Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Nasır

Nasır Hakkında
Nasır Hakkında
Nasır Belirtileri
Nasır Tanı Ve Teşhis Yöntemleri
Nasır Risk Faktörleri
Nasır Komplikasyonları
Nasır Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Sürtünme ve basınç etkisi ile oluşan ölü derinin, ayak ya da el bölgesinde bir tabakaya evrilmesi neticesinde ortaya çıkan hastalık türüne nasır adı veriliyor. Yetişkinlerde ve çocuklarda gözlemlenen bu hastalık, yaşam konforunu düşüren sıkıntılı hastalıklardan bir tanesidir. Tedavi edilmediği takdirde ölü deri vücutta daha fazla yer kaplayacak ve kendine yaşam alanı oluşturacaktır. Aynı zamanda nasır kökü daha güçlü bir hal alarak büyüyecektir.

Nasır, tedavi edilebilen bir hastalık ve hatta erken teşhis ile birlikte ilaç tedavisi de yeterli geliyor. Uzman yardımının yanı sıra evde tedavi yöntemleri ve doğal tedavi yöntemlerine de başvurarak süreci daha hızlı bir hale getirme şansına sahip oluyorsunuz.

Nasır hastalığı, binek hayvanlarda da gözlemlenen bir hastalık ve basınç ve sürtünme neticesinde kendine çok daha kısa süre içerisinde yaşam alanı bulabildiği için hayvanları da etkisi altına almış durumda. Yaşam kalitesini düşüren ve bununla birlikte ayak taban bölgesinde meydana geldiği takdirde yürüme eylemini de güç hale getiren nasır hastalığı, tedavi edilmediği takdirde çok daha ileri boyutlara ulaşabiliyor. Hastalığın tedavisinde kullanılan çok fazla yöntem var ve yapılacak tetiklet neticesinde doktorunuz sizler için en uygun tedavi yöntemini belirleyecek ve süreç hakkında sizlere de genel bir bilgi verecektir. Tedavisi basit bir hastalık ancak burada önemli olan detay nasır türüne uygun yöntemi belirleyebilmektir.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. Binnur Üstün

Nasır Hakkında

Nasır hastalığı ile ilgili bilinen en büyük yanlışlardan bir tanesi, yetişkin hastalığı olduğu yönündeki bilgilerdir. Nasır, küçük yaştaki kimselerde de gözlemlenebiliyor. Aynı ayakkabının uzun süre giyilmesi, el ve ayak bakımının doğru ve düzenli bir şekilde yapılmaması gibi detaylar ne yazık ki bu hastalığa sebebiyet veriyor.

Tedavi edilmediği takdirde özellikle ayak taban bölgesinde hastaya daha çok zarar veren bu hastalık, cerrahi müdahaleler ile olduğu gibi radyofrekans yöntemi ile de tedavi edilebilmektedir. Sıkıntılı bir hastalıktır ve hastalık süresi boyunca hem ağrı hem de acılı bir durum mümkündür.

Eski yıllara bakıldığında bu hastalığın ponza taşı adı verilen özel bir taş modeli ile tedavi edildiğini görebiliyoruz ve bu tedavi yöntemi günümüzde de uygulanmaktadır. Evde tedavi yöntemlerinden bir tanesi olan ponza taşı ile birlikte sizler de nasır hastalığından kısa süre içerisinde kurtulabilirsiniz. Sert yüzeyi ölü deriye sürtüldüğü takdirde ölü deri yumuşayarak vücuttan atılıyor ve bunu sık sık gerçekleştirdiğinizde nasır köküne kadar inebiliyorsunuz.

Evde tedavi yöntemlerinin başarı oranı da bir hayli yüksek ancak ilerlemiş nasır hastalıklarında bu yöntemleri tercih etmek yerine uzman yardımı almak ve radyofrekans tedavisi gibi profesyonel müdahale yöntemlerini tercih etmek kesinlikle çok daha doğru olacaktır.

Nasır Nedir?

El ve ayak bölgesinde çok daha yoğun bir şekilde gözlemlenen, sürtünme ve basınç etkisi ile üst derinin kalınlaşması sonucu ortaya çıkan hastalık türüdür. Bu hastalık, binek hayvanlarında da çok sık gözlemleniyor ve tedavi sürecine bakıldığında insanlara uygulanan tedaviler ile benzerlik gösterdiğini de görebiliyoruz. Nasır, ağrılı ve acılı bir hastalıktır ve özellikle ayak taban bölgesinde varlık göstermeye başladığı andan itibaren yürüme eylemini de daha güç hale getirir.

Çok sayıda tedavi yöntemine sahiptir ancak en başarılı yöntemler arasında radyofrekans tedavisi gösteriliyor. Son dönemde daha popüler bir hal alan ve hekimler tarafından daha fazla tercih edilen bu yöntem sayesinde aynı gün ayağa kalkabiliyor ve gündelik hayatlarınıza da kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.

Nasır, siğil hastalığı ile çok fazla karıştırılıyor ancak renk, doku ve belirtiler bakımından bir kıyas yapıldığında aslında her iki hastalığında bariz bir şekilde birbirinden ayrıldığını görebiliyoruz. Nasır hastalığında deri tabakası daha sert ve kalıp şeklindedir. Aynı zamanda deri renginin sarıya çalan bir renge sahip olduğunu da belirtmek gerekiyor. Tedavi edilebilen bir hastalık ve bu hastalığın sizdede olduğunu öğrendiğiniz andan itibaren olabildiğince kısa bir sürede alanında uzman bir hekime sağlığınız açısından başvurmanızda fayda vardır. Klinik testler neticesinde kısa süre içerisinde teşhis edilebilen hastalık için en uygun tedavi yöntemi belirleniyor ve süreç başlatılıyor. Tekrar edebilen bir hastalık olduğu için tedavi sonrası dönemde de dikkatli olmakta fayda var.

Hiperkeratoz Nedir?

Nasır hastalığının bilinen diğer adı olarak karşımıza çıkan hiperkeratoz, farklı hastalıkların belirtisi de olabiliyor. Derinin anormal bir şekilde kalınlaşması olarak tanım yapmak mümkündür ve aynı durum nasır hastalığı için de geçerlidir. Üst deri kalınlaşarak kendine has bir yaşam alanı oluşturur ve bir süre sonra ölü deri daha sert bir tabakaya dönüşür bu sert tabaka herhangi bir baskı ya da dokunma durumunda ağrı ve acı ile karşılık veriyor.

Nasır hastalığı, tedavi edilmediği takdirde farklı sorunlara da sebebiyet verebilir ve yaşam kalitesini de büyük ölçüde olumsuz etkiler.

Siğil ve Nasır Arasındaki Farklar

Yüzey görünümü ve renk detayları ile birlikte siğil ve nasır ayrımını yapmak mümkündür. Nasırlar, kalın ve daha sert bir yapıya sahip iken aynı zamanda inişli çıkışlı katmanlar olarak biliniyor ancak siğiller daha pürüzsüz ve düz bir yapıya sahiptir. Gözle bakıldığında ya da muayene edildiğinde de iki hastalık birbirinden ayırt edebiliyor.

Siğillerin rengi genellikle pembe ve kahverengi olarak karşımıza çıkıyor ancak bu renk grubuna sahip nasırlara rastlamak neredeyse imkansızdır. İki hastalığın belirtileri de farklıdır ve klinik testler ile birlikte ayırt edilmeleri de çok daha kolay bir hal alacaktır. Nasırların, stres kaynaklı sorunlar neticesinde de ortaya çıktığı biliniyor ancak siğiller için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Siğillerin ana kaynağı hpv adı verilen formlardır…

Nasır Vücudun Hangi Bölgelerinde Oluşur?

El tırnaklarının kenarında olmak üzere ayak tabanında ve ayak parmaklarının arasında daha yoğun bir şekilde gözlemlenen nasır hastalığı, özellikle ayak tabanında yaşam alanı oluşturduğu takdirde hastaya çok daha fazla acı veriyor. Ayağın üst kısmında da yer edinebilen nasır hastalığı, bazı durumlarda kaşıntı sorununu da beraberinde getiriyor. Sert tabakaya baskı yapıldığı takdirde acıyı hissetmek mümkündür.

Parmak araları ve parmak üstü bölgeler de nasırın yaşam alanı oluşturabileceği bölgeler arasında yer alıyor. Yetişkinlerde, çocuklarda ve binek hayvanlarda görülen bu hastalık, tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini de büyük ölçüde düşürecektir.

Bu bölgeler arasında en tehlikeli olanı ve insan yaşamını daha olumsuz etkileyen bölge kesinlikle ayak taban bölgesidir. Yürüme eyleminde zorlanacak ve ağrının şiddetini daha belirgin bir şekilde hissedeceksiniz. Ölü tabakanın altında derin bir oyuk ve bu oyu içerisinde nasır kökü mevcuttur. Ayaklarınızın üstünde her baskı uyguladığınız an nasır kökü batıyor ve şiddetli bir ağrı şeklinde tepki veriyor. Bu tür durumlarda uzun süre ayakta kalmak vücudunuzu da yorgun düşürecektir. Tedavi için vakit kaybetmemeniz gerekiyor çünkü nasır hastalığı kendiliğinden geçen ya da komplikasyonları kendiliğinden azalan bir hastalık değildir. Tam aksine tedavi edilmediği süre boyunca ağrının şiddeti artacak ve yaşam kaliteniz biraz daha düşecektir.

Tırnak Kenarları

El ve ayak bölgesindeki tırnakların kenarında oluşan nasırlar, rahatsızlık verici bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Nasır hastalığı tedavi edilebilen bir hastalıktır ve çoğu zaman bakımsızlıktan kaynaklanır. El ve ayak bakımının düzgün bir şekilde yapılmaması ya da doğru ürünlerin tercih edilmemesi durumunda bu hastalık ile karşı karşıya gelmek kaçınılmazdır.

Tırnak kenarları, ölü deri için en ideal yaşam alanlarından bir tanesidir ve özellikle ayak bölgesinde daha sık gözlemleniyor. Asidik içerikli ilaçlar ile hastalığın tedavisi mümkündür ya da nasır bandı gibi medikal ürünler de başvurabilirsiniz. Uzmanlar tarafından da tavsiye edilen bu ürünler sayesinde kısa sürede sonuç elde etmek mümkündür.

Parmak Araları

Sürtünme ve basınç, nasır oluşumundaki en önemli detaylardan bir tanesidir. Ayak parmaklarının arası da bu duruma maruz kaldığı için nasırın en çok yer ettiği alanlar da buralardır. Parmak aralarının bakımı bu yüzden daha sık bir şekilde yapılmalı ve doğru ürünler kullanılmalıdır.

Ayak parmaklarının yanı sıra el parmaklarının arası da nasır yerleşimine uygun alanlardan bir tanesidir. Sürtünme devam edeceği için gün içerisinde kaşıntı ve ağrı durumu da hastayı rahatsız edecektir. Bir an önce tedavi edilmesinde fayda var, aksi takdirde ölü deri büyüyerek daha geniş bir alana yayılabiliyor ve bu da yaşam kalitesini her geçen gün biraz daha düşürüyor.

Parmak Üstleri

Parmak aralarının yanı sıra el ve ayak parmaklarının üst kısımları da nasır oluşumu için ideal bölgelerden bir tanesidir. El ve ayak bakımı düzgün ve düzenli bir şekilde yapılmadığı takdirde hastalık ile karşı karşıya gelmek kaçınılmazdır. Ayak bölgesi için önemli bir detay daha var. Sürekli olarak aynı ayakkabıyı giymek ve ayağa hava aldırmayan ayakkabıları tercih etmek de nasır oluşumunu büyük ölçüde tetikliyor.

Önlemlerinizi aldığınız takdirde hastalıktan uzak kalmanız mümkün ve bunun için yapabileceğiniz en önemli şey ise ayaklarınızı zaman zaman havalandırmak ve daha geniş ayakkabı modelleri tercih etmek olacaktır. Ellerinizi ise düzenli yıkayabilir ve bakımını da düzenli bir şekilde yapabilirsiniz.

Ayağın Üstü ve Altı

Ayaklarınızı sıkan ayakkabıları uzun süre tercih ettiğiniz durumda sürtünme ve basınç durumu tetiklenecek, kısa bir süre sonra ise nasır hastalığı meydana gelecektir. Ölü deri genellikle ayak üstü ve altında yer ediniyor. Ayak tabanında meydana gelen nasır, kökü ile birlikte oyuk şeklini alıyor ve her geçen gün biraz daha sertleşerek yürüme eylemini daha zor ve sıkıntılı hale getiriyor.

Erken teşhis ile birlikte ölü derinin vücuttan atılması mümkündür ve tedavi sonrası aynı gün, gündelik hayatlarınıza kaldığınız yerden devam edebilir ve ayaklarınızın üstüne basabilirsiniz. Ayak altında meydana gelen nasır, en acı veren ve en ağrılı nasır türlerinden bir tanesidir ve hareket özgürlüğünü de kısıtlayacak bir sorundur.

Nasır Türleri

Sert, yumuşak ve tohum olmak üzere 3 farklı grupta ele alabileceğimiz nasır hastalığı türleri, yaşam kalitesini düşüren sancılı bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Nasır, yalnızca yetişkinlerde değil, çocuklarda ve binek hayvanlarında da görülebilen bir hastalıktır. Ölü derinin el ve ayak bölgesini ele geçirmesi ve kökü ile birlikte derin bir oyuk oluşturması durumunda hastalık her geçen gün biraz daha ilerliyor.

Nasır hastalığının çok sayıda tedavi yöntemi mevcut ve bu yöntemler doğru bir şekilde uygulandığı takdirde hastalıktan kısa bir süre içerisinde kurtulmak mümkündür.

Sert Nasır

Ölü derinin bir tabakaya dönüştüğü ve kabuk bağladığı nasır türüdür. Diğer nasır türlerine nazaran adından da anlaşılacağı gibi daha sert bir yapıya sahiptir. Özellikle ayak taban bölgesinde meydana geldiği takdirde çok daha fazla ağrı ve acı verecektir.

Yumuşak Nasır

Sert nasıra nazaran daha yumuşak bir ölü deri yapısı söz konusudur ve genellikle bu türün tedavisinde ponza taşı kullanılır. Nasır bantları da tedavide etkili olacaktır ve kısa sürede sonuç elde etmek mümkündür. Yumuşak nasır tipinin kökü de sert nasıra nazaran daha zayıftır ve çıkartılması daha kolay bir hal alacaktır. Evde uygulanacak tedavi yöntemleri ile birlikte sonuç elde edilebilir.

Tedavi Nasıl Yapılır?

Nasır hastalığının tedavisinde çok sayıda yöntem karşımıza çıkıyor. en bilinen ve en çok uygulanan yöntemlerden bir tanesi radyofrekans tedavisidir. Hasta herhangi bir şekilde ağrı ya da sancı durumu ile karşı karşıya gelmiyor ve hem hasta hem de hekim konforunun üst seviyelerde olduğu özel bir tedavi yöntemidir.

Bir diğer yöntem ise cerrahi müdahaledir. Basit nasır hastalıklarında anesteziye ihtiyaç duyulmuyor ve neşter ile kazınan ölü deri, nasır kökü ile birlikte vücuttan alınıyor. İlerlemiş hastalıklarda ise anesteziye mutlaka ihtiyaç duyulacaktır çünkü acı durumu şiddetli bir hal alabiliyor.

Son olarak evde tedavi yöntemleri de tercih edilebilir ancak öncesinde bir uzman yardımı ve tavsiyesi almak daha sağlıklı olacaktır. Tetkikler, klinik ortamda yapılıyor ve fiziksel muayene ile birlikte hastalığın teşhis edilmesi de mümkün hale geliyor. Tektiler sonrası en uygun tedavi yöntemi belirlenecek ve süreç hakkında bilgilendirme yapılacaktır. Radyofrekans yöntemi, an itibarıyla en popüler tedavi yöntemlerinden bir tanesi olarak biliniyor ve birçok klinikte sorunsuz bir şekilde uygulandığını da görebiliyoruz. Bununla birlikte cerrahi müdahaleler de yine sık uygulanan ve başarı oranı yüksek olan yöntemler arasında gösteriliyor. Hastanın uygunluk durumuna bağlı olarak genellikle bu iki yöntemden bir tanesi seçiliyor ve tedavi süreci planlaması yapılıyor. Ağrılı ya da acılı bir tedavi karşınıza çıkmayacak ve tam aksine 5 ila 10 dakikalık bir tedavi sonrası nasır hastalığından kurtulacaksınız.

Girişimsel Yöntemler

Basit nasır hastalıklarında etkili olan tedavi yöntemlerinden bahsetmek mümkündür. Girişimsel yöntemler arasında nasır bandı ve ponza taşı gibi uygulamalar da yer alıyor. bu uygulamalar, nasırın kökü çok derinde değil ise fayda sağlayacaktır ancak ilerlemiş hastalıklarda bu tedavi yöntemlerinden fayda sağlamak pek de mümkün olmuyor.

Girişimsel yöntemler, evde uygulayabileceğiniz basit tedavi yöntemleridir ve özellikle ponza taşı uygulaması, eski yıllardan bu yana uzun süredir kullanılan bir tedavi yöntemidir. Banyo sonrası uygulanan yöntemi evde kendi başınıza sorunsuz bir şekilde uygulayabilir ve nasır hastalığından kurtulabilirsiniz.

Ponza Taşı

Genellikle dikdörtgen yapıya sahip modellemesi ile satışa sunulan ponza taşı, sert ve girintili çıkıntılı bir yapıya sahiptir. Banyolarınızda bulundurmanız gereken ürünlerden bir tanesi olduğunu düşünüyoruz ve bu ürünü kullanarak nasır hastalığından kurtulmak mümkündür. Ponza taşı, en eski tedavi yöntemlerinden bir tanesidir ve yumuşamış deriye sert bir şekilde uygulandığı takdirde etkisini çok daha güçlü bir şekilde gösterecektir.

Banyoda 10 dakika kadar bekledikten sonra nasırlı bölgeye bu taş ile müdahale edebilirsiniz. Sert yapısı sayesinde deriyi kısa bir süre sonra kaldıracak ve düzenli uygulama ile birlikte nasır köküne ulaşmanızı sağlayacaktır. Eskilerin en çok tercih ettiği bu tedavi yöntemi uzmanlar tarafından da tavsiye ediliyor ve evde uygulanabilecek yöntemlerden bir tanesi olduğunu da belirtmekte fayda var.

Ponza taşı birçok kaynakta ilkel bir yöntem olarak yer alıyor ve bakıldığında bunun ne kadar doğru olduğunu da görebiliyoruz. Sert bir taş ile deriye müdahale ediyorsunuz ve bunu da banyo sonrası gerçekleştiriyorsunuz. Yumuşamış olan deri kısa süre içerisinde kendini bırakıyor ancak nasır kökünü bu taş ile almak ne yazık ki mümkün değildir ve enfeksiyon riski ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Henüz ilk seviyedeki nasır hastalıklarında bu yöntem elbette işe yarayabilir ancak ilerlemiş seviyedeki nasır hastalıklarında etkisi çok daha az olacaktır. Nasır hastalığında en önemli detay ve en zor işlem, nasır kökünün alınmasıdır ve bunu da evde tedavi yöntemleri ile yapmak çok da sağlıklı değildir.

Nasır Bantları

Medikal ürün grupları arasında yer alan nasır bantları da yine girişimsel tedavi yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Eczanelerde satılan bu ürünleri sizler de reçetesiz olarak satın alabilirsiniz. Asidik bir içeriğe sahip olduğu için nasırlı bölgeye hızlı bir şekilde nüfuz ediyor ve ölü tabakayı kısa sürede söküp atıyor. Basit nasır hastalıklarında bu bantlar ile birlikte nasır köküne ulaşmak mümkündür ancak ilerlemiş hastalıklarda ne yazık ki fayda sağlamayacaktır.

Nasır bandı uygulaması basit hastalıklarda daha fazla tercih ediliyor ve nasırlı bölgeye yapıştırılması dışında herhangi bir şey yapmanıza da gerek kalmayacaktır. İlgili bölgeyi temizledikten sonra bandı yapıştırıp beklemeniz gerekiyor.

Nasır bantları da yine yıllardır uygulanan tedavi yöntemlerinden bir tanesidir ve evde kendi başınıza sorunsuz bir şekilde uygulayabiliyorsunuz. Bu medikal ürünlerin içerisinde salisilik asit mevcut ve salisilik asit etkisi kısa süre içerisinde ölü deriyi yumuşatarak nasır köküne ulaşmayı başarıyor. Evde uygulanabilecek etkili tedavi yöntemlerinden bir tanesidir ancak ilerlemiş nasır hastalıklarında yani kökü derinde olan nasır hastalıklarında çok da etkili olmayacaktır.

Nasır bantları, ağrınızı hafifletecek, destekleyici nitelikteki ürünlerdir ve profesyonel müdahalelerin yanında ek tedavi yöntemi olarak tercih edilmelidir. Nasır bandı reçetesiz satılıyor ve birçok eczanede bu ürünü bulabilirsiniz. Nasıl uygulayacağınız da prospektüste detaylı bir şekilde anlatılıyor.

Nasırı Dondurma

-197 derecelik azot gazının nasır tedavisinde etkili bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Nasırlı bölgeye uygulanacak gaz ile birlikte ölü deri içerisindeki zararlı yapı kısa süre içerisinde ortadan kaldırılıyor ve neşter ile kazınarak nasır köküne ulaşılıyor. Bu uygulama esnasında hafif de olsa ağrı hissi yaşayabilirsiniz ancak sizi rahatsız edecek ölçüde bir ağrı durumu mümkün değildir. En etkili yöntemlerden bir tanesidir ve uygulanışı da bir hayli basittir.

Nasır dondurma işlemi 5 dakika gibi kısa bir süre içerisinde tamamlanıyor ancak neşterle kazıma süreci daha uzun sürebilir. Tedavi tamamlandıktan sonra aynı gün ayağa kalkabilir ve gündelik hayatlarınıza da kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Azot gazının nasırlı bölgeye uygulanması esnasında şiddetli bir ağrı ya da acı durumu ile karşı karşıya gelmeyeceksiniz ancak soğuğu hissetmeniz normal bir durumdur. Tedavi sonrası kısa süre içerisinde ayağa kalkabilir ve gündelik hayatlarınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Ayağınızın üstüne basmanızda herhangi bir sakınca yoktur ancak bir ila 2 saat kadar dinlenmeniz çok daha sağlıklı olacaktır.

Nasırın dondurulması ile birlikte ölü deri içerisindeki zararlı yapı da kısa süre içerisinde yok ediliyor ve nasır köküne ulaşmak daha kolay bir hal alıyor. Yıllardır uygulanan başarılı tedavi yöntemlerinden bir tanesidir ve an itibarıyla birçok klinikte bu tedavi yöntemi başarılı bir şekilde uygulanıyor.

Nasırı Koterle Yakma

Dondurma tedavisi kadar etkili bir yöntem olan koterle yakma uygulaması da başarılı tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Ölü derinin yakılması ile birlikte nasır köküne ulaşmak çok daha kolay bir hal alıyor. Nasır köküne ulaşmak için neşterle müdahaleye de ihtiyaç duyulabilir ve zaten acı hissedeceğiniz an da kesinlikle bu an olacaktır.

Yakma tedavisi de dondurma tedavisi gibi kısa süreli bir uygulamadır ve bu uygulamadan hemen sonra ayağa kalkabiliyor, gündelik hayatlarınıza kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz. Bu uygulamanın bazı sirkleri var ve nasır kökü tamamen alınamadığı gibi enfeksiyon durumu da söz konusudur. Tedavi sonrası devam edecek doktor kontrolleri neticesinde bu durum da kısa süre içerisinde tespit edilecektir.

Cerrahi Tedavi

Nasır hastalığının tedavisinde başarı oranı en yüksek olan uygulamalardan bir tanesi cerrahi yöntemlerdir. Cerrahi tedavide birçok zaman anesteziye başvurulmaz ve nasır kökü derinde değilse direkt olarak neşterle kazıma işlemi yapılır. Nasır kökünün derinlerde olması ise anesteziye duyulan ihtiyacı arttırıyor.

Cerrahi tedavide ağrı ve acı hissi biraz daha yoğun ve özellikle deri altına yapılan müdahalede neşter darbelerini an be an hissediyorsunuz. Tedavi tamamlandıktan sonra ayağınızın üstüne basmanız biraz zaman alabilir ancak bu durum çok da uzun sürmeyecektir. İlaç tedavisi ile birlikte devam edecek süreç tek seansta tamamlanabileceği gibi bazı hastalarda daha uzun sürebiliyor.

Radyofrekans Tedavisi

Isı ve elektrik enerjisi kullanılarak gerçekleştirilen bu özel yöntem ile birlikte nasır hastalığından 5 dakika gibi kısa bir süre içerisinde kurtulmak mümkündür. Nasır çevresinin radyofrekans uygulaması ile birlikte kesilmesi ve nasır kökünün alınması ile birlikte tedavi sorunsuz bir şekilde tamamlanıyor.

Nidus’un tam olarak çıkartılması ile birlikte tedavi tamamlanıyor ve herhangi bir şekilde dikiş ya da bandaj uygulamasına da gerek duyulmuyor. Nasır tedavisinde en etkili ve en popüler tedavi yöntemlerinden bir tanesidir ve uygulanışı da gayet kolaydır. Birçok klinikte uygulanan bu tedavi yönteminde hasta ve hekim konforu üst seviyelerdedir ve bu yöntemin tercih edilmesindeki en önemli detaylar da bunlardır.

Nasırın Nedenleri

Nasır hastalığının birçok farklı nedeni olabilir ve bu nedenlerden bir tanesi de el ve ayak bakımının düzenli bir şekilde yapılmamasıdır. Bir diğer neden ise aynı ayakkabının uzun süre giyilmesi ve ayakların hava almaması durumudur. Yaz aylarında bu hastalık ile daha sık karşı karşıya geleceksiniz ve ayakların hava almaması durumu da nasırı tetikleyen en önemli unsurlardan bir tanesidir.

Basınç ve sürtünmeyi arttıran durumlarda da nasır riski artıyor ve ayaklarınızı sıkacak ayakkabıları uzun süre giydiğinizde yine riski artırmış oluyorsunuz. Bir başkasının terliğini ya da ayakkabısını giyiyor olmak da nasır hastalığını tetikleyen faktörler arasında gösteriliyor.

Deriye Sert ve Sürekli Basınç

Sürtünme ve basınç, nasır hastalığının tanımını yaparken sık sık yer verdiğimiz detaylardan bazılarıdır. Deriye yapılacak baskı ile birlikte nasır hastalığı riski de artış gösteriyor. Ayaklarınızı sıkan ayakkabıları uzun süre tercih etmeniz durumunda sert deri tabakasına da fırsat vermiş oluyorsunuz. Özellikle yaz aylarında ayakların hava alması gerekiyor ve ayaklarınızı belli zamanlarda havalandırmadığınız takdirde bu sorun ile karşı karşıya gelmeniz mümkündür.

Ayaklarınız için daha rahat bir ayakkabı modeline başvurabilirsiniz ve az önce de ifade ettiğimiz gibi sık sık ayaklarınızı havalandırmanız gerekiyor. Yaz aylarında bunu daha sık gerçekleştirmelisiniz ve bu sayede nasır riskini de en aza indirgemiş olacaksınız.

Ayak parmaklarının birbirine yakınlaşması ve sürtünmesi, genellikle ayaklarınızı sıkan ayakkabıları tercih ettiğinizde meydana geliyor. Gün içerisinde parmakların birbiri ile sık temas etmesi de nasır hastalığını tetikliyor. Bunun için daha rahat ve ayaklarınıza hava aldıracak ayakkabılar tercih etmenizde fayda vardır. Gün içerisinde ayakların havalandırılması da bu yüzden büyük bir önem taşıyor. sık sık ayakta iseniz ya da ayakta uzun süre çalışmanızı gerektiren bir işe sahip iseniz bu konuda daha hassas davranmanız gerekiyor. Önlemler alındığı takdirde nasır hastalığının önüne geçmek ve riskleri en aza indirgemek mümkün olacaktır.

Nasır Belirtileri

Siğil ile çok fazla karıştırılan bir hastalık olan nasır, ağrılı ve acılı bir hastalıktır. Tedavisi mümkündür ancak tedaviye rağmen uyarıları göz önünde bulundurmadığınız ve dikkatli davranmadığınız takdirde nasır hastalığının tekrarı söz konusudur. Hastalığın belirtileri net ve keskindir ve zaten ölü derinin kabuklu bir yapı ile karşınıza çıkıyor olması da teşhis için yeterli olacaktır.

Deride meydana gelen kalınlaşmanın yanı sıra ağrılı durum da hastalığın belirtileri arasında gösteriliyor. Deri rengindeki değişim de hastalığın belirtilerinden bir tanesidir ve bu renk değişimi genellikle sarıya çalan bir renk olarak karşımıza çıkıyor. bu tür belirtiler ile karşılaştığınız takdirde hiç vakit kaybetmeden uzman yardımı almanız gerekecektir.

Kalınlaşan deri yapısı, şiddetli ağrı ve ilgili bölgedeki renk değişimi ile birlikte hastalığı kendi başınıza da teşhis edebilirsiniz. Klinik muayenede şikayetlerinizi dile getirmeniz yeterli olacaktır ve bununla birlikte ele ve gözle muayene yeterli olacaktır. Nasır hastalığı, kısa sürede teşhis edilebildiği gibi kısa süre içerisinde de tedavi edilebiliyor. Doğru tedavi yöntemi belirlendiği ve uygulandığı takdirde başarılı sonuçlar elde etmek mümkündür. Erken teşhis bir kez daha önemli bir hal alıyor çünkü nasır kökünün gelişmesi ve büyümesi durumunda tedavi daha sıkıntılı ve zor bir hal alacaktır. Herhangi bir belirti durumu ile karşı karşıya geldiğinizde doktorunuzdan yardım alabilirsiniz. Kulaktan dolma bilgiler ya da önerilen tedavi yöntemlerini evde kendi başınıza uygulamanız her zaman başarılı sonuçlar doğurmayabilir.

Deride Kalınlaşma

Üst derinin kalınlaşması durumu ölü deriyi de beraberinde getiriyor ve nasır kökünün gelişmesi için özel bir yaşam alanı oluşturuyor. Derideki kalınlaşma durumu da hastalığın en önemli belirtilerinden bir tanesidir ve kalınlaşan deri, herhangi bir baskı durumunda ağrıyı da beraberinde getiriyor. Özellikle ayak taban bölgesinde oluşan nasırlar tedavi edilmediği takdirde hareket özgürlüğünüzü kısıtlayacak ve yürüme eylemini çok daha sıkıntılı hale getirecektir.

