Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Boğmaca Hastalığı

Akut solunum yolları enfeksiyonu olan boğmaca bir dönemin en tehlikeli hastalıklarından biriydi. Hala dünya üzerindeki pek çok bebek ve yaşlı insan hayatına bu hastalık yüzünden veda ediyor. Bazı insanlarda çok ağır atlatılan bu hastalığın en belirgin özelliği şiddetli öksürük nöbetleridir. Çinliler tarafından ilk kez fark edilen bu hastalığa öksürük nöbetleri nedeni ile 100 gün öksürüğü denilmiştir. Hatta bu dönemde koloniler halinde yüz binlerce insan bu hastalık nedeni ile ölmüştür. Kök hücre aşılarının geliştirilebilmesi ile birlikte 1950’li yıllardan sonra boğmaca hastalığından ölenlerin sayısında ciddi bir düşüş yaşandı. Ancak 19702li yıllarda, özellikle İngiltere ve İsveç gibi ülkelerde aşının güvenilirliği konusunda şüpheler oluştu. Bu da hastalığın yeniden yaygınlaşmasına yol açtı. Tabi bu dönemde de uzun süreli öksürük nöbetleri meydana gelirdi. Hastalığın 9 ay sürdüğünü düşünen bir nesil dahi ortaya çıkmıştı. Çünkü hastalığa dair hiçbir önlem geliştirilememişken bu öksürük nöbetleri 6 ay ve daha fazla da sürebilmekteydi.

İlerleyen dönemlerde boğmacaya neden olan Bordatellapertusis mikrobunun yalnızca insan vücudunda yaşayabildiği saptanmıştır. Yani bu mikrobun doğadan ya da hayvanlardan bulaşma riski yoktur. Genellikle 5 yaştan sonra bulaşma riski azalan boğmaca, her yaş grubu insanda görülmektedir. Son derece hızlı bir bulaş yeteneğine sahip Bordatellapertusis mikrobu kuluçka süresinin hemen ardından kişiyi hasta etmeye başlar. Aynı ev içerisinde yaşayan kişiler mikrobu yüzde 90 oranlarında birbirlerine bulaştırır. Ayrıca 1980’li yıllarda, aşı ADB, Almanya gibi büyük ülkelerde yapılıyor olsa da hastanın yayınlaşması artmaya devam etti. Bunun en önemli sebeplerinden biri olarak da yetişkinlere aşı yapılamaması olduğu düşünülüyor. Ancak aşı olan nesil ile birlikte boğmacadan ölen insan sayısı bir hayli azaldı. Ancak mikrop yine de 5 yaşından küçük çocukları tehdit etmeye devam ediyor.

İnceleyen ve Onaylayan : Uzman Dr. Sevinç Bilgin

Boğmaca Hastalığı Hakkında

Öksürüğün genellikle burun ve solunum yollarından kaynaklı olduğu düşünülür. Özellikle bademcik sorunu yaşayan insanlar her öksürdüklerinde konuyu buna bağlayabilirler. Oysa öksürük gibi bir rahatsızlık yalnızca bu tip durumlarda ortaya çıkmaz. Geçmişteki toplumlarda sıkça karşılaşılan ve toplu ölümlere dahi sebep olabilen tifo, kolera, tüberküloz gibi rahatsızlık da öksürük ile baş göstermişlerdir. Boğmaca hastalığı da uzun süreli öksürük nöbetlerine neden olan bir bulaşıcı hastalıktır. Bu hastalığa neden olan mikrobun adı Bordatellapertusis’dir. Bu mikrop yumurta biçimindedir. İnsan vücudu dışında yaşaması imkânsızdır ve insan vücudunda, özellikle boğaz kısmındaki mukoza yapıda kolaylıkla yaşamını sürdürebilir. Ayrıca bu hastalığın bebekler ve yaşlılarda da sık görülüyor olması, her yıl yüz binlerce insanın boğmaca nedeni ile ölmesine sebep olmaktadır. Özellikle bu hastalıkla savaşan her 100 bebekten ne yazık ki 4’ü ölüyor.

Boğmaca hastalığının günümüzde bir aşısı mevcut. Bu da boğmacadan ölen insan sayısını oldukça azalttı. Özellikle 1940 yılından önce her yıl 5 bin ile 10 bin kişi boğmaca nedeni ile hayata veda etmekteydi. Bu ölümlerin çoğu da bebek ve yaşlılardan oluşmaktaydı. Hastalığın isminin boğmaca olmasının nedeni ise, sürekli, arka arkaya nefes kesici öksürüklere neden olmasıdır. Hasta aynı zamanda konuşurken ve nefes alırken de güçlük çekebilir. Ayrıca öksürük nöbetleri arasında zorlukla nefes alan hasta adeta öter gibi sesli nefes alışverişleri gerçekleştirir.

Boğmaca hastalığının ölümlere neden olmasına sebep akciğerleri etkiliyor olmasıdır. Hatta diğer organlar üzerinde de etkili olan Bordatellapertusis mikrobu vücuttaki diğer organlara da kalıcı olarak zarar verebilir. Bebeklerde ölümle sonuçlanmasının nedeni ise oksijenin beyne gerektiği gibi ulaşmamasıdır. Her ne kadar anne sütü içerisinde antikor bulunsa da boğmaca mikrobu bu antikorlara karşı direnç gösterecektir. Bu nedenle boğmaca aşısı özellikle 1 yaş altı bebekler için hayati bir önem taşımaktadır. İhmal edilmeden aşıların takibi ve uygulaması yapılmalıdır.

Prematüre bebeklerin bağışıklık sistemi normal bebeklere göre daha zayıf olduğu için boğmaca riski altındadırlar. Boğmaca mikrobu taşıyan her 10 bebekten 6’sı prematüre olarak dünyaya gelmiştir. Bu bebeklerdeki ilk komplikasyonlar kendini öksürük ile gösterir. Akabinde ateşlenme ve huzursuzluk baş gösterecektir. Bu bebeklerin tedavi süresi boyunca hastanede tutulması gerekmektedir. Çünkü bu bebeklerde meydana gelen kusma riski ölümcül sonuçlar doğurabilir. Yine bu bebeklerin ciğerlerinin yeterince gelişmemiş olması beyne yeterince oksijen gitmesini engeller. Bu da kaçınılma ölüm risklerini beraberinde getirir.

Boğmaca Nedir?

Boğmaca, hava yolu ile bulaşan ve 4 – 21 arası kuluçka süresi olan mikrobun neden olduğu bir hastalıktır. Ancak en sık kendini kuluçka döneminin 7. İle 10. Günü arasında gösterir. Genellikle hastalık süreci 6 haftaya yayılmaktadır. Bulaşma alışkanlığı ise oldukça yüksektir. Özellikle aynı evde yaşayan kişilerin birbirine boğmaca virüsünü yüzde 70 ile yüzde 100 arasında geçirebilir. Sosyal yaşantıda ise bu risk biraz daha düşük olabilir. Özellikle 12 ve 18 yaş aralığında bulunan çocukların en riskli grupta yer aldığı bilinmektedir. Boğmaca teşhisi koyabilmek için bazı testlerin yapılması gerekmektedir. Özellikle mikrobiyolojik testler bunlardan en sık yapılanlarıdır. Genellikle öksürük nöbetleri ile hastaneye başvuran insanlar yapılan testler sonucunda boğmaca tanısını öğrenebilir. Testlerde hastanın boğaz ve burundan sıvılar alınır. Bu sıvılar boğmaca riskinin kesin olup olmadığı yönünde detaylı bilgi verir. Ayrıca küçük çocukların birbiri ile olan münasebetleri ciddi bir bulaş riskini doğurur. Bu nedenle bebek ve çocuklar sürekli kontrol altında tutulmalı ve birbirlerine hastalığı bulaştırmaları önlenmelidir.

