Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Cücelik

Cücelik Hakkında
Cücelik Nedenleri
Cücelik Belirtileri
Cücelik Teşhis Ve Tanı Yöntemleri
Cücelik Risk Faktörleri
Cücelik Komplikasyonları
Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Normalden daha kısa boylu olan insanların yaşadığı duruma cücelik denmektedir. Cücelik yalnızca insanlarda meydana gelmez. Hayvanlarda ve bitkilerde de aynı durum yaşanmaktadır. Ancak insanları oldukça fazla etkileyen bu durum kişinin hem fiziksel, hem de psikolojik durumunu etkiler. Genellikle bu kişilerin normal bir yaşantı sürebilmesi ve iş hayatında yer edinebilmesi diğer insanlara göre daha zor olabilir. Ayrıca vücutlarında yaşları ilerledikçe meydana gelen deformasyonlar yaşam kalitelerini de düşürmektedir.

İnceleyen ve Onaylayan : Prof. Dr. İrşadi İstemi Alp Yücel

Cücelik Hakkında

Cücelik her canlıda meydana gelebilen bir hastalıktır. Normalden çok daha fazla kısa olan insanlar için kullanılan bu tabir tıpta Dwarfizm olarak adlandırılır. Kişinin görüntüsü boyunun uzayamamasından kaynaklı deformasyona uğrayabilir. Hipofiz bezinin ön lobunun çalışmamasından kaynaklanan bu durum, doğuştan gelebileceği gibi sonradan da oluşabilir. Başka bir tabi ile ergenlik dönemine girmesine hatta geçmesine rağmen 1 metreyi geçememiş insanlara cüce denmektedir. Kişinin boyu dışında zekâsında herhangi bir farklılık olmaz. Ancak cücelik durumu iç organları da kapsıyor ise zekâ geriliği ortaya çıkabilir. Bu nedenle cücelik durumu söz konusu olan insanların sistematik olarak hayat boyu kontrol altında tutulması gerekmektedir. Özellikle bebek ve çocuk yaşlarda bu kontrollerin önemi çok daha büyüktür.

Cücelik Nedir?

Hipofiz bezinin ön lobunun yetersiz ya da hiç çalışmaması durumunda ortaya çıkan gelişememe durumuna cücelik denmektedir. Genellikle bu insanların boyu 1 metreyi geçmez. Uzuvlarında uzayamama durumundan kaynaklı deformasyonlar görülebilir. Normal insanlara göre rutin bir yaşantı sürdürmeleri daha zorlu olabilmektedir. Kesin bir tedavisi olmayan bu rahatsızlık doğuştan kaynaklanabildiği gibi bazı hastalıklar sonucunda doğumdan sonra da görülebilir. Endokrin doktorları tarafından muayene edilen bu hastalar hayat boyun gözetim altında tutulmalıdır. Genellikle cücelik ile zekâ gelişiminin doğrudan ilişkisi yoktur. Ancak cücelik beyin ve iç organları da kapsar ise bu durumda zekâ gerilikleri ortaya çıkabilir.

Cücelik Ne Zaman Anlaşılır?

Büyüme hormonunun az salgılanmasından kaynaklı ortaya çıkan cücelik çocuklarda farklı şekilde görülmektedir. Gövde uzunluğu normal olan çocukların kol ve bacaklarının gövdeye göre uzun olması durumunda cücelik hastalığından söz edilebilir. Ayrıca ailede cücelik durumunun söz konusu olması ya da annenin yaşının fazla büyük olması gibi durumlarda da hipofiz ölçümleri yapılabilmektedir. Bu ölçümler ile salgılanan hormonlar doğrultusunda cücelik durumu anlaşılır. Bazı durumlarda fiziksel muayeneler yeterli olabilirken, bazı durumlarda kan testine de başvurulabilmektedir.

Cücelik Tanısı

Dwarfizm ismi ile de bilinen cücelik hastalığı genellikle fiziksel olarak tanımlanabilen bir rahatsızlık olmaktadır. Genetik nedenlerden dolayı ortaya çıkan bu hastalık, geçirilen herhangi farklı bir hastalığın devamında da ortaya çıkabilmektedir. Genellikle cüce olan kişilerin büyümesi 6 yaşından sonra durur. Uzuvlar normal insanlara ya da çocuklara göre çok küçüktür. Kesin sonuç için kişiden alınan kanlar ile bir dizi testler yapılır. Bu testlerin sonucunda kesin tanı koymak mümkündür. Bu testler ile birlikte hastanın tanısı ortopedi ve çocuk endokrin uzmanları tarafından koyulmaktadır.

Cücelik Türleri

Her ırkın ideal bir boyu vardır. Dolayısıyla cücelik aynı ırktaki insanlara göre daha kısa olmak demektir. Örneğin Eskimoları, Boşimanları ya da Papuları cüce saymak mümkün değildir. Çünkü bu ırkların standart boyu normalden zaten kısadır. Ayrıca her cüceliği irsi kabul etmek de doğru değildir. Normal bir boylu olan insanın cüce çocuğu olabileceği, gibi, cüce boylu bir insanın da normal boylarda çocuğu olabilir. Ancak cücelik üzerinde yoğunlaşacak olur ise bu hastalığı 2 farklı gruba ayırmak mümkündür. Bunlar orantılı ve orantısız cüceliklerdir.

Orantısız Cücelik

Genellikle orantısız cücelik hastası kişilerin vücutları normal boyuttayken, bacakları ya da kolları bir hayli kısadır. Yani vücudun bazı noktaları normal boyutlarda ya da daha uzunken, bazı noktaları da anormal kısadır. Bu hastalığın tehlikeli boyuta ulaşması kemikler ile alakalıdır. Kemiklerin yeterince gelişememesi ile hastalığın doğrudan ilişkisi bulunmaktadır.

Akondroplazi

Kemik büyüme bozukluğu içeren bir çeşit cücelik türüdür. Diğer cücelik durumuna göre anormal kısa kol ve bacakların olması durumuna da Akondroplazi denmektedir. Ayrıca bu hastalık genetiktir ve kalıtsal olarak kuşaklara taşınır. Akondroplazinin en belirgin özelliği doğumda fark edilebilir olmasıdır. Çünkü bu hastalığı taşıyan bir bebek uzun gövdeye, kısa kol ve bacaklara sahiptir. Alnın ön ve orta yüzünün gelişmemesi, dar elmacık kemikleri ve normale göre çok dar burun kanallarına ek büyük bir kafa Akondroplazik bebeğin en belirgin özelliklerindendir. Yürümeye başladığında bel bölgesinde salınım söz konusu olacaktır. Yürürken kamburluk görülür ve bacaklarda eğrilik deformasyonları söz konusu olur. Akondroplazi hastalarının zekâ gelişiminde genellikle bir anormallik söz konusu olmamaktadır.

