Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Kaşıntı

Kaşıntı, tuhaf, hoş olmayan şekilde tarif edilebilecek ilgili bölgede ya da geniş bir alanda cildin ovulmasını gerektirecek biçimde sızlama, yanma, ısırılma gibi duyuları da içine alabilen bir irritasyon hissi olarak ortaya çıkar. Kaşıntı ağrıyı ileten liflerin dışında cilde kadar taşınan bir histir. Şiddetli kaşıntılar kişinin yaşam kalitesini bozacak düzeyde etkili olabilir. Bu durumda kaşıntı nedeninin tespit edilmesi, pek çok rahatsızlığın erken teşhisine, dolayısıyla tedavi edilmesine yardımcı olur.

Kaşıntının gelişimi daha çok ciltte kuruma gibi nedenlerle olur. Fakat bazı vakalarda ise ciddi hastalıkların belirtisi şeklinde gelişebilir. Sıcak suyla duş alma, yaşın ilerlemesi, kullanılan sıvı sabun, duş jeli gibi ürünlerin kimyasal yapısı da cildi tahriş ederek su tutma kapasitesinin azalmasına neden olabilir. Bu durumda ciltte kuruma meydana gelebilir. Bazı vakalarda ciltte döküntü olmadan yaygın kaşıntı sorunu da yaşanabilir. Bazı hallerde sadece el gibi alanlarla sınırlı kalır, bazen vücudun daha geniş alanlarında etkili olabilir. Kaşıntı nedenine bağlı olarak kimyasalların kullanımının kesilmesi, sıcak suyla dış almama, cildin sıkça nemlendirilmesi gibi önlemlerle kaşıntı sorunu aşılabilir.

Kaşıntı eşliğinde ciltte döküntülerinin de meydana gelmesi halinde özellikle bacakların alt kısımlarında kızarıklık, şişme sulu cilt yarası ve kaşıntı olması durumunda bacaklardaki kan dolaşımın kötü olduğu akla gelmelidir. Bu şekilde gelişen kaşıntı sorununda kan damarlarına ultrason tetkiki yapılarak kaşıntı nedeni kolayca belirlenebilir. Kan dolaşımının düzeltilmesi, yara tedavisi, cildin nemlendirilmesi, kaşıntı önleyici ilaç tedavisinin uygulanması gibi yöntemlerin uygulanması ile sorun giderilebilir.

Bazı kişilerde stres kaşıntıyı tetikleyen bir unsurdur. Kaşıntı eşliğinde ense, kol, bacak gibi elle rahatlıkla ulaşılabilecek alanlarda cildin kalınlaşması ve kahverengine dönmesi stres ile tetiklenen kaşıntının varlığına işaret edebilir. Bu durumda tedavide stres yönetiminin yapılması, cildin kremlerle nemlendirilmesi, kaşıntıyı azaltacak antihistaminik ilaçlar ve kremlerin kullanımı önemlidir. Bu durumda özellikle alanında uzman bir dermatoloji doktorundan bilgi alınması gerekmektedir.

Kaşıntı bazen saçlı deriyi etkisi altına alabilir. Bu tür kaşıntıya saç derisinde kepeklenme, kızarıklık, ayrıca sivilceye benzer döküntüler eşlik edebilir. Bu seboreik egzama yani yağlı egzama belirtisi olabilir. Saç derisindeki yağlanmanın azaltılması için özel şampuanlar kullanılmalı, steroidli saç losyonlarından faydalanılmalıdır. Şiddetli vakalarda ağızdan alınacak ilaçlar kullanılabilir.

Saçlı deride herhangi bir döküntü olmadan dirençli uzun süren kaşıntı sorunu yaşanıyor ise saç diplerinde hassasiyet ve kuruma oluyor ise şeker hastalığı olasılığı dikkate alınmalıdır. Bu durumda kaşıntının nedeni açlık kan şekeri ölçümü yapılarak değerlendirilebilir. Kan şekeri kontrol altına alındığında kaşıntı sorunu da etkisini yitirecektir. Şeker hastalarında cilt kuruluğu yaygın görülen sorunlar arasındadır. Bu yüzden vücut genelinde bu sorunun yaşanması durumunda kan şekerinin kontrol edilmesinde yarar vardır. Çünkü cilt kuruluğu aynı zamanda kişide kaşıntıya da sebep olabilmektedir.

Mevsimsel değişiklikler kaşıntının bir başka nedeni olabilir. Kişinin alerjik yapısı buna yatkın olur ise özellikle güneş ışığı kaynaklı alerjide kaşıntı daha çok kollar, yüz, boyun gibi açıktan kalan güneşten etkilenen alanlarda daha yaygın olur. Sıcak havalarda klimalı ortamlarda uzun süre kalınması da ciltte kurumaya neden olabilir. Soğuk havalarda da eller, ayaklar, burun ucu, parmaklar, kulaklar gibi vücuttaki uç noktalarda yanma, karıncalanma, kabarma, kızarıklık, kaşıntı sorunları gelişebilir. Bu tür iklimden kaynaklanan kaşıntılarda sıcak ve soğuk ortamlardan kaçınmak tedavide önemli bir aşamadır. Ayrıca güneşten koruyucu kremlerin kullanılması da alerjik etkileri azaltacaktır.

Kaşıntı bazı hallerde ayaklarda, boyunda, gövde ve kasıklarda etkili olabilir. Bu genellikle mantar rahatsızlığından kaynaklanır. Cildin nemli kalması mantarın oluşmasında önemli bir etkendir. Bu yüzden kaşıntının önlenmesi ve mantarın daha kolay tedavi edilmesi için cildi kuru tutmakta yarar vardır. Ayrıca doktorun önerdiği mantar kremlerinin ve ilaçlarının da kullanılması gerekmektedir.

Vücutta oluşan kaşıntının bir başka nedeni ilaç alerjileri ve iç hastalıklarıdır. Tansiyon ilaçları, penisilin türevi antibiyotikler, aspirin, doğum kontrol haplarının kullanımı da alerjik kaşıntı sebebi olabilir. Antibiyotiklerin uzun süre kullanılması mantar enfeksiyonunun tetiklenmesine neden olabiliyor. Bazı vakalarda kaşıntı iç hastalıkların belirtisi olarak ta ortaya çıkabilir. Cildin düzenli olarak nemlendirilmesine rağmen geçmeyen uzun süreli kaşıntı sorunu yaşanıyorsa hepatit, böbrek, karaciğer, kansızlık, tiroid, vitamin eksikliği, kanser gibi rahatsızlıklara yönelik kan ve idrar tetkiklerinin yapılması ihmal edilmemelidir. Tetkiklerin anormal değerlerde çıkması durumunda dâhiliye doktoruna başvurulması gerekmektedir. Uzun süren şiddetli kaşıntı sorununda fototerapi yani ışık tedavisi ile sorun giderilebilir.

Vücudunda kaşıntı sorunu olan kişiler cildin nemlenmesi için düzenli olarak krem kullanmalı, cildi tahriş edecek kimyasallardan uzak durmalıdır. Alerjen maddelerden, tahriş edici maddelerden de uzak durulmalıdır. Ayrıca cildin aşırı sıcak suyla teması önlenmeli, beslenme düzenine dikkat edilmelidir. Uzun süren, iyileşmeye karşı direnç gösteren kaşıntı sorunu için ilk etapta bir dermatoloji uzmanına görünmekte yarar vardır.

Kaşıntı Hakkında

Atopik dermatit, enfeksiyonlar, sedef hastalığı, böcek ısırığı ve sokması, alerjik reaksiyonlar, güneşe maruz kalmak, cildin kuruması, kronik hastalıklar kaşıntının yaygın nedenleri arasındadır. Vücuttaki kaşıntı aslında bir reaksiyondur. Altında mutlaka bir neden yatmaktadır. Kaşıntı cilt hücrelerinin ya da ciltle ilgili sinir hücrelerinin tahriş olmasından kaynaklanan bir histir.

Dokunma, titreşim, ağrı, sıcaklık, soğuk gibi cilt hislerinden bir farkı yoktur. Oldukça rahatsız edici olsa da cildin kendini koruma mekanizmasının bir sonucudur. Vücudumuzda yolunda gitmeyen bir duruma karşı uyaran gibidir. Tedavi edilmediği takdirde kaşıntı şiddetini arttırarak dayanılmaz bir hale gelebilir.

Kaşıntı herhangi bir cilt hastalığı, cildin kuruması, gebelik, böbrek, karaciğer, kanser gibi rahatsızlıklarla da ilişkili olarak ortaya çıkabilir. Kaşıntı toplumda kadın erkek ayrımı yapmadan herkeste görülebilir. Ancak bazı kişilerin kaşıntıya maruz kalma riski daha fazladır. Astım, mevsimsel alerjiler, egzama, saman nezlesi olan kişilerde bu risk yüksektir. Ayrıca şeker hastası olanlar, AIDS/HIV hastaları, bazı kanser türleri, böbrek yetmezliği bulunan kişiler, yaşlılar ve gebe kadınlar da risk oranı yüksek grupta yer almaktadır.

Ciltte kaşıntı oluşması kuru cilt sorunu yaşayanlarda görülebilir. Eğer ciltte kaşıntı eşliğinde parlak kırmızı lekeler gibi oluşumlar bulunmuyorsa sorun kuru ciltten kaynaklanabilir. Yaşın ilerlemiş olması, uzun süre merkezi sistem ya da klima ile ısıtmaya maruz kalmak, sıcak suyla banyo gibi etkenler kuru cildin nedenleri olabilir.

Çeşitli cilt rahatsızlıkları ve ciltteki döküntüler de kaşıntıya neden olabilir. Sedef hastalığı, dermatit, bit, uyuz, kurdeşen, suçiçeği gibi pek çok cilt hastalığı kaşıntı nedeni olabilir. Ciltteki kaşıntı belirli alanları etkileyerek, genellikle tahriş olmuş kırmızı deri, kabarıklık gibi belirtilerle görülür.

Ciltteki kaşıntı iç hastalıkların bir belirtisi olarak ta görülebilir. Özellikle böbrek yetmezliği, karaciğer hastalığı, tiroid problemleri, demir eksikliğinden kaynaklanan kansızlık, lenfoma, lösemi gibi kanser türlerinde kaşıntı sorunu olabilir. Bu durumda kaşıntı lokal yerine vücudun tamamını etkileyebilir. Ayrıca zona, sinir sisteminin etkilendiği multipl skleroz gibi rahatsızlıklar da kaşıntı yapabilir.

Cildi tahriş eden etkenler ve alerjik reaksiyonlar nedeniyle de kaşıntı oluşabilir. Sabunlar, kimyasal maddeler, yün gibi maddeler cildin tahrişine neden olabilir. Kozmetik maddeler de bazı kişilerde alerjiye yol açabilir. Gıda alerjileri de zaman içerisinde kişide cilt kaşınmasına sebep olabilmektedir.

Gebelik döneminde de bazı kadınların uyluk bölgesinde ve karında kaşıntı sorunu olabilir. Ayrıca bu süreçte var olan kaşıntılı deri lezyonları da kötüleşme eğilimi gösterebilir.

Narkotik ağrı ilaçları, antibiyotikler, antifungal ilaçlar da ciltte yaygın döküntülere, kaşıntıya neden olabilir. İlaçların bu yan etkisi özellikle alerjik yapısı olanlarda görülebilir. İlaçların etken maddesine karşı duyarlılığı olan kişiler bu tür ilaçları dikkatli kullanmalıdır.

Kaşıntının neden kaynaklandığını belirlemek için detaylı bir muayene ve bazı tetkiklerin yapılması gerekmektedir. Fiziki muayene sırasında ciltteki kaşıntının altından yatan ciddi bir rahatsızlıktan şüphe edilirse bazı testler yapılabilir. Demir eksikliğinden kaynaklanan kaşıntı tam kan sayımı sonucunda belirlenebilir. Karaciğer, tiroid ve böbrek fonksiyon testleri ise böbrek ya da karaciğer bozukluklarının, hipertiroidizm gibi tiroid bozukluklarının neden olduğu kaşıntı sorununu açıklığa kavuşturabilir. Göğüs röntgeni çekilerek lenf düğümlerinin genişlemesi gibi sebeplerden oluşan kaşıntı nedenini belirlemeye yardımcı olur.

Kaşıntı nedeninin tespit edilmesi ve rahatsızlığın tedavi edilmesi kaşıntının giderilmesinde önemli bir aşamadır. Kaşıntı tedavisinde nedene göre tedavi planlaması yapılır. İlaçlardan kaynaklı bir reaksiyon söz konusu ise aynı etkiyi gösterecek başka bir ilaç kullanılabilir. Fakat ilaçların yan etkisi genellikle ciltte döküntü ve kaşıntı olduğu için kişinin alerjik yapısından dolayı sorun devam edebilir.

Cildinize dikkat etmeniz kaşıntının önlenmesinde önemli bir husustur. Bu nedenle cildi nemli tutacak, kurumasını önleyecek kremlerin ve losyonların kullanılması gerekir. Güneşten cildin zarar görmesini engellemek için de güneş koruyucu kremler düzenli kullanılmalıdır. Ilık suyla banyo yapılmalı, cilt için tahriş etkisi olmayan yumuşak sabunlar kullanılmalıdır. Ciltte kaşıntıya neden olabilen yün, sentetik gibi kumaşlardan yapılan kıyafetler giyilmemelidir.

Kaşıntının etkisinin azaltılması için bölgeye soğuk bir bez konulabilir. Doktorun reçete ettiği topikal steroidler ve antihistaminikler kullanılabilir. Ayrıca antibiyotik ve steroid ilaçlar da kullanılabilir. Kaşıntı şiddetli olursa fototerapi denilen ışık tedavisi uygulanabilir. Bu tedavide cilt ultraviyole ışığın dalga boylarına maruz bırakılarak kaşıntının etkisi hafifletilir.

Kaşıntı Nedir?

Vücut genelinde ya da belirli bir alanda hissedilen oldukça rahatsız edici bir irritasyon hissi olan kaşıntı cilt hastalıkları, böcek ısırığı, bitlenme, alerjik reaksiyonlar, mantar enfeksiyonu, bağırsak parazitleri, hormonal değişimler, sistemik hastalıklar gibi pek çok nedene bağlı olarak oluşabilir. Kaşıntı cildin kurumasına yol açan aşırı duşa alma gibi basit bir nedenden dolayı da oluşabilir.

Kaşıntı hafif dereceden şiddetli olgulara kadar çeşitli şekillerde gelişebilir. Fakat kaşıntının her zaman dikkate alınması gerekir. Kişinin sosyal yaşamını bile olumsuz etkileyecek düzeyde olmasına bakılmadan mutlaka nedeni tespit edilerek tedavi yoluna gidilmelidir. Pek çok rahatsızlığın erken aşamada teşhis edilmesine ve tedavisi açısından bu önemlidir. Özellikle bütün vücudu etkisi altına alan kaşıntının diyabet, böbrek yetmezliği, tiroid problemleri, karaciğer hastalıkları ve kanser gibi ciddi hastalıklardan kaynaklandığı unutulmamalıdır. Ayrıca lenfatik sorunlar, lösemi gibi kanla alakalı rahatsızlıkların belirtisi de kaşıntı olabilir. İlaçların bir kısmı da ciltte döküntüye yol açmadan kaşıntı sorununu gündeme getirebilir.

Kaşıntının altında yatan neden ne olursa olsun sinirsel etkilerle, stresle daha kötü bir hale gelebilir. Kaşıntının nedeni duygusal sorunlar olursa bu psikojenik kaşıntı olarak tanımlanır. Makat bölgesinde oluşan kaşıntı ise ishal, basur, bağırsak parazitleri gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Kadınlarda genital bölge kaşıntıları da hormonal değişimler, maya enfeksiyonları, egzama, liken gibi nedenlerden oluşabilir.

Yaşın ilerlemesiyle birlikte cildin kurumaya başlaması da kaşıntıyı yaygın görülen bir sorun haline getirir. Bazen kullanılan ilaçların yan etkisi de kaşıntıya neden olabilir. Ayrıca soğuk havaya maruz kalma nedeniyle ciltte kuruluk ve kaşıntı oluşabilir. Hamilelik süreci de hormon değişimlerinin etkisiyle kaşıntının sıkça yaşandığı bir dönemdir.

Sürekli tekrarlayan, uzun süre geçmeyen, şiddetli kaşıntı sorununda iltihaplanma, kızarıklık gibi belirtilerin de olması halinde bir dermatoloji doktoruna gidilmesi faydalı olacaktır. Kaşıntı nedenleri oldukça çeşitli olduğundan dolayı kişinin tam bir fiziki muayeneden geçirilmesi, gereken tetkiklerin yapılması gerekir. Hastanın öyküsü dinlenerek, kan ve idrar testleri, dışkı testi gibi laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır. Bu şekilde kaşıntının altında yatan nedeni belirlemek daha kolay olacaktır. Ciltte kaşıntı dışında başka bir bulgu olmadığı durumlarda bağırsak parazitleri, tiroid, karaciğer, böbrek hastalıkları gibi yönünde değerlendirmeler yapılmalıdır. Elde edilen sonuçlara göre uygun bir tedavi planı yapılabilir. Doğru teşhis yapılması halinde kaşıntıya neden olan ciddi rahatsızlıkların erken aşamada tedavisi de yapılabilir.

Kaşıntı tedavisi buna neden olan ne ise ona göre planlanmaktadır. Ancak tedavi süresince cilt bakımı da ihmal edilmemelidir. Cildi kurutmayan bakım ürünleri tercih edilmelidir. Cilt bakımı yanında terlemeye neden olmayacak, tahriş etkisi olmayan giysi seçimine de önem verilmelidir. Ayrıca beslenmede baharatlı yiyecekler, alkollü içeceklerden uzak durulmalıdır.

Kaşıntı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kaşıntı kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sorundur. Kaşıntı tedavisi için öncelikle altında yatan nedenin tespit edilmesi gerekmektedir. Çünkü kaşıntı pek çok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Eğer cilt rahatsızlıklarından kaynaklanan kaşıntı sorunu varsa bir dermatoloğa giderek muayene olunmasında yarar vardır. Böbrek yetmezliği, karaciğer hastalığı, diyabet gibi hastalıklardan kaynaklanan kaşıntı tedavisi altta yatan hastalığa yönelik olmalıdır. Perianal kaşıntı sorunu için de tahriş etkisi olan deterjan ve sabunlardan uzak durulmalı, makat bölgesi kuru tutulmalıdır. Bunların yanında iç çamaşır giyiminde de pamuklu olanlar önerilmektedir. Ayrıca kaşıntıyı tetikleyebilecek baharatlı gıdalar, kafein ve alkol içeren içeceklerde diyet listesinden çıkarılmalıdır.

Psikiyatrik Sorunlar Kaşıntıya Neden Olur Mu?

Vücudumuzda gelişen kaşıntı çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Araştırmalar kaşıntının en fazla alerjik nedenlerden kaynaklandığını ortaya koymuştur. İkinci neden olarak psikiyatrik sorunlar gösterilmiştir. Psikolojik kökenli kaşıntılar daha çok stres halinde, can sıkıntısı, endişe gibi hallerde birden ortaya çıkar. Bu türdeki kaşıntı ani çıktığı gibi kısa sürede şiddetlenebilir. Özellikle kişinin kolay ulaşabileceği ellerin üzeri, boyun gibi bölgelerde etkili olabilir. Kaşıntı giderek şiddetlendiği için ciltteki irritasyon da artmaktadır. Kaşınan bölgede kabuklanma bile oluşabilir. Psikiyatrik sorunlardan kaynaklanan kaşıntı daha çok erişkin erkeklerde ve genç kızlarda etkili olabilir.

Psikolojik kökenli kaşıntılarda ilaçların etkisi de daha zordur. Bazı hastalarda kaşıntı ilaçları hiç etkili olmayabilir. Hastaların psikolojik tedaviye alınması daha faydalı olacaktır. Bu şekilde kaşıntı tedavisi de yapılmış olur. Bu nedenle oluşan kaşıntı sorununda kişinin sıkıntısı dışarıdan da fark edilebilir. Sürekli olarak kaşınma ihtiyacı duyarlar. Etrafındaki kişiler tarafından ikaz edilseler bile kaşınmaya karşı koyamazlar. Kaşıntının psikolojik kaynaklı olduğunu ayırt etmek için hastanın detaylı muayeneden geçirilmesi gerekir. Tedavide kaşıntı ilaçlarının yanıt vermesi gibi detaylar da takip edilerek hastanın psikolojik destek almasını sağlamak gerekir.

Kaşıntı Nedenleri

Kaşıntı nedenleri oldukça fazladır. Kaşıntı daha çok vücudun verdiği bir tepki olarak daha doğrusu bir koruma mekanizması olarak ortaya çıkar. En fazla görülen kaşıntı nedeni alerjik reaksiyonlar yüzünden oluşanıdır. Bunun dışında cildin tahriş olmasına neden olan temizlik maddeleri, kozmetik ürünler, sabun, şampuan gibi malzemeler de kaşıntıya neden olabilir. Cildin kuruması da kaşıntının ortaya çıkmasını sağlar. Ayrıca mantar enfeksiyonları, bağırsak parazitleri, kronik ishal, baharatlı yiyeceklerin fazla tüketilmesi gibi nedenler de sayılabilir. Çocuklarda genellikle geceleri görülen anal bölge kaşıntıları da kıl kurdu denilen parazitlerden ortaya çıkabilir.

Kaşıntı nedenleri bunlarla da sınırlı değildir. Psikolojik sorunlardan kaynaklanan kaşıntılar da toplumda sıkça görülmektedir. Ayrıca cilt hastalıkları, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı, karaciğer hastalığı, lenfoma gibi sistematik hastalıklar da kaşıntı ile bulgu verebilir. Sindirim sistemi hastalıkları, sinirsel bozukluklar da nedenler arasında sayılabilir. Gebelik dönemi, kullanılan bazı ilaçlar da kaşıntı nedenleri arasındadır.

Kuru Cilt

Kaşıntının en fazla rastlanan nedenleri arasında kuru cilt sorunu bulunmaktadır. Özellikle ilerleyen yaşlarda daha çok görülmektedir. Kişi yaşlandıkça cilt esnekliği, cilt fonksiyonları ve su tutma özelliği azalmaktadır. Buna sıcak suyla banyo yapma, sert alkali sabunların kullanılması gibi etkenler de ilave olduğunda ciltteki bozulma artmaktadır. Bu etkenlerle birlikte ciltteki koruyucu lipit tabakası zayıflamakta, ciltte kuruma ve kaşıntı sorunu ortaya çıkmaktadır. Toplumda banyo sırasında liflenme ve keselenme alışkanlığının yaygın olması kuru cilt ve kaşıntının oluşmasında önemli bir etkisi bulunmaktadır. Cilt kuruluğunun azaltılması için ılık suyla banyo yapılması, cildin fazla tahriş edilmemesi ve nemlendirici kremler ile cildin nem dengesinin korunması gerekir.

Cilt Rahatsızlığı ve Döküntüleri

Cilt rahatsızlığı ve döküntüleri eşliğinde kaşıntı sorunu da görülebilir. Kaşıntı aslında hastalıkların bir belirtisi olarak ortaya çıkan bir histir. Başta cilt hastalıkları olmak üzere çeşitli iç hastalıklarının belirtisi olarak oluşabilir. Ürtiker cilt rahatsızlıkları içinde en fazla kaşıntıya neden olanlar arasındadır. Ciltte kabarık kızarık alanlar ve kaşıntı ile seyreden bu rahatsızlık dışında liken, egzama, uyuz gibi cilt rahatsızlıkları da döküntüye ve kaşıntıya neden olabilir. Cilt rahatsızlığı tedavi edilmedikçe kaşıntı hissi de artış gösterir. Bir cildiye uzmanı kontrolünde tedaviye başlanması, cilt bakımına önem verilmesi sayesinde kaşıntı sorunu daha kolay aşılabilir.

İç Hastalıkları

Kaşıntı nedenleri arasında iç hastalıkları da bulunmaktadır. Özellikle inatçı geçmeyen kaşıntıların ihmal edilmemesi gerekir. Karaciğer hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi iç hastalıklarının belirtileri arasında kaşıntı da bulunmaktadır. Kaşıntının vücutta hangi bölgeyi etkilediği son derece önemlidir. Tanı açısından kaşıntının bölgesel olması ya da vücut genelini etkilemesi önemli bir kriterdir. Bunların sebepleri de birbirinden farklıdır. İç hastalıkları nedeniyle oluşan kaşıntı genellikle vücudun her yerini etkileyebilir.

Karaciğer büyümesinden ve sarılık nedeniyle gelişen kaşıntı oldukça önemlidir. Uzun süren tedaviye yanıt vermeyen kaşıntının altında yatan neden mutlaka tespit edilmelidir. Kaşıntı ciddi bir hastalığın bir belirtisi olarak görülmeli ve tanı sırasında detaylı bir değerlendirme yapılmalıdır. Safranın yeteri kadar vücuttan atılamadığı hallerde ortaya çıkana kolestaz önemli bir bulgudur. Safra içeriğinin taşınması sırasında rol oynayan proteinlerin fonksiyonlarının bozulması, safra kanallarının tıkanması ya da hastalıklar nedeniyle kan ve dokularda toksik maddelerin birikmesi kolestaz oluşmasına neden olabilir. Bunun en fazla görülen bulgusu kaşıntıdır. Ayrıca karaciğerde büyümeye, sarılık, ishal, tansiyon, karın ağrısı, burun kanaması, bulantı gibi sorunlara neden olabilir. Bu nedenle geçmeyen kaşıntı durumunda iç hastalıklarından şüphe edilmelidir.

Sinir Bozuklukları

Sinir bozuklukları da kaşıntı nedenleri arasında gösterilmektedir. Sinir liflerinde ve beyin hücrelerindeki hasar sonucunda ciltte kızarıklık gibi belirtiler göstermeden kaşıntıya neden olabilir. Bazen birden fazla sinirsel hasara yol açan hastalıklar da kaşıntı oluşturabilir. İnme sonrasında da hastalarda nörojenik kaşıntı sorunu yaşanabilir. MS hastalığı, beyin tümörü gibi rahatsızlıkların bir belirtisi de kaşıntı olabilir.

Tahriş ve Alerjik Reaksiyonlar

Cildin tahriş olması ve alerjik reaksiyonlar kaşıntı nedenleri arasında en fazla rastlananlar arasındadır. Cildin sabun, şampuan gibi ürünlerde bulunan kimyasallardan tahriş olması ciltte kurumaya neden olabilir. Buna kızarıklık, döküntü ve kaşıntı gibi sorunlar eşlik edebilir. Bu durumda cildin tahrişine neden olan ürünlerin kullanılmaması, cildin nemli tutulması gerekir. Alerjik reaksiyonlar da ciltte aniden gelişen kaşıntıya neden olabilir. Alerjik yapısı olan kişilerin alerjen maddeler ile karşılaşması durumunda hızlı bir şekilde gelişen kaşıntı, kızarıklık gibi etkiler alerjik reaksiyon olarak tanımlanır. Genellikle alerjenlerden uzak kalındığında kaşıntı gibi etkiler kendiliğinden ortadan kaybolur.

İlaç Alerjisi

İlaçların içindeki etken maddelere karşı alerjik reaksiyon gösteren kişilerde yani ilaç alerjisi olanlarda kaşıntı problemi gelişebilir. Özellikle penisilin grubu antibiyotikler, ağrı kesici ilaçlar ve vitamin haplarının alerjik etkisi daha fazladır. Alerjik yapısı olan kişilerde ilaç alerjisi kaşıntı nedeni olabilir. Bu yüzden kaşıntı nedeni araştırılırken ilaçların bu etkisi de dikkate alınmalıdır.

Gebelik

Gebelik sürecinde anne adaylarının bir kısmında kaşıntı sorunu rahatsız edici düzeyde olabilir. Vücudun özellikle uyluk bölgesinde ve karında yoğunlaşan kaşıntıdan dolayı gebe kadının yaşam kalitesi bozulabilir. Bu süreçte safra asitlerinin yükselmesi de kaşıntıya yol açabilir. Kaşıntı sorunu hem anne adayının huzurunu bozar hem de bebeğin oksijen miktarının azalmasına neden olabilir. Bu durum bebek açısından ciddi bir risk olarak görülmektedir.

Kaşıntı Belirtileri

Kaşıntı çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilir. Vücudun belli alanlarını ya da tamamını etkisini altına alabilir. Genellikle kuru cilt gibi cilt sorunlarından kaynaklanır. Ancak ciltte görünürde herhangi bir bozukluk gözlenmiyorsa kaşıntının nedenini cilt sorunlarına bağlamak doğru olmaz. Bu durumda altta yatan başka bir neden aramak gerekir. Kaşıntının dermatolojik hastalıklar dışında iç hastalıkların bir belirtisi olarak ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekir. Kaşıntı belirtileri de altta yatan neden hakkında bazı belirtiler verebilir. Bu nedenle kaşıntının ne zaman ortaya çıktığı, nasıl yayılma gösterdiği, ilerlemesi gibi detayların doktora doğru aktarılması gerekir.

Dermatolojik Hastalıkların Belirtisi

Kaşıntı genellikle dermatolojik hastalıkların belirtisi olarak oluşmaktadır. Uyuz, ürtiker, uçuk, liken gibi cildi etkileyen bu hastalıklarda ciltte kızarıklığa, döküntülere, kabarıklığa ve kaşıntıya neden olabilir. Bu tür belirtiler dermatolojik hastalıkların tanısı için önemli bulgulardır.

İç Hastalıkların Belirtisi

İç hastalıkların belirtisi olarak oluşan kaşıntı yavaş yavaş ortaya çıktığı gibi uzun süre devam eder. İnatçı özellik gösterir ve tedaviye karşı dirençlidir. Bu özellikler nedeniyle alerjik kaşıntılardan daha kolay ayırt edilebilir. Karaciğer hastalıkları, böbrek yetmezliği, safra yolları hastalıkları, endokrin hastalıkları, kan hastalıkları, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı gibi iç hastalıklardaki belirtileri arasında kaşıntı da olabilir.

Kaşıntı Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Kaşıntı cilt rahatsızlığı, alerjik reaksiyon, iç hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklar gibi pek çok nedenden gelişebilir. Kaşıntının neden kaynaklandığını tespit etmek tedaviyi kolaylaştırır. Kaşıntı tanı ve teşhis yöntemleri kaşıntıya eşlik eden diğer bulgulara göre kullanılır. Ciltte gözle görünür bulgular olduğunda kaşıntının bir cilt rahatsızlığı nedeniyle oluştuğu göz önüne alınır. Ancak ciltte gözle görünen bir bulgu yoksa sadece kaşıntı sorunu varsa detaylı tanı yöntemlerine başvurulur. Hasta fiziki muayene sonrası şüphe duyulan nedenlere göre yönlendirilerek kesin tanı konur.

Fiziki Muayene

Fiziki muayene sırasında hastanın öyküsü dinlenerek kaşıntıya eşlik eden bulgular değerlendirilir. Ciltte kaşıntı ile birlikte kızarıklık, kabarma, döküntü gibi bulguların olması halinde cilt rahatsızlıklarından şüphe edilebilir. Bunu belirleyebilmek için daha ileri tetkikler yapılır. Ayrıca muayene sırasında kaşıntının ne zaman başladığı, vücutta hangi alanı etkilediği, nasıl ilerleme gösterdiği gibi bulgular da değerlendirilir.

Tetkikler

Kaşıntı sorunu olan kişilerde yapılan fiziki muayene sonrasında kesin tanı koyabilmek için bazı tetkikler yapılır. İlk bulgulara uygun şekilde hasta yönlendirilir. Gereken laboratuvar tetkikleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, göğüs röntgeni, tiroid fonksiyon testleri gibi tetkikler kaşıntının altında yatan nedenin belirlenmesinde kullanılır.

Kan Testi

Kan testi yapılan hastalarda demir eksikliğinden kaynaklanan anemi sorunu belirlenebilir. Anemi de kaşıntıya neden olabilen rahatsızlıklar arasındadır. Kan testi değerlerine göre hastanın kaşıntıya neden olabilecek rahatsızlıklar hakkında veriler elde edilebilir. Buna göre daha ileri tetkiklere başvurulabilir.

Tiroid Fonksiyon Testleri

Tiroid fonksiyon testleri kaşıntının tiroid rahatsızlıklarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hakkında önemli bilgiler vermektedir.

Karaciğer ve Böbrek Fonksiyon Testleri

Karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri kaşıntının bu organ hastalıklarından olup olmadığı hakkında tanı koyduran önemli bilgiler verir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda ortaya çıkabilen en önemli belirti kaşıntıdır. Üremik kaşıntı denilen sorun kronik böbrek yetmezliği hastalarının önemli bir bölümünde etkili olur. Karaciğer hastalıklarının da ilk verdiği belirtilerden biri kaşıntıdır. Bu yüzden kalıntı tanısı sırasında gerekirse bu testler yapılabilir.

Göğüs Röntgeni

Kaşıntı tanısı sırasında gerek duyulursa, hastada lenfatik büyüme sorunu olduğundan şüphe edilirse göğüs röntgeni çekilebilir.

Kaşıntı Risk Faktörleri

Kaşıntı sorunu hemen herkesi etkileyebilen bir histir. Ancak bazı kişilerde bulunan kaşıntı risk faktörleri nedeniyle bu sorun daha sık oluşabilir. Yaşın ilerlemesi nedeniyle ciltte kuruma olması, kişinin alerjik bir yapıda olması, şeker hastası olması, gebe olması gibi risk faktörleri bulunan kişilerde kaşıntı sorununa daha fazla rastlanabilir.

Mevsimsel Alerjisi Olan Kişiler

Mevsimsel alerjisi olan kişiler kaşıntı açısından daha fazla risk altındadır. Alerjik reaksiyonlar nedeniyle meydana gelen kaşıntı ani bir şekilde gelişir. Alerjenlerin cilt altına, kas içine alınmasıyla ciddi derecede kaşıntı sorunu yaşanabilir. Bazı kişilerde anafilaktik şok gibi yaşamı riske atan ciddi bir sorun da oluşabilir. Sıcağa ya da soğuğa karşı alerjisi olanlar, mevsimsel olarak bazı besinlere, polene alerjisi olanlarda kaşıntı önemli bir sorun haline gelebilir. Hastaların bir doktora görünerek tedavi olmasını öneririz. Alerjik kaşıntılar hızla ortaya çıktığı gibi ilaçlarla kolayca kontrol altına alınabilir.

Diyabet Hastaları

Diyabet yaşam kalitesini bozan ve toplumda her geçen gün görülme sıklığı artan bir rahatsızlıktır. Hastalığın erken dönemdeki en önemli bulgularından biri ciltte kuruma ve kaşıntıdır. Özellikle geçmeyen inatçı kaşıntı hissi olana hastalarının diyabet açısından değerlendirilmesinde yarar vardır. Diyabet hastaları kaşıntıya daha yatın olurlar.

HIV/AIDS Hastaları

HIV/AIDS hastaları da kaşıntı risk faktörlerini taşımaktadır. HIV virüsü taşıyan kişilerde özellikle kadınlar mantar enfeksiyonlarına daha yatkın olurlar. Bu nedenle hastalarda kaşıntı sorununa sıkça rastlanabilir.

Gebelik

Gebelik vücuttaki hormon dengesinin de değiştiği özel bir dönemdir. Gebe kadınlarda kaşıntı sorununa daha fazla rastlanabilir. Hafif derecedeki kaşıntının dışında bu dönemde safra asitlerinin de yükselmesi şiddetli kaşıntı hissinin oluşmasına uygun zemin hazırlar. Safra akışının yavaşlaması nedeniyle ciltte birikme artar. Bu durum gebelikte şiddetli kaşıntı sorununa sebep olur. Hamilelik kolestazı olarak tanımlanan bu sorun gebeliğin son aylarında daha fazla görülür. Bu nedenle gebelik kaşıntı risk faktörleri arasında gösterilmektedir.

İlerleyen Yaş

İlerleyen yaş vücudumuzdaki diğer organlarda olduğu gibi cilt kalitesinin de bozulmasına neden olur. Cildin su tutuma kapasitesi azalır ve ciltte kuruma başlar. Kuru cilt kaşıntının en yaygın sebepleri arasındadır. Bu yüzden ilerleyen yaşlarda cilt bakımına daha fazla önem verilmeli, cildin nemlenmesi için özel kremler kullanılmalıdır.

Kaşıntı Komplikasyonları

Kaşıntı sadece kaşınma hissi uyandıran bir sorun değildir. Aynı zamanda etkilediği cilt bölgesinin tahriş olmasına da neden olabilir. Ayrıca kişinin psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine ve sosyal yaşamdan uzaklaşmasına da neden olabilir.

Cildin Tahriş Olması

Vücutta belli bir alanda ya da vücut genelinde oluşan kaşıntı kişide sürekli kaşınma ihtiyacı uyandırır. Kişi bölgeyi kaşıdıkça kızarıklık ve kabarma meydana gelir. Bu durum süreklilik arz ettiğinden cildin tahriş olması kaçınılmazdır. Kaşıntı tedavisinde kaşıntıyı önleyecek ilaçların kullanılması ciltteki tahribatın önlenmesine yardımcı olacaktır.

Psikolojik Etkiler

Kaşıntı hastalarda fiziksel etkilerin yanında psikolojik etkiler de gösteren bir irritasyon hissidir. Kişi sürekli olarak kaşınma ihtiyacı duyduğundan toplumdan kaçınmaya başlar. Sosyal yaşamı bundan olumsuz etkilenir. İnsanların içinde kendini kaşınmaktan alıkoyamadığı için toplum içine çıkmayı istemez.

Kaşıntı Nasıl Önlenir?

Kaşıntı çeşitli sebeplerle, hastalıklar nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu sebeplerin önlenmesi, rahatsızlıkların tedavi edilmesiyle kaşıntı sorunundan kurtulmak mümkün olur. Kaşıntının altında yatan nedeni ortadan kaldırmadan kaşıntıdan kurtulmak zordur. Ancak bazı durumlarda kaşıntının etkisi azaltılabilir. Özellikle cilt kuruluğu nedeniyle ortaya çıkan kaşıntıyı önleyebilmek için bazı önlemler alınabilir.

Cildin kurumasına engel olabilmek için ılık suyla kısa süreli banyo yapılmalıdır. En fazla haftada iki defa banyo yapılması önerilir. Banyo sırasında normal sabun yerine sert olmayan, cildin asit değerini, lipit tabakasını olumsuz etkilemeyen ürünler kullanılmalıdır. Lif ve keselenme alışkanlığı da terk edilmelidir. Cildin banyo sırasında keselenmesi tahriş olmasına neden olacaktır. Bunun yerine cilde elle sürülecek temizleyici ürün tercih edilmelidir. Yumuşak bir havlu ile cilt tahriş edilmeden kurulanmalıdır. Daha sonra cildin kurumasına fırsat vermeden nemlendirici bir ürün tatbik edilmelidir. Cildi kurutacak, kaşıntıyı arttıracak alkol içeren jeller, kolonya gibi ürünler ciltte kullanılmamalıdır.

Ilık Su Banyosu

Cildin kurumasına neden olan etkenlerden biri sıcak suyla banyo yapmaktır. Bu yüzden ılık su banyosu yapılması önerilir. Ilık su cildi tahriş etmeyeceğinden kaşıntıyı önleyebilirsiniz. Banyo sonrasında cilde nemlendirici krem sürülmesi de faydalı olur.

Nemlendirici Kremler

Cildin zamanla elastikiyetini kaybetmesi, su tutma özelliğini kaybetmesi nedeniyle kuruması başta kaşıntı olmak üzere çeşitli sorunlara neden olabilir. Ciltte pullanma, döküntü, kızarıklık gibi etkiler meydana gelebilir. Bu etkiler yaşı ilerlemiş kişilerde daha fazla görülür. Bu nedenle cildin kaybettiği nemin yeniden kazandırılması için nemlendirici kremler düzenli olarak kullanılmalıdır.

Hijyen

Vücudun genel temizliğine ve hijyene önem verilmesi kaşıntının önlenmesine yardımcı olacaktır. Özellikle mantar enfeksiyonları nedeniyle oluşan kaşıntı için hijyen oldukça önemlidir. Vajinal bölgenin temiz ve hijyen tutulması mantar enfeksiyonun ilerlemesine engel olur, daha kolay tedavi edilebilir. Saçlı deride oluşan kaşıntı sorununda da hijyenin önemi fazladır.

Alerjilerin Tespiti

Alerjik reaksiyonlar nedeniyle ortaya çıkan kaşıntı sorunu oldukça yaygındır. Alerjen maddelerle karşılaşılması halinde aniden ortaya çıkan ve etkisini hızla arttıran kaşıntıyı önleyebilmek için alerjen maddelerden uzak durulmalıdır. Bu nedenle alerjilerin tespiti oldukça önemlidir. Kişi alerjenlerle bir arada olmadığı takdirde kaşıntı sorunu yaşamaz.

Sık Sorulan Sorular

Kaşıntı hakkında makalemizde genel bilgilere yer verdir. Kaşıntı nedenleri, tedavisi, belirtileri gibi içerikler inceleyebilirsiniz. Bu bölümde ise kaşıntı hakkında en çok sorulan soruların cevaplarını bulabilirsiniz.

Kaşıntı psikolojik olarak gelişebilir mi?

Uzun süren kaşıntılarda herhangi bir sebebi belirlenemediği takdirde kişinin bir psikiyatrist tarafından değerlendirilmesinde yarar vardır. Çünkü kaşıntı bazı hallerde psikolojik olarak gelişebilir. Kişinin ruh haline bağlı olarak psikolojik olarak görünen yerlerini kaşıma isteği ortaya çıkabilir. Üzüntü, kaygı, can sıkıntısı, tedirginlik gibi duygularla kişide kaşınma eğilimi doğabilir. Bu tür kaşıntılar ilaç tedavisine de kolay yanıt vermez.

Kaşıntı kanser göstergesi olabilir mi?

Kaşıntı basit nedenlerden ortaya çıkabileceği gibi kanser gibi ciddi hastalıkların belirtisi olarak ta oluşabilir. Bu nedenle kaşıntı ihmal edilmemelidir. Bazı kişilerde kaşıntı kanser gibi ciddi hastalıkların erken teşhisinde önemli bir bulgu olabilir. Özellikle lenfoma, lösemi gibi kanser türlerinde ortaya çıkan belirtiler arasında kaşıntı ilk sıralarda yer almaktadır.

Hamilelikte karşılaşılan kaşıntı nasıl tedavi edilir?

