Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Fıtık Tedavisi

Fıtık Tedavisi Hakkında
Fıtık Tedavisi Türleri
Fıtık Tedavisi Öncesi
Fıtık Tedavisi Sonrası
Sık Sorulan Sorular

Karın içi organlarının, bağırsakların ya da dokuların karın çeperindeki yırtıktan veya zayıf bir bölgeden karın zarında oluşan bir kesenin içinde dışa doğru çıkması fıtık olarak tanımlanır. Toplumda fıtık görülme sıklığı yaklaşık % 2-4 oranındadır. Hastaların yaşam kalitesinin düşmesine, iş kaybına, bazı vakalarda yaşamsal tehlike oluşturması nedeniyle fıtık hafife alınmamalıdır. Fıtık tedavisi ihmal edilmemelidir.

Fıtık oluştuktan sonra zamanla ilerlemeye başlar. Bu durum karın çeperindeki deliğin büyümesine neden olur. Fıtık doğuştan ya da çevresel etkenler yüzünden gelişebilir. Fıtık tedavisi alanında oldukça gelişmiş tıbbi yöntemler bulunmaktadır. Günümüzdeki tıbbi olanaklarla anne karnında bile fıtık tedavisi yapılabilir.

Karın duvarında oluşan fıtıkların ortak belirtileri şişlik ve ağrı semptomlarıdır. Fıtık oluşumda iç organlarda sıkışma olursa belirtilere bulantı ve kusma, ayrıca ağrının şiddetlenmesi gibi semptomlar da eklenir.

Erişkin dönemde ortaya çıkan fıtıkların oluşumunda dış etkenlerle birlikte kalıtsal etkenlerde etkili olabilir. Ancak bu dönemde kabızlık, kilo artışı, ağır kaldırma, uzun süren öksürük, karın kaslarını zorlayan hareketlerin yapılması gibi faktörler fıtığın oluşumunda daha etkilidir.

Fıtık çeşitleri arasında kasık fıtığı en sık rastlanan türdür. Bunun dışında göbek fıtığı, karın orta hattında oluşan fıtık, karnın arka ve yan duvarında gelişen fıtıklar bulunmaktadır. Mide gibi iç organ fıtıklaşmaları da vardır. Bu tür fıtıkların kendine has belirtileri olabilir.

Fıtık tedavisi cerrahi girişim ile yapılır. Karın duvarında meydana gelen açıklık hastanın kendi dokusu ya da dışarıdan yama koyma yöntemi ile tamir edilir. Cerrahi girişim açık ya da kapalı teknikle yapılabilir. Fıtık tedavisinin temel hedefi zamanlanın ve uygulanacak tekniğin doğru ayarlanması ve hastanın normal yaşamına en kısa sürede dönmesini sağlamaktır.

Fıtık Tedavisi Hakkında

Karın içi organları ya da dokularının karın zarından oluşturulan kesenin içinde karın çeperinin zayıf alanlarından, yırtık veya delik yerinden dışarıya çıkması yani fıtık oluşması bölgede belirgin bir çıkıntıya neden olur. Fıtık karın duvarının her alanında gelişebilir. En fazla kasık bölgesinde fıtık görülmektedir. Önceden geçirilen ameliyatların dikiş alanlarında ortaya çıkan ameliyat kesisi fıtığı denilen fıtık türlerine de sık rastlanmaktadır.

Fıtık sorunu olanlar bölgede daha önceden olmayan, bazı zamanlarda kaybolan bir şişlik hissederler. Şişlik özellikle karın içi basıncını artırabilecek öksürük, ağır kaldırma, ıkınma, uzun süre ayakta durma gibi durumlarda daha belirgin hale gelir. Fıtığın erken aşamasında bölgede oluşan baskı ve rahatsızlık hissi fark edilirse fıtık tedavisi daha kolay yapılabilir.

Fıtık tedavisi için öncelikle fıtığın teşhis edilmesi gerekir. Daha sonra hastanın fıtık hakkında yeterince bilgilendirilmesi gerekir. Hastaya fıtığın tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğu, tedavisinin geciktirilmesi halinde oluşabilecek komplikasyonlar, hangi tedavi yönteminin kullanılacağı gibi bilgilendirmeler yapılmalıdır.

Karın duvarında oluşan fıtıklar ile bel ve boyun fıtıkları yani omurga fıtıkları oluşmaları ve tedavi yöntemleri bakımından farklı hastalıklardır. Bel ve boyun fıtığı beyin sinir cerrahisi ile fizik tedavi uzmanları tarafından tedavi edilir. Bu türdeki fıtıkların tedavisinde ilaç protokolü ve egzersiz tedavide sıkça başvurulan yöntemlerdir. Ancak karın duvarı fıtıklarında tek tedavi yöntemi ameliyat yapılmasıdır. Bu tür fıtıklarda korse ya da fıtık bağı kullanımı rahatsızlığa çare olmaz. Bazı vakalarda cerrahi tedaviyi de zora sokabilir.

Karın duvarı fıtığı olan hastaların öncelikle bir genel cerrahi uzmanı tarafından muayene edilmesi gerekir. Fıtık tedavisi için uygulanan ameliyatın genel cerrahi uzmanı tarafından yapılması uygun görülmektedir. Fıtık için ameliyata gerek olup olmadığı, hangi ameliyat tekniğinin uygun olduğu gibi detaylar fıtık cerrahisi alanında uzmanlaşmış bir genel cerrahi uzmanı tarafından belirlenmelidir. Bu şekilde fıtık ameliyatı daha başarılı bir şekilde yapılabilir. Başarısız bir fıtık ameliyatı sonrasında yapılacak ikinci bir ameliyat daha zor koşullar altında gerçekleştirilir. İkinci ameliyatın başarı oranı gözle görülür şekilde düşer.

Hastaların fıtık konusunda dikkat etmesi gereken noktalar her fıtığın şişliğe neden olmayacağı ve her kasık ağrısının fıtık nedeniyle oluşmayacağıdır. Fıtık tanısı için hastanın öyküsü ve fiziki muayenesi önem taşınmaktadır. Hastada fıtık belirtileri görüldü ise fakat muayene sırasında kesin olarak fıtık tespit edilemediyse ultrasonografi yapılarak bölge incelenebilir. Özellikle sporla uğraşan kişilerde görülen kasık ağrısında MR görüntüleme tetkikine başvurulabilir. Ameliyat kesisi fıtıklarında ise fıtığın içeriğinin ve karın duvarındaki açıklığın büyüklüğü hakkında BT bilgisayarlı tomografi tetkiki kullanılabilir.