Pseudoakonraplazi

Bu cücelik kemiğin epifit ve metafizlerini tutar. Yaklaşık 30 bin kişiden birinde görülmektedir. 19. Kromozomda bulunan kıkırdak oligometrikmatriks protein geninde ortaya çıkmaktadır. Bu genden salgılanan protein kıkırdak, bağ ve tentonlardaki sıvı akışını sağlayarak hücrelerin gelişmesini ve çoğalmasını sağlar. Ancak bozuk olan oligometrikmatriks proteini görevini yerine getiremez ve kıkırdak hücrelerinde kayıplar meydana gelir. Bu kayıplar da normal kemik oluşumunu engeller. Bir hastalıklı gen kopyalandığında, hastalık meydana gelebilir. Yani Pseudoakonraplazi bir bebeğin annesinde aynı durum söz konusu olmayabilir.

Multiple Epifizyal Displazi

100 binde 9 – 16 kişide görülen, yine kıkırdak yapısı ile alakalı olan bir hastalıktır. Displazi türleri arasında en sık görüleni Multiple Epifizyal Displazidir. Bebeklerde tanı koymak kolay değildir. Genellikle çocukluktan ergenliğe geçiş aşamasında tanı konmaktadır. Hatta bazen tanı yetişkinken de koyulabilir. Bunun nedeni hastalığın boyu çok fazla etkilememesinden kaynaklanıyor olmasıdır. Gerçek cücelik görülmediği için ve yüz görünümü normal olduğu için tanı konulmadan yaşamını devam ettiren milyonlarca insan bulunmaktadır. Omurga normal olsa da 20 ile 30 yaşları arasında skolyoz görülmeye başlar. Ayrıca bacaklarda deformasyon ve düztaban sorunu bu hastalarda sıkça karşılaşılan semptomlardır. Hastalık ilerledikçe, hasta eklem ve bacaklarında aşırı yorgunluk hissedebilir. Hatta eklem ve kalça sorunları artmaya devam ettikçe protez kullanımı baş gösterir.

Spondilo Epifizyal Displazi

Hastalık 5 ile 10 yaşları arasında fark edilir. Özellikle de omurgada deformasyonlara neden olur. Şikâyetler genellikle kalça ya da bel ağrıları ile baş gösterir. Genel olarak Spondiloepifizyal Displazi hastalarında gövde kısalığı söz konusudur. Hasta çömelip kalkarken ya da ayakta uzun süre kaldığında ağrı şikâyetlerinden yakınır. Erken tanı ve tedavinin önemi bu hastalık türünde çok daha fazla önemlidir.

Diastrofik Displazi

Kısaca DTD olarak da isimlendirilen hastalıkta eklem deformasyonu, normal baş ve otostopçu başparmağı şeklinde tanımlanabilir. 1. Ve 2. Ayak parmakları arasında açıklıklar söz konusudur. Beşinci kromozomun üzerinde yapılan testler ile bu tanı konulabilmektedir.

Kniest Displazi

COL2A1 denilen bir genin değişiminden kaynaklı cücelik türüdür. Bodurluk ve bazı noktalarda anormal büyümeler görülür. Geniş diz kapakları ve yarık damak da bu hastalığın semptomları arasında yer almaktadır. Genellikle doğuştan meydana gelen bir durumdur. Bu hastalık kaynaklı kalça çıkıklıkları da söz konusu olabilmektedir.

Metafizyel Kondroplazi

Epifiz normal seyrederken metafizyel tulumu öndedir. Bu hastalarda en çok gözler arasındaki mesafenin uzak olması göz çarpar. Ayrıca hastanın ayak bileklerinde deformasyon söz konusudur ve kanser riski de diğer cücelere göre daha fazladır.

Orantılı Cücelik

Doğumda meydana gelebilen ya da büyümeyi kısıtlayacak durumlar ile ortaya çıkabilir. Diğer cüceliklerden ayrılmasındaki en önemli nokta baş, boyun, kol ve bacakların birbiri ile orantılı olarak kısa kalmasıdır. Bu cücelik türü diğer cüceliklere göre çok daha fazla karşılaşılan durumlar arasında yer alır. Nedeni büyüme hormonunu yeterli salgılanamamasıdır. Ergenlikte beklenen cinsel gelişimin altında kalmak, büyüme hızının olması gerektiğinden çok daha az olması en önemli semptomlardandır.

Kleidokranial Displazi

Yetersiz gelişme ile ortaya çıkan genetik bir hastalıktır. Dar pelvis, küçük dişler, kısa boy ve iskelet sistemi olarak da tanımlanabilmektedir. Bu hastaların yüz hatları oldukça ayırt edicidir. Eğimli ve dar omuzlar, pelvis ve yumurtalık kemiklerindeki deformasyonlar bu hastalığın biz sonucudur. Yüksek damağa ek olarak bu hastalarda dişler normalde daha geç patlar. Düzensiz parmak yapısı da yine bu hastaların en belirgin özellikleri arasında yer almaktadır.

Mukopolisakkaridoz

Lizozom depo hastalıkları olarak da bilinir. Enzimlerin üretilememesi ya da az üretilmesi gibi durumlar bu hastalığın ana nedeni kabul edilir. Hücrelerde hasar yaratan bu durum nedeni ile kalıtsal hastalıklar oluşmaktadır. Çocuk yaşlarda görülen bu hastalık da çocuklarda boy kısalığına neden olmaktadır. Ayrıca eklemlerde gevşeklik, işitme azlığı ve eklemlerde deformasyon Mukopolisakkaridoz hastası çocuklarda en sık görülen semptomlardandır.

Cücelik Hastalığı İstatistikleri

Dünya üzerinde doğan her 300 bin bebekten 1 tanesi cücelik tehdidi altında dünyaya geliyor. Bu bebeklerin çoğu erken tanı sayesinde normal büyüme gösterebiliyor. Aynı şekilde dünya üzerindeki yaklaşık 2 milyon insandan birinde cücelik semptomları gözlemleniyor. Ülkemizde de sayıları 275 bini bulan cüce kişiler kendilerine ait derneklerde sosyal paylaşım gerçekleştirebiliyorlar. Ayrıca engelli kategorisinden farklı iş alanlarında değerlendirilebiliyorlar ve ekonomik güce sahip olabiliyorlar.

Cücelik Nedenleri

Cüceliklerin çoğu genetik kabul edilse de nedeni bilinmeyen mutasyonlardan kaynaklı cüceliklerin de ortaya çıkabileceği saptanmıştır. Örneğin annenin yumurtasındaki ya da babanın spermindeki herhangi bir mutasyon doğacak bebeğin cücelik durumu yaşamasına neden olabilir. Ancak bilinen nedenler arasında GNRH Eksikliğini, büyüme hormonu eksikliğini, yetersiz IGF-I salgısını ve genetik nedenleri saymak mümkündür.

GNRH Eksikliği

Gonadotropin salınım hormonudur. Yani beyindeki hipofizlerden emir alan bu hormon yumurtalıkları uyarıya geçirir. Örneğin adet döneminde yumurtaların çatlamasını sağlayan hormon GNRH’dir. Ancak bu hormon yeterince salgılanmaz ise büyümede gerilik söz konusu olur. Aynı zamanda adet gecikmeleri yaşanır. Bu hormon yalnızca kadınlar değil, erkekler üzerinde de aynı etkiyi yaratır. Erkeklerde de testosteron hormonunun salgılanmasına yardımcı olur. Kadın ve erkeğin birleşebilmesi için salgılanan testosteron ve östrojen hormonları GNRH ile ortaya çıkar. Ancak bu hormonun eksik olması cinsel birleşme, dolayısıyla üremeyi engeller. Ayrıca büyüme geriliğine, yani cüceliğe neden olur.

Büyüme Hormonu Eksikliği

Büyüme hormonu eksik olan bir çocukta, diğer hormonların da eksik olduğu düşünülebilir. Büyüme hormonunun azaldığı ya da salgılanmadığı aslında çocuk çağlarda gözlemlenebilir. Normal büyüyen bir çocuk belli bir yaştan sonra büyüme göstermez. Büyüme hormonunun eksikliği doğum ile birlikte de ortaya çıkabilir, sonra da olabilir. Sonra oluşan büyüme hormonu eksikliği genellikle beyinde bir noktanın hasar görmesi ile ortaya çıkar. Bu doğum sırasında da yaşanabilir, menenjit ya da, ikiz gebelik durumlarında da olabilir. Beynin şiddetli şekilde zarar görmesi ile ortaya çıkar. Büyüme hormonu eksik salgılanan çocuğun boyu çok kısa kalır ve ergenliğe de geç girer. Boyu kısa olsa da orantılı bir vücuda sahiptir. Genellikle kilo ve küçük yüzlü olurlar. Akraba evliliği gibi durumlarda da ortaya çıkabilen bir durumdur. Kesin tanı büyüme hormonu testleri sonrasında koyulabilir.

Yetersiz IGF – I Salgısı

IGF – I salgısı da büyüme hormonunu tetiklemektedir. Hipofiz bezinin büyüme hormonunu salgılatıcı emirler gönderemiyor olması, büyüme hızını yavaşlatır ve bir noktada durdurur. Büyüme hormonu salgılandığında kanla birlikte karaciğerde gelerek IGF – I salgısını salgılatır. Eğer IGF – I salgısı gerektiğinden fazla salgılanır ise büyüme hormonunun işlevini yapmasını önler. Yalnızca karaciğer değil, böbrek, kıkırdak ve bağırsak dokularında da IGF – I hormonu salgılanır. Bu hormon sayesinde vücudun büyümesi sağlanır. Ancak büyüme hormonunun salgılanamıyor olması IGF – I hormonunu da etkiler. Dolayısıyla boyun uzamasını sağlayan IGF – I hormonu vücuttaki görevini yerine getiremez. Cüceliğin bir diğer nedeni de aslında IGF – I hormonunun salgılanamıyor oluşudur. Yine cücelik, bu hormon eksikliğinde de orantılı ve dengelidir.

Genetik Nedenler

Cücelik kemik ve vücut gelişimindeki geriliği ifade etmektedir. Cücelik genellikle kalıtsal yani genetik olarak ortaya çıksa da, beynin darbe alması ya da herhangi bir komplikasyon sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Erkeklerin en fazla 1.31, kadınların ise 1.24 boyuna kadar uzayabilmesi sonucunda cücelik ortaya çıkar. Ancak anne ya da babada bu hastalık var ise bebekte olma ihtimali de çok yüksektir. Ancak her 100 cüce insandan 80’i kalıtsal olmayan sebeplerden ötürü Akondroplazi durumu ile karşı karşıyadır. Geri kalan yüzde 20 ise kalıtsal sebeplerden ötürü ortaya çıkmaktadır. Ancak ebeveyn Akondroplazik olması bebeğin de bu şekilde doğacağı anlamına gelmez. Akondroplazi hastalarının çocuklarında yüzde 50 gibi bir ihtimalle cücelik gözlemlenir.

Cücelik Belirtileri

Cüceliğin en büyük belirtisi yaşın çok daha altında olan bir boy ortalamasıdır. Bu boy skalası erkeklerde 1.31 cm. kadınlarda ise 1.24 cm. geçmez. Genellikle bu kişilerin zekâ seviyelerinde herhangi bir sorun yoktur. Ancak cücelik beyin ve diğer organları baskılıyor ya da etkiliyor ise bu durumda zekâ geriliklerinden söz edilebilir. Bazı cücelik türleri doğumda kendini gösterebilirken, bazıları ergenlik dönemine, yani uzamanın durmasına kadar belli olmayabilir. Ancak genel olarak parmaklarda ve yüz yapısında farklılıklar bulunur. Parmak araları fazla boş ve yüz normalden fazla küçüktür. Ayrıca kollar ve bacaklar, vücut normal boyutlarda olsa dahi daha kısadır. Bazı durumlarda ise vücuda oranla çok daha büyük bir kafa yapısı ile karşılaşılabilmektedir.

Yaşa Bağlı Fiziksel Belirtiler

Cücelikte göze ilk çarpan fiziksel belirtilerdir. Cücelik türüne göre fiziksel görünümde değişiklik gösterir. Aşırı kısa olma durumu her cücelikte ortak fiziksel belirtidir. Ancak bazı durumlarda orantılı bir kısalık mevcut iken, bazı durumlarda uzuvlar beden büyüklüğüne göre bir hayli orantısızdır. Yine parmaklar küt ve oldukça kısadır, ancak parmak kalınlığı normal insanlarınki ile aynıdır. Bazı durumlarda kalkık bir burun, birbirine uzak gözler ve çıkık bir çene de yine cüceliğin fiziksel belirtileri arasında yer almaktadır. Ancak yaşa bağlı fiziksel belirtiler içerisinde en sık karşılaşılan çocuğun 6 yaşından sonra uzamamasıdır. Ayrıca ergenlik dönemi de bu kişiler de oldukça geç yaşanır. Aynı şekilde emekleme ve yürümede de gecikmeler gözlemlenir. Ergenlik dönemine doğru omurgada bir eğrilik söz konusu olur. Bazı cücelik türlerinde ise kafa vücuda göre çok daha büyüktür. Alında damarlar oldukça çıkık ve belirgindir. Kol ve bacaklarda yaş ilerledikçe eğrilikler meydana gelir. Bu eğrilikler nedeni ile kişi çok çabuk yorulur ve koşarken ya da yürürken bacaklarını normal insanlar gibi rahat kullanamayabilir. Çocuklarda cücelik doğumla fark edilebileceği gibi, 2 yaşından sonra da bariz anlaşılabilir. Kalıtsal olarak kabul edilen bu durum, daha sonra da ortaya çıkabilmektedir. Bu kişiler çocukluk dönemlerinde sıklıkla kulak enfeksiyonu ile mücadele edebilir.

Anne Karnında Cücelik Teşhisi

Gelişen teknoloji sayesinde artık cücelik anne karnında da teşhis edilebiliyor. Anneden alınan kan ile bebeğin DNA’ları kontrol edilebiliyor ve olası bir cücelik durumundan söz edilebiliyor. Genellikle ultrason görüntülerinde, normalden çok daha küçük bebekler için bu durum söz konusu olmakta. Ayrıca parmak yapısının çarpık olması, parmaklarının kısa, eksik, düzensiz ve yapışık olması durumlarında cücelik testlerinin yapılması şarttır. Boyun eğriliği ve çarpık bacak durumları da eğer ultrasonda tespit edilebilir ise önlem alınabiliyor.

Hidrosefali

Beyinde sıvı birikmesi nedeni ile büyüyen beyni ifade eden hastalıktır. Anormal derecede büyüyen beyin kafa boşluğunda basınç oluşturur. Bu durumdan kaynaklı zekâ geriliği ortaya çıkar. Beyin omurilik sıvısının sürekli üretilmesi ve emilmesi döngüsü söz konusudur. Bu sıvı beyni ve omuriliği olası darbelerden korumakla görevlidir. Genellikle bu durum çocuklarda ve 60 yaş üzeri kişilerde çok sık görülür. Genellikle bu durum cücelikte, beyin kanamalarında, beyin içi tümörlerde, menenjit hastalarında, erken doğuma bağlı kanamalarda görülür. İlerleyen yaşlarda beyne alınan darbe sonucunda enfeksiyon oluşması yine Hidrosefali sorununu ortaya çıkarmaktadır. Orantısız cüceliklerde de kafatası orantısız olacağı için Hidrosefali ortaya çıkar. Beynin etrafında toplanan aşırı sıvı kişinin Hidrosefali ile karşı karşıya kalmasına neden olacaktır.

Cüceliğin Teşhisi İçin Yapılan Testler

Cücelik anne karnında ise anneden alınan kan örneği ile DNA incelemesi sağlanır. Eğer doğumdan sonra gözlemlenen bir cücelik durumu söz konusu ise genellikle muayene ile cücelik tanısı koymak mümkündür. Ancak fiziksel muayene ile teşhis konulamayacak durumlar söz konusu ise hipofiz salgısı, kıkırdak ve kemik gelişim testleri ile kan testleri cücelik teşhisinde kullanılır. İşte cücelik teşhisi için kullanılan diğer teknikler.

Ölçümler

Genellikle anne karnında ya da doğumdan sonra ve çocukluk döneminde bu ölçümleri yapmak mümkündür. Çocuğun omuz aralıkları, kol ve bacak uzunlukları beden uzunluğu, kafatası çapı ve el – ayak parmak uzunlukları bu ölçümleri kapsamaktadır. Fiziksel muayene yöntemleri ile bu ölçümleri yapma ve stabil ölçümler ile karşılaştırarak karar vermek mümkündür. Genellikle bu ölçümler çocuk endokrin ve ortopedi uzmanları ile birlikte gerçekleştirilir. Çocuğun boyu yaşıtları ile henüz aynı olsa dahi diğer ölçümler bunun tam tersini söyleyebilir. Genellikle büyüme geriliği olan çocuklarda ölçümler sağlanır.

Dış Görünüm

Dış görünüm anlamında kısalık ve uzuv eğrilikleri ilk göze çarpandır. Gözler, alın ve çene aşırı çıkık olabilmektedir. Kafa büyüklüğü bazı cüceliklerde vücut ile orantılı değildir. El ve ayak parmakları arasındaki boşluk olması gerekenden daha fazla olabilir ve parmak uzunluğu bir hayli kısa, küt görünümlü olmaktadır. Ayrıca kamburluk da cüceliğin en önemli fiziksel belirtileri arasında yer alır. Çapraz ve çarpık bacaklar, içe dönük kollar yine çocukluk döneminde görülmeye başlar.

Görüntüleme Teknolojisi(MR)

Bebeklerde teşhis edilmeye çalışılan ya da çocuk ve yetişkinlerde tedavi edilmeye çalışılan durumlarda MR teknolojisinden de destek alınabilir. Bu teknoloji sayesinde kemik eğriliklerinin tespiti yapılarak protez tedavisine ya da kemik eğriliği operasyonlarına başvurulur. Genellikle yetişkinlerde protez ile tedavi seçenekleri tercih edilmektedir. Ayrıca kıkırdak yapısının kontrolü de yine MR tekniği ile gözlemlenebilir. Bacak ve kollardaki eğrilikleri, parmaklardaki deformasyonları ya da kafatasındaki farklılıkları bu teknik sayesinde saptamak mümkündür.

Aile Öyküsü

Ailesinde cücelik durumu söz konusu olmuş kişilerin hamilelik sürecinde cücelik testleri yaptırması gerekmektedir. Genellikle cücelik durumlarının yüzde 20’lik kısmı ailesinde cücelik hikâyesi olan kişilerde görülmektedir. Bu nedenle anne ya da babada, her ikisinde, geniş kuşak ailelerde geçmiş dönemde ya da hali hazırda cücelik hikâyesi söz konusu ise tetkikler yapılmalı ve tedaviye başlanmalıdır.

Hormon Testleri

Büyüme hormonunun salgılanamamasından ya da az salgılanmasından kaynaklanan cücelik durumlarında çeşitli hormon testleri yapılarak öngörüde bulunulabilir ya da mevcut durum hakkında bilgi edinilebilir. Özellikle 6 yaşından küçük olan çocuklar için yapılan hormon testleri, fiziksel belirtiler olmadan da kesin tanı konulmasına yardımcı olmaktadır. Büyüme hormonunun ne kadar salgılandığı ve cücelik türünün en olduğu saptandıktan sonra uygun tedavi şekli uygulamaya sokulur.

Cücelik Teşhis ve Tanı Yöntemleri

Cüceliğin teşhisinde iki yol izlenir. Bunlardan birincisi halihazırda cüceliğin fiziksel belirtilerini veren hastalara uygulanan fiziksel tedavi; ikincisi ise henüz doğmamış ama anne veya babanın cüce olmasından dolayı cücelik riski taşıyanlara yapılan kan testleridir. Günümüzde gelişen tıbbi teknikler sayesinde cüceliğin anne karnında teşhis edilerek ilaç tedavisi yardımıyla önlenmesi söz konusu olduğundan dolayı ikinci yöntem de sıkça kullanılmaktadır.

Fiziksel Muayene

Cüceliğin varlığı için hastanın yetişkin boyunun 147 santimetre ve altında olması gerekir. Fiziksel muayenenin temelini de yapılan boy ölçümü oluşturur. Yapılan ölçüm sonrası hastanın ilgili maksimum değere olan yakınlığına ve uzaklığına göre cüceliğin şiddeti ölçülür. Hasta 147 santimetreden ne kadar uzaklaşırsa bu fiziksel problemin o kadar şiddetli olduğu fikri oluşur. Buna göre de tedavi yöntemlerinde değişiklikler ortaya çıkar.

Kan Testleri

Yetişkin boyuna ulaşan cücelere kan testi uygulaması söz konusu değildir. Zaten fiziksel görünüş cüceliğin varlığına dair yeterli fikri verir. Kan testleri anne ve babadan geçen genetik miras ile cüce olma riski bulunan bebeklere anne karnında uygulanır. Ayrıca bu imkanın olmadığı durumlarda bebek doğduktan sonra topuk bölgesinden alınan kan ile de aynı testler yapılabilir. Yapılan kan testleri ve gerekirse uygulanan genetik testler ile hastalığın varlığı ortaya çıkarılır ve acil olarak ilaç ile tedaviye başlanır.

Cücelik Risk Faktörleri

Cüceliğin ortaya çıkmasını sağlayan temel unsur genetik mutasyondur. Cüce olma riskini de ilgili gene sahip olmak oluşturur. Cüceliğe sebep olan genin ortaya çıkabilmesi için bazı mutasyonlara uğraması gerekir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki çevresel faktörler, genetik miras ve akraba evlilikleri ile birlikte cüceliği ortaya çıkaran gen mutasyona uğramakta; genetik miras yoluyla da çocuklara geçmektedir.

Akraba Evlilikleri

Bilindiği üzere akraba evlilikleri birçok hastalığı beraberinde getirebilir. Kan bağı olan kişilerin evlenmesiyle genetik mutasyonlar daha hızlı gerçekleşir. Türkiye’de yapılan saha çalışmalarında cüceliği genelde akraba evlilikleri ile ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Cüceliğin engellenmesi için yapılan topuk kanı uygulamasıyla hastalığın dağılım haritası çıkarıldığında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde cüceliğin daha fazla gözlendiği saptanmıştır. Bu bölgelerde akraba evliliklerinin oldukça sık rastlanılan bir durum olduğu da göz önüne alındığında akraba evliliği ile cücelik arasında doğru orantı olduğu sonucuna ulaşılabilir.

Anne ve babanın akraba olması durumunda çocukta genetiğe bağlı hastalıkların ortaya çıkma ihtimali bir hayli artar. Ülkemizde genelde bu durum zeka geriliği olarak gözlense de daha nadir olarak cücelik de ortaya çıkabilir. Genetik miras yoluyla anne – baba veya daha üst soyda cüceliğe sebep olan genin bulunması; çocuğun da risk grubunda olmasına yol açar.

Cücelik Komplikasyonları

Cücelik yalnızca fiziksel olarak kötü bir durum gibi görünse de aslında pek çok hastalığa neden olan rahatsızlıklardandır. Hem çocukluk döneminde, hem de ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde cüceliğin sebep olduğu pek çok hastalık ve rahatsızlık bulunmaktadır. Bunun en basit örneği kamburluktur ki omurgaya zarar veren komplikasyonlar arasında sayılır. Bunun yanı sıra iç kulak ve örs arasındaki noktada çeşitli enfeksiyonel hastalıklar söz konusu olabilmektedir. Hastalıkların yanında kişinin psikolojik olarak bu durumdan etkilenmesi de kaçınılmazdır. Cücelik hastalığı ile karşı karşıya olan kişilerin tümü rutin yaşantılarında büyük zorluklar yaşamaktadır. Tek başlarına yolculuk etmeleri dahi sakıncalı bulunabilir.

Kamburluk

İskelet yapısının vücudun büyüyememesinden kaynaklı eğilmesi durumuna kamburluk denir. Ayrıca kamburluğun en kötü sonuçlarından biri iskelet yapısının herhangi bir noktasında oluşabilecek kötü huylu tümörlerdir. Genel olarak duruş bozukluğu şeklinde tabir edilen kamburluk cüce kişilerin yaşantılarını da olumsuz etkilemektedir. Dayanılması güç ağrılar ve hareketlerin kısıtlanması bunun en önemli sonuçlarındandır. Sıkışan omurilik baskılama sonucunda çok daha ciddi komplikasyonlar doğurabilmekte ve bu komplikasyonların sonucunda cerrahi müdahale gerekebilmektedir.

Kulak Enfeksiyonları

Cücelikte görülen diğer bir rahatsızlıkta kulak enfeksiyonlarıdır. Genellikle sonradan cüceliği anlaşılan kişilerde çok sık kulak iltihaplanması gözlemlenir. Ayrıca işitme kayıpları da bu komplikasyonlar arasında sayılır. Kafatasının baskılanması sonucunda kulak yapısının bozulması ve birbirine yakın noktaların temas haline geçmesi enfeksiyonları ciddi şekilde tetikler. Aynı şekilde işitme kaybı yaşayan çocuklarda konuşmada da güçlükler görülebilmektedir. Bu çocuklar için genellikle cerrahi müdahaleler gerekmektedir. İşitme kaybı olmaması adına erken teşhis son derece önemlidir.

Bacak Eğriliği

Cücelikte altın oran söz konusu değildir. Dolayısıyla bacak ve kollar normalden kısa kalabilir ya da gövdeye göre fazla uzayabilir. Çocukluk dönemlerinde başlayan bacak eğriliği, çapraz ya da parantez bacak şeklinde görülebilmektedir. Büyüme hormonunun salgılanamaması ve kemik sisteminin gelişememesinden kaynaklanan bu durum hastada yürüyüş bozukluklarına da sebep olabilmektedir. Ayrıca kalça çıkıklığı da buna ek olarak gösterilebilir.

Uykuda Nefes Alma Sorunları

Bazı cücelik türlerinde burun normalden daha kalkık olabilmektedir. Bu durum burun yapısındaki deformasyonları güçlendirir. Bazı durumlarda da kafa fazla büyük olabilir. Burun yapısındaki deformasyonların uyku sorunlarına ve horlamaya sebep olduğu saptanmıştır. Nefes almada güçlük ileri boyutlara ulaştığında cerrahi müdahaleler ile düzeltme işlemleri gerçekleştirilir. Ancak erken teşhis önemlidir.

Beyin Çevresinde Sıvı Oluşumu

Cücelerin vücutları ve değerleri incelendiğinde, hidrosefali adı verilen beyinde sıvı birikmesi ile karşılaşılmıştır. Aslında hayati bir önem taşıyan bu sıvı gerektiği gibi dolaşım sağlayamadığında beyin içinde birikir. Bu sıvı beyinde arttıkça kafa içi baskı da artacaktır. Beyindeki bazı noktalar bu baskı sonucunda ciddi hasar görmektedir. Bu durum da zekâ gerilikleri meydana getirebilir. Çocuğun başının normalden çok daha fazla büyük olması akıllara hidrosefaliyi getirebilir. Ayrıca kafa derisinin fazla incelmesi, sürekli olarak kusma, huzursuzluk, iletişim kuramama gibi durumlar ileri derece komplikasyonlarındandır.

Yetişkinlikte Arterit

Eklemlerde meydana gelen iltihabın neden olduğu bir hastalıktır. Ayak bileği, diz kapağı ya da el bileklerinde meydana gelen bu iltihaplanma durumu uzuvların kullanılmamasına ve şiddetli ağrılara neden olmaktadır. Hastalığın kesin tedavisi olmamakla birlikte, yapılan tedaviler hastalığın ilerlememesi adına uygulanır. Genellikle yaşlılarda görüldüğü düşünülen arterit hastalığı aslında her yaştan insanı etkilemektedir. Cücelikte salgılanamayan ya da az salgılanan büyüme hormonu kemik gelişimini olumsuz etkiler. Eğriliklerden kaynaklı eklemlerde iltihabın oluşması yetişkin süreçte arterit riskini tetikler.

Çarpık Dişler

Genellikle büyüme hormonu salgılayamayan çocukların dişleri normale göre daha kısa ve çarpık olmaktadır. Yarık damak olarak da bilinen durumlarda da sıkça gözlemlenen bir komplikasyon olan çarpık dişler çocuğun beslenmesini de olumsuz etkileyebilir. Diş teli ve damak müdahalesi ile çarpık diş tedavisi uygulanmaktadır.

Kafatasının Altında Omurga Baskısı

Omurga ve kafatası arasında uzunluk yeterli olmadığında baskılama sürekli olarak artar. Aslında kamburluğun da bu şekilde ortaya çıktığı bilinmekte. Ancak omuriliğe yapılan baskı arttıkça komplikasyona bağlı risk de artış göstermektedir. Omurilik sorunları beyne kadar ilerleyen çeşitli travmaları kapsar. Ayrıca yürüyememe ya da hareketin kısıtlanması aslında bu baskılama sonucunda ortaya çıkan durumlardandır.

Cücelikte Doğum

Cüce olarak doğmuş ve hamile kalmış kadınların çocukları da büyük olasılıkla kalıtsal olarak bu riski taşır. Cüce kadınlar normal bir gebelik ya da doğum süreci yaşayamaz. Bebeğin anne karnındaki büyümesi kontrollü bir şekilde izlenir. Bebeğe cücelik testi anne karnındayken yapılır. Aslında cüce kadınların doğum yapması tıbben riskli kabul edilse de bebeğin gelişimi tamamlandıktan sonra alınır ve anne adayı zorlanmaz. Annenin iç organlarında, omuriliğinde ya da yumurtalıklarında kendisini ya da bebeğini tehdit edecek herhangi bir deformasyon söz konusu ise doğum önerilmez. Ayrıca anne karnındaki bebek büyüdükçe, annenin bacak eğriliğinin de artabileceği bilinmelidir. Bebek gelişimini tamamladıktan sonra doğum beklenmeden alınır. Bazı durumlarda gelişim beklenmez ve küvezde yaşamı sürdürülür. Cüce anne adaylarının normal doğum yapması oldukça risklidir. Ayrıca erken doğum ya da ölü doğum riskleri diğer insanlara göre çok daha fazladır.

Nasıl Önlenir?

Cüceliğin önlenmesi için cüceliği ortaya çıkaran faktörlerin ortadan kaldırılması gerekir. Cüceliğin en büyük sebeplerinden bir tanesinin cüce bireylerin yaptıkları evliliklerden doğan çocuklar olduğu düşünülürse, bu evliliklerde ortaya çıkacak gebeliğin sağlık kuruluşları tarafından ciddiyetle takip edilmesi gerekmektedir.

Gelişen tıbbi teknikler sayesinde hastalığı ortaya çıkaran faktörlerin anne karnında dahi teşhis edilebiliyor olması da cüceliğin engellenmesi için gerekli zemini oluşturmaktadır. Cücelik riskiyle karşı karşıya olan hamilelerin gerekli kan testlerini yaptırması ve çocuklarında mevcut olabilecek cüceliğe karşı doğumdan sonra ilaç tedavisine başlaması, hastalığın önlenmesi açısından yapılabilecek bir diğer eylemdir.

Yapılan testler ile hormonlardan kaynaklanan sorunlar tespit edilir. Vücuda hormon sağlayan çeşitli bezlerdeki hormon eksikliklerinden dolayı gelişim olması gerektiği gibi sürdürülemez. İlgili hormonların yeterli seviyeye ulaştırılması için yapılan takviyeler sayesinde erken yaşlar için cüceliğin önlenmesi söz konusu olabilmektedir.

Sık Sorulan Sorular

Cücelik pek çok insanın korktuğu ve bebeklerini bu konuda tedavi ettirdiği hastalıklardan bir tanesidir. Aslında fiziki olarak kısa olan bu insanlar, uzayamadıkları için pek çok omurilik ve kafatası hastalıkları ile de yüzleşebiliyor. Hatta ilerleyen dönemlerde kemik eğrilikleri ve iltihaplı hastalıklar sebebi ile yürüme yetilerini kaybedebiliyorlar. Her hastalıkta olduğu gibi cücelikte de erken tanı ve tedavi son derece önemlidir. Bu nedenle çeşitli sosyal platformlarda ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ülkemizde cüceliğin engel kategorisinde değerlendiriliyor olması hastalara bazı haklar da tanımlamakta. Bunun yanında kendisi ile aynı durumda olan bir eş ile evlenen cüce hastaları aile kurabiliyor ve rutin bir yaşantı sürdürebiliyor. Ancak bu noktada da çocuk sahip olmak isteyen hastalara onları bu konuda bekleyen sorumluluklar ve zorluklar anlatılmalıdır.

Cücelik Önlenebilir Mi?

Büyüme hormonunun az salgılanması cüceliğe neden olmaktadır. Hipofiz bezindeki hormonlara ek olarak, kalp, böbrek ve şeker hastalığı da büyüme hormonunun az salgılanmasında başroldedir. Cücelik tedavisi erken yaşlarda ve erken tanının mümkün olduğu durumlarda yapılabiliyor. Bunun için, Fransa’da fareler üzerinde yapılan araştırmalar olumlu yanıt verdi. Cüce teşhisi konulan çocuklara uygulanan büyüme hormonu tedavisinde kan dolaşımının bu hormonların dolaşımını kaldırması gerekmektedir. Genel olarak 10 – 13 yaşından sonra bu tedavi uygulanamaz. Ayrıca steroid hormonlarının takviyesi ile de kemik sisteminin büyümesi sağlanır. Ayrıca iç organlarında aynı şekilde büyümeye başlamasına yardımcı olur. Bu tedavi genel olarak 5 ile 7 yaş arasında uygulanır. Geç kalınmış durumlarda hormon tedavileri olumlu yanıt vermeyebilir.

Cücelik Hastalığı Engel Grubuna Dâhil Midir?

Cüce insanların pek çok konuda mahrum kalması hastalığın engel olup olmadığını gündeme getiriyor. Günlük yaşantıda, iş yaşantısında ya da özel yaşantısında pek çok konuda zorluk çeken cüce kişiler 2009 yılına kadar engelli olarak tanımlanmaktaydı. Her ne kadar pek çok kişi boyuna aldırmadan çok başarılı işlerde çalışsa da, çok iyi evlilikler yapsa da engelli kabul edilmekteydi. Ancak 2009 yılından bu yana cüce kişiler artık engelli olarak tanımlanmıyordu. Bu kapsamda yararlandıkları hakların çoğu da ellerinden alınmış durundaydı. Ancak ne yazık ki pek çok cüce kişi özellikle iş bulup hayatlarını idame ettirmekte zorlanıyordu. Yine 2014 yılında alınan bir karar ile birlikte cüce kişilerin yüzde 40 engelli kabul edilmesine karar verildi. Böylelikle cüce kişiler bakım, maaş, evde bakım gibi hizmetlerden faydalanabilecek. Boyun en fazla 1.40 cm olması gerektiğini de bilinmeli.

Cücelik Hastalığı Tedavi Edilebilir Mi?

Her hastalıkta olduğu gibi cücelikte de erken tanı ve tedavi son derece önemlidir. Cücelik büyüme hormonunun salgılanamamasından ya da az salgılanmasından dolayı oluşan bir rahatsızlıktır genel olarak çocuk yaşlarda büyüme geriliği net bir şekilde görülebilir. Çocuk yaşıtlarına göre daha kısa boyludur. Bunun yanında bacak ve diğer uzuvlarında eğrilikler söz konusudur. Ayrıca parmaklar küt ve aralıklıdır. Bazı durumlarda kafa bedene göre fazla büyük olabilir, burun ve çene kalkık olabilir. Aynı şekilde kulak enfeksiyonları bu kişilerde sıkça rastlanan semptomlardandır. Cücelik hastalığının teşhisi anne karnında da yapılabilmektedir. Anneden alınan kan örnekleri ile bebeğe tanı konulabilir. Çocukların ise endokrin ve ortopedi uzmanları tarafından muayene edilmesi gerekmektedir. Muayene yapıldıktan sonra genellikle büyüme hormonunun salgılanmaya devam edip etmediği kontrol edilir. Genellikle 13 yaşına kadar tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu yaşa kadar tanı konulan hastalara büyüme hormonu takviyesi uygulanır. Bu takviye sayesinde kişinin normal boy standartlarına çıkması beklenir. Hem kemik yapısının, hem de organların eşit olarak büyümesi sağlanır. Geçmişte tedavisi mümkün olmayan bu hastalık, günümüzde erken tanı durumunda tedavi edilebilir.

Cücelik Hastaları Hamile Kalabilir Mi?

En sık merak edilen diğer bir konu da cüce kadınların hamile kalıp kalamayacağıdır. Ergenlik dönemi çok geç başlasa da yeterli olgunluğa erişmiş cüce kadınlar hamilelik yaşayabilirler. Ancak bunun için yumurtalıklarda herhangi bir komplikasyonun gelişmemiş olması gerekmektedir. Ayrıca kalça kemiklerinde çıkıklık ve eğrilik olan kadınlarda gebelik ve doğum oldukça riskli olabilir. Ancak bu durum cüce kadınların hamile olmasına engel teşkil etmez. Yine de tüm riskleri göze alarak çocuk dünyaya getirmek isteyen cüce kadınların konuya ilişkin bilgilendirilmeleri gerekir. Hem bebeği, hem de kendisini bekleyen riskleri bilmelidir. Ayrıca bu kadınların gebelik süreçleri normal gebelik süreçleri ile eşit olamaz. Sürekli olarak büyüyen bebek anne adayını zorlayacaktır. Bu nedenle bebek yeterli erişkinliğe kavuştuktan sonra alınır ve küvezde yaşatılır. Ayrıca cüce kadınların normal doğum yapması son derece risklidir. Genellikle bebek sezaryen yöntemi ile anne karnından alınır. Cüce kadınların düşük ve erken doğum riski normal kadınlara göre çok daha fazladır.

Cücelik Hastalığı Olan Bebeklerde Zekâ Geriliği Olabilir Mi?

Hidrosefali görülen çocuklarda zekâ geriliği yaşanabilir. Beyin ve omurilik sıvısının dolaşıma katılamaması ve beyinde su birikmesi kafatasına baskı yapacak ve bu baskı beyni de olumsuz etkileyecektir. Bu sebeple cüce doğan bebek ve çocukların sürekli olarak bu riske karşın gözetim altında tutulması gerekmektedir. Hidrosefali durumu söz konusu olan bebek ya da çocuklarda genellikle kusmalar, huysuzluklar, iletişim bozuklukları gözlemlenir. Ayrıca gözler aşağıya doğru dönmeye başlar ve kafa derisi incelir. Bu komplikasyonlar görüldüğünde hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hidrosefali durumu erken tanı ve tedavide önlenebilir.

Cücelik Hastalarında Oluşan Problemler Tedavi Edilebilir Mi?

Cücelik hastalığında meydana gelen hidrosefali, uzuv eğriliği, büyüme geriliği önlenebilir durumlar arasındadır. Bunun için erken tanı çok önemlidir. Ayrıca kulak enfeksiyonları da yine cerrahi müdahaleler ile engellenebilir. En sık karşılaşılan uzuv eğriliklerinde genellikle platin uygulamaları yapılır. Ancak bu eğrilikler hastanın sonraki yaşantısını tehdit etmiyor ve onun sağlığına zarar vermiyor ise platin tavsiye edilmeyebilir. Büyüme geriliğinde ise çocuk yaşlarda büyüme hormonu takviyesi yapılabilir.

Cücelik Hastalığı Genetik Midir?

Cücelik hastalığı kalıtsaldır. Ancak cüce bir ebeveynin çocuğu kesin cüce olacak diye bir ibare asla kullanılamaz. Bebekte yüzde 50 cücelik riski mevcuttur. Genellikle herhangi bir komplikasyon durumunda büyüme hormonu salgılanamaz ise normal bir ailenin çocuğu da cücelik riskli ile karşı karşıya kalabilir. Ancak ilesinde cücelik hikâyesi olan kişilerin yakın takipte olmaları her zaman önemlidir.

Cücelik Hastalığı Olan Kişilerde Seksüel Sorunlar Tedavi Edilebilir Mi?

Yine erken tanı söz konusu olduğunda çeşitli hormon takviyeleri ile seksüel sorunların en aza indirilmesi hedeflenir. Ayrıca kişinin sağlığını tehdit eden durumlarda bazı cerrahi müdahaleler de uygulanabilir.

Cücelik Sorunu Olan Kişilerin Yaşam Tarzı Nasıldır?

Cüce hastalığı ile mücadele eden kişilerin toplumdan izole olmamaları gerekmektedir. Engelli olarak kabul gören kişiler çeşitli iş kollarında değerlendirilmektedir. Ancak ne yazık ki hepsi bu kadar şanslı olmayabilir. Özellikle zekâ geriliği olan cüce hastaları bakıma muhtaç şekilde yaşamlarını sürdürmek durumunda kalır. Bu da hem cüce kişilerin, hem de onların ailelerinin yaşamlarını olumsuz etkiler. Günümüzde cüceler için oluşturulan bazı dernek ve kuruluşlar, bu kişilerin tanışmalarını ve sosyal aktiviteler içinde bulunmalarını amaç edinir. Ancak en büyük sorun belki de psikolojik yüktür. Cüce kişilerin çocukluktan başlayan ve hayat boyu devam eden toplumsal baskı altında olmaları onların özgüvenlerini yitirmelerine neden olmaktadır.

Cücelik Tanısı Kaç Yaşında Konulabilir?

Cücelik tanısı anne karnında konulabildiği gibi ergenlik dönemi, hatta yetişkinlik döneminde de koyulabilir. Ancak fiziksel etkenler nedeni ile erken tanı bebeklik ve çocukluk döneminde koyulur.

Cücelikte Boy Sınırı Nedir?

Ülkemizde cücelik boy sınırı 1.40 olarak belirlenmiştir. Ancak genel olarak dünya standartları 1.31 cm erkek boyunu cüce olarak kabul eder. Kadınlarda ise bu uzunluk 1.24 cm’dir.

Cücelik Hastalığı Olan Erkekler Askere Gidebilir Mi?

Cüce erkekler askerlik için belirlenen boy standardının altındadır. Bu nedenle askerden muaf sayılırlar. Aynı şekilde polis, bekçi, itfaiye gibi boy standardı olan mesleklerde de görev alamazlar.

Cücelik Hastalığı Olan Kişiler Hangi Mesleklere Yönelebilir?

Hem ülkemizde, hem de dünyadaki pek çok ülkede faaliyet gösteren kurumsal işyerlerinin engelli kadroları bulunmaktadır. Cüceliği engel olarak kabul edildiği ülkelerde bu kişilere de istihdam sağlanır. Örneğin bankalar, büyük boya firmaları lojistik ve gıda firmaları bunların arasındadır. Bunun yanında cüce kişilerin devlet kadrolarına gerekli sınavları geçtikten sonra girememesi için hiçbir neden yoktur. Ancak bunun için boy standardının olmaması gerekmektedir. Ayrıca sinema, tiyatro ve animatör sektöründe de bu kişiler daha kolay iş bulabilmektedir.

Cücelik Hastalığı Beslenme Yetersizliği ile İlgili Midir?

Cüceliğin beslenme ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Cücelik tamamen büyüme hormonunun yeterli salgılanamamasından kaynaklanır. Büyüme hormonunu gıdalar ile desteklemek mümkün değildir.

Cücelik Hastalığında Boy Denetimi Nasıl Yapılır?

Cüce hastalarının bebeklikten itibaren sağlık kuruluşlarında boy skalaları tutulur. Ayrıca yetişkinlikte de boy uzaması durana kadar aynı standarda devam edilir.

Cücelik Hastası Çiftler Normal Bir Çocuk Dünyaya Getirebilirler Mi?

Cüce olan çiftler normal bir bebek dünyaya getirebilirler. Aynı şekilde normal bir çift de cüce hastası bir bebek dünyaya getirebilir. Hastalık her ne kadar kalıtsal olsa da diğer etkenlerin payı çok büyüktür.

Orantısız Cücelikler Cerrahi Operasyon İle Düzeltilebilir Mi?

Orantısız cücelik genellikle kol ve bacakların bedene göre orantısız olmasından kaynaklanır. Çocukluk dönemlerinde bu durum standart bir muayene ile kolayca görülebilir. Erken tanı durumlarında cerrahi müdahalelerin yapılması uygundur.

Kamburluk Cücelik Hastalığı Mıdır?

Kamburluk cücelik hastalığı değildir. Yalnızca kamburluğun nedenleri arasında cüceliği saymak da mümkündür. Kafatasının omuriliğine baskı yapması sonucunda ortaya çıkan kamburluk durumu erken teşhis ile tedavi edilebilir.

Cücelik Fizik Tedavi ile Tedavi Edilebilir Mi?

Fizik tedavi yöntemleri ile cüceliği ortadan kaldırmak mümkün değildir. Yalnızca eğrilik ve kamburluk durumlarında fizik tedavi uygulanabilir. Daha çok hastanın eklem ağrılarından kurtulmaları ve ileride yaşayacağı sorunların en aza indirilmesi için tavsiye edilen tedavi yöntemlerindendir.

Cücelik Hastalığı Olan Kişiler Ehliyet Alabilir Mi?

Cüce hastası kişiler için özel yapılan ve genellikle akü ya da elektrik ile çalışan araçlar bulunmaktadır.Ülkemizde çok yaygın olmasa da Avrupa ülkelerinde bu imkân devlet tarafından da sağlanabilmektedir. Ancak bu araçlar için standart ehliyet alınması gerekmez. Ayrıca standart ehliyetler ne yazık ki cüce hastaları tarafından alınamaz.

Cücelik Hangi Hormon Eksikliğinden Olur?

Cüceliğin temel sebebi büyüme hormonunun normal bir insana göre çok daha az salgılanmasıdır. Ön hipofiz bezlerinden yapılan bu salgıyı onlarca farklı faktör etkilemektedir. Yani ön hipofiz bezlerindeki bu sorun, birçok diğer faktörün bir bileşkesi durumundadır. Büyüme hormonu boyun uzaması için gereken fazladan hücrelerin üretilmesinden; yıpranan hücrelerin ise yenilenmesinden sorumludur. Cücelik tedavilerinin ekseriyetini de ön hipofiz bezlerine yapılan müdahaleler oluşturmaktadır.

İlgili Bölümler
İlgili Ameliyatlar
İlgili Tedaviler