Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca kullanılan çerezler bakımından daha fazla bilgi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Ağız Kokusu

Ağız Kokusu Hakkında
Ağız Kokusu Nedenleri
Ağız Kokusu Belirtileri
Ağız Kokusu Tanı Ve Teşhis Yöntemleri
Ağız Kokusu Risk Faktörleri
Ağız Kokusu Komplikasyonları
Ağız Kokusu Nasıl Önlenir?
Sık Sorulan Sorular

Ağız kokusu günümüzde birçok insanın karşılaştığı bir rahatsızlıktır. İnsanların günlük yaşamını hem psikolojik hem de fiziksel olarak çok fazla etkileyebilen bu rahatsızlık kişinin sosyal ilişkilerinden iş ilişkilerine, kişisel yaşamından aile yaşamına kadar birçok farklı konuda olumsuz etkiler bırakır. Birçok farklı sebepten oluşur. Kişinin günlük yaşam tarzından biyolojik olarak sahip olduğu hastalıkların hem sonucu hem de nedeni olabilir. İnsanlar ağız kokusu durumu ile karşı karşıya kalmamak için elinden gelen bütün kişisel çabalarına rağmen bu durumdan kurtulamayabilir. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi elinde olmayan rahatsızlıklar ve genetik faktörlerden dolayıdır. Kişiyi sosyal ortamlarda ve kişisel ilişkilerinde zor duruma soktuğu için kişi bir zamandan sonra kendi içine kapanabilir ve sosyal ilişkilerinin yanında iş ve aile hayatı da zor duruma girebilir.

Genellikle insanlarda kişisel sebeplerden oluşan ve açlıkla bağlantılı olan durumlar özellikle sabah uyandığımızda kolaylıkla geçebilmekteyken açlıkla ve diğer besin maddelerinin neden olduğu ağız kokusu kolaylıkla geçmeyebilir. Bunun için kişilerin kendi vücutlarını iyi tanımaları, ağız kokusunun nedenlerini iyi bilmeleri gerekmektedir. Bunun için profesyonel bir doktordan da yardım alınabilir.

İnceleyen ve Onaylayan : Dt. Mustafa Sercan Akat

Ağız Kokusu Hakkında

Ağız kokusu birçok farklı sebeplerden meydana gelen fakat an sebebi ağzın arka tarafında çeşitli yollarla biriken bakterilerin sebep olduğu bir durumdur. İnsanlarda sık görülen ve yüksek ihtimalle ağız içerisindeki bakterilerin neden olduğu bu durum bazen üst solunum yolu enfeksiyonlarından bazen de metabolik sebeplerden kaynaklanır. Tedavisi ve ağız kokusuna neden olan hastalıkların tanısı konusunda günümüzde gelişen tıp bilimi ve teknoloji kolayca çözüm üretebilmektedir. Ağız kokusunun kişisel olarak fark edilme durumu pek mümkün olmayabilir. Daha çok bu rahatsızlığı yaşayan kişilerle konuşan veya etkileşimde bulunan insanları etkileyen bir durumdur. Bu rahatsızlıkla karşı karşıya olan insanların daha çok bazı belirtilerinden ve ağızdaki kötü tat ile anlaşılabilmesi mümkündür. En çok görülen insanların ortak özellikleri kişisel ağız ve diş sağlığına dikkat etmeme ve sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklardır. Bunun dışında ağız ve diş hastalıkları, metabolik hastalıklar ve üst solunum yolu enfeksiyonları da ağız kokusuna neden olabilir. Tedavi yöntemi seçilirken mutlaka profesyonel bir yardım almanın yanında doktor tavsiyesiyle verilen yiyecek ve içeceklerin kullanılması, alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıkların da bırakılması gerekir.

Ağız Kokusu Nedir?

Ağız kokusu ağızdaki bakterilerin oluşturduğu oldukça can sıkıcı ve kişinin günlük hayatını da etkileyen bir durumdur. Ağız içerisindeki bazı durumlardan kaynaklanabildiği gibi mide ve sindirim sisteminden kaynaklanan sorunlar, kulak- burun- boğaz problemlerinde de ağız kokusu görülebilir. En temel sebebi bakterilerin oluşturduğu sülfür gazı ve ölü bakterilerin ve hücrelerin gece uyurken ağızda toplanmasıdır. Örneğin gece uyurken eğer bir burun tıkanması problemimiz yoksa ağzımız kapalı uyuruz ve gece bazal metabolizmada insan vücudunda tükürük salgısı da az olur. Ağzın kapalı olmasından dolayı ölen hücreler ve gece özellikle diş fırçalanmadığı takdirde ağızda biriken bakteriler sabah uyandığımızda ağzımızda kötü bir tat bırakır ve karşı tarafın bizi uyarması sonucu ağzın koktuğu anlaşılır. Bu durum anormal bir hastalık göstergesi değildir.

Düzenli olarak gece uyumadan önce ağız ve diş temizliğine ayrıca dil temizliğine dikkat edildiği takdirde böyle bir durumla karşılaşılmaz. Gün içerisinde alınan besin artıklarının ağız içerisinde bakterilerin beslenebileceği bir şekilde bırakmayıp temizlersek ağız kokusu ve ağızda oluşan kötü tat oluşmaz. Böyle bir durumla karşılaşıldığı zaman; su içmek, diş fırçalamak ya da yemek yeme durumu çözebilir. Ağız kokusunun kronikleştiği ve ağız ve diş temizliğiyle giderilmediği durumlarda patolojik bir durumdan dolayı olabilir. Birçok hastalık sebebi oluşabilecek ağız kokusu çözümü kişinin kendi imkanlarıyla çözebileceği bir durum olmaktan çıkar. Bunun için bir doktordan yardım alınmalıdır. Çoğunlukla Kulak- Burun- Boğaz hastalıkları, diş çürümeleri, apse oluşumu ve sindirim ve boşaltım sistemindeki sorunların oluşturduğu kronik ağız kokusu hastalığın tedavi edilmesi durumunda kendiliğinden yok olur.

Ağız Kokusu Nasıl Oluşur?

Ağız kokusunun kronik bir hal almadığı yani herhangi bir hastalıktan dolayı sürekli olarak tekrarlanmadığı durumlarda çoğunlukla gece uyurken tükürük salgısının az olmasından dolayı ağız içerisinde biriken bakteri ve ölü hücrelerin oluşturduğu kötü kokulu gazlardır. Akşam uyurken fırçalanmayan dişler, ağız içerisinde ve diş aralarında yemek artıklarının birikmesine neden olur ve bu besinler ağız içerisindeki bakteriler tarafından parçalanarak ortaya sülfür gazı çıkmasına sebep olur. Bu gaz ağız içerisinde birikir ve kötü bir kokudur. Kişi sabah kalktığında nefes verdiğinde ya da konuştuğunda karşısındaki kişi ağızdaki sülfür kokusunun gazından rahatsız olabilir ağız kokusu konusunda kişiyi uyarabilir. Bu durum sadece gece uyurken olan ağız kokusunun nedeni. Bununla beraber her ne kadar ağız ve diş temizliğine dikkat edilse de ağız kokusuna neden olan en büyük etken dildir. Dil, pürüzlü ve gözle görülemeyecek çukurlu bir yüzeye sahiptir. Bu çukurlar ağzın arka taraflarında dilin, küçük dile yakın olan tarafında artar ve daha fazla olur. Diş arasında oluşandan daha fazlası bu yerde oluşur. Alınan besinlerin artıkları bu çukurlarda toplanır ve bakteriler tarafından ayrıştırılarak öğütülür ve ayrıştırma sonrasında sülfür gazları ve başka gazlar açığa çıkmasına sebep olur ve bu da ağız kokusuna sebep olur. Aynı şekilde ağızdaki diş çürüklerinde de benzer durumlar görülür. Diş çürüklerinde ve diş içerisindeki oyuklarda biriken besin artıkları oradaki bakteriler tarafından ayrıştırılır ve hem ağız kokusuna hem de diş çürüğüne neden olur. Bunlardan bağımsız olarak diğer nedenlerden oluşan ağız kokuları da benzer fakat kişinin elinde olmadan oluşur. Bunlar KBB( Kulak Burun Boğaz) hastalıkları, üst solunum yolu enfeksiyonlar ve sindirim sistemi rahatsızlıklarından, ağız içerisinde mantar ve yaralar, karaciğer rahatsızlıklar ve böbrek rahatsızlıkları gibi birçok hastalıktan dolayı oluşur. Yine bu tür hastalıklarda da hastalığın sebep olduğu mikroorganizmaların oluşturduğu gazlar veya sindirim sırasında oluşan kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan gazlar ağızda birikerek ağız kokusuna neden olur.

Ağız Kokusu Nasıl Tedavi Edilir.

Patolojik bir durumdan kaynaklanmayan ağız kokularında tedavi kavramı pek doğru olmayabilir. Fiziksel durumlardan dolayı oluşmuş ağız kokusuna neden olan sebepleri ortadan kaldırabilmesin birkaç önlemle mümkündür. Hemen hemen her gün oluşabilecek bu tip durumların tedavisi neredeyse tamamen kişiye bağlıdır. Sabah uyanıldığında ağız kokusu şikayeti olan bir kişinin bir bardak su içmesi, dişlerini fırçalaması ve bir şeyler yemesi ağız kokusunu ortadan kaldırır. Bu kısa süreli geçici bir çözümdür. Sabah uyandığında ağız kokusu yaşamamak için en gerekli ve temel şey ağız ve diş sağlığımızı doğru düzgün yapmak. Bunun için her gece özellikle yemek yedikten sonra dişlerimizi fırçalamak, sigara ve alkol tüketmemektir. Özellikle akşam diş fırçalamasından sonra yemek yenilmemesi de gerekir. Aksi takdirde diş fırçalamamızın pek bir anlamı kalmaz. Bunun yanında ağız kokusuna neden olan alkol ve sigara gibi alışkanlıkların bırakılması da bir doktor yardımı olmadan ağız kokusunun oluşmadan engellenebilmesinin bir yoludur. Ağız ve diş sağlığının eksiksiz ve düzenli yapılması önemlidir. Özellikle dilin arka tarafları da bakterilerin üremesine mahal vermeyecek şekilde temizlenmelidir ve günde en az iki defa fırçalanmalıdır. Bunlar dışında patolojik nedenlere bağlı olan ağız kokularında öncelikle doktorlarla iletişim halinde olmalıyız. Ağız kokusu birçok farklı hastalığın da belirtisidir. Örneğin sindirim sistemindeki bir bozukluk nedeniyle oluşan ağız kokuları hastalık tedavi edildiği zaman iyileşir.

Ağız Kokusu Nedenleri

Ağız kokusu hemen hemen bütün insanlarda görülebilen can sıkıcı bir durumdur. Ağız kokusu birçok hastalığa işaret edebilirken herhangi bir hastalık olmadan da görülebilir. İnsanlarda oluşan ağız kokusunun en büyük nedeni ağız içerisindeki bakteriyel üremedir. Bunun en büyük nedeni de ağız ve diş temizliğine dikkat etmemektir. Bu durum ağız kokusu dışında farklı ağız ve diş hastalıklarına da neden olur. Hemen hemen bütün insanlarda görülen bu durum ağızdaki besin artıkların bakteriler tarafından ayrıştırılarak sülfür gazları ve diğer gazların ortaya çıkmasıyla oluşur. Gece uyurken ağzımızın kapalı olmasından dolayı sülfür gazları dışarıya çıkmaz ve sabah kötü bir tatla beraber ağız kokusuyla beraber uyanırız. Korkulan bir durum değildir ve düzenli beslenme, ağız ve diş sağlığına dikkat edilerek üstesinden gelinebilecek bir durumdur. Bunun dışında beslenme şeklimizde ağız kokusuna neden olabilir. Soğan ve sarımsak gibi yiyeceklerin öldürülmeden yani iyi pişmeden tüketilmesi ağızda bir koku bırakır ve bizle beraber etrafımızdaki kişileri de rahatsız eden bir ağız kokusuna neden olur.

Sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklar doğrudan ve dolaylı olarak ağız kokusuna neden olur. Bunun dışındaki sindirim ve boşaltım sistemindeki bozukluklar, ağız içerisinde oluşan enfeksiyonlar ve iltihaplanmalar, diş çürükleri, mide rahatsızlıkları, karaciğer ve böbrek yetmezlikleri, bademcik iltihabı ve sinüzit iltihabı gibi üst solunum yolu enfeksiyonları, burundaki problemlere bağlı olarak geniz akıntısının olması da ağız kokusuna neden olur.

Diş Çürüğü ve Enfeksiyonlar

Diş çürüğü ve buna bağlı enfeksiyonlarda oluşan ağız kokuları çok sık rastlanan bir durumdur. Dişlerdeki çürüklere ve enfeksiyonlara sebep olan bakterilerin artışı ve bu nedenlerin ortaya çıkmasına sebep olan diş fırçalamamanın sonucu olarak ağızdaki besinlerin ayrıştırılarak ortaya ağız kokusuna neden olan gazların oluşmasıyla sonuçlanır. Diş çürükleri bakterilerin sebep olduğu bir durum olmasından dolayı çürüğün artması ve buna bağlı olarak ağız kokusunun artması önlenebilir bir durumdur. Diş fırçalamak, dişlerdeki çürükleri gidermez fakat bir doktor müdahalesi ile çürük iyileştirilene kadar geçici bir çözüm olabilir ağız kokusuna. Daha sağlıklı dişler ve ağız kokusuna karşı geliştirilmiş özel diş macunları da kullanılabilir.

Bunların dışında diş etlerinde, dilde ve damaklarda oluşan ağız yaralanmalarına bağlı olarak da ağız kokusu oluşur. Bu tür hastalıklar da diş çürüklerinde olduğu gibi diş fırçalamamak sonucu ağızda biriken artık besinlerin bakteriler tarafından kullanılarak enfeksiyona ve iltihaplanmalara neden olması sonucu oluşur. Burada iltihaplanmalara ve enfeksiyonlara neden olan bakterilerin orada ağız içerisindeki besinlerden faydalanarak onları ayrıştırır ve sonucunda da ağız kokusu yapan gazlar ortaya çıkartır.

Ağız Kuruluğu

Çok hareketli ve bol su içme alışkanlığı olmayan insanlarda sık görülen bir durumdur. Spor yapan ve sürekli sıvı kaybeden insanlarda ağız kuruluğu oluşur. Bunun sebebi terleme yoluyla dışarıya atılan sıvı yerine konulmadığı zaman tükürük bezleri çalışmaz ve dolayısıyla ağız kuruluğu oluşur. Ağız kuruluğu oluştuğunda ağız içerisindeki bakterileri alıp götürebilecek düzeyde tükürük salgılanmadığı için ağız kokusuna neden olur. Ağız kokusunun yanında ileriki durumlarda diş çürüklerine de neden olabilir.

Ağız kuruluğunun önlenmesi için spor ya da sıcaklar yüzünden kaybedilen sıvının geri alınması gerekir. Özellikle çocuklarda çok sık görülen bir durum olması sebebiyle anne ve babanın özellikle çocuk çok hareketliyse, çok sıvı kaybı yaşayacağından su içme alışkanlığı kazandırmaları ve bu konuda bilinçlendirmeleri gerekir.

Mide Problemleri

Ağız içerisindeki problemlerden kaynaklanmayan ağız kokuları ciddi sindirim ya da karaciğer problemleri ile karşı karşıya olunduğunun bir işaretidir. Normalde herhangi bir sindirim sorunu olmayan kişilerde mide ve yemek borusu arasında bulunan ve geri kaçışı önlemek için bulunan kapakçık reflü, gastrit gibi hastalıklara maruz kalınmadığı sürece açılıp kapanmaz. Sadece mide içerisindeki basınçtan kaynaklanan geğirme durumlarında açılır ve kapanır. Bundan dolayı sindirim sorunu yaşamayan kişiler midedeki sindirim olaylarında oluşan gaz ve kokular kişinin ağzını kokutmaz.

Gastrite neden olan mide çeperine yapışarak orayı tahrip eden ve tedavi edilmediği zaman ileriki aşamalarda mide kanseri de denilen ülsere neden olan helikobakter pilori bakterisi mide çeperinde enfeksiyona neden olur. Bu enfeksiyon da direkt olarak en önemli belirtilerinden birisi olan ağız kokusuna neden olur ve hasta ağızda çürük yumurta tadına benzeyen bir tat hisseder ve ağızda amonyak kokusu oluşur. Reflü hastalığında da aynı şekilde sindirim enzimlerinin fazla salgılanmasından dolayı mide asitleri ve sindirim enzimleri ile beraber mide içerisindeki sindirilmeyen besinler ağızda birikir ve bakteriler tarafından ayrıştırılarak ağızda bir koku yaratır.

Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

Genellikle ağız içerisindeki sorunlardan kaynaklanan ağız kokusunun bir diğer nedeni de üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Sinüzit iltihabı, bademcik iltihabı ve kulak burun boğaz hastalıkları nedeniyle de kaynaklanabiliyor. Sinüzit hastalığında kişide oluşan ağız kokusunun yanında halsizlik, baş ağrıları gibi şikayetler de görülüyor.

Bademcik iltihabı ise bademcik taşlarının içerisinde ölü dokuların ve yemek kalıntılarının birikmesi sonucu yine aynı şekilde bakteriler tarafından ayrıştırılarak sülfür gazı ortaya çıkmasıyla oluşur. Bu sülfür gazı yemek borusuyla beraber ağza gelir ve ağızda kötü bir koku bırakır. Ağız içerisindeki kötü koku ise bademcik taşlarının etrafına yapışmış bakterilerden dolayıdır.

Bunların yanı sıra yine benzer şekilde kulak burun boğaz hastalıkları, burun tıkanıklığı nedeniyle oluşan geniz akıntısı ve farenjit gibi hastalıklarda ağız kokusu yapar. Burun tıkanıklıkları ve solunum yollarında çıkan tümörler de aynı şekilde ağız kokusu yapar.

Karaciğer ve Bağırsak Hastalıkları

Karaciğer ve bağırsak hastalıklarına bağlı olarak da ağızda koku ve kötü bir tat oluşur. Kronik bir hale gelmiş ağız kokularının böyle önemli ve ölümcül hastalıkların belirtisi olması sebebiyle kesinlikle önemsenmelidir ve kronik bir hal aldığı takdirde bir doktor muayenesinden geçilmelidir.

Karaciğer yetmezliğinde oluşan ağız kokusunun nedeni hastalıklar beraber vücudun yapısında kükürt bulunan amino asit üretmesidir. Bununla beraber ağızda tadı çürük yumurtaya benzeyen bir tat da bırakır. Aynı şekilde aşırı alkol tüketiminin neden olduğu bilinmekte olan karaciğer iltihaplanmasında da ağız kokusu oluşabilir. Karaciğer iltihaplanmasının tedavisi sırasında kullanılan ilaçlar yoğun bir ağız kokusuna neden olmakla beraber karaciğer yetmezliğindeki gibi ağızda çürük yumurtaya benzeyen bir tat bırakır. Tedavi aşamasında hepatit A, hepatit B ve hepatit C aşılarının vurulması ayrıca doktor tavsiyesi ve izni olmadan herhangi bir ilaç kullanılmaması gerekmektedir. Karaciğerin vücuttaki en önemli görevlerinden biri kullandığımız ilaçlarla ilgili bir süzgeç görevi görmesi. İlaç kullanımı fazla olduğu zaman karaciğer çok fazla çalışır ve eski haline dönülemeyecek kadar fazla tahribata uğrar. Bununla beraber metabolizma ile ilgili oluşabilen ağız kokulara meydana gelir. Bu durumlarla karşılaşılmaması için alınan ilaçların dozunda ve kesinlikle doktor tavsiyesi dışında gereksiz ilaç kullanımının sona ermesi gerekmektedir. Alkol kullanımıyla beraber tahribat derecesi daha fazla artan karaciğer üstüne ilaç kullanımındaki bilinçsizlikle karşılaşınca diyabet gibi önemli hastalıklara ve diğer sindirim sorunlarıyla karşı karşıya kalınmasına neden olur. Karaciğerin görevini yerine getirememesi demek hem doğrudan hem de dolaylı yoldan meydana getirdiği diğer hastalıklar nedeniyle ağız kokusuna neden olur.

Televizyonlarda ve internette kilo vermesini hızlandırıcı etkisi olduğu söylenen ilaçların kullanılması karaciğer ile beraber böbrek hastalıklarını da meydana getirir. Karaciğerde olduğu gibi böbrekler de toksik maddelerin kana karışmasını engellediği için bu gibi ilaçlar böbreklerin düzgün çalışmamasına ve nihayetinde böbrek yetmezliği gibi sorunlara neden olmaktadır ve bu da karaciğer yetmezliği ve iltihaplanması gibi ağız kokusuna neden olur.

Bağırsak hastalıklarında da mide kanserine benzer şekilde ve aynı bakteri tarafından neden olan bağırsak ülseri diğer adıyla bağırsak kanseri de ağızda kokuya sebep olur. Sindirim enzimlerinin yapısını bozarak fazla salgılanmasına neden olan helikobakter pilori adındaki bakteri fazla salgılanan sindirim enzimlerinin oniki parmak bağırsağının çeperini tahriş etmesiyle beraber orada bir iltihaplanmaya sebep olur bu da mide ülserine benzer şekilde ağızda bir çürük yumurta tadı ve amonyak kokusuna neden olur. Tedavi edildiğinde ağız kokusu da ortadan kalkar fakat tekrar edilmemesi için ve bir daha ağız kokusuna neden olmaması için beslenme, ağız ve diş sağlığına ve hastanın doktor tavsiyelerine harfiyen uyulması gerekir.

Ağız İçi Yaralar ve Mantar

Ağız içerisinde farklı sebeplerden oluşan yaralar ve mantarlar kişiye bazen dayanılmaz acılar vermesinin yanında ağız kokusu gibi kişilerin sosyal yaşamlarını etkileyen durumlara da sebep olur. Diş hekimlerinin muayenesinde fark edilebilecek bu durumlar çoğunlukla bakteriyel enfeksiyonlardan dolayı oluşmuş, iltihaplanmalar, ağız ve dilin renginin değişmesi gibi durumlardan olabilir. Şekerli ortamlarda hızla üreyebilen bakteriler ağız içerisindeki artık besinleri parçalayarak oradaki glikozlardan beslenerek çoğalır. Ayrıştırma sırasında açığa çıkarttıkları sülfür bazlı gazlar ağızda koku yapar. Ağız ve diş temizliği ile bu durumun önüne geçilebilir.

Yemek yedikten sonra dişlerin arasında kalan ve fırçalanmadığı zaman bakteriler tarafından oradaki besinler ayrıştırılır ve bakteri sayısı artar. Aynı şekilde dil üzerindeki çukurlara yerleşen besinler dil üstünün temizlenmediği durumlarda yine bakteriler tarafından ayrıştırılır ve ayrıştırdıkları besinlerdeki glikozlarla beslenerek çoğalırlar. Temizliğin yapılmaması ve ağız içerisinde biriken bakteriler ağızda yaralanmalara ve mantarlara neden olur. Tedavi edilmediği takdirde her yediğimiz besinde oralarda atık kalacağından bakteri sayısı gitgide artar ve hastada ağrılara neden olur. Bir zaman sonra beslenme güçlüğü dahi yaşanabilecek bu durum uzman doktorlar tarafından antibiyotikler ve cerrahi yöntemlerle tedavi edilmesi gerekir. Çoğaldıkları her dakika ağız içerisinde üremeye ve dolayısıyla ayrıştırdıkları besinlerden çıkan sülfür içeren gaz meydana getirerek ağız kokusuna neden olurlar.

Ağız yaralanmaları ve mantarlardan dolayı oluşan ağız kokusu, tedavi edildiği takdirde ortadan kalkar fakat tekrarlamaması için hastanın ağız ve diş bakımını günlük olarak yapması gerekir.

Crash Diyetleri

İnsanların beslenme düzenine ve şekline dikkat etmemesi birçok hastalığın yanında sosyal ortamlarda utandıracak ve kişisel ilişkilerini zora sokacak durumlara da sebebiyet verir. Bunların en başında ağız kokusu gelir. Ağız kokusu ve beslenme arasında doğrudan bir ilişki vardır. Beslenmenin ağız içerisindeki bakterilerin ürettiği sülfür gazlarının neden olmasının yanında yetersiz beslenme sırasında vücudun yaktığı ürünlerden de ağız kokusu oluşabilir.

Crash diyeti de denilen ve günümüzde özellikle sosyal medyanın ve televizyonların özendirilmesiyle yaygın hale gelen durumlardan birisidir. Moda dünyasında sıfır beden olarak tabir edilen aşırı zayıflık durumuna gelebilmek için uygulanan diyetler de denilebilir. Bunun yanında fazla kilosu olan kişilerin bilinçsiz ve profesyonel yardım almadan kilo veren insanlarda görülen bir durumdur. Kişi yavaş yavaş ve belirli aralıklarla belli bir miktarda vermesi gereken kiloyu daha çabuk zayıflamak için birden vermeye çalıştığı zamanlarda bu tür diyetler uygular. Bu da insanlarda yetersiz beslenme ve doğalında ağız kokusunu meydana getirir.

Bu diyetlerde insanlar yeteri kadar karbonhidrat almazlar ve vücut üretmesi gerektiği enerjiyi karbonhidratlardan elde edemeyince keton adı verilen yağları parçalamaya başlar. Çok yoğun bir aromaya sahip olan ketonlar parçalandıkları zaman ağızda kokuya neden olur. Buna benzer şekilde dini inanışlarından dolayı oruç tutan insanlar bir ay boyunca yeterli karbonhidrat alamadığı için aynı şekilde vücut keton yakmaya başlar ve açlık durumunda ağızda ketonların parçalanması sonucu bir ağız kokusu oluşur.

Ağız Kokusu Belirtileri

Ağız kokusunun en büyük oluşum sebebi ağızdaki bakterilerdir. Ağızdaki bakterilerin ayrıştırdığı besinlerin sebep olduğu ağız kokusu geçici ve neredeyse bütün insanlarda görülebilecek bir durumdur. Ağız ve diş sağlığını düzenli yapan insanların bu durumla karşılaşma olasılığı çok düşüktür. Her ne kadar günlük ve sık rastlanan bir durum olsa da hafife alınmaması gereken bir durumdur. Ağız içerisindeki bakterilerin birikimi muhtemelen sık ve düzenli yapılmayan ağız ve diş bakımından dolayıdır. Her ne kadar bir zamana kadar fark etmesek de günlük bulduğumuz çözümler bir zaman sonra diş çürüğü ve apse gibi durumlara neden olabilir. Bundan dolayı diş çürüğünü önlemek adına yemek yedikten sonra dişler fırçalanmalıdır. İyi bir diş ve sağlıklı gülüşler için günde 2 kez fırçalamak yeterli olacaktır.

Bunun dışında ağız ve diş sağlığından bağımsız olarak günlük çözümler üretilemeyen ve bir türlü geçmeyen ağız kokuları ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. Kişiyi sosyal anlamda zor duruma düşüren nedenler de büyük ölçüde bu durumlarda ortaya çıkar. Mide rahatsızlıklarından, ağız yaralarına kadar birçok hastalığın belirtisi olabilir. Bunların yanında karaciğer iltihaplanması ve karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği, reflü, gastrit, mide ülseri, bağırsak ülseri, üst solunum yolu enfeksiyonları, akciğer yetmezliği ve tümör gibi birçok hastalığın belirtisidir. Kronik bir hal almış ve kişinin tek başına geçirmekte zorlandığı ağız kokusu oluşma durumlarında mutlaka bir uzman hekime muayene olmalı ve nedeni araştırılmalıdır.

Çevreden Alınan Tepkiler

Ağız kokusu insanların sosyal ilişkilerinden aile ilişkilerine kadar birçok farklı noktada zor duruma sokabilen can sıkıcı bir durumdur. Örneğin düzenli yapılmayan bir ağız ve diş bakımından oluşabilecek urumda sabah kalktığımızda bakteri birikimi ve oluşan koku nedeniyle hem ağızda kötü bir tat bırakır hem de konuşulduğu zaman karşıdaki kişilerden insanların canını sıkabilecek tepkiler alınabilir. Bunların dışında kronik bir hal almış ve ancak doktor tedavisiyle geçebilecek hastalıklardan dolayı oluşan ağız kokusu insanların günlük sosyal ilişkilerinde ve iş ilişkilerinde zor duruma sokabilir. Elden geldiğince hastanın konuşmamaya çalıştığı insanlarla arasına mesafe koyduğu bir durumla karşı karşıya kalınabilir. Bu da hastalık sonucu ağız kokusu oluşan kişiyi stres altına sokar ve oluşan bu stres farklı hastalıklara da sebep olabilir. Her ne kadar ağız kokusu yaşayan kişi açısından durumun önemi pek fark edilmese de karşıdaki kişi için dayanılmaz durumlar oluşabiliyor ve çevreden can sıkıcı tepkiler alınmasına sebep olabiliyor.

Ağız Kokusu Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Günümüzde insanların gelişen sosyal ilişkilerinde ağız kokusu gibi rahatsızlıklar can sıkıcı durumlar oluşturmakla beraber tanı ve tedavisi konusunda da bilinçsiz bir kültür oluşabiliyor. Günümüzde insanların neredeyse yarısına yakınında kronik ağız kokusu vardır. Bu durum eski tarih araştırmalarında da rastlanabilen bir durumdur. Binlerce sene öncesinde herhangi bir tıp biliminin gelişmediği durumlarda bu durum insanların aile ilişkilerine ve günlük yaşamına olumsuz etkiler bırakmıştır. Yapılan tarih araştırmalarında ağız kokusu yüzünden boşanan çiftlere bile rastlamak mümkün. Bu durumun tanı ve tedavisini yine en iyi alanında uzman doktorlar yapabilir. Kronik ağız kokusu rahatsızlığı olan kişiler doktor muayenesinden geçer ve doktor ağız kokusunun oluşmasına sebep olan hastalığı çeşitli yöntemlerle belirler. Mide ve bağırsak rahatsızlığından kaynaklanan ağız kokuları için daha çok endoskopi yöntemi kullanırken ağız ve diş hastalıklarının oluşturduğu ağız kokuları diş hekimleri tarafından gözle muayene sırasında veya diş MR‘ı yoluyla belirlenir. Buna benzer hasta şikayetleri de dikkate alınarak yapılan muayeneden sonra hastalığın ve dolayısıyla ağız kokusunun giderilmesi için doktor tarafından uygun tedavi yöntemi seçilir.

Diş Muayenesi

Sürekli bir hale gelmiş ve artık kişisel önlemlerin yeterli kalmadığı ağız kokusu durumlarında kesinlikle uzman bir doktor tarafından muayene olunması şarttır. Birçok nedene bağlı olarak oluşabilen sürekli ağız kokusu dişlerdeki çürüme ya da ağız içerisindeki diğer problemlere bağlı olarak oluşması sık rastlanan bir durumdur. Ağız içerisindeki neredeyse her aktivitenin tetikleyebileceği bu durum sürekli olarak gidilen doktor muayenesi ile çözüme kavuşturulabilir. Günümüzde gelişen teknoloji ve tıp biliminin ağız içerisindeki hastalıkları ve diş rahatsızlıkların tespiti ve tedavisi konusunda bize geniş imkanlar sunması ağız kokusu gibi durumların oluşmasına ortam hazırlamadan önlem alabilmeyi sağlıyor. Senede en az iki defa diş muayenesine gidilmesi gerekiyor. Bu ağız kokusu gibi can sıkıcı bir durumun önüne geçmek dışında birçok farklı sağlık probleminin de önüne geçmemizde bize yardımcı olur. Ağız ve dişlerdeki herhangi bir sorundan dolayı kaynaklanan ağız kokusu doktor tarafından tedavi edilmeli ve tedavi sonrası yapılması gerekenler konusunda hastanın bilinçlendirilmesi gerekir.

Dişlerle ve ağız içerisiyle doğrudan bir konu olduğu halde ülkemizde pek önemsenmeyen bu durum ağız kokusunun dışında birçok hastalığa da davetiye çıkartıyor. Muayene sırasında diş ya da ağız içerisindeki herhangi bir durumdan kaynaklanan ağız kokularının nedeni kolaylıkla bulunabilir ve bunun için ülkemizde yeteri kadar teknolojik testlerin yapılabilme imkanı da vardır.

Ağız Kokusu Testi

Tanı ve ağız kokusuna neden olan teşhis yöntemleri kişiye göre farklılık gösterse de genellikle yapılan, hasta dinlenerek uygulanan bazı yöntemler vardır. Öncelikle hastadan tükürük örneği alınarak içerisindeki bakteri oranı ve pH değerinin ölçülmesi için laboratuar incelemesine gönderilir. Tükürüğün içerisindeki volüm ve pH değeri ölçülür. Durgun haldeki koku tespiti yapılır ve burundan koku ölçümü yapılır. Ardından koku alma eşik değerleri, ağız kokusu üretim kapasitesi ölçülür. Yaklaşık olarak 2 ile 2,5 saat süren bu test sonucunda en son ağza çinko solüsyonu verilip ağız kokusu alt sınırı belirlenir. Gerek duyulduğu takdirde başka testler de uygulanarak ağız kokusu teşhisi konulur. Genellikle bu testlerin yapılması sonucu ağızda oluşan bakteriyel enfeksiyonlar ve ağız kokusu nedeni anlaşılabilmektedir. Bunlara bağlı olarak da tedavi yöntemleri belirlenir. Ağız kokusunun nedeni bulunmadığı takdirde hasta dinlenerek daha farklı testler de uygulanabilir.

Ağız Kokusu Risk Faktörleri

Ağız kokusunun insan hayatındaki önemsenme oranıyla oluşturabileceği sonuçlar arasında maalesef çok fark vardır. Günlük yaşantımızın ve bizi sokabileceği psikolojik etkilerinin yok sayılması veya bu konuda bilinçsiz bir şekilde hareket edilmesi sık rastlanan bir durumdur. Aslında vücudumuzun içerisindeki birçok rahatsızlık birbiriyle bağlantılıdır ve birbirinin nedeni ya da birbirinin sonucudur. Bundan dolayı bir bütün halinde çalışan vücudumuzun herhangi bir dışarıdan etkiye maruz kalması birçok farklı sonuç doğurabilir. Örneğin mide içerisindeki bir rahatsızlık ağız ile ilgili farklı bir soruna, karaciğerdeki farklı bir rahatsızlık midedeki bir rahatsızlığa neden olabilir. Bundan dolayı birçok ortak risk faktörü taşırlar. Örneğin yağlı yiyecekler yemek midedeki gastriti tetikleyeceğinden ağız kokusuna da neden olabilir. Bu da bunu bir risk faktörü yapar.

Ağız içerisinde oluşan hastalıkların ve dolayısıyla ağız kokusunun ortak risk faktörleri vardır. Bunlar tütün ürünleri içmek ya da çiğnemek, bilinçsiz bir şekilde düzensiz olarak verilen kilolar, doğru uygulanmayan veya yanlış besinlerle yapılan diyetler, aşırı alkol tüketimi, ağız ve diş bakımının düzgün yapılmaması ve bu komplikasyonlara bağlı olarak oluşan yaralanmalar ağız kokusu risk faktörlerindendir.

Sigara Kullanmak

Sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklar başlı başına kendi kokusundan dolayı ağız kokusu gibi kişiyi ve çevreyi rahatsız eden bir durumdur. Buna bağlı olarak oluşan hastalıklar da dolaylı olarak ağız kokusuna neden olur.

Mide ve bağırsak hastalıklarının bir nedeni de sigaradır. Sigara içerisindeki zehirli maddelerden dolayı mide ve bağırsak içerisindeki besinlerin sindirilmesi için salgılanan enzimlerin yapısını bozarak midede ve bağırsaklarda dezenformasyonlara sebep olur. Bu dezenformasyonlar dolaylı yoldan ağız içerisinde bakterilerin birikmesine neden olur. Sigara kullanan kişilerde diş sararmaları ve ağız içerisinde yaralanmalar ve buna benzer çeşitli rahatsızlıklar oluşur. Ülkemizde sık rastlanan bir durum olan diş ağrılarına ve çürüklerine geçici çözüm olarak kullanılan “ sigara ağrıyı dindirir” algısı yanlıştır. Sigara ağızda, midede, bağırsaklarda, akciğerlerde ve üst solunum yolu enfeksiyonlarında görülen hastalıkların en büyük sebeplerinden biridir. Bu hastalıkların sonucunda dolaylı yollardan ağız içerisinde koku oluşur. Örneğin sigara kullanan kişilerde diş çürükleri, tartar, diş etlerinde morarma ve diş etlerin hassasiyet artması gibi sorunlar sık rastlanan bir durumdur. Sigara kullanımının artmasıyla hassaslaşan dişler ve diş etleri daha kolay yaralanır. Yaralanmalar olduğu zaman yemek yeme sonrası ağız içerisinde kalan bakterilerin artık besinleri ayrıştırarak çoğalması durumu oluşur. Bu durumda diş etlerindeki yaralanmalardan dolayı bakteriler yaralanan yerlerde kolaylıkla iltihaplanmalara sebep olur ve daha hızlı çoğalabilirler orada. Bundan sonra her yemek yeme durumunda ağız içerisindeki bakteriler oradaki yaralanmalardan dolayı çok hızlı çoğaldığından atık besinleri daha hızlı ayrıştırırlar ve bu da daha fazla ağız kokusuna neden olmaktadır. Sigara kullanan kişilerde ağız kokusunun oluşma sebebi olan bu enfeksiyonlar tedavisi biraz daha zor hale gelir. Tedavi sırasında hasta acı çekebilir ve iyileşme süreci daha da uzayabilir. Bağımlılık yapan bir madde olduğu için tedavi sonrasında tekrar aynı durumla karşılaşmamak için hastaların sigarayı bırakmaları gerekir ve bu konuda zorluklar yaşar. Dolayısıyla psikolojik bir baskı altına girip daha farklı hastalıklara da davetiye çıkartabilmesi de söz konusudur.

Bir başka örnek olarak mide rahatsızlıkları ve dolayısıyla ağız kokusu oluşturma üzerindeki etkilerinden söz edebiliriz. Sigara kullanımı mide içerisinde birçok farklı komplikasyona yol açar ve bunların neredeyse tamamı ağız kokusuna neden olur, örneğin sigara kullanan kişilerde sıklıkla görülen bir durum da ani tokluk hissi ve kabızlık. Mide boşken sigara içen kişilerde mide sanki vücuda besin giriyormuş gibi hareket eder ve bu sinyallerden dolayı sindirim enzimleri salgılar bu sindirim enzimleri midede gastrit, reflü, ülser gibi rahatsızlıklara neden olur ve bu hastalıklar da doğalında ağız kokusunu da beraberinde getirir. Bir başka ağız kokusu oluşturma yolu da yemeklerden hemen sonra içilen sigaralardır. Yemeklerden hemen sonra sigara içen kişiler de hazımsızlık olayı sık görülen bir durumdur. Bunun en büyük sebebi mide içerisindeki besinlerin sindirimi için vücuda yeteri kadar oksijen alınmamasıdır. Sigaranın vücut içerisinde sindirimi engellemesi midede besinlerin kalmasına dolayısıyla bakteri üretiminin artmasına neden olur. Bu da reflü, gastrit ve daha ilerisinde ülsere neden olabilecek bir durumun önünü açar. Bu mide rahatsızlıkları da ağız içerisinde ağız kokusuna neden olur. Sigara içmekten dolayı oluşan hazımsızlığın getirdiği reflü midedeki besinlerin ağza kadar gitmesine ve orada bakteri üretiminin artmasına neden olur ayrıca mide içerisindeki basıncın değişmesiyle beraber geğirme oluşur ve bu da ağız kokusuna neden olur.

Buna benzer şekilde alkol de çeşitli hastalıklara ve dolayısıyla bu hastalıkların sonucu olarak ağız kokularına neden olur. Alkolün vücuda fazla alınması durumunda zehirli maddeler için süzgeç görevi gören karaciğerimizin tahrip olmasına, yağlanmasına ve daha ileriki seviyelerde karaciğer yetmezliğine neden olur. Bunların dışında diyabet gibi hastalıklara da neden olabilir. Bu hastalıklar da doğalında ağız kokusunu beraberinde getirir.

Ağız Kokusu Komplikasyonları

Ağız kokusu tedavisi mümkün olan ve genellikle ilaç tedavisi yöntemiyle geçirilen bir rahatsızlıktır. Ağız kokusuna maruz kalan kişinin aldığı ilaçlar, ağız içerisindeki bakterilerden de olsa farklı bir rahatsızlıktan da olsa iyileştikten sonra ağız kokusundan kurtulabilir. Çok nadir bir şekilde görülen ilaç dışı tedaviler de ağız kokusunu gidermede kullanılabilir. İlaç tedavisinde genellikle ağız içerisinde daha sık gözlendiği için antibiyotiklerle tedavi edilir ve uzun bir süre kullanılmadığı takdirde herhangi bir komplikasyona neden olmaz. Fakat bütün tedavilerde kullanılan antibiyotikler gibi ağız kokusunu gidermek için kullanılan antibiyotikler de fazla kullanıldığı zaman bir süre sonra bakteriler direnç kazanacağından hem bir işe yaramaz hem de farklı bir hastalık tedavisinde önümüze bir sorun olarak çıkar. Bununla beraber ağız kokusunun beraberinde getirdiği en büyük komplikasyonu kişiyi sosyal çevresinde zor bir duruma düşürebilme ihtimali olduğu için hasta üzerindeki psikolojik etkilerdir.

Psikolojik etkiler

Ağız kokusunda, herhangi bir hastalıktan dolayı kaynaklanmadıysa bazen insanlar kendi ağız kokularını fark etmezler bile fakat bir kişiyle konuştuğu zaman karşıdaki kişinin uyarmasıyla farkına varır. Hiç kimse bir başkasının ağız kokusundan hoşlanmaz ve çekmek istemez. Bu durum ağız kokusu rahatsızlığı olan kişilerin sosyal çevreden uzaklaşmalarına neden olur, olabildiğince az insanla konuşmaya başlar ve kendi içine kapanabilir. Bu insanları stres altına sokan bir durumdur. Stres başlı başınca can sıkıcı bir durumken bir sonraki adımı farklı rahatsızlıklara neden olmaktır. Ağız kokusu rahatsızlığı olan kişinin böyle bir durumdan dolayı strese girmesi bu rahatsızlığı daha da arttırabilir bunun sebebi ağız kokusunun önemli nedenlerinden birisi de strestir.

İnsanların sosyal hayatını etkilediği gibi aile ve özel hayatını da psikolojik olarak etkileyen bir faktördür. Tarih araştırmalarında iki bin yıl öncesinde bile ağız kokusu nedeniyle boşanma olaylarının görüldüğüne rastlanmıştır. Sabah yataktan kalkıldığında oluşan ağız kokusu her ne kadar anlaşılabilir kabul edilse de herhangi bir hastalık sonucu oluşmuş ve kronik hale gelmiş ağız kokusu eşler arasında tartışmaya kavgaya hatta boşanmalara dahi sebep olabilir.

Ağız Kokusu Nasıl Önlenir?

Ağız kokusunun insanlarda pek fazla önemsenmeyen bir konu olması, tamamen ağızdan kaynaklanan ve her sabah olabilecek olan durum olarak görülmesidir. Bunun nedeni de kolay tedavi edilebilir ve kolay önlenebilir olması. Fakat bu bile bazen insanları psikolojik olarak etkilerken daha da ilerisinde eğer sürekli bir hale gelindiğinde bu ağız ve diş sağlığına dikkat etmediğimizin ve dolayısıyla kronik bir hale gelebileceğinin bir göstergesidir. Sabah kalktığımızda o kötü koku ve kötü tatla karşılaşmamak için en temel yapılması gereken şey akşam yemeklerinden sonra gece yatmadan önce dişlerimizi fırçalamak ve gece yemek yememektir. Bu yolla sabah oluşan ağız kokuları önlenebilir.

Vücudumuz bir bütün halinde çalıştığı için aslında birçok farklı hastalıkla ağız kokusunun ortak risk faktörleri vardır. Yani bir başka hastalığın oluşmasına neden olan ve ağız kokusuyla pek alakalı görünmeyen bir eylemimiz veya bir alışkanlığımız dolaylı yoldan ağız kokusuna yol açan bir hastalığa neden olabilir. Bunların önüne geçebilmek için altın kural olarak uygulamamız gereken şey yılda en az iki defa genel sağlık kontrolü ve genel ağız ve diş muayenesi yapmaktır. Bunun dışında ağız kokusuna doğrudan neden olan birkaç faktörü göz önünde bulundurarak şu şekilde önlem alabiliriz;

  • Gece yatmadan önce mutlaka dişlerin fırçalanması.
  • Sabah uyanıldığında dişlerin arka tarafında birikmiş bakterileri ve besin artıkları atmak için gargara yapılması.
  • Genel dil temizliğine dikkat edilmesi.
  • Günde en az iki defa diş fırçalamak.
  • Yılda en az iki defa genel sağlık muayenesi yapmak.
  • Sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmak.
  • Yemeklerden sonra diş ipi ve kürdan kullanılması.
  • Ağız ve diş muayenelerinin ihmal edilmemesi.
  • Mide rahatsızlıklarına neden olabilecek yiyeceklerden uzak durulması.
  • Kilo verme olaylarının düzenli ve doktor kontrolünde yapılması.

Bu saydığımız önlemlerin alınması genetik problemlerden kaynaklanan herhangi bir rahatsızlık yoksa büyük ölçüde ağız kokusunun oluşmadan önlenmesine yardım eder.

Bunun yanında ağız kokusuna günlük ya da geçici olabilecek bazı önlemler de mevcuttur. Özellikle sigara ve alkol gibi bazı kötü alışkanlıkların kullanılmasından sonra aromalı sakızlar ve şekerler ağız kokusunu önlemede yardımcı olabilir. Ayrıca karanfil, nane ve bazı ağız spreyleri de ağız kokusuna önlem olarak alınabilecek şeylerdir.

Günde İki Kez Diş Fırçalamak

Ağız kokusu günlük ve herkesin başına gelen bir olaydır. Bundan dolayı insanlar sabah uyandığında oluşan ağız kokusunu normal karşılayabilirler. Sabah uyandığımızda ağzımızda oluşan ve kötü bir kokuyla beraber acı ya da çürük yumurtaya benzeyen bir kokunun oluşmasının sebebi yenilen yemekler ağızda birikir. Dişlerin arasında, dilin arka tarafındaki çukurlarda ve her ne kadar dışarıdan çok görünmese de dilin üst yüzeyinde var olan küçük çukurlarda besin birikmesi sonucu oluşur. Buralarda biriken besinler gece uyurken bakteriler tarafından ayrıştırılır ve bakteriler bu ayrıştırdıkları besinlerden yani glikozlardan beslenerek çoğalırlar. Ayrıştırma sırasında içinde sülfür bulunan bir takım gazlar ve atıklar ortaya çıktığından sabah uyandığımızda ağız kokusu dediğimiz durum oluşur.

Ağız kokusunun günlük olarak sadece su içmek ve kokulu bir şeyler yemekle geçici olarak çözüme kavuşturulsa da kalıcı bir çözüm olmaz. Hem ağız kokusuna doğrudan neden olan durumları hem de dolaylı yoldan hastalık oluşturan durumları ortadan kaldırabilmek için günde iki defa diş fırçalanması önemlidir. Aslında diş fırçalanması her yemekten sonra yapılması gereken bir olaydır. Ağız içerisindeki bakteriler hızlı çoğalabilen bakterilerdir fakat sabah yemek yedikten sonra işe gittiğimizden veya diş fırçalama fırsatı bulabileceğimiz uygun bir ortam pek yaratamadığımızdan en azından sabah evden çıkarken ve gece uyumadan önce diş fırçalamak uzmanlar tarafından önerilen bir durumdur. Bu yolla yemeklerden sonra ağızda kalan artıklar bakteriler tarafından ayrıştırılamayacak ve ağız kokusunun yanında birçok farklı hastalığa da sebep oluşturmamış olacağız.

Dil Temizliği

Ağız kokusu rahatsızlığıyla karşı karşıya kalan insanlar dişleri düzenli fırçaladığı halde yine de ağız kokusu durumuyla karşı karşıya kalmalarına bir anlam veremeyebilirler. Bunun en büyük sebebi diş fırçalama sırasında veya ağız bakımı sırasında dil temizliğinin ihmal edilmesidir. Dil, dışarıdan bakıldığında düz ve pürüzsüz bir organ gibi dursa da dikkatli incelendiğinde üzerinde küçük çukurların olduğu gözlemlenebilir. Bunun yanında dilin arka tarafında doğru gidildikçe dil üzerindeki çukurlar daha da derinleşir. Diş fırçalarken dil temizliğine önem vermemek yemek yedikten sonra burada artık besinlerin birikmesine sebep olur. Burada biriken artık besinler bakteriler tarafından ayrıştırılarak hem sülfür bileşenli gazlar ortaya çıkartılar hem de besinlerdeki glikozdan beslenerek çoğalırlar. Bu durum ağız kokusunun yanında farklı hastalıklara da neden olabilir. Diş fırçalamanın doğru yöntemi için diş hekimlerinden yardım alınabilir.

Diş Fırçası Seçimi ve Temizliği

Ağız kokusuna neden olan ağız ve diş sağlığı bakımının düzgün ve özenli yapılması ne kadar önemliyse bu işlemi yapabilecek diş fırçası, diş macunu ve diş fırçasının temizliği de bir o kadar önemlidir. Diş fırçası seçerken ağızda biriken artık besinleri rahat temizleyebilen bir diş fırçası seçmemiz önemlidir. Bu konuda yine en güvenilir bilgi ve öneriyi diş hekimlerimizden alabiliriz. Diş sağlığı ve ağız sağlığı hassas bir nokta olduğundan piyasa da satılan herhangi bir diş fırçası ya da diş macunu yerine bilindik markaların bilindik ürünlerini almamızda fayda vardır. Aynı şekilde diş fırçasının temizliği de ağız ve diş rahatsızlıklarına dolayısıyla ağız kokusuna neden olmaması için önemlidir. Dişler temizlenmeden önce ve temizlendikten sonra diş fırçasının temizliğine çok dikkat edilmesi gerekir. Diş fırçalamaya başlamadan önce ellerimizi bol sabunlu suyla yıkamalıyız ve ardından macunu diş fırçasının üzerine koymadan ellerimizle bir süre temizlemeliyiz. Eğer temizlemeden önce ağzımıza alırsak diş fırçasını üzerinde bulunan bakteriler ağzımıza girer ve hastalıklara neden olur. Bu durumun oluşmaması için de diş fırçalamasından sonra diş fırçasını iyi muhafaza etmemiz gerekir. iyi muhafaza edilmeyen diş fırçaları bakteri kapabilir bu da diş fırçalaması sırasında bize ekstra zorluklar çıkartır. Diş fırçalama yöntemleri ve diş fırçası, diş macunu, diş fırçası temizliği gibi detaylı bilgiyi diş doktorlarından alabiliriz.

Gargara Kullanımı

Ağız içerisinde oluşan ve diş fırçalamasıyla geçmeyebilen bazı durumlar olabilir. Diş fırçalamasının yanında diş ipi ve kürdan gibi alternatiflerin yanında gargara da kullanılabilir. Diş fırçasının ulaşmakta zorlandığı noktalarda biriken besin artıklarını da temizleyebilen gargara kullanımı ağız kokusunu önleme noktasında bir çözümdür. Özellikle bilinçsiz ve düzenli olarak fırçalama sırasında unutulan veya yapılmayan dil temizliği gargara yardımıyla bir nebze de olsa yapılabilir ve ağız kokusunun önüne geçilir. Bunun yanında yemek borusu üzerinde ve gırtlakta biriken yine ağızdaki olaylara benzer şekilde ağız kokusuna neden olan bakterilerin temizlenmesi ve nefes ferahlığı için önemli bir şeydir.

Rutin Diş Kontrolleri

Diş kontrollerinin en önemli nedeni ağız ve mide içerisindeki bir çok hastalığın teşhisinin dışında farklı birçok hastalığında belirtilerine karşılaşılabilme imkanıdır. Ülkemizde genellikle ihmal edilen bu durum insanlarda birçok hastalığın oluşmasına, erken tanı ve tedavilerin yapılmamasına neden olmaktadır. Diş eti hastalıkları, diş çürükleri ve buna bağlı komplikasyonlar, mide hastalıkları, bazı karaciğer ve bağırsak hastalıkları da rutin diş kontrollerinde ortaya çıkabilmektedir. Tanı ve teşhis konulma aşamasında kullanılan MR ve diğer kontrol yöntemleri bu hastalıkların oluşmadan engellemenin yanında ağız kokusu gibi rahatsızlıkların da oluşmasından önce önlem alınabilmesine imkan vermektedir.

Ağız içerisindeki besin artıklarından beslenen bakterilerin neden olduğu ağız kokusu her ne kadar diş ve ağız temizliğine dikkat etsek de oluşabilir. Ayrıca diş fırçalamanın yeterli olmadığı durumlarda diş arasındaki besinlerden beslenerek çoğalan ve diş çürüklerine neden olan dolayısıyla ağız kokusuna neden olan durumlar da rutin yapılan diş kontrollerinde ortaya çıkartılarak tedavisi yapılabilir. Bunun için yılda en az iki defa herhangi bir rahatsızlık hissetmesek bile rutin diş kontrolleri için diş hekimine uğramakta fayda vardır.

Sık Sorulan Sorular

Bilinçsiz tedavi yöntemlerinin fazlalaştığı özellikle gelişen teknolojiyle beraber bilgi kirliliğinin arttığı durumlarda ağız kokusu gibi diş ve ağız sağlığı ile ilgili durumlarda en doğru bilgileri almak için uzman bir diş hekimine danışılmalı ve kafada hiçbir soru işaretine yer bırakılmamalıdır. Gerek diş hekimleriyle yapılan tedaviler gerekse diş hekimlerinden alınan doğru bilgilerle kişinin ağız kokusu konusunda kendi kendine bir tedavi yöntemi seçebilmesi mümkündür.

Ağız Kokusu Kalıcı Mıdır?

Ağız kokusu ülkemizdeki insanların neredeyse tamamında görülen bir durumdur. Sadece ülkemizde değil bütün dünyada aynı şekildedir diyebilir. Fakat kronik olarak engellenemeyen ağız kokusu ülkemizin yüzde 60’ında görülebilen bir durumdur. Bu durumun nedeni çeşitli hastalıklardan olabilir. Mide, bağırsak, karaciğer ve diş hastalıklarına bağlı olarak kronikleşirler. Fakat tedavisi mümkün olduğu sürece ağız kokusu kalıcıdır denilemez. Tedavi edilmediği sürede uzun sürebilmektedir. Ağız ve diş sağlığına dikkat eden bireylerde ve herhangi bir hastalığı olmayan kişilerde genellikle görülmeyen bir durumdur. Görülse dahi çok basit çözümlerle geçirilebilir. Kalıcı olduğu durum ancak mide kanseri, bağırsak kanseri ve karaciğer yetmezliği gibi hastalıkların tedavisi uzun sürdüğünden ve başarılı olmama ihtimali olduğundan kalıcı bir hale gelir denilebilir.

Ağız Kokusunu Önleyen Yiyecekler Nelerdir?

Ağız kokusu konusunda beslenme şekli ve yiyecek seçimi çok önemli bir yer tutar. Yemeklerin düzenli ve yeteri kadar kaloriye sahip olduğu zamanlarda hem ağız kokusuna neden olmaz hem de ağız kokusuna neden olabilecek başka bir durum ortaya çıkmasını engeller. Yediğimiz besinlerin ağızdaki temizliği de çok önemlidir. Ülkemizde yoğun olarak tüketilen soğan ve sarımsak gibi kokusu keskin ve aroması yüksek yiyecekler ağız kokusuna neden olan en büyük yiyeceklerdir. Yiyeceklerin türü ve temizliği ağız kokusunun önlenmesinde önemli bir rol oynarken ağız kokusu oluştuktan sonra tükettiğimiz bazı besinler de ağız kokusunu engeller.

Yemek yedikten sonra ağızda oluşabilecek kokuların önüne geçmek için kullanılan yiyeceklerin başında ulaşılması kolay ve fiyatı ucuz olduğu için sık olarak kullanılan maydanozdur. Maydanoz ağızdaki kötü kokuları bastırarak ağızda daha hoş bir koku kalmasını sağlar. Bunun dışında yoğurtta yapısındaki zengin kalsiyumdan dolayı dişleri güçlendirir ve mide sağlığımızı korur. Yoğurt sayesinde sahip olduğumuz sağlıklı dişler ağızda istenmeyen kokuların oluşmasına ortam hazırlamayacaktır. Bunlardan farklı olarak ağız kokusuna çözüm olabilecek en keskin besin yeşil çaydır. Yeşil çay içerisinde bulunan katesin maddesi ağızdaki bakterileri öldürerek ağız kokusu oluşumuna engel olur.

İçerisinde C vitamini bulunduran yiyecekler de ağız kokusuna önlem olarak alınabilecek yemeklerdir. Hem dolaşım sistemine yardımcı olan C vitamini, ağız içerisindeki hassas diş etlerinden kaynaklanabilecek ağız kokularına engel olur. İçerisinde bol miktarda C vitamini bulunduran kivi bu konuda en çok tercih edilen meyvedir. Kivi dışında portakal ve mandalina gibi meyveler de ağız kokularını önlemek için tercih edilebilir.

Bu yiyeceklerin dışında balık, kuruyemişler, kereviz ve çilek gibi maddeler de ağız kokularını gidermekte alınabilecek yiyeceklerdir. Fakat kesinlikle unutulmamalıdır ki ağız içerisindeki bakteriler alınan gıdaları ayrıştırarak çoğaldıkları için bu yiyeceklerde dahi sonrasında diş temizliği yapılması gerekir.

Hangi Hastalıklar Ağız Kokusuna Neden Oluyor?

Ağız kokusu hemen herkeste görülen bir rahatsızlıktır. Ülkemizde ve dünyada gece yattıktan sonra ağızda biriken bakterilerin neden olduğu ağız kokusu sabah uyandığımızda hoş olmayan bir tat ve koku bırakır. Bunun yanında ağız kokusunun sürekli olarak yaşandığı ve tek başına çözüm bulunamadığı durumlarda oluşabiliyor. Ülkemizde ağız kokusu rahatsızlığı yaşayan insanların yarısından çoğu bir hastalık nedeniyle ağız kokusu sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. En sık rastlanan ağız kokusuna neden olan hastalıklar ağız ve diş bakımının yapılmaması ve rutin diş kontrollerin yapılmamasından kaynaklanan ağız ve diş hastalıklarıdır. Bunun yanında çeşitli beslenme ve psikolojik etkilere kadar uzanan nedenlerden oluşan mide rahatsızlıkları, karaciğer yetmezliği ya da karaciğer yağlanması, üst solunum yolu enfeksiyonları, akciğer yetmezliği, bağırsak iltihaplanması ve oniki parmak bağırsağı kanseri gibi birçok olay ağız kokusuna neden olmaktadır. Bunların yanında iş ve aile hayatında yaşanan sorunlar nedeniyle stres altına giren kişilerde dolaylı yoldan ağız kokusu çekebilmektedirler. Bunun dışında özellikle çocuklarda çok görülen bir olay olan susuzluk da ağız kokusuna neden olabilmektedir. Spor yapan insanlar ve hareketli çocuklar vücudun kaybettiği suyu yerine koymadıklarında tükürük salgılanması az olur ve ağızda kuruluğa neden olur. Ağız kuruluğu ağızda biriken bakterileri alıp götüremediğinden orada birikirler ve ağız kokusuna neden olurlar.

Ağız Kokusu Yaşlanmaya Bağlı Gelişebilir Mi?

Yaşlanmaya bağlı olarak vücudun birçok organı daha yavaş çalışır. Sindirim ve dolaşım sistemi yavaşlar. Bu yavaşlamalardan kaynaklı insanlarda şeker hastalığı; reflü, gastrit, ülser gibi mide problemleri; karaciğer yetmezliği ve karaciğer yağlanması, oniki parmak bağırsağı ülseri gibi birçok hastalığa neden olur. bu hastalıkların en büyük belirtilerinden bir tanesi de ağız kokusudur. Yaşlanmaya bağlı olarak gelişen bu hastalıkların neredeyse hepsinin tedavisi mümkün olduğu için tedavisi yapıldığı takdirde veya düzenli ilaç kullanıldığı takdirde ağız kokusu şikayeti de büyük ölçüde giderilebilir. Bunların yanında sprey, diş fırçalaması, maydanoz ya da karanfil çiğnenmesi de ağız kokusunun giderilmesine yardımcı olur.

Ağız Kokusu İçin Doktora Gitmek Gerekir Mi?

Ağız kokusunun dünyadaki bütün insanların ortak sorunu olması sebebiyle çevresel faktörlerden çok etkilenmez ve insan vücudunun çalışma prensipleriyle doğrudan alakalı bir durumdur. Gece uyuduğumuzda ağzın kapalı olması ve içeride bakteri birikimi sonucu oluşan ağız kokusu bütün dünyada görülen bir hastalıktır ve tedavisi de basittir. Bu olayın tedavisi için bazen farklılıklar olsa da genellikle su içmek ve düzenli diş fırçalamak sabah oluşan ağız kokularının giderilmesinde önemli bir etkendir. Bunlar dışında dünyada sürekli ağız kokusu çeken insanların yarısından fazlası önemli bir hastalık nedeniyle çekmektedir. Bunların en başında da ağız ve dişlerle alakalı hastalıklar, mide ve bağırsak hastalıkları ve karaciğer hastalıkları. Bunların yanı sıra akciğer ve üst solunum yolu rahatsızlıkları da ağız kokusuna neden olmaktadır. Bunun gibi hastalıkların meydana getirdiği ağız kokusunun giderilmesi sabah oluşan ağız kokularının giderilmesi kadar basit bir durum değildir. Her ne kadar düzenli diş fırçalasak da yiyeceklerimize dikkat etsek de ağız kokusu devam eder ve doktora başvurmak zorunda kalırız. Ayrıca düzenli olarak yılda iki defa yapılan doktor muayeneleri bu hastalıkların ve doğurduğu sonuçlardan biri olan ağız kokusunun oluşmadan engellenip tedavi edilmesinde önemli bir faktördür. Tedavi edildiği zaman hastalıklardan kaynaklanan ağız kokusunun da giderileceği bu hastalıklar doktor olmayan kişiler ve kendi başımıza yapmamız doğru değildir ve daha kötü sonuçlar doğurabilir.

Uzun Süre Açlık Ağız Kokusuna Neden Olur Mu?