Fıtık Nedir? Nasıl Oluşur?

Çoğu zaman karın bölgesinde oluşan fıtık, kasık, boyun, bel ya da önceden cerrahi bir girişim yapılan bir bölgede meydana gelebilir. Bir dokunun, iç organın, bağırsağın bulunduğu bölgede karın duvarından oluşan bir kese içinde zayıf bir noktadan dışarıya çıkması fıtığın oluşmasına neden olur. Bu bazı hastalarda doğuştan, bazılarında da çeşitli etkenlerden kaynaklanabilir.

Toplumda % 2-4 oranında etkili olan fıtık genellikle önemsenmez. Ancak fıtık bazı vakalarda yaşamsal öneme sahiptir. Doğuştan ya da dış faktörler nedeniyle oluşabilen fıtık bazı hastalarda birden fazla bölgede etkili olabilir. Bu tür fıtıkların konumu ve türü hastalara göre değişebilir. Fıtık oluşumu başlangıçta bölgede baskı ve ağrı ile kendini belli edebilir. Bölgede zaman zaman kaybolan şişkinlik oluşabilir. İç organlarda sıkışma olursa bulantı ve kusma, ağrının şiddetlenmesi gibi belirtiler oluşabilir.

Karın duvarında oluşan fıtıklar arasında en sık görülenidir kasık fıtığıdır. Kasık bölgesinde ağrı ve şişlik ile kendini belli eder. Fıtığın oluştuğu tarafa yatıldığı zaman, öksürürken, ayakta olunduğu zaman şişlik daha belirgin hale gelir ve ağrılar artar. Fıtığın olduğu yere elle baskı yapıldığı zaman ağrı eşliğinde yanma hissi oluşabilir. Bu hasta grubunda kusma, bulantı, ateş, kasık ve karın ağrısı, iştahsızlık gibi belirtilerde görülebilir. Göbek fıtığı da karın duvarında oluşan fıtık türüdür. Özellikle kadınlarda doğumdan sonra sıkça görülebilir. Her yaş grubunu etkileyebilen göbek fıtığı genellikle göbek çevresinde oluşur. Göbek deliği etrafında oluşan yumuşak doku şişliğin yatarken ve ayakta fark edilmesi zor olur. Yetişkinlerde oluşan göbek fıtığı ağrı ve hastalara verdiği rahatsızlık hissi nedeniyle kolay fark edilebilir. Bebeklerde oluşan göbek fıtığının anlaşılması daha zordur. Bebeğin ağlaması, kasılması, öksürmesi durumunda daha kolay anlaşılabilir. Bu fıtıklar bebeklerde acı ve ağrıya neden olmaz.

Herhangi bir karın bölgesi ameliyatı sonrasında kesi yerinde oluşan ameliyat yeri fıtığı da karın duvarında oluşan fıtıklar arasındadır. Bu tür fıtıkların gelişmesi ıkınma, öksürme, kabızlık, ağrı kaldırma, zorlama gibi etkenler nedeniyle olabilir.

Fıtık Çeşitleri Nelerdir?

Fıtık karın duvarındaki doğal açıklıklardan ya da karın duvarında zayıflayan bölgelerde gelişir. Daha önceden geçirilen ameliyatların kesi yerlerinde de fıtık gelişebilir. Bu tür fıtıklara kesi fıtıkları da denir. Fıtık çeşitleri fıtığın oluştuğu bölgeye göre adlandırılır. Kasık bölgesinde gelişenler kasık fıtığı, göbek çevresindekilere göbek fıtığı, kesi yerlerinde gelişen fıtıklara da ameliyat yeri fıtığı adı verilir.

Kasık Fıtığı

Kasık fıtığı kasık bölgesindeki karın duvarının zayıflaması nedeniyle oluşabilir. Genellikle kasık bölgesinde yumuşak doku şişliği ya da kasık ağrısı ile kendini gösterir. Kişinin ayakta durmasıyla, öksürme gibi eylemlerle, bazen ıkınma halinde fıtık belirgin hale gelir. Hastanın fiziksel muayenesinde çok fıtıklar dışındaki kasık fıtıkları rahatlıkla tespit edilebilir. Toplumda erkeklerde görülen kasık fıtığı kadınlara göre yedi kat fazladır.

Kasık fıtığının görülme sıklığı yaşla orantılı şekilde artar. Erkeklerde 70 yaşından sonra her iki kişiden birinde görülme riski vardır. Özellikle uzun süre öksürenlerde, bağ dokusu bozukluğu olanlarda, kilolu olanlarda, uzun süre kabızlık çekenlerde, ağır işler yapanlarda kasık fıtığı oluşma riski daha fazladır. Ayrıca kasık bölgesinin sağ tarafında kasık daha fazla görülür.

Kasık fıtığı için uygun zemin anne karnında gelişmeye başlar. Bu tür fıtıkların erkeklerde daha fazla görülmesinin de başlıca nedeni kasıkta zayıflığa neden olan bir tünel olması yüzündendir. Erkeklerde bu tünelden yumurtalara giden damarlar ve sperm kanalı geçer. Anne karnında iken erkeklerde karın içinde bulunan yumurtalar kasık tünelinden geçerek torbaya iner. Bu geçiş sonrasında tünelin kapanması gerekir. Bu kapanmada sorunlar olduğu zaman ilerleyen yaşlarda zorlayıcı faktörler ve doku zayıflaması nedeniyle fıtık gelişme riski artar.

Kasık fıtığında en belirgin semptom kasıkta şişlik oluşmasıdır. Ayakta olunduğu zaman belirginleşen, yatay uzanıldığı zaman hafifleyen ve kaybolan bir şişlik vardır. Bu şişliğin büyüklüğü belirgin olmayan bir kabarıklıktan ele gelen büyük bir şişliğe kadar farklı boylarda olabilir. Bazı hastalarda nadiren şişlik ile beraber ağrı da olabilir. Ağrı daha çok sıkışan nispeten küçük fıtık oluşumlarında etkili olur.

Kasık fıtığının dışarıya sarkan kısmı genellikle kendiliğinden karın içine girebilir. Ancak bazı vakalarda fıtığın neden olduğu tünelde sıkışması da mümkündür. Kasık fıtığı olan hastaların ilerleyen zamanda üçte birinde böyle sıkışma atakları olabilir. Her yirmi hastanın birinde de sıkışıklığın 3-4 saatten fazla sürmesi yani fıtık boğulması riski vardır. Fıtığın boğulması bağırsağın çürümesine neden olabilir. Hastalarda böyle bir durumda bulantı ve kusma, kasıkta morarma, çarpıntı ve ateş gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Yaşamı tehdit eden bu belirtilerde hastanın acilen fıtık ameliyatına alınması gerekir.

Kasık fıtığı ameliyatı olan hastaların bir hafta kadar evde dinlenmesi önerilir. Ancak hastaların günlük işlerini yapmasında bir sakınca görülmez. Kasığı gerecek işlerden, cinsel ilişkiden, araç kullanmaktan iki hafta kadar uzak kalmaları gerekir. Ayrıca bu dönemde ıkınmaya neden olacak kabızlıktan uzak durulmalıdır. Hastalar kısa yürüyüşler yapabilirler. Ancak ağır sporlarla uğraşmak, ağır egzersiz yapmak ve ağır yük taşımak sakıncalıdır.

Mide Fıtığı

Her yaşta etkili olabilen mide fıtığı en fazla 50 yaş üzeri kişilerde görülmektedir. Bu fıtık türünün oluşmasının en büyük nedeni kas kaybı nedeniyle midenin yemek borusuna yaklaşmasıdır. Mide fıtığı bu bölgedeki kasları zayıflamaya ve genişlemeye yatkın olmasından kaynaklanabilir. Buna bazı tetikleyiciler de etki edebilir. Doğru beslenme düzeninin kurulmaması nedeniyle sıkça kabızlık çekilmesi, yaşın ilerlemesi nedeniyle kasların zayıflaması, genetik özellikler, stres, sinirlilik hali, sigara alışkanlığı bu tetikleri arasında görülür. Ayrıca ağır işlerde çalışmak ve hamilelik süreci de mide fıtığını tetikleyebilir. Bu tür fıtık günlük yaşamı fazla etkilemez ve yaşamsal risk oluşturmaz. Ancak hastalarda reflü oluşumuna neden olabilir. Reflü hastalarının pek çoğuna mide fıtığı tanısı da konulmaktadır.

Yemek borusuna sarkan mide bu alanda fıtıklaşır. Fıtığın büyüklüğü, hastadaki reflü seviyesi ameliyat yapılmasını gerektirebilir. Cerrahi girişim genellikle fıtığı başarılı bir şekilde tedavi edebilir.

Mide fıtığı paraösefagal ve sliding hernia mide fıtığı olarak iki şekilde ortaya çıkabilir. Daha çok kadınları etkileyen paraösefagal mide fıtığı daha az görülür. Tedavisi zamanında yapılmadığı takdirde mide fıtığı yemek borusu ile birlikte göğüs boşluğuna da kayma yapar. Bu tür mide fıtığının göğüs boşluğuna ilerlemesi yaşamsal risk oluşturur. Gecikmeden mutlaka fıtık ameliyatı yapılmalıdır.

Kayma tipi mide fıtığı olarak bilinen sliding hernia ise çoğu zaman reflü ile bağlantılı olur. Midenin yemek borusu ve göğüs boşluğuna kaydığı bu fıtık tedavi edilmediği takdirde paraösefagal mide fıtığına neden olur. Bu nedenle fıtığın ilerlemeden tedavi edilmesi gerekir.

Mide fıtığı hastalarda ilk aşamada fazla belirti vermez. Bazı hastalarda ağır kaldırma, eğilme gibi durumlarda oluşan basınç nedeniyle göğüs kemiği arkasında yanma ile birlikte midede ekşime oluşabilir. Fıtık ilerledikçe daha ciddi belirtiler oluşabilir. Göğüs kemiğinin arkasında hissedilen yanma, ekşime, ağza besin artıklarının gelmesi, gece öksürük nöbeti, boğaza yayılan ağrı bu belirtiler arasındadır. Her iki tip mide fıtığında yemek sonrasında aşırı doyma hissi, yutkunmada zorluk çekme gibi belirtiler olabilir. Bazı hastalarda mide kanaması ya da kahve telvesi gibi kan kusma görülebilir. Bu daha çok paraösefagal mide fıtığı hastalarında görülür. Bu hastaların acilen ameliyata alınması gerekir.

Mide fıtığı tedavisi gastrit ve reflü tedavisine benzer. Belli bir ilaç tedavisi olmasa da hastalar doğru bir diyet programı ile mide sağlığını koruyabilir. Hastaların tereyağı, çikolata, kahve gibi besinlerden, asitli içeceklerden uzak durması gerekir. Yemek ve uyku arasında en az 3 saat olmalıdır. Geceleri oluşacak basıncı önlemek için başın göğüsten yukarıda tutulması gerekir. Buna uygun yastık kullanılmalıdır.

İleri aşamadaki mide fıtığı için cerrahi müdahale yapılır. Fıtıklaşan mide bölümü operasyonla düzeltilerek yeniden fıtık oluşmaması için önlemler alınır. Fıtık büyüklüğü uygun olursa ameliyatta laparoskopik yöntem kullanılabilir. Mide fıtığının olmaması ya da yeniden oluşmaması için beslenmeye ve mide sağlığına özen gösterilmelidir. Stres ve sigaradan uzak durulmalıdır.

Göbek Fıtığı

Göbek fıtığı ilk aşamadan itibaren önemsenmesi gereken fıtık türüdür. Daha çok kadınlarda görülen göbek fıtığı için en etkili tedavi yöntemi yama yapılmasıdır. Yama yöntemi ile tedavi edilen fıtığın tekrarlama riski % 1 seviyesindedir. Kadınlarda daha çok hamilelik sürecinde karın içi basıncının arttığı dönemde göbek fıtığı oluşabilir.

Bu tür fıtık göbek deliği içinde ya da çok yakınında oluşur. Fıtığın büyüklüğü fındıktan portakala değişebilir. Göbek fıtığı tedavisinde açık ya da kapalı yöntemle sentetik yamalar kullanılarak tekrarlama riski oldukça azaltılır. Fıtığın oluştuğu bölge daha çok doğumsal kaynaklı zayıf bir alandır. Ağır spor yapılması, aniden eğilip kalkma, öksürük, kronik kabızlık gibi etkenler bölgeyi zorladığında göbek fıtığı oluşabilir. Kadınların dışında çocukları da etkileyebilen bir fıtık türüdür.

Göbek deliği nedeniyle oluşmuş açıklıktan karın zarıyla bağırsaklar dışarıya çıkar ve ağrıya neden olur. Bu kişinin günlük yaşamını ve aktivitelerini olumsuz etkileyebilir. Ortaya çıkan şişlik giysilerin üzerinden de görülebilir. Devamlı olarak göbek deliğinin olduğu yerde şişlik oluşur. Yara iyileşmesini bozan alkol ve sigara kullanımı tedaviden sonra fıtığın tekrarlamasına neden olabilir. Ayrıca yaşa bağlı oluşan fıtıklarda sigara tetikleyici olarak görülmektedir.

Bazı hastalarda göbek çukurunda oluşan fıtıklarda şişlik belirgin olmasa da sadece ağrı görülebilir. Fıtığın küçük olması halinde fark edilmeyebilir. Küçük fıtıklar bulunduğu yerde boğularak ciddi sorunların yaşanmasına neden olabilir. Göbek fıtığı büyüdükçe fıtık boğulması riski artabilir. Boğulma diğer fıtık türlerine nazaran göbek fıtığında daha fazla görülür. Bu yüzden küçük te olsa göbek fıtığı tedavisi ihmal edilmemelidir.

Fıtık tedavisi için en etkili yöntem olan ameliyatın zamanında yapılması gerekir. Fiziksel muayene ile tanı konulabilir. Gerekirse tanı için ultrasonografi yapılabilir. Tedavide cerrahi müdahale dışındaki girişimler başarısız olur. Ameliyatın açık cerrahi ya da laparoskopik yöntemle yapılması mümkündür.

Göbek fıtığı küçük olursa açık teknik tercih edilebilir. Ancak kişinin estetik kaygısı olması ya da işine erken dönme durumu varsa laparoskopik yöntem kullanılabilir. Büyük fıtıklar için de laparoskopik yöntem tercih edilir. Ebadı 3 cm’den küçük olan fıtıklarda karın bölgesine açılacak üç tane laparoskopik girişin ve fıtıkta kullanılacak yamanın maliyeti nedeniyle genellikle açık yöntem tercih edilir. Hastaların genel anestezi almasında sakınca varsa lokal anestezi yapılarak açık cerrahi girişim yapılabilir.

Fıtık tedavisinde kullanılan yamanın gerilmeye mukavemetli olması gerekir. Toplumda görülen karın duvarı fıtıklarının % 5-10 kadarı göbek fıtıklarından oluşmaktadır. Ameliyatta fıtık için sentetik yamalar kullanılır. Bu yöntemle fıtığın tekrarlama riski yok denecek kadar aza düşer. Operasyonda gerdirmesiz şekilde tül gibi sentetik bir malzeme ile fıtığın üzeri kapatılır. Tercih edilen yamalar hastaya rahatsızlık vermeyen, yabancı cisim algısı yaratmayacak, gerilmeye dayanıklı, yama deliklerinden doku gelişimine izin verecek ve alerjik etkisi olmayanlardır.

Ameliyat Yeri Fıtığı

Bu tür fıtıklar daha önceden geçirilen karın ameliyatlarının kesi yerlerinde oluşurlar. Fıtığın oluşmasında ameliyatta kullanılan cerrahi tekniğin yetersizliği, dikiş sırasında kalitesiz uygun olmayan iplerin kullanılması, yara yerinde enfeksiyon oluşması, yara iyileşmesine olumsuz etki yapacak diyabet, sigara alışkanlığı, kronik akciğer hastalığı, kortizon kullanımı gibi etkenlerin olması etkili olur.

Ameliyat yeri fıtığı oluşma riski her 100 ameliyatta % 10-15 kadardır. Ameliyat açık ya da laparoskopik yöntemle de yapılsa bu risk vardır. Laparoskopik yöntemde aletlerin girdiği yerlerde port hernisi denilen fıtıklar oluşabilir. Özellikle kamera ve özel aletlerle yapılan, 10 mm ile 15 mm arası büyüklüğündeki kesilerde fıtık riski fazladır. Fıtıkların oluştuğu yer kesinin yapıldığı bölgedir. Yani göbek ve kasık gibi belirli bir alanla sınırlı değildir. En fazla yapılan ameliyat kesisi insizyonel herni şeklindedir. Bu kesiler mide ve bağırsak ameliyatlarında orta hat kesisi olarak ya da sezaryen sırasında açılan alt karın bölgesindeki yatay kesi şeklindedir. Kesi yapılan yerde zayıflık olursa zamanla fıtık büyüyebilir.

Bu tür fıtıklar ameliyat ile tedavi edilse de % 20-45 oranında tekrarlama riski vardır. Araştırmalarda laparoskopik ameliyat ile onarılan bu fıtıkların tekrarlama riskinin az olduğu görülmüştür.

Tedavi Edilmeyen Fıtık Nelere Sebep Olur?

Fıtık halk arasında fazla önemsenmeyen bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak en küçük boydaki fıtık bile zamanla büyümeye başlar ve ciddi sonuçlar doğurabilir. Fıtığın büyüme hızı her hastada ve her fıtık türünde farklı derecede olabilir. Tedavi edilmeyen fıtık hem dış görünümü bozar hem de vücudun ağırlık merkezini etkileyerek sırt ağrısı gibi sorunlara neden olabilir. İlerleyen zamanda hastanın hareketi kısıtlandığı için kilo alma sorunu yaşanır. Tedavisi ihmal edilen büyük fıtıkların ameliyat sırasında onarımı da zor olur. Karın duvarında oluşan açıklık büyüdüğü için bölgeye dual yama yapılması gerekir. Kilolu hastalarda kapalı ameliyat daha uygun olur. Ancak bu operasyonun maliyeti de açık ameliyata göre yüksek olur.

Büyük fıtıkların ameliyatı daha fazla tecrübe gerektirir. Fıtığın neden olduğu açıklık büyüdükçe yama yardımıyla bölgenin onarımı daha zor olur. Yamanın türü, ebadı, yamanın nereye tutturulacağı, hangi yöntemle uygulanacağı daha önemli olur. Yapılacak küçük bir hata fıtığın tekrarlama olasılığını arttırır. Bu nedenle fıtık tedavisinin tecrübeli bir cerrah tarafından yapılması gerekir.

Kasık ve göbek fıtıkları kendiliğinden kaybolmaz. Fıtık büyümeye devam ederken hastada ilerleyen yaş nedeniyle tansiyon, şeker, kalp hastalığı gibi sistemik hastalıklarda görülmeye başlayabilir. Bu etkenler fıtık ameliyatının yapılmasını, hastanın anestezi almasını zora sokabilir.

Tedavisi yapılmayan fıtıkları bekleyen başka bir komplikasyon ise fıtık boğulması oluşmasıdır. İlk başlarda yatarken kaybolan fıtıklar zamanla kaybolmamaya başlar. Bunun nedeni fıtığın organlara yapışmaya başlamasıdır. Yapışıklık oluşursa fıtık elle bile bastırıldığında içeriye gitmez. Dolayısıyla fıtık ameliyatında teknik zorluklar yaşanabilir. Bu nedenle hastaların zamanında fıtık tedavisi olması gerekir.

Göbek, kasık, ameliyat yeri fıtığı gibi karın duvarında oluşan fıtıklar tedavi edilmediğinde bağırsak düğümlenmesi denilen ciddi bir komplikasyona neden olabilir. Fıtığın açıklığından çıkan bağırsaklar kendi etrafından dönerek bu soruna yol açabilir. Bu nedenle bağırsaklarda kangren denilen durum ortaya çıkar. Bu acilen müdahale edilmesi gereken bir sorundur. Hastalarda ciddi karın ağrısına, gaz ve dışkı çıkaramama, bulantı ve kusma gibi sorunlara neden olur. Ameliyat fıtığın onarımı için değil hastanın yaşamını kurtaracak bir müdahale olarak yapılır.

Fıtığın Belirtileri Nelerdir?

Fıtığın belirtileri oluştuğu bölgeye göre değişebilir. Ayrıca fıtık tedavi edilse bile dokuların durumuna göre yeniden oluşabilir. Bu yüzden hastaların tedaviden sonra dikkatli olması gerekir. Karın duvarında oluşan kasık fıtığı başlangıçta şişlik ile kendini belli eder. Daha sonra hastalarda ağrıya neden olabilir. İç organlara baskı yaparsa bölgede yanma ve şiddetli ağrı oluşabilir. Göbek fıtığında da benzer belirtiler görülebilir. Şişliğe ağrı eşlik eder. Tedavi edilmeyen fıtık daha fazla büyüyeceği için iç organları sıkıştırır ve şiddetli ağrıya, bulantı ve kusma gibi belirtilere neden olabilir.

Fıtık Daha Çok Kimlerde Görülür?

Fıtık genellikle cinsiyet ayrımı olmadan her yaştaki kişiyi etkileyebilir. Bazen doğuştan olan fıtık hamilelik gibi bazı özel süreçlerde de oluşabilir. Toplumda en fazla görülen fıtık türü kasık fıtığıdır. Bu daha çok erkeklerde görülür. Çünkü erkeklerin kasık bölgesinde olan bir tünel anne karnında testislerin inmesinden sonra kapanır. Bu kapanma sırasında bölgenin zayıf kalması kasık fıtığı oluşumuna zemin hazırlar. Ağır kaldırma, kabızlık, öksürme gibi karın içi basıncını artıran eylemlerin desteği ile fıtık daha kolay oluşur.

Göbek fıtığı ise kadınları daha fazla etkileyen fıtık türüdür. Özellikle hamilelik sürecinde kadınları etkileyen bir fıtıktır. Toplumda görülen fıtık türlerinin % 80 kadarı kasık fıtıklarından, % 10 kadarı göbek fıtıklarından, kalan kısmı da ameliyat yeri fıtıklarından oluşur.

Fıtık cinsiyet dışında meslek gruplarında da etkili olabilir. Özellikle ağır işlerde ve yük kaldıran kişilerde yaygın olarak görülür. Meslekleri gereği karın içi basıncı fazla olduğundan fıtık oluşumuna uygun zemin hazırlanır. Bunun dışında sıkça öksüren kişilerde, kronik kabızlık çekenlerde ve 70 yaş üzeri kişilerde fıtık daha fazla görülür.

Fıtık Tedavisi Türleri

Fıtık tedavisi cerrahi müdahale ile yapılır. Karın duvarı fıtıklarının tedavisinde kullanılan ameliyatlar kullanılan cerrahi tekniğe göre sınıflandırılabilir. Ancak ameliyatlarda fıtık yerinin onarımı için yapılan işlemler benzerdir. Fıtık kesesi tespit edilerek çevresindeki yapışıklıklar giderilir. Fıtık karın içine yerleştirilir. Daha sonra fıtığın yeniden oluşmaması için açıklık güvenli bir şekilde kapatılır. Karın çeperindeki zayıf bölge de güçlendirilir. Fıtık kesesinin çıktığı açıklığın yani karın duvarının onarımı iki şekilde yapılabilir. Hastanın kendi dokularının kullanıldığı yöntemde dokular birbirine dikilir. Diğer yöntemde açıklık sentetik yama kullanılarak kapatılır. Son yıllarda fıtık tedavisinde yama kullanımı daha yaygınlaşmıştır. Yama açık ya da kapalı yöntemle yapılan fıtık ameliyatında kullanılabilir.

Cerrahi Tedavi

Fıtık tedavisinin tek etkin tedavi yöntemi cerrahi tedavidir. Tıbbın gelişmesiyle farklı cerrahi teknikler ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında fıtık tedavisinde tercih edilenleri fıtığın bulunduğu kasıkta açılan kesiden yapılan açık cerrahi, diğeri ise kapalı yöntem denilen laparoskopik yöntemdir. Tedavide kullanılacak yöntem hastanın durumuna, fıtığın özelliklerine uygun olarak belirlenir.

Açık Yöntem

Fıtık tedavisi için açık yöntem genellikle küçük fıtıklarda tercih edilir. Fıtık küçük olursa genel anestezi yerine lokal anestezi kullanılabilir. Ayrıca açık yöntem kapalı yönteme göre daha uygun maliyetle yapılabilir. Hastanın tercihine göre de ameliyat yöntemi belirlenebilir. Ancak küçük fıtıklarda ya da fıtığın konumu itibarıyla bazı hastalarda kapalı yöntem uygulanamadığından ameliyatta bu yöntem kullanılabilir. Operasyonda fıtığın oluştuğu kasık bölgesinde dışarıdan kesi açılarak fıtık içeriye alınır ve bölgedeki açıklık onarılır.

Kapalı Yöntem

Kapalı yöntem ya da diğer adıyla laparoskopik fıtık onarımı sırasında hastalara genel anestezi uygulanır. Karnın alt kısmında üç tane küçük kesi açılır. Kesinin birinden özel bir kameraya bağlı teleskop sokularak cerrahın fıtığı ve çevresini görmesi sağlanır. Bu net görüntü altında bölgeye iki çalışma tüpü yerleştirilir. Fıtık alanı belirgin hale gelince karın duvarı arkasına yerleştirilen yama ile açıklık kapatılır. Yama doku yapıştırıcı ya da küçük zımbalar kullanılarak yerine sabitlenir. Bu operasyonda yapılan işlemler kapalı şekilde gerçekleştirilir.

Kapalı yöntem kasık fıtıklarında, göbek fıtıklarında, kesi yeri fıtıklarında, spiegel herni ve epigastrik herni fıtıklarında kullanılabilir. Bu yöntemle ameliyat olan hastalarda ağrı hissi daha azdır. Ayrıca iyileşme süreci daha kısa sürer. Hastalar normal yaşamına ve işine daha kısa sürede dönebilir. Bunun dışında ameliyatta açılan üç kesi yerinden kasığın iki tarafında olan fıtıklar aynı anda onarılabilir. Tekrarlayan fıtık tedavisinde de kapalı yöntemin kullanılması daha avantajlı olur. Hastalarda yara yeri enfeksiyonu, yara yerinde gerilme, his kaybı gibi komplikasyonlar daha az görülür.

Fıtık Tedavisi Öncesi

Hastalar fıtık tedavisi öncesi muayeneden geçirilir. Ayrıca hastaların bazı tetkikleri de yapılır. Böbrek, kalp, akciğer hastalıkları, diyabet gibi rahatsızlıkları hakkında bilgi alınır. Hastaların tiroid bezi hastalığı ya da guatr hastalığı sorgulanır. Bu hastalıklar ile ilgili düzenli olarak kullandığı ilaçlar hakkında bilgi alınır. Özellikle aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar bunu doktora bildirmelidir. Ayrıca hastaların daha önce geçirdiği ameliyatlar hakkında da doktoruna bilgi vermelidir. Hastalar ameliyat günü bir gece önceden başlayan açlıkla hastaneye gelmelidir. Sadece kullanmak zorunda olduğu ilaçları doktoruna danışarak az suyla içebilirler. Hastalar fıtık tedavisi için gerçekleştirilecek ameliyat tüm tetkikleri yapılmış şekilde girmelidir.

Hastanın Durumunun Analiz Edilmesi

Fıtık tedavisi öncesinde hastanın durumunun analiz edilmesi gerekir. Hastada mevcut olan sistematik hastalıklar değerlendirilmelidir. Kullandığı ilaçlar hakkında bilgi alınmalıdır. Hastanın genel sağlığının fıtık ameliyatı için uygunluğu belirlenmelidir.

Fiziki Muayene

Hastanın fiziki muayenesi sırasında fıtığın türü, yeri, büyüklüğü hakkında bir değerlendirme yapılır. Fıtık tedavisi öncesi hastanın fıtığı hakkında tüm bilgiler değerlendirmeye alınmalıdır. Ameliyat kararının alınması için hastanın tüm tetkikleri ve muayenesi yapılmalıdır.

Hastaya Uygun Tedavi Yönteminin Seçilmesi

Fıtık tedavisi öncesinde hastaya uygun tedavi yönteminin seçilmesi gerekir. Fıtığın türüne, oluştuğu yere ve büyüklüğüne göre en uygun tedavi yöntemi belirlenir. Fıtık tedavisinde tek seçenek ameliyattır. Ancak hangi ameliyat tekniğinin kullanılacağına yapılan tetkikler sonrasında karar verilir. Fıtık ameliyatı sırasında açık ya da kapalı teknik kullanılabilir. Hasta için en uygun olan tedavi yöntemi tercih edilir.

Fıtık Tedavisi Sonrası

Fıtık tedavisi sonrası hastaları bekleyen bir iyileşme süreci vardır. Açık cerrahi yönteminin kullanıldığı ameliyattan sonra iyileşme süreci biraz daha uzun sürer. Kapalı cerrahi ile yapılan ameliyatlardan sonra hastalar daha hızlı iyileşir, konforlu bir süreç geçirirler. Bu aşamada hastaların doktorun önerilerine uyması gerekir. Fıtıkların az da olsa tekrarlama riski vardır. Bunu aşabilmek için tedavide genellikle yama yöntemi tercih edilir. Buna rağmen hastalar kontrollerini ihmal etmemeli, karın duvarındaki zayıflığı tetikleyecek hareketlerden kaçınmalıdır.

Kontrol Süreci

Hastalar fıtık ameliyatı sonrasında yaklaşık iki hafta doktorunun önerilerine göre hareket etmelidir. Bu aşamada hastaların kontrol süreci devam eder. Ameliyattan çıkan hastalar anestezi etkisinden çıkınca aynı gün hastaneden taburcu edilebilir. Hastaların ilk kontrol muayenesi ameliyatın ikinci günü yapılır. Daha sonraki kontrol bir ayın sonunda olur. Hastalar fıtığın tekrarlama riskine karşı ameliyattan sonraki bir yıl içinde en az iki defa kontrole gitmelidir.

Hastanın Yapması Gerekenler

Hastalar fıtık ameliyatı sonrasında durumlarına göre hastaneden taburcu edilebilir. İyileşme sürecinde hastanın yapması gerekenler doktor tarafından kendilerine aktarılır. Ertesi gün yara yerine konulan ve dikişleri örten pansuman açılabilir. Yara yerinin en az iki gün kuru ve temiz tutulması gerekir. Beslenmede ise herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. İhtiyaç duyulursa doktor tarafından reçete edilen ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Hastaların normal yaşamı ve aktiviteleri fazla kısıtlanmaz. Ancak ağır işleri ve egzersizleri yapmamaları gerekir. Hastalar taburcu olduktan sonra ilk gün yanlarında bir yakını olursa daha rahat ederler. Özel bir kısıtlama bulunmuyorsa kısa yürüyüşler yapılabilir. Hastaların ameliyattan sonraki iki gün bol sıvı alması gerekir. İyileşme sürecinde herhangi bir anormallik olursa, bu konuda doktorun bilgilendirilmesi tavsiye edilir.

Sık Sorulan Sorular

Yazımızda karın duvarında gelişen fıtıkların türü, özellikleri ve tedavi süreci hakkında genel bilgiler paylaştık. Bu bölümden fıtık tedavisi hakkında merak ettiğiniz soruların yanıtlarına ulaşabilirsiniz.

Tedavisi Gebelik Döneminde Nasıl Uygulanır?

Gebelik döneminde en fazla görülen fıtık türü göbek fıtığıdır. Gebelikte karnın gerilmesi ve karın içi basıncının artması göbek fıtığına uygun zemin hazırlar. Fıtık tedavisi gebelik döneminde yapılmaz. Çünkü fıtığın tek tedavi yöntemi cerrahi girişimdir. Bu nedenle hastaların fıtık ameliyatı olmak için doğumdan sonrasını beklemesi gerekir.

Tedavi Kimlere Önerilmez?

Karın duvarında oluşan fıtık türlerinin tedavisi ihmal edilmemelidir. Bu nedenle fıtık tedavisinin önerilmemesi mümkün değildir. Sadece fıtık tedavisi bir süre ertelenebilir. Bunun en güzel örneği gebelik döneminde tedavinin doğumdan sonraya ertelenmesidir. Erteleme sürecinde fıtığın ilerlememesi, ciddi belirtilere neden olmaması için her türlü önlem alınır. Ayrıca çok yaşlı ve sistematik hastalıkları bulunan kişilerde ameliyata engel bir durum varsa fıtık tedavisi ertelenebilir. Nacak bu hastalar yakın takibe alınır.

Fıtık Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Fıtık tedavi edilmediği takdirde oldukça ciddi sonuçlar doğurabilir. Kasık ve göbek fıtığı gibi karın duvarında oluşan fıtıklar sürekli büyüme eğilimi gösterir. Fıtık büyüdükçe hasta açısından daha büyük sorun haline gelir. Fıtığın iç organlara baskı yapması ağrıyı şiddetlendirebilir. Ayrıca fıtık küçük bile olsa fıtık boğulması denilen ciddi bir sorun oluşabilir. Bu durumdaki hastaların acilen tedavi edilmesi gerekir. Fıtığın tedavisi yapılmadığı zaman bağırsak düğümlenmesi denilen çok tehlikeli bir durum da yaşanabilir. Bu hastanın yaşamını riske atabilir. Bu yüzden fıtık tedavisi ihmal edilmemelidir.

Fıtık Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Fıtık ameliyatı açık ya da kapalı teknikle yapılabilir. Ameliyatın süresi yaklaşık bir saat sürer. Ancak hastaların anestezi etkisinden çıkması, uyanması 1,5 saati bulabilir. Hastalara ameliyattan önce muayene ve tetkiklerde yapılır. Fıtık tedavisi günümüz olanakları ile oldukça konforlu bir şekilde yapılmaktadır.

Ameliyattan Sonra Hemen Çalışma Hayatına Devam Edilebilir Mi?

Fıtık ameliyatı olan hastalar ameliyattan kullanılan tekniğe göre konforlu bir iyileşme süreci geçirirler. Hastaların çalışma hayatına başlaması ameliyat tekniğine göre farklılık gösterir. Açık ameliyat yapılan hastaların işe başlaması daha uzun sürer. Ancak kapalı yöntemle yani laparoskopik teknikle yapılan ameliyattan sonra hastalar bir hafta içinde işine başlayabilir. Fakat bir süre ağır işler yapmaktan, ağır kaldırma gibi eylemlerden kaçınmalarında yarar vardır.

Tedavi Herkese Aynı Şekilde Mi Uygulanır?

Fıtık tedavisinin nasıl yapılacağı genel olarak aynıdır. Tedavide cerrahi müdahale ile karın duvarında fıtık nedeniyle oluşan açıklık kapatılır. Fıtığın büyüklüğüne göre genellikle yama yöntemi tercih edilir. Sentetik yama kullanılarak fıtığın neden olduğu bölge kapatılır. Cerrahi müdahale için hastanın durumu uygun olursa laparoskopik yöntem tercih edilir.

Fıtık Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

Fıtık ameliyatları cerrahi bir girişim olduğundan bazı riskler taşır. Anestezi kaynaklı risklerin dışında, kötü yara yeri iyileşmesi, yara yerinde enfeksiyon oluşması, ağrı, yara yerinde his kaybı gibi riskler bulunmaktadır. Bunların dışında ameliyattan sonra fıtığın tekrarlama riski de vardır. Ancak yama yöntemi kullanıldığında fıtığın tekrarlama olasılığı oldukça düşük olur. Her şeye rağmen fıtık ameliyatının hastalara sağladığı faydalar risklerinden daha fazladır. Günümüzde fıtık ameliyatının başarılı bir şekilde yapılmasına yardımcı olacak tıbbi teknikler kullanıldığı için riskler olabildiğince azaltılmaktadır.

Fıtık Ameliyatından Sonra Denize Girilir Mi?

Fıtık ameliyatından sonra hemen denize girmek sakıncalıdır. Mikrop kapma riskine karşı yara yeri tamamen iyileşmeden denize girilmemelidir. Bu konuda doktora danışılması önerilir.

Tedavi Sonrası Hareketlilik Nasıl Olmalıdır?

Fıtık tedavisi sonrası hastaların hareketliliği fazla kısıtlanmamaktadır. Ancak ani eğilip kalkma, ağrı egzersizler, sportif faaliyetlerden uzak durulmalıdır. Hastalar normal yaşamına ve aktivitelerine devam edebilir. Kısa yürüyüşler yapmalarında sakınca bulunmamaktadır.

Hasta Tedaviden Sonra Sağlıklı Hayatına Dönebilir Mi?

Hasta tedaviden sonra sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilir. Fıtığın neden olabileceği risklerden korunabilir. Ancak fıtığın tekrarlama eğilimi göstermemesi için günlük yaşamına dikkat etmelidir. Karın İçi Basıncını Arttıracak Hareketlerden Kaçınmaları Gerekir.

İyileşme tedaviden ne kadar süre sonra görülmeye başlar?

Fıtık tedavisi yapıldıktan sonra hastalarda fıtıktan kaynaklanan yakınmalarda ortadan kalkar. İyileşme sürecinde hastalar ameliyat nedeniyle bazı aşamalardan geçer. Yara yerinin tamamen iyileşmesinden sonra normal yaşamına sağlıklı bir şekilde devam eder. İyileşme süreci yaklaşık 15 gün devam eder. Bu süreçte hastalar doktorun önerilerine uydukları takdirde sıkıntısız bir dönem geçirebilirler.

Fıtık Ameliyatı Ağrılı Mıdır?

Fıtık ameliyatı sırasında açık ya da kapalı yöntemde genellikle genel anestezi kullanılır. Küçük fıtıklarda hastanın anestezi almasında sakınca varsa lokal anestezi kullanılarak açık cerrahi yöntemi de kullanılabilir. Bu nedenle ameliyat ağrılı geçmez. Anestezinin etkisi ameliyattan sonra da bir süre devam eder. Daha sonra hasta ihtiyacı olursa doktorun reçete ettiği ağrı kesici ilaçları kullanabilir.

Ameliyattan Sonra Ağrı Kesici Önerilir Mi?

Fıtık ameliyatı olan hastaların ağrı eşiği farklı olabilir. Bu yüzden hastalara ihtiyaç duyabileceği ağrı kesici ilaçlar doktor tarafından reçete edilir. Ameliyatta anestezi kullanıldığı için hastalar acı duymadan ameliyat olurlar. Ameliyattan sonra yara yerinde fazla rahatsız edici olmayan ağrı hissedilebilir. Bunun için doktorun önerdiği ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir.

Fıtığın Risk Faktörleri Nelerdir?

Fıtığın oluşmasında bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Kişilerin ailesinde fıtık olması riski arttırmaktadır. Ayrıca kronik öksürük, kronik kabızlık, karın içi basıncını artıran fazla kilo, gebelik, kronik akciğer hastalıkları, siroz, KOAH gibi hastalıklar da risk faktörü olarak kabul edilir. Kişinin daha önceden fıtık geçirmesi, prematüre doğmuş olması, 70 yaşını geçmiş olması da riskler arasındadır. Ayrıca ağır fiziki koşulları olan, uzun süre ayakta kalınan mesleklerde çalışmak ta fıtık oluşumuna uygun zemin hazırlar.

Fıtık Fizik Tedaviyle Tedavi Edilebilir Mi?

Ameliyat kesi fıtığı, göbek fıtığı, kasık fıtığı gibi karın duvarında oluşan fıtıkların tek tedavisi ameliyat yapmaktır. Bel fıtığı, boyun fıtığı gibi omurga fıtıkları ise ilaç, fizik tedavi ve cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir. Bu nedenle karın duvarında oluşan fıtıkların tedavisinde fizik tedavinin iyileştirme etkisi bulunmamaktadır.

Ameliyattan Sonra Banyo Yapılmasının Bir Sakıncası Var Mı?

Hastaların fıtık ameliyatı olduktan sonra yara yerini en az iki gün süreyle kuru tutması gerekir. Ertesi gün yara yerine yerleştirilen pansuman açılabilir. Ancak bölgeye su değdirilmemesi gerekir. Banyo yapmak için kontrole gidildiğinde doktora danışabilirsiniz. Hastaların ilk kontrolü ameliyattan iki gün sonra yapılır.

Ameliyattan Sonra Hasta Araba Kullanabilir Mi?

Fıtık ameliyatı sonrasında hastaların en az 3 gün araba kullanmasına izin verilmez. Bazı hastalarda bu süre 7-10 günü bulabilir. Araba kullanırken bazı hallerde ani hareketler yapılabileceği için hastaların araç kullanmayı mümkün olduğu kadar ertelemesi gerekir. Yara yeri tam olarak iyileştiğinde, herhangi bir ağrı kalmadığında araba kullanılabilir.

Tedaviden Sonra Ağır Kaldırmanın Sakıncaları Nelerdir?

Hastaların tedaviden sonra ağır kaldırması fıtığın tekrarlaması açısından risk oluşturur. Ağır kaldırmak karın içi basıncının artmasına neden olur. Basıncın artması onarılan fıtık açıklığını zorlar. Dolayısıyla ameliyatta yama yöntemi ile onarılan fıtık yeniden nüksedebilir.

Ameliyattan Sonra Yara Kapatılır Mı?

Fıtık ameliyatı tamamlandıktan sonra yara yeri pansumanla kapatılır. Pansuman ameliyatın ertesi günü açılarak yara yeri kontrol edilir. Operasyon açık cerrahi yöntemiyle yapılırsa yeniden pansuman yapılarak birkaç gün daha yara yeri kapatılabilir.

Ameliyattan Sonra Kontrole Gitmemenin Sakıncaları Nelerdir?

Ameliyattan sonra kontrole gitmek yara yerinin durumu hakkında önemli bilgiler verir. Hastalar ilk kontrole ameliyattan iki gün sonra, daha sonraki kontrole bir ay sonra gitmelidir. Kontroller sırasında yaranın iyileşmesi takip edilir, herhangi bir enfeksiyon var mı yok mu bakılır. Ayrıca yara yerinde oluşabilecek his kaybı gibi komplikasyonlar da değerlendirilir. Bu yüzden hastaların ameliyattan sonra kontrollere gitmeyi ihmal etmemesi gerekir.

Fıtık Tedavisi İçin Hangi Bölüme Gidilir?

Fıtığın en net hissedilen belirtilerinden birisi oluştukları bölgeden yayılan ciddi ağrıdır. Doğal olarak bu ağrılar eklem ağrısı gibi görünmektedir. Hastalar da ilk olarak ortopedi bölümüne başvurmakta; bu poliklinikten gerekli yönlendirmeler yapılmaktadır. Fizyoterapiye ya da cerrahi uygulamalar için genel cerrahi bölümüne (bazı fıtıklar için beyin, sinir ve omurilik cerrahisi) sevk söz konusudur. Hastalar ilk başvuruyu dahiliye veya ortopediye yapabilmektedir.

İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar
İlgili Hastalıklar