Klinik olarak bazı tanıların teşhisini koyabilmek ve tedaviye zamanında başlayabilmek adına boğmaca hastalığı 3 evrede izlenir.

Bu evreler tıbbi olarak,

  • Katarak,
  • Paroksismal,
  • Konvalesan,

Olarak adlandırılır. Olası komplikasyonlar bu evreler sayesinde daha rahat izlenmiş ve önlem alınmış olur. Hangi evrede hangi belirtilerin baş göstereceği bilinir. Ancak en erken zamanda, yani kataral evrenin başında teşhisin koyulması hastalığın daha hafif atlatılmasını sağlayacaktır. Özellikle antibiyotik tedavileri bu kapsamda oldukça etkili bir ilaç yöntemidir. Antibiyotik tedavisine hastalığın 2. Evresi olmadan başlayan bir kişi özellikle mikrobun direnç göstermesini engellemiş olur. Aynı şekilde boğmaca teşhisi konulduğunda, hasta ile münasebet içerisinde olan kişilerin de antibiyotik tedavisine başlanması uygun görülebilir. Bu sayede hastalığın bulaşma riski minimize edilmiş olur.

Her bir evre 2 hafta sürmektedir. Kuluçka süresinin hemen ardından kataral dönem adı verilen ilk evre başlar. Kataral evrede bir nezle belirtilerinin tümü taşınabilmektedir. Özellikle burun akıntısı, hapşırık ve gözlerde kızarıklık bunların başında gelmektedir. 2 haftalık sürecin sonuna doğru öksürükler baş gösterir. Bu öksürükler önce kesik kesik ve aralıklı gelirken birkaç gün içerisinde şiddetlenerek hastayı bitkin bir hale getirir. Yemek yemeyi dahi engelleyecek balgam sorunları da bu döneme denk gelir. Genellikle bu dönemlerde herhangi bir boğmaca hastası ile hikâye söz konusu değil ise, ilk etapta bir gripten ayırt edilemeyebilir. Paroksismal evre başladığında genellikle gece nöbet şeklinde gelen kuru öksürükler baş göstermeye başlar. Aslında bu evrede hastalığı belli edecek olan izlenim öksürüktür. Çünkü normal bir soğuk algınlığından farklı olarak bu dönemde hasta ışıktan, heyecandan, korkudan ya da gürültüden öksürük krizlerine girebilir. Sesli, kesik kesik öksürükler aslında bu noktada hastalığı karakterize etmeye başlar. Hastalığında isminin geldiği bilinen kızarma ve morarma da hastada sıkça görülebilir. Hatta bazen hasta öksürük sonunda yapışkan bir balgam çıkarabilir ya da kusabilir. Genellikle bu hastayı rahatlatacaktır. Bu dönem hastalığın en şiddetli dönemidir. Saatte 1 defaya varan öksürük krizleri bu dönemde yaşanır bu dönemin sonuna doğru öksürük krizleri azalmaya başlar. Hastaların bu inatçı öksürük krizleri konusunda doktoru muhakkak uyarmaları gerekmektedir. Çünkü bu öksürükler hem yetişkinler, hem de bebekler ve çocuklar için tehlike arz etmektedir. Özellikle prematüre bebekler şiddetli öksürük krizlerinden daha fazla etkilenir ve soluksuz kalma olarak adlandırılan durum onlar için hayati bir tehlike taşıyabilir. Bu bebeklerin boğmaca tedavileri kesinlikle hastane ortamında yapılmalıdır. 60 günü doldurmamış bebekler için ayrıca küvez desteği de verilmektedir. Genellikle bu tip hastalarda oksijen desteği yapılarak beynin yeterli oksijeni alması sağlanacaktır. Sonrasında hastalığın 3. Evresi olan konvalesan evresi başlar. 1 yaşında ve altında olan bebeklerde öksürük krizleri görülmeye devam edebilir. Ancak yaşı daha büyük olan çocuk ve yetişkinler bu 3. Evrede biraz daha rahatlarlar. Özellikle gece nöbetleri biraz seyrekleşecektir. Bu ve ilerleyen dönemlerde boğmaca basit bir solunum yolu enfeksiyonu gibi şikâyetler ile baş gösterecektir. Yaklaşık 2 hafta süren 2. Evre hastalığın en şiddetli yaşandığı evredir. Ancak sonrasında öksürük krizleri giderek azalacaktır.

Bebeklerde Boğmaca

Her yıl tüm dünyada 1 yaşın altında yaklaşık 300 bin bebeğin ölümü boğmaca nedenine bağlı gelişmektedir. Genellikle bebeklerde ilk olarak hafif ateşlenme, gözlerde sulanma ve kızarıklık, hırıltılı nefes alışverişleri ve kesik öksürükler görülür. Yaklaşık bir hafta sonra, yani 1. Evre sonlandıktan sonra öksürükler daha inatçı ve hırıltılı bir hale dönüşür. Bu durum gece boyunca da devam eder. Bebeklerde öksürük krizleri uyku düzenini de etkileyeceğinden bebeklerde huysuzluk, sürekli ağlama ve sinirlilik hali görülür. Bunun sonucunda da öksürük krizleri daha fazla artar. Çocuk ağladığında, yemek yemeye çalışırken yutkunduğunda ya da bağırdığında öksürük krizleri yeniden baş gösterir. Çoğu zaman bebeklerin dilleri bu öksürük nöbetlerinde dışarıdadır ve morarma gerçekleşir. Hatta bebekler için öksürük ölümcül olabilmektedir. 3 ay ve daha küçük bebeklerde apre şikâyetleri daha sık gözlemlenir. Kataral evre yoktur ve aniden şikâyetler ortaya çıkabilir. Aniden siyanoz ve gasping nöbetleri baş gösterir. Hatta yalnızca apre şikâyeti olan bebeklerde dahi boğmaca şüphesi söz konusu olabilir. Diğer 1 yaşın altındaki bebeklerde öksürük de görülmektedir. Bu öksürük nöbetleri 2. Evreden sonra tıpkı yetişkinlerdeki gibi seyreder ve giderek azalmaya başlar. Ayrıca hırıltılı nefes ve salgı da yine boğmaca hastalığının bebeklerdeki belirtileri arasında yer almaktadır. Bu nedenle bebeklerde boğmaca hastalığı bir hayli tehlikeli boyutlar gösterebilir. Aşılanma ile birlikte her ne kadar ölümler azalmaya başlamış olsa da 1 yaşın altındaki bebekler her zaman risk altında olmaya devam eder. Öksürük görülen bebeklerdeki en belirgin şikâyetler ise şöyledir,

  • Art arda gelen ve çoğu zaman bebeğin nefes almasına izin vermeyen öksürük nöbetleri,
  • Öksürük esnasında morarma ve kızarma,
  • Öksürük esnasında ya da sonrasında ağızdan balgamlı akıntı gelmesi ve kusma,
  • Halsizlik, iştahsızlık,
  • Derin ve sesli bir iç çekiş,
  • Nöbet sonrasında bebeğin bitkinleşmesi ve halsiz düşmesi,
  • Ara ara boğazdan öter gibi seslerin çıkması,

Boğmaca genellikle solunum yolu ile geçse de bazı genetik yatkınlıklar da söz konusu olabilmektedir. Ancak bebeklerdeki boğmaca hastalığını tetikleyen unsurlar bulunmaktadır. Bunlar,

  • Annenin hamilelik sürecinde sigara ve tütün tüketmesi, tüketilen yerlerde bulunması,
  • Annenin hamilelikte yetersiz beslenmesi ve güçsüz kalması,
  • Emziren annelerin tütün ve alkol mamullerini kullanması,
  • Bebeğin sigara tüketilen bir ortamda büyütülmesi,
  • Bebeğin yetersiz beslenmesi,
  • Sürekli ağlama krizleri,
  • Hava kirliliği gibi dış etkenler,
  • Bebeğin huzursuz bir ortamda dünyaya gelmesi ve aile içi şiddet,
  • Genetik yatkınlık ya da ailede zatürre ve bronşit öyküsü,

Genellikle bebeklerde de boğmaca süreci 6 haftaya kadar devam etmektedir. Bu bulgulardan herhangi biri ya da yalnızca biri görüldüğünde doktora başvurulmalıdır. Ayrıca iyi beslenme ve aşılanma bu riskleri minimize edecektir. Unutulmamalıdır ki hastanın yaşı ne kadar küçük ise hastalıktan etkilenme oranı da o denli büyük olacaktır. Bebeklerin bu hastalıktan korunması için Sağlık Bakanlığı tarafından da aşıya destek verilmektedir. Özellikle sağlık ocakları ve aile sağlığı merkezlerinde bebeklere bu aşıyı yaptırmak mümkündür. İkinci, üçüncü, dördüncü ve on sekizinci aylarda bebeklere boğmaca aşısı yapılabilmektedir. Bu aşı ücretsizdir ve yapılması önemle teşvik edilir. Ailelerin bu konuda duyarlı olması ve aşıyı yaptırması son derece önemlidir. Ayrıca kreş ve anaokulu gibi noktalarda boğmaca şikâyetleri söz konusu olduğunda bir süre çocuğu göndermemek de alınabilecek diğer önlemler arasındadır.

Ebeveynlerin bebeklerini bu hastalıktan koruması için dikkatli davranmaları gerekir. Basit bir soğuk algınlığı komplikasyonuna benzer haller aslında ciddi bir boğmaca hastalığının da belirtileri olmaktadır. Ayrıca bebeğin yanında tütün mamulleri tüketilmemeli, annelerin hem hamilelik, hem de emzirme dönemlerinde alkol ve tütünden uzak durmalıdır. Ayrıca bebeğin beslenme alışkanlıklar doktor kontrolünde düzenli olarak yapılmalıdır. Bağışıklık güçlendirici bir besin düzeni sağlanarak, kirli hava gibi etmenlerden bebeğin uzak tutulması sağlanmalıdır. Aile içi şiddet gibi kavramların önlenebileceği kadar önlenmesi de aynı şekilde bu hastalığa neden olan etkenlerin bir tanesini daha ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir. Ayrıca bebeklerin yemek düzeni de kulaktan dolma yapılmamalıdır. Örneğin yemekten sonra kusan bebeklere ısrarla yemek yedirmek yerine, sık sık ve azar azar bir program yapılmalıdır. Beslenme düzeninin de bu hastalık için önemli bir etken olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca bol sıvı desteği verilmeli ve vücuttaki ateş kontrol altına alınmalıdır.

Yetişkinlerde Boğmaca

Üst solunum yolunda silia olarak adlandırılan yapıya yapışan boğmaca mikrobu yetişkinleri de tehdit ediyor. Bu yapıda yaşamını rahatça sürdürebilen mikrop, kuluçka süresi tamamlandıktan sonra müthiş bir tahribata neden olur. Bu tahribat nedeni ile de öksürük krizleri gelişir. Ancak öksürük krizleri bebekleri ve küçük çocukları etkilediği kadar yetişkinleri etkilemiyor. Yetişkinlerde genellikle rahatsız bir grip süreci gibi atlatılıyor. Boğaza yapışan mikroplar toksinleri bırakırlar ve solunum yoluna benzer komplikasyonlar gelişir. Bu mikroplar hücreye ulaştığında da kuluçka süreci başlar ve süre sonunda hastalığın ilk belirtileri ortaya çıkmaya başlar. İlk olarak bağışıklık olarak zayıf insanlarda bu tehlikenin daha fazla görüldüğünü söylemekte fayda vardır. Genellikle bağışıklık anlamında kuvvetli olan insanlarda bu mikrop gelişim gösteremez. Tabi bu noktada beslenme düzeni ve bazı alışkanlıklar devreye girer. Özellikle tütün mamulleri ve alkol tüketimi bu hastalığı tetikleyen temel etkenlerdendir. Özellikle bu tip alışkanlıkları olan insanlarda bebeklerden sonra en sık boğmaca virüsüne rastlanmaktadır. Tabi yetişkinlerin okul, iş, toplu taşıma ve sosyal çevre gibi kıstasları mikrobun kişiden kişiye geçme olasılığını da tetikler. Bu nedenle mikrobu taşıyan kişinin bir süre evde istirahate çekilmesi ve toplumdan uzaklaşması gerekmektedir.

Boğmaca belirtilerinin standart bir soğuk algınlığına son derece benziyor olması insanları tedaviden uzaklaştırabilir. Ancak bazı belirtiler basit bir soğuk algınlığından fazlasının yaşandığına işarettir. Bunlar,

  • Boğazda acı, yanma ve ağrı,
  • Burun ve geniz akıntısı,
  • Hafif seyreden ateş,
  • Sürekli halsizlik ve tedirginlik hali,
  • Kusma isteği ve iştahsızlık,
  • Kuru ve boğazları rahatsız edici bir öksürük,
  • Gözlerde kızarıklık ve akıntı,
  • Nefes alışverişlerinde zorlanma,
  • Boğazdan hırıltılı ve öter gibi seslerin gelmesi,

Kataral dönemde bu tip rahatsızlıklar baş gösterecektir. Genellikle 2 hafta sürer. Bu dönem hastalığın en sık bulaşıcı özellik gösterdiği dönemdir. Bu nedenle şikâyetlerin birkaçını taşıyan hastaların hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekmektedir. Ayrıca hasta ile aynı ortamda bulunan kişiler maskeleme yöntemi ile kendilerini kontrol altına almalıdır. Hasta kişi bir bebek ya da çocuk ise iyileşene kadar okul ile ilişiği kesilmeli ve bakıcıları da dâhil olmak üzere maske kullanmalıdır. Hastaların bu noktada öksürüklerin nöbetler halinde gelip gelmediğini kontrol etmesi gerekir. Ayrıca nöbetler şeklinde gelen öksürük arka arkaya devam eder ve nefes alışverişini zorlar. Nöbet bittikten sonra derin bir nefes alınır ve vücudun bitkin düştüğü hissedilir. Ayrıca tıpkı bebeklerde yaşandığı gibi öksürük sonrası balgam çıkarma ve kusma da gözlemlenebilir. Hatta koyu balgam çıkarma gibi durumlar yemek esnasında da yaşanabilir. Genellikle mide kanallarının da etkilendiği bu dönem ağır boğmaca nöbetlerinin geçirildiği dönemdir. Muhakkak en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hastalığın kontrol altında tutulması gerekmektedir. Çünkü hastalığa neden olan mikrop bu dönemde vücudun pek çok organını da etkisi altına alacaktır.

Konvalesan, yani son evre aslında hastalığın iyileşmeye başladığı dönemdir. Bu nedenle bu döneme iyileşme dönemi adı da verilmektedir. Ancak bu dönemde hastalara dikkat edilmez ise hastalık tekrarlayabilir. Bu dönemde öksürük krizleri biraz daha azalır. Balgam ve kusma istekleri azalarak bitme noktasına gelir. Tabi hastanın bu döneme ne zaman geçeceği tamamen kendisine bağlıdır. Özellikle hastalık evresinde dinlenmek, düzenli ve yeterli beslenmek, kötü alışkanlıkları sonlandırmak son derece önemlidir. Ayrıca bu dönemde kişinin istirahat etmesi ve yeniden soğuk algınlığı yaşamaması da son derece önemlidir. Çünkü bitkin olan bünye yeni bir mikrop riski ile karşı karşıya bırakılmamalıdır. Daha çok bağışıklığı güçlendirici beslenme düzenine geçilmeli ve dinlenmeye özen gösterilmelidir. Tıpkı bebeklerde olduğu gibi yetişkinlerde de bu hastalığı önlemek adına aşı uygulaması yapılabilir. Bu mikrop yetişkinleri bebekler kadar tehdit etmiyor olsa da, bünyesel faktörler durumu kötüye götürebilir. Özellikle daha önce ışın ve kemoterapi almış olan yetişkinler böyle bir nöbeti daha kötü yaşayacaktır. Bu nedenle en ufak bir soğuk algınlığı belirtisi dahi kontrol altına alınmalı ve riskler ortadan kaldırılmalıdır. Ayrıca bol sıvı desteği bağışıklığı güçlendireceği için hastalığın daha basit ve hızlı atlatılmasını sağlayacaktır.

Boğmaca Görülme Sıklığı

Dünya boğmaca aşısı ile tanıştığından bu yana, bu hastalık nedeni ile ölenlerin sayısı oldukça azaldı. Ancak yapılan son araştırmalara göre her yıl dünyada ortalama 50 milyon boğmaca vakası görülüyor. Bunların 300 bini ise yaşamına bu hastalık sebebi ile veda ediyor. Özellikle 1 yaşın altında bulunan bebeklerde bu hastalık çok ağır boyutlara ulaşabiliyor. Aynı şekilde aşısı tamamlanmamış çocuklar da bu hastalık nedeni ile ölebiliyor. Tahmin edileceği üzere boğmaca hastalığının en sık görüldüğü bölgeler arasında Afrika bulunuyor. Ayrıca Hindistan gibi yüksek nüfuslu ülkelerde de bu risk bir hayli fazla. Çok çabuk bulaşma özelliği gösteriyor olması, hastalanan kişilerin toplumdan izole bir tedavi süreci yaşamalarını gerektiriyor. Ancak bu bebekler için çok mümkün olmayabiliyor. Çalışan yetişkinler ise toplu taşıma ya da işyerinde bu mikrobu çok rahat bulaştırabiliyor. Özellikle annelere bu hastalığın tedavisi ve hastalıktan korunma sürecinde çok fazla görev düşüyor. Bebeğin beslenme düzeni bu aşamada son derece önemli. Boğmacanın görülme sıklığı, genellikle yetersiz ve dengesiz beslenilen bölgelerde giderek artıyor. Ayrıca sigara ve alkol gibi sağlığa zararlı ürünlerin tüketilmesi bu riski ikiye katlıyor. Yalnızca sigara dumanından etkilenen çocuklar dahi bu hastalığı diğer yaşıtlarına göre çok daha ağır geçiriyor ya da ne yazık ki geçiremiyor. Bu nedenle mümkün olunduğunda bebeklerin meyve ve sebze ağırlıklı beslenmelerine ultra özen gösterilmesi gerekmekte. Ayrıca emziren annelerin kesinlikle alkol ve tütün kullanımı olmamalıdır. Günümüzde hala görülmeye devam eden bu hastalığın en sık görüldüğü dönemler 1950’lerden önce ve 1970’ler olarak kabul edilebilir. 1970’lerde boğmaca aşısı vardı. Ancak bu aşı günümüzdeki gibi 5 yaşından sonra yapılamadığı için olası risk grubunda bulunan kişiler mikroba yakalandı. Bu dönemde boğmaca mikrobu nedeni ile ölenlerin sayısı da bir hayli fazla.

Nasıl Bulaşır?

Boğmacanın kesinleştiği 2. Evre bulaşıcılığın en yüksek olduğu evredir. Ayrıca bu bulaşma damlacık yolu ile gerçekleşir ve öksürme evresi de 2.evreye denk gelir. Bu nedenle boğmaca tanısı konulan bir kişinin 3. Evrenin sonuna kadar, yani 3 ya da 4 hafta toplumdan izole edilmesi gerekir. Özellikle hane içinde kişinin ayrı bir odada tutulması, yemek yediği tabak ve çatalların diğerlerinden ayrılması, kişisel eşyalarının ayrı tıkanması gerekmektedir. Mümkünse yüz yüze konuşmalar dahi en aza indirilmelidir. Ayrıca kişinin maske kullanması, hatta evdeki herkesin maske kullanması önemli bir önlemdir. Aynı risk bebek ve çocuk hastalar için de vardır. Bebek ve çocukların hapşırıklarından havaya karışan damlacıklar hanedeki diğer bir kişinin de hastalanmasına neden olabilir. Aşıyla korunmayan kişiler daha yüksek bir risk altındadır. Özellikle sosyal bir hayat içerisinde ola yetişkinler için ise durum çok daha tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Bu tip hastaların iyileşene kadar istirahate çekilmesi ve işe ara vermesi çok önemlidir. Ayrıca toplu taşımaların bu dönemde kullanılmaması gerekir. Aşı, boğmacadan korunmak için en iyi önlemdir. Aşı olan bir kişinin boğmaca tehlikesinden korkması neredeyse gereksizdir. Bu nedenle çocuklar ve bebekler için aşının önemi bir kez daha vurgulanmalı, vakit kaybetmeden adım atılmalıdır. Ayrıca tokalaşma yolu ile boğmacanın bulaşması küçük bir risktir. Eğer hasta öksürük ya da hapşırma esnasında ellerinden yardım alıyor ise bu durumda risk büyüyecektir. Bu nedenle boğmaca hastalığının var olduğu bir durumda tokalaşma, sarılma ya da öpüşme gibi durumların yapılmaması gerekmektedir. Solunum yolu hastalığı olduğu için bu dönemde tamamen iyileşene kadar izole olmak ve maske gibi koruyucular kullanmak gerekmektedir. Hastalık ile mücadele eden kişi ile yakın temaslar söz konusu olmuş ise 20 gün boyunca gelişecek komplikasyonlar kontrol altında tutulmalı ve değerlendirilmelidir. Herhangi bir belirtide en yakın sağlık kuruluşuna başvurularak gerekli önlemler alınmalı ve antibiyotik tedavisine başlanmalıdır. Ayrıca hasta kişi ile aynı evi paylaşması gereken diğer kişiler antibiyotik kullanarak da hastalığın bulaşma riskini en aza indirebilirler.

Tedavi

Boğmaca teşhisi konulmuş olan yetişkinler için genellikle istirahat, sıvı takviyesi ve antibiyotik ile tedavi mümkündür. Ancak çocuk, bebek ve yaşlılarda durum farklı olabilir. Özellikle 1 yaş altındaki bebeklerin boğmaca teşhisi koyulur koyulmaz hastaneye yatırılması gerekmektedir. İşte boğmaca tedavisinde kullanılan yöntemler. Ayrıca boğmaca 2. Evrede oldukça ciddi öksürük nöbetlerine neden olmaktadır. Bunun nedeni ölen mikropların parçalanmasıdır. Bu parçalanma sonrasında ortaya toksin adı verilen oldukça zehirli bir gaz çıkar. Bu gaz broş dallarına ve sinir uçlarına zarar verir. Tıkayıcı öksürüklerin yegâne nedeni budur. Bu nöbetler sırasında boğazlarda ciddi bir tahriş söz konusu olmaktadır. Bu da öksürük nöbetlerinin daha zorlu geçmesine sebep olur. Mikrobun ölüm ve parçalanma süreci belirsiz olduğu için öksürük nöbetleri de aynı şekilde belirsiz seyreder. Bu nedenle öksürük nöbetlerinin olabildiğince kısa sürmesi ve daha az tahribata sebep olması nedeni ile öksürük ilaçları verilebilmektedir. Ayrıca ateşli vakalarda da yine ateş düşürücü ilaçların kullanılması uygundur. Bu ilaçlar hastalığın şiddetini azaltacak ve hastaya enerji verecektir. Bu sayede mikrobun vücuttan atılma süreci de azalmış olacaktır. Ancak kesinlikle bu ilaçlar doktor kontrolünde olmadan verilmemelidir. Eğer doktor oluşabilecek herhangi bir komplikasyon görmez ise bu durumda öksürüğün hafiflemesi adına bazı önlemler alabilir. Ancak özellikle bebek ve küçük çocuklarda, doktor kontrolü dışında kesinlikle öksürük şurubu kullanılmamalıdır. Bunların dışındaki tedavi yöntemleri de ilaç ve hastaneye yatış şeklinde değişmektedir.

İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi bu hastalıkta genellikle antibiyotikler ile sağlanmaktadır. Hatta hasta ile yakın olan ancak boğmaca olmayan kişiler de antibiyotikler kullanarak hastalıktan korunabilir.

Antibiyotik

Boğmaca tedavisinde antibiyotiğe başlamak için genellikle ilk evre tercih edilmelidir. Bu noktada da bazı testlerin yapılmış ve boğmaca teşhisinin konulmuş olması gerekmektedir. Ayrıca antibiyotik tedavisi genellikle 14 gün kadar sürmektedir. Bu süre sonunda hasta kendini toparlayacaktır. Boğmaca enfeksiyonunda en sık kullanılan antibiyotikler Eritromisin, Azitromisin ve Klaritromisin’dir.

Hastaneye Yatış

Eğer hasta 1 yaşından küçük ise hastanede tedavi edilmesi daha uygundur. Hatta 5 yaş altı hastalarda da hastane tedavileri uygulanır. Hastanede boğmaca için uygulanan ilaçlar genellikle nem ve buhar ilaçlarıdır. Bu yöntem ilaç tedavisi ile birlikte uygulanır. Yani 1 yaşın altındaki bebekler için uygulanan bu yöntem sayesinde hastalığın daha hafif atlatılması sağlanır. Özellikle oda nemli tutularak ve öksürük nöbetlerinde buhar desteği verilerek boğmacanın bebekler üzerindeki öldürücü etkisi en aza indirgenir. Ayrıca burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı gibi durumlarda da yine bazı önlemler alınarak bebeğin rahat nefes alabilmesi sağlanır.

Yalancı Boğmaca Nedir?

Boğmacanın en belirgin özelliği öksürük nöbetleridir. Bu nöbetler 2. Evre içinde saat başı tekrarlayabilmektedir. Özellikle küçük çocuk ve bebekler bu nöbetler esnasında nefessiz kalabilir ve morarabilir. Yetişkinlerde de yine bu nöbetler ile birlikte balgam çıkarma ve kusma görülebilir. Nöbetlerin sonunda hasta genellikle bitkin düşer ve sürekli istirahat isteği hisseder. Boğmaca şüphesi için tüm bu tepkiler yeterli kabul edilir. Ancak bu belirtiler yalnızca boğmaca hastalığının belirtisi olmaz. Yani zatürre ve bronşit gibi hastalıkların belli evrelerinde de bu komplikasyonlar görülebilmektedir.

Boğmaca Hastalığı Nedenleri

Yalnızca bu belirtilerin görülüp de boğmaca mikrobunu taşımayan hastalar da bulunmaktadır. İşte bu hastalar için bazı kültür ve kan testleri yapılır. Bu testler sonucunda herhangi bir mikroba rastlanmamış ise tıp dilinde yalancı boğmaca şeklinde adlandırılacaktır. Bu hastalığın tedavisinde de yine antibiyotikler kullanılabilir. Genellikle hastalığın evreleri olmaz ve birkaç gün içinde nöbetler normale döner. Ayrıca boğmacadan farklı olarak üşüme, terleme ve titreme gibi komplikasyonlar da yine görülebilir. Bu durumda bir uzmana görünmek ne net teşhisi öğrenmek son derece önemlidir. Ayrıca sık sık bu komplikasyonlar gözlemlenen insanlar bağışıklık olarak oldukça zayıf insanlardır. Dolayısıyla bağışıklık güçlendirici bir tedavi ile boğmaca riski de ortadan kaldırılmalıdır. Yalancı boğmacanın nedenleri ise,

  • Soğuk algınlığı gibi rahatsızlıkların ciddi şekilde yaşanması ve hastanın bağışıklığının zayıf olması,
  • Hastanın geçmişten gelen ya da yeni atlattığı bir zatürre ve astım şikâyetinin bulunması,

BordetellaPertussis

BordetellaPertussis virüsü yalancı boğma hastalarında görülmez. Daha doğrusu boğmaca ile pek çok benzer özelliği taşıyan ancak BordetellaPertussis mikrobu nedeni ile ortaya çıkmayan şikâyetlere yalancı boğmaca adı verilir. Bu mikrobun var olduğu hastalarda boğmacadan söz edilebilir.

Boğmaca Hastalığı Belirtileri

Yalancı boğmaca hastalığı da boğmaca ile benzer göstermektedir. Ortaya çıkan komplikasyonlar ile boğmaca teşhisinin konmaması gerektiği aslında her iki hastalığında birbirine karıştırılmaması gerektiğinden ileri geliyor. Her iki hastalıkta da uygulanacak tedavi yöntemleri birbirinden farklılık gösteriyor. Yalancı boğmacada yaşanan en belirgin komplikasyonları ise birkaç başlıkta incelemek mümkündür.

Burun Akıntısı

Mukoza sıvıları bu hastalıkta sık sık görülmektedir. Burun akıntısı da bunlardan bir tanesidir. Ayrıca geniz akıntısı ve balgam sorunu da söz konusu olmaktadır. Genellikle balgam boğmacadaki gibi yapışkan ve koyu olmaz. Daha şeffaf ve akışkan bir yapısı bulunur.

Öksürük

Yalancı boğmacada da boğulurcasına bir öksürük hâkim olabilir. Genellikle kesik kesik ve sürekli artçı öksürükler söz konusudur. Bebek ve küçük çocuklarda bu öksürükler nefes almayı zorlaştırabilir ve kızarma söz konusu olabilir.

Nefes Darlığı

Nefes alışverişlerinin zorlanması yine karşılaşılan belirtiler arasında yer alır. Nefes alır verirken boğazdan ses gelmesi ve geniz kısmının yanması da diğer belirtiler arasında sayılabilir. Bu nedenle hastayı endişelendirecek, çok mutlu edecek ya da heyecanlandıracak söylemlerden kaçınılmalıdır. Çünkü bu tarz durumlar öksürük krizlerini tetiklediği için nefes darlığını da artıracaktır.

Aşırı Yorgunluk

Hem öksürük krizleri sonrasında hem de hastanın genel halinde bir yorgunluk hâkimdir. Genellikle istirahat bu rahatsızlıkta da son derece önemli kabul edilir. Hastanın üzerinde sürekli bir uyuklama hâkim olur. Özellikle bebekler ve çocuklar iştahsızlık gibi haller sergileyebilir.

Boğmaca Hastalığı Teşhis ve Tanı Yöntemleri

Boğmaca tanısı için yalnızca öksürük ve diğer komplikasyonlar yeterli olmayabilir. Zaten boğmaca mikrobu teşhis aşamasında pek çok test yapılmaktadır. Ancak bunun yanında bir hastanın boğmaca olduğundan şüphelenmek için bazı durumların söz konusu olması gerekmektedir. Elbette her hasta aynı belirtileri göstermez. Ancak bu belirtilen boğmaca mikrobu taşıyan her 10 hastadan 7’sinde görünmektedir. Bunlar,

  • Gözde konjunktivada denilen küçük kanamaların meydana gelmesi. Genellikle öksürük sırasında yaşanan bir komplikasyondur,
  • Ağız içinde afta benzer küçük yaraların oluşması,

Boğmaca teşhisi koymak oldukça zordur. Çünkü gelişen komplikasyonlar zatürre ve bronşit belirtileri de göstermektedir. Ancak bu iki belirti boğmaca teşhisi koyabilmek adında kolaylık sağlayacaktır. Boğmaca hastalığı ile savaşan kişilerin hemen hepsi sağlık kuruluşlarına grip şikâyeti ile gitmektedir. Çünkü öksürük, hafif ateş ve bitkinlik hali antibiyotikler ya da vitaminler ile anlatılmaya çalışılır. Aslında boğmaca tedavisinde de antibiyotiklerin yeri büyüktür. Ancak bu tedavilere başlamadan önce hastaya bazı testler yapılır. Test sonucunda mikroba rastlandı ise buna bağlı bir antibiyotik tedavisi izlenir. Hatta hane içinde boğmaca teşhisi konulan birinden korunmak için sağlıklı kişiler de antibiyotik kullanabilir. Genel olarak boğmacanın en sık rastlanan belirtileri şöyledir,

  • Karakteristik öksürük nöbetleri,
  • Hastalığın evrelerinin keskin bir tarih izleyerek gelişmesi,
  • Bebeklerde morarma,
  • Öter gibi nefes alma,
  • Bitkinlik,

Ancak yine de tüm bunların yalnızca boğmaca teşhisi için yeterli olduğu söylenemez. Boğmaca teşhisi için bazı testler yapılmalı ve buna göre bir tedavi planı oluşturulmalıdır. İşte bu testlerden bazıları.

Bakteriyel kültür testi

Hastalığın ilk evresinde boğmacadan şüphelenilir ise bakteriyel kültür testi uygulanabilir. Bu test oldukça güvenilir sonuçlar verdiği için, sonuç sonrasında tedaviye ara vermeden başlanabilir. Kültür testinde amaç boğmacaya sebep olan mikrobu tespit edebilmektir. Bu nedenle bir çubuk yardımı ile boğaz ve burundan mukoza alınır. Bu mukozalar da laboratuvar ortamında incelemeye alınır. Bu testin verdiği sonuç %100 olacağından genellikle en sık başvurulan yöntemlerdendir.

Kan testleri

Kan testleri vücuttaki kan hücrelerini kontrol etmek ve bu kontrol sayesinde tanı koymak için yapılır. Çünkü bu testlerde eğer beyaz kan hücreleri olmaları gereken değerden daha fazla ise bu durumda vücudun bir enfeksiyon ya da mikrop ile mücadele etmeye başladığını gösterir. Boğmaca tespit aşamasında da kan testi kullanılmaktadır. Ancak kan testinde beyaz kan hücrelerinin çokluğu her zaman bizi boğmaca teşhisine götürmeyebilir. Buna ek olarak da farklı testlerden destek alınır. Kesin tanı yapılmadan tedavi uygulanması doğru değildir.

Göğüs görüntüleme

Bu teknik genellikle boğmaca ile zatürre ya da diğer solunum yolu hastalıklarını karıştırmamak adına yapılmaktadır. Özellikle akciğerlerde sıvı biriktiğinde de aynı sorunlar baş göstereceğinden görüntüleme tekniği sık sık kullanılmaktadır. Bu teknik sayesinde bronşit ve astım gibi hastalıklar ile boğmaca hastalığı birbirinden ayrılmış olur. Ayrıca boğmaca hastalığının ciğerlere verdiği tahribat da gözlemlenebilir ve buna bağlı bir tedavi süreci geliştirilebilir.

Polimeraz zincir tepkimesi

Genellikle daha kesin ve hızlı tanı istendiğinde bu yönteme başvuru yapılır. Örneğin biran önce tedavi edilmesi gereken bir bebek için bu yöntem en uygunu olacaktır. Klasik kültür yönteminde daha duyarlı olduğu saptanan polimeraz zincir tepkimesi testi boğmaca tanısında son yılların en sık kullanılan testlerinden. Hastadan alınan örnekler sayesinde boğmaca mikrobunun taşınıp taşınmadığı kısa sürede saptanarak tedaviye başlanabilir.

Seroloji testleri

Bilindiği üzere vücut herhangi bir enfeksiyon ile karşı karşıya geldiğinde antikor üretir. Bu antikor aslında bizlere vücutta bir mikrobun var olduğunu da göstermektedir. Seroloji testleri de bunun için yapılan tanı yöntemlerinden biridir. Test sonucunda çıkan antikor seviyesi bizlere ön tanı hakkında bilgi vermektedir. Bu testler ile kesin tanı koymak mümkün değildir. Ancak bu test sonucunda kültür ya da polimeriz testleri yapılarak kesin tanı konulabilir.

Boğmaca Hastalığı Risk Faktörleri

Çocuk ya da yetişkin hastalarda görülen boğmaca riski oldukça büyüktür. Genellikle bu hastalık teşhisi konmuş hastaların hastanede gözlem altında tutulması gerekmektedir. Ancak evde bakım yapılacak olan hastalar için de bazı bakım kuralları yer almaktadır. Hastaya bakacak olan kişi kendi önlemlerini almalı ve bir maske edinmelidir. Aynı şekilde izole önlemleri hasta için de alınır ve sağlıklı kişilerin mikrop ile iletişimi kesilir. Risk faktörleri arasında ise aşı olmamak başta gelmektedir.

Aşı Olmamak

Aşı yapılmaya bağladığından bu yana boğma hastalığından ölen kişi sayısı çok azaldı. Bu nedenle boğmaca aşısı tüm dünyada önerilen ve her yaş grubunda uygulanan bir yöntemdir. Ayrıca ülkemizdeki sağlık kuruluşları da ücretsiz olarak bu aşıyı bebek ve çocuklara yapmaktadır. Bu sayede boğmacanın olası tehlikeleri hafiflemiş ve ölüm tehlikesi büyük oranda ortadan kalkmış olacaktır.

Hasta Kişiyle Aynı Ortamı Paylaşmak

Boğmaca hastalığı damlacık yolu ile bulaştığı için hasta olan kişinin toplumdan bir süre izole edilmesi yayılmaması adına son derece önemlidir. Hapşırma ve öksürme sırasında etrafa yayılan hava kabarcıkları dahi diğer insanların hastalanmasına neden olmaktadır. Ayrıca hasta olan kişinin aynı evde yaşadığı kişiler, hastalığın 2 evresinde yüzde 90’lara varan bir risk altındadır. Aynı şekilde okul, iş ve toplu taşıma gibi noktalar da bu hastalığın bulaşmasına en uygun yerlerdir. Bu sebeple aslında korunmakta bir nevi kişinin kendine uyguladığı tedavi şeklidir. Bu noktada maske en önemli erguvanlardan biridir. Ayrıca hastalığın ve hastanın bulunduğu noktalarda hijyene de son derece önem gösterilmelidir. Hastanın kullandığı kişisel eşyaları kullanmamak, özellikle havlı, diş fırçası gibi eşyaları sık sık değiştirmek gerekmektedir. Ayrıca bağışık sisteminin güçlendirilmesi adına vitamin ve sebze ağırlıklı bir beslenme düzeni belirlenmelidir. Ayrıca boğmaca hastalığı teşhisi konulmuş birinin birkaç ay boyunca yeni bir grip ya da soğuk algınlığı yaşamaması son derece önemlidir. Bu nedenle soğuk havalardan her zamankinden daha fazla korunmalıdır.

Prematüre Doğmak

Bağışıklığın ciddi anlamda önem arz ettiği bu hastalıkta prematüre bebeklerin riski çok daha büyüktür. Çünkü hayatlarının bir bölümünü kuvözde geçirmek zorunda kalan ve yeterli anne sütü alamayan bu bebekler bağışıklık anlamında diğer bebeklere göre daha zayıftır. Dolayısıyla prematüre doğmuş olan bebeklerde bu komplikasyonlar ölümcül olabilir.

Boğmaca Hastalığı Komplikasyonları

Hastalık sırasında görülen durumlar genellikle kişinin bu hastalığı ne derece ağır geçirdiğine de bağlıdır. Ayrıca yaşlı ve genç kişilerde görülen komplikasyonlar ile prematüre doğan ile normal doğan bebeklerde görülen komplikasyonlar birbirinden farklıdır.

Gözlerde Kanama

Aslında bu şiddetli öksürük krizleri geçiren küçük çocuklarda ve bebeklerde daha sık görülen bir durumdur. Öksürüğün vücuttaki şiddeti gözlerde kanlanmaya yol açabilmektedir. Ayrıca bağışıklığı düşük bazı yaşlı hastalarda da aynı durum söz konusu olabilmektedir.

Beyinde Kanama

Öksürük krizleri esnasında nefes darlığı çekilmesi ve bu nedenle beyine olması gerektiği gibi oksijen gitmemesi beyin kanama riskini doğurmaktadır. Prematüre doğan bebeklerde ve 3 aydan küçük bebeklerde daha sık bir ölüm nedeni olarak karşımıza çıkar.

Fıtık

Şiddetli öksürük gibi durumlarda, özellikle bebeklerin fıtık gibi durumlar ile karşı karşıya kalmasıdır. Karın ve kasık fıtığı bunlardan en belirginidir. Bu nedenle bel sıkı bir kuşak ile bağlanmalıdır.

Bayılma

Nefes darlığı ve öksürük krizleri esnasında hastanın güçsüz düşmesi ile ortaya çıkan ve sık karşılaşılan bir durumdur. Genellikle şeker hastası olan ve tansiyon sorunu bulunan yetişkinlerde de rastlanmaktadır.

Uyku Bozukluğu

Rahat nefes alınamaması ve sık sık öksürülmesinden kaynaklanan bir sorundur. Daha çok bebek ve küçük çocuklarda görülür. Bu hastanın agresif ve huysuz olmasına neden olur.

İdrar Kaçırma

Genellikle yetişkin ve yaşlı grubunda görülen bir komplikasyondur. Sık sık ve şiddetli öksürük nöbetleri nedeni ise mesane sarsılarak idrar kaçırma durumlarını doğurur. Bazı durumlarda hastaya sonda takılmaktadır.

Kaburga Kırığı

Kaburga kırığı da yine kemikler yeterince gelişmemiş olan bebek ve çocuklarda görülen bir durumdur. Sebep aynı şekilde şiddetli öksürük nöbetleridir. Hastanın öksürük nöbetlerinde doktorun belirttiği şekilde tutulması gerekmektedir. Her yaş grubuna göre farklı pozisyonlar sağlanmalıdır.

Ölüm

Boğmaca hastalığı ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Genellikle öksürüğün neden olduğu nefes darlığı gibi durumlar ölümleri tetikleyici etkenlerdir. Beyine yetersiz oksijen gitmesi aynı zamanda kalıcı hasarlara da yol açmaktadır.

Boğmaca Hastalığı Nasıl Önlenir?

Boğmaca tanısı konulmuş bir kişinin aynı ortamda bulunduğu insanlar 20 – 25 gün arasında izlenmelidir. Kısaca boğmacadan korunma yöntemlerine ve önlemlere bakılacak olur ise,

  • Hasta ile tokalaşmamak ya da onu öpmemek,
  • Hastanın kişisel eşyalarını kullanmamak,
  • Hasta ile yakın temas içerisinde bulunmamak,
  • Taze meyve sebze ağırlıklı bir beslenme sürecine girmek,
  • Takviye vitamin destekleri almak,
  • Uyku ve dinlenmeye zaman ayırmak,
  • Sigara ve alkol tüketimine son vermek ya da iyileşene kadar kullanmamak,
  • Hasta olan eğer bir bebek ya da çocuk ise yanında tütün, nargile ve sigara tüketmemek,
  • Maske kullanmak,

Bunların dışında kalan ve en önemli önleyici olan aşı yüzde 100 oranında bir koruyuculuğa sahiptir.

Aşı

Boğmaca aşısı artık ilkokullarda ve bebekken yapılıyor. Difteri, boğmaca ve tetanoz olarak verilen bu aşıların hastalığa karşı koruması tam. 60 gününü doldurmuş bebekler için sağlık merkezlerinde ücretsiz olarak bu aşıyı yaptırmak mümkün. Bunun dışında hasta ile yakın ilişkiler içinde olan eş, anne, baba, bakıcı, öğretmen gibi kişiler de doğrudan risk altındadır. Bu nedenle aslında boğmacaya karşı bağışıklık kazanmak her yaşta önem arz etmektedir.

Sık Sorulan Sorular

Boğmacadan ölen kişi sayısını 1950’lerden sonra oldukça azaldı. Ancak bu risk tamamen ortadan kalkmış değil. Ayrıca bu hastalığa neden olan mikrop doğrudan insandan insana bulaşıyor. Dolayısıyla toplu yaşam alanlarında sık bulunan ya da çocukları okulda olan kişiler büyük bir panik yaşayabiliyor.

Boğmacadan Korunulabilir mi?

Elbette boğmaca hastalığı, diğer tüm hastalıklar gibi önlenebilir bir sağlık sorunudur. Ancak öncelikle potansiyel hastaların kendilerini bu riske karşı koruma altına alması gerekir. Örneğin boğmaca mikrobu taşıyan kişilerden, her kim olursa olsun direkt münasebetlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca maske de büyük bir önlem aracıdır.

Bebeklerde Boğmaca Tehlikeli Midir?

Maalesef özellikle bebeklerde görülen boğmaca hastalığı yetişkinlerde görünenden daha büyük tehdit arz ediyor. Bağışıklık anlamında yetersiz kalan bebekler genellikle boğmaca nedeni ile yaşamını yitiren insanların neredeyse yüzde 60’ını oluşturur. Bu nedenle özellikle öksürük nöbetleri kesinlikle evde tedavi edilmeye çalışılmamalı ve bir uzmana başvurulmalıdır.

Hangi Durumlarda Doktora Gidilir?

Aslında boğmacanın diğer soğuk algınlıklarına göre daha büyük belirtileri vardır. Gözlerde kızarıklık ve akıntı, rahat nefes alamama, boğulurcasına öksürme bunlardan en bilinenlerdir. Prematüre doğanların öksürük gibi durumları her koşulda ihmal edilmemeli ve doktora iletilmelidir. Boğmacaya karşı bilinçli olunmalı ve hastalığın ilk evresi bitmeden doktor kontrolünden geçirilmelidir.

Hastalık Kaç Günde Geçer?

Hastalığın genel komplikasyonları yaklaşık 21 gün içinde sonlanır. Ancak bu risk alından kurtulduğunuz anlamına gelmez. Hastalık belirtileri tamamen ortadan kalkana kadar, hasta risk altındadır. Bu dönemde, hastalık tamamen iyileşene kadar sağlıklı beslenmeye dikkat edilmelidir. Ayrıca maske çıkarılmamalı ve mikrobun tamamen vücuttan atıldığında emin olunmalıdır. Bu süre zarfında vücudun yeterince dinlenmesi de son derece önemlidir.

Aşılar Yetişkinler İçin de Gerekli Midir?

Evet yetişkinlerde kullanabilirler. Özellikle de hasta ile aynı ortamı paylaşan kişiler yoğun risk altındadır. Hasta bir kişi evdeki yakınlarına bu mikrobu yüzde 90 oranında bulaştırır. Bu nedenle yetişkinlerinde aşılanma yoluna başvurması gerekmektedir. Özellikle hastalar ile ilgilenen sağlık çalışanları da bu aşılar ile kendilerini korumaktadır. Hastalığı geçen kişinin aşı olmasına gerek bulunmaz. Çünkü bu kişiler doğal bir bağışıklık kazanmış olurlar. Ancak bebeklerin muhakkak 3 aydan sonra aşılanmaları gerekmektedir.

Boğmaca Hastalığı Hangi Sistemin Hastalığıdır?

Boğmaca hastalığı spesifik bir bakterinin üst solunum yollarını ele geçirmesinden kaynaklanan ciddi bir hastalıktır. Akut olarak gelişir ve çocuklarda görülür. Hastalık süresince solunum yollarında ciddi problemler çıktığı için boğmaca hastalığını solunum sistemi hastalığı olarak tanımlamak mümkündür. Hastalığın takibi ve tedavisi de KBB uzmanlarınca icra edilmektedir.

Boğmaca Hastalığı Nasıl Anlaşılır?

Boğmaca hastalığının ebeveyn tarafından fark edilmesi için genelde bulaşmadan sonra bir hafta kadar geçmesi gerekir. Hastalığın ilk belirtileri ile basit üst solunum yolu hastalıklarının belirtileri birebir aynıdır. Birinci haftadan sonra ortaya çıkan:

  1. Boğazı tahriş edecek kadar kuvvetli öksürük nöbetleri,
  2. Nefes alma fonksiyonunun azalması,
  3. Öksürük nöbetleri sırasında hırıltılı nefes,
  4. Oksijen yetersizliğinden dolayı ciltte morarmalar, Gibi belirtiler hastalığın kesin tanısını kolaylaştırır.

    Boğmaca Hastalığı Tekrarlar Mı?

    Aşılama kampanyalarının oldukça geniş bir alanda yürütülmesinden dolayı boğmacanın ortaya çıkması da büyük oranda engellenmiştir. Ortaya çıkan boğmaca vakalarında ise seyir oldukça hafiftir. Hastalık tedavi edildikten sonra bağışıklık sistemi direnç kazandığı için hastalığın tekrar etmesi imkansıza yakındır. Çok az vakada ikinci kez boğmaca ile karşılaşılmıştır.

İlgili Bölümler
İlgili Tedaviler