Deride meydana gelen kalınlaşma, ilk etapta ponza taşı ya da nasır bantları ile zayıflatabilir ve yumuşadıktan sonra da kazınarak vücuttan atılır. Profesyonel yardım her zaman için önceliklidir ancak evde uygulayabileceğiniz tedavi yöntemleri de kesinlikle fayda sağlayacaktır.

Siğil hastalığında da derinin kalınlaşması ve pürüzlü bir hal alması mümkündür ve nasır ile karıştırılması da bu yüzdendir. Ölü deri kısa süre içerisinde bir tabaka meydana getiriyor ve bu tabaka altında nasır kökü karşımıza çıkıyor. Cerrahi müdahalelerde öncelikli olarak ölü deri kazınır ve bu işlem esnasında genellikle anesteziye başvurulur. Operasyon esnasında ağrı ya da sancı hissetmezsiniz ancak kökün derinde olması operasyonu biraz daha sıkıntılı hale getirecektir. Deri alındıktan sonra kökün alınması da yine neşter yardımı ile yapılacak ve açık yaraya müdahale edilecektir. Evde tedavi yöntemlerini tercih etmek yerine uzman yardımı almak da işinizi daha kolay bir hale getiriyor.

Ağrı

Ölü derinin bir tabakaya dönüşmesi durumunda bu tabakaya yapılan herhangi bir baskı durumu ağrıları da beraberinde getirecektir. Bazı hastalar bu ağrı durumunu şiddetli bir şekilde yaşarken bazı hastalar ise hafif bir şekilde atlatabiliyor. Derideki sertleşme ile birlikte ağrı şikayetleriniz varsa eğer tedavi için harekete geçmeniz gerekiyor çünkü vakit kaybettiğiniz her an nasır kökü biraz daha güçleniyor ve daha derine inebiliyor.

Nasır tedavisinde en önemli detay, kökün tamamen alınmasıdır aksi takdirde hastalık kısa bir süre içerisinde tekrar edecek ve bir kez daha belirecektir. Erken teşhis bu yüzden önem taşıyor ve erken müdahale ile birlikte hastalık daha kısa sürede ve daha kolay bir şekilde tedavi edilebiliyor.

Ölü derinin sertleşmesi, ağrı durumunu da daha şiddetli bir hale getiriyor. Nasır kök, ölü deri altında oyuk şeklinde yuva yapıyor ve müdahale edilmediği takdirde bu kök her geçen gün biraz daha büyüyecek ve gelişme kaydedecektir. Ölü derinin alınması uzun sürmüyor ancak köke ulaşmak bir hayli zahmetli ve bu esnada ilgili bölgenin enfeksiyon kapması da mümkün olabiliyor. Evde tedavi yöntemlerinin başarı oranı bir hayli yüksek fakat çok dikkatli olmanız gerekiyor çünkü ölü deriyi kaldırdıktan sonra açık yaranın enfeksiyon kapması daha kolay bir hal alacaktır. Uzman yardımı alarak süreci daha sağlıklı ve daha hızlı bir seviyeye taşıyabilirsiniz. Klinik muayeneler neticesinde hastalığın teşhisi ve tedavisi yapılacaktır.

Deri Renginin Sararması

Nasır oluşumu sonrası deride bariz bir renk değişimi söz konusu hale geliyor. Sarıya çalan renk değişimi ile birlikte hastalık kendini daha net bir şekilde belli edecek ve baş gösterecektir. Ağrı, ölü derinin tabaka haline gelmesi ve rengin sarıya dönmesi, hastalığın belirtileridir. Vakit kaybetmemekte fayda var çünkü nasır kökü hızlı bir gelişim sürecine sahip ve bu da hastalığın tedavisini her geçen gün biraz daha zor ve sıkıntılı hale getiriyor.

Derideki renk değişimi kısa sürede meydana gelmiyor bu yüzden erken bir belirti durumu olarak bahsetmek de doğru olmayacaktır. Nasır hastalığı ilk evrede ölü derinin oluşumu şeklinde karşımıza çıkıyor ve ilgili bölge yavaş yavaş sertleşerek kendini belli ediyor. Kökün gelişimi ile birlikte bu bölgeye herhangi bir baskı uygulandığında şiddetli ağrı meydana geliyor. Derinin renk değiştirmesi ise ilerleyen evrelerde daha belirgin bir hal alacaktır ve sarıya çalan renk değişimi ile birlikte hastalığı teşhis etmek de kolaylaşıyor. Bu tür bir belirti durumu ile karşı karşıya geldiğiniz takdirde sizler de hiç tereddüt etmeden doktorunuza başvurabilir ve şikayetlerinizi dile getirebilirsiniz. Nasır hastalığı tedavi edilebilen bir hastalıktır ve erken teşhis neticesinde çok daha kısa sürede tedavi edilebilir. Vakit kaybetmek sizlerin aleyhine olacak ve nasır kökünün daha hızlı bir şekilde büyümesine neden olacaktır.

Nasır Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Nasır hastalığı, fiziksel muayene ile birlikte klinik ortamda kısa süre içerisinde tespit ve teşhis edilebiliyor. Gözle muayene de yeterli olacaktır ve bununla birlikte hastanın şikayetlerinin değerlendirilmesi de hastalığın teşhis edilmesinde yeterli olacaktır. Fiziki muayene dışında herhangi bir tetkik gerekmiyor. Hastalığın belirtileri keskindir ve farklı hastalıkları taklit etmediği için de kısa süre içerisinde tespit edilebiliyor. Hastalık teşhis edildikten sonra hasta için en uygun tedavi yöntemi belirlenecek ve süreç hakkında hastaya da gerekli bilgilendirme yapılacaktır. Tedavi sonrası dönemde de dikkat etmeniz gereken birtakım hususlar var ve bu hususları göz önünde bulundurarak hareket ettiğiniz takdirde hastalık ile bir kez daha karşı karşıya gelmeniz söz konusu olmayacaktır.

Tanı ve teşhis için fiziki muayene dışında herhangi bir uygulamaya gerek yoktur ve nasır siğil ayrımı da yine gözle ve elle muayene şeklinde mümkün olacaktır. Hastalık teşhis edildikten sonra tedavi süreci ile ilgili bilgilendirme de yapılacak ve eğer ilaç tedavisine karar verilirse kullanım hakkında da gerekli bilgiler verilecektir. Nasır tedavisi oldukça kolay ve çok sayıda alternatif yöntem olduğunu da belirtmek gerekiyor.

Fiziki Muayene

Klinik ortamda gerçekleştirilecek fiziki muayene ile birlikte nasır hastalığını teşhis etmek mümkündür. El ve gözle yapılacak muayene neticesinde kısa süre içerisinde tedavi yöntemi de belirleniyor. Nasır hastalığının belirtileri, hastalığı net bir şekilde ortaya koyuyor ve hastanın şikayetleri de ele alındığı takdirde teşhiste herhangi bir sorun yaşanmayacaktır.

Nasır, tedavi edilebilen ve çok sayıda tedavi yöntemine sahip olan bir hastalıktır. Evde uygulayabileceğiniz yöntemler sayesinde de başarılı sonuçlar elde etmeniz mümkündür ancak süreci hızlandırmak ve bununla birlikte uzman yardımı almak daha sağlıklı sonuçlar sunacaktır. Tedaviyi ertelemek yerine vakit kaybetmeden süreci başlatmak gerekiyor.

Elle ve gözle muayene yeterli olacaktır ve zaten hastalar da nasır hastalığını kendileri teşhis edebiliyor. Belirtilerinin yanı sıra gözle muayene neticesinde de hastalığı teşhis etmek mümkündür. Siğil ile karıştırılması gayet normal çünkü ilk etapta görsel olarak bir benzerlik söz konusu olabiliyor ancak hastalık ilerlemeye başladığında gerek belirtiler gerek görsel olarak hastalıkların birbirinden ayrıldığını görebiliyoruz.

Nasır Risk Faktörleri

Genetik faktörlerin yanı sıra ayaklarınız için uygun olmayan ayakkabı seçimi yapmanız ya da bir başkasının ayakkabısını giymeniz de nasırı tetikleyen faktörlerden bir tanesidir. El ve ayak bakımının düzgün ve doğru bir biçimde yapılmaması ve ayakların havalandırılmaması da nasır hastalığını tetikleyen faktörlerdir. Dikkatli davrandığınız takdirde bu hastalık ile karşı karşıya gelmezsiniz ancak unutmayın, tedaviden sonra bile hastalığın tekrar etme riski vardır.

Nasır, ağrılı bir hastalıktır ve ölü derinin sert bir tabaka halini alması ile birlikte ağrının şiddeti de her geçen gün biraz daha artacaktır. Vakit kaybetmeden tedavi olmakta fayda var, aksi takdirde yaşam kaliteniz her geçen gün biraz daha düşecektir.

Genetik

Kan bağınızın olduğu kimselerde bu hastalık kronik bir hal almışsa eğer sizler de risk altında olabilirsiniz. Bu tür kişilerin daha dikkatli olmaları gerekiyor ve uyarıları göz önünde bulundurarak hareket etmenizde fayda vardır. El ve ayak bakımını sık sık ve doğru bir şekilde yapmanızda fayda var. Doğal bakım ürünlerinden yardım alabilir ve ayaklarınızı da gün içerisinde havalandırabilirsiniz.

Genetik faktörler en sık rastlanan tehdit unsurlarından bir tanesidir ve nasır hastalığında da bir kez daha karşımıza çıkıyor. Düzenli doktor kontrolleri ile birlikte risk durumunu takip edebilir ve eğer bu tür bir durum söz konusu ise gerekli önlemleri de daha doğru ve daha sağlıklı bir şekilde alabilirsiniz.

Yapılan araştırmalar, genetik faktörlerin sebep olduğu nasır hastalıklarının çok daha sık meydana geldiğini ortaya koyuyor. Eğer kan bağınızın olduğu kimselerde bu hastalık mevcut ise önlem almanızda fayda var. Ayak ve el bakımını daha sık yapmalı, ayakkabı seçimlerinde daha hassas davranmalı ve doktor kontrollerini de aksatmamalısınız. Ailenizde bu sorunu yaşayan birileri varsa sizlerin de illa ki bu hastalık ile karşı karşıya geleceğinizi söylemek elbette hatalı olacaktır ancak risk altında olduğunuz için hastalığa yakalanma ihtimaliniz çok daha yüksektir ve önlemlerinizi de bu doğrultuda almalısınız.

Ayak Yapısına Uygun Olmayan Ayakkabı Giymek

Ayaklarınızı sıkacak ya da ayak yapınıza uygun olmayan ayakkabı giymek de nasırı tetikleyen faktörlerden bir tanesidir. En önemli risk faktörleri arasında gösteriliyor ve özellikle yaz aylarında ayakların hava almaması ile birlikte bu sorun daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bir başkasına ait olan ayakkabıyı giymek de nasır hastalığını tetikleyebiliyor bu yüzden ayakkabı tercihlerinde çok daha hassas davranmanız gerekiyor.

Yaz aylarında ayaklarınızı sık sık havalandırmanız da bu riski biraz olsun azaltacaktır. Ayaklarınızı sıkan ayakkabılar yerine ayaklarınıza hava aldıracak daha rahat ve esnek modeller tercih etmeniz kesinlikle sizlerin lehine olacaktır.

Ayak Parmaklarında Deformasyonlar

Ayak parmaklarında meydana gelen deformasyon durumu da nasır hastalığını tetikleyen sorunlardan bir tanesidir. Parmakların birbirine baskı uygulaması ve sürtünmesi ile birlikte nasır hastalığı tetikleniyor. Ayakların havalandırılması ve bakımının düzenli bir şekilde yapılması bu yüzden büyük bir öneme sahiptir.

Nasır hastalığı, el ve ayakta görülen bir sorundur ancak ayak bölgesinde daha sık rastlandığını da belirtmekte fayda var. Gerekli önlemleri aldığınız takdirde nasır riskini de belli oranda azaltmış olacaksınız. Bunun için ayakkabı seçimlerini doğru yapmanız ve ayaklarınızı sıkmayacak modellere yönelmeniz kesinlikle çok daha doğru olacaktır.

Ayaklarınızı sıkan ayakkabılar, parmaklarınızın birbiri ile temasını daha kolay hale getiriyor ve gün içerisinde bu durdum daha sık bir şekilde tekrarlanacağı için nasır riski de artış gösteriyor. Ayakkabı seçimlerinizi daha rahat modellerden yana yapmalısınız ve özellikle yaz aylarında bu detayın bir adım önde yer alması gerekiyor. Eğer mümkünse açık ve ayaklarınızın hava almasını sağlayacak terlikleri de kullanabilirsiniz. Bu sayede nasır riskini de azaltma şansına sahip olacaksınız.

Ayak parmaklarındaki deformasyonun en önemli nedeni kesinlikle tercih ettiğiniz ayakkabı modelidir. Rahat edeceğiniz ayakkabılar, ayak sağlığınız için de büyük önem taşıyor ve özellikle gün içerisinde daha rahat hareket etmenize yardımcı oluyor.

Nasır Komplikasyonları

Nasır hastalığının tedavisi sonrası birtakım komplikasyonlar meydana gelebilir ve bunlardan en önemlisi ise ölü derinin alınmasından sonra oluşan enfeksiyon durumudur. Her hastanın bu sorun ile karşı karşıya geleceğini söylemek elbette yanlış olacaktır ancak dikkatli olmakta fayda var diye düşünüyoruz. Hastalığın tedavisi klinik ortamda yapılacak ve steril ürünler kullanılacaktır. Tedaviden sonra da ilgili bölgenin korunması gerekiyor ve bunun için genellikle ilaç tedavisine başvuruluyor. Bu tür bir komplikasyon durumu ile karşı karşıya geldiğinizde uzman yardımı almalı ve şikayetlerinizi detaylı bir şekilde dile getirmelisiniz. Aksi takdirde enfeksiyon ve iltihaplanma her geçen gün biraz daha artacak ve deriye zarar verecektir.

Nasırın Alınması Sırasında Derinin Enfeksiyon Kapması

Açık bir yaraya müdahale edileceği için enfeksiyon riski de söz konusu hale gelebilir. Bu tür durumlarda gerekli müdahaleler en kısa sürede yapılacak ve komplikasyon ortadan kaldırılacaktır. Cerrahi müdahalelerin işleyişinde bu durum daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Neşter ile yapılacak müdahalede ilgili bölge kazınarak derin bir oyuk oluşturuluyor ve açık bir yara söz konusu hale geleceği için enfeksiyon riski de baş gösterecektir. Doktor tarafından verilecek ilaçlar da bu riski ortadan kaldıracak ve cildinizi koruyacak ilaçlar olacaktır.

Enfeksiyon durumu ile karşı karşıya geldiğinizde operasyonu gerçekleştiren hekime bilgi vermeniz yeterli olacaktır. Gerekli müdahaleler en kısa sürede yapılacak ve bu sorun ortadan kaldırılacaktır. Nasır tedavisinde en çok tercih edilen yöntemlerden bir tanesi cerrahi müdahalelerdir ve enfeksiyon riski de komplikasyonlar arasında yer alıyor. Evde tedavi yöntemleri de bu riski gün yüzüne çıkartıyor ve çok daha riskli bir tedavi olacağını söyleyebiliriz. Amatör bir müdahale yerine sizler de klinik ortamda doktor yardımı alabilir ve riskleri en aza indirgeyebilirsiniz. Nasır tedavisi çekineceğiniz ya da endişe edeceğiniz bir süreci karşınıza çıkartmıyor ve tam aksine kısa sürecek müdahaleler ile birlikte ağrılarınızdan kurtulmanız mümkündür.

Nasır Nasıl Önlenir?

Ortak kullanılan terlik ve ayakkabıların yanı sıra aynı ayakkabıyı uzunca bir süre giymek de nasır riskini arttırıyor. Nasır hastalığını önlemek ve bu hastalıktan korunmak için el ve ayak bakımını doğru ve düzenli bir şekilde yapmanız gerekiyor. Çoraplarınızı gün içerisinde değiştirmek de nasır riskini azaltacaktır. Kuru deri yapısı, nasırın en sevdiği cilt tipidir ve bu bağlamda nemlendirici ürünler kullanarak riski azaltabilmek mümkündür.

Nasır, yetişkinlere has bir hastalık değildir, aynı zamanda çocuklarda da görülebiliyor. Yaşam kalitesini büyük ölçüde düşüren bu hastalıktan korunmak için yapabileceğiniz bir diğer şey ise rahat ayakkabılar tercih etmek olacaktır.

Gün içerisinde uzun süre ayakta kalan ya da bu şekilde çalışmak durumunda olan kimselerin daha dikkatli olmaları gerekiyor. Ayaklarınızı sık sık havalandırmalı ve eğer mümkünse en azından su ile yıkayarak bakımını yapmalısınız. Uzun süre ayakkabıya hapsedilmiş şekilde bekleyen ayakkabılarımız yalnızca nasır hastalığı ile değil, farklı hastalıklar ile de tepkilerini dile getirebiliyor.

Doğru Beslenme

Bağışıklık sisteminin güçlü olması, vücudun savunma mekanizmasını da daha güçlü hale getirecek ve birçok hastalığın karşısında duracaktır. Doğru ve sağlıklı beslenme, bağışıklık sistemine katkı yapan en önemli detaylardan bir tanesidir. Nasır hastalığından korunmak için beslenme şekli ve düzenine özellikle dikkat etmeniz gerekiyor.

Doğru beslenme için uzmanlardan yardım alabilir ve vücudunuzun ihtiyacına profesyonel bir şekilde yanıt verebilirsiniz. Bağışıklık sisteminin güçlü olması da nasır hastalığı riskini azaltıyor.

Sağlıklı ve düzenli beslenmenin yanı sıra bol sıvı tüketimi de bağışıklık sistemini daha güçlü hale getiren detaylardan bir tanesidir. Bağışıklık sisteminin güçlü olması, vücudun savunma mekanizmasının da çok daha güçlü olması anlamına geliyor. Yalnızca nasır hastalığı değil, diğer birçok hastalıktan korunmak adına bu detaya ekstra hassasiyet göstermelisiniz. Doğru beslenme için bir uzmandan beslenme listesi alabilir ve vücudunuzun ihtiyaçlarına daha sağlıklı bir biçimde yanıt verebilirsiniz.

Ayak Temizliğine Dikkat Etmek

Ayak temizliğinin gün içerisinde doğru bir şekilde yapılması gerekiyor aksi takdirde nasır hastalığı için kuvvetli bir yaşam alanı oluşturmuş olacaksınız. Bununla birlikte doğru ayakkabı seçimi de büyük bir öneme sahiptir. Ayaklarınızı sıkacak ayakkabılardan uzak durmanız ve daha rahat modellere yönelmeniz gerekiyor. Ayaklarınızın bakımını gün içerisinde su ile yıkayarak yapabilir ya da ayaklarınızı havalandırabilirsiniz. Nasır hastalığının bakımlı ayakları ziyaret etmesi pek de mümkün değildir.

Ayak temizliğinde kozmetik ürünler kullanmak yerine doğal bakım ürünlerine yer vermeniz daha sağlıklı ve doğru olacaktır. İçeriğinde kimyasal barındırmayan ürünler, bu konuda sizlere yardımcı olabilir. Ayak temizliğinin yanı sıra el bakımının da aynı hassasiyet ile yapılması gerekiyor. Aksi takdirde nasır hastalığı ile karşı karşıya gelmek kaçınılmazdır.

Yalnızca ayak temizliği değil, el bakımını da sık sık ve doğru bir şekilde yapmanız gerekiyor. Kozmetik ürünler her zaman için fayda sağlamıyor çünkü bu ürünlerin içeriklerine bakıldığında kimyasalların çok yoğun olduğunu görebiliyoruz. Su ve sabun müdahalesi yeterli olacaktır ve gün içerisinde en az 2 kez olmak kaydı ile hem el hem de ayak bakımının yapılması tavsiye ediliyor. Gün içerisinde uzun süre ayakta kaldığınız bir işte çalışıyorsanız eğer ayaklarınızı havalandırmanız da gerekecektir. Bu sayede nasır hastalığı riskini de ortadan kaldırmış olacaksınız.

Cildi Nemlendirmek

Kuru cilt yapısı, birçok hastalığa ev sahipliği yapıyor ve nasır hastalığı da bunlardan bir tanesidir… Cilt yapınız hakkında bilgi sahibi değilseniz eğer eczanelerde ya da sağlık ocaklarında cilt testi yaptırabilir ve bu konuda detaylı bilgi alabilirsiniz. Kuru cilt yapısına sahip kimselerin nasır hastalığından korunmak adına nemlendirici kullanmaları tavsiye ediliyor. An itibarıyla birçok kozmetik markasının nemlendirici ürünler ile hizmet verdiğini görebiliyoruz ancak bu ürünleri tercih ederken dikkatli olmanızda fayda var. Cildinizin için uygun olan ürün ile birlikte çok fazla kimyasal barındırmayan ürünlere yönelmeniz daha sağlıklı ve daha doğru olacaktır. Nemlendiriciler ile birlikte kuru cilt yapısını koruma altına almak ve nasır hastalığından korumak mümkündür.

Doğru Ayakkabı Giymek

Ayakkabı seçimleri, ayak sağlığınız için büyük bir önem taşıyor. Ayaklarınızı sıkan ya da ayaklarınızın hava almasına engel olan ayakkabılar ne yazık ki birçok hastalığı da beraberinde getirecektir. Nasır hastalığı da bu hastalıklardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Ayaklarınızın gün içerisinde hava alması ve biraz olsun rahatlaması gerekiyor, aksi takdirde nasır hastalığı ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Doğru ayakkabı tercihi yaparak bu hastalığa yakalanma riskini azaltabilir ve daha sağlıklı ayaklara sahip olabilirsiniz. Ayaklarınızın bakımını doğru ve düzenli bir şekilde yaparak ve doğru ayakkabı seçimi yaparak nasır riskini azaltmak mümkün ve özellikle gün boyu ayakta çalışan kişilerin bu tür konularda ekstra hassasiyet göstermeleri gerekiyor.

Dar ayakkabılar yalnızca nasır hastalığı değil, farklı birçok hastalığı da tetikleyen unsurlardan bir tanesidir. Ayak sağlığınızı korumak istiyorsanız eğer daha rahat ayakkabılar tercih etmeniz gerekiyor. Bu detay, yaz aylarında daha büyük bir öneme sahip çünkü yaz aylarında sıcak ile birlikte ayaklarımızın nefes alması ve rahatlaması da daha zor olacaktır. Ayaklarınızı gün içerisinde havalandırabilir ve ayakkabılarınızı çıkartarak dinlendirebilirsiniz. Ayak bakımının gün içerisinde sık sık yapılması da büyük bir öneme sahip ancak bu bakımı doğal ürünler ile yapmanız gerekiyor. Kozmetik ürünlerin büyük bir kısmı kimyasal içeriklere sahip olduğu için vücudumuza zarar verebiliyor. Fayda sağlamak isterken zarar görmek istemiyorsanız eğer bakım ürünlerini de doğru belirlemeniz gerekecektir.

Ayakları İyi Kurulamak

Ayakların, yıkandıktan ya da bakım yapıldıktan sonra ıslak kalması da nasır hastalığına davetiye çıkartıyor. Ayaklarınızı kurulamayı unutmayın ve bu sayede nasır riskini de en aza indirgemiş olacaksınız. Ayak tabanında oluşum kaydeden nasır hastalığı, yaşam kalitesini düşürüyor ve hareket özgürlüğünü de büyük ölçüde kısıtlıyor. Ölü derinin her geçen gün biraz daha sertleşeceğini belirtmek gerekiyor ve bu sert tabaka üzerine baskı uygulandığı takdirde ağrı ve acı durumu daha belirgin bir şekilde hissedilecektir. Önlemlerinizi almanızda fayda var çünkü nasır gerçekten can sıkıcı bir hastalık ve gündelik hayatlarınızı olduğu gibi iş hayatlarınızı da etkisi altına alacaktır.

Nemli ortam, yalnızca nasır hastalığı için değil, birçok farklı hastalık için en uygun ortamlardan bir tanesidir. Ellerinizi ve ayaklarınızı yıkadıktan sonra kurulamayı ihmal etmeyin ve bu sayede nasır hastalığı riskini de ortadan kaldırmış olacaksınız. Özellikle ayak bölgesinde bu konuda daha hassas bir hal alıyor ve ayak bölgesinde meydana gelecek nasırın daha şiddetli ağrılara sebebiyet verdiğini de hatırlatmakta fayda var.

Ortak Havlu, Terlik, Çorap Kullanmamak

Bir başkasına ait ürünün kullanılması da birçok farklı hastalığı beraberinde getirebiliyor. Yine başkasına ait çorap, terlik ya da havlu gibi ürünlerin kullanılması da nasır hastalığını tetikleyen unsurlardan bir tanesidir. Kendi eşyalarınızı kullanmaya ve bu eşyaların temiz olduğuna dikkat edin ve bu şekilde bir kullanıma başvurun.

Nasır hastalığının önüne geçmek ve riskleri en aza indirgemek adına alabileceğiniz çok sayıda önlem var ve bu önlemler sayesinde rahat bir nefes alacaksınız. Ortak kullanımdan olabildiğince uzak durun ve özellikle bir başkasının terliği ya da ayakkabısını giymeyin. Nasır hastalığını tetikleyen en önemli faktörlerden bir tanesi budur ve yapılan araştırmalar da bunu daha net bir şekilde ortaya koyuyor.

Özellikle nasır hastalığına sahip bir kişiye ait herhangi bir eşyayı kullanmak da nasır hastalığını tetikleyen faktörler arasında gösteriliyor. Kişiye ait havlu ya da çorapların bir başkası tarafından kullanılması da kesinlikle tavsiye edilmiyor. Uzun süre giyilmiş olan ayakkabılardan da vazgeçmenizde fayda var çünkü bu ayakkabılar da nasır hastalığını tetikleyecektir. Uzun süre ayakta kalıyorsanız ya da bu tür bir işte çalışıyorsanız ayaklarınızın bakımına ve tercih edeceğiniz ayakkabılara ekstra hassasiyet göstermeniz gerekiyor. Alacağınız önlemler neticesinde sizler de nasır hastalığının risklerini en aza indirgeyebilir ve kendinizi koruma altına alabilirsiniz.

Sık Sorulan Sorular

Nasır hastalığı, siğil ile çok fazla karıştırılıyor ancak iki hastalığın belirtilerine bakıldığında ayırt etmenin çok kolay olduğunu göreceğiz. Evde tedavi yöntemleri ile birlikte tedavi edilebilen ağrılı bir hastalık olan nasır hastalığı, yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da çok sık görülüyor. Gerekli önlemleri almadığınız takdirde bu hastalık ile karşı karşıya gelme ihtimaliniz de bir hayli yüksektir.

Merak ettiğiniz ya da aklınızda soru işareti olarak yer edinen düşünceleri doktorunuz ile paylaşmanızda fayda var. Çünkü ne yazık ki artık hastalara doğru bilgiler verilmek yerine yanlış bilgiler veriliyor durum böyle olunca da hastalar yanlış bilgilendiriliyor.

Nasır hastalığı, halk arasında basit bir hastalık olarak lanse ediliyor ve eskiler bu hastalığı evde kendi yöntemleri ile tedavi etmeyi tercih ediyor. İlgili bölgeye steril olmayan ürünler ile müdahale etmek birçok farklı sorunu da beraberinde getirecektir. Bunu yapmak yerine sizler de bir uzmandan yardım almalı ve daha sağlıklı bir şekilde tedavi olmalısınız. Nasır tedavisinin çok sayıda alternatif tedavi yöntemi mevcut ve endişe etmenizi gerektirecek yöntemler değildir. Ponza taşı ya da nasır bandı da bu tedavide sizlere yardımcı olacak olan ürünlerdir ancak tek başına bir tedavi yöntemi olarak lanse edilmesi doğru değildir. Profesyonel yardım ile birlikte destekleyici bir tedavi yöntemi olarak fayda sağlayabilirsiniz ve bu sayede elde edeceğiniz sonuçlar da daha başarılı olacaktır.

Nasırı kazımak veya jiletle almaya çalışmak sakıncalı mıdır?

Cerrahi müdahalelerde nasır, neşter yardımı ile kazınır ve nasır kökü kopartılarak tedavi tamamlanır ancak bunu evde kendi başınıza amatör bir şekilde yapmanız kesinlikle tavsiye edilmiyor. Hastaların büyük bir kısmı bu hataya düşüyor ve aşırı kanama ile birlikte paniğe kapılıyorlar. Aynı zamanda enfeksiyon riski de bir hayli yüksek ve bu riski göze almak gereksiz olacaktır.

Nasırı ancak ponza taşı ile kazıyabilirsiniz ve sağlıklı bir müdahale yapmak istiyorsanız bu özel ürünü kullanmanız yeterli olacaktır. Farklı yöntemler enfeksiyon riskini arttırır ve kesici ürünler ile müdahale etmeniz de kanamalara da neden olabilir. Nasırın kazınmasında bıçak ya da sivri aletler kullanmak, iltihaplanma riskini de artırıyor ve az önce de dile getirdiğimiz gibi kanamalara sebebiyet veriyor. İlaç tedavisinde birçok hasta bu şekilde hareket ediyor ancak bunun çok tehlikeli olduğunu bir kez daha belirtmek istiyoruz. Nasırın kökü derinlerde ise profesyonel müdahale her zaman için öncelikli tercih olmalıdır.

Henüz ilerlemiş olan nasır hastalıklarında eğer kök çok derinde değilse steril bir sivri aletle kök alınabilir. Bunu yaparken çok dikkatli olmanız gerekiyor. Cerrahi müdahalelerde kullanılan neşterin sterilize edildiğini ve tek bir hasta için kullanıldığını da belirtmek gerekiyor. Tedavi olmaktan korkmayın çünkü endişe etmenizi gerektirecek herhangi bir durum söz konusu değildir. Evde tedavi yerine uzman yardımı almak kesinlikle önceliğiniz olmalıdır.

Nasır kendiliğinden geçer mi?