Hamilelikte hafif kaşıntı olması doğal kabul edilir. Bunu alacağınız basit önlemlerle azaltabilirsiniz. Ancak şiddetli kaşıntı sorunu yaşanıyorsa mutlaka karaciğer fonksiyon testlerinin yapılması önerilir. Hamilelerde karaciğer ve ciltte biriken safra tuzları istemsiz kaşıntılara neden olabilmektedir. Hamilelik kolestazı olarak tanımlanan bu durum doğumdan sonra normale döner. Fakat bazı hallerde erken doğuma da yol açabilir. Hamilelik kolestazı tipik olarak vücut genelinde kaşıntıya neden olur. Bu durum genellikle hamile olan kişilerde doğuma son 4 ay kalınca etkili olur. Kaşıntı ayak tabanını ve el ayasını daha şiddetli etkileyebilir. Hamilelikte hafif kaşıntılar sebebine göre tedavi edilebilir. Cilde sürtmeyen giysi seçimi, cildi tahriş etmeyecek dokudaki kıyafetlerin giyilmesi sorunu oldukça azaltır. Ayrıca ılık banyo yapılması, cildi tahriş edecek kozmetik ürünlerden de uzak durulması gerekir. Cildin sürekli nemlendirilmesi de kaşıntıyı azaltacaktır. Hamilelik kolestazı nedeniyle oluşan kaşıntılar için de karaciğer fonksiyonları ve kan testleri ile sıkça değerlendirme yapılmalıdır.

Vajinal kaşıntının nedenleri nelerdir?

Vajinal kaşıntının en önemli sebepleri arasında kimyasal tahriş edicilerin kullanılması, cilt hastalıkları ve mantar enfeksiyonları bulunmaktadır. Ayrıca bakteriyel vajinoz, bel soğukluğu, genital siğil gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar, menopoz dönemi, vulva kanseri, stres gibi nedenler de vajinal kaşıntı nedeni olabilir.

Saçlı deride kaşıntının nedenleri nelerdir?

Saçlı deride kaşıntı çeşitli etkenlerden ortaya çıkabilir. Stres, mevsimsel etkenler, enfeksiyonlar, mantar hastalığı, hijyene yeterince önem vermemek saçlı deride kaşıntı sebepleri arasındadır. Kepeklenme, saç biti, egzama, konak, saçların aşırı sıcak suyla yıkanması da kaşıntıya neden olabilir.

Güneşte kalmak kaşıntıya neden olur mu?

Güneşte kalmak cildin kurumasına neden olduğundan kaşıntıya neden olabilir. Bu nedenle cildin güneşten korunması, koruyucu kremlerin kullanılması gerekir. Ayrıca kuru cildin nemlenmesi için de nemlendirici ürünler kullanılmalıdır.

Kullanılan şampuan sabun vs. ürünler kaşıntı nedeni olabilir mi?

Vücut için kullandığımız şampuan, sabun vs. ürünler kaşıntı nedeni olabilir. Bu ürünlerin içeriğinde bulunan kimyasal maddeler cildi tahriş ettiğinden ve kurumasına neden olduğundan kaşıntı sorunuyla karşılaşılması olasıdır.

Kaşıntıyı gidermek için ne yapmak gerekiyor?

Kaşıntıyı gidermek için öncelikle nedenine göre tedavi uygulanmalıdır. Cilt hastalıklarından kaynaklanan kaşıntı sorununda doktorun önerdiği ilaçlarla kaşıntı kontrol altına alınabilir. Kaşıntı tedavisinde ürtiker dışındaki cilt rahatsızlıklarında antihistaminikler pek etkili değildir. Ancak sedatif etkisi olan antihistaminler kaşıntı tedavisinde en fazla kullanılan ilaç grubudur. Mentollü pudra ve kremlerin uzun süre kullanımı ise fazla tavsiye edilmez. Zira bunların cildi tahriş etme etkisi olabilir. Vazelinli pomatlarla birlikte kısa süreli kullanımları daha uygundur. Cilt kuruluğundan kaynaklanan kaşıntının giderilmesi için cildin nemli tutulması ve bakımının da ihmal edilmemesi gerekir. İç hastalıkları nedeniyle oluşana kaşıntının giderilmesi için hastalığın tedavi edilmesi gerekmektedir.

Kaşıntı için evde uygulanan yöntemler nelerdir?

Kaşıntı için evde uygulayabileceğiniz yöntemler arasında son derece basit olanlar bulunmaktadır. Özellikle cilt sorunlarından kaynaklanan kaşıntı için cildi nemlendiren kremlerin kullanılması gerekir. Ayrıca cildi tahriş edebilecek kimyasallardan uzak durulmalıdır. Cildin aşırı sıcak suyla teması engellenmelidir. Banyo ılık suyla yapılmalı ve cilt havlu ile kurulandıktan hemen sonra nemlendirilmelidir. Cildin olabildiğinde kuru ve temiz tutulması önerilir. Bunun dışında kaşıntıyı azaltacak pomatlar, kremler de doktor önerisiyle kullanılabilir.

Kaşıntı için hangi bölüme muayene olmak gerekir mi?

Kaşıntı sorunu olanlarının ilk olarak bir dermatoloğa muayene olmasında yarar vardır. Dermatolog tarafından cilt muayenesi ve genel muayene yapılarak kaşıntı nedeni tespit edilmeye çalışılır. Ciltte gözle görünen herhangi bir belirti olmadığı durumda kaşıntı nedeni olabilecek demir eksikliği, tiroid hastalıkları, karaciğer ve böbrek hastalıkları, bağırsak parazitleri gibi değerlendirmeler için bazı tetkikler yapılır. Bunların sonucuna göre ilgili bölüm uzmanı doktorlara başvurulur.

Kaşıntı bulaşıcı mıdır?

Kaşıntı normalde bulaşıcı değildir. Ancak bulaşıcı özelliği olan mantar enfeksiyonu, cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi rahatsızlıklar ya da bulaşıcı cilt hastalıkları gibi nedenlerden oluşan kaşıntı bulaşıcı olabilir. Burada aslında bulaşan kaşıntı değil hastalıklardır. Ayrıca psikolojik olarak karşısında kaşınan bir kişiyi görenler de kaşınmaya başlayabilir. Bu tamamen davranışsal gelişmektedir.

İlgili Bölümler