Günümüzde insanlar gerek dini inanışları gereği gerekse fiziksel özelliklerini düzeltmek için aç kalmak gibi bir yanlışın içine düşebiliyorlar. Crash diyeti gibi diyetler ya da hızlı kilo vermek için günlerce beslenmemek birçok farklı sağlık problemlerine neden olabileceği gibi en etkin göstergesi olan ağız kokusunu da beraberinde getirir. Vücudun ihtiyaç duyduğu karbonhidratlar besin yoluyla alınmadığı takdirde vücut enerji üretebilmek için yağ yakmaya başlar. Yakılan yağlar yoğun bir aromaya sahip olduğu için açığa içerisinde sülfür bileşeni bulunan ve diğer koku yapan ağır gazlarla beraber çürük yumurta tadına benzeyen bir tat ortaya çıkartır. Böyle bir durumu olan hastanın sağlık açısından oruç tutmasını önermiyoruz. Sağlıklı olsa dahi vücudun gün içerisinde ihtiyaç duyabileceği karbonhidratı almış olması gerekir. Aksi takdirde yine ağız kokusunun yanında farklı birçok hastalığa neden olabilir. Oruç tutmaya benzer şekilde fazla kilolarından kurtulmak isteyen insanların hızlıca kilo verebilmesi için kendisini uzun süre aç bırakması ve vücuda gerekli karbonhidratları almaması da yine ağız kokusuna sebep olur. Fazla kilolarından kurtulmak isteyen insanların vücudun ihtiyaç duyabileceği minimum karbonhidrat miktarını almaları ve bir anda değil, düzenli ve azar azar kilo vermeleri gerekmektedir. Bu konularda profesyonel bir diyetisyenden de yardım alınabilir.

Diş Protezi Ağız Kokusuna Neden Olur Mu?

Ağız kokusunun oluşmasının en temel nedeni ağız içerisindeki bakterilerin çoğalarak oradaki besinleri ayrıştırmasıdır. Yıllar önce yapılan ve artık diş etleriyle uyumsuz hale gelmiş diş protezleri aralarına dolan besinler nedeniyle bakterilere çoğalma ortamı sağlar ve nihayetinde ağız kokusuna neden olurlar. Bunun önüne geçmek için takıp çıkarmalı diş protezlerinin ya da sabit diş protezlerinin düzenli olarak yıkanması ve temizlenmesi gerekir.

Hangi Yiyecekler Ağız Kokusuna Neden Olur?

Ağız içerisinde biriken artık besinler ya da temizlenmeyen artık besinler bakteriler tarafından ayrıştırılarak içerisinde sülfür bulunan çeşitli gazlar salgılaması yoluyla ağız kokusuna neden olur. Bunun için beslenmemize dikkat etmemiz gerekir. Beslenmede de en dikkat edilmesi gereken şey yendikten sonra kolay temizlenebilir olması ve içerisinde bol şeker bulunmaması bunlar bakteri artmasına ve diş çürüklerine dolayısıyla ağız kokularına neden olur. Bu durumun önüne geçebilmek için de diş ipi, kürdan kullanılabilir; diş etleri, dil ve dişler iyice temizlenmelidir.

Bunun yanı sıra soğan, sarımsak, kırmızı et, tavuk eti, süt ve süt ürünlerinin fazla tüketilmesi, fazla baharatlı yiyecekler, fazla şekerli yiyecekler, çikolatalar, kafeinli yiyecek ve içecekler, siyah çayın fazla tüketilmesi, enerji içecekleri ve sakatat gibi yiyecekler ağız kokusuna en çok neden olan yiyeceklerdir.

Ağız Kokusu Herkeste Görülür Mü?

Ağız kokusunun oluşmasının en temel nedeni vücut içerisindeki döngüler ve dışarıdan alınan yiyeceklere ve içeceklere vücudumuzun vereceği tepkiler ya da vücudumuzun bunlara verdiği tepkilerden dolayıdır. Dünyadaki hemen her insanda görülen ağız kokusu durumu insanların ortak bir sorunu. İnsanlar gece yatarken eğer burunla alakalı herhangi bir tıkanıklık gibi rahatsızlık söz konusu değilse genellikle ağzı kapalı uyurlar. Bunun üstüne gece uyuduktan sonra diş fırçalamamak ve gece yemek yeme gibi alışkanlıklar ağız içerisindeki bakterilerin rahatlıkla üreyerek çoğalmasına ve bundan dolayı orada ağız kokusu yapmaya neden olurlar. Sebebi evrensel bir durum olduğu gibi bu duruma karşı ağız kokusu rahatsızlığı yaşayan insanlarla iletişime geçen kişilerin verdiği tepkiler de evrenseldir. Hiçbir insan bir başkasının ağız kokusundan haz etmez ve herkes rahatsız olur. Bundan dolayı her insanda görülebilen bu durum hemen herkeste de aynı çözüm yöntemleriyle çözülür. Bunun dışında yine herkeste görülebilme olasılığı olan mide rahatsızlıkları, bağırsak rahatsızlıkları, akciğer rahatsızlıkları, üst solunum yolu enfeksiyonları, ağız ve diş hastalıkları ve karaciğer hastalıkları gibi hastalıklar sürekli yani kronik ağız kokusuna da neden olabilir.

Sabahları Neden Ağız Kokusu Olur?

Ağız kokusunu ortaya çıkaran sebeplerin yalnızca dişler ya da ağız içi hijyen seviyesinden kaynaklanması söz konusudur. Özellikle sabah görülen ağız kokusunun birden fazla sebebi bulunur:

  1. Gece yatarken ağız içi hijyenin sağlanmamış olması,
  2. Yemek borusu, mide veya bağırsak kaynaklı bazı hastalıklar,
  3. Üst solunum yolu enfeksiyonları,
  4. Ağız içinde gelişen çeşitli iltihaplı yapılar,
  5. Diş çürükleri gibi diş hastalıkları,
  6. Ağız içi floranın olmaması gereken bakterilerce işgal edilmesi. Sabahları ortaya çıkan ağız kokusunun nasıl ortaya çıktığı kadar nasıl ortadan kaldırıldığı da önemlidir. Tanı noktasında bu bilgi de oldukça önemlidir.

    Hangi Vitamin Eksikliği Ağız Kokusuna Neden Olur?

    Ağız kokusunun doğrudan sebebi olmasa da sebep olduklarıyla bu durumu ortaya çıkaran vitamin eksiklikleri söz konusudur. Özellikle D vitaminin eksik olmasından dolayı diş etlerinde meydana gelen ufak yaralar başlıca koku kaynağıdır. B12 vitaminin eksik olması durumunda ortaya çıkan sorunlar da zincirleme olarak kötü ağız kokusunu ortaya çıkarabilmektedir.

    Ağız Kokusu Ne Kadar Sürede Geçer?

    Ağız kokusu genelde sabah yemek yendikten ve dişler fırçalandıktan yani ağız kokusuna sebep olabilecek yerlerin florası değiştirildikten sonra ortadan kalkar. Gün içerisinde ne zaman geri geldiği ise sorunun temelinde yatan kaynağa göre değişir. Eğer yemek borusu veya mide hastalıklarından kaynaklanan bir ağız kokusu söz konusu ise dişler fırçalandıktan bir – iki saat sonra koku tekrar gelecektir. Eğer ağız hijyeninin eksikliğinden kaynaklanan bir koku söz konusu ise üç – dört saat içerisinde koku tekrar gelecektir.

    Ağız Kokusu Neyin Belirtisidir?

    Ağız kokusu birden fazla hastalığın ya da sendromun ortak belirtisidir. Aynı zamanda hiçbir şeyin belirtisi de olmayabilir. Yalnızca hijyen eksikliğinden kaynaklanan ağrılar da söz konusudur ancak ağız kokusu ortaya çıktığında:

  7. Diş ve diş eti hastalıkları,
  8. Enfeksiyon hastalıkları,
  9. Bakteri kaynaklı hastalıklar veya sorunlar,
  10. Sistemik hastalıklar akla gelmelidir.

    Ağız Kokusu Bir Hastalık Mıdır?

    Ağız kokusu hastalıktan ziyade, hastalıkların belirtisidir. Önlem alınması temeldeki kaynağı çözmeyeceğinden dolayı, detaylı bir inceleme ile ağız kokusunun sebebi olan hastalığın bulunması gerekir. Bilinmesine rağmen çözüm için harekete geçilmeyen ağız kokusu söz konusu ise bunu psikolojik bir hastalık olarak değerlendirmek mümkündür.

    Ağız Kokusu İçin Hangi Doktora Gidilir?

    Ağız kokusu için akla gelen ilk sebep her zaman diş ve diş eti hastalıklarıdır. Doğal olarak ağız kokusu sorunu ile başa çıkmak isteyenler diş hastalıkları polikliniğine başvurmalıdır. Burada yapılan inceleme ve tedavinin ardından geçmeyen bir ağız kokusu söz konusu ise diğer bölümlere sevk alınarak gerekli tetkikler uygulanmalıdır. Kan testleri, endoskopi ve idrar testleri başlıca ağız kokusu kaynağı teşhis yöntemleridir.

    Bebeklerde Ağız Kokusu Olur Mu?

    Özellikle katı beslenmeye geçmemiş bebeklerde ağız kokusunun olması beklenmez. Ağız kokusunu ortaya çıkaran faktörlerin birçoğu olmadığı için, ağız kokusunun varlığı ekstrem bir durumdur. Sebebi de vitamin, mineral eksiklikleri ile çeşitli hastalıklardır. Katı beslenmeye geçmiş çocuklarda ise ağız hijyeninin eksikliğine bağlı olarak ağız kokusu gelişebilmektedir.

İlgili Bölümler
İlgili Tedaviler