Nasır, kendiliğinden geçen bir hastalık değildir ve tam aksine nasır kökü, müdahale edilmediği her gün biraz daha büyüyecek ve derinlere inecektir. Nasır tedavisinden korkmanıza ya da çekinmenize gerek yok çünkü gayet basit uygulamalar ile birlikte bu hastalıktan kurtulabilirsiniz. Özellikle radyofrekans tedavi yöntemine dikkat çekmek gerekiyor ve birçok hekimin tercih ettiği bu müdahale yöntemi ile birlikte ağrı ya da sancı durumu ile karşı karşıya kalmıyorsunuz. Nasırın kendiliğinden geçmesini beklemek ya da bu tür bir düşünceye sahip olmak sizlere yalnızca zaman kaybı yaşatacaktır. Bir an önce uzman yardımı almak ve profesyonel müdahaleler ile bu hastalıktan kurtulmak çok daha doğru ve sağlıklı olacaktır.

Nasır tedavisinde özellikle son dönemde çok etkili yöntemler geliştirildi ve artık endişe etmenizi gerektirecek yöntemler de söz konusu değildir. Az önce de bahsettiğimiz gibi radyofrekans yöntemi ile birlikte gün içerisinde nasır sorunundan kurtulabiliyor ve gündelik hayatlarınıza kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz. Nasır hastalığının kendiliğinden geçmesini beklemek, yapacağınız en büyük hatalardan biridir. Bu tür bir şey ne yazık ki mümkün değil ancak en azından evde tedavi yöntemleri ile birlikte ilerleme kaydetmesini engelleyebilir ve doktorunuzun işini de daha kolay hale getirebilirsiniz.

Bitkisel tedavi yöntemleri bu bağlamda faydalanabileceğiniz yöntemler arasında gösteriliyor ve uygulanışı basit olmasının yanı sıra başarılı sonuçlar elde edeceğinizi de belirtmek istiyoruz.

Nasır tedavi edilmezse ne olur?

Tedavi edilmeyen birçok hastalık, her geçen gün biraz daha ilerleme kaydedecek ve vücutta yer edinmeyi başaracaktır. Nasır hastalığı tedavi edilmediği takdirde kökü daha derinlere inecek ve ağrıların artmasına neden olacaktır. Ölü derinin vücuttan en kısa sürede atılması gerekiyor ve bu yapılmadığı takdirde ağrılarınız da artacaktır. Özellikle ayak taban bölgesinde meydana gelen nasır, çok daha şiddetli ağrılara sebebiyet veriyor ve her basıldığında bu ağrı artıyor.

Nasır hastalığının çok sayıda tedavi yöntemi mevcut ve yapılacak olan tetkikler neticesinde hastalık için en uygun tedavi yöntemi belirlenecek ve süreç hızlı bir şekilde başlatılacaktır.

Nasır, yaşam kalitesini düşüren ve iş hayatını da olumsuz etkileyen bir hastalık türüdür. Bu hastalık erken tedavi edilmediğinde her geçen zaman zarfında bu hastalık ilerleyerek hastada nasırın daha da kötü bir hal alacağına sebebiyet verecektir. Nasır tedavisinde ölü derinin atılması gayet kolaydır ancak nasır kökünün alınması gerçekten zor bir eylemi ve müdahale biçimini de beraberinde getiriyor. Erken teşhis ile birlikte nasırdan kurtulmak mümkündür, bu yüzden belirtiler ile karşı karşıya geldiğiniz takdirde hiç tereddüt etmeden bir uzman yardımı almanız daha doğru olacaktır.

Tedaviden sonra yapılması gerekenler nelerdir?

Nasır hastalığı tedavi edildikten sonra doktorunuz tarafından birtakım uyarılar yapılacaktır ve bu uyarıları göz önünde bulundurarak hareket ettiğiniz takdirde nasır riskini de ortadan kaldırmış olacaksınız. Nasır, tekrar edebilen bir hastalıktır bu yüzden dikkatli olmanızda fayda var diye düşünüyoruz. Tedaviden sonra el ve ayakların bakımı daha doğru ve düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Bununla birlikte ayakkabı tercihlerinizi yaparken de dikkatli davranmanız gerekiyor. Ayaklarınızı sıkacak modeller değil, ayaklarınıza hava aldıracak modelleri tercih etmeniz gerekiyor. Bu tercih sizleri de rahatlatacak ve nasır riskini de belli oranda azaltacaktır. Bir diğer dikkat edilmesi gereken detay ise ortak kullanımdan uzak durulmasıdır. Havlu, ayakkabı ve terlik gibi ürünlerin ortak kullanılması tavsiye edilmiyor.

Nasırın olduğu bölgede kızarıklık varsa ne yapmalı?

Nasırlı bölgede kızarıklık olması herhangi bir anlam ifade etmiyor. Yapmanız gereken şey her durumda aynı olacak ve bir uzman yardımı almanız gerekecektir. Nasırı kazımak ve bu şekilde vücuttan atmak mümkün değildir çünkü nasır köküne ulaşmak amatörce müdahaleler ile birlikte kolay olmayacaktır. Nasır kökünün derinlere ulaştığı hastalıklarda cerrahi müdahaleye başvuruluyor ve neşter yardımı ile en derine ulaşmak da mümkün hale geliyor. Dikkatli olmakta fayda var çünkü nasır gerçekten sıkıntılı bir hastalık ve yapacağınız herhangi bir müdahalede enfeksiyon riski de sizleri rahatsız edecektir.

Nasır yaktırmak zararlı mıdır?

Profesyonel yardım alarak gerçekleştirildiğinde herhangi bir zararı yoktur ancak komplikasyonların da farkında olmak gerekiyor. bunlardan bir tanesi enfeksiyon ve iltihaplanma durumudur, bunun dışında herhangi bir sıkıntı yaşamazsınız. Nasır yaktırmak, yıllardır uygulanan yöntemlerden bir tanesidir ve detaylı bir araştırma yapacak olursanız eğer birçok kişinin bu şekilde tedavi olduğunu sizler de göreceksiniz.

Nasır hastalığının tedavisinde çok sayıda farklı yöntem karşınıza çıkacaktır ve doktorunuz sizler için en uygun olan yöntemi belirleyecektir. Tedavisi olan bir hastalıktır ve kısa bir süre içerisinde bu hastalıktan kurtulmak da mümkündür. Endişe etmenize gerek yok ancak amatörce müdahalelerde bulunmak yerine doktor yardımı almak gerekiyor. Bu sayede süreci daha hızlı ve daha sağlıklı kılabilirsiniz.

Nasırın bitkisel tedavi yöntemleri var mı?

Sarımsak ve zeytinyağı ile hazırlayacağınız kür, nasırın ağrısını azaltacak ve ölü deriyi yumuşatacak uygulamalardan bir tanesi olarak biliniyor. Bir diş sarımsağı ezdikten sonra zeytinyağı ile karıştırın ve sonrasında nasırlı bölgeye koyun. Üzerini bir sargı bezi ile kapatarak gece boyunca bekletin. Bu uygulamayı her gün yapabilirsiniz ve etkisini kısa süre içerisinde göreceksiniz. Uygulaması gayet basit olan bitkisel tedavi yöntemlerinden bir tanesidir ve bazı aktarlar, sarımsak ve zeytinyağının karıştırılmış halini de paketler şeklinde satışa sunuyor. Vakit kaybetmek istemezseniz eğer hazır ürünleri satın alarak da uygulama yapabilirsiniz.

Limon ve limon suyu tedavisi de yine bitkisel yöntemler başlığı altında tercih edebileceğiniz alternatif tedavilerden bir tanesidir. Limon, sahip olduğu asidik içerik ile birlikte ölü derinin yumuşamasına ve vücuttan atılmasına yardımcı oluyor. Yarım parça limonu nasırlı bölgeye koyduktan sonra bir bandaj ya da sargı bezi ile bu alanı kapatın ve bir gece bekletin.

Ertesi gün limonu değiştirip tedaviye devam edebilirsiniz. 1 hafta süre ile düzenli olarak uygulayacağınız bu tedavi neticesinde ölü derinin yumuşak bir yapıya sahip olduğunu sizler de fark edeceksiniz. Limon ile birlikte sirke tedavisi de en çok tercih edilen yöntemlerden bir tanesidir ve asidik içeriğe sahip olan her ürün, nasır tedavisinde etkin rol oynuyor.

Nasır patlarsa ne yapmalı?

Sürtünme ve basınç kaynaklı oluşum kaydeden nasır hastalığı, yetişkinlerin en çok şikayetçi olduğu konulardan bir tanesidir. Ölü deri kısa süre içerisinde bir tabaka görünümüne sahip olacak ve şiddetli ağrı ile birlikte yaşam kalitesini de büyük ölçüde düşürecektir. Nasırın patlaması durumunda ise yapabileceğiniz herhangi bir şey yok ve vakit kaybetmeden doktorunuza bilgi vermeniz gerekiyor. Amatörce müdahaleler, bölgedeki enfeksiyon riskini daha güçlü hale getiriyor bu yüzden nasırın patlaması durumunda kendiniz müdahale yapmak yerine doktorunuzdan yardım almanız kesinlikle çok daha sağlıklı ve doğru bir hamle olarak kabul ediliyor.

Nasır giderici kremler işe yarar mı?

Nasır giderici kremlerin en büyük özelliği, nasırlı bölgeyi nemlendirerek nasır köküne ulaşmayı daha kolay hale getiriyor olmalıdır. Sahip oldukları asidik içerik sayesinde ölü derinin vücuttan atılması da daha kolay bir hal alıyor. Yalnızca nasır kremi kullanarak tedaviye başlamak çok da yeterli gelmeyecektir. Basit nasır hastalıklarında etki gösteren nasır kremleri, ilerlemiş hastalıklarda ne yazık ki çok da etkili olmayacaktır. Bu tür ürünleri reçete ile almanızı tavsiye ediyoruz ve eğer doktorunuz tavsiye ediyorsa kullanmalısınız. Aksi takdirde kulaktan dolma bilgi ya da öneriler ile hareket etmeniz sizlere fayda sağlamayacaktır.

Nasır kremleri elbette bir tedavi yöntemidir ancak az önce de söylediğimiz gibi tek başına bir tedavi yerine destekleyici yöntemler olarak bahsedilmesi kesinlikle çok daha doğru olacaktır.

Kremlerin yanı sıra asidik içeriğe sahip losyonlar da mevcut ve bu losyonların özelliği ise ölü deri üzerinde bir tabaka oluşturup sertleşmesidir. Bir süre bekledikten sonra bu sert tabakayı eliniz ile söktüğünüzde ölü derinin de parça parça vücuttan atıldığını fark edeceksiniz. Basit nasır hastalıklarında kullanılan losyon tedavisinde çok dikkatli olmanız gerekiyor ve kullanacağınız keskin cisimlerin de sterilize edilmiş olması şarttır. Aksi takdirde enfeksiyon ve iltihaplanma riski de başınıza dert açabilir. Nasır hastalığının tedavisinde kullanılan belli başlı losyon ve kremler var ancak reçetesiz ilaç kullanımı yerine doktorunuzun önerdiği ilaçları tercih etmeniz kesinlikle çok daha sağlıklı olacaktır.

Nasır günlük hayatı etkiler mi?

Nasır, ayak taban bölgesinde ise gündelik hayatı çok daha fazla etkileyecektir. Yürüme eylemini gerçekleştirmeniz daha zor olacak ve hareket özgürlüğünüz de kısıtlanacaktır. Taban bölgesine uygulanacak her türlü baskı durumunda nasır şiddetli bir ağrı ile tepki verecektir. Yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olarak karşımıza çıkan nasır, tedavi edilmediği takdirde daha şiddetli ağrılara sebebiyet verebiliyor. En azından nasır bandı ya da nasır kremleri ile ölü derinin yumuşatılmasını sağlayabilir ve ağrılarınızı biraz olsun azaltabilirsiniz.

Gündelik hayatı olumsuz etkileyen bu hastalığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirtmek gerekiyor ve uzman yardımı ile birlikte kısa süre içerisinde bu hastalıktan kurtulabilirsiniz.

Ellerimizi ve ayaklarımızı gün içerisinde mutlaka kullanıyoruz ve her iki bölgede de yoğun bir şekilde gözlemlenen nasır, gündelik hayatı elbette olumsuz etkiliyor. Az önce de ifade ettiğimiz gibi gün içerisinde uzun süre ayakta kalmanızı gerektirecek bir işe sahip iseniz eğer ayak taban bölgesinde yer alan nasır çok daha şiddetli bir ağrı durumu ile iş hayatınızı da olumsuz etkileyecektir. Bu ağrıları dindirmek ve komplikasyonları biraz olsun azaltmak adına nasır bandı kullanabilirsiniz. Ölü derinin yumuşaması ile birlikte kazınması da daha kolay bir hal alacaktır. Tedavi edilmediği takdirde her geçen gün biraz daha fazla rahatsız edecek olan bu hastalık, klinik ortamda 10 dakika gibi kısa bir süre içerisinde ortadan kaldırılabiliyor.

Her nasır ağrıya sebep olur mu?

Sert nasır türünün yumuşak nasıra kıyasla daha fazla ağrı yaptığını belirtmek gerekiyor. Elde meydana gelen nasırın ağrısı da çok hafiftir ancak ayak taban bölgesinde oluşum kaydeden nasırın ağrısı çok daha şiddetli ve sancılıdır. Nasır, sürtünme ve basınç nedeniyle oluşan bir hastalık türüdür. Üst derinin kuruması ve yerini ölü deriye bırakması da bu hastalığı tanımlıyor.

Nasır, ağrılı bir hastalıktır bu yüzden vakit kaybetmeden tedavi edilmesinde fayda var. Evde uygulanabilecek tedavi yöntemlerini de bünyesinde barındıran bu hastalık, yaşam kalitesini düşürüyor ve iş hayatınızı da olumsuz etkiliyor. Ölü deri, nasır kökünün üst kısmında bir tabaka oluşturarak nasır kökünü koruma altına alıyor ve her geçen gün daha sert bir yapıya kavuşuyor. Bu sert yapıya baskı yapıldığında ya da dokunduğunuzda ağrıyı daha şiddetli bir şekilde hissedeceksiniz.

Ayak taban bölgesi daha sıkıntılı bir bölgedir çünkü gün içerisinde ayağa kalkma ve yürüme ihtiyacı hissediyorsunuz ve nasır hastalığı ile birlikte ağrılarınız da artacaktır. Bir an önce tedavi edilmesinde fayda vardır çünkü geçen her süre aleyhinize işliyor ve nasır kökünün daha güçlü bir hal aldığını da görebiliyoruz.

Nasır tedavi edildikten sonra tekrarlayabilir mi?

Nasır hastalığı tekrar edebilen bir hastalıktır. El ve ayak bakımı belirtildiği şekilde yapılmazsa ya da ortak kullanım çok sık gerçekleştirilirse bu hastalık ile bir kez daha karşılaşmanız mümkündür. Tedaviden sonra devam eden ilaç tedavisini de aksatmamanızda fayda var çünkü ölü derinin vücuttan tam manasıyla atılabilmesi için ilaç desteğine de ihtiyacınız olacaktır.

Bağışıklık sistemini güçlendirmek adına beslenme düzeninize ekstra hassasiyet göstermeli ve bu konuda da dikkatli davranmalısınız. El ve ayak bakımı ile birlikte ayakkabı seçimlerinizi de doğru bir biçimde yapmanız gerekiyor ve ayaklarınızı sıkacak modellerden uzak durmalısınız. Bu tür önlemler nasır hastalığı riskini ve tekrar etme ihtimalini de ortadan kaldıracaktır.

Nasır hastalığının tedavisinde bazı durumlarda nasır kökü tam olarak vücuttan atılamıyor ve bu da nasırın tekrar etme riskini daha güçlü hale getiriyor. Nasır tedavisi bazı hastalarda tek seansta tamamlanırken bazı hastalarda ise seans sayısının arttığını görebiliyoruz. Özellikle cerrahi müdahale ve dondurma tedavisinde seans sayısı artabilir. Doktor kontrolleri ile birlikte nasır kökünün tam olarak alınıp alınmadığına bakılıyor.

Nasır şikayetiyle hangi kliniğe başvurmalı?

Dermatoloji, nasır hastalığı şikayeti ile başvurabileceğiniz birimdir. Hastalığın teşhisi ile birlikte tedavisi de yine bu birim tarafından gerçekleştirilecektir. Nasır şikayetiniz varsa eğer sizler de hiç vakit kaybetmeden randevularınızı alabilir ve muayene için harekete geçebilirsiniz. Hastada erken teşhis yapılması durumunda bu hastalığın daha rahat önüne geçilecektir aynı zamanda hastalığın ilerlemesine izin verilmeyerek daha kötü sonuçlar doğuracak durumlar ile karşılaşılmayacak ve cerrahi müdahaleye gerek kalmayacaktır.

Nasır hangi yaşlarda görülür?

Yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da görülebilen bir hastalıktır bu yüzden bariz bir yaş aralığı vermek doğru değildir. Yetişkinler, bu hastalık ile daha sık karşı karşıya geliyor ve özellikle gün boyu ayakta çalışmak durumunda kalan kişiler daha fazla risk taşıyor.

El ve ayak bakımının düzgün bir şekilde yapılmaması ya da ayakları sıkan ayakkabı modellerinin uzun süre giyilmesi durumunda nasır riski artıyor. 65 yaş üstü kişilerde nasır çok daha sık gözlemleniyor ve gerekli hassasiyet gösterilmediği takdirde bu hastalık ile karşı karşıya gelmeniz mümkündür. Nasır hastalığından korunmak için alabileceğiniz çok sayıda önlem var ve bunlardan bir tanesi de ayaklarınızı gün içerisinde sık sık havalandırmak olacaktır.

Nasır ne kadar sürede iyileşir?

Nasır oldukça yaygın bir sorundur ve binlerce yıldır gerek tıbbi gerekse de alternatif tıp yöntemleri ile tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Hiç tedavi edilmeyen nasırların bile nasıra sebep olan faktörler ortadan kaldırıldığında bir süre sonra iyileştiği gözlemlenmiştir. Tedavi uygulanmayan nasırlar birkaç yıl içerisinde; tedavi uygulanan nasırlar da tedavinin niteliğine ve etkinliğine göre bir gün ile birkaç ay arasında tamamen ortadan kalkar. Bazı nasırlar ile doku hasarından ve dokuya olan baskılardan dolayı sürekli olarak tekrarlama eğilimindedir.

Nasır kaç yaşında olur?

Nasırın ortaya çıkmasına sebep olan faktörler yirmili yaşlardan sonra oldukça yoğunlaşsa da çocuk yaşlarda bile doku kullanımına ve dokuya yapılan baskılara göre nasır gelişimi mümkündür. Önemli olan kişinin yaşı ya da cinsiyeti değil; nasır oluşan bölgeyi ne kadar süre boyunca baskı altında tuttuğudur. Söz gelimi sürekli ayakta duran on yaşındaki bir çocukta da kolayca nasır gelişebilir.

Nasır neden çoğalır?

Nasır, nasıra sebep olan faktörlerin ilgili bölge üzerinden çekilmemesi dolayısı ile çoğalma eğilimindedir. Yer veya ayakkabı ile temas eden ve üzerine ağırlık binen her türlü cilt yapısı bir süre sonra nasır oluşturma eğilimindedir çünkü içteki dokuları korumanın yolu budur. Vücut, koruma yöntemi olarak nasır oluşturmaktadır. Baskı alanı arttıkça nasırlar da çoğalmaktadır.

Nasır neyin belirtisidir?

Nasır ayakta kalma süresinin fazla olduğunun ya da bir bölgeye aşırı ağırlık verildiğinin kanıtıdır. Aynı zamanda ergonomik olmayan ayakkabıların giyildiğinin de kanıtı olabilmektedir. Ayağında ya da vücudunun başka bölgesinde nasır oluşan insanların nasırın oluşma sebeplerine dair düşünmeleri ve bu sebepleri bir şekilde hayatlarından çıkarmaları gerekmektedir.

Nasır bulaşıcı mıdır?

Nasırlara virüsler, bakteriler ya da mantarlar sebep olmaz. Sebep nasır oluşan bölgenin sürekli olarak fazla yük altında kalmasıdır. Bu sebepten ötürü de ayak nasırları ile oldukça sık karşılaşılmaktadır. Tamamen vücudun kendi yapısıyla alakalı oluşan nasır probleminin de herhangi bir yol ile bulaşması söz konusu değildir.

İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar
İlgili Tedaviler