarak tanımlanır. Kronik sinüs enfeksiyonu meydana geldiğinde, mukus ile birlikte iltihaplı geniz akıntısı olabilir. Bu geniz akıntısının alt solunum yoluna taşıdığı enfeksiyon, boğazda iltihaba neden olur ve faranjit oluşur. Kronik sinüzit hastalarının birçoğu eş zamanlı olarak kronik boğaz iltihabı adı verilen faranjit ile de karşı karşıya olur.

Sinüzit şüphesiyle hangi kliniğe başvurmalıyım?

Sinüzit semptomlarını taşıdığınızı düşünüyorsanız ve muayene olup teşhis koydurmak, tedaviye başlamak istiyorsanız Kulak, Burun, Boğaz polikliniğine başvurmanız gerekir.

Sinüs enfeksiyonunu sebep olduğu ağrılar için ağrı kesici almamın bir sakıncası var mı?

Antienflamatuar ilaçlar sinüzitin sebep olduğu iltihabı ve ağrıyı gidermede sıklıkla başvurulan ilaçlardır. Bu nedenle doktorun reçete ettiği ağrı kesicileri gerekli doz ve süre ile kullanmanızın bir sakıncası olmaz. Ancak kullanacağınız ilacın bir doktor tarafından belirlenerek, size uygun olarak reçete edilmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki; her ağrı kesici aynı özelliği taşımaz. Farklı kimyasal özellikleri ile çok çeşit ağrı kesici vardır ve bu ağrı kesicilerin her biri farklı bir ağrı türüne ve farklı sağlık özelliklerine sahip kişilere göre reçete edilir.

İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar